خيارات البحث
النتائج 71 - 80 من 180
Effect of Emulsifying Salts on Texture and Sensory Properties of Reduced Fat Kaymak
2024
Mustafa Öztürk | Aysen Can
Kaymak is a traditional Turkish dairy product with high fat and moisture, and low protein content. According to the Turkish Food Codex, Kaymak must contain at least 60% milk fat. Obesity is one of the most important health problems of our era, and there have been many initiatives to reduce the fat content of ready-to eat consumer products. In this study, the effect of emulsifying salts (trisodium citrate, disodium phosphate and tetrasodium pyrophosphate) on texture and sensory properties of reduced fat Kaymak (30% fat) was investigated. Emulsifying salts were used in the manufacture at two different concentrations (5 and 10 mM) and a reduced fat Kaymak without emulsifying salts was used as control. Manufacturing reduced fat Kaymak with 10 mM trisodium citrate and 5 mM tetrasodium pyrophosphate increased Kaymak hardness. Samples manufactured with 10 mM trisodium citrate exhibited the highest sensory quality, while Kaymaks manufactured with 10 mM tetrasodium pyrophosphate received lowest sensory scores. In conclusion, 10 mM trisodium citrate successfully improved textural and sensory properties of reduced fat Kaymak.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Effects of Inoculation of Lactobacillus plantarum at Different Doses on Triticale (Triticosecale wittmack) Silage on Quality, Fermentation and Aerobic Stability Properties and Feed Value
2024
Hayrettin Çayıroğlu
This study was conducted to determine the effects of different doses of Lactobacillus plantarum (LP) inoculation into triticale silage on fermentation, quality, feed value, and aerobic stability. This study used three doses of LP bacteria strains (MF098786 strain) isolated from homemade pickles as inoculants. As LP dose, 1×106, 1×108 and 1×109 cfu/mL levels were used. The LP inoculation was applied by spraying onto by using a sterile injector at 1 mL per 1 kg material. The prepared silages were incubated for 60 d. The treatment groups in the study consisted of triticale control (TC), 1×106 (LP6T), 1×108 (LP8T) and 1×109 cfu/kg DM (LP9T) LP inoculated triticale. The LP inoculation of triticale silage improved silage fermentation, chemical and microbiological properties, silage quality, and feed value, and aerobic stability of the product, regardless of dose application. This application did not change the silage's organic matter, ash, and hemicellulose contents but decreased the crude fiber, neutral detergent fiber, and acid detergent fiber contents. While there was no significant change in color parameters in all silages, a decrease in the ultimate pH value, and improvement in Flieg score and RFV were detected. The LP inoculation into triticale silage increased the number of lactic acid bacteria and decreased the number of yeast in the silages. This application improved the total digestible nutrient and energy values of LP9T silage compared with other silages. When LP doses were evaluated within themselves, it was determined that all doses gave almost similar results in terms of the parameters studied. However, when the data obtained from the research are evaluated as a whole, LP inoculation at the level of 1×109 cfu/mL can be recommended to triticale silage, because of the positive effects of silage on total digestible nutrient, digestible energy, metabolizable energy, and net energy contents.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Yonca Silajlarına Defne (Laurus nobilis L.) Yaprağı Tozu İlavesinin Silaj Kalitesine ve In vitro Gaz Üretim Parametrelerine Etkisi
