Refine search
Results 1-10 of 17
Tarım İşletmecilerinin Çevresel Sürdürülebilirlik Algısı ve Düzeyi
2024
Ender Kaya | Zeki Bayramoğlu
Bu araştırmada tarım işletmelerinin sürdürülebilirlik algısının ve düzeyinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma alanı olarak Konya ilinin seçilmesinde Türkiye genelinde önemli tarımsal üretim merkezlerinden biri olması belirleyici olmuştur. Çalışmanın kapsamında tabakalı tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Toplamda 268 tarımsal işletme sahibiyle yüz yüze görüşülerek anket verileri derlenmiştir. Çevresel sürdürülebilirlik algı indeksinin hesaplanması için literatür verileri dikkate alınarak sürdürülebilirlik algı indeksi oluşturulmuştur. Araştırmada katılımcıların sürdürülebilirlik algıları beşli likert tipindeki ölçekle aldığı toplam puan alabileceği maksimum toplam puana oranlanarak “Sürdürülebilirlik Algı İndeksi” hesaplanmıştır. Çevresel sürdürülebilirlik düzeylerinin (uygulama/kullanma) tespit edilmesi için işletmecilerin sürdürülebilirlik düzey durumları anket verileri ile elde edilmiş olup toplam puan alabileceği maksimum puana oranlanarak “sürdürülebilirlik Düzey İndeksi” hesaplanmıştır. Birinci grupta yer alan işletmelerde sürdürülebilirlik algı indeks puanı %83,67, bu oran ikinci grupta %84,77, üçüncü grupta %89,39 ve dördüncü grupta %88,67 olarak belirlenmiştir. İşletmeler ortalaması sürdürülebilirlik indeks puanı %86,62 olarak belirlenmiştir. İşletme ölçeği büyüdükçe sürdürülebilirlik algı indeksi de artmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre sürdürülebilirlik algı ve düzey indeksleri işletmeler ortalamasında karşılaştırıldığında sürdürülebilirlik düzey indeksinin %67,59 algı indeksinin ise %86,62 olduğu görülmektedir. Tarım işletmecilerinde sürdürülebildik algı indeksinin yüksek olması sürdürülebilirlikle ilgili konularda algılarının olduğunu fakat düzey (uygulama/kullanma) yetersiz kaldıkları görülmektedir. Tarım işletmecilerinin bilinç düzeylerinin artırılması ve eyleme geçirmek adına eğitim ve yayım çalışmalarına ağırlık verilmelidir.
Show more [+] Less [-]Türkiye ve Samsun İlinde Manda Popülasyonunun Sürdürülebilirliğinin Zaman Serileri Analizi ile Değerlendirilmesi
2023
Bakiye Kılıç Topuz | Ali Gücükoğlu | Hakan Güler
Manda yetiştiriciliğinin avantajları ve mandadan elde edilen ürünlerin insan sağlığındaki üstünlüklerine rağmen, dünyada manda popülasyonunun azalan bir trendle düşük olduğu ve nesli tehlikede olan türler arasında olduğu belirtilmektedir. Dünyada manda yetiştiriciliği yapılan ülkeler arasında manda sayısında en hızlı azalışın gerçekleştiği ülke konumunda olan Türkiye’de, Samsun ili manda popülasyonunda geçmişten günümüze birinci sırada yer almaktadır. Bu çalışmanın amacı Türkiye ve Samsun ilinde 2023-2030 yılları arasında manda popülasyonunun Çift Üstel Düzleştirme ve Holt-Winters yöntemleri ile geleceğe yönelik tahminlerini gerçekleştirmektir. Çalışmada Türkiye manda popülasyon serisi için 1929-2022 yılları arası, Samsun ili manda popülasyon serisi için ise 1991-2022 yılları arası verileri kullanılmıştır. Araştırmada serilerin durağan olmadığı belirlenmiş olup, birinci farkı alındıktan sonra seriler durağanlaştırılmıştır. Manda popülasyon tahmini için Holt-Winters modelinin veri setine en uygun model olduğuna karar verilmiştir. Bu modele göre 2030 yılında 2022 yılına göre Türkiye manda popülasyonunun %7,29 oranında artış yaşanacağı, Samsun ili manda popülasyonunun ise gelecek sekiz yıl içinde stabil kalacağı belirlenmiştir. Çalışmada, yakın gelecekte Türkiye'de manda popülasyonunun yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacağı belirlenmiştir. Türkiye’de manda varlığının sürdürülebilirliği için hükümet tarafından uzun vadeli ve etkili politika araçları uygulamaya konularak verilen desteklemeler artırılmalı ve tüketicilerin de manda sütü ve etinin faydaları hakkında bilinçlendirilmesi sağlanarak talep artışı sağlanmalıdır.
