Refine search
Results 331-340 of 344
Büyüyen Bıldırcın Rasyonlarına Farklı Seviyelerde Arı Poleni İlavesinin Performans ve Serum Parametrelerine Etkisi
2021
Elif İlçeli | Alpönder Yıldız
Bu çalışma büyüyen bıldırcın rasyonlarına farklı seviyelerde arı poleni ilavesinin performans, karkas ve serum biyokimyasal parametreleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada günlük yaşta toplam 240 adet karışık cinsiyette bıldırcın civcivi her birinde 40 civcivin bulunduğu dört tekerrürlü altı muamele grubuna rastgele dağıtılmıştır. Muamele rasyonları bazal rasyona 0, 3, 6, 9, 12 ve 15 g/kg arı poleni ilave edilerek hazırlanmış olup, bıldırcınlar 42 gün süren deneme boyunca bu rasyonlarla yemlenmiştir. Deneme sonunda canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve ölüm oranı gibi performans parametreleri muamelelerden etkilenmezken, rasyona 9 g/kg seviyesinde arı poleni ilavesi ile yemden yararlanma oranı önemli ölçüde iyileşmiştir. Karkas parametrelerinden ise relatif karkas, göğüs ve but+sırt ağırlıkları rasyona farklı seviyelerde arı poleni ilavesinden önemli ölçüde etkilenmiştir. Serum biyokimyasal parametrelerinden yalnızca albümin konsantrasyonu muamelelerden etkilenmiş; rasyona 3 ve 9 g/kg seviyesinde arı poleni ilave edilen gruplarda kontrol grubuna göre önemli ölçüde azalmıştır. Deneme sonuçlarına göre rasyona 9 g/kg arı poleni ilavesinin yemden yararlanma oranına olumlu etkilerinin olduğu söylenebilir.
Show more [+] Less [-]Root and Shoot Traits of Spring Wheat Cultivars with Wild-Type and Semi-Dwarf Rht Alleles at Early and Late Growth Stages
2021
Hayati Akman | Philip Bruckner
Roots play an important role in improving crop yield by affecting the amount of water uptake and nutrient acquisition. The objective of this study was to characterize variability in root and above-ground characteristics among three diverse semi-dwarf spring wheat cultivars, ‘Vida’, ‘Oneal’ and ‘Duclair’ and a wild-type cultivar, ‘Scholar’ at early and late growth stages in a greenhouse. Plants were grown in 45-cm long tree pots in a greenhouse under optimal growth conditions. As soil-less media, a mixture of peat (70%) and perlite (30%) was used. Plants were harvested at tillering (GS25-26) with 5-6 tillers, booting (GS43-45), and maturity (GS92). Root and shoot traits indicated significant variability among wild-type and semi-dwarf spring wheat cultivars at those growth stages. The study results showed that root mass per plant at tillering, booting, and maturity ranged from 0.10 to 0.14 g, 0.47 to 0.9 g, and 0.55 to 0.85 g, respectively, while shoot mass per plant varied from 1.7 to 2.5 g, 6.5 to 10.7 g, and 21.2 to 24.5 g, respectively. From booting to maturity, root mass was relatively constant, however, shoot mass increased considerably. Moreover, the average root mass of semi-dwarf spring wheat cultivars was 37% lower at booting and 30% lower at maturity compared to the wild-type cultivar, even though there was no significant variation among the cultivars at the early growth stage. Based on the results of the variability identified in this research, wild-type cultivar, Scholar can be evaluated for the improvement of genotypes with superior root system in breeding programs.