2024
Metin Duru
Bu çalışma, farklı düzeylerde defne (Laurus nobilis L.) yaprağı tozu (DYT) katkısının yonca silajlarında kimyasal kompozisyonun, in vitro gaz üretim parametrelerinin (metabolize edilebilir enerji, in vitro organik madde sindirilebilirliği ve net enerji laktasyonu) ve bazı fermentasyon özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Defne yaprağı tozu, yoncaya %0 (kontrol), %0,5 (DYT05), %1,0 (DYT10), %1,5 (DYT15), %2,0 (DYT20), %4,0 (DYT40) ve %8,0 (DYT80) düzeylerinde ilave edilerek 75 gün boyunca silolanmıştır. Araştırma sonunda, kontrol grubuna göre DYT05 grubunda yonca silajının kuru madde içeriği azalmış, DYT20, DYT40 ve DYT80 gruplarında ise kuru madde içeriği artmıştır. DYT80 grubunda ham kül içeriği düşük bulunmuştur. DYT10 ve daha yüksek düzeyler silajın pH’sını; DYT20 ve daha yüksek düzeylerse laktik asit içeriğini önemli düzeyde düşürmüştür. Defne yaprağı muamelesi, silajların NDF, ADF, ham protein, ham yağ, asetik asit, propiyonik asit, in vitro gaz üretim parametrelerini etkilememiştir. Araştırma silajlarının tamamında bütirik asit ve amonyak azot içeriği tespit edilmemiştir. Sonuç olarak, DYT’nin yonca silajlarında %1 düzeyinde kullanılabileceği ve pozitif katkısının olabileceği sonucuna varılmıştır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Bazı Orman Ağaçlarının Yetiştiği Topraklarda Fe Konsantrasyonlarının Ağaç Türü, Organ ve Toprak Derinliğine Bağlı Değişimi
2024
Ramazan Erdem
Bitki gelişimini şekillendiren en önemli faktörlerden birisi topraktaki besin elementleridir. Bitki beslenmesi için mutlak gerekli besin elementlerinden olan demir (Fe) bitki büyümesi ve gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Bu sebeple tarım topraklarında Fe konsantrasyonunun değişimi konusunda çok sayıda çalışma yapılmıştır. Oysa orman ağaçlarının yetiştiği topraklarda konu ile ilgili çalışma sayısı oldukça sınırlıdır. Bu çalışmada Fe’in farklı orman ağaçlarının doğal olarak yetiştiği topraklarda topraktaki ve bitki organlarındaki konsantrasyonlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında karaçam, sarıçam, göknar ve kayın türlerinden yaprak, kabuk, odun, kozalak ve kök örnekleri ile her ağacın dibinden yüzey, orta ve derin topraklardan numuneler alınmıştır. Çalışma sonucunda Fe konsantrasyonlarının bitkilerde, topraktakinden çok daha düşük konsantrasyonlarda olduğu belirlenmiştir. Bitki organlarında elde edilen en yüksek Fe konsantrasyonu kayın köklerinde elde edilmiş olup 529,32 ppm’dir. Oysa topraklardaki Fe konsantrasyonunun 8253,91 ppm ile 16848,88 ppm arasında değiştiği belirlenmiştir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Toprak Yönetiminde Toprak Toplulaştırması Süreci
2024
Derya Balcı | Arife Sema Gün
Toprak toplulaştırması, parçalanmış parsellerin bir araya getirilmesidir. Tarım topraklarının toplulaştırılması veya parçalanmanın korunması toprak yönetim araçlarındandır. Toprak toplulaştırmasının olumlu yönleri ile parçalanmanın sorun olmadığı, yararlı da olabildiğini kanıtlayan çalışmalar bulunmaktadır. Ancak mevcut çalışmalar, toplulaştırmada veya parçalılığın sürdürülmesinde yerele özgü koşulların önceden değerlendirilmesi gerektiğini tavsiye etmektedir. Ayrıca toprak yönetimi araçlarından herhangi birine karar verebilmek veya her ikisine de devam edebilmek için sosyal, ekonomik, kültürel, yasal ve çevresel koşullar arasındaki bağlantıların da değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu çalışmada, tarım topraklarının parçalanma biçimleri, nedenleri ve parçalanmanın olumlu-olumsuz etkileri literatüre dayalı olarak eleştirel ve nesnel bir şekilde incelenmektedir. Amaç, belirli bir alanda herhangi bir toprak toplulaştırma yaklaşımının benimsenmesiyle ilgili koşulları ve bağlantıları belirlemektir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Yavaş ve Hızlı Gelişen Etlik Piliç Soyları ile Yumurta Tavuklarının Bilinçsizleştirme, Kesim, Et ve Kemik Özelliklerinin Karşılaştırılması