Show more [+] Less [-]Toprak Toplulaştırmasının Kırsal Kalkınma ve Sürdürülebilirliğe Etkisi
2023
Derya Balcı | Sema Gün
Toprak toplulaştırması terimi ilk olarak on dördüncü yüzyılda Almanya’da kullanılmasına rağmen toprak parçalılığını çözmek üzere uygulamaya geçirilmesi on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyılda olmuştur. Geleneksel olarak uygulanma biçimi aslen toprak parçalılığı sorununu çözmek olan toprak toplulaştırmasının amacı, kapsamı ve işlevi zamanla genişlemiştir. Modern uygulama biçimleri tarım, çevre, kırsal peyzaj ve köylerin yenilenmesi gibi daha geniş bir yelpazeye yayılmıştır. Bu çalışmada, toprak toplulaştırmasının tarihsel süreçte geçirdiği evrim ve bu evrimle birlikte amaç, kapsam ve işlevlerindeki farklılaşmanın kırsal kalkınma ve sürdürülebilirliğe etkileri değerlendirilmiştir. Çalışma, toplulaştırma uygulamalarının amaçlarının zamanla kırsal kalkınma araçlarına dönüştüğünü ortaya koymaktadır. Böylece toprak toplulaştırması, kırsal kalkınmayı sağlayacak önlemlerin yerine getirilmesi aracı olarak kırsal kalkınmayı ve sürdürülebilirliği destekleyen uygulamaları ortaya çıkarmıştır.
Show more [+] Less [-]Sürdürülebilir Beslenme Modellerinin Karşılaştırılması
2023
Aybuke Ceyhun Sezgin | Fatma Elif Eroğlu | Nevin Şanlıer
Küresel iklim değişikliği ve su yetersizliği nedeni ile besin talebini karşılamak için ekonomik yönü, çevresel-sosyal etkileri ve gıda güvenliği değerlendirmelerinin çoğunda sürdürülebilirlik konularına yer verilmemektedir. Gıda Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sürdürülebilir sağlıklı diyetin tanımını “Sürdürülebilir diyetler düşük çevresel etkili, besin ve beslenme güvencesinin günümüzde var olmasını ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan sağlıklı yaşamı hedefleyen diyetlerdir” şeklinde yapmıştır. Dünya’da sürdürülebilir diyetlerin insanlara ve doğal kaynaklara uygun, biyoçeşitliliğe ve ekosisteme karşı koruyucu, saygılı, duyarlı, ekonomik olarak ulaşılabilir ve beslenme açısından yeterli, güvenilir ve sağlıklı olması gerekmektedir. Çevresel bozulmaların sonucunda besin üretimi ve tüketimi olumsuz yönde etkilenmektedir. Mevcut küresel besin sistemi ve beslenme sürdürülebilirlik açısından değerlendirildiğinde yetersiz olduğu düşünülmektedir. Ancak gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik için yapılan çalışmalarda sağlıklı beslenme durumunu sürdürmek için kritik olan diyet ve besin çeşitliliği ile mikro besin yeterliliğini ele alınmamıştır. Bu nedenle derlemede sürdürülebilir beslenme açısından farklı toplumların benimseyerek uyguladığı, sağlıklı ve sürdürülebilir olarak değerlendirilen bazı beslenme modellerinden olan Akdeniz, Dash, Yeni Nordik, Temiz Baltık, Vejetaryen, Paleotik ve Intermittent Fasting Diyet gibi beslenme modelleri irdelenerek sürdürülebilir diyetlerin hem insan sağlığı hem de çevreye olan etkileri üzerine odaklanılmıştır.
Show more [+] Less [-]Nutrient Contents of Some Food Industry By-Products and Their Usage Possibilities as Alternative Feed Raw Materials in Animal Nutrition
2022
Emrah Karadağ | Aylin Ağma Okur
Feed costs are of great importance for an economically and ecologically sustainable livestock, as they constitute approximately 60-70% of the costs in animal husbandry. As in the whole world, price increases were observed in feed raw materials depending on the supply-demand balance and pandemic conditions in our country, and this situation was also reflected in feed prices. For example, when the prices of broiler and egg feeds were analyzed between January and November 2021, an increase of 59.7% and 62.6% was observed, respectively. Feed mixes are prepared and fed in order to meet the daily nutritional needs of animals in an optimum way and at minimum cost. In order to meet this need, the research of alternative feed raw materials and their use in rations have been researched for many years. With this study, it was aimed to determine the nutritional composition of the processing by-products (rice broken, bean broken, chickpea broken, lentil broken, lentil bran, corn mix, bulgur bran, sub-semolina by-products) of food production factories and to reveal the possibilities of their use as alternative feed raw materials in animal nutrition. In addition, up-to-date data on the feed industry in Turkey were presented, and the importance of the orientation to alternative feed raw materials in terms of economy, product diversity and sustainability in Turkey and in the world was emphasized. Crude cellulose (HS) ratio of lentil bran, which is one of the under-sieve products, was found to be the highest numerically with 20.6%, followed by bulgur bran (12.7%). However, NDF and ADF contents were also found to be numerically high. Crude protein values were found to be the highest numerically in legume products (21.83%), beans (20.58%) and lentils (24.15%) among the processed residues. In addition, it will be useful to determine the usage rates in the ration, taking into account the anti-nutritional properties of each product.
