Refine search
Results 111-120 of 195
An Assessment of Forestry Policy in The European Union, Turkey and Various Countries
2024
Dilek Güleç Uğur | Tayyibe Altunel
In many parts of the world, forests have been seen only as an economic value and forestry policies have been in this direction. Later, when forests started to disappear, the protectionist period started and forest policies were shaped in this direction. In this study, the reflections of sustainable foresty policy and environmental and forest protection in the Eurpoion Union (EU), Turkey and a few other countries are examined and the protection measures and recommendations of the countries are analyzed. The aim of the study is to reveal the devolopment process of forestry policies and to reveal what has been done to ensure the protection of forests. When we look at the policies followed by the countries, it is seen that the world is now pursuing a conscious forestry policy.
Show more [+] Less [-]Comparative Analysis of Soil Phosphorus Determination Methods and Their Correlation with Plant Phosphorus in Standing Wheat Crops
2024
Zaryab Khan | Aftab Tabasum | Dost Muhammad | Maria Mussarat | Javaid Hassan
This study compared the accuracy of various soil phosphorus assessment methods to measure the soil's ability to supply plants with phosphorus over a brief period in the field. Twenty individual soil samples were collected from a standing wheat (Triticum aestivum L) crop at depths ranging from zero to twenty centimeters. An equivalent plant spike sample was also procured from the soil sampling fields. In comparison to the wet acid digestion method used to detect phosphorus in plants, several methods were utilized to assess phosphorus in the soil, including resin extractable phosphorus, AB-DTPA extractable phosphorus, NaHCO3 extractable phosphorus, water-soluble phosphorus in suspension, and paste. The levels of variation and deficiency of phosphorus, which were found by different methods followed different patterns as shown by the fact that, AB-DTPA method finds phosphorus deficiency in 20% of samples while on the other hand, Olsen method finds phosphorus deficiency in 80% of samples. Even with such a small sampling area, none of the procedures showed a significant correlation with any other method that might account for uneven variation among the samples when determined by distinct procedures. However, corrections were observed to a certain degree between ammonium bicarbonate-diethylenetriaminepentaacetic acid (AB-DTPA) extractable and resin, as well as between other procedures and the plant P scale. Both resin and ammonium bicarbonate-diethylenetriaminepentaacetic acid (AB-DTPA) had a strong relationship with plant phosphorus, with the former showing a significant correlation of 0.48 and 0.21, respectively. Hence Resin and AB-DTPA methods are recommended for the determination of phosphorus under certain soil and plant conditions.
Show more [+] Less [-]Quality Parameters and Antioxidant Activity, Phenolic Compounds, Sensory Properties of Functional Yogurt with Melon (Cucumis melo L.) Peel Powder
2024
Zuhal Okcu | Filiz Yangılar
In the current study, four different types of yogurt were produced as control samples (no MPP added) and 1, 2, and 3% melon peel powder (MPP1, MPP2, and MPP3). These yogurts were determined by physicochemical, microbiological, sensory, total phenolic, and antioxidant activity weekly for 21 days. While ash, moisture, titratable acidity (TA), viscosity, water holding capacity (WHC), a* and b* values, total phenolic content (TPC), and antioxidant capacity of melon peel powder samples increased, L*, pH, and syneresis values decreased. In concentrations of 1, 2, and 3%, the mean antioxidant activity of powdered yogurt was found to have average values during storage of 30.09%, 32.32%, and 36.26%, respectively. All yogurts continued to contain more than 107 cfu/g of live lactic acid bacteria during fermentation. As the storage time increased, the sample’s pH and syneresis decreased, while titration acidity and texture increased. No yeast or mold (2 log cfu/g) was determined in the samples. The panelists preferred MPP1 and MPP2 samples. According to the findings of the study, melon rind powder, which is a by-product, can be recommended as a functional food additive in yogurts.
