Refine search
Results 171-180 of 447
Field Screening of Cabbage Cultivars Against Diamondback Moth at Sundarbazar, Lamjung Full text
2025
Ashmita Tamang | Narendra Bahadur Singh
The diamondback moth (Plutella xylostella L.) is a devastating pest of cabbage that causes significant yield losses. This study has evaluated the resistance of eight cabbage cultivars (Green Top, Green Coronet, Golden Acre, Rishi, Copenhagen Market, Green Hero, Green Hot, and Nepa Star) to P. xylostella infestation under field conditions in Sundarbazar, Lamjung, Nepal (December 2023–April 2024). A randomized complete block design (RCBD) with three replications was used. Larval populations, damage scores (Dreyer scale), and yield were recorded weekly. Results revealed significant differences (p < 0.001) in pest incidence among cultivars. Copenhagen Market exhibited the lowest mean larval count (1.25/plant) and damage score (1.42), while Green Hot was the most susceptible (3.45 larvae/plant; damage score 2.53). Despite higher pest pressure, Green Coronet yielded comparably to Copenhagen Market (22.02 vs. 22.78 t/ha), whereas Nepa Star had the lowest marketable yield (15.12 t/ha). The study concludes that Copenhagen Market combines resistant to P. xylostella with high productivity, making it a viable candidate for integrated pest management (IPM) in the region. These findings show the potential of host-plant resistance as a sustainable strategy to reduce reliance on chemical pesticides.
Show more [+] Less [-]Haematological and Cecal Microbial Responses to Turmeric and Garlic Powder Supplementation in Broiler Diets Full text
2025
Mst. Mayeeda Parvin | Sonia Tabasum Ahmed | Maksuda Begum | Tayeaba Jannat
The work aimed to ascertain the impact of adding turmeric powder (TP) and garlic powder (GP) to broiler chickens' diets as a natural alternative to antibiotics on their haematological and gut microbial health. A total of 150-day-old broiler chicks were used for 28-day trial. Broiler chicks were assigned to five dietary groups using a completely randomized design, each with three replicates (10 chicks/ replication). Out of the five treatment groups, T0 received simply a basal feed as the control group, while T1, T2, T3, and T4 received basal feed incorporated with antibiotics, 0.5% GP, 0.5% TP, and 0.25% GP+0.25% TP, in that order. On the 28th day of the experiment, blood was drawn from the brachial vein, and their haematological indices were assessed. After slaughtering, intestinal digesta were extracted from the broiler's caecum, and samples were cultivated to count Escherichia coli and Salmonella spp. bacteria. No significant differences (p > 0.05) were found among treatments for feed consumption (FC), live weight (LW), or feed conversion ratio (FCR) across any growth phase. The RBC count and Hb concentration were markedly (p<0.05) increased in 0.5%TP and the combined group, rather than the control and antibiotic groups. The 0.5%GP-treated group had a significantly greater WBC count. A considerably higher percentage of lymphocytes and a lower percentage of neutrophils were discovered in the 0.5% TP-treated group. The various dietary treatment groups did not affect the PCV, MCV, MCH, and MCHC, monocytes and eosinophils. From cecal microbial analysis, the 0.5% TP-treated group significantly showed the greatest reduction in E. coli. A significant (p<0.05) reduction in Salmonella spp. counts across all dietary groups than the control group. Based on the aforementioned consideration, turmeric, especially at 0.5%, proved to be an effective natural alternative to antibiotics in promoting broiler health.
