خيارات البحث
النتائج 181 - 190 من 2,985
Önemli Çilek Genotiplerinin Tat Parametreleri Bakımından Değerlendirilmesi
2021
Furkan Cihad Akbaş | Mehmet Ali Sarıdaş | Erdal Ağçam | Gülşah Selcen Keskinaslan | Rojbin Kamar | Sevgi Paydaş Kargı
Çilek dünyada ve ülkemizde eşsiz tat ve aromasından dolayı, üretimi giderek artan önemli bir meyve türüdür. Birçok meyve türünde olduğu gibi, çilek meyvelerdeki verim, tad ve diğer önemli kalite bileşenlerinin genetik yapıdan etkilendiği bilinmektedir. Bu kapsamda, özellikle son 100 yılda dünyadaki çilek ıslah çalışmaları sonucunda çok miktarda çilek çeşidi geliştirilmiştir. Bu bağlamda, Çukurova Üniversitesi bünyesinde de uzun yıllar farklı yoğunluklarda çilek ıslah çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, bölümümüzde gerçekleşen çilek ıslah programı sonucu ön plana çıkan ‘33’, ‘36’ ve ‘61’ kodlu genotipler ile Akdeniz bölgesinde yaygın olarak yetiştiriciliği yapılan ‘Fortuna’, ‘Rubygem’ ve ‘Festival’ gibi ticari çilek çeşitleri geniş hasat (Ocak-Mayıs) süresi boyunca meyve SÇKM, pH, asit miktarı ile et sertliği gibi özellikler bakımından karşılaştırılmıştır. Çalışma sonucunda Akdeniz iklim koşullarında ocak ayında az miktarda ürün elde edilmiş olup, söz konusu ayda incelenen çeşit ve genotiplerde en yüksek SÇKM ve meyve et sertlik değerleri elde edilmiştir. Genotipler bakımından; ‘36’ kodlu olan, sezon boyunca %8,0 ile %13,1 arasında değişen SÇKM değerleriyle diğerlerine göre yüksek olması yanında, nispeten düşük asit içeriğiyle de dikkat çekmiştir. Bu genotip tat bakımından güçlü yönüne rağmen, 0,63 lb/inch2 meyve et sertlik değeriyle ticari çeşitlere (1,10-1,20 lb/inch2) göre oldukça yumuşak bulunmuştur. Bütün bu bilgiler doğrultusunda, her yönüyle çok iyi bir çeşit elde etmenin fizyolojik ve genetik nedenlerden dolayı mümkün olmadığı düşünülmektedir. Bununla birlikte, çilek ıslahçıları belirledikleri temel amaçlar doğrultusundaki özellikleri en yüksek seviyelerde bünyesinde barındıran çilek çeşidi geliştirmeyi hedeflemelidirler.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Tarım Arazilerinin Değeri Üzerine Etki Eden Faktörlerin Analizi: Ankara İli Evren İlçesi Örneği
2021
Zeki Bayramoğlu | Şenol Özdemir
Bu çalışmada, tarım arazilerinin değerine etki eden faktörlerin belirlenmesi ve bu faktörlerin değer üzerindeki etki oranlarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda, Ankara ili Evren ilçesinde gayeli örnekleme yöntemi ile belirlenen 104 adet işletme ile anket çalışması yapılmış ve tarım arazilerinin değerine etki eden faktörlerle ilgili görüşleri alınmıştır. Elde edilen verilerin analizinde AHP yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonucuna göre arazi değerini etkileyen faktörler, arazi verimliliği %19,63, arazi genişliği %9,60, arazi şekli %4,47, arazi eğimi %3,63, arazinin yola uzaklığı %2,57, arazinin yerleşim yerine uzaklığı %2,84, arazinin sulama olanakları %30,38, arazi satışının hareketli olması %3,31, arazinin kadastro görmüş olması %2,70, arazinin yola cepheli olması %2,80 ve arazinin toprak yapısı %18,06 olarak tespit edilmiştir. Bu doğrultuda, tarım arazilerinin üretim kabiliyetlerine yönelik faktörlerin değer üzerinde daha etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]The Hydrogeological and Biological Characteristics of Psoriasis Treatment Center, Turkey
2021
Mustafa Değirmenci | Bülent Ünver
