خيارات البحث
النتائج 181 - 190 من 471
Avokado (Persea americana Mill.) Çekirdeğinden Renk Maddesinin Ekstraksiyonu ve Karakterizasyonu النص الكامل
2023
Hatice Şanlıdere Aloğlu | Gülce Bedis Kaynarca | Harun Uran
Aavokado çekirdeğinden üç farklı çözgen (etanol, metanol ve saf su) ve iki farklı su banyosu (ultrasonik ve klasik) kullanılarak renk maddesi elde edilmeye çalışılmış ve liyofilize renk maddeleri verim, su aktivitesi, renk, çözünürlük süresi ve bazı fonksiyonel özellikler bakımından karşılaştırılmıştır. Araştırma sonucunda ultrasonik su banyosunun renk maddesi verimini etkilemediği fakat çözgenlerin etkilediği sonucuna varılmıştır. En yüksek % verim (~16) etanol çözgeninde bulunmuştur. Etanol ve saf su kullanılan örneklerde kırmızılık (a*) değerleri sarılık (b*) değerlerinden daha yüksek bulunurken metanol ile ekstrakte edilen renk maddelerinde ise b* değerleri daha yüksek bulunmuştur. Renk maddelerinin L*, a* ve b* değerleri üzerine ultrasonik su banyosu kullanımının önemli bir etkisinin olmadığı gözlenmiştir. Klasik su banyosu kullanılarak elde edilen örnekler diğer gruplara göre daha hızlı çözünürken en hızlı çözünmenin saf su kullanılarak ekstrakte edilen örneklerde olduğu bulunmuştur. Toplam fenolik madde içerikleri 184,74 ile 308,04 mg g-1 gallik asit eşdeğeri arasındadır. Toz renk maddelerinin IC50, TEACABTS ve CUPRAC değerleri sırasıyla 10,81-22,47 µg g-1, 1081,31-6011,41 µmol troloks g-1 ve 1680,33-3185,74 mM troloks aralığında bulunmuştur. Fenolik içerik ve antioksidan aktivite gibi fonksiyonel özellikler bakımından incelediğimizde en yüksek değerlerin ultrasonik su banyosunda metanol kullanılarak ekstrakte edilen renk maddelerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca renk maddesinde 6-14 pH değerleri arasında turuncu rengin hakim olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgular neticesinde üretimi oldukça kolay olan bu renk maddesinin sarı-kiremit kırmızısı renk tonlarında fonksiyonel bir doğal renk maddesi olarak kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Paklitaksel’e Maruz Bırakılan Sıçan Akciğerinde Misoprostol’ün Koruyucu Etkisinin Biyokimyasal ve Histopatolojik Olarak İncelenmesi النص الكامل
2023
Sedat Bilgic | Fatih Mehmet Gur | Ibrahim Aktas
Sıçanlarda paklitaksel (PTX) kaynaklı akciğer hasarına karşı misoprostol’ün (MP) koruyucu etkilerinin incelendiği bu çalışmada, yirmi bir adet dişi Sprague-Dawley cinsi sıçan kullanıldı. Bu hayvanlardan rastgele bir seçimle Kontrol, PTX ve PTX + MP olmak üzere 3 grup (n=7) oluşturuldu. Kontrol grubuna 1 mL %0,9 NaCl intraperitoneal (i.p.) ve 1 mL %0,9 NaCl oral yolla 6 gün boyunca verildi. PTX ve PTX + MP gruplarına çalışmanın 0., 2., 4. ve 6. günlerinde her sıçana 2 mg/kg PTX i.p. olarak verildi. PTX + MP grubuna ayrıca 6 gün süreyle 0,2 mg/kg/gün MP oral olarak verildi. Doku numuneleri sıçanlardan anestezi altında alındıktan sonra bu numunelerde biyokimyasal ve histopatolojik analizler yapıldı. Yapılan analizlerde PTX grubu sıçanlarda akciğer dokusundaki süperoksit dismutaz (SOD) ve katalaz (CAT) aktiviteleri ile glutatyon (GSH) düzeyinin azaldığı, malondialdehit (MDA) düzeyinin ise yükseldiği belirlendi. Yapılan histopatolojik incelemelerde ise, PTX grubu sıçanlarda alveol yapısında düzensizlik ve kalınlaşma, perivasküler ödem ve perivasküler alanda inflamatuar hücre infiltrasyonu gibi histopatolojik değişikliklerin şekillendiği tespit edildi. PTX + MP grubunda ise, PTX grubunda tespit edilen patolojik değişikliklerin büyük oranda önlendiği görüldü. Elde edilen bu sonuçlar; PTX’in neden olduğu akciğer hasarının önlenmesinde MP’nin etkili olduğunu göstermekte olup, kanser tedavisinde bu iki ilacın birlikte kullanılmasının faydalı olacağını düşündürmektedir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Tuz Stresi ve Farklı Kalsiyum Dozlarının Domateste Verim ve Kalite Üzerine Etkisi النص الكامل
