Refine search
Results 201-210 of 281
Biberiye ve Kekik Yağı İlavesinin Marine Edilen Gökkuşağı Alabalıklarının (Oncorhynchus Mykiss Walbaum 1972) Buzdolabında Depolanması üzerine Etkisi
2018
Pelin Özlem Can | Gonca Kaşıkçı
Bu çalışmada, biberiye ve kekik yağı ekstraktları kullanılarak elde edilen alabalık (Oncorhynchus mykiss) marinatlarının depolanması sırasında meydana gelen kimyasal değişimler araştırılmış ve kullanılan bitkisel yağ ekstraktlarının ürünün yağ asidi kompozisyonu üzerine etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Fileto haline getirilmiş balıklar üç farklı formülasyon kullanılarak (M grubu: %4 asetik asit-%10 NaCl, B grubu: %4 asetik asit-%10 NaCl-%0,1 biberiye yağı ekstraktı, K grubu: %4 asetik asit-%10 NaCl- %0,1 kekik yağı ekstraktı) marine edilmiş, olgunlaşma aşamasından sonra vakum paketlenerek +4°C’ deki buzdolabı koşullarında depolanmışlardır. Numunelerin 0. gün, 1., 2., 3., 4. ve 5. ayın sonunda kimyasal analizleri (pH, TBA, Peroksit Sayısı, TVB-N, Serbest yağ asitleri, yağ asitleri kompozisyonu) yapılmıştır. Deneysel örnekler TVB-N açısından değerlendirildiğinde depolamanın 3. ayında K grubu örneklerinde 14,12 mg/100 g, B grubu örneklerinde 19,2 mg/100 g ve M grubu örneklerinde ise 28,9 mg/100 g olarak tespit edilmiştir. M grubu örnekleri TBA sayısı bakımından değerlendirildiğinde muhafazanın 3. ayında 5,84 mg MDA/ kg olup, diğer gruplar ile istatistiki fark önemli bulunmuştur. Kontrol grubu (M grubu) örneklerinin 4 ve 5. aylarda duyusal olarak bozulduğu için analizleri yapılamamıştır. Kontrol grubu ve K grubu örneklerinde marinasyon işlemi sonrasında, muhafaza periyodu boyunca EPA ve DHA değerlerinde düşüş şekillenmiş olup, istatistikî açıdan fark önemli bulunmuştur. Biberiye ilave edilen gruba ait örneklerin yağ asidi değerleri incelendiğinde, kaproik, miristik ve palmitik asit miktarları marinasyon işleminden sonra artmıştır ve fark istatistiki açıdan önemli bulunmuştur.
Show more [+] Less [-]Etlik Piliç ve Ebeveynlerinin Gelişimi
2018
Ahmet Uçar | Mesut Türkoğlu | Musa Sarıca
Et tipi tavukların seleksiyonu öncelikle büyüme hızına ve vücut kompozisyonunun geliştirilmesine odaklanmıştır. Büyüme ve üreme ile ilgili özellikler arasındaki negatif ilişki ıslah ve yetiştiricilik uygulamalarını zorlaştırmaktadır. Tavuk ıslahıyla ilgili çalışmalar yaklaşık 150 yıllık bir geçmişe dayanıyor olmasına karşın üretimdeki verim artışları son 75 yıllık dönemde sağlanabilmiştir. Damızlık hayvanlar seçilirken; iskelet yapısı, vücut konformasyonu ve kondisyonu, morbidite vb. fenotipik özellikler dikkate alınmaktadır. Yıllar içinde etlik ebeveyn düzeyinde kuluçkalık yumurta sayısı, yumurta ağırlığı ve kuluçka randımanı açısından ilerleme kaydedilmiştir. Et tipi tavuklar için, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde kesim yaşına kadar günlük canlı ağırlık artışı ortalama 8 g ve yemden yararlanma oranı 5,0 iken 21. yüzyılın başında bu özellikler için sırasıyla 66 g ve 1,7 değerlerine ulaşmıştır. Etlik piliç üretiminde kullanılan genotiplerin canlı ağırlığındaki ve yemden yararlanma oranındaki iyileşmede etkili asıl faktör genetik çalışmalardır. Bu gelişmelerin yanında, etlik piliçlerin bağışıklık sistemi, iskelet sistemi bozuklukları, yaşama gücü ve damızlıklardaki üreme ile ilgili bazı olumsuzluklar ortaya çıkan sorunlardır.