2024
İhsan Bülent Helva | Mustafa Akşit | Zeynep Yardım
Bu çalışma, yavaş ve hızlı gelişen etlik piliç soyları ile ekonomik verim dönemini tamamlamış (EVD) farklı yaştaki yumurta tavuklarının bilinçsizleştirme, kesim, et ve kemik özelliklerinin karşılaştırılmasını amaçlamıştır. Denemede yavaş (YG) ve hızlı gelişen (HG) etlik piliçlerin dişileri ile tüy dökümü uygulanmamış 90 (EVD1) ile 122 haftalık (EVD2) ve tüy dökümü uygulanmış 122 haftalık yaşta (EVDT) Lohmann kahverengi yumurta tavukları kullanılmıştır. Kesim öncesi kanatlıların elektrik akımıyla bilinçsizleştirme işlemi sırasında vücut dirençleri belirlenmiştir. Vücut direnç değerleri 1063 Ω ile YG piliçlerde en yüksek ve 635 Ω ile HG piliçlerde en düşük olarak elde edilmiştir. Yumurta tavukları ile etlik piliçlerin göğüs ve but eti kalite özellikleri arasında önemli farklılıklar belirlenmiştir. Yumurtacı tavuk etlerinin daha mat, kırmızı ve sarı renkleri daha belirgin, su kayıpları ve kesme kuvvetinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, 90 ve 122 haftalık yumurta tavuklarında tibia ve femur kemik kalitesi etlik piliçlere göre daha düşük bulunmuştur. Verim dönemini tamamlamış tavuk etlerinde saptanan göğüs ve but eti ile kemik özellikleri dikkate alındığında, bunların işlenmiş kanatlı et ürünlerinin üretiminde kullanılmasının daha uygun olacağı sonucuna varılmıştır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Zeytinyağında Bulunan Mikroorganizmalar ve Kalite Üzerine Etkileri
2024
Alper Aydın | Başar Uymaz Tezel | Mustafa Öğütçü
Zeytinyağı, zeytin meyvesinden mekanik olarak elde edilen ve rafine edilmeden tüketilebilen en önemli bitkisel yağlardan biridir. Zeytinyağı, insan sağlığına faydalı olduğu bilinen yüksek oranda doymamış yağ asitleri ve antioksidan bileşikler içerir. Yeni üretilen zeytinyağı, zeytin posası parçacıkları ve sudan kaynaklanan mikro damlacıklar nedeniyle bulanık görünüme sahiptir. Bulanık görünüme neden olan katı partiküller ve su, bazı mikroorganizmaların canlılığını koruyabileceği bir ortam yaratır. Mikroorganizmaların bazıları zeytinyağının fiziko-kimyasal ve duyusal özelliklerini, yüksek enzimatik aktiviteleri sayesinde iyileştirirken, bazıları da zeytinyağının kalitesini bozar. Zeytinyağındaki mikroorganizma çeşitliliği, zeytin çeşidi, hasat yöntemi, işleme tekniği, depolama koşulları ve depolama süresi gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bu çalışmada zeytinyağında bulunan mikroorganizmalar ve bunların zeytinyağı kalitesine etkileri derlenmeye çalışılmıştır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Gıda Katkı Maddeleri ve Sağlık Etkileri
2024
Sena Yaren Sarıcan | Nurten Beyter | İlkay Yılmaz
