Refine search
Results 181-190 of 280
Comparison of Greenhouse Fuel Consumption Calculated Using Different Methods with Actual Fuel Consumption
2018
Abdullah Nafi Baytorun | Zeynep Zaimoğlu | Adil Akyüz | Sait Üstün | Ali Çaylı
Heat requirements in greenhouses are calculated considering greenhouse type, the climate of the region and temperatures desirable for plant growth. Calculations made according to daily average temperature values lead to misleading results during periods when temperatures are high and under conditions when greenhouse temperature is kept low. For this reason, determining heat requirements according to hourly values provides more accurate results. Calculations of heat requirements in greenhouses are based on the difference between the desired temperature in the greenhouse and the outside temperature. However, in unheated greenhouses and those that are not ventilated until a specific temperature, actual temperature values are higher than outside temperatures. For this reason, heat requirement calculations should be made according to hourly climate values taking into account actual temperature in the greenhouse and temperature rise resulting from greenhouse specifications. This study aims to compare the amounts of fuel consumed under real conditions with fuel consumption calculated with conventional methods using inside and outside temperature difference and considering the above mentioned inconveniences. Daily fuel consumption calculated theoretically differs from actual consumption values. However, in comparisons based on fuel amounts consumed on an annual basis, best results were obtained when temperature rise in the greenhouse was taken into consideration. In the event that temperature rise is taken into consideration, a 3% difference is observed between calculated fuel consumption and actual fuel consumption.
Show more [+] Less [-]Using of Weeds as Food in Eastern Anatolia Region
2018
Zühal Okcu | Benay Kaplan
Several herb can grow naturally thanks to climate and geographical features of Turkey. Although there are approximately one million weed in the world, there are still many unidentified weeds. While more than ten thousand weeds are used as a food, only 3000 weeds species are cultivated in Turkey. Eastern Anatolia region is one of the most important regions of Turkey in terms of consuming weeds. The rate of endemic plants is higher in this region, most of them are important economically, because they can be used as a medicinal plants, spices, ornaments, dyes or food. Not only these are utilized as raw or cooked food but also flavorant.
Show more [+] Less [-]Organic Animal Production and Mycotoxins
2018
Nurcan Çetinkaya
Organic animal production; is a form of production without using any chemical inputs from production to consumption. In organic livestock production; organic breeding, feedstuff and animal nutrition conditions are stated in the Regulation on the Principles and Implementation of Organic Agriculture. Organic animal products must be prevented from recontamination. There are three different contamination hazards; biological (mold-toxins and pathogenic micro-organisms), chemical (pesticide residues), and physical (broken metal or glass, etc.). Molding and mycotoxin formation in organic feeds is one of the most important problems since they adversly affect animal health and toxines pass through the products. Since any chemical method cannot be applied to the organic feedstuffs especially in the struggle with mycotoxin in organic animal production, this should be considered in the measures to be taken and in the systems to be applied and the system should be planned to include organic agriculture. Countries that have established HACCP and ISO 22000 food safety management systems are able to avoid the problem of mycotoxin pollution in organic animal foods. The establishment of the feed safety system based on HACCP principles and its application in production have been made compulsory by Feed Hygiene Regulation issued in Turkey since 2011. In this review, the relationship between organic animal production and mycotoxin, and the precautions to be taken are discussed.
Show more [+] Less [-]Effect of Biochar and Nitrogen Applications on Growth of Corn (Zea mays L.) Plants
2018
Ardalan Jalal Majeed | Hüseyin Dikici | Ömer Faruk Demir
The objective of the study was to determine the effect of three different biochars (Pin, Poplar, and Oak biochars), four different biochar doses (0, 1, 2, and 4%), and four different nitrogen rates (0, 70, 140, and 210 mg kg-1) on soil fertility, growth, and nutrient uptake of corn plants. The experiment was conducted in a greenhouse, and corn (Zea mays L.) was used as the test plant. The biochar types, biochar doses, and nitrogen rates significantly affected many soil and plant parameters. The highest leaf dry matter yield was obtained with a combination of the poplar biochar, 4% biochar dose, and 140 mg kg-1 N application.
