Refine search
Results 271-280 of 356
The Effects of Different Thawing Procedures on Spermatological Parameters of Frozen Bull Sperm
2024
Emrah Hicazi Aksu | Ece Yaren Kurtuluş | Berat Aktürk
One of the most crucial elements influencing the efficacy of artificial insemination applications is semen quality. It is known that post-thaw semen quality was affected by thawing method. Errors made during the thawing process can compromise the motility, viability, morphology and DNA integrity of spermatozoa after thawing. This study was conducted to investigate the effects of four distinct thawing procedures on post-thaw semen quality in bulls. The first group was designated as 24°C (n=8); the straws in this group were thawed in a water bath at 24°C for 60 seconds. Second group was designated as 32°C (n=8); the straws in this group were thawed in a water bath at 32°C for 60 seconds. Third group was designated as 38°C (n=8); the straws in this group were thawed in a water bath at 38°C for 30 seconds. And the fourth group was designated as 70°C (n=8); the straws in this group were thawed in a water bath at 70°C for 7 seconds. Following the thawing process, motility, sperm morphology, viability, and DNA damage rate in spermatozoa were evaluated. Results showed that in 32°C group and 24°C group sperm motility significantly decreased when compared to 70°C and 38°C groups. Additionally, the 24°C group exhibited a significantly elevated DNA damage rate compared to the 70°C group, while no differences were observed in the other groups. In conclusion, the most ideal thawing procedures are at 70°C for 7 seconds and at 38°C for 30 seconds are recommended to get optimum sperm quality from frozen bull semen after thawing.
Show more [+] Less [-]Effects of Seed Priming on Germination of Nigella sativa L. and Comparison of Germination Performance with Yield Parameters in Field Conditions
2024
Uğur Tan
The utilization of Nigella sativa L., commonly known as black cumin, in traditional and medicinal practices is well-documented, attributing to its wide-ranging biological activities. Given its significance, this study explores the efficacy of various seed priming treatments (control, distilled water, potassium humate, and gibberellic acid) under laboratory and field conditions to enhance the early growth stages of Nigella sativa L. Priming treatments aimed to improve germination rates, plant height, and other growth parameters, potentially translating into increased agricultural productivity. According to results plant height ranged from 52.38 to 58.91 cm, number of branches between 3.76 and 3.98 (branch plant-1). The number of capsules varied from 4.93 to 6.81 (capsule plant-1), capsule seed weight was between 0.19 and 0.22 (gram capsule-1 ), and the thousand-seed weight ranged from 2.26 to 2.39 grams. The germination rate ranged from 78% to 93%, germination index 4.22-5.83 and mean germination time was observed from 4.27 to 4.82 days. Our findings reveal significant effects of priming on germination parameters and plant height, this offering insights into the potential of these treatments to optimize crop growth. However, the transition of these benefits to field conditions, particularly yield-related parameters, appeared limited, suggesting the complex nature of growth enhancement strategies and their implications for agricultural practices.
Show more [+] Less [-]Fındık İşletmelerinin Ekonomik Sürdürülebilirliğine Etki Eden Faktörlerin Belirlenmesi
2024
Hüseyin Meral | Mehmet Aydoğan | Alpay Esen | Ekrem Ergün
Bu çalışma, fındık tarım işletmelerinin ekonomik sürdürülebilirliğini ve sürdürülebilirliği etkileyen faktörleri belirlemeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın ana materyalini 2021 yılında, 380 fındık üreticisi ile yüz yüze yapılan anketlerden elde edilen veriler oluşturmaktadır. Fındık tarım işletmelerinin sosyo-ekonomik özelliklerinin karşılaştırılmasında tek yönlü Varyans analizi ve Kruskal Wallis testi analiz yöntemlerinden yararlanılmıştır. Ekonomik sürdürülebilirliği etkileyen faktörlerin belirlenmesinde çoklu doğrusal regresyon modelinden faydalanılmıştır. Araştırma sonucunda fındık tarım işletmelerinin ekonomik sürdürülebilirlik endeksi ortalaması 0,48 olarak hesaplanmıştır. Trabzon (0,37), Giresun (0,43) ve Ordu (0,46) illerindeki işletmeler ortalamanın altında ekonomik sürdürülebilirliğe; Samsun (0,58), Sakarya (0,61) ve Düzce (0,64) illerindeki fındık işletmeleri ise ortalamanın üstünde ekonomik sürdürülebilirliğe sahiptirler. İşletmelerin ekonomik sürdürülebilirliğini çiftçinin yaşı negatif; eğitim süresi, hanehalkı büyüklüğü, köyde ikamet etme, tarımsal örgütlere üyelik, fındık verimi ve satış fiyatı pozitif etkilemektedir. Çiftçilerin bilgi düzeylerinin artırılmasına yönelik eğitim çalışmaları yapılması, kırsal göçü önleyici politikaların uygulanması ve verim artışına yönelik yayım çalışmalarının gerçekleştirilmesi ekonomik sürdürülebilirliğe katkı sağlayacaktır.
