Refine search
Results 201-210 of 280
Kaliteli ve Dengeli Beslenme Açısından Kanatlı Üretiminin Etkinliği
2018
Ahmet Uçar | Mesut Türkoğlu
Dünya’da gıda eşit dağılmamaktadır. Gelişmiş ülkelerin sağlıkla ilgili sorunu obezite iken, diğer ülkeler açlık ve buna bağlı hastalıklarla karşı karşıyadır. Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 1/3 oranında artacağının bekleniyor olması hayvansal protein üretiminin de artırılmasını zorunlu kılıyor olacaktır. Türkiye’de kişi başına toplam et tüketimi 35 kg, kanatlı eti ise 22 kg’ı aşmıştır ve yumurta tüketimi 200 adet iken yaklaşık 230 lt süt tüketimi bildirilmektedir. Günlük hayvansal protein tüketimimiz 35 g civarındadır ve iletişim çağına ayak uydurabilmek bakımından 45-50 g seviyesine çıkarılması önerilmektedir. Dünyada en yüksek artış kanatlı et sektöründe ve bunu takiben yumurta tavukçuluğu sektöründe görülmektedir, bu artış ülkemiz için dünya ortalaması üzerinde iken kırmızı et üretiminde dünya ortalamasının gerisinde kalınmıştır. Görsel, yazılı ve sosyal medyada bilimsel dayanağı olmayan haberlerin oluşturduğu bilgi kirliliği tüketicilerin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olmaktadır. Özellikle gençler başta olmak üzere tüm bireyler, biyolojik değeri yüksek olan yumurta, süt ve et ürünlerini doğal ihtiyaçları düzeyinde tüketebilmelidir. Organik ve free-range sistemlerden elde edilen ürünlere talep eden tüketiciler rahatlıkla ulaşabilmelidir. Ancak hangi sistemde üretilmiş olursa olsun, ürünlerin güvenilir kaynaklardan geldiğinden, üretim tarihi ve sağlıklı bir şekilde elde edildiğinden emin olunmalıdır. Bu derlemede, zihin ve beden gücü yüksek nesiller yetiştirilmesi bakımından son derece önemli olan hayvansal protein kaynaklarından yeterince faydalanılması için artan insan nüfusunu beslemede kanatlı üretiminin etkinliğinden bahsedilmektedir.
Show more [+] Less [-]The Effect of Increasing Humic Acid Applications on Some Nutrient Contents of Cress (Lepidium sativum L.) Plant
2018
Aydın Adiloğlu | Sevinç Adiloğlu | Mehmet Rüştü Karaman | Yusuf Solmaz | Funda Eryilmaz Açikgöz
This research was done to determine the effect of increasing Humic acid application on some nutrient element contents of cress (Lepidium sativum L.) plant. For this purpose according to randomize block experimental design, an experiment was done with three replications in greenhouse conditions. Cress plant seed was sowed 1.5 g/ m2. Four humic acid doses (I. dose: 0 mL /m2, II. dose: 8 mL /m2, III. dose: 16 mL /m2 and IV. dose: 24 mL /m2) were applied to cress plant. Then cress plants were harvested 30 days after planting. Dry matter yield and some nutrient (N, P, K, Ca, Mg, S, Fe, Cu, Zn and Mn) contents of plants were determined. According to the results, important increases some nutrient element contents of plants were determined with increasing humic acid applications. These increases were found 1. dose 5.52%, and 4. dose 6.04%, for N element, respectively. Other macro elements P (0.70%, and 0. 82%); K (6.85%, and 7.67%); Ca (1.72%, and 2.01%); Mg (0.13% and 0.15%) and S (1.04%, and 1.17%), respectively. Some micro element (Fe, Cu, Zn and Mn) contents of cress plant, 1. dose: 89.86, 9.59, 59.50 and 56.20; 4. dose: 102.17, 11.03, 67.67 and 76.63 mgkg-1, respectively. These increases were found statistically significant at the level of 5% for each nutrient element, except Mg.