Show more [+] Less [-]Isochrysis affinis galbana ve Phaeodactylum tricornutum Kültürlerinde Kuru Madde Tahminlerinin Karşılaştırılması
2018
Leyla Uslu | Gökhan Tamer Kayaalp | Oya Işık | Burcu Ak Çimen | Melis Çelik Güney
Isochrysis affinis galbana tek hücreli denizel bir mikroalg türü olup yüksek miktarda uzun zincirli doymamış yağ asitleri (PUFA) içermesinden dolayı akuakültürde özellikle bivalvia larvalarının beslenmesinde canlı yem kaynağı olarak kullanılmaktadır. Phaeodactylum tricornutum ise oval ve fusiform hücre şekilleri olan tek hücreli pennat bir diyatom türüdür. Phaeodactylum tricornutum %30-45 arasında uzun zincirli doymamış yağ asitlerini (PUFA) içermekte ve bu oranın da %20-40’ını eikosapentaenoik asit (EPA) oluşturmaktadır. Esansiyel yağ asitlerinden eikosapentaenoik asit'in önemli potansiyel kaynağı olarak düşünülen mikroalgler insan gıdası olarak ve akuakültürde hayvan beslenmesinde kullanılmaktadır. Çalışmada, Isochrysis affinis galbana ve Phaeodactylum tricornutum kültürlerine ait kuru madde miktarlarının çoklu regresyon analizi yöntemi kullanılarak tahmin edilmesi amaçlanmıştır. Türler, F/2 besi ortamında %20 aşılama oranı ile kontrol grubu ve %50 oranında azotun eksiltildiği besi ortamı kullanılarak, laboratuvar ortamında kültüre alınmıştır. Deneme süresince optik yoğunluk, kuru madde ve klorofil a günlük olarak ölçülmüştür. Türlere ait kontrol grubu ve %50 oranında azotun eksiltildiği gruplarda optik yoğunluk ve klorofil a kullanılarak matematiksel bir model oluşturulmuştur. Bu modellerin önem testleri yapılıp, R2 ve HKO bulunmuştur.
Show more [+] Less [-]Oğlaklarda Organik Bakır ve Çinko İz Minerallerinin Canlı Ağırlık ile Bu Minerallerin Birikim ve Atılma Düzeyleri Üzerine Etkisi
2018
Vadullah Eren
Bu çalışma, oğlakların rasyonuna eklenen inorganik bakır ve çinko ile inorganik formlarına göre %50 oranında daha düşük düzeylerde eklenen organik bakır (Cu) ve çinko (Zn) minerallerinin canlı ağırlık artışı, serum ve kıl ortalama değerleri ile dışkıda atılan miktar üzerine etkisini değerlendirmek için gerçekleştirilmiştir. Oğlaklara verilen rasyonun içerdiği bakır ve çinko minerallerine göre organik (deneme, n=12) ve inorganik (kontrol, n=12) olarak iki gruba ayrılmıştır. Kontrol grubuna bakır-sülfat 7 mg/kg KM, çinko-sülfat 20 mg/kg KM, deneme grubuna ise bakır-şelat (2-hydroxy–4-methylthiobutyrate) 3,5 mg/kg KM ve çinko-şelat (2-hydroxy–4-methylthiobutyrate) 10 mg/kg KM verilmiştir. Çalışma sonunda her iki grubun serum bakır ve çinko ile kıl bakır ve çinko ortalama değerlerinin deneme başına göre daha yüksek düzeyde olduğu saptanmıştır. İki gruba ait canlı ağırlık, serum bakır ve çinko ile kıl bakır ve çinko ortalama değerleri arasındaki farkın istatistiksel açıdan önemli olmadığı belirlenmiştir. Serum bakır ve çinko ile kıl bakır ortalama değerlerinin organik grubunda, kıl çinko ortalama değerinin ise inorganik grubunda rakamsal olarak daha yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Araştırmada dışkı çinko ve bakır ortalama değerlerinin organik grubunda inorganik gruba göre önemli oranda daha düşük olduğu görülmüştür. Sonuç olarak oğlakların rasyonuna organik bakır ve çinko inorganik formlarına göre %50 oranında daha düşük düzeylerde eklenmesine rağmen canlı ağırlık artışı, serum ve kıl ortalama değerleri bakımından inorganik bakır ve çinko ile benzer değerler elde edilmiştir. Bu değerler organik minerallerin daha iyi emildiklerini göstermektedir. Ayrıca organik mineral grubunda dışkı bakır ile dışkı çinko ortalama değerlerinin daha düşük düzeyde belirlenmesi, çevreye daha az miktarda saçıldıkları ve dolayısıyla çevreyi daha az kirlettikleri kanaati oluşturmuştur.
Show more [+] Less [-]Effect of Full and Limited Irrigation Treatments on Seed Quality of Some Common Bean Cultivars (Phaseolus vulgaris L.)
2018
Sevgi Çalışkan | Ramazan İlhan Aytekin | Ayten Kübra Yağız | Caner Yavuz
The aim of the study is to determine the seed quality of different dry bean genotypes, grown under full and limited irrigation conditions. The study was conducted at Nigde Omer Halisdemir University laboratories. Eight different dry bean cultivars (Yunus 90, Cihan, Goynuk 98, Batalla, Alberto, Arslan, Zirve, Noyanbey 98) were used in the study. The study was established with 3 replications according to randomized split-plot design. Quality characters like dry and wet seed weight, water uptake capacity, water uptake index, dry and wet volume, swelling capacity and swelling index, cooking time and protein content were determined. In conclusion, statistically significant differences among applications and cultivars were observed in terms of the all parameters examined. The grains obtained from the limited irrigation plots, had lower values in terms of all evaluated properties. Differences between dry and wet weight, water uptake capacity and index, dry and wet volume, cooking time and protein content between cultivars were statistically significant. In the study, correlation between cooking time and grain size was determined, and it was concluded that enlarging in grains size increases the cooking time. In addition, it was concluded that limited irrigation in the reproductive period had a negative effect on seed quality of different dry bean cultivars and it should not be lowered below 50% of the water capacity in the soil during this period.