Show more [+] Less [-]Kanatlı Hayvan Rasyonlarında Moringa oleifera Kullanımı
2024
Yunus Emre Boğa | Nasir Abdallah | Kadriye Kurşun | Mikail Baylan
Diğer hayvancılık kollarında olduğu gibi kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde de işletmelerin masraflarının en önemli kısmını yem masrafları oluşturmaktadır. Özellikle, gelişmekte olan pek çok ülkede önemi artan, bulunması zorlaşan ve pahalı hale gelen yem masrafları birçok küçük ölçekli kümes hayvancılığı işletmesinin kapanmasına ve kümes hayvanı üretiminin toplam maliyetinin artmasına neden olmaktadır. Bu durum, kanatlı ürünleri olan tavuk eti ile yumurta fiyatlarının artmasına, gelişmekte olan ve az gelişmiş pek çok ülkede birincil hayvansal protein kaynağı olan kanatlı eti ve ürünlerinin tüketiminin ve alım gücünün düşmesine, yetersiz ve dengesiz beslenme gibi pek çok olumsuz duruma yol açmaktadır. Yem masraflarını düşürmek, dolayısıyla kanatlılardan elde edilen ürünlerin maliyetini azaltmak için alternatif bir yem madde arayışı çok önemlidir. Anavatanı Asya olan Moringa oleifera, besin maddeleri açısından oldukça zengin olan ve soya fasulyesi, mısır gibi geleneksel hayvan rasyonunda kullanılabilen yem maddelerinin bir kısmının yerini alabilecek bitkilerden biridir. Afrika ve Asya’da Moringa oleifera’nın kanatlı performansı ve ekonomik verimlilik üzerindeki etkisini araştıran pek çok araştırma yapılmıştır. Belirli bir oranda Moringa tohumlarının veya yapraklarının rasyona dahil edilmesinin, üretim performansını, et kalitesini, hayvan sağlığını ve refahını artırdığını, ancak daha yüksek miktarlarda kullanıldığında ise hayvanın yaşamını zorlaştırıp, üretim parametrelerinin azalmasına yol açtığı bildirilmiştir. Yapılan çalışmalarda; kanatlı rasyonlarına %5-10 arasında Moringa ilavesinin performansı olumlu etkilediğini gösterirken, rasyona %10’un üzerinde Moringa ilave edildiğinde ise hayvanların performansının kötüleştiğini belirtmişlerdir. Bu derleme, alternatif bir yem maddesi olan Moringa oleifera’nın yapraklarının ve tohumlarının kanatlı hayvanların performansı üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla hazırlanmıştır.
Show more [+] Less [-]Amasya İli Manda İşletmelerinde Sürü Yönetim Uygulamaları: Besleme, Sağım ve Sağlık Koruma
2024
Ayla Sevim Satılmış | Ertugrul Kul
Araştırma, Amasya İli Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği üyesi olan 69 üretici ile yüz yüze gerçekleştirilen anket verilerine dayanmaktadır. Anket sonuçlarına göre, manda işletme sahiplerinin yaygın olarak ürettikleri kaba yemler %26,1 oranında silaj ve yonca, %20,3 oranında fiğ, %10,1 oranında ise yonca ve fiğdir. Kaba yemler arasında en çok kullanılanlar ise kuru ot, kuru yonca, saman ve silajdır (%36,1). Manda yetiştiricileri genellikle kendi kaba yemlerini üreterek maliyetlerini düşürmeyi tercih etmektedir (%65,2). Yetiştiriciler, mandaların beslenmesinde çoğunlukla kesif yem olarak fabrika yemi kullanmakta olup, yetiştiricilerin %59,4’ü fabrika yemi teminini fabrikalardan sağlamaktadır. Besleme sistemleri yemleme ve mera kullanımının bir birleşiminden oluşmaktadır (%100). Mandalar genellikle günde iki kez beslenmekte (%72,5) ve bu beslemenin %56,5’i sağımdan önce yapılmaktadır. Mandalara çoğunlukla (%68,1) günde 5 kg’dan az kesif yem verilmektedir. Mandalar genellikle Nisan ayında (%85,5) meraya çıkarılmakta ve Kasım ayında (%71) tekrar ahıra alınmaktadır. Mandalarda sağım genellikle günde iki kez (%68,1) yapılırken, sağım öncesi meme temizliği %50,7 oranında gerçekleştirilmekte, sağım sonrası meme temizliği ise genellikle yapılmamaktadır (%91,3). Üretilen sütün %92,8’i satılmakta, süt çoğunlukla plastik bidon ve güğümlerde (%56,5) depolanmaktadır. Hayvan satışı bakımından, damızlık dışı dişiler genellikle 36 aydan sonra (%95,7) satılmaktadır. İshal (%56,5) en yaygın görülen hastalık olup hastalık durumunda çoğunlukla (%95,7) veteriner hekim çağırmaktadır. Düvelerin tohumlanması genellikle 20 ile 30 aylık yaş aralığında (%89,9) gerçekleşmektedir. Anket sonuçlarına göre, malak ölümleri nadiren görülmekte olup (%1,4), en fazla görülen hastalık ishaldir (%56,5).
