Refine search
Results 281-290 of 392
Determination of Fruit Quality Traits of Some Mandarin Cultivars under Conditions Ecological Adana Full text
2017
Gülsevim Tiring | Serdar Satar | Turgut Yeşiloğlu | Berken Çimen
In this study, the fruit quality traits of varietys of Klemantin, Fremont, Nova and Robinson was determined at Centre Application and Research Subtropical Fruit of Çukurova University in three different periods. The width (mm), length (mm), weight (g), rind thickness, number of carpel, numbers of seed, total soluble solid (TSS, %), titretable acidity (TA, %), TSS/TA ratio, fruit weight, fruit index and amount of fruit juice content (%) were measured. In addition, in this study, information about maturation period of these cultivars was obtained. Regarding to the results, Nova was determined to be the biggest fruit size, Fremont was determined to be the smallest fruit size and the most flattened fruit among the mandarins. It was determined that Klemantin mandarin was matured between September and November, Nova and Robinson mandarin species were matured in November, and Fremont mandarin species was found to matures in December
Show more [+] Less [-]The Effects of Mulch Textile Application on Weed Control and Mandarin Growing in Newly Established Mandarin Orchard Full text
2017
Yasin Emre Kitiş | Onur Kolören | Feyzullah Nezihi Uygur
In this study, material that we call mulch textile was investigated as compared with conventional polyethylene mulch nylon and mechanical and chemical control that are widely used in farmer’s conditions to weed control in newly established citrus orchards. Two different thickness of polyethylene mulch, three different thickness of mulch textiles, mowing and herbicide (glyphosate) applications were made in newly established mandarin orchard in a three-year-period (2004-2005-2006). Effects of the applications on density and coverage of weeds and height, stem thickness and leaf area of cultural plants were investigated. According to general evaluation of results of the study, mowing 23.4%, chemical control 88.4%, polyethylene mulch 99.6%, mulch textiles 100% controlled weeds than weedy control. At the most increase of height, stem thickness and leaf area of mandarin was obtained from herbicide and mulch treatments. It was determined that soil temperature and moisture are preserved by mulch applications.
Show more [+] Less [-]Comprehensive Review of Growing Food Insecurity in Africa in Terms of Causes, Effects and Solutions: The Nigerian Example Full text
2017
Wasiu Olayinka Fawole | Burhan Özkan
This study examined the situation of food insecurity in Africa with special emphasis on Nigeria with a view to giving the picture of the trend with respect to causes, effects and possible solutions. The study employed secondary data sourced from the Food and Agricultural Organization (FAO) of the United Nations and subsequently compared the results with other previously conducted studies on food security status in Nigeria and few other African countries. Data for the trend of food security between 1990 and 2014 were sourced from FAO. The findings of this study combined with other previously conducted studies revealed that the food insecurity in Nigeria is not only becoming worrisome but frightening. According to the FAO three commonly employed indicators (prevalence of undernourishment, prevalence of food insecurity and number of undernourished people), it was observed that food insecurity in Nigeria continued to rise from 2009 according to the results of the annual survey till 2014. The implication of this is that if the trend is not halted as quickly as possible it is a time bomb that may pose grave security risks and danger to the country and Africa as a whole being the most populous black nation and it is almost certain that any destabilization suffered as a result of hunger in Nigeria is a destabilization of the entire sub-Saharan Africa region considering her enormous population and the strategic place she occupies in the economy of the region especially the western Africa. This paper made some far-reaching recommendations that could halt the trend if judiciously implemented.
Show more [+] Less [-]Türkiye’de Organik Koyun ve Keçi Yetiştiriciliğinin Mevcut Durumu ve Gelişim Stratejileri Full text
2017
Ayhan Ceyhan | Vecihi Aksakal | Gürsel Dellal | Mehmet Koyuncu | Nedim Koşum | Turgay Taşkın
Dünyada artan nüfusun sağlıklı ve dengeli beslenmesi amacıyla tarımsal üretimde konvansiyonel üretim biçimi yaygın olarak yapılmaktadır. Ancak bitkisel ve hayvansal üretimde verimi artırmak ve hastalıklarla mücadele etmek amacıyla kullanılan kimyasal maddeler su ve toprağa geçerek insan ve hayvan sağlığını etkilemektedir. Günümüzde Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Japonya, Kanada ve Avustralya gibi gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünyadaki tüketiciler çevreye zarar vermeyen, insan ve hayvanlar üzerinde olumsuz etki yapmayan tarım ürünleri tüketim yönünde taleplerde bulunmaktadırlar. Koyun ve keçi yetiştiriciliği hem ülkemizde hem de dünyada organik hayvansal et ve süt üretiminde tüketicilerin taleplerini karşılamada önemli rol almaktadır. Dünyada 2012 yılında organik sertifikalı sığır, koyun ve domuz sayısı sırasıyla; 4,6, 5,6 ve 1,0 milyon baştır. Avrupa Birliği (AB)’inde bulunan 28 ülkenin 2015 yılında organik sertifikalı sığır, domuz, koyun, keçi ve tavuk sayısı sırasıyla; 3,7, 0,978, 4,5, 0,718 ve 31,6 milyon baştır. Türkiye’de organik hayvancılıkta en önemli oransal artış keçi yetiştiriciliğinde gerçekleşmiş (%652,1), bunu sırasıyla kanatlı (%187,7) ve koyun (%22,3) yetiştiriciliği izlemiştir. Türkiye’de 2015 yılında üretilen organik süt üretiminin %2,6 koyundan ve %6,3’ü keçilerden, organik kırmızı et üretimini ise %38,2 koyundan ve %1,6 keçiden sağlanmaktadır.
