Refine search
Results 141-150 of 5,301
Amasya İli Manda İşletmelerinde Sürü Yönetim Uygulamaları: Besleme, Sağım ve Sağlık Koruma Full text
2024
Ayla Sevim Satılmış | Ertugrul Kul
Araştırma, Amasya İli Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği üyesi olan 69 üretici ile yüz yüze gerçekleştirilen anket verilerine dayanmaktadır. Anket sonuçlarına göre, manda işletme sahiplerinin yaygın olarak ürettikleri kaba yemler %26,1 oranında silaj ve yonca, %20,3 oranında fiğ, %10,1 oranında ise yonca ve fiğdir. Kaba yemler arasında en çok kullanılanlar ise kuru ot, kuru yonca, saman ve silajdır (%36,1). Manda yetiştiricileri genellikle kendi kaba yemlerini üreterek maliyetlerini düşürmeyi tercih etmektedir (%65,2). Yetiştiriciler, mandaların beslenmesinde çoğunlukla kesif yem olarak fabrika yemi kullanmakta olup, yetiştiricilerin %59,4’ü fabrika yemi teminini fabrikalardan sağlamaktadır. Besleme sistemleri yemleme ve mera kullanımının bir birleşiminden oluşmaktadır (%100). Mandalar genellikle günde iki kez beslenmekte (%72,5) ve bu beslemenin %56,5’i sağımdan önce yapılmaktadır. Mandalara çoğunlukla (%68,1) günde 5 kg’dan az kesif yem verilmektedir. Mandalar genellikle Nisan ayında (%85,5) meraya çıkarılmakta ve Kasım ayında (%71) tekrar ahıra alınmaktadır. Mandalarda sağım genellikle günde iki kez (%68,1) yapılırken, sağım öncesi meme temizliği %50,7 oranında gerçekleştirilmekte, sağım sonrası meme temizliği ise genellikle yapılmamaktadır (%91,3). Üretilen sütün %92,8’i satılmakta, süt çoğunlukla plastik bidon ve güğümlerde (%56,5) depolanmaktadır. Hayvan satışı bakımından, damızlık dışı dişiler genellikle 36 aydan sonra (%95,7) satılmaktadır. İshal (%56,5) en yaygın görülen hastalık olup hastalık durumunda çoğunlukla (%95,7) veteriner hekim çağırmaktadır. Düvelerin tohumlanması genellikle 20 ile 30 aylık yaş aralığında (%89,9) gerçekleşmektedir. Anket sonuçlarına göre, malak ölümleri nadiren görülmekte olup (%1,4), en fazla görülen hastalık ishaldir (%56,5).
Show more [+] Less [-]Karadeniz Bölgesinde Yaşayan Tüketicilerin Fındığa Yönelik Tutumlarının Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma Full text
2024
Derya Öztürk
Bu çalışmada, Karadeniz Bölgesinde yaşayan tüketicilerin fındığa yönelik tutumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada ayrıca, katılımcıların fındığa yönelik tutumlarının demografik özelliklerine göre farklılık gösterip göstermediği de tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmanın evrenini Karadeniz Bölgesinde yaşayan 18-65 yaş arasındaki kişiler oluşturmaktadır. Örneklemini ise kolayda örnekleme yöntemi ile seçilen ve gönüllü olarak araştırmaya katılan 384 kişi oluşturmaktadır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiksel analizler, açımlayıcı faktör analizi, t-testi ve Anova testleri kullanılmıştır. Araştırma bölgesindeki tüketicilerin çoğunluğunun fındığı genellikle haftada 2-3 kez olmak üzere yarım avuç kadar natürel iç fındık şeklinde akşam öğünlerinde tükettikleri görülmüştür. Tüketicilerin fındığa yönelik tutumlarını ölçmek amacıyla yapılan faktör analizi sonucunda sağlık, kültür, mutluluk ve lezzet olmak üzere dört alt boyut elde edilmiştir. Fındığa yönelik tutum ölçeğinin lezzet alt boyutu hariç diğer bütün alt boyut ortalamalarının tüketicilerin bazı demografik özelliklerine göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Bekar ve erkek tüketicilerin evli ve kadın tüketicilere oranla fındığa yönelik tutumlarında mutluluk alt boyutunun daha önemli olduğu görülmüştür. Tüketicilerin yaş ve eğitim düzeyi arttıkça fındığa yönelik tutumlarında sağlık alt boyutunun daha önemli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışma sonucunda elde edilen bulguların; fındık tüketicilerinin yaşam standartlarını sağlıklı yaşam ve psikolojik olarak mutluluk ekseninde ele alarak insanlara yol göstermesi açısından faydalı olacağı düşünülmektedir.