Show more [+] Less [-]Türkiye Peynir Sektörünün Uluslararası Rekabetçiliğinin Avrupa Birliği Ülkeleriyle Karşılaştırılmalı Analizi
2018
Mustafa Terin | Fahri Yavuz
Peynir, protein ve kalsiyum bakımından zengin bir gıda maddesi olmasının yanı sıra, uluslararası ticarette de önemli bir yere sahiptir. Dünya süt ürünleri ihracatının %40,3’ü peynir ticaretinden oluşmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya ve Danimarka yanında Amerika Birleşik Devletleri, Yeni Zelanda ve Avusturalya uluslararası peynir ticaretinde önemli bir paya sahiptir. Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya ve Danimarka 2016 yılı itibariyle dünya peynir ticaretinin %54,8’ini ve Avrupa Birliği toplam peynir ihracatının %71,8’ini gerçekleştirmektedir. Türkiye 2016 yılındaki 150 milyon dolar peynir ihracatı ile dünya sıralamasında 25. sırada yer almaktadır. Türkiye süt ürünleri ihracatının %45,0’i peynir ihracatından oluşmaktadır. Türkiye ve AB uluslararası peynir ticaretinde net ihracatçı konumdadır. Çalışmanın amacı, Türkiye peynir sektörünün uluslararası ticaretteki rekabet gücünü belirlemek ve AB ve seçilmiş AB üyesi ülkelerle karşılaştırmaktır. Çalışmanın verileri Uluslararası Ticaret Merkezi veri tabanından (2001-2016) derlenmiştir. Uluslararası rekabet gücünü ölçmede Balassa (RCA) ve Vollrath (RXA, RTA, RC) indeksleri kullanılmıştır. Çalışmada bu indekslerin yanı sıra uluslararası rekabet gücünün karşılaştırılmasında Ticaret Dengesi İndeksi de kullanılmıştır. Araştırmada, Türkiye’nin ortalama RXA, RTA, RC ve TBI indeks sonuçları sırasıyla 0,44, 0,34, 1,51 ve 0,49 ve AB-28’için bu sonuçlar sırasıyla 2,21, 0,34, 0,17 ve 0,10 olarak hesaplanmıştır. Türkiye uluslararası peynir ticaretinde karşılaştırmalı avantaja sahip olmasına rağmen, AB’nin avantajı, Türkiye’ye göre daha fazladır.
Show more [+] Less [-]Gıdalarda Mikrobiyel Faliyetler Sonucu Oluşan Biyojen Aminler
2018
Simge Aktop | Pınar Şanlıbaba
Biyojen aminler, amino asitlerin mikrobiyel dekarboksilasyonu yoluyla veya aldehit ve ketonların aminasyonu ve transaminasyonu yoluyla oluşan, başta proteince zengin gıdalar olmak üzere birçok gıdada bulunabilen azotlu organik bileşiklerdir. Enterococcus, Lactobacillus, Leuconostoc ve Enterobacteriaceae ailesi gibi dekarboksilaz pozitif mikroorganizmaların gıdalardaki faaliyetleri sonucunda oluşmaktadırlar. Histamin, tiramin, putresin, kadaverin, triptamin, β-feniletilamin, spermin ve spermidin gıdalarda en fazla bulunan biyojen aminler arasındadır. Biyojenaminler yüksek konsantrasyonlarda alındıklarında toksik etki göstermekte ve hipo- ve hipertansiyon, migren, mide bulantısı, kusma, ateş ve solunum sıkıntısı gibi gıda zehirlenmesi semptomları benzeri önemli sağlık sorunlarına neden olabilmektedirler. Biyojen aminlerin sahip oldukları bu toksik etkilere rağmen, gıdalarda bulunma limitlerine dair henüz ortak bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Günümüzde güvenli gıdalara olan ilginin giderek artması, biyojen amin gibi bileşiklerin tespit edilmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu amaçla son yıllarda birçok moleküler tabanlı teknik geliştirilmiştir. Bu derlemede, mikrobiyel faaliyetler sonucu oluşan biyojen aminler ele alınmış olup, bu biyojen aminlerin bulundukları gıda grupları ve sağlık üzerine etkileri incelenmiştir.