Show more [+] Less [-]Tesbih Çalısı (Styrax Officinalis L.) Yaprakları İlavesinin Mısır Silajının Fermantasyon Kalitesi, Besin Madde Kompozisyonu ve Mikrobiyolojik Özellikleri Üzerine Etkileri Full text
2025
Kadir Erten | Farahuddin Larghani | Fisun Koç
Araştırmada süt olum döneminde hasat edilen ve yaklaşık 1,5-2,0 cm boyutunda parçalanan taze mısır hasılı materyaline farklı vejetasyon dönemlerine (çiçeklenme öncesi, çiçeklenme, tohum bağlama ve meyve verme) ait tesbih çalısı yaprakları kontrol 0 (TÇY0), %1 (TÇY1), ve %2 (TÇY2), düzeyinde ilave edilmiştir. Katkı maddelerinin ilavesinden sonra, yaklaşık 500 g örnek plastik torbalara konularak sıkıştırılmış ve vakumla içindeki hava alınmıştır. Her grup için 5’er tekerrür olmak üzere toplam 45 paket silaj laboratuvar şartlarında 24 ay süre ile fermantasyona bırakılmıştır. Fermantasyon sonrası açılan silaj örneklerinde kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal analizler gerçekleştirilmiştir. Tesbih çalısı yapraklarının mısır silajına ilavesi, silajın kimyasal bileşimini, fermantasyon özelliklerini ve mikrobiyal kompozisyonunu önemli ölçüde iyileştirmiştir. En yüksek ham protein (HP) içeriği, çiçeklenme öncesi dönemde hasat edilen materyale TÇY2 katkısı uygulanarak hazırlanan silajlarda belirlenmiştir (%16,04). Ayrıca, katkı uygulamaları TÇY0 grubuna kıyasla amonyak azotunun toplam nitrojene oranını (NH₃-N/TN) anlamlı düzeyde azaltmıştır (P<0,05). Katkı yapılan gruplarda laktik asit bakteri (LAB) popülasyonu artış göstermiş, maya popülasyonu ise azalmıştır. Özellikle çiçeklenme öncesi ve meyve verme döneminde hasat edilen mısır materyallerinden hazırlanan katkılı silajlar, düşük pH değerleri, yüksek protein düzeyleri ve kontrol grubuna kıyasla daha düşük kuru madde kaybı (KMK) ile daha başarılı fermantasyon sonuçları ortaya koymuştur. Duyusal değerlendirmelerde ise en yüksek skorlar, çiçeklenme döneminde hasat edilen materyale katkı uygulanarak hazırlanan silajlarda elde edilmiştir. Sonuç olarak, TÇY’nin özellikle çiçeklenme öncesi ve meyve verme dönemlerinde TYÇ1 düzeyinde mısır materyaline ilave edilmesi, fermantasyon kalitesini artırmakta, LAB gelişimini destekleyip maya sayısını sınırlamakta ve yem değerini yükseltmektedir. Bu bağlamda TÇY bitkisinin doğal, ekonomik ve sürdürülebilir bir silaj katkı maddesi olarak alternatif bir kaynak olma potansiyeline sahip olduğu söylenebilir.
Show more [+] Less [-]Mikroalg Tabanlı Uzay Gıda Araştırmalarının Bibliyometrik Analizi Full text
2025
Berkan Eren | Eda Güneş
Önceki dönemlerde kısa mesafelerle sınırlandırılan uzay uçuşları, günümüzde uzay turizmi kapsamında Mars kolonizasyonu gibi kalıcı yerleşim yeri kurma hedeflerine doğru ilerlemektedir. Ancak bu süreç, mikro yerçekimi, sınırlı yaşam kaynakları ve kapalı ortam koşulları gibi çeşitli zorlukları da beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla uzay ortamında sürdürülebilir bir gıda üretiminin sağlanması, uzun süreli uzay görevlerinin başarısı için kritik öneme sahiptir. Ekstrem koşullara dayanıklı mikroalgler ve siyanobakteriler gıda üretimi ile atık yönetimi gibi işlevleriyle biyorejeneratif yaşam destek sistemlerinde önemli bir potansiyel taşımaktadır. Çalışmanın amacı, mikroalg tabanlı yaşam destek sistemleri üzerine yayımlanan araştırma makalelerinin bibliyometrik analizini sunmaktır. Web of Science veri tabanında yapılan tarama ile 1980-2024 yılları arasında yayımlanmış 193 araştırma makalesine ulaşılmıştır. Verilerin analizi, R Studio ve Biblioshiny yazılımı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Analiz sonucunda elde edilen bulgular, konuya ilişkin araştırmaların özellikle 2021 yılından itibaren belirgin bir artış gösterdiğini ortaya koymaktadır. Bu artışın, yerinde kaynak kullanımı ve kapalı döngü gıda sistemleri gibi temalar etrafında yoğunlaştığı gözlemlenmektedir. Çalışmanın gelecekteki çalışmalara bibliyometrik bir temel sağlayacağı öngörülmektedir.
