Refine search
Results 1-10 of 17
Çalışan Kadınların Dondurulmuş Besin Tüketim Alışkanlıkları
2025
Nildem Kızılaslan
Bu çalışmada, Samsun ili 19 Mayıs ilçesinde çalışma hayatında yer alan kadınların dondurulmuş besin tüketim alışkanlıklarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma, 200 çalışan kadın birey ile yapılmıştır. Aktif olarak çalışan ve araştırmaya katılmaya gönüllü olan bireyler çalışmaya dahil edilmiştir. Bireylerin vücut ağırlığı ve boy uzunluğu ölçülmüştür. Bireylerin vücut ağırlığı ve boy uzunluğu kullanılarak beden kütle indeksi (BKİ) hesaplanmıştır. Araştırma sonuçlarında, bireylerin %76,0’sı dondurulmuş besin tüketirken %24,0’ü tüketmemektedir. Dondurulmuş besin gruplarından sırasıyla et ve et ürünleri, meyve ve sebze, hamur işleri daha fazla tüketilmektedir. Bireylerin dondurulmuş besin satın alma nedenleri, %41,4’nün zamandan tasarruf, %48,0’nin hazırlama kolaylığından, %6,6’nın reklamlardan etkilendiği, %18,4’nün mevsimsel farklılıktan satın aldıklarını belirtmişlerdir. Bireylerin satın almama nedenleri incelendiğinde, %25,0’i fiyatını yüksek bulmakta, %33,3’ü sağlıklı olduğuna inanmakta, %33,3’ü taze olmadığı ifade etmekte ve %4,2’i ise doyurucu olmadığını düşünmektedir. Tüketim şekli incelendiğinde, %61,8’i yardımcı yemek olarak, %42,8’i aperatif olarak, %17,1’i ana yemek olarak tükettiklerini belirtmişlerdir. Aile bireyleri içerisinde 15-30 yaş aralığında bireyler dondurulmuş besini en fazla tüketmektedir. Araştırmaya katılan bireylerin dondurulmuş besin tüketip tüketmeme durumuna göre yaş, medeni durum, eğitimleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Genel olarak dondurulmuş besinler, çalışan bireyler ve aileler için kolaylık, beslenme ve lezzet arasında bir denge sunan kullanışlı ve pratik bir seçenek olabilir. Ancak dondurulmuş besinlerin güvenli etiketlemeye, depolama koşullarına, tüketim miktarına ve şekline de dikkat etmek gerekmektedir.
Show more [+] Less [-]Sürdürülebilir Beslenme Modellerinin Karşılaştırılması
2023
Aybuke Ceyhun Sezgin | Fatma Elif Eroğlu | Nevin Şanlıer
Küresel iklim değişikliği ve su yetersizliği nedeni ile besin talebini karşılamak için ekonomik yönü, çevresel-sosyal etkileri ve gıda güvenliği değerlendirmelerinin çoğunda sürdürülebilirlik konularına yer verilmemektedir. Gıda Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sürdürülebilir sağlıklı diyetin tanımını “Sürdürülebilir diyetler düşük çevresel etkili, besin ve beslenme güvencesinin günümüzde var olmasını ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan sağlıklı yaşamı hedefleyen diyetlerdir” şeklinde yapmıştır. Dünya’da sürdürülebilir diyetlerin insanlara ve doğal kaynaklara uygun, biyoçeşitliliğe ve ekosisteme karşı koruyucu, saygılı, duyarlı, ekonomik olarak ulaşılabilir ve beslenme açısından yeterli, güvenilir ve sağlıklı olması gerekmektedir. Çevresel bozulmaların sonucunda besin üretimi ve tüketimi olumsuz yönde etkilenmektedir. Mevcut küresel besin sistemi ve beslenme sürdürülebilirlik açısından değerlendirildiğinde yetersiz olduğu düşünülmektedir. Ancak gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik için yapılan çalışmalarda sağlıklı beslenme durumunu sürdürmek için kritik olan diyet ve besin çeşitliliği ile mikro besin yeterliliğini ele alınmamıştır. Bu nedenle derlemede sürdürülebilir beslenme açısından farklı toplumların benimseyerek uyguladığı, sağlıklı ve sürdürülebilir olarak değerlendirilen bazı beslenme modellerinden olan Akdeniz, Dash, Yeni Nordik, Temiz Baltık, Vejetaryen, Paleotik ve Intermittent Fasting Diyet gibi beslenme modelleri irdelenerek sürdürülebilir diyetlerin hem insan sağlığı hem de çevreye olan etkileri üzerine odaklanılmıştır.