Show more [+] Less [-]Investigation on Potential Starter of Bacillus spp. for Ivorian Cocoa Beans Fermentation Improvement
2018
Alalet Luc Zadi | Gisèle Koua | Ginette Gladys Doue | Sébastien Lamine Niamke
To investigate some interesting functional properties of Bacillus spp. in cocoa fermentation processing, 702 strains of Bacillus sp. strains were isolated from six main Ivorian cocoa producer regions. Three mains technological and useful properties for good cocoa beans fermentation were monitored. Among the 386 pectinolytic Bacillus spp. strains, 86.79% of them were confirmed for enzymes production in liquid medium. These 335 pectinolytic Bacillus strains displayed variety of pectinolytic activity with 50.45% of them producing both pectinase and polygalacturonase (PG) enzymes. Among these 169 strains, 70% displayed both the ability to acidify the medium and to degrade the citrate. In mimic conditions of pH and temperature variations as for fermentation heap, 11 strains were able to maintain their activity ranged within 2.12 ± 0.02 to 0.41 ± 0.03 µmol/min/mg of proteins for PG and 2.36 ± 0.03 to 0.25 ± 0.03 µmol/min/mg of proteins for pectinase. Two species (T10T2 and T6HS10) identified as Bacillus subtilus and Bacillus thuringiensis, were selected as the best based on pectinase production level. They were able to continuously produce both pectinolytic enzymes in different conditions of organic acids and ethanol contents. The highlighted properties in this study and the performance of these two strains may make them best candidate as starters for cocoa fermentation control.
Show more [+] Less [-]Analysis of Financial Performance in Dairy Enterprises; The Case Study of Konya, Turkey
2018
Cennet Oğuz | Aysun Yener
Sustainability and development of the dairy enterprises are dependent on competitiveness. Determination of the performance of the enterprises requires measurement and analyses of the financial performance of the enterprises. The ability of dairy enterprises to continue and grow is dependent on competitiveness. It requires that the financial performance of the farm enterprises be measured and analysed in order for the enterprises to be able to detect the competition power in a healthy manner. The aim of the study is to analyse the financial performance of the dairy enterprises in Konya province by determining the capital structure. Çumra, Karapınar and Ereğli districts constituted 15% of the number of bovine animals, were selected by using sampling method. The number of dairy cattle in these enterprises constituted the main frame of the population the primary data collected from 125 dairy farm enterprises with questionnaire technique through stratified sampling method with 95% confidence interval and error margin of 5%. The capital structure of the enterprises surveyed in the research area was classified according to their functions and the average active capital of the enterprises was calculated as 845,330.85$. 67.87% of the active capital is composed of land capital, 31.70% is composed of fixed enterprises capital and 0.43% is variable working capital. The economic profitability level (EP) was determined as 6.90% and the financial profitability level (FP) indicated the success of the enterprise was calculated as 7.06%. The capital turnover rate, an important indicator in the success and comparison of the enterprises, is 28.22%. As a result, their development and competitiveness are slow, because they do not use enough business and investment capital.
Show more [+] Less [-]Determination of Listeria monocytogenes and Serotypes in Modified Atmosphere Packed Ground and Cubed Beef Samples
2018
Adem Özkiraz | Ali Gücükoğlu
This study was conducted to determine the Listeria monocytogenes’s presence, serotypes and resistance against various antibiotics in modified atmosphere packaged (MAP) ground and cubed beef samples. Five of ground (5/50-10%) and 3 of cubed beef samples (3/50-6%) were identified as L. monocytogenes positive in MAP samples. Eleven L. monocytogenes isolates that obtained from samples being investigated in term of hlyA gene by PCR method have verified that this gene (100%). In serotyping results, 3 of 8 isolate that obtained from MAP ground beef samples were 1/2a, the other 3 isolate was 1/2b and the remaining 2 isolate was 4b. Also, 1 of 3 isolate that obtained from MAP cubed beef samples were 1/2b, the other one isolate was 1/2c and the last one was 4b. One isolate against (9%) ampicillin, 2 isolate against (18.2%) chloramphenicol, 3 isolate against (27.2%) erythromycin, 4 isolate against (36.3%) oxytetracycline and 4 isolate against (36.3%) penicillin G, 6 isolate against (54.5%) tetracycline and 3 isolate against (27.2%) vancomycin was resistant in 11 L. monocytogenes isolates that confirmed by PCR. The L. monocytogenes isolates were found to be resistant to one or more antibiotics in antibiotic-resistance test results. In conclusion, applying of national residue monitoring program by official authority for prevention of intensive antibiotic use in order to prevent the development of resistant strains to antibiotics has great importance.