Show more [+] Less [-]Siyez, Dinkel ve Kavılca Unu ile Kaplanmış Tavuk Nuggetların Soğukta Depolama Süresince Bazı Kalite Özelliklerinin İncelenmesi Full text
2024
Eylem Ezgi Fadıloğlu | Haluk Ergezer | Engin Demiray
Bu çalışmanın amacı, Siyez, Kavılca ve Dinkel gibi atalık buğday unlarının tam buğday unu yerine kaplama formülasyonlarında kullanılmasının tavuk nuggetların kalitesi üzerine etkilerini araştırmaktır. 4°C’de 7 gün depolanan derin yağda kızartılmış tavuk nuggetların kimyasal özellikleri, kalite karakteristikleri, pH, lipid oksidasyonu, renk, doku ve duyusal özellikleri değerlendirilmiştir. Hamur formülasyonları, nuggetların kimyasal ve kalite özelliklerini önemli ölçüde etkilediği, Dinkel unu ile kaplanan tavuk nuggetlarda kaplama kalınlığının, kaplama yapışma oranının ve pişirme veriminin en yüksek olduğu tespit edilmiştir. Kontrol örneklerinin renk puanlarının depolama süresi boyunca azaldığı, atalık unlarla kaplanmış tavuk nuggetların renk puanlarının değişmediği tespit edilmiştir. 0. günde Siyez unu ile kaplı örnekler en yüksek lezzet puanını alırken, 3. günde örneklerin lezzet puanlarının birbirine yakın olduğu tespit edilmiştir. Depolamanın 7. gününde kontrol örneği en düşük lezzet puanını almıştır. Siyez unu ile kaplanmış tavuk nuggetların sululuk puanlarının depolama süresince değişmediği, doku puanlarının arttığı tespit edilmiştir. Siyez ve Kavılca unu ile kaplanmış nuggetların genel kabul edilebilirlik puanları depolamanın 0. ve 3. günlerinde kontrol örnekleriyle benzer bulunmuştur. Doku profil analizinde, tüm nuggetlarin sertlik, yapışkanlık, elastikiyet ve sakızımsılık değerleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı belirlenmiştir. Depolama süresi arttıkça Kavılca unu ile kaplı örneklerin sertlik değerinin arttığı, çiğnenebilirlik değerlerinin azaldığı tespit edilmiştir.
Show more [+] Less [-]Kitosan ve Organik Asitli Çözeltilerinin Mısır Silajı Kalitesine Etkileri Full text
2024
Selim Sırakaya
Silaj grubu yemlerin, belirli kalite standartlarında muhafaza edilmeleri noktasında, bazen katkı maddesi kullanımı önemlidir. Bu çalışma kapsamında, non-toksik, antimikrobiyal, antifungal ve biyobozunur özeliklere sahip kitosan ve kitosanın asetik ve laktik asitle hazırlanan jelatinize çözeltilerinin, mısır silajında katkı olarak kullanım potansiyelinin araştırılması amaçlanmıştır. Kitosan ve organik asitli çözeltileri, mısır silajına iki farklı biçimde uygulanmıştır. Mısır silajına, %0,5 - %1,0 ve %2,0 oranlarında kitosan karıştırılmış ayrıca %2’lik asetik ve laktik asit çözeltilerine, %0,0 - %1,0 ve %2.0 kitosan ilave edilerek hazırlanan jelatinize karışımlar, %10 oranında mısır silajına püskürtülmüştür. Kitosanlı gruplarda, ham protein (HP), toplam sindirilebilir besinler (TSB) ve enerji değerleri (ME, NEL, NEM, NEG), diğer gruplara oranla yüksek bulunmuştur. NDF ve ADF’de çözünmeyen kalıntıların HP değerleri (NDICP, ADICP), %2,0 kitosanlı grupta daha yüksek bulunmuştur. Nispi yem değeri (NYD), kitosanlı gruplarda yüksek bulunmuştur. Besin maddeleri tüm gruplar arasında değişkenlik göstermiş, fakat değişkenliklerin gruplar arasındaki kolerasyonu uyumlu bulunmamıştır. Amonyak azotu (NH3-N) en fazla %2,0 kitosan grubunda görülmüştür. Bütirik asit sadece kitosanlı gruplarda tespit edilmiştir. Laktik, asetik