Show more [+] Less [-]Hayvansal Ürün Üretimi ve Devlet Destekleri Arasındaki İlişki: Türkiye Üzerine Zaman Serisi İncelemesi
2018
Savaş Çevik | Ali Karabacak | Mehmet Okan Taşar
Çalışma hayvansal ürün üreticilerine verilen devlet destekleri ile ürünlerin üretim miktarı arasındaki ilişkiyi süt ve dana eti örneğinde incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla Türkiye için, 1986-2016 yılları arası veriye dayanarak süt ve dana eti için ayrı ayrı denklemlerle hata düzeltme modelleri tahmin edilmiştir. Eşbütünleme ilişkisinden kısa dönem Granger nedensellik ilişkilerine bakıldığında, süt üretim denkleminde değişkenler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir nedensellik ilişkisi bulunamamıştır. Dana eti üretim denkleminde ise tüm değişkenler arasında çift yönlü Granger anlamda nedensellik bulunmuştur. Uzun dönem katsayılar incelendiğinde, süt üretim seviyesi ile piyasa fiyat farklılaşması arasında negatif, üretici destekleri ile pozitif bir ilişki bulunmaktadır. Öte yandan dana eti üretimi ile piyasa fiyat farklılaşması arasında pozitif ancak üretici destekleri ile negatif bir ilişki bulunmaktadır. Bulgular gerek parasal üretici desteklerinin gerekse de parasal destek dışındaki dış ticaret düzenlemesi gibi politikaların ürün türüne göre farklılaştırılması gerektiği düşüncesini desteklemektedir. Jel Kodu: Q10, Q18, Q28, H20
Show more [+] Less [-]Fındık Tarımında Durum Analizi, Makineli Hasat Gerekliliği ve Hasat Makinelerinin Sınıflandırılması
2018
Faruk Güner | Mükrimin Şevket Güney
Fındık yılda yaklaşık 2 milyar dolarlık ihracat geliri ile ülkemiz için önem arz etmektedir. Dünyada üretilen toplam fındığın yaklaşık %65 i ülkemizde hasat edilmektedir. Uygun iklim koşulları ve çok nitelikli olmayan dağlık arazide yetişmesi dolayısıyla Ordu, Giresun ve Trabzon illerinde fındık dikili alanların korunması ve geliştirilmesi öncelikli konular arasında yerini almaktadır. Bu bölgede makineli tarıma geçilmemesi veya yaygınlaşmaması nedenleriyle üretim maliyetleri diğer illerle ve yurtdışı ile kıyaslandığında yüksek seviyelerde bulunmaktadır. Bu çalışmada fındık durum analizi, hasat makinelerinin sınıflandırılması, makineli hasata geçilmesinin gerekliliği ve tarım bakımından daha az nitelikli olan eğimli ve dağlık arazilerde fındık tarımının sürdürülebilirliği üzerinde durulmuştur.
Show more [+] Less [-]Comparison of Biodynamic and Organic Agriculture
2018
Özlem Çakır | Hilal Yıldız | Neva Karataş
Modern agricultural applications contain various biologic physical and chemical process steps to maximize the durability and fertility of the products. Because of the apprehensions that come out as a result of increase in usage of chemical input in these processes, some alternative concepts have been come to exist for modern agricultural applications. Even these approaches match with traditional applications, they differ by their some outstanding features. By the help of industrial devolution in 18TH century, the increasing popularity and global warming caused the people to notice the ecologic deformation on the earth and accordingly saving the ecology and the earth became one of the main topics of current issues. The biodynamic agriculture system is founded in 1924 by Rudolf Steiner (philosopher) and E. Pfeiffer (agronomist) and built on an anthropologic theory that based on human-nature-universe concept. Biodynamic agriculture is familiar with organic agriculture. Mainly both of them are originated by oppositional perspective on using chemical input (manure, pesticide, herbicide, hormone e.g.). The main dissimilitude of biodynamic agriculture with organic apart from philosophical and historical aspects is, using the biodynamic preparations includes some minerals or specific herbs those are fermented with animal organs. In this review study, the differences between organic and biodynamic agriculture are analysed by emphasizing the main advantages of biodynamic agriculture.
Show more [+] Less [-]