خيارات البحث
النتائج 81 - 90 من 5,266
Tarımsal Mekanizasyon Düzeyinin Belirlenmesi; Kırşehir-Çiçekdağı Örneği النص الكامل
2025
Cevat Filikci | Tamer Marakoğlu
Tarımsal mekanizasyon, tarım alanlarını geliştirmek, her türlü tarımsal üretimi yapmak ve ürünlerin işlenmesini de gerçekleştirmek amacıyla kullanılan tüm enerji kaynağı, mekanik araç ve gerecin tasarımı, yapımı, geliştirilmesi, pazarlanması, yayım ve eğitimi, işletilmesi ve kullanılması konularını içermektedir (Zeren ve ark., 1995). Tarımsal mekanizasyon göstergeleri kullanılarak tarımsal mekanizasyon düzeyinin belirlenmesi, yörelerin ve ülkelerin tarımsal mekanizasyon seviyelerinin ortaya konmasında önem arz etmektedir. Bu çalışmada Kırşehir ili Çiçekdağı ilçesinin tarımsal mekanizasyon özellikleri incelenmiştir. Çalışmada, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) 2023 ve 2024 yıllarına ait verileri ile Çiçekdağı İlçe Tarım Müdürlüğü’nden elde edilen veriler materyal olarak kullanılmıştır. Bu kapsamda Çiçekdağı ilçesinin tarım alet ve makine sayıları (traktör sayısı, biçerdöver sayısı, birinci ve ikinci sınıf toprak işleme alet ve makine sayısı, ekim-dikim ve bakım makinesi sayısı, bitki koruma makinesi sayısı ve hasat-harman makinesi sayısı) da çalışmaya dahil edilmiştir. Mekanizasyon düzeyi; traktör, biçerdöver, tarım aletleri sayısı tespit edilmiş olup ve tarımsal mekanizasyon düzeyi göstergeleri; traktör/1000 ha, ha/traktör, kW/ ha ve ortalama traktör gücü (kW) olarak belirlenmiştir.Verilere göre, traktör sayısı 1000 hektar başına 35,97’den 38,74’e yükselmiş olup , traktör başına düşen arazi alanı ise 27,79 hektardan 25,81 hektara gerilemiştir. Traktör başına düşen güç 2,49 kW/ha’dan 2,68 kW/ha’ya artarken, ortalama traktör gücü 69 kW seviyesinde sabit kalmıştır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]The Determination of Body Defects, Hatching and Chick Quality Traits in Partridge (Alectoris Chukar) Parents النص الكامل
2025
Selman Yıldırım | Mehmet Akif Boz | Kadir Erensoy
The aim of this study was to determine the relationships between body defects, egg and chick quality and hatching results at different age periods of the laying period of partridges raised in production conditions (cage system). The study was based on three different periods. The first period is the pre-peak egg production period (˂200 eggs), the second period is the peak egg production period (˃200 eggs) and the third period is the post-peak egg production period (˂200 eggs). These periods also represent the age of the animals. As material, 432 female and 216 male partridges in their first egg production year were used. The study was organized according to the random plots experimental plan. There were changes in body defects and other health parameters depending on egg production periods. Foot-pad dermatitis and elbow burns increased with increasing age. Parent partridges had better head, neck, back, chest and tail feather condition before peak egg production. Egg weight increased with advancing age. Hatching egg characteristics such as excessively pointed eggs and eggs with calcium deposits decreased in the peak and post-peak yield period. Eggshell transparency increased with advancing age. Fertility was higher in the pre-peak egg yield period compared to other periods. Hatchability was lower after the peak period. Tona score of chicks decreased with age. There were weak negative and positive phenotypic correlations between many traits. Practices that prevent body injuries in the early egg production period and deteriorating feather condition with advancing age, decreasing shell opacity, deterioration in hatching performance and chick quality traits in partridges will be beneficial in terms of increasing both production performance and animal welfare.
