خيارات البحث
النتائج 1 - 10 من 55
Hasat Öncesi AVG (Aminoetoksivinilglisin) Uygulamalarının ‘Fuyu’ Trabzon Hurması Çeşidinin Meyve Kalitesi ve Soğukta Muhafaza Süresi Üzerine Etkileri النص الكامل
2025
Mustafa Zilci | Erdinç Bal
Bu araştırmada ‘Fuyu’ çeşidi meyvelerine, hasattan 14 ve 21 gün önce farklı dozlarda (0, 75, 150 ve 225 mg l-1) AVG (Aminoetoksivinilglisin) uygulamalarının depolama süresince meyve kalitesine etkileri incelenmiştir. AVG uygulaması yapılan meyveler modifiye atmosferli poşetler ile ambalajlanarak 0-1oC sıcaklık ve %85-90 oransal nemde 4 ay süreyle depolanmıştır. Araştırmada ağırlık kaybı, toplam suda çözünür kuru madde miktarı, titre edilebilir asit miktarı, meyve eti sertliği, askorbik asit miktarı, toplam fenolik madde miktarı, toplam antioksidan madde miktarı, solunum hızı ve üşüme zarar oranları incelenmiştir. Çalışmada depolama süresince meyve eti sertliği azalırken, meyvelerin ağırlık kayıplarında artışlar belirlenmiştir. AVG uygulamalarının meyve olgunlaşması üzerine olan geciktirici etkisine paralel olarak üşüme zararı oluşumu da gecikmiştir. Solumun hızı ve biyokimyasal bileşiklerin kaybı üzerine artan dozları ile AVG’nin engelleyici etkisi belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak, ticari hasattan önce uygulanan 150 ve 225 mg l-1 AVG uygulamasının, hasat sonrası depolama döneminde meyve kalitesi açısından Fuyu’ çeşidi Trabzon hurması üzerinde önemli ve olumlu bir etkisi olmuştur.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Hasat Öncesi AVG (Aminoetoksivinilglisin) Uygulamalarının ‘Fuyu’ Trabzon Hurması Çeşidinin Meyve Kalitesi ve Soğukta Muhafaza Süresi Üzerine Etkileri النص الكامل
2025
Mustafa Zilci | Erdinç Bal
Bu araştırmada ‘Fuyu’ çeşidi meyvelerine, hasattan 14 ve 21 gün önce farklı dozlarda (0, 75, 150 ve 225 mg l-1) AVG (Aminoetoksivinilglisin) uygulamalarının depolama süresince meyve kalitesine etkileri incelenmiştir. AVG uygulaması yapılan meyveler modifiye atmosferli poşetler ile ambalajlanarak 0-1oC sıcaklık ve %85-90 oransal nemde 4 ay süreyle depolanmıştır. Araştırmada ağırlık kaybı, toplam suda çözünür kuru madde miktarı, titre edilebilir asit miktarı, meyve eti sertliği, askorbik asit miktarı, toplam fenolik madde miktarı, toplam antioksidan madde miktarı, solunum hızı ve üşüme zarar oranları incelenmiştir. Çalışmada depolama süresince meyve eti sertliği azalırken, meyvelerin ağırlık kayıplarında artışlar belirlenmiştir. AVG uygulamalarının meyve olgunlaşması üzerine olan geciktirici etkisine paralel olarak üşüme zararı oluşumu da gecikmiştir. Solumun hızı ve biyokimyasal bileşiklerin kaybı üzerine artan dozları ile AVG’nin engelleyici etkisi belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak, ticari hasattan önce uygulanan 150 ve 225 mg l-1 AVG uygulamasının, hasat sonrası depolama döneminde meyve kalitesi açısından Fuyu’ çeşidi Trabzon hurması üzerinde önemli ve olumlu bir etkisi olmuştur.