Show more [+] Less [-]Mürdümük +Tahıl Karışımlarının Silaj Verimi ve Kalitesinin Belirlenmesi
2018
Uğur Başaran | Erdem Gulumser | Hanife Mut | Medine Çopur Doğrusöz
Bu çalışma mürdümük “M” (Lathyrus sativus L.) tahıl ikili karışımlarının silaj verimi ve kalitesini belirlenmek amacıyla yürütülmüştür. Tahıl olarak yulaf “Y” (Avena sativa L.) ve arpa “A” (Hordeum vulgare L.) kullanılmıştır. Karışımlar %80:20, 60:40 ve 40:60 tohum oranlarıyla ekilmiş, kontrol olarak mürdümük ve tahılların yalın ekimleri de kullanılmıştır. Hasat yalın tahıllar ve karışımlarda tahıllar süt olum, yalın mürdümükte ise tam çiçeklenme döneminde yapılmıştır. Silaj örneklerinde; fiziksel gözlemler (renk, koku, strüktür) ile kuru madde, ham protein, ham kül, laktik asit, asetik asit, bütirik asit, potasyum (K), fosfor (P), kalsiyum (Ca), magnezyum (Mg), demir (Fe), çinko (Zn), mangan (Mn), kobalt (Co), bakır (Cu), selenyum (Se) ve sodyum (Na) içerikleri belirlenmiştir. Karışımların silaj verimi 703,6 (%100M) – 1939,0 (%80M+%20A) kg/da arasında değişmiştir. En yüksek laktik asit içeriği %4,078 ile yalın arpada belirlenmiş ancak, %40M+%60Y (%3,198) ve %40M+%60A (%2,937) karışımları da yalın arpa ile aynı grupta yer almıştır. Karışımların asetik asit ve bütirik asit değerleri ise %0,001–0,187 ve %0,312–1,101 arasında değişim göstermiştir. Mineral içerik bakımından %100M ve %60M+%40Y silajları diğer karışımlardan daha yüksek değere sahip olmuştur. Sonuç olarak, yalın ekime oranla mürdümüğün tahıllarla ekilmesi verimi önemli ölçüde arttırmıştır. Arpa hem yalın olarak hem de karışımlarda yulaftan daha iyi performans göstermiştir. Bu itibarla mürdümüğün arpa ile 60:40 tohum oranında karışık ekilmesi silaj verimi ile kalitesi açısından daha uygun görülmüştür.
Show more [+] Less [-]Determination of Some Properties of Turkish Delight Produced by the Addition of Pomegranate Juice
2018
Cemal Kaya | Mehmet Güldane | Semra Topuz | Mustafa Bayram
In this study, it is aimed to produce Turkish delight by using fresh squeezed pomegranate juice obtained from two different sour and sweet pomegranate varieties in 20% and 30% of the water to be used in the formulation. Water soluble dry matter, pH, total acidity, total phenolic substance, total anthocyanin, colour, hardness value, water activity of Turkish delight added pomegranate juice were analysed and the samples were sensory evaluated. Soluble solids dry matter values of Turkish delight were; 71.25-81.90 °Brix; pH values; 3.50-4.78, hardness values; 0.75-1.64 N, total acidity values; 0.042-0.240g/100g, L values; 27.43-43.94, a* values; (-0.66)-(+14.45) and b* values; (-1.67)-(+4.08), the amount of the total phenolic matter; 201.33-760.33 mg GAE/kg, the amount of total anthocyanin; 10.01-42.15 mg Cy-3Gluc/kg determined, respectively. When the results of the sensory evaluation were examined, the highest average score in terms of many features was obtained with a sweet pomegranate juice (300 ml) obtained with hydraulic press. It can be concluded that the products rich in functional components and preferred by consumers can be produced.