Show more [+] Less [-]Geleceğin Protein Kaynağı: Yenilebilir Böcekler
2021
Ayşen Baş Aksoy | Sedef Nehir El
Artan dünya nüfusu göz önüne alındığında, protein kaynaklarının yeterli olamayacağının bilincinde olan araştırmacılar yeni protein kaynaklarına odaklanmışlardır. Bu nedenle yenilebilir böceklerin gıdada doğrudan veya bir bileşen olarak kullanılabilme potansiyeli ilgi görmeye başlamıştır. Yenilebilir böcekler Afrika, Asya ve Güney Amerika’da uzun yıllardır geleneksel gıda olarak tüketilmektedir. Ancak özellikle Avrupa ülkelerinde, tüketiciler böceklerin gıda olarak tüketilmesine karşı olumsuz tutum sergilemektedir. Yenilebilir böcekler, geleneksel hayvansal protein kaynaklarına kıyasla daha az olumsuz çevresel etkiye sahip gıda kaynaklarıdır. Yetişme alanı, su, enerji ve yem gibi kaynakları daha az tüketmelerinin yanı sıra düşük sera gazı üretimleri ekolojik sistemin sürdürülebilir özellikleri açısından önemlidir. Yenilebilir böcekler kaliteli protein, zorunlu amino asitler, yağ asitleri, mineral ve vitaminlerin kaynağı olarak alternatif gıda kaynağı olarak kabul edilmektedir. Besleyici özellikleri üzerine yapılan çalışmalar hem küresel gıda talebinin karşılanması hem de malnütrisyonun önlenmesinde çözüm olabileceğini göstermektedir. Bu derlemede, yenilebilir böcekler besleyici özellikleri açısından değerlendirilmiştir.
Show more [+] Less [-]The Effect of Evening Primrose (Oenothera biennis) on the Some Biochemical Parameters in Rats with Gentamicin Induced Nephrotoxicity
2021
Murat Medineli | Handan Mert | Kıvanç İrak | Nihat Mert
In this study, it was aimed to investigate the effect of evening primrose oil (EPO) on some biochemical parameters on nephrotoxicity induced by gentamicin (GM) in rats. The rats used in the study were randomly divided into 4 groups each consisting of 8 rats. The control group, EPO group, GM group and GM+ EPO group. The blood samples were taken 24 hours after the 8-day trial and kidneys were removed and saved for histopathological and PGE2 analysis. The serum creatinine, BUN, calcitriol, Ca, Na, Cl, K and P analyzes were performed via autoanalyser. PGE2 analysis was performed in kidney tissue via ELISA. Histopathological examination of the kidney tissues was performed. The levels of creatinine, BUN and Cl were significantly decreased and PGE2 and Ca increased in GM + EPO compared to GM group. The changes in the biochemical parameters examined and the histopathological findings obtained, it can be said that the EPO weakens the nephrotoxic damage caused by GM and has the protective effects on the kidney.
Show more [+] Less [-]Stable C and N Isotope Composition of European Anchovy, Engraulis encrasicolus, from the Marmara Sea and the Black Sea
2021
Tanju Mutlu
The aim of this study is to determine the stable isotope ratios of anchovy caught in the Black Sea and Marmara Sea. Stable carbon and nitrogen isotope ratios (δ13C, δ15N) of European anchovy (Engraulis encrasicolus) were estimated at four sampling sites (İğneada, İstanbul, Trabzon and Hopa) in the Black Sea and Marmara Sea (Turkey). δ13C and δ15N values of European anchovy ranged from -22.31 to -19.19 ‰ and from 3.81 to 12.79 ‰, while C/N ratios ranged from 2.01 to 6.21 in muscle tissue of European anchovy, respectively. İğneada station had more depleted δ13C values and more enriched δ15N values than other stations. This difference might be due to the terrestrial input and agricultural activities in this region.
Show more [+] Less [-]Review on Production of Single-Cell Protein from Food Wastes
2021
Nura Abdullahi | Munir Abba Dandago | Alkasim Kabiru Yunusa
The roles of protein in bodybuilding and the regulation of biological processes are important in sustaining life. A large amount of protein is required by both humans and animals and this cannot be supplied by only conventional sources. This is because of the rapid increase in world population. The present sources of protein will not meet global protein demand in years to come. Scientists explore the production of single-cell protein (SCP), as an alternative source of protein, through the utilization of wastes and low-value materials. SCP can supply high-quality protein containing both essential and non-essential amino acids that can be utilized by humans and animals. Protein from microbial biomass is cheaper than animal proteins because the substrates used in the production are generally cheaper and more readily available. Moreover, the production process does not require arable land and the entire process can be completed within a short time. This article reviewed the process of SCP production. Different raw materials used in the production and variations in growth media preparation methods were discussed. Various sources of fermentation microorganisms and their potential substrate were reviewed. Growth media enrichment using different carbon, nitrogen, and mineral sources was also discussed.