Show more [+] Less [-]Salisilik Asit Uygulamasının Ayçiçeği (Helianthus annus L.) Bitkisi Gelişimi Üzerine Etkisi
2024
Aynur Bilmez Özçınar
Bitkisel hormon olarak da kabul edilen salisilik asit, fenolik maddelerin bir grubunu oluşturmakta, bitkilerde metabolik ve fizyolojik gibi birçok tepkiyi oluşturan ve dolayısıyla bitki büyüme ve gelişmesini etkileyen bir bitki büyüme düzenleyicisidir. Bu çalışma, ayçiçeği çeşitlerinin fizyolojik ve biyokimyasal özellikleri üzerine salisilik asit uygulamasının etkilerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Tesadüf Parselleri Deneme Desenine göre 3 tekrarlamalı olarak iklim odası koşullarında kurulmuştur. Çalışmada materyal olarak 11-TR-077, Deray ve P-64-LC-108 olmak üzere 3 ayçiçeği çeşidi ve salisilik asidin 5 dozu (kontrol, 0,5, 1, 1,5 ve 2 mM) kullanılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde ele alınan çeşitlerde salisilik asit uygulamasının spad, bitki boyu, yaprak sayısı, kök çapı, bitki yaş ağırlık ve bitki kuru ağırlık oranları yönünden Deray çeşidinde olumlu etki ettiği incelenmiştir.
Show more [+] Less [-]Siyez, Dinkel ve Kavılca Unu ile Kaplanmış Tavuk Nuggetların Soğukta Depolama Süresince Bazı Kalite Özelliklerinin İncelenmesi
2024
Eylem Ezgi Fadıloğlu | Haluk Ergezer | Engin Demiray
Bu çalışmanın amacı, Siyez, Kavılca ve Dinkel gibi atalık buğday unlarının tam buğday unu yerine kaplama formülasyonlarında kullanılmasının tavuk nuggetların kalitesi üzerine etkilerini araştırmaktır. 4°C’de 7 gün depolanan derin yağda kızartılmış tavuk nuggetların kimyasal özellikleri, kalite karakteristikleri, pH, lipid oksidasyonu, renk, doku ve duyusal özellikleri değerlendirilmiştir. Hamur formülasyonları, nuggetların kimyasal ve kalite özelliklerini önemli ölçüde etkilediği, Dinkel unu ile kaplanan tavuk nuggetlarda kaplama kalınlığının, kaplama yapışma oranının ve pişirme veriminin en yüksek olduğu tespit edilmiştir. Kontrol örneklerinin renk puanlarının depolama süresi boyunca azaldığı, atalık unlarla kaplanmış tavuk nuggetların renk puanlarının değişmediği tespit edilmiştir. 0. günde Siyez unu ile kaplı örnekler en yüksek lezzet puanını alırken, 3. günde örneklerin lezzet puanlarının birbirine yakın olduğu tespit edilmiştir. Depolamanın 7. gününde kontrol örneği en düşük lezzet puanını almıştır. Siyez unu ile kaplanmış tavuk nuggetların sululuk puanlarının depolama süresince değişmediği, doku puanlarının arttığı tespit edilmiştir. Siyez ve Kavılca unu ile kaplanmış nuggetların genel kabul edilebilirlik puanları depolamanın 0. ve 3. günlerinde kontrol örnekleriyle benzer bulunmuştur. Doku profil analizinde, tüm nuggetlarin sertlik, yapışkanlık, elastikiyet ve sakızımsılık değerleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı belirlenmiştir. Depolama süresi arttıkça Kavılca unu ile kaplı örneklerin sertlik değerinin arttığı, çiğnenebilirlik değerlerinin azaldığı tespit edilmiştir.
