Refine search
Results 341-350 of 471
Kenevir Posası Unu ve Pirinç Unu İçeren Glütensiz Makarna Geliştirme Olanaklarının İncelenmesi Full text
2023
Emre Hastaoğlu | Zeynep Kelek | Dilara Çapar
Makarna besleyici olması ve kolay hazırlanabilir olması nedenleriyle sıkça tüketilen bir yiyecektir. Karbonhidrat içeriği yüksek olan makarna, Durum buğday unu ve yumurtanın yoğurulması ile elde edilen hamurun farklı şekillerde açılarak kurutulmasıyla üretilmektedir. Buğdayının protein bileşeni olan glüten, makarnada yüksek miktarda bulunmaktadır. Ancak glütene karşı alerjisi bulunan çölyak hastalarının glütensiz ürünler tüketmek zorunda olmasından ve glütensiz beslenmeyi tercih eden bireylerin taleplerinden dolayı glütensiz ürün pazarı giderek büyümektedir. Kenevir tohumu yüksek miktarda uçucu yağ içeriğinden dolayı kenevir yağı eldesinde kullanılmaktadır. Fakat yağı ayrılan kenevir posasının atık olmasını önlemek ve yüksek besleyici özelliklerini değerlendirmek amacıyla öğütülerek un haline getirilebilmektedir. Bu amaçla, bu çalışmada soğuk baskı ile yağı alınmış kenevir ununun glütensiz diğer bir un çeşidi olan pirinç ununun farklı oranlarda (%100-75/25-50/50) karıştırılası ile makarna örnekleri üretilmiştir. Elde edilen örneklerin fiziksel analizleri (ağırlık ve hacim artışı, renk, suya geçen madde miktarı), toplam fenolik madde miktarı analizi ve duyusal analizleri gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler istatistiksel olarak analiz edilmiş olup duyusal analiz verileri çok kriterli karar verme tekniklerinden TOPSIS yöntemi ile incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre kenevir posası unu miktarı arttıkça hacim ve ağırlık artışı meydana gelmekte, duyusal kabul edilebilirlik azalmakta ancak fenolik madde miktarı artış göstermektedir. Araştırma bulgularına göre, yağı alınmış kenevir posası ununun pirinç unu ile birlikte glütensiz makarna üretiminde kullanılabileceği söylenebilir.
Show more [+] Less [-]Nüfus Değişimlerinin Köyün Bazı Özellikleri ile İlişkisi ve KırsaldaNüfus Sürdürülebilirliği: Tokat İli Örneği Full text
2023
Aysel Ergün | Esen Oruç
Bu araştırma Tokat ili kırsalında nüfus hareketlerini değerlendirmek, köylere ait bazı özellikleri belirlemek ve nüfus hareketleri ile bu özellikler arasında ilişkiyi ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kullanılan nüfus verileri TÜİK veri sisteminden derlenmiş, köylere ait özellikler ise 600 köy muhtarı ile görüşülerek belirlenmiştir. 16 yıllık süreci kapsayan veri setinin değerlendirilmesi ile varılan sonuçlara göre, Tokat il ve ilçelerine bağlı köylerden %78,8’i azalış göstermiştir. Artan veya sabit kalan köylerin oranı ise %21,2’dir. Araştırma alanında çiftçilik faaliyetlerini devam ettirerek geçimini sağlayan bir nüfusun varlığından söz edilebilir. Tarım dışı meslek çeşitliliğinin yörede kısıtlı düzeyde olduğu, köylerin genellikle orta gelir grubu hanelerden oluştuğu söylenebilir. Kuru tarım alanlarının fazla olmasına bağlı olarak üretimin en yoğun olduğu ürün grubu tarla bitkileridir. Hayvancılık faaliyetleri düşük oranlı bir nüfus tarafından sürdürülmektedir. Köylerin il merkezine mesafesi ortalama 66,2 km’dir. Ki-kare analiz sonuçlarına göre nüfus değişimi ile il merkezine mesafe, çiftçilik ve tarım dışı meslek oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Şiddetli azalan köyler il merkezine en uzak köylerdir. Ayrıca, çiftçiliğin ve diğer meslek çeşitliliğinin fazla olduğu köylerde de şiddetli göç yaşandığı tespit edilmiştir. Kırsalda var olan genç ve orta yaş grubun kırsalda yaşamaya devam etmesi ve kente göç etmiş aynı grubun köyde yaşamayı tercih etmesi için genel desteklerden farklı destekleme çalışmaları yapılabilir. Özellikle hayvancılık faaliyetlerinin canlandırılması gençlerin köyde kalması veya gidenlerin köye dönmesi için bir alternatif olabilir.
