Refine search
Results 1-3 of 3
Kayısı Bitkilerinden Elde Edilen Macrophomina phaseolina İzolatlarının Büyüme Oranları, Patojenisiteleri, Klorat Fenotipleri ve Genetik Çeşitlilikleri
2018
İrem Pekgöz | Fatih Mehmet Tok
Hatay iline bağlı kayısı alanlarında ve ev bahçelerinde 2014 yılı yaz aylarında arazi çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Arazi çalışmaları sırasında sararma, solgunluk ve kök çürüklüğü gibi belirtiler gösteren kayısı bitkilerinden örnekler alınmıştır. Hastalıklı bitki dokuları yüzeyden dezenfekte edildikten sonra içinde tetrasiklin bulunan PDA ortamına ekilmiştir. Beş günlük inkübasyonun ardından, gelişen fungal koloniler mikroskobik ve makroskobik özelliklerine göre teşhis edilmiştir. Toplam 30 izolat Macrophomina phaseolina olarak teşhis edilmiştir. Tüm izolatlar tek mikrosklerot ya da hif ucu yöntemleri ile saflaştırılmış ve +6°C’de saklanmıştır. Her bir izolattan 10mm çapında diskler alınarak PDA ortamına transfer edilmiş ve 15, 20, 25 ve 30, 35 ve 40°C sıcaklıklarda gelişmeye bırakılmıştır. Optimum gelişme sıcaklığı 25 ve 30°C olarak tespit edilmiştir. Klorat fenotiplerini belirlemek amacıyla tüm izolatlar 120mM potasyum klorat içeren minimal ortamlarda geliştirilmiş ve sonuçta 30 izolatın 21’i sıkı, 6’sı parçalı ve 3’ü ise sınırlı gelişim göstermiştir. Lokasyon ile fenotip arasında herhangi bir ilişkiye rastlanmamıştır. Patojenisite testinde, tüm izolatlar kayısı, yerfıstığı, soya, mısır ve kavun bitkilerine inokule edilmiş ve 21 günlük inkübasyon süresinin ardından hastalık şiddeti 0-4 skalası kullanılarak belirlenmiştir. Hastalık şiddeti en yüksek 3,87 ile kayısı bitkilerinde oluşurken, yerfıstığı, soya, mısır ve kavun fidelerinde orta düzeyde hastalık şiddetinin oluştuğu ve aralarında istatistiksel olarak bir farkın olmadığı tespit edilmiştir. Moleküler çalışmalarda 14 farklı RAPD primeri kullanılmış olup, agaroz jel üzerinde oluşan 51 bandın 14’ü polimorfik olarak bulunmuştur. Filogenetik ağaç üzerinde 2 temel grup gözlenirken, bu iki grupta pek çok alt grubun oluştuğu gözlenmiştir. Oluşan gruplar ile lokasyonlar, sıcaklık tepkileri, klorat fenotipleri ve patojenisiteleri arasında herhangi bir ilişkinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
Show more [+] Less [-]Pseudomonas aeruginosa and Its Pathogenicity
2022
Nida Nur Urgancı | Nazife Yılmaz | Gamze Koçer Alaşalvar | Zeliha Yıldırım
Pseudomonas aeruginosa, belonging to the Pseudomonadaceae family, is Gram-negative, rod-shaped, motile, aerobic, endospore negative, oxidase and catalase positive. It is widely found in nature and isolated from soil, plants, water and animals. It can grow rapidly on the surface of the food and form oxidized products and mucous substances. P. aeruginosa, one of the leading foodborne pathogens, causes important concerns in food safety due to being a source of contamination, causing food poisoning and antimicrobial resistance in animals, forming biofilms and difficulties in preventing biofilms. In this review, information on history, microbiological, cultural and biochemical characteristics, virulence factors and pathogenicity of P. aeruginosa are given. In addition, infections caused by P. aeruginosa and its presence in food are described.
Show more [+] Less [-]Pathogenicity test of Sclerotium rolfsii isolates causing foot and root rot disease of betelvine (Piper betle L.)
2022
Md. Hafizur Rahman | Md. Rafiqul Islam | F. M. Aminuzzaman | Kallol Das | M. M. A. Patwary | M. Z. Masud
The experiment was conducted under in-vivo condition in a betelvine baroj at Sher-e-Bangla Agricultural University (SAU), Dhaka-1207, Bangladesh. Nineteen isolates of Sclerotium rolfsii collected from different regions of Bangladesh designated as isolate-1 to isolate-19. Soil inoculated with S. rolfsii exhibited mycelial growth on the soil surface and around the base of the betelvine plant within 2-4 days after inoculation. Only 2 days after inoculation were required to manifest cottony colony on soil surface near root zone of inoculated betelvine plants by the isolate-3, 5, 7, 9 and 12. The first disease symptoms were observed within 6 to 16 days after inoculation where minimum days were required by the isolate-9 and maximum by the isolate-2 and 14. The highest lesion length (6.50 cm) was produced by the isolate-9 and isolate-13. All the isolates were found to be pathogenic in some cases, disease delayed due to their degree of pathogenicity. The isolate-9 showed highest disease incidence of 100% which was superior as compared to all other isolates at 15 days after inoculation. The isolate-19 showed least disease incidence of 66.66% even at 30 days after inoculation. Among the isolates, the most pathogenic one was isolate-9 collected from Kaligonj upazilla of Jhenaidah.
Show more [+] Less [-]