خيارات البحث
النتائج 231 - 240 من 5,301
Kırıkkale Delice İlçesi Yerel Üzüm Popülasyonun Bazı Morfolojik Özellikleri النص الكامل
2024
Nursal Koca | Şeyma Hümeyra Çakır | Tamer Uysal
Bu çalışma, Kırıkkale’nin Delice ilçesine özgü yerel bir üzüm popülasyon olan “Delice Üzümü”nün morfolojik ve kimyasal özelliklerini detaylı bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırma kapsamında, Delice Üzümü’nün salkım büyüklüğü, tane şekli, kabuk rengi ve kalınlığı gibi morfolojik özellikleri laboratuvar ve saha çalışmaları ile belirlenmiştir. Ayrıca, üzümün kimyasal bileşimi, suda çözünür kuru madde (SÇKM) oranı, pH değeri, tartarik asit miktarı ve şıra randımanı gibi parametreler üzerinden değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar, Delice Üzümü’nün yüksek kaliteli bir üzüm popülasyonu olduğunu göstermektedir. Morfolojik incelemelerde, salkımların orta büyüklükte ve sıklıkta, tanelerin ise yumurta şeklinde ve tatlı olduğu belirlenmiştir. Kimyasal analiz sonuçları, SÇKM oranının %24-25, pH değerinin 3.7, tartarik asit miktarının 0.416 g/L ve şıra randımanının 500-550 ml olduğunu ortaya koymuştur. Bu bulgular, Delice Üzümü’nün hem sofralık tüketim hem de pekmez ve pestil gibi yöresel ürünlerin yapımında kullanılabilirliğini desteklemektedir. Çalışma, aynı zamanda Delice ilçesinin ekolojik ve toprak özelliklerinin üzüm yetiştiriciliği için uygun olduğunu, bu nedenle yerel çeşitlerin korunması ve geliştirilmesinin genetik çeşitlilik ve biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi açısından kritik önem taşıdığını vurgulamaktadır. Bu çalışma, yerel üzüm çeşitlerinin tarımsal ve ekonomik potansiyelini ortaya koyarak, gelecekteki araştırmalara ve sürdürülebilir tarım uygulamalarına katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Şanlıurfa Kırsalında Kadınların Toplumsal Cinsiyet Algıları النص الكامل
2024
Burçin Yiğit | Fatma Öcal Kara
Kırsalda hüküm süren ataerkil değerler, kadınların gereksinmelerinin karşılanmasına yönelik eşitsizlikler, kadının emeğinin değersizleştirilmesine neden olmaktadır. Toplumsal cinsiyet rolleri, coğrafi konuma, toplumların kültürel, sosyal ve ekonomik yapısına, sınıfa, zamana, etnik yapıya göre biçimlenir ve buna uygun çeşitli mekanizmalar da üretir. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde de geleneksel cinsiyet rollerinin hüküm sürdüğü varsayımından hareketle araştırmada, Şanlıurfa kırsalında tarımda çalışan kadınların toplumsal cinsiyet algılarını ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırma sahasında kadın deneklerle yüz yüze yapılan anket görüşmeleri, kırsalda kadınların yaşam şartlarını görebilmek amacıyla özellikle kadınların çalışma ve yaşam alanlarında gerçekleştirilmiştir. Şanlıurfa’nın beş ilçesinin kırsalında yaşayıp tarımda çalışan toplam 237 kadınla yüz yüze anket çalışması yapılarak araştırma toplanmıştır. Çalışmada, ev işleri sorumluluğunun tamamını kabullenen kadınların çoğunlukta olduğu saptanmıştır. Ücretlerin düşük olması, sosyal güvenliğin olmayışı ve çalışma koşullarının güçlüğü sebebiyle kadınların büyük bir bölümü tarımda çalışmaktan memnun değildir. Hem bitkisel hem hayvansal üretimde yoğun çalışan kadınların tarımsal bilgi kaynaklarına erişimi yok denecek kadar azdır. Tarım ve Orman Bakanlığı, diğer ilgili bakanlık ve kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler tarafından kırsal alana kadın odaklı hizmetlerin sayısı artırılmalı ve eşgüdümle hizmetler sunulmalıdır. Böylece kırsal alanda toplumsal değişmenin önü açılmış olabilir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Hıyarda Fide Kalitesi Üzerine Paklobutrazol Dozlarının ve Uygulama Metotlarının Etkisi النص الكامل
2024
Yasemin Aktaş | Naif Geboloğlu | Emine Polat
Bu çalışmada, hıyarda fide kalitesi üzerine paklobutrazolun farklı uygulamalarının etkisi araştırılmıştır. Denemede paklobutrazolun 30, 40, 50 ve 60 ppm dozları 2 faklı miktarda (0,5-1,0 ml) ve 2 farklı şekilde uygulanmıştır. Birinci uygulama kotiledon yaprakları yere paralel olduğu dönemde yapılmış ve sonrasında herhangi bir uygulama yapılmamıştır (1+0). İkinci uygulama kotiledon yaprakları yere paralel olduğu dönemde ve ilk gerçek yapraklar 0,5 cm çapa ulaştığında olmak üzere iki sefer (1+1) yapılmıştır. Kontrol parsellerinde bitkilere saf su verilmiştir. Fidelerin gübrelenmesinde Hoagland besin solüsyonu modifiye edilerek kullanılmıştır. Fide yetiştirme dönemi boyunca çözeltinin pH’sı 6,3±2’ye ayarlanmıştır. Tohum ekiminden 35 gün sonra hıyar