Show more [+] Less [-]Effects of Some Environmental Factors on Birth Weight of Anatolian Buffalo Calves
2018
Ertugrul Kul | Gökhan Filik | Aziz Şahin | Hayrettin Çayıroğlu | Emre Uğurlutepe | Hüseyin Erdem
This study was conducted to determine the effects of some environmental factors on birth weight (BW) in Anatolian Buffalo calves born in the scope of the project of improvement of Anatolian Buffalo in public hand supported by General Directorate of Agricultural Research and Policies reared in Amasya province of Turkey. A total of 228 heads calves born between 2014 and 2015 were constituted the study material. Sex of calf, maternal age, birth season and location were assessed as affecting factors on BW. The data were analyzed using the SPSS statistical package program. Average BW was determined as 29.3 ± 0.43 kg. The effects of calf sex, maternal age and birth season on BW were detected to be statistically significant. The average BW of the male calves (32.2 ± 0.57 kg) was found to be higher than those of the female calves (26.0 ± 0.50 kg). BW of calves born in autumn had the lowest value. In addition, BW was tented to increase with advanced maternal age.
Show more [+] Less [-]Analysis of Factors Affecting Consumers in UHT Milk Consumption: The Case Study of Erzurum
2018
Ahmet Semih Uzundumlu | Avni Birinci | Seval Kurtoğlu
The primary purpose of this study was to determine factors influencing consumer preferences for UHT milk consumption in Erzurum province. The primary data used in this research was derived from Palandoken, Yakutiye and Aziziye districts of Erzurum province in 2010. The factor analysis was used to find out the factors affecting consumer preferences for UHT milk and to reduce these factors. As for the segmentation of consumers and bringing out the profile of each segment, cluster analysis was used. According to the results, 95.00% of households consumed UHT milk. 18 factors that are affecting the consumption of UHT milk were reduced to five main factors with factor analysis. The factor scores which determined with factor analysis were divided into three clusters by cluster analysis. UHT milk for consumers entering the first cluster has because of homogenous and packaging as well as intrinsic and extrinsic properties for advertising and price advantage is preferred. UHT milk for consumers entering the second cluster has ease of preparation and transportation, and confidential properties are preferred by reason. On the contrary, consumers entering the third cluster prefer to UHT milk for a good diet product.
Show more [+] Less [-]Bitkilerde Rizosferden Demir Alım Mekanizmaları
2018
Emre Aksoy | Bayram Ali Yerlikaya | Sefa Ayten | Buasimuhan Abudureyimu
Demir, toprakta en çok bulunan elementlerden bir tanesi olmasına karşın çözünürlüğü alkali topraklarda düşüktür. Dolayısıyla bu tür topraklarda yetişen bitkiler sürekli demir eksikliği stresine maruz kalırlar. Dünyadaki tarım arazilerin üçte biri bu tür topraklardan oluştuğundan dolayı tedavi edilemeyen demir eksikliği tarımsal üretimi kısıtlar. Bitkilerde gözlenen demir eksikliğinin tedavisinde farklı demir gübreleri kullanılmaktadır. Ancak, bu gübrelerin kullanımı üretim maliyetlerini artırmaktadır. Maliyetlerin azaltılabilmesi için bitkilerin toprakta bulunan demiri en etkin biçimde kullanabilmeleri gerekir. Bunun için de ilk olarak bitkilerin topraktaki demiri nasıl kök içerisine aldıklarının incelenmesi gerekmektedir. Son otuz yılda yapılan çalışmalarda farklı bitki gruplarının 3 farklı demir alım mekanizması kullandıkları keşfedilmiştir. Bu derlemenin amacı, demirin kök içerisine alımından sorumlu taşıyıcılar ile bu taşıyıcılar hakkındaki güncel gelişmelerden bahsetmektir.