اظهر المزيد [+] اقل [-]‘Farfia’ Kayısı Meyvelerinin Depolanabilirliğine Modifiye Atmosfer Paketleme ve 1-Metilsiklopropen Uygulamalarının Etkilerinin Belirlenmesi النص الكامل
2024
Nursel Meral | Fatih Şen | Enes Yılmaz
Bu çalışmada, modifiye atmosfer paketleme (MAP) ve 1-metilsiklopropen (1-MCP) ‘Farfia’ kayısı çeşidi meyvelerinin hasat sonrası dayanımlarına etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma; a) Kontrol, b) MAP, c) 1-MCP, d) MAP + 1-MCP, e) RipeLock™ MAP ambalaj + 1-MCP olacak şekilde beş farklı uygulama gerçekleştirilmiştir. 1-MCP, 24 saat 625 ppb olarak uygulanmıştır. ‘Farfia’ kayısı çeşidine ait meyveler 8 hafta süreyle 0°C’de %90 nemde depolanmıştır. Depolama öncesi ve süresince 2 haftalık periyotlarla alınan örneklerde ambalajların ağzı açılarak 2 gün raf ömründe (20°C) bekletildikten sonra ağırlık kaybı, renk, meyve eti sertliği, suda çözünür kuru madde miktarı, asitlik, pH, toplam fenol miktarı, antioksidan aktivitesi, solunum hızı, etilen salınımı, duyusal değerlendirme ve çürüklük gelişimi belirlenmiştir. MAP’ın yer aldığı uygulamalar, kayısı meyvelerinin ağırlık kaybını depolama ve raf ömrü süresince önemli derecede azalttığı görülmüştür. Meyve eti sertliğinin korunmasında, MAP ile 1-MCP’nin birlikte uygulamaları etkili olmuştur. MAP’ın yer aldığı uygulamalarda meyvelerin solunum hızları daha düşük bulunmuştur. MAP ve 1-MCP’nin teksel ve birlikte uygulanmaları kayısı meyvelerinin etilen salınımını yavaşlatmıştır. Çalışma sonucunda MAP ile 1-MCP’nin birlikte yapıldığı uygulamalardaki ‘Farfia’ kayısı meyvelerinin 42 gün başarıyla saklanabileceği saptanmıştır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Hıyarda Fide Kalitesi Üzerine Paklobutrazol Dozlarının ve Uygulama Metotlarının Etkisi النص الكامل
2024
Yasemin Aktaş | Naif Geboloğlu | Emine Polat
Bu çalışmada, hıyarda fide kalitesi üzerine paklobutrazolun farklı uygulamalarının etkisi araştırılmıştır. Denemede paklobutrazolun 30, 40, 50 ve 60 ppm dozları 2 faklı miktarda (0,5-1,0 ml) ve 2 farklı şekilde uygulanmıştır. Birinci uygulama kotiledon yaprakları yere paralel olduğu dönemde yapılmış ve sonrasında herhangi bir uygulama yapılmamıştır (1+0). İkinci uygulama kotiledon yaprakları yere paralel olduğu dönemde ve ilk gerçek yapraklar 0,5 cm çapa ulaştığında olmak üzere iki sefer (1+1) yapılmıştır. Kontrol parsellerinde bitkilere saf su verilmiştir. Fidelerin gübrelenmesinde Hoagland besin solüsyonu modifiye edilerek kullanılmıştır. Fide yetiştirme dönemi boyunca çözeltinin pH’sı 6,3±2’ye ayarlanmıştır. Tohum ekiminden 35 gün sonra hıyar fidelerinin yetiştiriciliği tamamlanmış ve fidelerde gözlemler yapılmıştır. Çalışmada fide boyu (cm), gövde uzunluğu (cm), gövde çapı (mm), yaprak sayısı, fide yaş ağırlığı (g), fide kuru ağırlığı (g), kök yaş ağırlığı (g) ve kök kuru ağırlığı (g) incelenmiştir. Paklobutrazol uygulamaları fide boyu ve gövde uzunluğunda önemli düzeyde kısalmaya neden olmuştur. Paklobutrazol miktarı arttıkça fide boyu ve gövde uzunluğundaki azalış devam etmiştir. Denemede 30 ve 40 ppm paklobutrazolun fide başına 0,5 ml ve 1+1 şeklinde verilmesi en etkili sonuç olarak belirlenmiştir. Paklobutrazol uygulamaları ile gövde çapı arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Benzer şekilde uygulamalar ile yaprak sayısı arasında da bir ilişki bulunmamıştır. Sonuç olarak, paklobutrazolun fide kalitesini önemli düzeyde artırırken, uygulama şekli, uygulama dozu ve miktarına bağlı olarak fide kalitesinde önemli gerilemeler de meydana gelmektedir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Zeytinyağında Bulunan Mikroorganizmalar ve Kalite Üzerine Etkileri النص الكامل
2024
Alper Aydın | Başar Uymaz Tezel | Mustafa Öğütçü
