خيارات البحث
النتائج 201 - 210 من 280
Türkiye Peynir Sektörünün Uluslararası Rekabetçiliğinin Avrupa Birliği Ülkeleriyle Karşılaştırılmalı Analizi
2018
Mustafa Terin | Fahri Yavuz
Peynir, protein ve kalsiyum bakımından zengin bir gıda maddesi olmasının yanı sıra, uluslararası ticarette de önemli bir yere sahiptir. Dünya süt ürünleri ihracatının %40,3’ü peynir ticaretinden oluşmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya ve Danimarka yanında Amerika Birleşik Devletleri, Yeni Zelanda ve Avusturalya uluslararası peynir ticaretinde önemli bir paya sahiptir. Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya ve Danimarka 2016 yılı itibariyle dünya peynir ticaretinin %54,8’ini ve Avrupa Birliği toplam peynir ihracatının %71,8’ini gerçekleştirmektedir. Türkiye 2016 yılındaki 150 milyon dolar peynir ihracatı ile dünya sıralamasında 25. sırada yer almaktadır. Türkiye süt ürünleri ihracatının %45,0’i peynir ihracatından oluşmaktadır. Türkiye ve AB uluslararası peynir ticaretinde net ihracatçı konumdadır. Çalışmanın amacı, Türkiye peynir sektörünün uluslararası ticaretteki rekabet gücünü belirlemek ve AB ve seçilmiş AB üyesi ülkelerle karşılaştırmaktır. Çalışmanın verileri Uluslararası Ticaret Merkezi veri tabanından (2001-2016) derlenmiştir. Uluslararası rekabet gücünü ölçmede Balassa (RCA) ve Vollrath (RXA, RTA, RC) indeksleri kullanılmıştır. Çalışmada bu indekslerin yanı sıra uluslararası rekabet gücünün karşılaştırılmasında Ticaret Dengesi İndeksi de kullanılmıştır. Araştırmada, Türkiye’nin ortalama RXA, RTA, RC ve TBI indeks sonuçları sırasıyla 0,44, 0,34, 1,51 ve 0,49 ve AB-28’için bu sonuçlar sırasıyla 2,21, 0,34, 0,17 ve 0,10 olarak hesaplanmıştır. Türkiye uluslararası peynir ticaretinde karşılaştırmalı avantaja sahip olmasına rağmen, AB’nin avantajı, Türkiye’ye göre daha fazladır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Deficit Irrigation Effects on Cabbage (Brassicaceae Oleracea var. capitata L. Grandslam F1) Yield in Unheated Greenhouse Condition
2018
Hakan Büyükcangaz
The aim of this study was to determine the effect of deficit irrigation on yield for cabbage grown under unheated greenhouse condition. The research was carried out at the Agricultural Research Station of Yenişehir High School of Uludağ University in Bursa, Turkey, in 2008. In the study, water was applied to cabbage as 1.00, 0.75, 0.50, 0.25 and 0.00% (as control) of evaporation from a Class A Pan corresponding to 2 day irrigation frequency. Irrigation water applied ranged from 70 to 520 mm and water consumption ranged from 90 to 548 mm. The effect of irrigation water level on the yield, head height, head diameter, head weight and dry matter were found to be significant. The highest yield was 72.8 t ha-1. Crop yield response factor for cabbage (ky) was found as 1.036. The highest values of water use efficiency (WUE) and irrigation water use efficiency (IWUE) for 2008 year of K2cp treatment was calculated to be 0.143 kg m-3 and 0.137 kg m-3, respectively. K2cp application (75%) can be recommended as the most effective irrigation level for the cabbage to which drip irrigation is applied under scarce and unheated greenhouse conditions.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Determination of Anionic Detergent Concentration of Karasu Stream in Sinop (Turkey)
2018
Ayşe Gündoğdu | Erdi Gültepe | Uğur Çarlı
The study was achieved between May 2014 and April 2015 at the Karasu Creek located in the province of Sinop. It was conducted to determine anionic detergent pollution and some physicochemical properties (pH, temperature, conductivity, salinity, dissolved oxygen, total hardness, chemical oxygen demand, phosphate PO4-3, total nitrogen). The anionic detergent concentration of the stations was determined on a monthly basis. Seasonally averaged values of the anionic detergent was measured as the highest value in the autumn season. The lowest values of anionic detergent were found in stations in winter and spring. The increase in the concentration of anionic detergent is caused by population growth in residential areas, increased agricultural activities and rains, and that chemicals move to riverbed from terrestrial areas with rain water.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Safety Assessment of Dairy Microorganisms, Streptococcus thermophilus and Lactobacillus bulgaricus, Isolated from Traditional Yoghurt Cultures
2018
Yekta Gezginç | Fatma Gül Demirbanka | Elif Coşkun Dağgeçen | İsmail Akyol
