Refine search
Results 291-300 of 471
Böceklerde Protein Çeşitliliğinin Genom Düzeyinde Analizi Full text
2023
Mehmet Dayı
Böcekler, birçok farklı habitata uyum sağlayabilen en başarılı türlerden biridir. Böceklerin bu özelliği onların evrimsel açıdan güçlü becerilerini göstermektedir. Şimdiye kadar tanımlanan türlerin yaklaşık %80’inden fazlası Insecta’ya aittir. DNA dizisi teknolojisindeki gelişmeler ve düşük maliyet, araştırmacıların birçok böcek türünün tüm genomlarını dizilemesine izin verdi. Karşılaştırmalı genomik yaklaşımı, böceklerin hızlı ve başarılı adaptasyonunun altında yatan moleküler ve evrimsel mekanizmaları ortaya çıkarmak için güçlü araçlardan biridir. Protein aileleri ve kopya sayıları, türlerin evrimsel ihtiyaçlarını ortaya çıkarmak için kilit faktörlerden biridir. Farklı böcek taksonları kullanılarak böcek evrimi üzerine çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bununla birlikte, bu çalışmalar gen ailesinin evrimi ve filogenetik ilişkilere odaklandı. Bu çalışmada, protein familyalarını ve bunların kopya sayılarını ve böceklerdeki varyasyonlarını belirlemek için yirmi böcek türünün genomları incelenmiştir. Sonuçlar, böceklerin temel protein ailelerini (Reseptör proteinleri, Pkinaz, Tripsin) temel yaşam görevlerini yerine getirmek için benzer kopya numaralarıyla paylaştığını gösterdi. Ek olarak, birkaç protein ailesinin bazı türlerde farklı kopya sayılarına sahip olduğu bulundu, bu da her türün adaptasyon ihtiyacının farklı olduğunu gösterdi. Bu çalışma aynı zamanda böceklerdeki birkaç proteinin varyasyonunu da vurguladı.
Show more [+] Less [-]Association between Stearoyl CoA Desaturase (SCD) Gene Polymorphisms and Milk Production in Holstein Cattle Breed Full text
2023
Mervan Bayraktar | Bahri Devrim Özcan
The SCD gene is a significant component of the leptin signaling pathway. The SCD gene has also been suggested as a candidate essential gene that can change the ratio of saturated to unsaturated fatty acids in milk and increase the amount of conjugated linoleic fatty acid, which is thought to have anti-cancer properties. The current research was carried out on Holstein cows to determine the association between SCD (Stearoyl-Coenzyme A Desaturase) gene polymorphism and total milk yield at 305 days (TMY305) and daily milk yield (DMY). The polymorphism in the SCD gene was identified using the PCR-RFLP technique and the SatI restriction enzyme for genotyping at SNP c.878T>C in the exon 5. The TT, TC, and CC genotype frequencies were 0.21, 0.50, and 0.29 respectively. While the allele frequencies of T and C were 0.46 and 0.54, respectively. According to the Chi-square test results, the SCD/c.878T>C distribution was in Hardy-Weinberg disequilibrium (P<0.05). Statistical analysis indicated a significant association between the SCD gene polymorphism and TMY305 (P<0.05). The TC genotypes showed a higher mean TMY305 compared to the TT and CC genotypes.
Show more [+] Less [-]Sorumlu Tüketim Kapsamında Kuşaklara göre Gönüllü Sadelik Yasam Tarzı Farklılıkları Full text
2023
Ayşe Betül Tanrıverdi | Güngör Karakaş
Son yıllarda sürdürülebilirliğin bir bileşeni olan sorumlu tüketim kapsamında sade yaşam tarzı ve kuşaklar arasındaki farklılıklar ilgi konusu olmuştur. Sürdürülebilir kalkınma amaçlarına hizmet eden sorumlu tüketim bağlamında gönüllü sade yaşam tarzı bir toplumun yapısı hakkında bilgi verme adına önemlidir. Her ne kadar gönüllü sade yaşam tarzı toplumsal yapı hakkında bilgi vermekle birlikte kuşaklardaki farklılaşmalar gönüllü sade yaşam tarzlarını etkileyebilmektedir. Bu makalenin amacı, X, Y ve Z kuşaklarına göre gönüllü sade yaşam tarzı arasındaki farklılıkları analiz etmektir. Çalışmada 21 maddeden oluşan Gönüllü Sade Yaşam Ölçeği ve 6 adet sosyo-demografik sorular kullanılarak yüz yüze ve sosyal medya aracılığı ile Türkiye-Sivas ilindeki 414 kişiden anket yoluyla veri toplanmıştır. Kuşaklar ile gönüllü sade yaşam tarzı arasındaki farklılığın anlamlılığını test etmek için Kruskal Wallis Testi kullanılmıştır. Araştırma sonucuna göre, X kuşağı gönüllü sade yaşam tarzını Y ve Z kuşaklarına göre daha çok benimsediği anlaşılmıştır. Buna benzer olarak Y ve Z kuşağı karşılaştırıldığında ise Y kuşağının Z kuşağına göre gönüllü sade yaşam tarzını benimsediği ortaya konuldu. Sonuç olarak X ve Y kuşağının gönüllü sade yaşama daha duyarlı olmasının nedeni tarihsel arka planındaki toplumsal sorunlarla karşı karşıya kalmış olması, zor zamanlarda yetişmiş olmaları ve hayat tecrübelerinin Z kuşağına göre fazla olması ile ilgili olarak açıklanabilir.