2023
Zuher Rashid Shakir | Naif Geboloğlu
Bu çalışmada, topraksız tarım koşullarında farklı tuz stresi ve kalsiyum dozlarının domateste verim ve kalite üzerine etkisi araştırılmıştır. Çalışmada üç farklı tuz dozu (2, 4 ve 6 dS/m) ve dört farklı kalsiyum dozu (0, 50, 100 ve 200 ppm) modifiye edilmiş Hoagland besin solüsyonu ile birlikte bitkilere uygulanmıştır. Standart Hoagland çözeltisi 2 dS/m olarak hazırlanmış ve yüksek tuz konsantrasyonları için (4 ve 6 dS/m) NaCl kullanılmıştır. Yüksek tuzluluk (4 ve 6) pazarlanabilir verimde düşüşe neden olurken, yüksek kalsiyum dozları (100 ve 200 ppm) tuzluluğun verim üzerindeki etkisini önemli ölçüde azaltmıştır. En yüksek tuz konsantrasyonunda (6 dS/m) kalsiyumun 100 ppm'den 200 ppm'e yükselmesi pazarlanabilir verimi 122,51 ton/ha'dan 199,74 ton/ha'a çıkarmıştır. Yaprak klorofil içeriği (SPAD) tuz konsantrasyonundan etkilenmezken, artan kalsiyum dozları klorofil içeriğinde artışa neden olmuştur. Özellikle yüksek tuz stresi altında (6 dS/m) kalsiyumun klorofil artışına etkisi daha belirgin olmuştur. Meyvede elektriksel iletkenlik, suda çözünebilir kuru madde miktarı (Brix) ve titre edilebilir asit miktarı tuzluluk arttıkça artarken, pH azalmıştır. Yüksek tuzlulukta kalsiyum arttıkça Brix ve titre edilebilir asit miktarı azalmıştır. Sonuç olarak, besin solüsyonunun tuz konsantrasyonunun yüksek olması pazarlanabilir ve toplam verimde önemli düzeyde düşüşe neden olurken, tuz stresi altında yüksek kalsiyum uygulaması verim kaybını azaltmıştır. Tuz stresi x kalsiyum interaksiyonu meyve kalite parametrelerini önemli düzeyde etkilemiştir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Kenevir Posası Unu ve Pirinç Unu İçeren Glütensiz Makarna Geliştirme Olanaklarının İncelenmesi النص الكامل
2023
Emre Hastaoğlu | Zeynep Kelek | Dilara Çapar
Makarna besleyici olması ve kolay hazırlanabilir olması nedenleriyle sıkça tüketilen bir yiyecektir. Karbonhidrat içeriği yüksek olan makarna, Durum buğday unu ve yumurtanın yoğurulması ile elde edilen hamurun farklı şekillerde açılarak kurutulmasıyla üretilmektedir. Buğdayının protein bileşeni olan glüten, makarnada yüksek miktarda bulunmaktadır. Ancak glütene karşı alerjisi bulunan çölyak hastalarının glütensiz ürünler tüketmek zorunda olmasından ve glütensiz beslenmeyi tercih eden bireylerin taleplerinden dolayı glütensiz ürün pazarı giderek büyümektedir. Kenevir tohumu yüksek miktarda uçucu yağ içeriğinden dolayı kenevir yağı eldesinde kullanılmaktadır. Fakat yağı ayrılan kenevir posasının atık olmasını önlemek ve yüksek besleyici özelliklerini değerlendirmek amacıyla öğütülerek un haline getirilebilmektedir. Bu amaçla, bu çalışmada soğuk baskı ile yağı alınmış kenevir ununun glütensiz diğer bir un çeşidi olan pirinç ununun farklı oranlarda (%100-75/25-50/50) karıştırılası ile makarna örnekleri üretilmiştir. Elde edilen örneklerin fiziksel analizleri (ağırlık ve hacim artışı, renk, suya geçen madde