Show more [+] Less [-]Jeopolimer Betonun Hayvan Barınaklarında Kullanılabilme Potansiyelinin Araştırılması Full text
2017
Selçuk Memiş | Gökhan Kaplan | Sadık Alper Yıldızel
Önemli miktarda enerji ve ham madde tüketimine neden olan portland çimentosu CO2 emisyonunun yaklaşık %7’sinden sorumludur. Çimento üretiminden kaynaklı CO2 salınımı azaltılmasında farklı yöntemlerin araştırılması ya da CO2 salınımı daha az olan bir bağlayıcı kullanılarak çimentoya alternatif malzeme kullanılmasını zorunlu kılmaktadır. Jeopolimer malzeme ise, beton üretiminde kullanılan portland çimentosunun (PÇ) aksine CO2 salınımı oldukça az, tuzlara ve asitlere dayanımı yüksek, sıcaklık ve ateşe dayanımı yüksek olması gibi birçok farklı özelliği sayesinde çimentoya alternatif malzeme olarak kullanım potansiyeli olan ve araştırılan bir malzemedir. Çalışma kapsamında hayvan barınaklarında jeopolimer betonun etkileri araştırılması amacıyla jeopolimer malzemenin alkali aktivatörü olarak yüksek fırın cürufunun (YFC) %20’si oranında seramik tozu (ST), sodyum silikat (Na2SiO4) ile sodyum hidrosit (NaOH) %60 – 40 oranında aktivasyon çözeltisi ile kalsit agregası kullanılarak numuneler hazırlanmıştır. Boyutları 4×4×16 cm numunelerde eğilme ve basınç dayanımları ile 25×25×285 mm numuneler üzerinde de büzülme oranları belirlenmiştir. Jeopolimer betonların hayvan barınaklarındaki durumlarının belirlenmesi amacıyla numuneler %10’luk sülfirik asit (H2SO4) ve sülfat (SO4) solüsyonunda bekletilmiş ve numuneler 28, 56 ve 90. günlerdeki dayanımları karşılaştırılmıştır. Jeopolimer betonun hayvan barınaklarında kullanılmasının avantajlar sağlayabileceği görülmüştür.
Show more [+] Less [-]Fertilizer Use the Condition of Cultivator Province Center in Kahramanmaras Full text
2017
Rüveyda Kızıloğlu | Nuray Kızılaslan
In this research, fertilizer and soil analysis applications over farmers in District of Kahramanmaras Province has been determined. Investigation data cover surveys made to 379 cultivators. The result indicated that there was no effective and rational fertilizing in area. It was found that farmer’s applied fertilizers without considering soil analysis test. There were significant lack of extension and training about fertilizer use and fertilizing. Farmers need information about fertilizer and fertilizing application. Therefore, farmers training about fertilizer use should be given importance and extension programs should be improved in the research area.
Show more [+] Less [-]Bakteri ve Oksin Uygulamalarının Kuşburnu Bitkisinin Çelikle Çoğaltılması Üzerine Etkileri Full text
2017
Elif Kınık | Fisun Gürsel Çelikel
Rosa canina L. çelikleri sonbahar mevsiminde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kurupelit Kampüsü florasından temin edilmiştir. Yarı odunsu çelikler, sisleme ve alttan ısıtma sistemi olan köklendirme masasına, 1:1 oranında torf ve perlit karışımına dikilmiştir. Çalışmada 10 farklı rizobakteri (bitki gelişimini düzenleyen) izolatı tek başına ve 1000 ppm oksin (Indole-3-butyric acid-IBA) ile birlikte uygulanmıştır. Çelikler 6 saat bakteri uygulamasından sonra, dikim öncesi 10 saniye IBA çözeltisinde bekletilmiştir. Köklenme oranı, kök yumağı eni, kök boyu ve ana kök sayısı saptanmıştır. En yüksek köklenme oranı Bacillus megaterium, Bacillus megaterium ve Pseudomonas flourescens uygulamalarında %30 olarak saptanmıştır. Kontrolde %10 oranında köklenme görülürken, IBA bazı bakterilerin etkisini değiştirmemiş (Bacillus subtilis, Agrobacterium rubi, Paenibacillus polymyxa), bazılarında hafif düşüşe yol açmış (Bacillus megaterium), buna karşın tek başına hiç köklenme sağlamayan 3 bakteri izolatı (Bacillus megaterium, Bacillus subtilis, Pseudomonas putida) %10 oranında köklenme göstermiştir. Bakteri uygulamaları genel olarak, köklenme oranı dışında köklenme kalitesini (kök yumağı eni, kök boyu ve ana kök sayısı) artırmıştır.