ve propiyonik asit miktarları gruplar arasında farklılık göstermiş fakat bu farklılıklar katkı uygulama oranları nispetinde olmadığı belirlenmiştir. Küf sadece kontrol grubunda tespit edilmiş, uygulama gruplarında ise görülmemiştir. Laktik asit bakterileri (LAB) uygulama gruplarında, kontrol grubuna oranla daha az bulunmuş ve en az %2,0 kitosan grubunda görülmüştür. Enterobakteri grubu mikroorganizmalar uygulama gruplarında tespit edilmemiştir. Maya en fazla kitosanlı gruplarda görülmüştür. Sonuç olarak kitosan ve kitosanlı çözeltiler, bazı parametrelerde olumlu değişimlere sebep olsa da genel olarak fermantatif ve mikrobiyoljik kalite bakımından istenilen düzeyde iyileştirme sağlamamıştır.
Show more [+] Less [-]Aydın İli Pamuk Üretiminde Bitki Koruma Sorunları Full text
2024
Ayşe Yeşilayer | Bilge Gözener | Cengizhan Ünal
Pamuk üreticileri ile yapılan anket çalışması Aydın’ın Koçarlı ilçesinde 2023 yılında 50 çiftçi ile birebir görüşülerek yürütülmüştür. Anket toplam 34 sorudan oluşmakta olup 17’si yabancı otlar ve bitki koruma sorunları ile ilgilidir. Çalışmada elde edilen bulgulara göre; üreticilerin tamamı erkektir ve %32’si ilk okul mezunudur. Çalışmada pamukta bitki koruma sorunları ile ilgili verilere bakıldığında; yabancı ot olarak en çok Kanyaş (Sorgum halepense) (%41) ve Köpek üzümü- Solanum nigrum en az ise Yapışkan otu- Setaria verticillata (%4) ile süpürge otu-Descurainia sophia (%2)’nun sorun olduğu görülmüştür. Çiftçiler zararlı olarak iki noktalı kırmızıörümcek (Tetranchus urticae) (%38) ve afit (%28)’in en yoğun olarak görüldüğünü ve problem olduklarını belirtmişlerdir. Çalışma sonunda çiftçilerin bitki koruma sorunları hakkında yeterince bilgi sahibi olmadıkları, bu konularla ilgili gerekli yerlere danışmadıkları, pestisit kullanımı ve uygulama sırasında veya sonrasında da gerekli tedbirleri almadıkları belirlenmiştir.
Show more [+] Less [-]Anaerobic Co-Digestion of Cattle Manure with Ruminal Waste to Increase Biogas Production Full text
2024
Fatih Şevki Erkuş | Koray Tuncay
Cattle manure (CM) is mostly used as an inoculum in order to start-up of agricultural biogas plants or as a co-substrate in the anaerobic digestion of lignocellulosic content. Rumen fluid microbiota is also considered to be effective in lignocellulose digestion. It is known that microorganisms in the ruminal waste facilitate the hydrolysis of lignocellulosic structures. However, there are few studies on the inoculum effect of rumen microorganisms on bioreactor performances when rumen content is used as co-substrate and inoculum together with cattle manure, and it is not clear how rumen waste can be used in various anaerobic digestion systems. In this study, biogas production efficiencies obtained from lignocellulosic content in mono and cosubstrate (1:1 and 1:2 Volatile Solids) bioreactors formed by using ruminal waste (RW) and CM microbial communities were investigated. In order to determine the biogas production efficiencies, biomethane potential (BMP) experiments that simulate anaerobic digestion process conditions in a laboratory environment were applied. Treatment with 50% application of RW cosubstrate, 65.51% biogas and 70.64% methane production efficiency increases were achieved compared to monosubstrate CM bioreactor.