Show more [+] Less [-]Economic, Cultural and Environmental Impacts of EXPO`21 HATAY in the Scope of Sustainability
2022
Sertaç Güngör | Sabriye Melis ÇİNÇİNOĞLU
EXPO, which is used as the abbreviation of the word 'exposition', which means 'World Exhibition' or 'World's Fair' in English; It is a global event that has been organized around the world since the 19th century and aims to promote the city and country in which it is held in the national and international arena, raise awareness, educate the public, share innovations, produce, support development and encourage cooperation. Our country participated in this event for the first time with the 1851 London Expo Organization during the Ottoman Empire Period. It was hosted for the first time with the Expo Organization held in Antalya in 2016, and it is the host country for the second time with the Expo organization held in Hatay on April 1, 2022. Expo 2021 Hatay, whose full name is 'International Horticulture Fair Hatay, Turkey 2021'; It was accredited as a Class B international Expo by the International Association of Horticultural Producers (AIPH) on January 23, 2017 and registered according to the decision of the AIPH Board of Directors. Within the scope of this study, the economic, cultural and environmental effects of the EXPO'21 Hatay organization, which is a very important tool for the national branding and development of Hatay, were evaluated, and suggestions were made about the correct reuse of the fairgrounds and their sustainability after the organization was over.
Show more [+] Less [-]Türkiye’de Sürdürülebilir Mera Islahı Olanakları
2021
Rüştü Hatipoğlu | Selahattin Çınar | Mustafa Avcı
Türkiye’nin mevcut doğal çayır-mera alanları ile yem bitkileri ekim alanlarından üretilen toplam kaba yem 73,7 milyon büyük ve küçükbaş hayvan varlığının kaba yem gereksinimini karşılayamamaktadır. Türkiye’de 14,6 milyon hektar doğal çayır-mera alanı bulunmaktadır. Bu alanın büyük çoğunluğunun ot verimi ve kalitesinin artırılması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için ıslahı gereklidir. Bu alanların ıslahı için toplamda 45,6 milyar TL bütçeye ve yıllık bakım için ortalama 4 milyar TL’ye ihtiyaç olduğu hesaplanmıştır. 4342 sayılı Mera Kanunu ile birlikte başlatılan Mera Islah ve Amenajman Projeleri ile bugüne kadar ıslah edilen mera alanları oldukça yetersizdir. Ayrıca, ıslah edilen mera alanlarının otlatılmasında mera idaresinin teknik kurallarına uyulmamasından dolayı yapılan ıslah işlemi sürdürülebilir olmamaktadır. Mevcut bütçe kaynaklarının yeterli olmaması ve devlet imkânları ile mera ıslahının uzun yıllar sürecek olması nedeniyle sürdürülebilir mera ıslahında yeni bir bakış açısına, politika değişikliğine ihtiyaç vardır. Bu çalışmada Türkiye meralarının etkin ıslahı ve sürdürülebilir kullanımı için bazı ıslah ve kullanım modelleri tartışılmıştır. Yapılan öneri ile kıraç meralardan 1000 dekardan taban meralarda 500 dekardan daha büyük orta malı meraların özel sektöre kiralanarak “ıslah et-işlet” sistemiyle ıslah edilmesi ve özel sektör tarafından ıslah edilen alanın ¾’ünün ıslah eden özel sektör, ¼’ünün ise meranın tahsisli bulunduğu köydeki hayvan sahipleri tarafından kullanımın sağlanması önerilmiştir. Kıraçta 1000 dekar, tabanda 500 dekardan küçük alana sahip mera alanlarının ise tahsisli bulundukları yerleşim yerindeki Mera Yönetim Birliklerine kiralanarak ıslahı ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması önerilmiştir. Mera Yönetim Birliklerinin ıslah amaçlı kiralamaya istekli olmadığı durumlarda mera alanının büyüklüğüne bakılmaksızın meranın özel sektöre kiralanması önerilmiştir.