اظهر المزيد [+] اقل [-]The Effect of Resveratrol and Catalase on Post-Thaw Angora Buck Semen النص الكامل
2024
Mustafa Bodu | Ali Erdem Öztürk | Zeliha Kılınç | Ömer Hatipoğlu | Mehmet Bozkurt Ataman | Mustafa Numan Bucak | Mustafa Kul
This research aimed to examine the impact of resveratrol and catalase on the motility, plasma membrane integrity, acrosomal membrane integrity, and mitochondrial activity of Ankara buck semen following freeze-thawed process. In this study, semen samples obtained from four mature bucks were divided into four groups: control (C), resveratrol 500 µM/ml (R), catalase 50 IU/ml (CAT), and resveratrol 500 µM/ml + catalase 50 IU/ml (CATR). After dilution with Tris/egg yolk extender, the semen samples were frozen in liquid nitrogen and then thawed for assessment. The CATR group gave the highest values across all evaluated parameters (motility, plasma membrane integrity, acrosomal membrane integrity, and mitochondrial activity) compared to the other groups (61 ± 1.0%, 72.6 ± 0.70%, 70.73 ± 0.67%, 60.9 ± 0.79%, respectively) (p<0.05). In conclusion, the combination of catalase and resveratrol significantly improved the quality of buck semen after freeze-thawed process, thereby contributing to enhanced reproductive outcomes and genetic preservation.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Farklı Koyun ve Keçi Irkları Kolostrum Örneklerinin Fizikokimyasal, Yararlı mikroorganizma ve Biyoaktif Özelliklerinin Araştırılması: Burdur İli Örneği النص الكامل
2024
Pelin Ertürkmen | Türker Atçalı | Esra Uğur Geçer
Bu çalışmada, Burdur (Türkiye) ilinde endüstriyel ve ekonomik yönden yetiştiriciliği yaygın şekilde yapılan evcil keçi (Capra hircus) ve koyun (Ovis aries) ırklarından olan 6 adet Akkaraman ırkı koyunları ile 5 adet Honamlı ırkı keçilerinin doğum sonrası 1., 2. ve 3. gün kolostrumları ve 15. gün olgun süt örnekleri fizikokimyasal ve biyoaktif özellikler yönünden analiz edilmiştir. Koyun kolostrumunun keçi kolostrumuna kıyasla daha yüksek düzeyde total protein, kurumadde ve yağ içerdiği saptanmıştır (p<0,05). İki farklı ırkın kolostrum örneklerinde yararlı mikroorganizma içeriği doğumdan sonraki ilk 3 günlük süre boyunca >7 log kob/mL düzeyinde saptanmıştır. Koyun ve keçi kolostrum örneklerinde sırasıyla; toplam aerobik mezofilik bakteri (TAMB) düzeyi 8,82-8,03; 8,52-8,33 log kob/mL, Bifidobacterium spp. 8,41-8,12; 8,15-7,97 log kob/mL ve Lactobacillus acidophilus 7,61-6,78; 7,85-7,61 log kob/mL olarak tespit edilmiştir. Antioksidan aktivitenin ölçülmesinde 2,2¢-diphenyl1-picrylhydrazyl (DPPH), 2,2′-azino-bis (3-etilbenzotiyazol-6-sülfonik asit) (ABTS) radikal katyonu, troloks eşdeğeri antioksidan kapasite tayin (TEAC) yöntemleri kullanılmıştır. ABTS ve TEAC antioksidan değerleri 1.gün alınan koyun ve keçi kolostrum örneklerinde en yüksek düzeyde sırasıyla 67,44; 71,32 ve 20,76; 24,65 değerlerinde belirlenmiştir (p<0,05). Koyun kolostrum örneklerinde en yüksek ACE-inhibitör aktivite %32,39 ile 2.gün belirlenirken, keçi kolostrumunda %42,29 ile 3.gün belirlenmiştir. Olgun süt örneklerinde ise her iki hayvan kolostrum örneklerine göre biyoaktif özellik değerlerinde düşüş gözlenmiştir. Bu çalışmada ACE-inhibitör ve antioksidan aktivitenin Honamlı ırkı keçi kolostrum örneklerinde yüksek olması keçi kolostrum örneklerinin peroksil radikallerinin oluşumuna karşı iyi bir koruma yeteneğine sahip olduğunu göstermiştir. Yapılan bu çalışma, biyoaktif özellikler ve yararlı mikroorganizma içeriği yönünden farklı küçükbaş hayvan türü kolostrumlarının değerlerini ortaya koymuştur.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Comparison of Two Different DNA Isolation Methods (Quick & Dirty vs. Commercial Kit) in Small Insects النص الكامل