fidelerinin yetiştiriciliği tamamlanmış ve fidelerde gözlemler yapılmıştır. Çalışmada fide boyu (cm), gövde uzunluğu (cm), gövde çapı (mm), yaprak sayısı, fide yaş ağırlığı (g), fide kuru ağırlığı (g), kök yaş ağırlığı (g) ve kök kuru ağırlığı (g) incelenmiştir. Paklobutrazol uygulamaları fide boyu ve gövde uzunluğunda önemli düzeyde kısalmaya neden olmuştur. Paklobutrazol miktarı arttıkça fide boyu ve gövde uzunluğundaki azalış devam etmiştir. Denemede 30 ve 40 ppm paklobutrazolun fide başına 0,5 ml ve 1+1 şeklinde verilmesi en etkili sonuç olarak belirlenmiştir. Paklobutrazol uygulamaları ile gövde çapı arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Benzer şekilde uygulamalar ile yaprak sayısı arasında da bir ilişki bulunmamıştır. Sonuç olarak, paklobutrazolun fide kalitesini önemli düzeyde artırırken, uygulama şekli, uygulama dozu ve miktarına bağlı olarak fide kalitesinde önemli gerilemeler de meydana gelmektedir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Efforts to Reduce Carbon Footprint of Dokuz Eylül University Tınaztepe Campus in İzmir, Türkiye النص الكامل
2024
Elif Duyuşen Kokulu | Eylül Ceren Özyürek
Current study intends to find out the carbon footprint of Dokuz Eylül University's Tınaztepe Campus and comprehensively assess its environmental impact in the process. The study provides a detailed analysis of carbon emissions resulting from the campus’s energy consumption, transportation, water usage, and other sources. Based on these analyses, the total CO2 emmission of the campus has been determined, taking into account the carbon sequestration capacity of the university's forested area. Calculations performed using the IPCC Tier 1 Model estimate that Tınaztepe Campus's total annual carbon footprint is 2,458.44 tons of CO2. Additionally, the annual carbon footprint per capita has been calculated as 0.059 tons of carbon footprint. According to the findings, the largest portion of carbon emissions is from natural gas consumption, while the smallest is from water consumption. In light of this data, various strategic recommendations have been developed to reduce the campus’s carbon footprint. These recommendations include measures such as increasing energy efficiency, adopting more sustainable transportation methods, and reducing water consumption. The results of this study provide valuable insights for universities to consider when developing sustainability policies.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Sowing Dates Effects and Varieties Comparison and Their Interaction on Yield and Yield Components of Wheat (Triticum aestivum L.) النص الكامل
2024
Wakil Ahmad Sarhadi | Wahida Yousofzai | Shamsurhman Shams | Abdul Khaliq Sahes | Alim Rateb
Wheat (Triticum aestivum L.) growth is directly affected by sowing dates. However, the yield of wheat in Afghanistan is significantly lower than the global standard. Several factors including fertilizers, sowing dates, seeds and cultivation methods, contribute to this low yield. The objective of this research was to address this critical issue by comparison of the effects of different sowing dates on wheat yield and its components under Kabul climatic conditions. The same experiment was conducted at two sites in 2020 using a randomized complete block design (RCBD) with three replications and twelve treatments. The varieties used were Darolaman-07 (V1), Mazar- 99 (V2), and Chunta-1 (V3) as factor one, and sowing dates of November 10th (S1), November 18th (S2), November 26th (S3), and December 4th (S4) as factor two. Growth and yield parameters measured and analyzed included plant height, number of leaves plant-1, total number of tillers plant-1, leaf area index (LAI), leaf nitrogen content (N), spike length, number of spikelets spike-1, number of grains spike-1, grain weight spike-1, thousand- grain-weight, days to maturity, number of spikes plant-1, biological yield, grain yield, straw yield, and harvest index. Sowing dates had significant effects on some wheat growth and yield parameters. Sowing on November 10th, 2020, resulted in the highest plant height and leaves number per plant compared to later sowing dates. There was a significant interaction between sowing date and variety at (P˂0.01) in both growth and yield parameters. ANOVA analysis highlighted significant differences among wheat varieties in spike length, grain weight spike-1, thousand grain-weight, and harvest index, with notable variations observed among different varieties. Based on the results, the longest duration to maturity and the highest grain yield were observed on sowing date of November 10, 2020.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Çanakkale İli Ezine İlçesi Geyikli Beldesinden Toplanan Salicornia europaea Popülasyonunda Bazı Kalite Parametrelerinin Belirlenmesi النص الكامل
