Refine search
Results 1-10 of 13
Yumurta Tavuğu Rasyonlarında Amino Asit Yoğunluğu ve Proteaz İlavesinin Performans, Yumurta Kalitesi ve Azot Atılımı Üzerine Etkileri
2023
Hulüsi Ozan Taşkesen | Necmettin Ceylan
Bu çalışmada farklı sindirilebilir amino asit seviyelerindeki rasyonlara ticari proteaz enzimi ilavesinin yumurta tavuklarının performansı, yumurta kalite parametreleri ve azot atılımı üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Çalışma, 26 haftalık yaştan 56 haftalık yaşa kadar olan 336 adet Nick Brown yumurta tavuğu ile yürütülmüştür. Deneme 4 muamele grubu, ve her tekerrürde 7 hayvan olacak şekilde 12 tekerrürle yürütülmüştür. Faktöriyel bir düzende 4 rasyon uygulaması (2 amino asit seviyesi; normal ve %6 daha düşük × enzim takviyeli veya takviyesiz) deneme bloklarına rastgele atanmıştır. Nick Brown yumurta tavuklarına proteaz ilavesinin canlı ağırlık, yumurta ağırlığı, yumurta verimi, yumurta kalitesi, yem değerlendirme, yem tüketimi ve azot atılımı üzerinde önemli bir etkisi olmazken; amino asit seviyelerinin yumurta verimi, yumurta ağırlığı ve haftalık yem tüketimi üzerinde önemli etkileri olduğu, ancak bu etkilerin deneme geneline yansımadığı belirlenmiştir. Amino asit seviyeleri ve proteaz ilavesi arasındaki interaksiyon istatistiksel olarak önemli bulunmuş; Haugh birimi standart amino asit rasyonlarında proteaz ile iyileşirken, düşük amino asit seviyeli rasyonlarda önemli bir değişiklik olmamıştır. Amino asit seviyeleri ve proteaz ilavesi arasındaki interaksiyon, atılan azot / tüketilen azot oranı için istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Atılan azot, normal amino asit rasyonlarında proteaz ilavesi ile iyileşirken; düşük amino asit rasyonlarında önemli bir değişiklik olmamıştır. Sindirilebilir esansiyel amino asit gereksinimleri ideal amino asit profiline göre karşılandığında, ticari kahverengi yumurtacılarda performansı ve yumurta kalitesini olumsuz etkilemeden önerilen protein ve amino asit seviyelerini %6 oranında azaltmanın mümkün olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca, proteaz ilavesinin söz konusu amino asit seviyelerinde Kahverengi yumurtacı tavukların performansı veya yumurta kalitesi üzerinde önemli bir etkisi yoktur.
Show more [+] Less [-]Tatlı Sorgum (Sorghum bicolor (L.) Moench var. saccharatum)’da Farklı Azot ve Potasyum Seviyelerinin Etanol Verimi ve Bazı Verim Özelliklerine Etkisi
2022
Shiva - Sadighfard | Hakan - Geren
Biyoetanol kaynaklarından biri olan tatlı sorgum son yıllarda önemi giderek artmaktadır. İçerdiği yüksek orandaki şeker nedeni ile biyoetanol üretiminde kullanılmaktadır. Bu çalışma, 2013 ve 2014 yılları arasında, Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’nün deneme tarlalarında, iki faktörlü tesadüf parselleri deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Denemede farklı azot (0, 50, 100, 150, 200 kg N/ha) ve potasyum (0, 50, 100, 150 kg K2O/ha) seviyelerinin tatlı sorgumda etanol verimi üzerine etkilerini araştırılmıştır. Azotlu gübreler iki eşit dozda uygulanırken, potasyum tek seferde ekimle beraber toprağa karıştırılarak uygulanmıştır. Çalışmada, sap ve özsu verimi, şeker oranı ve teorik etanol verimi gibi özellikler test edilmiştir. Sonuçlar, azot ve potasyum uygulamaların tüm özellikler üzerinde önemli etkilerinin bulunduğunu göstermiştir. Yüksek N ve K uygulamaları, kontrol uygulamasına göre etanol verimini yükseltmiştir. N150-K100 kombinasyonu Akdeniz ekolojik koşullarındaki İzmir’de, tatlı sorgumun etanol verimini yükselten en iyi gübre seviyesi olduğu ortaya çıkmıştır.