2024
Ferhat Kiremit | Fulya Kaya Apak | Hayrettin İlker Özdemir | Gül Ayar
The COI gene region is the most commonly employed method for species identification in insects, as in all animals. The importance of DNA isolation methods is increasing, and they are of great importance for identifying insects. Unlike other large animals, DNA isolation from insects, especially from agricultural pests with very small structures, is possible with expensive commercial kits. In this study, an expensive commercial kit and a fast and economical method were compared in terms of time, cost, DNA quantity and quality. It was found that the success of commercial kits in terms of DNA quality and quantity is unquestionable. However, it was determined that the modified ‘quick and dirty’ method can be successfully used to extract DNA from insects and insect parts of all sizes, especially in studies that do not require long-term storage of DNA. Average isolation time for Q&D was 45 minutes, compared to 4 hours or more for commercial kits. Finally, cost is the most important factor in today’s global economy. The unit cost of DNA isolation using the Q&D method is approximately 88% lower.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Comparative Analysis of 1,9-Dimethyl-Methylene Blue and Toluidine Blue Interactions with ct-DNA, G-Quadruplex DNA, and ssDNA النص الكامل
2024
Efkan Bağda | Didem Duman
This study presents a comprehensive investigation into the interactions of two distinct synthetic dyes—1,9-Dimethyl-Methylene Blue and Toluidine Blue —with different DNA structures, namely calf thymus DNA (ct-DNA), G-quadruplex DNA, and single stranded DNA (ssDNA). The objective of this research is to elucidate the molecular affinities of these dyes for specific DNA structures and explore their potential applications in molecular biology and diagnostics. The experimental approach involved detailed UV-visible spectroscopic analyses, to probe the binding affinities of each dye with ct-DNA, G-quadruplex DNA, and ssDNA. The study aimed to assess the selectivity of these dyes towards the unique structural features of each DNA entity. The binding stoichiometry is defined from Job’s method. The selectivity of the dyes towards DNA also investigated with competitive dialysis experiments. The binding stoichiometry were 1:1 for 1,9-Dimethyl-Methylene Blue and Toluidine Blue and G-quadruplex DNA or ssDNA. Besides, results indicate that 1,9-Dimethyl-Methylene Blue and Toluidine Blue exhibit a pronounced affinity for G-quadruplex DNA, and ct-DNA. While single-stranded DNA is a fundamental component of DNA replication and transcription, our dyes exhibit lower affinity for this structure. The selectivity is advantageous, as it allows for the discrimination between single-stranded and structured DNA regions. The potential applications in studying DNA dynamics and unwinding processes are vast.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Bazı Gıda Koruyucuları ve Farklı Ambalaj Materyalinin Kaymağın Raf Ömrü Üzerine Etkisi النص الكامل