2024
Tolga Sarıyer | Murat Şeker
Çanakkale Ezine İlçesine bağlı olan Geyikli beldesi Çanakkale’nin batısında bulunmaktadır. Yörede, doğadan toplanarak tüketilen pek çok bitkiden birisi olan Deniz Börülcesi (Salicornia europaea); Türkiye’de farklı bölgelerde de toplanıp sebze olarak kullanılmaktadır. Türkiye’de aktif olarak kültüre alınmamış olmakla birlikte bazı bilimsel denemelerde yer almıştır ve önemli bir halofittir. Deniz börülcesi pek çok besleyici özelliği olduğuna inanıldığından dolayı sık olarak tüketilmekte ve ticarete konu olmaktadır. Bu bitkinin yöreden toplanıp önemli özelliklerinin değerlendirilmesi bölgenin tarımsal anlamda gelişimi ve bitki ile yapılabilecek diğer tarımsal çalışmalara yol göstermesi açılarından önemli bir konudur. Çalışmanın amacı Çanakkale Ezine İlçesi, Geyikli beldesinde doğal ortamından toplanan S. europaea bitkisini askorbik asit, toplam karotenoid, suda çözünen kuru madde, pH, titre edilebilir asitlik parametreleri ve luteolin, apigenin, naringin, kateşin flavonoidleri açısından incelemektir. Böylece bölge tarımına katkıda bulunmak ve bu bitki ile yapılabilecek çeşitli çalışmalara yol göstermektir. Çalışma sonucunda değerlendirilen S. europaea popülasyonunun flavonoid içeriklerinin çoktan aza sırasıyla apigenin (649,461 mg/kg), naringin (117,51 mg/kg), kateşin (13,574 mg/kg) ve luteolin (0,984 mg/kg) olarak sıralandığı belirlenmiştir. Bunun yanı sıra yüksek bir suda çözünen kuru madde (°Briks) içeriğine (%11,7) sahip olduğu belirlenmiştir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Niğde Kent Parklarının Yeterliliklerinin İrdelenmesi النص الكامل
2024
Orhun Soydan
Kentin en önemli açık ve yeşil alanı olan parklar, kentsel yeşil alan sisteminin bir parçası olmalarına bağlı olarak yaşanılan kentleri çekici ve yaşanır hale getirir, çevrenin monotonluğunu hafifletir, kentlere imaj kazandırır, yapı kitlelerinin yumuşak bir görünüm kazanmasına olanak sağlarlar. Kentlerin sürdürülebilirliğini sağlayan, kent insanı için kaliteli ve konforlu yaşam alanı oluşturan kent parkları, sahip olduğu peyzaj tasarım özellikleri doğrultusunda hitap ettiği kullanıcıları etkilemektedir. Tasarım kriterlerine uygunluğun hem olumlu hem olumsuz yönleri yalnız kent parkını değil kullanıcısı ve kentin tümünü ilgilendirmektedir. İçerisinde hiçbir rekreasyonel aktivitesi bulunmayan, konforsuz, yeşil bir dokusu olmayan mekânlar kente olumlu anlamda bir şey katmadığı gibi bulunduğu çevrenin insanı için de fiziksel, sosyal ve kültürel anlamda bir etkileşim yaratmadığı için kent insanı psikolojisi üzerinde durağanlık ve huzursuzluğa neden olacaktır. Bu çalışmada Niğde ili Merkez ilçesinde bulunan 5 kent parkının yerinde gözlem, tespit ve mevcut durumlarının analiz edilmesi planlanmıştır. Çalışmanın amacı, Niğde İli sınırları içerisinde kent ölçeğinde hizmet sağlayan bazı parkların peyzaj tasarım kriterlerine uygunluğunun tespit edilmesidir. Bu bağlamda belirlenen peyzaj tasarım kriterlerine göre parkların peyzaj tasarımı açısından uygunlukları tespit edilip, parkların mevcut durumlarının analiz edilmesine yönelik değerlendirmeler yapılması planlanmaktadır. Değerlendirme sonucunda mevcut durumun sorununa yönelik peyzaj tasarım kriterlerine uygun olacak şekilde çözüm önerileri sunulacaktır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Response of Some Pepper Genotypes to Cucumber Mosaic Virus (CMV) and Discrimination of Kilis Isolates Using High-Resolution Melting (HRM) Method النص الكامل
2024
Melisa Balcı | Bekir Bülent Arpacı | Mehmet Koç | Ümit Haydar Erol