More than 1000 thermal and mineral water springs with temperatures from 20°C to102°C occur in Turkey. Kangal Balikli Hot Spring is known as psoriasis treatment center is one of the most important among these springs. The main scope of this research was to determine geological, hydrogeological and biological properties and water chemistry of the psoriasis treatment center and the stream running alongside the thermal pools. The spring water is an isothermal-hypotonic and oligometalic mineral water, having average of electrical conductivity: 530 μS cm-1, temperature: 35°C, CO2 8.70 mg l-1, pH 7.30 and O2 4 mg l-1. Calcium, magnesium and bicarbonates are dominant. Neither the chemical figures nor the temperature (35±1°C) of the water shows seasonal change. There are two fish species, Garra rufa and Cyprinion macrostomus, that adapted living at 35°C water temperature. The mean fork length and body weight of the fish living in the psoriasis treatment center is significantly lower than those living at the stream. Some of the fish in the pools showed symptoms of illness such as exophthalmus, scale loose, skin ulceration, pale gills, and bloated appearance. Gut analysis revealed that both species have been feeding on algae, insect parts, fish scales, and debris. In most cases the guts of fish caught in the pools were either empty or had very little content in it. Zooplanktons had little species and were not recorded frequently.
اظهر المزيد [+] اقل [-]The Effects of Grape Seed Extract on Insulin, Adiponectin and Resistin Levels in Diabetic Rats
2021
İnci Söğütlü | Nihat Mert | Handan Mert | Leyla Mis | Halil Cumhur Yılmaz | Kıvanç İrak
In this study, the effects of grape seed extract on insulin, adiponectin and resistin levels in diabetic rats were aimed to investigate. Weight of about 300-350g 7-8 weeks 32 female Wistar Albino rats were used. Weight of about 300-350g 7-8 weeks 32 female Wistar Albino rats randomly divided into four groups of eight each: control group (C), group with diabetes (DM), grape seed extract group (GSE), diabetes mellitus and grape seed extract group (DM+GSE). The diabetic group 45 mg/kg single dose of streptozotocin was administered intraperitoneally, and the grape seed extract groups (DM+GSE and GSE) grape seed extract was given orally every day with an intragastric tube for 20 days (0.6 ml/rat). Blood samples were taken from the hearts of rat’s end of the experiment. The sera obtained were used for insulin, adiponectin and resistin analysis measured via ELISA with commercial kits. The insulin and adiponectin levels of the rats in the diabetes + grape seed extract group were found to be higher than those in the diabetes group. There was no significant change in the resistin level differences between the groups. As a result; It is possible to say that grape seed extract has an increasing effect on insulin level and adiponectin levels of diabetic rats are decreased due to diabetes and it has no significant effect on resistin levels. Detected by the positive effects of grape seed extracts, it may be useful to use for the regulating of the diabetes in human.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Nutrient Use Efficiency Indices in Maize Hybrid as A Function of Various Rates of NPK in Mid Hills of Nepal
2021
Nabin Rawal | Keshab Raj Pande | Renuka Shrestha | Shree Prasad Vista
Field experiments were conducted to evaluate yield and nutrient use efficiency in maize in response to various rates of nitrogen (N), phosphorus (P) and potassium (K) in silty clay loam soil of Khumaltar, Nepal during 2019 and 2020. Three factorial randomized complete block designs with 27 treatment combinations were used in experiments, which were repeated three times. Three factors were N levels (150, 180, 210 N kg ha-1), P levels (40, 60, 80 P2O5 kg ha-1), and K levels (40, 60, 80 K2O kg ha-1). The results recommend to revise fertilizer dose since N210 kg ha-1 and K2O 80 kg/ha were optimum for increased maize production with grain yields of 10.95 t ha-1 and 10.54 t ha-1, respectively. Partial factor productivity, partial nutrient budget, internal efficiency, physiological efficiency, recovery efficiency, and agronomic efficiency of NPK for hybrid maize were mostly influenced by nutrient levels. Application of higher rate of P and K fertilizer improved maize N efficiencies, and case was valid for P and K efficiencies. Maize was more responsive to N and K fertilizer and lower rate of P application limited efficient use of applied N and K. To increase overall NUE, we recommend to revise dose of fertilizer for hybrid maize under mid hill condition of Nepal.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Buğday Depolamasında Modern Açık Yığın Depolama Ünitesi (MAYDÜ) Kullanımı