Show more [+] Less [-]Fortification of Yogurt with Red Dragon Fruit’s (Hylocereus Polyrhizus) Peel Powder: Effects on Comprehensive Quality Attributes and Sensory Properties Full text
2023
Nilufa Yeasmin | Bithi Rani Sarker | Ayesha Begum | Md. Zia Uddin Al Mamun | Nahidur Rahman | Md. Sujan Hossen | Md. Motalab | Rahima Akter Sathee
This study was conducted to evaluate the quality features, antioxidant capabilities, microbiological and sensory aspects of yogurt fortified with 2%, 5%, and 7% red dragon (RD) peel powder. The yogurt was formulated using the classical technology adapted to laboratory conditions. The results of the physicochemical properties showed significant differences in pH (4.73–4.36), acidity (0.18–0.16 g lactic acid/100 g), and ascorbic acid (1.17-1.34 mg/100 g) among different yogurt formulations (P<0.05). In addition, RD peel powder fortification showed increasing trends in crude fiber (1.53-3.34 g/100 g), ash (5.19-5.29 g/100 g), and moisture (76.70-80.19 g/100 g) content, respectively; while the reversed trend was observed for fat (3.48-2.36 g/100 g), and crude protein (4.49-4.07 g/100 g) contents, respectively. Furthermore, gradual progression of RD peel powder in fortified yogurt manifested an improvement of the overall antioxidant activity (1.30-1.57 µmol TE/mL). The analyses of the sensory properties demonstrated that yogurt with RD peel powder in proportions of 2% received the highest hedonic score for consumer approval. Moreover, no coliform was reported in any of the control and fortified yogurts. Therefore, it could be concluded that RD peel powder can be employed as a functional food constituent in yogurt with improved quality attributes and sensory properties compared to plain yogurt.
Show more [+] Less [-]KOP (Konya Ovası Projesi) Bölgesi’nde Sıcaklık-Nem İndeks (SNİ) Değerlerinin Süt Sığırcılığı Açısından Değerlendirilmesi Full text
2023
Orhan Ermetin | Ertuğrul Kul | Mehmet Sarı
Bu çalışma KOP bölgesi illerinin sıcaklık nem indeksi (SNİ) değerlerinin süt sığırcılığı açısından uygunluğunun belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu doğrultuda, KOP Bölgesi’nde bulunan Yozgat, Kırıkkale, Kırşehir, Niğde, Aksaray, Karaman, Konya ve Nevşehir illerinin 2000-2021 yılları arasındaki sıcaklık ve nem değerlerine ait aylık ortalamalar kullanılmıştır. KOP Bölgesinde yer alan illerin ortalama sıcaklık ve nem verilerinden SNİ değerleri hesaplanmıştır. Çalışmada, SNİ hesaplanması için ‘‘(0,8 × T) + [(RH/100) × (T-14,4)] + 46,4’’ eşitliği kullanılmıştır. Kritik SNİ seviyesi olarak 72 değeri temel alınmıştır. Çalışmada, SNİ, sıcaklık ve nem değerleri üzerine, il, ay ve yıl ile interaksiyon etkisi istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0,05). KOP Bölgesinde yer alan iller için ortalama SNİ değerleri ise 50,88-55,25, sıcaklık değerleri 9,96-13,18oC ve nem değerleri %54,03-64,78 arasında belirlenmiştir. Ortalama SNİ en yüksek Aksaray (55,25) ve Kırıkkale (55,13) illerinde, en düşük ise Yozgat (50,88) ilinde hesaplanmıştır. Elde edilen ortalama SNİ değerleri kritik değerlere yakın olan Temmuz ve Ağustos ayları da dâhil süt sığırcılığı için tehlike oluşturmadığı tespit edilmiştir. Ancak SNİ değerlerinin yüksek olduğu bu aylarda süt verim ve kalitesi, hastalık ve üreme ile ilgili problem yaşamamak için yeterli havalandırma, fan, sisleme ve gölgelikler, su ihtiyacının karşılanması, bakım, besleme ve barındırma gibi birçok sürü yönetim uygulamalarına dikkat edilmesinin süt sığırcılığı açısından yararlı olacağı kanaatine varılmıştır.