Show more [+] Less [-]Artan Dozlarda Bor Uygulamasının Antep Fıstığı (Pistacia vera L.) Çeşitlerinin Yeşil Aksam Bor Konsantrasyonu ve Diğer Besin Elementlerinin Alımı Üzerine Etkisi
2021
Ayfer Alkan Torun | Sadettin Bozgeyik | Ebru Duymuş
Antep fıstığı (Pistacia vera L.) son yıllarda Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde giderek artan oranda bitki deseni içerisinde yer almaya başlayan bir bitki türüdür. Toprak ve çevre faktörleri bakımından bor (B) noksanlığının yaygın olabileceği bu bölgelerde bitkilerin özellikle B noksanlığına duyarlı Antep fıstığının B ile beslenme düzeyinin belirlenmesi oldukça önemlidir. Bu noktadan hareketle bu araştırma kapsamında büyüme dönemi olarak karagöz patlamasının %20 ve meyvenin mercimek büyüklüğü döneminde olduğu iki farklı dönemde yapraktan artan dozlarda B (%0; %0,2; %0,4; %0,6 ve %0,8) uygulamasının Antep fıstığı bitkisinin yeşil aksam B konsantrasyonu ve besin elementleri üzerine etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla, bahçe koşullarında iki Antep fıstığı çeşidinin (Uzun ve Kırmızı) yetiştirildiği üretim alanlarındaki deneme tesadüf blokları deneme planına göre yürütülmüştür. Araştırma sonucunda bitki çeşitlerinin ve uygulanan gübre dozlarının, B konsantrasyonuna önemli düzeyde etkisinin olduğu belirlenmiştir. Bitki çeşitlerine göre tüm B uygulamaları altında B konsantrasyonunun Uzun çeşidine (%8,3) göre Kırmızı (%21) çeşidinde daha yüksek olduğu, ortalama B konsantrasyonunun Kırmızı çeşidinde 200,3 mg kg-1 iken, Uzun çeşidinde ise 176,3 mg kg-1 olduğu belirlenmiştir. Artan dozlarda B uygulaması ile bitkinin yeşil aksamındaki B konsantrasyonunun arttığı, bu artışların (%36,8) kontrole göre sadece %0,6 B doz uygulamasında istatistiksel olarak önemli düzeyde olduğu belirlenmiştir. Bor uygulamasının analizi yapılan makro (N, K) ve mikro (Zn, Fe, Mn) element konsantrasyonları üzerinde ise istatistiksel olarak önemli sayılabilecek bir etkisi saptanmamıştır.
Show more [+] Less [-]Effect of Probiotics on the Formation of Dental Caries
2019
Safiye Selin Köymen | Mağrur Kazak
According to the report of World Health Organization / Food and Drug Administration, probiotics are expressed as, ‘‘live microorganisms that have a positive effect on the health of the host when consumed in sufficient quantities’’. People use probiotics to treat diseases and to promote general health. Probiotic bacteria should adhere to the tooth surface to prevent and slow down the tooth decay and also should join to the microbial dental plaque bacteria. However, probiotic bacteria should damage and compete with the cariogenic bacteria and prevent the growth of bacteria. In addition, probiotic bacteria should be able to reduce the acid production by affecting the carbohydrate metabolism. Probiotic is a new and interesting research topic in oral microbiology and oral diseases. A wide range of epidemiological investigations will demonstrate the different benefits of probiotics on human health.
Show more [+] Less [-]Importance of Some Oil Crops in Human Nutrition
2019
Mehtap Gürsoy
It is known that agricultural lands remain limited due to the ever increasing human population. That is why the necessity of increasing the crop production is constantly emphasized. In the crop production, quality should be increased along with yield. Nonetheless, there are amounts that people should take from each group of nutrients daily to ensure adequate and balanced nutrition. As known, malnutrition has negative effects on human health, which causes some diseases. Field crops, as well as other feeding groups, are of great importance in human nutrition. It is known that oil plants, which belong to the group of industrial plants, have an important place in human nutrition as in the vast majority of field crops. Thus, in this article, some important oil plants will be examined in terms of human nutrition.
Show more [+] Less [-]Probiyotik Ürünlerin Tüketim Alışkanlıklarının Belirlenmesi
2019
Savaş Aslan | Recep Kara | Hilmi Yaman
Probiyotik gıdalar, sindirim sisteminin çalışmasına yardımcı olan canlı mikroorganizmaları içeren gıdalardır. Bu gıdaların tüketimi sağlığın korunmasına ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine olumlu katkı sağlamaktadır. Yapılan bu çalışma, probiyotik ürünlerin tüketim durumu ile tüketicilerin probiyotik ürünler hakkındaki bilgi düzeyini saptamak amacıyla yapılmıştır. Araştırma sonucunda ankete katılan bireylerin %51,7’si bayanlardan, %48,3’ü erkeklerden oluşurken yaşları 18 ile 65 arasında tespit edilmiştir. Probiyotik ürünler hakkında bilgiye erkekler %31,4 oranında sahip iken bayanlar %61,1 oranında sahip olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca öğrenim seviyelerinin ve ekonomik durumların artışına bağlı olarak probiyotik ürünler hakkında bilgi seviyesinin anlamlı derecede arttığı görülmüştür. Probiyotik ürünleri tüketenlerin oranı %26,0 iken tüketenlerden fayda gördüğünü düşünen bireyler %79,1 olarak belirlenmiştir. Ek olarak probiyotik ürünleri tüketenlerin %77,3’ü bu ürünlerin doğal olduğunu düşünmektedir. Sonuç olarak probiyotik ürünlerin sağlığımıza olumlu katkısı olmasına rağmen tüketimi ve hakkındaki bilgi yeterli seviyede değildir. Kişilerin öğrenim seviyesi ve ekonomik refahı yükseldikçe probiyotik ürün tüketimi ve bilgi düzeyi artmaktadır. Bu nedenle buna benzer toplumun bilgisini ölçmeye dönük çalışmaların periyodik olarak yapılması önerilmektedir.