Zeytinyağı, zeytin meyvesinden mekanik olarak elde edilen ve rafine edilmeden tüketilebilen en önemli bitkisel yağlardan biridir. Zeytinyağı, insan sağlığına faydalı olduğu bilinen yüksek oranda doymamış yağ asitleri ve antioksidan bileşikler içerir. Yeni üretilen zeytinyağı, zeytin posası parçacıkları ve sudan kaynaklanan mikro damlacıklar nedeniyle bulanık görünüme sahiptir. Bulanık görünüme neden olan katı partiküller ve su, bazı mikroorganizmaların canlılığını koruyabileceği bir ortam yaratır. Mikroorganizmaların bazıları zeytinyağının fiziko-kimyasal ve duyusal özelliklerini, yüksek enzimatik aktiviteleri sayesinde iyileştirirken, bazıları da zeytinyağının kalitesini bozar. Zeytinyağındaki mikroorganizma çeşitliliği, zeytin çeşidi, hasat yöntemi, işleme tekniği, depolama koşulları ve depolama süresi gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bu çalışmada zeytinyağında bulunan mikroorganizmalar ve bunların zeytinyağı kalitesine etkileri derlenmeye çalışılmıştır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Use of Molecular Hydrogen in Food Technologies النص الكامل
2022
Duried Alwazeer | Tunahan Engin
Molecular hydrogen is a colorless, odorless, tasteless, non-toxic, flammable, and diatomic gas. Molecular hydrogen is dissolved directly in water to be used in the form of hydrogen-rich water (HRW) to keep the freshness of fruits and vegetables. The shelf-life of the product was increased and the quality attributes were maintained when hydrogen was applied to some food products such as milk, tea, and fruit juices. Some grain products and greens grew rapidly and their antioxidant substance levels increased when they were supplied with hydrogen-rich water. Molecular hydrogen has shown an important application in food drying in recent years, was used especially in reducing atmosphere drying (RAD) technology. Few studies have been conducted on the use of molecular hydrogen in food products. Due to its various positive effects, the use of molecular hydrogen in the food industries using different techniques and processes could be encouraged by the presence review
اظهر المزيد [+] اقل [-]Use of Molecular Hydrogen in Food Technologies النص الكامل
2022
Duried Alwazeer | Tunahan Engin
Molecular hydrogen is a colorless, odorless, tasteless, non-toxic, flammable, and diatomic gas. Molecular hydrogen is dissolved directly in water to be used in the form of hydrogen-rich water (HRW) to keep the freshness of fruits and vegetables. The shelf-life of the product was increased and the quality attributes were maintained when hydrogen was applied to some food products such as milk, tea, and fruit juices. Some grain products and greens grew rapidly and their antioxidant substance levels increased when they were supplied with hydrogen-rich water. Molecular hydrogen has shown an important application in food drying in recent years, was used especially in reducing atmosphere drying (RAD) technology. Few studies have been conducted on the use of molecular hydrogen in food products. Due to its various positive effects, the use of molecular hydrogen in the food industries using different techniques and processes could be encouraged by the presence review
اظهر المزيد [+] اقل [-]Artan Dozlarda Magnezyum Sülfat Uygulamalarının Tütün Bitkisinin Yaprak Verimi ve Kalitesine Etkisi النص الكامل
2021
Ahmet Kınay | Halil Erdem
Bu çalışma, Tokat/Erbaa ve Tokat/Kazova lokasyonlarında tarla koşullarında 2017 yılında topraktan artan dozlarda (0, 3, 6 ve 9 kg da-1) MgSO4 uygulamalarının Xanthi 81 tütün çeşidinin yaprak verimi, kalitesi ile yaprağın bazı kimyasal (Mg, S, N, K, P, nikotin, şeker, klorogenik ve rutin konsantrasyonu) içeriklerine etkisi araştırılmıştır. Araştırma tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulmuş olup, hasat olgunluğuna gelen yapraklar üç elde hasat edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, artan dozlarda MgSO4 uygulaması ile Erbaa ve Kazova lokasyonlarında yetiştirilen tütün çeşidinin yaprak veriminde artışlar meydana gelmiştir. Yaprak veriminde ortaya çıkan artış en fazla MgSO4’ın 6 kg da-1 dozunda görülmüş ve bu artış Erbaa lokasyonunda %22, Kazova lokasyonunda ise %6,4 düzeyinde olmuştur. Artan MgSO4 uygulamaları ile yaprak Mg ve S konsantrasyonlarında istatiksel olarak önemli artışlara neden olduğu, en fazla artışın yaprak veriminde olduğu gibi MgSO4’ın 6 kg da-1 dozunda olduğu görülmüştür. Tütün için çok önemli bir alkaloid bileşeni olan nikotin konsantrasyonu MgSO4 uygulaması ile her iki lokasyonda da azalmıştır. Sonuçlar, artan dozlarda MgSO4 uygulamalarının tütün yaprağının veriminde artışa neden olduğu, yaprak Mg ve S konsantrasyonlarında artışa, nikotin konsantrasyonlarında ise azalmaya neden olduğu ortaya çıkmıştır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Artan Dozlarda Magnezyum Sülfat Uygulamalarının Tütün Bitkisinin Yaprak Verimi ve Kalitesine Etkisi النص الكامل