Show more [+] Less [-]Kentlerde Yeşil Alanların Yeterliliğinin ve I-Tree Canopy ile Hava Kalitesine Olan Katkılarının Belirlenmesi: Denizli Merkez İlçeleri ve Kent Merkezi Örneği Full text
2023
Duygu Doğan | Murat Zengin | Sinem Özdede | Fırat Çağlar Yılmaz
Çalışmanın amacı Denizli kent merkezi ve yakın çevresinde bulunan yeşil alanların yeterliliğinin ve kentin hava kalitesini arttırmaya yönelik sağladığı hizmetlerinin ölçülmesidir. Bu bağlamda çalışma alanı olarak Denizli merkez ilçeleri (Pamukkale ve Merkezefendi) ve kent merkezinde yer alan yeşil alanlar değerlendirme kapsamında ele alınmıştır. Yeşil alanların yeterliliği; alanın erişilebilirliği ve mahallelerin nüfus oranı çerçevesinde irdelenmiştir. Öte yandan yeşil alanların, hava kalitesinin bazı kriterleri üzerinde sağladığı faydalar “i-Tree Canopy” yazılımı aracılığıyla tahmin edilmiştir. Analiz sonuçlarına aktif yeşil alanlardan sadece iki tanesine erişilememektedir. Çalışma alanı sınırları içerisinde bulunan 111 mahalle içerisinde sadece 11 mahallede kişi başına düşen yeşil alan miktarının yeterli sınırın üzerine çıktığı tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra aktif yeşil alanların yıllık yaklaşık 4.717.371 ton karbon monoksit, 28.032.093 ton Azot Dioksit, 276.147.567 ton ozon, 21.727.132 ton Kükürt Dioksit, 12.564.544 ton PM 2,5, 55.519.883 ton PM10 uzaklaştırdığı, 181.805 ton karbondioksit tutulduğu ve 213.603 ton karbondioksit depolandığı tespit edilmiştir. Çalışma ile Denizli kent merkezindeki yeşil alanların sosyal açıdan yeterlilikleri değerlendirilirken, kente olan ekolojik ve ekonomik katkıları da ortaya konulmuştur. Yapılan değerlendirmeler mevcut durumu ortaya koyarken kent planlama çalışmalarına da katkı sağlayacaktır.
Show more [+] Less [-]Genetic Insights into Poaceae Forages: A Review of Current Marker Studies Full text
2023
Bora Bayhan | Nurettin Baran
Forage variety development for diversified environmental conditions may benefit from the use of genomic-based breeding procedures. In today's conditions, molecular markers are used by researchers in this field to track loci and genome regions in crop breeding studies. Although earlier characterization efforts yielded useful information, morphological traits and RAPD markers have limitations when used together for genetic diversity research. Different combinations of methodologies are required for diversified aims to study different forage species at the genetic level and to connect micro level traitsto macro level traits.
Show more [+] Less [-]A Research on Fertility, Herd Life, Milk Production and Milk Quality Characteristics of Simmental (Fleckvieh) Cows: 1. Reproduction, Herd Life and Milk Production Characteristics Full text
2023
Atakan Koç | Mehmet Öner
The aim of this study was to determine the fertility, herd life and milk yield characteristics of Simmental (SIM) cows of Austrian origin, which have increased the interest of cattle breeders in Türkiye in recent years. From the records of the farm between 2011 and 2021, the first calving age (FCA), calving interval (CI), herd life (HL), productive life (PL), lactation length (LL), lactation milk yield (LMY) and 305 days milk yield (305-dMY) were calculated. A total of 307 FCA, 619 CI, 212 HL and PL, 447 LL, 271 LMY and 497 305-dMY data were used. The means of FCA, CI, HL, PL, LL, LMY and 305-dMY for SIM cows were 842.35±5.30 days (28.1 months), 422.98±3.18 days, 75.48±1.72 months, 47.15±1.73 months, 363.52±3.52 days, 10,596±152 kg and 8647.0±58.0 kg, respectively. Based on the long FCA and CI averages of Austrian-origin SIM cattle, although it can be interpreted that there are some problems in terms of reproductive efficiency in the farm, finding long HL and PL and high milk yield, it can be said that the farm contributes to the increase of milk yield per cow by turning the negativity caused by the reproductive efficiency into an advantage.