Show more [+] Less [-]An Evaluation of Climate Mitigation Adoption Technologies in Improving Rural Households’ Livelihood Outcomes: The Case of Eastern Oromia, Ethiopia
2018
Beyan Ahmed Yuya | Nano Alemu Daba
Agricultural technologies are seen as an important route out of poverty in most of the developing countries. However, the rates of adoption of these technologies have remained low in most of these countries. This study aim at shedding some light on an evaluation of climate mitigation agricultural adoption technologies, and its contribution to rural livelihood outcomes in Gurawa district using cross sectional data collected from randomly selected 180 sample households during the 2016 crop production season. Multivariate probit and Propensity score matching was used to identify impacts of adoption technologies, and to identify factors affecting smallholder farmers’ multiple technology adoption decisions. The results showed that the probability of adoption of agricultural technologies are influenced by several factors: family size, economical active members, education level, age of the household head, social status, soil fertility status, distance from extension office, land holding, distance to markets and distance to weather road. The impact evaluation results indicated that on average, the participation household in soil conservation has increased food security status and asset accumulation nearly by 38% and 15%, respectively, however it decreases the rate of poverty nearly by 51 percent. Use of improved seeds increased food security status and decreased poverty rate nearly by 38% and 44%, respectively. On the other hand, use of irrigation technology increased food security status and asset accumulation nearly by 23% and 31.8%, respectively, whereas it decreases the rate of poverty nearly by 29 percent. Similarly, adoption of row planting methods increased food security status and asset accumulation nearly by 28.7% and 15.5%, respectively, whereas it decreases the rate of poverty nearly by 51.5 percent. Therefore, policy makers should give due emphasis to the aforementioned variables to increase adoption technologies and improve the livelihood of the rural households.
Show more [+] Less [-]Ortaca (Muğla) Yöresinde Halk Arasında Kullanılan Bazı Bitkiler
2018
Hasan Akan | Aydın Öz | Hatice Pekmez
Bu çalışma, 2015–2016 yılları arasında, Ortaca (Muğla) ilçesinde halk arasında kullanılan bazı bitkileri tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Çalışma alanından doğal olarak yetişen 28 familyaya ait 38 taksonun halk tarafından kullanıldığı tespit edilmiştir. Bunlardan 23’ü tıbbi, 19’u yiyecek, 3’u baharat, 3’ü süs, 2’si yem, 2’si dini, 2’si diğer (kaşık yapımı, tarım ilacı yapımı) amaçlarla kullanılmaktadır. Yöre halkının bu bitkilerden bazen sadece bir amaçla bazen de birkaç değişik amaçla yararlandığı tespit edilmiştir.
Show more [+] Less [-]Salep Kullanımının Fermente Türk Sucuğu Kalite Parametreleri Üzerine Etkisi
2018
İsmail Gök | Birol Kılıç | Cem Okan Özer
Bu çalışmanın amacı farklı oranlardaki (%2,5, 5, 7,5 ve 10) salep ilavesinin, sucuğun fermantasyon ve depolama dönemlerinde (5., 10., 20. ve 30. gün) fizikokimyasal, tekstürel ve duyusal özellikleri üzerine etkisini belirlemektir. Araştırma sonuçları tüm sucuk gruplarında fermantasyon ve depolama süresince TBARS değerlerinin kademeli olarak arttığını göstermiştir. Ancak %10 oranında salep ilavesi ile üretilen sucuklarda fermantasyon sonrasında ve depolama süresince kontrol grubuna kıyasla daha düşük TBARS değerleri tespit edilmiştir. Ayrıca sucuk formulasyonunda salep kullanımının pH değerlerinde düşüşe neden olduğu belirlenmiştir. Fermantasyon ve depolama süresince, en yüksek L* değerleri %10 oranında salep ilavesi yapılan sucuk örneklerinde tespit edilmiştir. Sucuk formulasyonunda kullanılan salep oranının arttırılmasının sucuk örneklerinde tespit edilen sertlik değerlerini ve kül miktarını arttırdığı, nem miktarını ise azalttığı saptanmıştır. Bu çalışmanın sonuçları sucuk üretiminde salep kullanımının et endüstrisi tarafından ürün raf ömrü ve kalite parametrelerine katkı sağlamak amacıyla kullanılabileceğini göstermiştir.
Show more [+] Less [-]