Show more [+] Less [-]The Effect of Irrigation on Crop Yield Change in Some Cereals in Drought Conditions Determined Using SPI and PNI: Ankara Province Example Full text
2024
Murat Özocak
In this study, Standard Precipitation Index (SPI) and Percent of Normal Index (PNI) values were found in order to determine the drought conditions between 2012-2020 in Ankara province. Drought severity interpretations were made according to the index values obtained and these values were evaluated together with some grain yields grown in the region. Separate regression analysis was performed between the different drought index values obtained within the scope of the study and the irrigated and dry agricultural yield values of wheat, barley and triticale. According to the index values calculated between 2012 and 2020 according to the SPI method, drought conditions are generally close to normal in the region. According to the PNI values, it was determined that 2013 had mildly dry conditions and other years had near-normal drought conditions. According to both indices, a drought close to normal was observed during the research period. In the regression analysis made according to wheat, barley and triticale yields, the highest linearity was obtained in barley, and values close to barley were found in triticale. Wheat is the cereal with the lowest linearity. The regression coefficients obtained as 0.4294 for barley, 0.3331 for triticale, and 0.0502 for wheat were found to be 0.0584 for SPI and 0.0013 for PNI. According to the results obtained, it can be said that statistically linearity is in barley and triticale. In average yields, an increase of 47% in wheat, 55% in barley and 34% in triticale was observed with irrigation. In order to ensure sustainable grain cultivation in drought conditions, it is recommended to expand modern irrigation practices in coordination with drought analysis studies and to increase scientific studies on this subject.
Show more [+] Less [-]Antioxidative, Antimicrobial Activities and Fatty Acid Compositions of Four Agarics Full text
2024
Şükrü Canpolat | Elif Yürümez Canpolat | Yasemin İşlek | Ilgaz Akata | Cemil İşlek
The edible mushrooms are valued by people because they possess a large variety of secondary metabolites with diverse beneficial effects on human health. The Agaricales order is one of the largest taxon in fungal systematics represented by a number of edible species in Türkiye. This study aimed to evaluate the antioxidant and antimicrobial activities, as well as the fatty acid composition, of four Agarics (Agaricus bitorquis, Coprinopsis atramentaria, Coprinellus micaceus, and Leucoagaricus leucothites) collected from Nigde Province, Türkiye. The antioxidant capability was determined using DPPH assay and the total phenolic content was measured by Folin-Ciocalteu’s phenol reagent technique. Among the four species, A. bitorquis showed the highest DPPH radical scavenging activity (84.259±1.32%) and total phenolic content (1472.21±10.35µg GAE/mL). Gas chromatography-mass spectrometry (GC-MS) technique was performed for the analysis and characterization of the fatty acid compositions. Linoleic acid was the major fatty acid detected in all four species, with percentages ranging from 23.58% to 42.96%. The antimicrobial activity of the mushroom extracts was assessed using the disc diffusion method, and the ethanol extract of C. atramentaria showed the most significant effect on E. coli with a 29±0.6 mm inhibition zone diameter.
Show more [+] Less [-]Characterization of Some Olive Varieties Consumed without Pre-Treatment: Naturally Debittered Olives in Türkiye Full text
2024
Yaşar Mert Biçici | Yeşim Elmacı
Characterization of Some Olive Varieties Consumed without Pre-Treatment: Naturally Debittered Olives in Türkiye Full text
2024
Yaşar Mert Biçici | Yeşim Elmacı
In table olive production it is necessary to remove oleuropein by brine or dry salting method because it gives bitterness. However, some olive varieties such as Throuba Thassos-Greece, Djemali-Tunisia can be consumed without any de-bittering process. Some olives in Türkiye are also consumed without any pre-treatment and these are Kilis Yağlık, Butko, Hurma (Erkence cv.), and Nizip Yağlık olives. These naturally de-bittered olives were aimed to be characterized in this research. The lowest moisture content was determined for Kilis Yağlık (6.84%) and the highest moisture content was determined for Butko (50.01%). The oil and protein content of the samples was between, 16.66-68.46% and 0.19-18.13%, respectively. Total phenolic content (mg GAE/100g) of Kilis Yağlık, Butko, Hurma and Nizip Yağlık olive varieties were determined as 458.87, 152.09, 109.73, 234.33, respectively. The lowest antioxidant capacity was determined for Butko and the highest value was determined for Kilis Yağlık. The hardness values of the olives were found between 677.44-3688.06 (g). The L*, a*, b* values of olive samples were found between 26.14-32.05, 2.02-4.78, 2.37- 7.18, respectively. Highest oleic was determined for Hurma, highest linoleic acid was determined for Butko whereas the highest linolenic acid was determined for Nizip Yağlık. Volatile component analysis results of olives showed that 24, 23, 16 and 17 volatile components were detected in Kilis Yağlık, Butko, Hurma and Nizip Yağlık olives, respectively.