Show more [+] Less [-]Tarım Örgütlerindeki Demokrasi ile Örgütsel Bağlılık Arasındaki İlişkide Etik Liderliğin Düzenleyici Etkisi
2024
Halil Özcan Özdemir | Zekeriya Yazıcı
Bu araştırmanın temel amacı, sendika üyesi memurların sendikal demokrasi algısı ile sendikal bağlılıkları arasındaki ilişkide etik liderlik algısının düzenleyici rolünü belirlemektir. Nicel alan araştırması niteliğinde çalışma yapılmış olup, araştırmanın evrenini Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolunda faaliyet gösteren ve hizmet kolunda yetkili sendika konumunda olan Tarım-Orman Çalışanları Birliği Sendikası (Toç Bir-Sen)’in üyeleri oluşturmaktadır. Bu kapsamda sendika üyelerinden anket yöntemi ile veriler toplanmıştır. Araştırmanın örneklemini ankete katılan Toç Bir-Sen üyesi 2128 çalışan oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda, sendika üyelerinin örgütsel demokrasi algıları ile örgütsel bağlılıkları arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişkinin var olduğu, etik liderlik algıları ile örgütsel bağlılıkları arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişkinin var olduğu, örgütsel demokrasi algısı ile etik liderlik algıları arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişkinin var olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca sendika üyelerinin örgütsel demokrasi algıları ile örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişkide etik liderliğin anlamlı ve pozitif yönlü düzenleyici etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Dolayısı ile araştırmanın tüm hipotezleri doğrulanmıştır. Bu sonuçlara göre, sendika yöneticilerinin etik davranışlar sergilemeleri, aldıkları kararların ve uygulamalarının etik kurallara uygun olmasına özen göstermeleri, yönetim ve karar alma süreçlerinin tamamında demokratik tutum ve davranış sergilemeleri sendika üyelerinin sendikal bağlılıklarına pozitif yönde etki edecektir. Çalışma sonuçlarının, örgütsel bağlılık ile etik liderlik arasındaki ilişkiyi ve örgütsel demokrasi ile örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi inceleyen literatür çalışmalarına ait sonuçları desteklemesi nedeni ile literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Show more [+] Less [-]Elma Posası İlavesinin Yonca Silaj Kalitesine Etkilerinin Belirlenmesi
2024
Yücel Ünal | Behlül Sevim | Erinç Gümüş | Selim Sırakaya | Tugay Ayaşan | Yusuf Cufadar | Osman Olgun | Asuman Duru
Bu çalışma, farklı dozlarda elma posası ilavesinin yonca silajlarının kimyasal kompozisyonu, fermentasyon profili, mikrobiyolojik özellikleri, sindirilebilirlik ve enerji değerlerinin incelenmesi amacıyla yürütülmüştür. Çalışma kapsamında, 1-3 cm boyutlarında parçalanan yoncalar anaerob plastik kaplara, kontrol grubuna herhangi bir katkı eklenmeden, muamele gruplarında ise %5 (EP5) ve %10 (EP10) oranlarında elma posası ilave edilerek silolanmıştır. Araştırma sonunda, elma posası ilavesi yonca silajlarının kuru madde, etanol, asetik asit, propiyonik asit, bütirik asit içeriği ve pH değerini düşürürken, Nötral Deterjanda Çözülmeyen Ham Protein (NDICP), laktik asit ve maya sayısını artırmıştır. Yonca silajlarının sindirilebilirlik, enerji değerleri, ham protein, ham yağ, ham kül, nişasta, NDF, ADF, ADL, Asit Deterjanda Çözülmeyen Ham Protein (ADICP) ve laktik asit bakterileri içeriklerine elma posası muamelesiyle önemli bir fark olmadığı tespit edilmiştir. Elma posası katkılı gruplarda küf içeriği saptanmamış, Clostridia ise sadece EP10 grubunda gözlemlenmiştir. Sonuç olarak gıda sanayi yan ürünü olan elma posasının olumsuz çevresel etkilerinin azaltılması, yem maliyetlerinin ucuzlatılması ve yonca silajlarının kalitesine pozitif yönde etkisi nedeniyle kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.