Show more [+] Less [-]The Relationship Between Sweeteners and Metabolic Diseases
2017
Nildem Kızılaslan
Sweeteners that sugar substitute is a food additive that provides a sweet taste like that of sugar while containing significantly less food energy. Some sugar substitutes are produced by nature, and others produced synthetically. Sweeteners can be classified as sugar alcohols (polyols), artificial sweeteners and natural sweeteners. The need to avoid the adverse effects of sugar cannot stop feeling the taste on humans has resulted in intense use of sweeteners nowadays. There are positive and negative opinions about the effects of their use on human health. The general tendency of food producers is to reduce the amount of sugar in the groats due to negative effects in parallel. Food sweeteners are intended for a large group of consumers, and one of the main points of the sector operators is to provide healthier, natural, nutritional and low calorie sweeteners to these consumers. In this study, we evaluated the sweeteners which are most commonly used. Many studies have been done to demonstrate the safety of sweeteners. There are also studies showing that there may be side effects even if there are few. Some sweeteners have been associated with a number of symptoms. There is a need for comparative long-term work in this area.
Show more [+] Less [-]New Discussion Subject of Meat Industry: “Pink Slime”
2014
Cem Okan Özer | Birol Kılıç
Pink slime is a meat source which is obtained by the separation of meat particles on trimmed fats the use of separation techniques. Pink slime is an important source for meat industry to meet the consumer demands about consumption of low-fat and low-cost meat products. Furthermore, processing of low-value trimming products to high-value products provide a tangible advantage for meat industry. The use of ammonia hydroxide in the process of pink slime caused a concern about consumer health. Since meatball and wieners with high level of pink slime are in school daily diet program, this meat source became important debate issue. In USA, use of pink slime up to 15% in ground beef based products is permitted without specify on the label, but is not sold for direct consumption. Production and consumption of pink slime is strictly prohibited in the European Union. There is no legal regulation on this issue in Turkey. In this review, the manufacturing method and historical development, advantages, disadvantages, applications and result of scientific studies about pink slime are presented.
Show more [+] Less [-]Probiotic Meat Products and Nutrition
2014
Sena Özbay Doğu | Cemalettin Sarıçoban
Meat and meat products are the basic building blocks of nutrition and are recognized as good sources of high biological value proteins, group B vitamins, minerals as well as some other bioactive compounds. The trend today is the development of novel food for special health use, called functional food, to promote human health and well-being of consumers. The trends are based on either reducing the content of unhealthy substances (like salt) or improving the content of substances with healthy benefits (like probiotics). Thus, it may also change the perspective of consumers towards meat products which associated with coronary artery disease. Meat is an ideal structure for probiotic microorganisms. Probiotic meat products are obtained by addition of probiotic to fermented meat products. These probiotic meat products are offered both healthy and improved taste and flavor, but also as safe food to consumer. Thus, when these probiotic meat products ensure flavor and nutritional to consumers, additionally they have a positive impact on their health.
Show more [+] Less [-]Evaluation of Barley as Human Food
2013
Mehmet Köten | Sabri Ünsal | Ayhan Atlı
Barley, as animal feed, raw material for malting and human food, constitute an important part among cereal sources in the world. Majority of barley that produced both in Turkey and other countries of the world, is being used as animal feed. Poor baking quality, taste and appearance of barley restricted its use in human nutrition. However, recently high protein, fiber, especially β-glucan and high starch content appeal to food industry. Many scientific researches established that β-glucan, a soluble fiber, has an effect in healing coronary-hearth diseases, lowering blood cholesterol level, balancing blood sugar level, preventing obesity. Being a healthy cereal that can be used in various purposes, and an additive in many food products, barley is considered a very promising cereal, and research to increase possibilities of its use in human nutrition is being increased. In the literature, there has been researches on making noodles, bulgur, kavut (roasted cereal), breakfast cereals. In this study the researches relating to evaluation of barley, importance of which is increased every day, as human food was reviewed.
Show more [+] Less [-]