Show more [+] Less [-]Tüketicilerin Sosyo-ekonomik Nitelikleri ile Çevre Bilinci Düzeyleri Arasındaki İlişki ve Çevre Dostu Gıda Ürünlerini Satın Almalarında etkili olan Faktörler
2021
Yusuf Çakmakçı | Harun Hurma
Bu çalışmada tüketicilerin gıda ürünleri satın alınırken sahip oldukları sosyo-ekonomik ve demografik nitelikler ile çevre farkındalığı ve bilinç düzeyi arasında bir ilişki olup olmadığı incelenmiştir. Bunun yanı sıra tüketicilerin çevre dostu gıda ürünlerine güveninde etkili olan faktörler incelenmiştir. Çalışmanın verileri Tekirdağ ili Süleymanpaşa ilçesinde 171 kişi ile yapılan anketlerden elde edilmiştir. Elde edilen verilerin değerlendirmesinde frekans dağılımlarından, ki-kare ve faktör analizlerinden yararlanılmıştır. Araştırma sonuçlarında, tüketicilerin genel tüketim alışkanlıklarında çevre dostu olma düzeylerinin yaş, eğitim, 10 yaş altı çocuğa sahip olma, aylık gelir düzeyi, aylık gıda harcaması düzeyine göre farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Yaşı, 36 yaş üstü tüketicilerin diğer tüketicilere oranla çevresel duyarlılığı daha yüksek bulunmuştur. Benzer şekilde, lisans ve üstü eğitim düzeyine sahip tüketicilerin lisans altı eğitime sahip kişilerden daha çevre dostu olduğu görülmüştür. Diğer yandan, çevre dostu ve insan sağlığına duyarlı üretim yöntemleri ile üretilen gıda ürünlerine tüketicilerin güven düzeyine etki eden 11 değişkene faktör analizi uygulanmıştır. 11 Değişken, “Yasal düzenlemeler ve tutundurma çabaları”, “Sertifikalar ve etiket bilgileri” ve “Ürünün bilinirliği” olarak 3 faktör altında toplanmıştır. Bu açıdan değerlendirildiğinde çevre dostu gıda ürünlerinin tüketici nezdindeki güvenirliğinin artırılmasında yasal düzenlemelerin yanı sıra sertifikaların ve etiket bilgilerinin oldukça önemli olduğu ortaya konmuştur. Bununla birlikte günümüzde gıda ürünleri pazarında tüketici odaklı çalışmalarda tüketicilerin çevresel tutumlarının da dikkate alınması gerektiği anlaşılmaktadır.
Show more [+] Less [-]Inhibitory Effect of Probiotics Lactobacillus Supernatants Against Streptococcus Mutans and Preventing Biofilm Formation
2021
Tuğba Demir | Hakan Demir
Probiotic microorganisms can release bioactive substances that can inhibit the growth and biofilm formation of pathogenic microorganisms such as Streptococcus mutans. Dental caries is a multi-factorial chronic infection disease, which starts with bacterial biofilm formation caused mainly by S. mutans. This study investigated the characteristics of Lactobacillus spp. strains as an oral probiotic. Twelve Lactobacillus spp. species obtained from fermented milk and dairy products were identified. Antimicrobial activity was determined with the Minimum Inhibition Concentration against S. mutans as an oral pathogen. Biofilm formation capabilities of the identified Lactobacillus strains in supernatant and culture media were determined. In addition, their ability to α-amylase tolerance and pH values (24h-48h) were determined. L.plantarum showed the highest antimicrobial activity compare other Lactobacillus strains. Also, L. plantarum inhibited biofilm formation.