Show more [+] Less [-]Ulusal Medyada Çevre Haberleri (2018–2022): Kelime Bulutu Yöntemiyle İçerik Analizi Full text
2025
Fatma Nur Yılmaz | Eylem Aydemir Çil
Çevre, canlıların yaşamları boyunca karşılıklı etkileşim içinde bulundukları ve birbirlerinden etkilendikleri dinamik bir sistemdir. Günümüzde çevre sorunları, ulusal ve uluslararası düzeyde giderek artan biçimde tartışılmakta; bu durum medyada çevreye ilişkin haberlerin sayısında ve çeşitliliğinde belirgin bir artışa yol açmaktadır. Bununla birlikte her gün ulusal ve uluslararası medyaya pek çok olumlu ve olumsuz haber yansımakta bilinçli bireylerce bu haberler irdelenmekte ve tartışılmaktadır. Bu çalışmada, 2018–2022 yılları arasında ulusal basında yer alan çevre temalı haberler incelenmiş ve haber metinleri, metin madenciliğine dayalı kelime bulutu analizi yöntemiyle değerlendirilmiştir. Ulusal medyaya yansıyan çevre sorunları ile ilgili haberler Google arama motorlarunda taranmış ve kelime bulutu ile analiz edilmiştir. Analiz sonucuna göre olumsuz haberlerde en çok tekrar edilen kelimeler “su, hava, plastik, kirlilik, orman, maske, eldiven”; olumlu haberlerde “atık, çevre, dönüşüm, elektrik, iklim, tarım, depozito” kelimeleri öne çıkmıştır.
Show more [+] Less [-]Süt Sığırcılığı Yapan İşletmecilerin Hayvancılık Desteklerinden Faydalanma ve Memnuniyet Düzeyinin Belirlenmesi: Çanakkale İli Çan İlçesi Örneği Full text
2025
Damla Özsayın | Mine Salman | Mustafa Balta
Bu araştırmanın amacı, Çanakkale ili Çan ilçesinde süt sığırcılığı faaliyeti ile uğraşan işletmecilerin hayvancılık desteklerinden faydalanma ve memnuniyet düzeyinin belirlenmesidir. Çalışmanın ana materyalini, süt sığırcılığı faaliyetiyle uğraşan 110 işletmeciye anket uygulanarak elde edilen veriler oluşturmaktadır. Çalışma verileri, 2025 yılının Mart ve Nisan aylarını kapsamaktadır. Süt sığırcılığı işletmecilerinin sosyo-ekonomik yapısı ve işletme özelliklerinin belirlenmesinde tanımlayıcı istatistikler ve işletmecilerin hayvancılık desteklerinden faydalanma ve memnuniyet düzeyinin belirlenmesinde ise 5’li likert ölçeğinden yararlanılmıştır. Araştırma sonuçları, işletmecilerin genel yaş ortalamasının 49,5, ortalama eğitim süresinin 8,9 yıl ve ortalama süt sığırcılığı deneyiminin 17,1 yıl olduğunu ortaya koymuştur. İşletmecilerin %23,4’ü süt primi desteğinden ve %22,3’ü ise yem bitkileri desteğinden faydalanmaktadır. İşletmecilerin %54,8’i hayvancılık desteklemelerinin verimliliğini arttırdığını ifade etmiştir. İşletmecilerin %60’ı hayvancılık desteklerinden en fazla yem bitkileri üretimine etkisinin olduğunu ve yem bitkileri üretiminin arttığını belirtmiştir. Sonuç olarak, süt sığırcılığı faaliyetinin sürdürülebilirliği açısından hayvancılık desteklemelerine daha fazla önem verilmesi ve bu desteklemelerden faydalanamayan işletmecilerin sorunlarına da çözüm önerilerinin getirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Show more [+] Less [-]Carcass and Meat Quality of Yankassa Rams Fed Piliostigma Thonningii Essential Oil-Supplemented Diet Full text
2025
Emmanuel Anaso | Emeka S. Fidelis | Al-Hassan M. Salihu