miktarı), toplam fenolik madde miktarı analizi ve duyusal analizleri gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler istatistiksel olarak analiz edilmiş olup duyusal analiz verileri çok kriterli karar verme tekniklerinden TOPSIS yöntemi ile incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre kenevir posası unu miktarı arttıkça hacim ve ağırlık artışı meydana gelmekte, duyusal kabul edilebilirlik azalmakta ancak fenolik madde miktarı artış göstermektedir. Araştırma bulgularına göre, yağı alınmış kenevir posası ununun pirinç unu ile birlikte glütensiz makarna üretiminde kullanılabileceği söylenebilir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Nüfus Değişimlerinin Köyün Bazı Özellikleri ile İlişkisi ve KırsaldaNüfus Sürdürülebilirliği: Tokat İli Örneği النص الكامل
2023
Aysel Ergün | Esen Oruç
Bu araştırma Tokat ili kırsalında nüfus hareketlerini değerlendirmek, köylere ait bazı özellikleri belirlemek ve nüfus hareketleri ile bu özellikler arasında ilişkiyi ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kullanılan nüfus verileri TÜİK veri sisteminden derlenmiş, köylere ait özellikler ise 600 köy muhtarı ile görüşülerek belirlenmiştir. 16 yıllık süreci kapsayan veri setinin değerlendirilmesi ile varılan sonuçlara göre, Tokat il ve ilçelerine bağlı köylerden %78,8’i azalış göstermiştir. Artan veya sabit kalan köylerin oranı ise %21,2’dir. Araştırma alanında çiftçilik faaliyetlerini devam ettirerek geçimini sağlayan bir nüfusun varlığından söz edilebilir. Tarım dışı meslek çeşitliliğinin yörede kısıtlı düzeyde olduğu, köylerin genellikle orta gelir grubu hanelerden oluştuğu söylenebilir. Kuru tarım alanlarının fazla olmasına bağlı olarak üretimin en yoğun olduğu ürün grubu tarla bitkileridir. Hayvancılık faaliyetleri düşük oranlı bir nüfus tarafından sürdürülmektedir. Köylerin il merkezine mesafesi ortalama 66,2 km’dir. Ki-kare analiz sonuçlarına göre nüfus değişimi ile il merkezine mesafe, çiftçilik ve tarım dışı meslek oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Şiddetli azalan köyler il merkezine en uzak köylerdir. Ayrıca, çiftçiliğin ve diğer meslek çeşitliliğinin fazla olduğu köylerde de şiddetli göç yaşandığı tespit edilmiştir. Kırsalda var olan genç ve orta yaş grubun kırsalda yaşamaya devam etmesi ve kente göç etmiş aynı grubun köyde yaşamayı tercih etmesi için genel desteklerden farklı destekleme çalışmaları yapılabilir. Özellikle hayvancılık faaliyetlerinin canlandırılması gençlerin köyde kalması veya gidenlerin köye dönmesi için bir alternatif olabilir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Gümüş Nanoparçacıkların Sentezi, Fonksiyonları, Etki Mekanizmaları ve Et ve Et Ürünlerinin İşlenmesinde ve Muhafazasında Kullanımları النص الكامل
2023
Güliz Akyüz | Şule Bıyık | Hilal Soyocak | Müberra Andaç | Sadettin Turhan
Boyutları 1-100 nm arasında değişen organik ve inorganik yapılar olan nanoparçacıklar, günlük hayatımızın bir parçası olup, tarım, çevre ve tıp gibi alanlarda büyük ilgi görmektedir. Metal nanoparçacıklar arasında optik, elektriksel ve antimikrobiyal özelliklere sahip olan gümüş nanoparçacıklar (AgNP'ler) en fazla araştırılan ve kullanılan parçacıklardır. Günümüzde ileri gıda teknolojisi uygulamalarında, gıdaların besin içeriğini geliştirmek ve raf ömrünü uzatarak gıda bileşenlerinin veya nihai gıda ürününün stabilitesini artırmak amacıyla nanoparçacık ve nanoparçacık içerikli