Show more [+] Less [-]Threat Coming with Milk: Aflatoxin Full text
2017
Efsun Deligöz | Nebahat Bilge
Even though dairy products play an important role in infant and human nutrition, they may also cause food borne diseases. Milk toxin AFM1 is one of the most important public health hazards. This toxin is produced by animals after consuming contaminated feed with AFB1 which is known for its carsinogenic effects and then excreted in milk. Same as AFB1, AFM1 is also carsinogenic, neurotoxic, nephrotoxic, hepatotoxic and immunsupressive for humans and cannot be destroyed by sterilization or pasteurization. For that reason, studies on cost effective and rapid methods for detection and detoxification of AFM1 in milk are quite popular among researchers. In this review, the worldwide prevalence of AFM1 in milk and milk products has been presented as well as the developments in techniques to detect and detoxify.
Show more [+] Less [-]Terminal Melezlemede Baba Hat Olarak Kullanılan Charollais ile Romanov X Akkaraman(F1) ve Romanov X Morkaraman(F1) Melezleri Kuzularında Doğum Mevsiminin Vücut Özellikleri Üzerine Etkileri Full text
2017
Fatih Ahmet Aslan | Ebru Emsen
Bu çalışmada üçlü terminal melez kuzuların elde edilmesi için baba hattı olarak Charollais kullanılmıştır. Baba hattı olarak Charollais ırkı ile (n=4) ana hattı olarak Romanov x Akkaraman (F1) (n=40) ve Romanov x Morkaraman (F1) (n=40) koyunları çiftleşme mevsimi içinde ve dışında laparoskopik suni tohumlama programı ile gebe bırakılmışlardır. İki farklı doğum sezonu olan bahar (Nisan) ve yaz (Temmuz) mevsimlerinde, anaç soylardan doğan kuzularda 150 günlük gelişme özellikleri incelenmiştir. Bahar döneminde doğan terminal melez kuzuların 150 günlük yaştaki vücut ölçülerine anaç soy genotipi ve doğum şeklinin etkisi önemli iken yaz döneminde doğan kuzularda istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. Cinsiyetin vücut ölçüleri üzerine etkisi bahar döneminde doğan kuzularda istatistiksel olarak önemsiz, yaz döneminde doğan kuzularda ise istatistiksel olarak önemli bulunmuştur.
Show more [+] Less [-]Organik ve İnorganik Selenyum Katkılı Yemlerle Beslenen Oreochromis niloticus ’da Antioksidan ve İmmün Sistem Parametrelerinin Araştırılması Full text
2017
Arzu Özlüer Hunt | Ferbal Özkan-Yılmaz | Şanser Delioğlan | Mehmet Berkoz
Bu çalışmada organik (Sel-Plex®-2000, Alltech, USA) ve inorganik selenyum (Na2SeO3.5H2O - Sodyum selenite pentahydrate-FLUCA) ilaveli yem ile beslenen Oreochromis niloticus’un karaciğer antioksidan enzim aktiviteleri ve immün sistem parametreleri araştırılmıştır. Ortalama ağırlıkları 12,62 ± 0,11 g olan balıklar, 5 farklı uygulama grubu (Kontrol; Org1,5; Org3,0; İnorg1,5; İnorg3,0) olacak şekilde akvaryumlara yerleştirilmiş ve 75 gün beslenmişlerdir. Deneme süresi sonunda karaciğer katalaz (CAT), süperoksit dismutaz (SDO), glutatyon peroksidaz (GSH-Px), lizozim (LYZ) ve miyeloperoksidaz (MPO) aktiviteleri ile malondialdehit (MDA) düzeyi ve kas selenyum seviyeleri belirlenmiştir. Karaciğer antioksidan enzim aktiviteleri ve immün sistem parametreleri Se gruplarında kontrol grubuna oranla artmıştır. Kas dokusu Se düzeyi Se ilaveli tüm gruplarda kontrol ile karşılaştırıldığında göre önemli oranda artmıştır. 3mg/kg organik selenyumla beslenen balıklarda, kas selenyum seviyeleri diğer gruplara oranla daha yüksek bulunmuştur.
Show more [+] Less [-]