Show more [+] Less [-]AutoCAD Yazılımı Kullanılarak Alansal ve Zamansal Bazlı İklim Sınıfı ve Referans Evapotranspirasyon Haritalarının Oluşturulması – Doğu Anadolu Bölgesi, Türkiye Örneği
2024
Selçuk Usta
Bu çalışmada, Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi için alansal ve zamansal bazlı iklim sınıfı ve ETo haritalarının oluşturulması amaçlanmıştır. Öncelikle, bölgedeki 15 şehrin De Martonne kuraklık indeksi yöntemine göre ay bazında iklim sınıfları belirlenmiştir. Daha sonra bölgedeki mevcut meteoroloji istasyonları tarafından ölçülen iklim verilerinin uzun yıllar ortalama değerleri kullanılarak, FAO-56 Penman-Monteith yöntemi tabanlı CROPWAT yazılımı ile şehir bazında aylık ortalama ETo değerleri hesaplanmıştır. Elde edilen iklim sınıfı ve ETo değerlerinin alansal ve zamansal değişimini gösteren haritaların oluşturulmasında ise AutoCAD yazılımı kullanılmıştır. Bu haritalardan okunan ETo değerleri, T.C. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tarafından hazırlanan “Türkiye’de Sulanan Bitkilerin Bitki Su Tüketimleri” isimli rehberde bölge şehirleri için verilen ETo değerleri ile karşılaştırılmıştır. Karşılaştırma kriteri olarak ortalama mutlak göreceli hata oranı (MAPE) dikkate alınmıştır. ETo haritaları kullanılarak doğruluk oranı %89,85 (MAPE= %10,15) düzeyine ulaşan günlük ortalama ETo değerleri tahmin edilmiştir. İklim sınıfı ve ETo değerlerinin konum ve zamana bağlı olarak kolaylıkla belirlenebildiği bu haritaların özellikle ETo hesaplamaları için gerekli olan güncel iklim verilerinin ölçülemediği veya temin edilemediği kırsal kesimlerdeki ETo’a dayalı bitki su tüketimi (ETc) ve sulama programı çalışmaları ile sulama sistemleri ve su iletim yapılarının tasarımı ve projelendirilmesinde kullanılabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Show more [+] Less [-]Köpeklerden Toplanan Rhipicephalus sanguineus Türü Kenelerden Coxiella brunetii’nin PCR ile Tespiti ve Moleküler Karakterizasyonu
2024
Ali Bilgin Yılmaz | Adnan Ayan | Ezgi Şababoğlu | Yaşar Göz | Burçak Aslan Çelik | Özgür Çelik | Özge Oktay Ayan
Zorunlu hücre içi bakteri olan Coxiella burnetii, insanlar da dahil olmak üzere omurgalıların zoonotik bir hastalığı olan Q ateşinin etkenidir. Yaygın enfeksiyon yolları kontamine ahır tozunu solumak ve enfekte hayvanların atıklarıyla temastır. Bu çalışmanın materyalini Haziran-Eylül 2019 tarihleri arasında Türkiye’nin doğusundaki Van ilinde bulunan 70 sokak köpeğinden toplanan 200 adet kene oluşturmuştur. Toplanan keneler %70’lik alkol içeren tüplere alınarak parazitoloji laboratuvarına nakledilmiştir. hangi etiketlerin yapıştırıldığı. Keneler tüplere yerleştirildi ve sıvı nitrojen ile dondurularak ezildi. DNA, kit üreticisinin protokolüne göre izole edildi. Coxiella burnetii’nin DNA’sını tespit etmek için IS1111 tekrarlayan transpozaz gen bölgesine özel bir Trans 1, Trans 2 primer çifti kullanıldı. Saflaştırılmış amplikonların çift yönlü dizi analizi, DNA dizileyici ile gerçekleştirildi. IS1111 transpozaz genini hedef alan PCR sonucunda 200 kenenin 2’sinde (%1) Coxiella burnetii pozitif sonuç elde edildi. Van ilinde serbest dolaşan köpeklerde Q ateşi epidemiyolojisinde potansiyel risk faktörleri ve kenelerin önemi, parazit kene türleri ve köpeklerde C. burnetii pozitif kenelerin prevalansı belirlenerek vurgulanmıştır.
