Refine search
Results 1-10 of 12
Bazı Melez Patates (Solanum tuberosum L.) Genotiplerinin Karakterizasyonu
2025
Nazire Gülşah Kütük Dinçel | Güngör Yılmaz | Şaziye Dökülen
Bu araştırma, melezleme ıslahı yöntemi ile elde edilen 12 melez patates ailesine ait 714 klon arasından uygun özelliklere sahip çeşit adaylarının belirlenmesine, erken dönem seleksiyonlarının katkı sağlaması için yürütülmüştür. Araştırma 113O928 nolu TÜBİTAK-TOVAG projesi kapsamında polikarbon sera şartlarında yürütülmüştür. Araştırma sonucunda melez ailelerinin ortalama çıkış süresi 10,92 gün, bitki boyu, 55,24 cm, ana sap sayısı 1,75 adet olarak belirlenmiştir. Melez aileleri, %97,60 sarı, %2,40’ı kırmızı benekli kabuk rengine sahip iç rengi bakımından ise %75,85’i açık sarı, %13,05’i sarı ve %11,10’u beyaz olduğu belirlenmiştir. Çalışmada yer alan 12 melez ailesinin ocak başına ortalama yumru verimleri 133,93-410,97 g/ocak arasında değişmiş olup, ortalama 267,24 g/ocak şeklinde gerçekleşmiştir. Söz konusu melez ailelerinin bitki başına yumru sayıları 5,99-15,03 arasında değişmiş olup, ortalama 9,97 yumru/ocak olmuş, ortalama yumru ağırlıkları ise 12,58-37,37 g arasında ve ortalaması 24,77 g olarak gerçekleşmiştir. İncelenen 714 klondan 23’ü ele alınan kriterler bakımından daha üstün bulunarak, yapılan erken dönem seleksiyonlarında öne çıkmıştır. Üstün özellik gösteren bu 23 klon, devam eden ıslah süreçlerinin ileri aşamasında ümit var klon olarak değerlendirilmişlerdir.
Show more [+] Less [-]Determination of the Effect of Different Drying Methods on the Physicochemical Properties of Potato Powder Using Multivariate Analysis
2022
Katibe Sinem Coruk | Hande Baltacıoğlu
In this study, powder was obtained from yellow and purple-fleshed potatoes by microwave and hot air drying and the effects of drying methods on the total phenolic compounds, total monomeric anthocyanin, color, antioxidant activity, starch ratio and vitamin C on were determined. It was observed that the microwave drying process caused an increase in bioactive components in purple-colored powder samples, and no significant differences were determined in terms of drying methods in bioactive components in yellow-colored powder samples. When the starch ratio of the samples was examined, it was determined that hot air drying caused a significant increase. Principal component analysis (PCA) and hierarchical cluster analysis (HCA) were used as multivariate analysis to reveal the effects of different drying techniques and potato varieties on the physicochemical properties of potato powders. As a result, it was found that the physicochemical properties of potato powders differentiated depending on the methods and varieties.
Show more [+] Less [-]An Analytical Evaluation of Production-Price Relation in Potato Production Using Koyck Approach (The Case of TR 71 Region)
2014
Hasan Gökhan Doğan | Arslan Zafer Gürler | Bekir Ayyıldız | Ergün Şimşek
In this study, the interaction between potato production and its price from 1991 to 2012 was analyzed using Koyck approach, one of the distributed lag econometric models. The amount of potato production can increase or decrease in the current year based on the prices of previous year, as a product that is appropriate for cobweb theorem, one of economic facts. According to the results of Koyck model, it was determined that potato was affected by the prices of maximum two years retrospectively, and that 1.45 years were needed so that the change in potato prices could have a significant and considerable effect on potato production. On the other hand, while a TL 1 increase in potato prices in the current year increased potato production 711151.80 tons, a TL 1 increase in the prices of previous year increased the production 421001.86 tons and a TL 1 increase in potato prices two years previously caused 249233.10 tons increase in production. In conclusion, the following issues can be considered as measures to be taken economically: creating producer-consumer chain by setting up effective marketing organizations and therefore avoiding problems such as surplus supply or surplus demand, creating both more efficient and better quality production structure by planning the production, and providing stable production and stable price policies by establishing supply and demand balance.