The escalating global population, diminishing agricultural lands, and the overarching global climate crisis are significantly impacting pepper cultivation. These challenges exacerbate the vulnerability of pepper plants to various biotic and abiotic factors, particularly viral diseases, resulting in diminished yield and quality. Cucumber mosaic virus (CMV), a notable concern for peppers in the Solanaceae family, is causing substantial quality and yield losses, with no effective chemical control methods currently available. This study focuses on exploring the genetic structure of CMV isolates obtained from pepper production areas in Kilis province and comparing these regions through the High-Resolution Melting (HRM) method. CMV isolates, cultivated in tobacco plants, have their partial coat protein sequences compared with those of other CMV isolates registered in the gene bank. The nucleotide sequences of identified CMV isolates are phylogenetically grouped and compared using an HRM graph. The HRM graph effectively distinguishes Kilis 3 and Kilis 4 isolates, clustered similarly to sequence patterns, from other isolates. The study highlights the utility of HRM analyses in identifying differences between isolates before determining sequence patterns. In the gene bank comparison, Kilis CMV isolates distinguished from others. Similarities were observed with isolates from Iran's Balsam (Impatiens balsamina - LC066478), Türkiye's Radish (Raphanus sativus - LC0665051), and Wild Turnip (Rapistrum rugosum - LC066514, LC066511, LC066517). The study found that Kilis 7 CMV isolate, transferred mechanically to 24 different pepper genotypes (C. annuum) from the local population, revealed susceptibility to CMV in the 24 lines developed from the Elbeyli population in Kilis province.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Evaluation of Fruit Juices as Probiotic Delivery Systems: Challenges, Current Strategies and Health Benefits النص الكامل
2024
Dilara Yalmancı | Hilal Dikmen Meral | Sevda Dere | Selma Kayacan Çakmakoğlu | Osman Sağdıç | Enes Dertli
There is an increasing trend for development of alternatives to deliver probiotics with non-dairy products. Fruit juices have become one of main food products for delivery of probiotics. The availability of different fruit juice types, their fresh and healthy perception from the consumer's side and demand for plant-based products increase attention to fortification of fruit juices with probiotics. Yet, development of probiotic fruit juices is still an emerging area for the functional food concept. Probiotic juices can be developed by using both probiotic Lactobacillus and Bifidobacterium and their viability can be strain specific as well dependent on the utilized fruits. The transformation of the fruit components can play roles for the improvement of the potential health promoting functions of fruit juices which should be well-characterized. The insufficient viability of probiotic strains during shelf-life of fruit juices is one of the main challenges and efficient and relatively cheap encapsulation techniques should be developed to ensure their viability. In this study, recent achievements and developments to produce probiotic fruit juices have been summarized. Also, potential role of probiotic fortification for the health promoting functions of fruit juices related to probiotic metabolism has been discussed. Finally, strategies to increase the viability of distinct probiotics have been discussed.
اظهر المزيد [+] اقل [-]The Effects of Starvation Duration on the Growth Performance, Feed Cost, and Water Quality in Common Carp (Cyprinus carpio) النص الكامل
2024
Birol Baki | Oylum Gökkurt Baki | Gülşen Uzun Gören
The present study investigated the effect of starvation periods on growth performance, feed cost, and water quality in common carp (Cyprinus carpio). Two different starvation methods were implemented, with an average weight of 120.69±3.47g over a 45-day trial. Group D1 was subjected to a 1-day fasting/2-day feeding regimen, whereas Group D2 adopted a 2-day fasting/1-day feeding regimen. The control group (C) was fed twice daily to satiation. At the end of the trial, the average weight of the fish was 200.88±14.62g in the control group, 189.11±21.05g in Group D1, and 130.04±10.49g in Group D2. The specific growth rates were 1.13±0.08% (C), 1.00±0.05% (D1), and 0.17±0.06% (D2), respectively. Feed conversion ratios were 1.81±0.01 (C), 1.32±0.02 (D1), and 4.43±0.05 (D2), respectively. There were significant differences between the control group and Groups D1 and D2 in terms of dissolved oxygen (mg/L) and pH values of the water. Group D2 yielded lower feed costs due to reduced feed usage. The average weight gain analysis showed that the unit feed cost of Group D2 was 3.4-fold higher than that of Group D1 and 2.5-fold higher than that of the control group. The application of starvation periods in feeding common carp had significant effects on the growth, feed utilization, water quality, and feed cost.
اظهر المزيد [+] اقل [-]