This study evaluated the effects of Piliostigma thonningii essential oil (PTEO) on carcass characteristics, organ weights, and sensory attributes of rams. Twenty-one ram lambs were randomly assigned to three treatment groups (7 rams per group) in a completely randomized design, with comparable initial body weights (10.55 ± 0.60 kg). The feeding trial spanned 90 days. Prior to statistical analysis, data were tested for normality using the Shapiro-Wilk test and for homogeneity of variances using Levene’s test. Both assumptions were satisfied, justifying the use of parametric procedures. Carcass weight at slaughter, hot carcass yield, and dressing percentage exhibited a consistent and significant upward trend in rams supplemented with PTEO (Treatments 2 and 3), with both groups recording markedly higher values (P < 0.05) compared to the control group (T1). Conversely, organ weights (head, limbs, heart, kidneys, lungs, trachea) and ribeye area exhibited no significant differences among treatments. Primal cuts including the neck, rack, loin, flank, foreleg, and hindleg were significantly heavier in rams T3. No significant differences were observed in brisket weights. Cooking loss was highest in the control group but significantly reduced in PTEO-supplemented groups, indicating improved meat quality. Water-holding capacity (WHC) was significantly higher in Treatment 3 compared to the other groups. However, shear force and meat pH at 0, 1, and 24 hours postmortem did not differ significantly among treatments. Similarly, sensory evaluations (colour, flavour, tenderness, texture, juiciness, and overall palatability) showed no significant variation across groups. In conclusion, dietary supplementation with PTEO improved carcass yield and meat quality in rams without compromising organoleptic properties. A supplementation level of 10 ml PTEO/kg diet was identified as optimal for enhancing dressing percentage and carcass traits.
Show more [+] Less [-]Determination of Some Physicochemical Properties and Evaluation of Sensory Acceptability of Bread Produced Using Ancestor Seed Kavılca (Triticum dicoccum L.) Full text
2025
Ali Kurt | Samet Mısır | Duygu Alp Baltakesmez
This study aims to evaluate the physical, structural and sensory properties of bread produced using the ancestral seed Kavılca (Triticum dicoccum L.) wheat. By the mounting global significance of concepts such as food safety, biodiversity and sustainability, there is an imperative for a re-evaluation of traditional agricultural systems and ancestral seeds in modern food production processes. Kavılca wheat, cultivated in the Ardahan region, is distinguished by its elevated nutritional value, resilience, and cultural significance. In the course of the research project, a comparison was made of breads produced with Kavılca and white flour. The comparison was made in terms of physical properties (baking loss, colour), structural properties (hardness, elasticity), and sensory properties (taste, odor, general acceptance). The results of the study demonstrated that Kavılca bread exhibited distinctive characteristics, including higher elasticity, pronounced crust browning, and a rich fatty acid profile. Furthermore, as the sensory property the overall acceptability of the Kavılca sample was notably higher than the refined wheat sample.The findings of this study indicate that Kavılca wheat may constitute a unique alternative in the production of functional foods and the development of gastronomic products. The study provides a scientifically based contribution to the discussion on the utilisation of traditional seeds in modern kitchens, while also offering an important framework for the protection of biodiversity and the promotion of local production.