2021
Can Burak Şişman | Ayşen Köktaş Keskin
Günümüzde artan nüfusun beslenme ihtiyacı birim alandan alınan ürün miktarının yani verimin arttırılması ile mümkündür. Ancak en az verim ve üretimin arttırılması kadar elde edilen ürünlerin uygun şekilde değerlendirilmesi ve tüketime sunuluncaya kadar depolanması da önemli bir konudur. Depolamadaki amaç, ürünün özelliklerini ve tazeliğini korumaktır. Ancak uygun koşullar sağlanmadan yapılan depolamalar büyük miktarda kalitatif ve kantitatif kayıplara neden olmaktadır. Bu kayıplar ürüne uygun depolama koşulları ve depo yönetimiyle azaltılabilir. Bu çalışmada Toprak Mahsulleri Ofisi Hayrabolu Şube Müdürlüğü Bölgesinde önemli bir üretim payına sahip olan buğdayın depolanmasında MAYDÜ kullanımının depolama koşulları ve ürün kalitesi üzerine etkileri incelenmiştir. Çalışma sonuçlarına göre MAYDÜ’ de depolamaya etki eden etmenler ve buğday kalite özellikleri değerlendirildiğinde bu depoların kısa süreli depolamalar da kullanılması tavsiye edilebilir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Influence of Different Irrigation Strategies on Yield and Water Use of Dry Bean (Phaseolus vulgaris L.) in Semi-Arid Zone
2021
NURCAN YAVUZ
Increasing population and challenges among the sectors due to the climate change and incorrect water policy has increased the pressure on water resources. This situation being as a global crisis particularly in respect to the food security has accelerated productive utilization of water supplies. The aim of the current study with 2-year experiments was to identify the effect of different irrigation interval and irrigation regimes on the yield and yield components of dry bean having greater than 50% of total world legumes production. In that experiment, two different irrigation interval, 7 and 14-day, and three different irrigation levels, (I100, I75 and I50, were studied. In results, the maximum yield was obtained from 7-day irrigation interval, and 28% yield reduction was detected at 14-day irrigation interval. In examine the irrigation levels, the highest yield was found at full irrigation (I100), and increasing water stress caused significant yield reductions e.g. 21% and 49% for I75 and I50, respectively. The evapotranspiration and total applied water as an average of 2013-2014 were calculated as 533 mm, and 450 mm, respectively. In assessment of the both the combine year results, the ky value was determined as 1.59, and this finding shows that dry bean crop is sensitive to the water stress condition.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Development and Validation of a Simple RP-HPLC-PDA Method for Determination of 18 Polyphenols in Grape Juice and Red Wine
2021
Nilüfer Vural | Özlem Yalçınçıray
According to the trend of a healthy eating awareness trend, having a potential benefit on human health, some polyphenols like flavonoids, resveratrol, hydroxy-stilbenes, and phenolic acids are in the spotlight. Grapes, and one of the most widespread grape product wine; are among the best sources of these polyphenols. In this study, a highly specific, susceptible, and easy chromatographic method was brought out and validated to determine 18 polyphenols in grape and red wines. For this aim, an HPLC-PDA was used, and the separation was accomplished on an RP-ODS4 column. The method comprised of a mobile gradient phase consisting of A solution (acetic