Show more [+] Less [-]Impact of Long Term Phosphorus Doses Application on Soil Carbon, Nitrogen and Phosphorus Concentration
2020
Mehmet Işık | Feyzullah Öztürk | Veysi Akşahin | Berna Demirkol | İbrahim Ortaş
The aim of study is to investigate; the effect of increasing several doses P application on soil C, N and P concentration in Long term experiment conditions. Tested hypothesis; increasing P doses application increases soil C, N and P concentration, consequently plant yield can increase. The experiment has establish at University of Çukurova, Faculty of Agriculture, Research and Application field on Arık soil series from since 1998 until update. Four doses of P applied; such as 0 kg P2O5 ha-1 (P0), 50 kg P2O5 ha-1 (P50), 100 kg P2O5 ha-1 (P100) and 200 kg P2O5 ha-1 (P200) with tree replications. Under rain fed condition Adana-99 species wheat (Triticum aestivum L.) seeds were sown in November 2017 and harvested at May 2018. Soil samples were taken at different depth (0-15 cm and 15-30 cm) of rhizosphere and non-rhizosphere part at harvest. Soil P concentrations, organic C (OC), inorganic C (IC), soil total carbon C and N were analyzed. Result shown that there is a statistically difference as P concentration, especially in both depth of rhizosphere and non-rhizosphere soils, the best application is P200 compared to the control. As the P dose increased, also soil P content increased linearly. In terms of soil OC content, there was a statistically significant difference at a depth of 15-30 cm in rhizosphere and non-rhizosphere soils and, the best practice was got at P200 application compared to control treatment. In addition, due to increasing doses of P application, the mean soil OC, total N and C content increased. The founded results are support our hypothesis.
Show more [+] Less [-]The Effect of Feeding on Environmental Pollutant Emissions in Broiler Production
2020
Özgün Işık | Figen Kırkpınar
Environmental pollution is defined as the disruption of normal ecological balance with emmision of various substances and energy residues as a result of human activities. Animal production is one of the major human activity that enables this emission to increase significantly. Although ruminants play an important role in the effects of animal production on environmental pollutant emissions, the effects of poultry production and broiler production are also worth considering. As in all livestock types, the main factor that has a direct impact on environmental pollutant emissions is feeding for this animal types too. High nutrient needs of broilers and production processes of feed containing these nutrients; greenhouse gas causes increased nitrogen and phosphorus emissions; consequently, they cause air, soil and water pollution to multiply. Changes in protein and amino acid levels or the use of certain feed additives in feeds affect the emission value of broiler production. In addition, the feeding methods also has an effect on these emission values. When these effects are taken into consideration, it is possible to reduce the emission values in broiler production. In this review, environmental effects of broiler nutrition examined in terms of feed production, nutrient emission by manure, presentation of feed and feed form.
Show more [+] Less [-]Makarnalık Buğdayda (Triticum durum Desf.) Azot Dozu Uygulamalarının Verim ve Kalite Üzerine Etkisi
2019
İlknur Akgün | Üner Ulupınar
Bu çalışmada makarnalık buğday çeşitlerinde (Levante, Zenit, Yelken 2000, Dumlupınar, Eminbey, Altın, Ç-1252, ve Kızıltan-91) azot dozlarının verim ve kalite özelliklerine etkisi incelenmiştir. Araştırma 2010–2012 yetiştirme sezonunda Isparta ekolojik koşullarında 0, 5, 10 ve 15 kg/da N dozları kullanılarak yürütülmüştür. Çalışma tesadüf blokları deneme deseninde, faktöriyel düzenlemede üç tekerrürlü yürütülmüştür. Fosforun tamamı (6 kg/da P2O5) ve azotun yarısı ekimle birlikte, azotun diğer yarısı kardeşlenme döneminde verilmiştir. İki yılık araştırma sonucunda, azot dozlarının incelenen tüm özelliklere (m2’de başak sayısı, tane verimi, 1000 tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı, camsılık ve protein oranı) önemli etkisinin olduğu belirlenmiştir. Ancak azotlu gübrelemenin etkisi çeşitlere göre önemli farklılık göstermiştir. Genel olarak azot miktarının 10 kg/da üzerine çıkarılması, 1000 tane ağırlığı hariç diğer özelliklerde istatistiksel olarak önemli bir artış meydana getirmemiştir. Sonuç olarak, tane verimi ve kalite özellikleri dikkate alındığında, 10 kg/da N dozu ve Çeşit-1252, Altın, Kızıltan-91 ve Dumlupınar çeşitlerinin Isparta koşullarında yetiştiriciliği tavsiye edilebilir.