2021
Ahmet Kınay | Halil Erdem
Bu çalışma, Tokat/Erbaa ve Tokat/Kazova lokasyonlarında tarla koşullarında 2017 yılında topraktan artan dozlarda (0, 3, 6 ve 9 kg da-1) MgSO4 uygulamalarının Xanthi 81 tütün çeşidinin yaprak verimi, kalitesi ile yaprağın bazı kimyasal (Mg, S, N, K, P, nikotin, şeker, klorogenik ve rutin konsantrasyonu) içeriklerine etkisi araştırılmıştır. Araştırma tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulmuş olup, hasat olgunluğuna gelen yapraklar üç elde hasat edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, artan dozlarda MgSO4 uygulaması ile Erbaa ve Kazova lokasyonlarında yetiştirilen tütün çeşidinin yaprak veriminde artışlar meydana gelmiştir. Yaprak veriminde ortaya çıkan artış en fazla MgSO4’ın 6 kg da-1 dozunda görülmüş ve bu artış Erbaa lokasyonunda %22, Kazova lokasyonunda ise %6,4 düzeyinde olmuştur. Artan MgSO4 uygulamaları ile yaprak Mg ve S konsantrasyonlarında istatiksel olarak önemli artışlara neden olduğu, en fazla artışın yaprak veriminde olduğu gibi MgSO4’ın 6 kg da-1 dozunda olduğu görülmüştür. Tütün için çok önemli bir alkaloid bileşeni olan nikotin konsantrasyonu MgSO4 uygulaması ile her iki lokasyonda da azalmıştır. Sonuçlar, artan dozlarda MgSO4 uygulamalarının tütün yaprağının veriminde artışa neden olduğu, yaprak Mg ve S konsantrasyonlarında artışa, nikotin konsantrasyonlarında ise azalmaya neden olduğu ortaya çıkmıştır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]The Influence of Microfiltration on Raw Milk Quality النص الكامل
2020
Ceren Akal | Birce Mercanoğlu Taban
Although the milk’s predominant microflora consists of lactic acid bacteria, it is probable that pathogenic bacteria such as Listeria, Brucella, Mycobacterium, Staphylococcus, Escherichia coli O157: H7 and Salmonella are also present. Due to the fact that milk contains components with high nutritional value and therefore suitable for the growth of microorganisms, the microorganism populations in the milk can reach to the numbers that can threat human health in a short time. Therefore, it is very important to ensure the microbial safety of the milk before it is consumed. Microfiltration, one of the techniques that can be used for this purpose, physically separates the microorganisms from the milk by passing the milk through the membranes having pores with certain diameters by the effect of pressure. Studies on the microorganism load of milk that microfiltration is used showed that the number of microorganisms in milk generally decreases depending on the working conditions such as pore diameters of the membranes, the initial microorganism load of milk, temperature and pressure. The membranes used in microfiltration technique are chosen according to the purpose. It is known that membranes with a pore diameter of 1,4 µm cause a pasteurization effect and membranes with a pore diameter of 0,2 µm cause a sterilization effect. Therefore, the choice of suitable membrane is very important for microfiltration application. Several studies have been done on the effect of microfiltration on extension of shelf life in drinking milk, the removal of bacterial spores which can withstand high temperatures and can cause milk deterioration of milk, the production of dairy products like cheese without damaging the natural components of milk. These researches are important in terms of providing information on a technique that allows the removal of pathogen microorganisms which cause a risk for public health and can cause food poisoning in case of consumption of raw milk and raw milk cheeses, without any change in the natural structure of milk.
اظهر المزيد [+] اقل [-]