Show more [+] Less [-]INFLUENCE OF FOLIAR FERTILISERS ON BIOCHEMICAL AND PHYSIOLOGICAL PROPERTIES IN NEPETA RACEMOSA LAM. Full text
2022
Lungoci, Constantin | Jitareanu, Carmen Doina | Ghitau, Carmen Simona | Robu, Teodor
The purpose of this study was to evaluate some elements of physiology and biochemistry in Nepeta racemosa Lam. in the pedo-climatic conditions of the Moldavian forest steppe. The parameters were quantified under conditions of differentiated fertilisation with three foliar products (KSC 1, KSC 2, and Corona K). Biochemical analysis by GC/MS revealed the highest concentration of the following components: nepetallic acid (Untreat - 54.33%, KSC 1 - 55.50%, KSC 2 56.90%, Corona K - 53.77), eucalyptol (Untreat . 9.87%, KSC 1 - 10.70%, KSC 212.80%, Corona K - 10.78%), 3-hydroxy(4S, 4aS, 7S, 7aS)-dihydronepetalactone (Untreat - 5.87%, KSC 1 - 5.37%, KSC 2 4.87, Corona K - 3.67%), and (4aS, 7S, 7aS)-trans, cis-nepetalactone (Untreat 4.30%, KSC 1 - 5.00%, KSC 2 - 4.20%, Corona K - 5.23%). Polyphenols were present in large quantities in the Corona K variant, with 33.1 mg GA/g dw at the first harvest and 27.88 mg GA/g dw at the second harvest. The highest concentration of flavonoids was identified in the Corona K variant (26.34 mg QE/g dw - first harvest and 56.77 mg QE/g dw - second harvest). The antioxidant activity was between 14.76 and 38.54% at the first harvest, and from 12.18 to 22.95% at the second harvest.
Show more [+] Less [-]Meyve Kaplanmasında Peynir Altı Suyu ve Melasın Kullanılabilirliğinin Belirlenmesi Full text
2024
Fadime Seyrekoğlu
Bu çalışmada şeker fabrikası atığı olan melas ve süt farikası yan ürünü olan peynir altı suyu elma ve portakal kaplamasında kullanılarak üç hafta boyunca depolanmıştır. Depolama süresince kalite değişimleri belirlenmiştir. Kaplamada kullanılan peynir altı suyu ve melasın briks değerleri sırasıyla 30 ve 50, pH’ları ise 1 ve 7.8’dir. Çalışmada kaplanan meyvelerin ağırlık kaybı ve renk değerleri incelenmiştir. Çalışma sonucunda üç haftalık depolama periyodunda elma için melas+su, portakal için ise peynir altı suyunun etkisinin önemli olduğu tespit edilmiştir. Melas+su ile kaplanan elmalarda ağırlık kaybı %3.645 iken kaplanmayan örneklerde %6.327’dir. Peynir altı suyu ile kaplanan portakallarda ağırlık kaybı %17.860 iken kaplanmayan örneklerde ise %27.930’dur. Çalışma ile melasın elmada, peynir altı suyunun da portakalda kaplama materyali olarak kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Özellikle ağırlık kaybı meyvelerin depolanmasında istenmeyen bir durumdur. Meyvelerin kaplanması ile bu durum minimuma indirilebilir. Kullanılan peynir altı suyu ve melas özellikle ağırlık kaybının azaltılmasında etkili olmuştur.
Show more [+] Less [-]