Show more [+] Less [-]Anaerobic Co-Digestion of Cattle Manure with Ruminal Waste to Increase Biogas Production
2024
Fatih Şevki Erkuş | Koray Tuncay
Cattle manure (CM) is mostly used as an inoculum in order to start-up of agricultural biogas plants or as a co-substrate in the anaerobic digestion of lignocellulosic content. Rumen fluid microbiota is also considered to be effective in lignocellulose digestion. It is known that microorganisms in the ruminal waste facilitate the hydrolysis of lignocellulosic structures. However, there are few studies on the inoculum effect of rumen microorganisms on bioreactor performances when rumen content is used as co-substrate and inoculum together with cattle manure, and it is not clear how rumen waste can be used in various anaerobic digestion systems. In this study, biogas production efficiencies obtained from lignocellulosic content in mono and cosubstrate (1:1 and 1:2 Volatile Solids) bioreactors formed by using ruminal waste (RW) and CM microbial communities were investigated. In order to determine the biogas production efficiencies, biomethane potential (BMP) experiments that simulate anaerobic digestion process conditions in a laboratory environment were applied. Treatment with 50% application of RW cosubstrate, 65.51% biogas and 70.64% methane production efficiency increases were achieved compared to monosubstrate CM bioreactor.
Show more [+] Less [-]Sürdürülebilir Biyoaktif Peptit Kaynakları: Gıda İşleme Yan Ürünleri ve Atıkları
2024
Aysun Oraç
Gıda endüstrisi tarafından üretilen atıklar ve yan ürünler protein açısından zengin kaynaklardır ve protein hidrolizatlarından biyoaktiviteye sahip bileşikler üretmek için yeni strateji arayışında önemli bir alternatiftir. Çeşitli çalışmalar gıda işleme endüstrilerinden elde edilen yan ürün ve atıkların, çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde önemli bir uygulamaya sahip olan potansiyel biyoaktif bileşik kaynağı olarak kullanılabileceğini göstermiştir. Proteinlerde şifrelenmiş belli sayıdaki aminoasitten oluşan küçük fraksiyonlar olarak tanımlanan biyoaktif peptitlerin bu hastalıkları önlemede veya tedavi etmede sentetik ilaçlara doğal, güvenli ve uygun maliyetli alternatif olmada potansiyeli yüksektir. Yan ürün ve atıklar nispeten ucuz protein kaynaklarıdır, bu nedenle biyoaktif peptitlerin üretimi için kullanılmaları sadece üretim maliyetlerinin düşmesine neden olmakla kalmayıp katma değeri yüksek besinsel yan ürünlerin geliştirilmesi için de oldukça önemlidir. Bu uygulama aynı zamanda atık bertarafı ile ilgili sorunun azaltılmasına da katkı sunmaktadır. Bu kapsamda bu çalışmada, biyoaktif peptit üretiminde değerlendirilebilecek çeşitli gıda işleme yan ürünü ve atıkları, bu ürünlerden protein hidrolizatı elde etme süreçleri ve bu peptitlerin sağlığa yönelik etkilerini inceleyen güncel çalışmaların derlenmesi amaçlanmıştır.
Show more [+] Less [-]Norduz Kuzularının Doğum Ağırlığı Üzerine Bazı Çevresel Faktörlerin Etkileri
2024
Ahmet Fatih Demirel
Bu çalışma, Norduz kuzularının doğum ağırlığına cinsiyet, doğum tipi, ana yaşı, doğum yılı ve doğum ayının etkilerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Ayrıca, kuzuların doğum ağırlığı ile ananın doğumdaki ağırlığı arasında bir ilişki olup olmadığı da değerlendirilmiştir. Çalışmada, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Hayvancılık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü bünyesinde 2021-2023 yılları arasında yetiştirilen toplam 196 Norduz kuzusunun doğum ağırlıkları ile analarının doğumdaki ağırlıklarına ait kayıtlar kullanılmıştır. Kuzuların ortalama doğum ağırlığı 4,28±0,85 kg olarak tespit edilmiştir. Kuzuların doğum ağırlığına doğum tipinin ve doğum yılının etkisi istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur. Ancak, doğum ağırlığına cinsiyet, ana yaşı ve doğum ayının etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Ayrıca, Norduz kuzularının doğum ağırlığı ile analarının doğumdaki ağırlığı arasında önemli düzeyde pozitif korelasyon tespit edilmiştir. Sonuç olarak, tek doğan kuzuların doğum ağırlığının ikiz doğanlara göre daha ağır olduğu ve 2021 yılında doğan kuzuların, 2022 ve 2023 yıllarında doğanlara göre daha yüksek doğum ağırlığına sahip olduğu belirlenmiştir.
Show more [+] Less [-]