Show more [+] Less [-]Tokat İlinde Yetiştirilen Kıl Keçilerinde Döl Verimi ve Çeşitli Dönemlerdeki Canlı Ağırlıkların Belirlenmesi Full text
2023
Emre Şirin
Bu çalışmada yetiştirici sürülerinde verim kayıtlarının tutulması, bu kayıtların değerlendirilmesi ile canlı ağırlık ve döl veriminin iyileştirilmesi amaçlanmıştır. Yıllara göre (2017-2021) değişmekle birlikte toplam 6300 baş sayısını geçmeyecek hayvan materyali ile çalışılmıştır. Sürülerde doğum ağırlıkları ve sütten kesim (90.gün) ağırlıkları kayıt altına alınmıştır. Doğum ağırlığı 5 yıllık süreçte ortalama 2.69 kg olarak gerçekleşmiştir. Yıllar itibari ile doğum ağırlığı sırasıyla 2,99, 2,71, 2,61, 2,76 ve 2,69 kg olarak tespit edilmiştir. Doğum ağırlığı ortalamaları, yıl, ana yaşı, doğum şekli ve cinsiyete göre değişkenlik göstermektedir (P<0,01). Sütten kesim ağırlığı ortalaması ise 20.91 kg olarak tespit edilmiştir. Sütten kesim ağırlığı ortalamaları da yıl, ana yaşı, doğum şekli ve cinsiyete göre değişkenlik göstermektedir (P<0,01). Kuzulama oranı ortalama %86 olarak tespit edilmiştir. Teke altı keçi başına doğan oğlak sayısı 0,83'dur. Doğuran keçi başına düşen oğlak sayısı yıllar itibari ile artış göstermiş ve ortalama 1,05 olarak gerçekleşmiştir. Kısırlık oranı ise %20 olarak tespit edilmiştir. Yaşama gücü ortalaması %93 olarak tespit edilmiştir. Sonuç olarak yıllar itibariyle sürülerde sütten kesim ağırlığı ve döl verimi bakımından iyileşmeler olduğu ortaya konulmuştur.
Show more [+] Less [-]A Research on Fertility, Herd Life, Milk Production and Milk Quality Characteristics of Simmental (Fleckvieh) Cows: 2. Milk Quality Full text
2023
Atakan Koç | Mehmet Öner
The aim of this study was to determine the milk quality characteristics of Simmental (SIM) cows of Austrian origin, which have increased the interest of breeders in Türkiye in recent years. For this aim, the milk analysis results of a farm located in Menemen County, İzmir/Türkiye from 2012 to 2021 were used. Milk fat (MF, %), protein (MP, %), lactose (ML, %), total dry matter (TDM, %) contents and somatic cell count (SCC, cell/ml) were determined. In order to determine the current situation, milk samples were taken from the cows (90 heads) in August 2021, and in addition to the above milk components, the solid non-fat (SNF) and freezing point (FP) were determined. The effects of sampling season, calving month, lactation month, sampling season x calving month and sampling season x lactation month interactions were found to be statistically significant for all traits (P<0.05). Parity and calving month effects on Log10SCC were also detected to be statistically significant (P<0.05). The mean MF, MP, ML, TDM, FP and SCC of SIM cattle were 3.71±0.018%, 3.42±0.009%, 4.63±0.009%, 12.49±0.03, -0.535±0.003oC and 5.14±0.01 (138.038 cells/ml), respectively. It was concluded that the milk components of Austrian-origin SIM cattle are not very different from the Holstein-Friesian (HF) breed, however, in the low SCC average for many years, besides the important contribution of the measures taken against mastitis in the farm, the resistance against mastitis may be higher in this genotype. This situation is thought to be the reason why breeders in Türkiye prefer Austrian-origin SIM cattle in addition to high milk yield and carcass weight.
Show more [+] Less [-]