Show more [+] Less [-]Doğu Anadolu Bölgesindeki Sığırcılık İşletmelerinde Hayvan Sağlığı ve Refahı Uygulamaları: Erzurum İli Aşkale İlçesi Örneği
2024
Rıdvan Koçyiğit | Mete Yanar | Recep Aydın | Veysel Fatih Özdemir | Oğuz Fatih Ergün | Bahri Bayram | Abdulkerim Diler | Onur Şat
Bu çalışma, Erzurum ili Aşkale İlçesindeki süt sığırcılığı işletmelerinde hayvan sağlığı uygulamaları ve sığır yetiştiricilerinin hayvan refahı konusunda görüşleri hakkında bilgi elde etmek üzere yürütülmüştür. Çalışmanın materyalini 221 işletmeci ile yüz yüze yapılan anketlerden elde edilen veriler oluşturmuştur. Araştırma sonuçlarına göre, yetiştiricilerin %79,8’nin gebe ineklere septisemi aşısı yaptırmadığı saptanmıştır. Ayrıca, işletmelerin sadece %20,7’sinin veterinerlik hizmetlerinden yararlandığı tespit edilmiştir. İşletmelerin %68,6’sında ecza dolabı ve ilkyardım kitleri bulunduğu ve en yüksek oranda bu ekipmanlara sahip işletmelerin 41-50 baş hayvana sahip işletmeler olduğu belirlenmiştir. Yıllık sağlık harcamaları bakımından işletmelerin yarıdan fazlası 1000-5000 ₺ harcamada bulundukları ve 31-40 baş hayvana sahip işletmelerde bu harcamaların en fazla (%46,7) olduğu saptanmıştır. Ayrıca, işletmelerin %44,6’sının yeme vitamin-mineral-tuz takviyesi yaptığı ve söz konusu işletmelerinde vitamin takviyesinin daha yüksek oranda (%66,7) yapıldığı tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra, hayvanlar üzerindeki sıcak ve soğuk stresi gidermek amacıyla genellikle sıcak havalarda su ile serinletme (%92,2) yapıldığı, soğuk havalardan korunmak için ise ahır izolasyonuna (%84,2) önem verdikleri saptanmıştır. Ayrıca, Yetiştiricilerin %95,0’i hayvan refahının gerekliliğini belirtmiş ve hayvan refahında en önemli unsurun ise genellikle hayvanlar için stressiz bir ortamın oluşturulması (%59,4) olduğunu ifade etmişlerdir. Yetiştiricilerin çoğunluğu işletmelerinde hayvan refahını sağladıklarını (%78,1) ve hayvanlarının gayet sağlıklı olduğunu (%89,5) bildirmişlerdir.
Show more [+] Less [-]Çevre Kirliliği Açısından Traktör Egzoz Emisyon Test Yöntemlerinin Önemi
2024
Mehmet Recai Durgut
Birçok Avrupa ülkesinde hava kirliliği dolayısıyla çevrenin korunması önemli konuların başında gelmektedir. İsviçre’de yapılan araştırmalar, karayolu dışı taşıt trafiğinin hava kirliliğinin önemli bir bölümünün nedeni olduğunu göstermiştir. Tarım traktörleri de karayolu dışı taşıt trafiğinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde traktör sayılarında hızlı bir artış görülmektedir. Traktör sayılarının bu artışı nedeniyle traktör egzoz emisyonları ve bunların çevreye olan etkileri üzerinde büyüyen bir ilgi vardır. Doğru emisyon değerlerinin belirlenmesi ve kullanılan ölçüm metotları önem kazanmıştır. Traktör motorlarının tip onayı için bir motor test donanımında emisyon ölçümlerine yönelik düzenlemeler mevcuttur, ancak traktörün farklı çalışma koşullarında emisyon ölçümleri için bir prosedür mevcut değildir. Yapılan çalışmalar traktörlerin farklı çalışma koşullarında ölçülen egzoz gazlarının, emisyon test yöntemlerindeki sabit durum koşullarında elde edilen değerlerden daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu sonuçlar, emisyon ölçümünde kullanılan test prosedürlerinin değiştirilmesinin gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Yeni testlerin geliştirilmesi, traktörlerden kaynaklanan egzoz emisyonlarını azaltacaktır.
Show more [+] Less [-]Taşköprü Sarımsağında Üretim Alışkanlıkları ve Sorunları
2024
Hüseyin Güran Ünal
Dünya’da ve Türkiye’de sarımsak üretimi ve tüketimi artmaktadır. Fakat Türkiye’nin dünya sarımsak üretimi içindeki payı geçtiğimiz 30 yılda %4 den %0.4 seviyesine gerilemiştir. Benzer şekilde coğrafi işaret sahibi Kastamonu sarımsağının Türkiye üretimindeki payı da %25 seviyesinden %20 seviyesine gerilemiştir. Bu çalışmada Kastamonu’daki sarımsak üreticileri ile yüz yüze anket çalışması yapılarak üretim teknikleri ve sorunları incelenmiştir. Elde edilen veriler ışığında üretici profili ve uygulama alışkanlıkları masaya yatırılmıştır. Üretimde mekanizasyon düzeyi artmakla birlikte, üretimin her safhasında yüksek işgücü gereksinimi devam etmektedir. Küçük parsellerde, yüksek kimyasal girdilerle bilinçsiz üretim söz konusudur. Sarımsaklar ilkel depolama koşullarında saklanmakta ve kayıplar oluşmaktadır. Bölgede herhangi bir üretim planlaması olmayıp, üretim ve satışa dair ortak bir oluşum bulunmamaktadır.
Show more [+] Less [-]