Show more [+] Less [-]Kurak Koşullarda Farklı Azot ve Fosfor Dozlarının Aspirde (Carthamus tinctorious L.) Verim ve Verim Öğelerine Etkisi
2018
İsmail Demir | Kenan Karaca
Araştırma, farklı azot ve fosfor dozlarının aspirde verim ve verim öğelerine etkisinin belirlenmesi amacıyla Kırşehir ekolojik koşullarında 2016 yılında gerçekleştirilmiştir. Denemede ana parsellere azot (0, 4, 8, 12 kg N/da) dozları, alt parsellere fosfor (0, 4, 8, 12 kg P2O5/da) dozları uygulanmış ve tesadüf blokları bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Çalışma sonucuna göre azot ve fosfor dozlarındaki değişimin rozette kalma süresine, çiçeklenme süresine, olgunlaşma gün sayısına, bitki boyuna, yan dal sayısına, tabla sayısına, bin dane ağırlığına ve tohum verimine olumlu etki yaptığı belirlenmiştir. Araştırma sonucunda azot ve fosfor dozlarına göre bitki boyunun 48,5 -54,5 cm, yan dal sayısının 2,6-3,6 adet/bitki, tabla sayısının 3,6-4,7 adet/bitki, tabla çapının 19,73-22,28 mm, 1000 tane ağırlığının 34,79-37,43 g, iç-kabuk oranının %57,06-59,37 oranında, tohum veriminin 82,17-182,23 kg/da, ham protein oranı %17,27-19,06 arasında, yağ oranlarının %35,35-38,59 ve yağ veriminin 38,04-60,33 kg/da arasında değiştiği belirlenmiştir. En yüksek verim 12 kg N/da+12 kg P2O5/da gübre dozundan 182,23 kg/da olarak elde edilmiştir.
Show more [+] Less [-]Farklı Azot Dozlarının Keten Bitkisinin Verim ve Verim Özelliklerine Etkisi
2024
Şaziye Dökülen
Keten bitkisi ülkemizin hemen hemen her bölgesinde yetişebilmesi, kullanım alanlarının çeşitliliği, hem lifinden, hem de yağından faydalanılması gibi özellikleri ile ön plana çıkan önemli bir endüstri bitkisidir. Çalışmada farklı azot dozlarının keten bitkisinin verim ve verim özelliklerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma Tokat-Kazova şartlarında 2020 ve 2021 yılı vejetasyon döneminde kuru şartlarda yürütülmüştür. Çalışma Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Çalışmada yağlık Atalanta çeşidi ve 750 tohum/m2 bitki sıklığı kullanılmıştır. Çalışmada 5 farklı azot (N) dozu (kontrol (0), 7, 10, 13, 16 kg/da) yer almıştır. Çalışmada; bitki boyu, bitki başına dal sayısı, bitkideki kapsül sayısı, kapsüldeki tohum sayısı, bin tohum ağırlığı, tohum verimi, yağ oranı ve yağ verimi parametreleri incelenmiştir. Yıllar ortalamasına göre bitki boyu 49,88-52,11 cm, dal sayısı 2,6-3,2 adet/bitki, bitkideki kapsül sayısı 23,55-34,00 adet/bitki, kapsülde tohum sayısı 5,25-5,66 adet/kapsül, bin tohum ağırlığı 5,17-5,29 g, tohum verimi 54,68-90,30 kg/da, yağ oranı %33,01-35,55 ve yağ verimi 17,98-31,84 kg/da arasında değişmiştir. Tokat-Kazova’da kuru şartlarda ketende azot dozlarının etkisinin araştırıldığı çalışma sonucunda; dekara tohum ve yağ verimi bakımından 10-13 kg/da azot dozları ön plana çıkmıştır. Gübre tasarrufunu düşünerek 10 kg/da azot dozunun kullanılmasının daha uygun olacağı düşünülmektedir.
Show more [+] Less [-]Farklı Azot Dozları ve Organik Gübre Uygulamasının Patateste Bazı Verim ve Kalite Özelliklerine Etkisi
2023
Güngör Yılmaz | Şaziye Dökülen
Bu çalışma Tokat-Kazova şartlarında Başçiftlik Beyazı patates çeşidinde farklı azot dozları ve organik gübre uygulamasının verim ve kalite özelliklerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma 2016 ve 2017 yıllarında Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Araştırmada azot dozları 0 (kontrol), 10, 15, 20, 25, 30 kg N/da ve tek doz organik gübre (300 kg/da) olacak şekilde uygulanmıştır. İncelenen özellikler; bitki boyu, ana sap sayısı, ocak başına yumru verimi, ortalama yumru ağırlığı, ocak başına yumru sayısı, dekara yumru verimi, kuru madde oranı, nişasta oranı ve pazarlanabilir yumru oranıdır. İncelenen özelliklerden ana sap sayısı ve ocak başına yumru sayısı hariç, diğer tüm özellikler organik gübre ve azot dozlarından önemli şekilde etkilenmiştir. Dekara yumru verimi en düşük kontrolde (0 kg N/da) 2772,1 kg/da iken, en yüksek 3961,8 kg/da ile 20 kg N/da uygulamasından elde edilmiştir. Organik gübre (300 kg/da) uygulamasında ise 3083,7 kg/da yumru verimi alınmıştır. Uygulanan N dozları yumru iriliğini belli bir doza kadar artırmış, ortalama yumru ağırlığı 25 kg N/da uygulamasında 95,2 g ile en yüksek olmuştur. Artan azot dozları denemenin ilk yılında 20 kg N/da, ikinci yılında ise 30 kg N/da dozunda en yüksek verim seviyesine ulaşmıştır. Her ne kadar organik gübre uygulamasından (3083,7 kg/da) kontrol uygulamasına (2772,1 kg/da) göre daha iyi sonuç alınmış ise de dekara yumru verimini artırmak için azotlu gübre uygulaması yapılmasının gerektiği ve iki yılın ortalamasına göre 20 kg/da azot uygulamasının (3961,8 kg/da) yapılması önerilmiştir.