2024
Aslınur Baykuş | Elvan Ocak | Şerif Sarımurat
Bu çalışmada üç farklı konsantrasyonda iki farklı gıda koruyucusu [askorbik asit (100, 250, 500 ppm) ve potasyum sorbat (1500, 2000, 3000 ppm)] ve yenilebilir kaplama kullanılarak hazırlanan kaymakların çeşitli özellikleri incelenmiştir. Araştırmanın 1., 7., 14. ve 21. günlerinde kaymakların kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal analizleri yapılmıştır. Yapılan kimyasal analizlerde pH, titrasyon asitliği ve yağ analizlerinin ortalama sonuçları sırasıyla %5,99, %0,05 ve %65,3, peroksit ve TBA analizlerinin sonuçları ise 1,75 meq O2 / kg ve 0,14 mg malonaldehit/kg yağ olarak bulunmuştur. Mikrobiyolojik analizlerde ise TMAB, toplam maya-küf, lipolitik bakteri sayılarının ortalama sonuçları sırasıyla 2,30, 1,83 ve 2,35 log kob/g olarak belirlenmiştir. Duyusal değerlendirmede 6 panelistin görüşleri sonucunda tespit edilmiş olup görünüş, renk, koku, tat-aroma, kıvam ve genel kabul edilebilirlik kriterlerinin ortalama sonuçları sırasıyla 8,36, 8,06, 7,65, 7,46, 8,86 ve 7,86 olarak bulunmuş ve değerlendirme sonucunda kaymak örnekleri çok iyi ve mükemmel değerler almıştır. Yapılan bu çalışma ile elde edilen sonuçlar doğrultusunda kaymağın raf ömrünün duyusal kriterlerini koruyarak uzatıldığı belirlenmiştir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Karma Yeme Kapya Biberi (Capsicum Annum cv. Kapija) Tozu İlavesinin Bıldırcınlarda Performans, Yumurta Kalitesi ve Yumurta Sarısı Rengi Üzerine Etkisi النص الكامل
2024
Esra Tuğçe Gül | Ahmet Engin Tüzün | Osman Olgun | Alpönder Yıldız
Bu çalışmanın amacı yumurtlayan bıldırcın karma yemlerine katkı maddesi olarak kapya biberi (Capsicum Annum cv. Kapija) tozu ilavesinin performans ve yumurta kalitesine etkisini incelemektir. Çalışma, 18 haftalık yaştaki toplam 54 adet dişi bıldırcın ile 6 tekerrürden oluşan 3 muamele grubunda yürütülmüş olup her tekerrüre 3 adet bıldırcın yerleştirilmiştir. Muameleler bazal rasyona 0, 5 veya 10 g/kg seviyelerinde kapya biber tozu ilavesiyle oluşturulmuştur. Bıldırcınlar muamele rasyonları ile 8 hafta boyunca serbest olarak yemlenmişlerdir. Canlı ağırlık, yumurta verimi, yemden yararlanma oranı, sarı indeksi, ak indeksi ve Haugh birimi karma yeme kapya biberi tozu ilavesinden etkilenmemiştir. Karma yeme kapya biber tozu ilavesi ile yumurta ağırlığı ve kitlesi ile yem tüketimi ve yumurta sarısı a* değeri artmış, ancak yumurta kabuk oranı azalmıştır. Karma yeme 10 g/kg seviyesinde kapya biber ilavesiyle kabuk kalınlığı ile yumurta sarısı L* ve b* değeri azalmıştır. Bu sonuçlara göre yumurtlayan bıldırcın karma yemlerine kapya biberi tozu ilavesi performansı ve yumurta sarısı a* değerini olumlu etkilerken, kabuk kalitesini olumsuz etkilemiştir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Anadolu-T Etlik Piliç Ebeveyn Hattının Elde Edilmesinde Kullanılan Saf Hatların Canlı Ağırlık ve Yumurta Verim Değişimleri النص الكامل
2024
Emrah Oğuzhan | Musa Sarıca