acid in water, pH 2.00) and a mixture of the solution A – acetonitrile (20:80, v/v), at a flow rate of 1.0 ml/min, and PDA detection was carried out at 260,280, 320, and 360 nm. According to the results, it can be said that the program indicated good linearity over the range of 1-40 mg L−1 of phenolics with r2>0.99. The recovery of the 18 phenolics ranges from 83.17% to 119.88% at red wines and 88.20% to 117.83% at grape juices. The method is well precise, with the relative standard deviation (RSD) of the average concentration of the phenolic compounds are ranges from 1.22% to 2.02% at red wines and 1.01% to 2.56% at grape juices.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Dairy Buffalo Production and Management Systems in Haor Areas of Sylhet in Bangladesh
2021
Mustasim Famous | Md. Abdul Baset | Md. Nazim Uddin | Md. Nazmul Hossain | Obaidul Islam | Shameema Khatun | Mahfuza Ferdous
The aim of the study was to describe the scenario of the present condition of production and management system of dairy buffalo at Haor areas of Sylhet in Bangladesh. Data were collected between February 2019 and January 2020. Sixty dairy farmers and thirty indigenous dairy buffaloes were selected for the study purpose. All respondent farmers were male and 65% were in between 40 to 50 years of age. Parity number had a significant relation in response of body weight. Quality analysis of milk showed that buffaloes which were reared at Haor areas have more fat content on an average 7.88% than buffaloes which were reared conventional dairy farm containing 7.34%. Price of buffalo’s milk and meat were varied with the seasonal changes, lower in winter season. All farmers fed the buffaloes only with green grass in winter. Four major diseases of buffaloes were found in Haor areas where the percentage of foot and mouth diseases was 15.59% followed by black quarter (11.01%), anthrax (7.34%) and hemorrhagic septicemia (6.42%). The buffaloes were not dewormed so parasitic infestations dramatically increased and easily transferred from one to another. The farmers had not enough knowledge about regular vaccination. But in contrast with profitability, total benefit cost ratio from buffalo rearing was 1:1.56 annually.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Artan Dozlarda Magnezyum Sülfat Uygulamalarının Tütün Bitkisinin Yaprak Verimi ve Kalitesine Etkisi
2021
Ahmet Kınay | Halil Erdem
Bu çalışma, Tokat/Erbaa ve Tokat/Kazova lokasyonlarında tarla koşullarında 2017 yılında topraktan artan dozlarda (0, 3, 6 ve 9 kg da-1) MgSO4 uygulamalarının Xanthi 81 tütün çeşidinin yaprak verimi, kalitesi ile yaprağın bazı kimyasal (Mg, S, N, K, P, nikotin, şeker, klorogenik ve rutin konsantrasyonu) içeriklerine etkisi araştırılmıştır. Araştırma tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulmuş olup, hasat olgunluğuna gelen yapraklar üç elde hasat edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, artan dozlarda MgSO4 uygulaması ile Erbaa ve Kazova lokasyonlarında yetiştirilen tütün çeşidinin yaprak veriminde artışlar meydana gelmiştir. Yaprak veriminde ortaya çıkan artış en fazla MgSO4’ın 6 kg da-1 dozunda görülmüş ve bu artış Erbaa lokasyonunda %22, Kazova lokasyonunda ise %6,4 düzeyinde olmuştur. Artan MgSO4 uygulamaları ile yaprak Mg ve S konsantrasyonlarında istatiksel olarak önemli artışlara neden olduğu, en fazla artışın yaprak veriminde olduğu gibi MgSO4’ın 6 kg da-1 dozunda olduğu görülmüştür. Tütün için çok önemli bir alkaloid bileşeni olan nikotin konsantrasyonu MgSO4 uygulaması ile her iki lokasyonda da azalmıştır. Sonuçlar, artan dozlarda MgSO4 uygulamalarının tütün yaprağının veriminde artışa neden olduğu, yaprak Mg ve S konsantrasyonlarında artışa, nikotin konsantrasyonlarında ise azalmaya neden olduğu ortaya çıkmıştır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]