The traditional fermented food consumption has become very popular because of the increasing public concern about food additives. Lactic Acid Bacteria (LAB) species have traditionally been used as starter cultures in the production of fermented food. LAB can acquire antibiotic resistance from other bacteria in the natural environment and different resistant mechanisms via mutation. The resistance of bacteria to antibiotics is an increasingly important public health problem worldwide. In this study, antibiotic resistance of 115 Streptocoocus thermophilus and 35 Lactobacillus bulgaricus isolates obtained from traditional Turkish yogurts were tested against kanamycin, chloramphenicol, erythromycin, ampicillin, rifampicin, tetracycline, vancomycin and gentamicin using disc diffusion method. Study results showed that most strains were susceptible to all the antibiotics tested while a few of them were determined to be resistant only to kanamycin, ampicillin, erythromycin, and tetracycline. When contacted in a human body, resistant strains might transfer the related genes to the pathogenic species, which may result in devastating consequences.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Holstein İneklerde GH/AluI Polimorfizmi ile Bazı Süt Verim Özellikleri Arasındaki İlişkiler
2018
Zeynep Sönmez | Memiş Özdemir | Bahri Bayram | Vecihi Aksakal
Bu çalışmanın amacı, organik yetiştirilen 115 baş Holstein ırkı inekten oluşan sürüde Büyüme Hormon (GH) geni bakımından genotip ve allel frekanslarınının dağılımını belirlemek, genetik varyasyonu ortaya koymak ve bazı süt verim özellikleri arasındaki ilişkileri araştırmaktır. Elde edilen bulgular sonucunda, çalışılan sığır populasyonunun GH geni LL, LV ve VV genotip frekanslarının sırasıyla 0,41, 0,49, ve 0,10 olarak bulunduğu ve Hardy-Weinberg eşitliği testine göre dengede olduğu görülmüştür. Laktasyon süt verimi ortalamaları LL, LV ve VV genotipleri için sırasıyla 7136 kg, 7470 kg ve 8017 kg olarak tespit edilmiştir. Genotiplere ait incelenen Laktasyon süt verimi, 305 günlük süt verimi, Pik süt verimi ve Laktasyon uzunluğu ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunamamıştır. Çalışmada GH/AluI polimorfizminin sığırların süt verim özelliklerinin ıslahı için tek başına yeterli olmadığı görülmüştür.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Antalya İli Otbiçen Faunası (Arachnida: Opiliones)
2018
İlkay Çorak Öcal
Antalya ilinin otbiçen faunası 2005-2009 yılları arasında ilkbahar, yaz ve sonbahar aylarında bölgenin vejetasyon tipleri, habitatı, rakımı ve denize olan uzaklığı gibi faktörler dikkate alınarak incelenmiştir. Çalışmada 538 dişi, 186 erkek ve 46’si nimf olmak üzere toplam 770 adet otbiçen incelenmiştir. Ergin bireylere ait örneklerin sistematik ve biyoekolojik yönden değerlendirilmesi sonucu, 5 familya içinde 19 otbiçen türü tespit edilmiştir. Bu araştırmada Leibunum albigenum türü Türkiye otbiçen faunası için yeni kayıttır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Sıvı Kültürde Lepista Nuda Tarafından Miselyal Biyokütle ve Ekzopolisakkarit Üretimi İçin Karbon ve Azot Kaynaklarının Belirlenmesi
2018
Murat Özdal
Bu çalışmada, sıvı kültürde ekzopolisakkarit üretimi için yenilebilir bir mantar olan Lepista nuda kullanılmıştır. Başlangıç karbon ve azot kaynaklarının L. nuda IT suşu tarafından ekzopolisakkarit ve biyokütle üretimi üzerindeki etkileri araştırılmıştır. En fazla ekzopolisakkarit üretimi 50 g/L glukoz ve 5 g/L maya ekstraktı kullanıldığında elde edilmiştir. Sonuç olarak, küçük ölçekte optimize edilmiş koşullar altında 2,1 g/L ekzopolisakkarit ve 12,3 g/L biyokütle üretimi sağlanmıştır. Bu çalışma, L. nuda'nın sıvı kültürde ekzopolisakkarit üretimini gösteren ilk çalışmadır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Sulu Şartlarda Ekmeklik Buğdayda Başaklanma Döneminde Yaprak Solusyon Uygulamasının Tane Protein Kapsamı Üzerine Etkisi
2018
Erdinc Savasli | Oguz Önder | Cemal Cekiç | Hasan Müfit Kalaycı | Ramis Dayıoglu | Yaşar Karaduman | Fatma Gökmen | Nesim DURSUN | Sait Gezgin