katkı maddelerinden yararlanılmaktadır. AgNP’ler, benzersiz özellikleri sayesinde patojenik mikrobiyal aktiviteye karşı mücadelede ve gıda endüstrisinde mevcut problemlerin çözümünde lider olarak görülmektedir. AgNP’ler, geniş bir patojenik bakteri spektrumunun yanı sıra antibiyotiğe dirençli bakterilerin antimikrobiyal aktivitelerini yavaşlatma konusunda da güçlü bir etkiye sahiptir. Bu derlemede, gümüş nanoparçacıkların üretiminde kullanılan fiziksel, kimyasal ve biyolojik yöntemler, parçacıkların fonksiyonları ve etki mekanizmaları, gümüş nanoparçacıkların et ve et ürünlerinde ve onların yeni nesil paketleme sistemlerinde koruyucu olarak kullanımı ayrıntılı olarak sunulmaktadır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Ağır Metal ile Kontamine Toprakta Fungal Mikrobiyomun Metagenomik Analizi النص الكامل
2023
Melike Çebi Kılıçoğlu
Gelişen sanayi faaliyetleri ile birlikte günümüzün en önemli sorunlarından biri haline gelen ağır metal kontaminasyonu tüm canlı organizmalar için ciddi bir tehdittir. Bazı funguslar ağır metallere karşı direnç mekanizmalarına sahiptir ve bu durum iyileştirme süreçleri için sürdürülebilir bir yaklaşım olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmanın amacı ağır metal kontaminasyonunun yüksek oranlarda olduğu alanlardaki dirençli fungal mikrobiyotayı belirleyerek ağır metallerin biyolojik ıslah yaklaşımlarına ışık tutmaktır. Araştırmada yüksek oranda ağır metal kirliliğine sahip Samsun Organize Sanayi Bölgesinden alınan toprak örneklerindeki Cr, Mn, Ni, Cu, Zn, Cd, Pb, As ve V ağır metal oranları ICP-OES ile tespit edilmiştir. Toprak fungal mikrobiyotası ise metagenenomik yeni nesil sekanslama teknolojisi kullanılarak belirlenmiştir. Metagenomik sekanslama için illumina MiSeq teknolojisi, istatistiksel mikrobiyom analizi için QIIME 2 2017,4 kullanılmıştır. Ağır metalle kontamine olmuş çalışma alanında en yüksek oranlarda sırasıyla Mortierella %53,90, Halokirschsteiniothelia %18,01, Rhizopogon %2,74, Cladosporium %,1,88, Aspergillus %1,62 ve Gibberella %1,12 cinsleri tespit edilmiştir. Sonuçlar metal konsantrasyonundaki fazlalığa dirençli taksonların ortamda dominant olduğunu göstermektedir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Seydişehir Sulama Birliği Sulamasında Enerji Tüketimi ve Sera Gazı Emisyonunun Değerlendirilmesi النص الكامل
2023
Mehmet Akif Kalender | Ramazan Topak
Bu çalışmada, Konya Seydişehir ilçesinde bulunan Seydişehir Sulama Birliği sulama işletmesi çevresel etkileri yönünden değerlendirilmiştir. Bu kapsamda birliğin sulama suyu kullanım etkinliği ile sulama kaynaklı enerji tüketimi ve buna bağlı gerçekleşen sera gazı emisyonları değerlendirilmeye çalışılmıştır. Değerlendirme 2010, 2015 ve 2020 yılları için yapılmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre; sulama birliğinde su temin oranı 2010, 2015 ve 2020 yılları için sırasıyla 0,30, 0,97 ve 1,81 olarak gerçekleşmiştir. Üç yıl için ortalama su temin oranı, 1,03 olarak belirlenmiştir. Seydişehir Sulama Birliği’nde toplam enerji tüketimi, 2010 yılında 11.616.348,9 MJ/yıl, 2015 yılında 29.006.792,6 MJ/yıl ve 2020 yılında 106.083.920,9 MJ/yıl olarak hesaplanmıştır. Birim alana karşılık enerji miktarı (EA), 2010 yılında 2.172,1 MJ/ha/yıl, 2015 yılında 8.028,5 MJ/ha/yıl ve 2020 yılında 11.898,2 MJ/ha/yıl, birim sulama suyuna karşılık enerji miktarı ise (ES), üç yıl için de 1,139 MJ/m3/yıl olarak