Show more [+] Less [-]Determination Effects of Sulfur Applications on Some Fungal Diseases of Potato Tubers (Solanum tuberosum L.)
2022
Arif Şanlı | Hülya Özgönen Özkaya
This study was carried out in order to determine the antifungal effects of elemental sulfur applications on Rhizoctonia solani, Fusarium solani in potatoes in 2011-2012. Elemental sulfur was applied in 0, 2, 4, 6, 8 and 10 kg S/da doses with 3 different methods (seed tuber, soil (seed bed) and potato leaf). For both infections, seed tuber and soil applications showed higher antifungal effects than foliar applications. The effects of the application methods were different depending on the doses, and 6 kg/da and above S in seed tuber applications, 10 kg/da S in soil applications, and 6-8 kg/da S doses in foliar applications showed a higher antifungal effect. Infected tuber ratio and the infection severity with R. solani decreased to 18.8% and 6.0%, respectively with 10 kg/da S soil applications. The mean infection severity and infected tuber rate with F. solani decreased to 6.8% and 6.0%, respectively, with 8 kg/da S seed tuber applications. Sulfur applications showed high antifungal effect on both fungal pathogens, and this effect was higher on R. solani. With sulfur applications, a significant resistance can be created against R. solani and F. Solani infections, which have high economic damage in the potato plant. It was concluded that the application of sulfur to the soil or seed tuber was much more effective than the foliar application and 6-8 kg/da S applications may be sufficient to control of fungal diseases.
Show more [+] Less [-]Determination of The Prevalence of Potato Soft Rot and Blackleg Disease in Potato Production Areas of Tokat Province and Identification of Disease Causal Agent
2020
Merve Çetin | Sabriye Belgüzar
This study was aimed at identification and prevalence of potato soft rot and black leg disease agent in the potato production areas of Tokat province. In March-August 2018, 67 field surveys were carried out in Central, Turhal, Zile, Pazar, Erbaa, Niksar, Artova and Basciftlik districts of Tokat. The disease incidences were 0.25%, 0.33%, 0.31%, 0.5%, 1%, and 8% in Central, Erbaa, Niksar, Pazar, Turhal, and Zile district, respectively. In Artova and Basciftlik districts, no disease was encountered. The following tests, pectolytic activity on potato, gram reaction, catalase, oxidase, growth at 37°C and 39°C, salt tolerance, hypersensitivity reaction were applied to isolates obtained from diseased plant and tuber samples. In the PCR assay, 19 isolates were produced 434 bp product with Y1/Y2 primers specific to Pectobacterium spp., and 3 isolates were produced 420 bp product with ADE1/ADE2 primers specific to Dickeya spp. The isolates resulted positive with Y1/Y2 primers weren’t produced PCR product with ECA1/ECA2 primers specific to Pectobacterium atrosepticum. According to this, 19 isolates were identified as Pectobacterium carotovorum. With this study, the causal agent of potato blackleg and soft rot disease have been identified in the potato production areas of Tokat. Further studies will be conducted to determine the species and subspecies level of the pathogens using specific primers.