Show more [+] Less [-]Farklı Nitrifikasyon İnhibitörlerinin Domateste Bakteriyel Kanser ve Solgunluk (Clavibacter Michiganensis Subsp. Michiganensis) Hastalığına Etkisi
2021
Aysu Tuğçe Gül | Sümer Horuz
Domateste bakteriyel kanser ve solgunluk hastalığı ekonomik boyutta bitki gelişimini ve verimini sınırlandıran önemli bir hastalıktır. Hastalığa dayanıklı ticari çeşit bulunmaması ve kimyasal mücadelenin yetersiz olması nedeniyle mücadelesi oldukça zordur. Bu çalışmanın amaçları (1) domates bitkilerinden farklı yıllarda elde edilen Cmm izolatlarının klasik ve moleküler yöntemlerle tanısını yapmak, (2) domates bakteriyel kanser ve solgunluk hastalığına karşı farklı nitrifikasyon inhibitörlü gübrelerin hastalık gelişimi üzerine etkisini incelemektir.Elde edilen sekiz adet izolat Mirabilis jalapa yapraklarında aşırı duyarlılık, domates fidelerinde patojenite özelliği ve agaroz jelde 614 bp bant oluşturarak Cmm olarak tanılanmışlardır. Saksı denemeleri şeklinde yürütülen bu çalışmada karşılaştırma olarak azot inhibitörsüz normal amonyum sülfat ile yavaş salınım özelliğine sahip disiyandiamid (DCD) ve 3,5 dimetilpirazolyum gliseroborat (DMPB) azot inhibitörlü amonyum sülfat gübreleri kullanılmıştır. Denemede gübrelerin 100, 250 ve 500 ppm dozları bitkilere sulama suyu şeklinde birer hafta arayla üç kez uygulanmış ve uygulanan gübrelerin etkinliği, pozitif kontrol grubundaki bitkilerle kıyaslanarak belirlenmiştir. İki kez tekrarlanan çalışmada, birinci denemede gübreler hastalık gelişimini %42-78 oranları arasında, ikinci denemede ise %44-82 oranları arasında engellemiştir. Her iki denemede inhibitörlü ve inhibitörsüz gübrelerin 500 ppm dozları hastalığı baskılamada en etkili uygulamalar olmuştur. Bu çalışma azot inhibitörlü gübrelerin bakteriyel kanser ve solgunluk hastalığı üzerine etkisini ortaya koyan ilk çalışmadır. Sonuç olarak, domates bakteriyel kanser ve solgunluk hastalığı ile entegre mücadele programlarına inhibitörlü gübrelerin de eklenmesi faydalı olacaktır.
Show more [+] Less [-]Comparison of Sivas-Koyulhisar Forest (Fagus orientalis Lipsky.) Soils and Agricultural Soils in Terms of Carbon Mineralization
2021
Ahu Kutlay | Fikret Koçbulut | Ahmet Demirbaş | Tolga Karaköy
In this study, the dynamism of forest areas was tried to be determined by determining the ecological differences between the areas where Fagus orientalis Lipsky. (Eastern beech, Fagaceae), a very important species for forestry in Turkey, and the soils of agricultural fields. lime %, total salt %, pH, texture, field capacity %, C%, N%, C/N ratios, 30-day carbon mineralization of the lands of Eastern beech forests and agricultural fields, which are naturally formed in Sivas province Koyulhisar district, under controlled conditions (28°C, 80 humidity %) was determined by the respiration method, and two areas in two different ecosystems were compared. When the carbon mineralizations of eastern beech soils were examined seasonally, it was determined as 19.54>18.23>17.87>17.18 mg C(CO2)/100g DS/30 day in spring>autumn>summer>winter seasons, while it was determined as 14.46>13.87>13.68>13.65 mg C(CO2)/100g DS/30 day in autumn>summer>spring>winter seasons in agricultural soils, respectively. Significant relationships were found between the C%, N%, 30-day carbon mineralization cumulative values and % carbon mineralization rates between both areas.
Show more [+] Less [-]