Show more [+] Less [-]Importance of Plants in Terms of Sustainability in Building Bumper Zone in Farm Areas
2020
Gülden Sandal Erzurumlu | Mustafa Boğa
With the effects of various human activities and global warming, pressures on plant species are increasing day by day, living species and living environments are adversely affected. In order to reduce and control these negative effects, a variety of regulatory ecological services are needed to provide both a nutrient environment for animals and to save and maintain their habitat. For this purpose, creating buffer zones at the borders of fence plants and farm areas can be used as a regional supporting mechanism. One of the most important criteria is to use plant species (from Legüminaceae families) which have high nutritional value for animals in farm buffer areas. The selected plants have many functions such as erosion prevention on sloping areas, nutrient retention, aesthetic area creation, flood prevention, odor control. They are the ones that constantly occupy the city's agenda with various environmental problems such as ensuring control of unwanted odors in farm areas and improving visual quality. In this study, it is aimed to determine the plant species that can be suggested to be used in a buffer zone which can be created in order to create aesthetic value in farm areas, to control odor problem and to contribute to studies to create nutrients and to protect ecology.
Show more [+] Less [-]Sustainable Agricultural Marketing Initiatives
2015
Hakan Adanacıoğlu
Sustainable marketing is a holistic approach that puts equal emphasis on environmental, social equity, and economic concerns in the development of marketing strategies. The purpose of the study is to examine and discuss the sustainable agricultural marketing initiatives practiced throughout the World and Turkey, and to put forth suggestions to further improve the performance of agricultural marketing initiatives in Turkey. Some of the sustainable agricultural marketing initiatives practiced around the world are carried out through civil organizations. Furthermore; some of these initiatives have also launched by farmers, consumers, food processors and retailers. The long-term strategies to increase these initiatives should be determined due to the fact that examples of successful sustainable agricultural marketing initiatives are inadequate and cannot be spread in Turkey. In this context, first of all, the supports provided by the government to improve agricultural marketing systems, such as EU funds for rural development should be compatible with the goals of sustainable marketing. For this purpose, it should be examined whether all proposed projects related to agricultural marketing meet the social, economic, and environmental principles of sustainable marketing. It is important that supporting organizations, especially civil society organisations, should take an active role for faster dissemination and adoption of sustainable agricultural marketing practices in Turkey. These organizations may provide technical assistance in preparing successful project proposals and training to farm groups. In addition, the other organizations, such as local administrations, producers' associations, cooperatives, can contribute to the success of sustainable agricultural marketing initiatives. The use of direct marketing strategies and vertical integration attempts in sustainable agricultural marketing initiatives that will likely be implemented in Turkey is important in terms of the success of the initiatives. It's also essential to bring to the fore the various themes, such as regional delicacies, safe production methods, human and environmental health, regionalism, regional artisanship, and biodiversity to cultivate a successful marketing strategy in promotional activities of sustainable agricultural marketing initiatives.
Show more [+] Less [-]Nüfus Değişimlerinin Köyün Bazı Özellikleri ile İlişkisi ve KırsaldaNüfus Sürdürülebilirliği: Tokat İli Örneği
2023
Aysel Ergün | Esen Oruç
Bu araştırma Tokat ili kırsalında nüfus hareketlerini değerlendirmek, köylere ait bazı özellikleri belirlemek ve nüfus hareketleri ile bu özellikler arasında ilişkiyi ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kullanılan nüfus verileri TÜİK veri sisteminden derlenmiş, köylere ait özellikler ise 600 köy muhtarı ile görüşülerek belirlenmiştir. 16 yıllık süreci kapsayan veri setinin değerlendirilmesi ile varılan sonuçlara göre, Tokat il ve ilçelerine bağlı köylerden %78,8’i azalış göstermiştir. Artan veya sabit kalan köylerin oranı ise %21,2’dir. Araştırma alanında çiftçilik faaliyetlerini devam ettirerek geçimini sağlayan bir nüfusun varlığından söz edilebilir. Tarım dışı meslek çeşitliliğinin yörede kısıtlı düzeyde olduğu, köylerin genellikle orta gelir grubu hanelerden oluştuğu söylenebilir. Kuru tarım alanlarının fazla olmasına bağlı olarak üretimin en yoğun olduğu ürün grubu tarla bitkileridir. Hayvancılık faaliyetleri düşük oranlı bir nüfus tarafından sürdürülmektedir. Köylerin il merkezine mesafesi ortalama 66,2 km’dir. Ki-kare analiz sonuçlarına göre nüfus değişimi ile il merkezine mesafe, çiftçilik ve tarım dışı meslek oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Şiddetli azalan köyler il merkezine en uzak köylerdir. Ayrıca, çiftçiliğin ve diğer meslek çeşitliliğinin fazla olduğu köylerde de şiddetli göç yaşandığı tespit edilmiştir. Kırsalda var olan genç ve orta yaş grubun kırsalda yaşamaya devam etmesi ve kente göç etmiş aynı grubun köyde yaşamayı tercih etmesi için genel desteklerden farklı destekleme çalışmaları yapılabilir. Özellikle hayvancılık faaliyetlerinin canlandırılması gençlerin köyde kalması veya gidenlerin köye dönmesi için bir alternatif olabilir.
Show more [+] Less [-]