hesaplanmıştır. Seydişehir Sulama Birliği’nde toplam emisyon miktarı, 2010 yılında 788.129,9 kgCO2eşd/yıl, 2015 yılında 1.968.012,5 kgCO2eşd/yıl ve 2020 yılında 7.197.434,2 kgCO2eşd/yıl olarak belirlenmiştir. Birim alana karşılık emisyon miktarı (SGA), 2010 yılında 147,4 kgCO2eşd/ha/yıl, 2015 yılında 544,7 kgCO2eşd/ha/yıl ve 2020 yılında 807,2 kgCO2eşd/ha/yıl, birim sulama suyuna karşılık emisyon miktarı (SGS), üç yıl için de aynı değeri sahip olup, 0,077 kgCO2eşd/m3/yıl olarak hesaplanmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, sulama birliğinde enerji tüketimi ve sera gazı emisyonu hususunda sürekli bir artışın olduğu ve özellikle 2020 yılında artış oranının bir hayli yüksek olduğu görülmektedir. Aynı şekilde su temin oranlarında yıllara bağlı olarak artış meydana gelmiştir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]İstatistiksel ve Derin Öğrenme Yöntemlerini Kullanarak Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'nin Tahmin Edilmesi النص الكامل
2023
Cevher Özden
Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi, mevcut tarımsal üretimde kullanılan ürün ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişimlerin ve geleceğe yönelik yatırımların takibi amacıyla Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından her ay hesaplanıp yayınlanmaktadır. İndeksin tahmini tarım üreticilerinin yatırım kararlarında ve ürün tercihlerinde zamanında karar almalarına imkan sağlayacak, yurt içi ve uluslararası pazarda rekabet güçlerini arttıracaktır. Bu çalışmada Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'ndeki değişimleri tahmin etmek amacıyla istatistiksel (ARIMA, SARIMA) ve derin öğrenme modelleri (CNN, LSTM) kullanılmıştır. CNN ve LSTM modellerinin hem doğrusal hem de doğrusal olmayan veri özelliklerini yakaladığı bilinmektedir. Tahmin sonuçları, Ortalama Karekök Hata (RMSE) ve Ortalama Karesel Hata (MSE) metrikleri ile değerlendirilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre ARIMA (RMSE: 0.16409, MSE: 0.0269247) ve CNN (RMSE: 0.16994, MSE: 0.288791) modelleri en iyi sonuçları elde etmiş olup, bunları LSTM modeli takip etmektedir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Effect of Potassium Humate on Soybean Germination Traits Under Salinity Stress Conditions النص الكامل
2023
Öner Canavar | Hatice Kübra Gören | Seçil Küçük Kaya | Feride Öncan Sümer
This study investigated the effects of salinity and K-humate concentrations on soybean germination. The findings contribute to our knowledge of soybean germination under salt stress and the potential use of potassium humate. The experiment was conducted in the laboratory of the Department of Field Crops at Adnan Menderes University, Turkey. Seeds were surface-sterilized and placed on filter paper in Petri dishes. Different concentrations of water (control), NaCl solution (3 dS m-1), and K-humate solution were added. The experiment followed a factorial design with two factors and four replications. K-humate had a positive impact on germination rate. Significant differences were observed among control, salinity, and salinity * K-humate applications. Salinity reduced germination percentage. K-humate mitigated the negative effects of salinity, improving germination. These findings suggest the potential use of K-humate to enhance seedling establishment and overall plant productivity in salinity-affected environments.
اظهر المزيد [+] اقل [-]