Show more [+] Less [-]Tarım Üreticilerinin Bankacılık Sistemi Bağlamında Kredi Kullanımı ve Üretimin Finansmanı Analizi: Bafra Örneği
2021
Ali Kahramanoğlu
Tarımın finansmanda kullanılan temel kanallar Tarım Kredi Kooperatifleri, Kamu Bankaları, Özel Bankalar ve Üreticinin çevresidir. Üreticiler finansman kanalları seçmesi; iş tecrübesi, geleneksel davranışlar, eğitim düzeyi, yeniliklere açık olma ve ekonomik gelişmeleri takip etmesine ve tarım sigortası yaptırmalarına bağlı olarak değişmektedir. Bu çalışmada, Bafra’da faaliyet gösteren 153 tarım üreticisiyle yüz yüze görüşmeler yapılmış, mülakat ve açık uçlu sorularla veriler toplanmıştır. Elde edilen veriler sonucunda üreticilerin eğitim, yeniliklere açık olma ve ekonomik gelişmeleri takip etme oranında artışın kamu kurumlarının dışında özel bankalara yönelmesi arasında anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Kamu kuruluşları dışında finansman kaynakları kullanılması açısından üreticilerin; sosyal güvence durumu, tarım sigortası kullanma seviyeleri ile arasında anlamlı ilişki tespit edilirken; diğer yandan yaş, geleneksel davranışları ile değerlendirildiğinde ilişki anlamsız çıkmaktadır. Üreticilerin iş tecrübesi arttıkça organize olmayan çevresinden fon sağlama eğilimi artmaktadır. Üreticilerinin hem yeniliklerden haberdar olması ve uygulaması için hem de kendilerine uygun finansmanı yöntemini belirleyecek altyapıya sahip olabilmeleri için etkin iletişim kanalları kurulması gerekmektedir. Etkin iletişimin sağlanabilmesi için özellikle kamu desteklerinin artırılması ile yapılacak yayınlar ve etkinliklerle tarım üreticileri yanlış finansman uygulamalarından arındırılmalı ve mali yapıları korunmalıdır.
Show more [+] Less [-]Yumurtacı Tavuk Rasyonlarına Spirulina platensis İlave Edilmesinin Yumurta Kolesterol Seviyesi ve Yağ Asit Kompozisyonuna Etkisi
2021
Meltem Tufan | Hasan Rüştü Kutlu
Spirulina platensis tek hücreli, fotosentetik bir mikroalg türüdür. Hem insan hem de hayvan tüketimi için protein ve fonksiyonel gıda katkı maddesidir. Yapısında keşfedilen değerli fitonütrientler ve pigmentler sayesinde sağlıklı beslenme, nutrasötik ve farmasötik alanda yoğun ilgi görmüştür. %5-6 toplam lipit oranının, %1,5-2 oranında çoklu doymamış yağ asitleri içeren (PUFAs) Spirulina, toplam PUFAs değerinin %36’sı kadar α-linoleik asit içermektedir. Ayrıca Linoleik Asit, Stearidonik Asit, Eikosapentaenoik Asit, Dodosaheksaenoik Asit, Araşidonik Asit gibi kıymetli yağ asitlerini de içermektedir. Bu çalışmada kahverengi yumurtacı tavuk (ATAK-S) yemlerine ilave edilen Spirulina ununun yumurta sarısı yağ asit kompozisyonu ve yumurta sarısı kolesterol seviyesine etkisi belirlenmiştir. 72 adet benzer canlı ağırlıkta 38 haftalık yumurtacı tavuk, her birinde 18 hayvan bulunacak şekilde 4 gruba rastgele dağıtılmıştır. Bireysel kafes sisteminde barındırılan tavuklar 8 hafta süreyle denemede tutulmuş ve %0 (Kontrol), %0,5, %1, %2 (%KM’ de) Spirulina unu içeren standart yumurtacı tavuk yemleriyle beslenmiştir. Deneme süresince 16:8 saatlik aydınlık:karanlık aydınlatma periyodu uygulanmıştır. Yem ve su ad libitum verilmiştir. Deneme sonucunda kontrol grubu ile kıyaslandığında, muamele grupları yumurta sarısı kolesterol miktarları arasındaki fark istatistiki açıdan önemsiz bulunmuştur. Yağ asidi komposizyonuna ilişkin elde edilen bulgulara göre rasyona ilave edilen Spirulina unu gruplar arasında linolenik asit miktarları üzerine etkili olmuştur.
Show more [+] Less [-]