Katkı maddeleri, gıdaya güvenliği, tazeliği, tadı, dokuyu veya görünümü korumak ve geliştirmek amacıyla eklenen maddeler olarak tanımlanmaktadır. Katkı maddelerinin kullanımı, yasal düzenlemelere uygun olması halinde ve belirlenen konsantrasyonda kullanılması durumunda tüketiciler için tehlike oluşturmamaktadır. Fakat gıda katkı maddelerine ilişkin endişeler, son 20 yılda artış göstermiştir. Son yıllarda gıda katkı maddesi olarak kullanılan kimyasallarla ilgili olarak giderek daha fazla çalışma sağlığa olumsuz etkilerini göstermektedir. Aslında sağlık sorunlarını daha iyi tanımlayabilmek için toksisite testleri geliştirilmelidir ve yaşam boyunca maruziyeti incelemek için geniş çaplı ve uzun araştırmalara ihtiyaç vardır. Bu çalışmada son gelişmeler ışığında gıda katkı maddelerinin insan sağlığına etkileri irdelenmektedir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Bitki Büyümesini Teşvik Edici Rizobakteri (PGPR) ve Solucan Gübresi Uygulamalarının Mürver’in (Sambucus nigra L.) Bitkisel Özellikleri Üzerine Etkileri
2024
Mehmet Şakar | Öznur Öz Atasever
Araştırma Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü arazisinde, ‘Tokat-1’ Mürver genotipine uygulanan kontrol, PGPR bakterileri ve solucan gübresinin bitkisel özelliklerine etkilerinin belirlenmesi amacı ile yürütülmüştür. Uygulamalara göre, yazlık sürgün sayıları yaklaşık 14-20 adet/bitki olarak bulunmuş ve uygulamalar arasında istatistiki bir fark olmamıştır. Sürgün boyu en uzun, kontrol uygulamasından 89,39 cm, PGPR uygulamasına 86,48 cm ve solucan gübresi 77,03 cm olarak ölçülmüş ve uygulamalar arasındaki farklılık önemli bulunmuştur. Ağaç taç hacmi ortalaması 1,52-2,43 m3 olarak ölçülmüş ve en yüksek değer kontrol ve PGPR uygulamasından elde edilmiştir. Bitki gövde çapı ve yaprak alanı, uygulamalara göre değişmemiştir. Bitki kök sayısı (46-80 adet/bitki), kök çapı (7,88-10,45 mm) ve kök toplam kuru madde ağırlığına (%28,79-31,63) uygulamaların etkisi benzer bulunmuştur.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Türkiye’deki Klasik Hünkâri Güvercinlerinin Tanıtımı ve Morfolojik Olarak Tanımlanması
2024
Murat Türkeş | Serkan Gündüz
Klasik Hünkâri güvercini, Türkiye’nin en önemli süs ve sergi güvercini ırklarından biridir. Bu çalışmanın amacı, Hünkâri ırkını tanıtmak ve morfolojik özelliklerini incelemektir. 100 bireyde vücut uzunluğu, gaga uzunluğu, kanat açıklığı, tarsus, orta parmak uzunluğu, göğüs genişliği, kuyruk uzunluğu ölçülmüş, canlı ağırlık belirlenmiştir. Cinsiyetler arasındaki morfometrik farkların istatistiksel analizi için, ölçüm verilerine Bağımsız Örnekler t sınaması kapsamında Varyansların Eşitliği İçin Levene F sınaması ve Ortalamaların Eşitliği İçin Student t sınaması uygulanmıştır. Ayrıca Hünkâri yetiştiricileri ile yapılan görüşmelerde bu kuşlarda aranan morfolojik özelliklere ilişkin notlar alınmıştır. Klasik Hünkâri güvercinleri, küçük yapılı güvercin ırklarındandır. Dişi ve erkek Hünkâri bireylerinin gagalarının uzunluk ölçümleri dışındaki ölçülen niceliklerinin varyanslarında istatistiksel açıdan önemli bir fark belirlenmemiştir. Öte yandan vücut uzunluğu, kanat açıklığı, göğüs genişliği, kuyruk (telek) uzunluğu ve ergin canlı ağırlıklarının ortalamaları bakımından dişilerin değerleri erkeklere göre istatistiksel açıdan daha düşüktür (P≤0,05). Hünkârinin başının arkasındaki iğne tepesi ve orta boyla kısa arası gagası, göğsündeki gösterişli gül (fırfır) ve oldukça gür paçalı ayakları, tipik özelliklerindendir. Uluslararası literatürde beyaz gövdeye kanat ve kuyruk işlemeli olanlar satinette olarak bilinir; gövde işlemelilerine ise blondinette denir. Hünkâri güvercinleri hem tarihsel ve kültürel önemleri hem de günümüzde güvercin hobisini yapan kişileri renk, desen ve tipleri ile adeta büyülemeleri nedeniyle ve gelecek kuşakların da bu hayvanlardan hobi amaçlı olarak yararlanabilmeleri için korunup yaşatılmalıdır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]