Show more [+] Less [-]Hayvan Beslemede Aromatik Yağların Kullanımı İle İlgili Bibliyometrik Analiz Full text
2025
İrem Toprak | Gülay Demir | Abdullah Özbilgin
Bu çalışmada hayvan besleme ve beslenme hastalıkları ile ilgili daha önce yapılmış çalışmaları incelemek amaçlanmıştır. Bu çalışma hayvan besleme ile yapılmış çalışmaların derlendiği ilk bibliyometrik analizdir. Bunun için Scopus arama motoru kullanılmıştır. İlgili arama motorundan veriler 2023 yılında indirildi. Bu veriler VOSviewer ve biblioshiny paket programları ile analiz edildi. Besleme, aromatik yağlar, ruminant anahtar kelimeleri ile Scopus kullanılarak 1975-2024 yılları arasında 1138 makale incelenmiş incelenen makalelerde 5216 sayıda yazar bulunmaktadır. Bu yazarlardan 31 tanesi tek başına makale yazmıştır. Makalelere yapılan yıllık doküman başına düşen ortalama atıf sayısı 25.52’dir. Ayrıca makalelerin ortalama yaşı 5.3 yıldır. Bu konu ile ilgili en üretken ülke 866 makale ile Çin’dir. En çok yayın yapılan dergi 63 makale ile Animals, en çok yayın yapan üniversite 95 yayın ile Sichvan Tarım Üniversitesi, en çok yayın yapan yazarlar ise 16 makale ile Paengkoum P, Paengkoum S, Purba Rap ve Wang Y isimli yazarlar olmuştur. En çok kullanılan anahtar kelimeler ise ‘essential oil, growth performance ve essential oils’dir. Bu çalışma yalnızca ruminant beslemede aromatik yağlar ile ilgilenen araştırmacılar için değil gelecekteki potansiyel gelişmeler hakkında fikir edinmek isteyen herkes için değerli olduğu düşünülmektedir.
Show more [+] Less [-]Erzurum İli Horasan İlçesinde Faaliyet Gösteren Sığırcılık İşletmelerinde Sürü Yönetimi ve Verim Özellikleri Full text
2025
Bahri Bayram | Oğuz Fatih Ergün | Ayça Bayram
Bu çalışmada, Erzurum ili Horasan ilçesinde faaliyet gösteren sığırcılık işletmelerinde sürü yönetimi ve verim özelliklerinin tespiti amaçlanmıştır. Bu amaçla basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile 340 adet sığırcılık işletmesi belirlenmiş, belirlenen bu işletmelerde işleme sahipleri ile yüz yüze anket yapılmıştır. Anket sonuçlarına göre, işletmelerin sadece %11,5’inde kayıt tutulduğu belirlenmiştir. Çoğunlukla, olarak suni tohumlama ve doğal aşım metodu birlikte kullanılmakla birlikte (%51,8), suni tohumlama tekniğinin tek başına kullanılma oranı (%2,6) oldukça düşüktür. Doğal aşımda kullanılan boğaların seçiminde dış görünüşe göre seçim kriteri (%47,6) ilk sırayı almaktadır. İlçede mevcut işletmelerde, düveler oldukça geç sayılabilecek bir yaşta tohumlamaya tabi tutuldukları anlaşılmıştır (31,6 ay). Düvelerde aşım kriteri olarak, ağırlık ve yaşın birlikte değerlendirildiği (%44,1), kızgınlık belirtisi olarak ise diğer sığırlara atlama (%45,1) davranışının dikkate alındığı anlaşılmıştır. İşletmelerde en önemli ayıklama nedeni yaşlılık (%72,4) olmuştur. Sağım çoğunlukla seyyar makineler ile yapılmasına rağmen (%50,6), yüksek oranda elle sağımın (%47,6) devam ettiği belirlenmiştir. İşletme sahiplerinden elde edilen bilgiye göre, ineklerin yıllık süt verimi bir tondan (994 kg/inek/yıl) az olduğu belirlenmiştir. İlçede faaliyet gösteren sığırcılık işletmelerinde birçok açıdan sürü yönetiminin iyi yapılmadığı anlaşılmıştır. İşletmelerde sürdürülebilirliğin sağlanması amacıyla, kapasitenin artırılması ve teknolojik altyapının geliştirilmesine yönelik mali ve teknik destekler sağlanmalıdır.
Show more [+] Less [-]