Bu çalışma, 2008-2010 yılları arasında Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Selçuk Üniversitesi iş birliğinde TÜBİTAK tarafından desteklenen araştırma sonuçlarına göre, sulu koşullarda Bezostaya1 ekmeklik buğday çeşidiyle, erken dönem azot uygulaması (ekim + kardeşlenme) 0, 4, 8 ve 12 kg N da-1, başaklanma zamanında ise yaprak solüsyonu (üre formunda) olarak 0, 2, 4 ve 6 kg N da-1 seviyeleri karşılaştırılmıştır. Araştırmada, geleneksel azotlu gübre uygulama zamanında (ekim + kardeşlenme) uygulanan değişik azot seviyeleri başaklanma zamanında bayrak yaprak klorofil kapsamları (SPAD) ve bayrak yaprak toplam azot kapsamları (TN) açısından bir varyasyon yaratılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, başaklanma zamanında yapraktan uygulanan azotun tane protein kapsamında en az %1 artış sağlayacağı NSPAD kritik eşik değerleri, Bezostaya1 için 0,95 olarak bulunmuştur. TN için bulunan kritik eşik değerleri ise, Bezostaya1 için %4,31 olmuştur. Her bir kg da-1 N miktarının tane protein kapsamında sağladığı artış, Bezostaya1 için, erken kullanımda %0,18, geç kullanımda %0,30 olmuştur. Ayrıca, protein ve ilgili kalite unsurları üzerine hem erken, hem de geç azot kullanımı etkili olmakla birlikte, başaklanma döneminde yapraktan solüsyon olarak uygulamanın daha etkili olduğu belirlenmiştir. Bu özelliklerden, tane protein kapsamı ile SDS sedimentasyon (r=0,93**), Uzama kabiliyeti (r=0,96**), uzayabilirlik (r=0,96*), hamur gelişme süresi (r=0,87**), tolerans değeri (r=0,56**) ve enerji değeri (r=0,89**) parametreler arasında istatistiki olarak önemli düzeyde korelasyon vermiştir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Orta Doğu Ülkelerinin Su Ürünleri Üretimi
2018
Hülya Saygı | Aysun Kop | Hatice Tekoğul | Özgür Altan
Bu çalışmanın amacı, Zaman serileri analizi yöntemiyle Orta Doğu Ülkelerinin su ürünleri yetiştiriciliğinin 2030 yılı için gelecek tahmini yapmaktır. Ayrıca, Orta Doğu ülkeleri için temel bileşen analizi (PCA) ve hiyerarşik küme analizi (HCA) yöntemleri ile su ürünleri üretim, ithalat, ihracat ve tüketim verilerine dayalı bir sınıflandırma ve kümeleme yapmaktır. FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü)’nun 1950-2016 yılları arasındaki Orta Doğu ülkelerine ait su ürünleri istatistiklerinden yararlanılmıştır. Bu verilere zaman serileri, Kümeleme ve Faktör analizi uygulanmıştır. Zaman serisi analizi sonucuna göre mevcut durum devam ederse, su ürünleri yetiştiriciliği Kuveyt, Libya ve Suriye’de sona erecektir. Diğer ülkelerinde 2030 yılı için üretim miktarları en düşük Ürdün ve en yüksek Mısır için tahmin edilmiştir. Buna göre, Orta Doğu ülkelerinde toplam su ürünleri yetiştiriciliği üretim miktarı 2030 yılında 4,8 milyon ton olacağı tahmin edilmiştir. PCA’ ne göre PC1 için sırasıyla Kıbrıs, Irak, İsrail, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Suudi Arabistan, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri iken, PC2 için Cezayir, Mısır, İran, Umman, Tunus ve Yemen için yüksek oranda ilişkili bulunmuştur. HCA’ne göre ilk küme Ürdün, Lübnan, Kuveyt, Kıbrıs, Irak iken 2. Kümede İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Tunus, Umman ve Yemen, 3. Kümede Suudi Arabistan, 4. Kümede ise İran, Türkiye ve Mısır’dan oluşmaktadır. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, Orta Doğu ülkelerinin su ürünleri yetiştiriciliği tür bazında daha ayrıntılı olarak incelenmelidir. Ayrıca ülkelerin su ürünleri politikalarında gerekli düzenlemeler için tavsiye edilmektedir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Analysis of Economic Efficiency in Some Irish Farms Using the DEA Approach
2018
Nicola Galluzzo
Irish farms are predominately and highly specialized in crops as cereals, protein crops and in dairy productions. The aim of this research was to estimate the economic efficiency in Irish farms part of the Farm Accountancy Data Network (FADN) dataset stratified in function of their own typology of productive specialization since 2004 to 2015 by a quantitative approach such as the Data Envelopment Analysis (DEA). Positive has been the role of inputs as financial subsidies allocated by the Common Agricultural Policy, the first and second pillar, in increasing the economic efficiency of Irish farms. Field crops farms have not had the best results in terms of the economic efficiency even if over the time, in particular during the economic crises 2008-2009, findings have not been stable with significant fluctuations and a sharply decrease of efficiency as a consequence of economic turbulences. Focusing the attention on the research outcomes in all years of investigation comparing also the different typology of farming, mixed farms and farms with animals, such as specialist cattle, sheep, goats and other grazing livestock, have had the highest levels of economic efficiency equal to 100%; by contrast Irish dairy farms have had the modest levels of economic efficiency close to 77%.
اظهر المزيد [+] اقل [-]