Show more [+] Less [-]Bazı Patates (Solanum tuberosum L.) Çeşitlerinin Depolama Davranışları ile Depoda Kalite Değişimlerinin Belirlenmesi
2019
Arif Şanlı | Sena Özcan | Fatma Zehra Ok
Bu çalışma, farklı olgunlaşma sürelerine sahip bazı patates çeşitlerinin Isparta koşullarında verim performansları ile hasat sonrası depo davranışları ve depoda kalite değişimlerinin belirlenmesi amacıyla 2018 yılında yürütülmüştür. Çalışmada ülkemizde yaygın olarak tarımı yapılan Agria, Agata, Alegria, Desiree, Granola, Hermes, LadyAnna, Marabel, Morfona ve Russet Burbank patates çeşitleri kullanılmıştır. Araştırmada çeşitlerin arazi koşullarında verim performansları belirlendikten sonra her çeşitten alınan yumru örnekleri 6-8°C sıcaklıkta 6 ay süreyle depolanmıştır. Çeşitlerin yumru verimleri 2.860-5.331 kg/da, vejetasyon süreleri ise 97,7-146,6 gün arasında değişmiştir. Depolama sürecinde yumruların %50’sinde dormansinin kırılması için geçen süreler 23,3-111,6 gün arasında değişmiş, erkenci çeşitlerde dormansi daha erken kırılmıştır. Çalışmada 6 aylık depolama devresi sonunda çeşitlerin %4,13 ile %6,48 oranında ağırlık kaybettikleri saptanmıştır. Çeşitlerin depolama süresine bağlı olarak nişasta oranları, indirgen şeker içerikleri ve parmak patates verimleri değişkenlik göstermekle birlikte depolama süresi boyunca genellikle azalma göstermiştir. Araştırmada kullanılan patates çeşitlerinin depolama sürecinde parmak patates ve sofralık kalitelerinde önemli değişimlerin olduğu, cips sanayisine uygun olmayan, düşük kuru madde oranına sahip çeşitler ile erkenci özellikteki çeşitlerin depoda ağırlık ve kalite kayıplarının daha fazla olduğu belirlenmiştir. Çalışmada patates çeşitlerinin dormansi süreleri ile olgunlaşma özelliklerinin depo kalitesine önemli derecede etki gösterdiği ve bu nedenle patates depolamasında çeşit özelliklerinin dikkate alınarak depo süresinin belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Show more [+] Less [-]Tohumluk Patates (Solanum tuberosum L.) Yumrularına Uçucu Yağ Uygulamalarının Sürgün ve Kök Gelişimine Etkileri
2019
Arif Şanlı | Yeşim Cirit | Bekir Tosun
Bu çalışma tohumluk patates yumrularına uygulanan bazı uçucu yağların patateste sürgün gücü ve kök gelişimine etkilerinin belirlenmesi amacıyla 2016 yılında yürütülmüştür. Çalışmada Agria çeşidine ait dormant durumdaki tohumluk yumrular farklı konsantrasyonlarda (150, 300, 450 ve 600 ppm) İzmir kekiği (Origanum onites L.), biberiye (Rosmarinus officinalis L.), dereotu (Anethum graveolens L.), kimyon (Cuminum cyminum L.), rezene (Foeniculum vulgare L.), adaçayı (Salvia officinalis L.) ve çörtük otu (Echinophora tenuifolia L. subsp. sibthorpiana (Guss.)) uçucu yağları ile muamele edilerek kontrollü şartlardaki tohum yataklarına dikilmiştir. Araştırmada dormansi süresi, sürgün uzunluğu, sürgün sayısı, sürgün çapı, sürgün ağırlığı, kök uzunluğu ve kök ağırlığı parametreleri incelenmiştir. Uçucu yağların sürgün gelişimine etkileri değişken olmuş adaçayı, biberiye, dereotu ve çörtük yağları sürgün gelişimini teşvik ederken, İzmir kekiği ve kimyon yağı uygulamaları kök gelişimi üzerine diğer uygulamalardan daha etkili olmuştur. Genel olarak yüksek dozda yapılan uygulamalar sürgün gelişimi olumsuz yönde etkilerken, kök gelişimini teşvik etmiştir. Çalışmada, tohumluk yumrulara dikim öncesi uçucu yağ uygulamalarının sürgün ve kök gelişimini olumlu yönde etkilediği ve bu uygulamaların arazi şartlarında yapılması ile daha sağlıklı ve güçlü bitki tesisi kurulabileceği sonucuna varılmıştır.
Show more [+] Less [-]Changes in Potato Production Costs and Profitability: The Case Of Niğde
2017
Ayşe Karsan | Mevlüt Gül
Niğde is one of the provinces in Turkey where potato production is carried out intensively. In this study it was aimed to examine the change in the potato production costs and profitability in Niğde province in 2000-2014 period. In Niğde the absolute profit obtained from the potato production was calculated as 355.6TL/da for 2014. Among the examined years, the year in which the highest absolute profit was 2005 with 450.8 TL/da and the lowest absolute profit was in 2012 with -329.7 TL/da. Gross production value can meet the production costs in all of the examined years except for 2012. However, with the increase in production costs, absolute and relative profits tended decrease.