Türkiye’de etlik piliç ebeveyn ıslah çalışmaları 2015 yılında saf hatlar kullanılarak yeniden başlatılmıştır. Bu çalışmalarda A1 ve A2 ana hatları ile B1 ve B2 baba hatlarında seleksiyon ve melezleme çalışmaları ile ebeveyn üretimi gerçekleştirilmiştir. Ebeveyn ve hibritlerin verim özelliklerinin ortaya koyulmasıyla, materyal 2020 yılında “Anadolu-T” ismi ile tescil edilmiştir. Saf hatlarda 2016 yılında uygulanan ıslah programına göre büyütme döneminde; canlı ağırlık (CA), canlı ağırlık artışı (CAA), 49-63 günlük yemden yararlanma oranı (YYO), 49. gün göğüs alanı (GA) ile kanat tüylenme hızına ait kalıtımın korunması gibi özelliklere göre seleksiyon yapılmıştır. Yumurtlama döneminde ise; ana hatlarında yumurta verimi (YV), baba hatlarında ise döllülük oranı yönünden seleksiyona devam edilmiştir. Böylece farklı özelliklere sahip saf hatların hem ticari damızlık hem de ticari etlik piliç performansları geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada, uygulanan ıslah programına göre 2017-2022 yılları arasında saf hatlardan elde edilen bazı veriler değerlendirilmiştir. 40 haftalık yaşta üretilen kuluçkalık yumurta veriminin kabul edilebilir düzeyde olduğu görülmüştür. Hem ana hem de baba hatlarında CA, YYO ve GA gibi özelliklerde saf hatlarda ilerleme sağlandığı görülmektedir. Ticari firmalardan damızlık satın alarak üretim yapan Türkiye açısından, mevcut saf hatlar önemli bir kapasite sağlayacak düzeydedir. Uygun çoğaltma ve dağıtımla ülkemiz etlik piliç damızlık ihtiyacının %10-15’inin bu materyalle karşılanması mümkündür. Özel sektör ile yapılan paylaşımda damızlıkların verim özellikleri kabul edilebilir düzeyde bulunmuş, 5 haftalık etlik piliç performansları da ticari etlik piliçlerle benzerlik göstermiştir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Gümüşhane İlindeki Halk Çeşmesi Sularının Kalitesinin İncelenmesi ve Cryptosporidium spp. Varlığının PCR Yöntemiyle Araştırılması النص الكامل
2024
Mustafa Atasever | Halit Mazlum | Burak Çevik | Halil Üzüm
Bu çalışmada Gümüşhane’nin Merkez ve ilçelerindeki (Kelkit, Şiran, Köse, Kürtün ve Torul) 97 halk çeşmesinden alınan su numunelerinin fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik kalitesi incelenmiştir. Ayrıca numunelerde Cryptosporodium spp. varlığı konvansiyonel PCR yöntemiyle araştırılmıştır. Çalışmada numunelerin hepsinde pH, elektriksel iletkenlik, nitrit (NO2) ve amonyum (NH₄⁺) değerleri içme suyu yönetmeliğine ve standardına (TS 266) uygun bulunmuştur. Numunelerin %16,49’unun bulanıklık değerlerinin yönetmelikte belirtilen sınır değerin üzerinde olduğu belirlenmiştir. Numunelerin %4,12’sinin sertlik değerlerinin Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği sınır değerin üzerinde olduğu saptanmıştır. Ağır metal açısından, 2 (%2,06) numunenin demir (Fe), 3 (%3,09) numunenin ise alüminyum (Al) miktarları yönetmelikte ve TS 266’da belirtilen sınır değerlerin üzerinde olduğu saptanmıştır. Mikrobiyolojik olarak, numunelerin %39,18’inin E.coli ve koliform grubu bakteri yönünden ilgili yönetmelik ve TS 266 standardına uygun olmadığı belirlenmiştir. Numunelerin hiçbirinde Cryptosporodium spp. saptanmamıştır. Gümüşhane halk çeşmelerinin bazılarının halk sağlığı açısından riskli olduğu kanaatine varılmıştır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]