Show more [+] Less [-]Tarımsal Değer Zincirinde Değer Yaratan Faaliyetlerin Belirlenmesi
2018
Uğur Başer | Mehmet Bozoğlu
Değer zinciri, bir malın üretimiyle başlar, nihai ürünün tüketimiyle sona erer. Çalışmanın amacı, tarımsal değer zincirini açıklayarak, tarımsal değer zincirinde değer yaratan faaliyetleri ortaya koymaktır. Araştırmada literatür taraması yaklaşımından yararlanılmıştır. Tarımsal değer zincirinin yedi aşaması söz konusu olup, bunlar sırasıyla girdi tedariki, üretim, üretici örgütleri, tüccarlar, işleyiciler, toptancılar ve perakendeciler şeklindedir. Değer zincirinde ürün kalitesinin yükseltilmesi, üründe farklılaşma sağlanması ya da sistemin etkinliğinin artırılması yoluyla rakiplere karşı avantaj sağlanması hedeflenmektedir. Tarımsal ürünlerin üretim maliyetlerine, kullanılan girdi miktarından teknoloji transferine kadar birçok unsur etki etmekte iken, organik tarım ve iyi tarım uygulamaları gibi yaklaşımlarla üründe farklılaşma sağlanarak değer yaratılabilmektedir. Tarım sektöründe büyük işletmeler değer zincirini bir bütün olarak ele alabilmelerine rağmen, süreçten erken çıkmak zorunda kalan küçük ve orta ölçekli işletmelerin süreçte kalabildikleri sürece değer yaratan faaliyetlere odaklanmaları gerekmektedir. Değer zinciri analizi yaklaşımıyla tarım sektöründeki bazı temel sorunların çözümüne katkı sağlanması mümkün olabilecektir.
Show more [+] Less [-]Ayçiçeğinde Tuz Zararı Üzerine Bor Uygulamalarının Etkisinin Belirlenmesi
2018
Ayfer Torun | Ebru Duymuş | Halil Erdem | İnci Tolay | Şahin Cenkseven | Kemal Yalçın Gülüt | Bülent Torun
Tuzluluk, bitki yetiştiriciliğini kısıtlayan, dünyada ve Türkiye’de özellikle kurak ve yarı kurak bölgelerde görülen, bitkisel verimi sınırlandıran ve geniş alanların tarım dışı kalmasına neden olan ciddi bir tarımsal problemdir. Dünyanın farklı bölgelerinde bitki yetiştiriciliğinde ortaya çıkan bor (B) noksanlığı ülkemizde de önemli bir beslenme problemidir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, B noksanlığı altında tuz stresinin yol açtığı zararın arttığı bildirilmiştir. Türkiye'nin en önemli yemeklik yağ bitkilerinden biri olan ayçiçeğinin B noksanlığına en duyarlı bitkilerden biri olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada ayçiçeğinde tuz zararının etkisinin azaltılması üzerine B uygulamasının etkisinin belirlenmesi amacıyla su kültüründe tuzlu ve tuzsuz koşullarda artan oranlarda B uygulaması altında iki ayçiçeği genotipi denenmiştir. Denemede bitkilerin kök ve yeşil aksam kuru madde verimi, B konsantrasyonu ve K/Na ve Ca/Na oranları belirlenmiştir. Denemeden elde edilen sonuçlara göre, kontrol uygulamasına göre tuz ilavesinin yeşil aksam kuru madde verimini azalttığı, buna karşılık B uygulamalarının ise kontrol uygulamasına göre kuru madde verimini görülmüştür. Bitkinin tuz zararını gidermede B’un belirgin bir rolünün olmadığı ve tuzlu koşullarda bitkinin B alım düzeyinin arttığı belirlenmiştir. Bu sonuçlara ilave olarak B noksanlığına ve tuz toksisitesine karşı dayanıklılıkta ayçiçeği genotipleri arasında farklılıkların olduğu gözlemlenmiştir.
Show more [+] Less [-]Prevalence and Antibiotic Resistance Pattern of Escherichia coli Isolated from Raw Dairy Milk
2018
Abul Hasan | Ahsanur Reza | Farzana Islam Rume | Mirza Mienur Meher | Md. Shafiullah Parvej | AKM Mostafa Anower
E. coli is one of the most important food borne pathogen, which could be transmitted by milk and milk products. To assess the role of dairy milk as the source of drug resistant E. coli, we examined 50 raw dairy milk samples (25-farm milk + 25-market milk) from some selected areas of Bangladesh by cultural, morphological, biochemical and antimicrobial sensitivity tests. In the preliminary observation, the mean total aerobic mesophilic count of market and farm raw milk samples were 8.98 and 8.68 log CFU/ml, while mean coliform count were 4.20 and 3.03 log CFU/ml respectively. Thirty-three E. coli isolates were recovered from collected samples (66% 33 of 50) and this pathogen was more prevalent in market milk (76%, 19 of 25) than farm milk (56%, 14 of 25). In addition, most of the isolated E. coli exhibited resistance against ampicillin and cefotaxime. This result shows that, the raw dairy milk and its products could be a source of human drug resistant E. coli.
Show more [+] Less [-]