Show more [+] Less [-]Yapraktan Yapılan Gibberellik Asit Uygulamalarının Patates (Solanum tuberosum L.)’de Yumru Verimi, Kalitesi ve Dormansi Süresine Etkileri
2024
Fatma Zehra Ok | Arif Şanlı
Bu çalışma, farklı dozlarda Gibberellik asit (GA3) uygulamalarının patateste yumru verimi, kalitesi ve dormansi süresi üzerine etkilerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. GA3 uygulamalarına (0, 50, 100 ve 200 mg/L GA3) dikimden 45 gün sonra (çiçeklenme öncesi dönem) başlanarak 15 gün aralıklar ile 4 farklı dönemde yapraklara püskürtme şeklinde yapılmıştır. Çalışmada GA3 uygulamaları ile birlikte ocak başına yumru sayısında % 56, yumru veriminde ise % 36’ya varan artış meydana gelmiş, ortalama yumru ağırlığı ve pazarlanabilir yumru oranları ise önemli derecede azalma göstermiştir. En yüksek yumru verimi dikimden 75 gün sora yapılan 100 ve 200 mg/L GA3 dozlarından elde edilmiştir. GA3 uygulamaları yumrularda şekil bozulmalarına yol açmış, genel olarak doz artışı ile birlikte çatlak yumru oranı ve sekonder gelişme gösteren yumru oranı artmıştır. GA3 uygulamaları yaprak klorofil içeriği (SPAD değeri) ile yumru kuru madde oranının azalmasına neden olmuştur. Kontrolde ortalama 110 gün olan dormansi süresi dikimden 90 gün sonra yapılan 200 mg/L GA3 uygulamaları ile 80 güne kadar kısalmıştır. Çalışmada, tohumluk amacıyla yapılacak üretimlerde yapraktan yapılan GA3 uygulamaları ile patateste yumru sayısı ve veriminin önemli derecede arttırılabileceği ve yumruların hasat sonrası depolama devresinde dormansi sürelerinin kısaltılarak özellikle ikinci üretimler için avantaj sağlanabileceği anlaşılmıştır.
Show more [+] Less [-]Farklı Azot Dozları ve Organik Gübre Uygulamasının Patateste Bazı Verim ve Kalite Özelliklerine Etkisi
2023
Güngör Yılmaz | Şaziye Dökülen
Bu çalışma Tokat-Kazova şartlarında Başçiftlik Beyazı patates çeşidinde farklı azot dozları ve organik gübre uygulamasının verim ve kalite özelliklerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma 2016 ve 2017 yıllarında Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Araştırmada azot dozları 0 (kontrol), 10, 15, 20, 25, 30 kg N/da ve tek doz organik gübre (300 kg/da) olacak şekilde uygulanmıştır. İncelenen özellikler; bitki boyu, ana sap sayısı, ocak başına yumru verimi, ortalama yumru ağırlığı, ocak başına yumru sayısı, dekara yumru verimi, kuru madde oranı, nişasta oranı ve pazarlanabilir yumru oranıdır. İncelenen özelliklerden ana sap sayısı ve ocak başına yumru sayısı hariç, diğer tüm özellikler organik gübre ve azot dozlarından önemli şekilde etkilenmiştir. Dekara yumru verimi en düşük kontrolde (0 kg N/da) 2772,1 kg/da iken, en yüksek 3961,8 kg/da ile 20 kg N/da uygulamasından elde edilmiştir. Organik gübre (300 kg/da) uygulamasında ise 3083,7 kg/da yumru verimi alınmıştır. Uygulanan N dozları yumru iriliğini belli bir doza kadar artırmış, ortalama yumru ağırlığı 25 kg N/da uygulamasında 95,2 g ile en yüksek olmuştur. Artan azot dozları denemenin ilk yılında 20 kg N/da, ikinci yılında ise 30 kg N/da dozunda en yüksek verim seviyesine ulaşmıştır. Her ne kadar organik gübre uygulamasından (3083,7 kg/da) kontrol uygulamasına (2772,1 kg/da) göre daha iyi sonuç alınmış ise de dekara yumru verimini artırmak için azotlu gübre uygulaması yapılmasının gerektiği ve iki yılın ortalamasına göre 20 kg/da azot uygulamasının (3961,8 kg/da) yapılması önerilmiştir.
Show more [+] Less [-]