Show more [+] Less [-]Gümüş Nanoparçacıkların Sentezi, Fonksiyonları, Etki Mekanizmaları ve Et ve Et Ürünlerinin İşlenmesinde ve Muhafazasında Kullanımları Full text
2023
Güliz Akyüz | Şule Bıyık | Hilal Soyocak | Müberra Andaç | Sadettin Turhan
Boyutları 1-100 nm arasında değişen organik ve inorganik yapılar olan nanoparçacıklar, günlük hayatımızın bir parçası olup, tarım, çevre ve tıp gibi alanlarda büyük ilgi görmektedir. Metal nanoparçacıklar arasında optik, elektriksel ve antimikrobiyal özelliklere sahip olan gümüş nanoparçacıklar (AgNP'ler) en fazla araştırılan ve kullanılan parçacıklardır. Günümüzde ileri gıda teknolojisi uygulamalarında, gıdaların besin içeriğini geliştirmek ve raf ömrünü uzatarak gıda bileşenlerinin veya nihai gıda ürününün stabilitesini artırmak amacıyla nanoparçacık ve nanoparçacık içerikli katkı maddelerinden yararlanılmaktadır. AgNP’ler, benzersiz özellikleri sayesinde patojenik mikrobiyal aktiviteye karşı mücadelede ve gıda endüstrisinde mevcut problemlerin çözümünde lider olarak görülmektedir. AgNP’ler, geniş bir patojenik bakteri spektrumunun yanı sıra antibiyotiğe dirençli bakterilerin antimikrobiyal aktivitelerini yavaşlatma konusunda da güçlü bir etkiye sahiptir. Bu derlemede, gümüş nanoparçacıkların üretiminde kullanılan fiziksel, kimyasal ve biyolojik yöntemler, parçacıkların fonksiyonları ve etki mekanizmaları, gümüş nanoparçacıkların et ve et ürünlerinde ve onların yeni nesil paketleme sistemlerinde koruyucu olarak kullanımı ayrıntılı olarak sunulmaktadır.
Show more [+] Less [-]Ağır Metal ile Kontamine Toprakta Fungal Mikrobiyomun Metagenomik Analizi Full text
2023
Melike Çebi Kılıçoğlu
Gelişen sanayi faaliyetleri ile birlikte günümüzün en önemli sorunlarından biri haline gelen ağır metal kontaminasyonu tüm canlı organizmalar için ciddi bir tehdittir. Bazı funguslar ağır metallere karşı direnç mekanizmalarına sahiptir ve bu durum iyileştirme süreçleri için sürdürülebilir bir yaklaşım olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmanın amacı ağır metal kontaminasyonunun yüksek oranlarda olduğu alanlardaki dirençli fungal mikrobiyotayı belirleyerek ağır metallerin biyolojik ıslah yaklaşımlarına ışık tutmaktır. Araştırmada yüksek oranda ağır metal kirliliğine sahip Samsun Organize Sanayi Bölgesinden alınan toprak örneklerindeki Cr, Mn, Ni, Cu, Zn, Cd, Pb, As ve V ağır metal oranları ICP-OES ile tespit edilmiştir. Toprak fungal mikrobiyotası ise metagenenomik yeni nesil sekanslama teknolojisi kullanılarak belirlenmiştir. Metagenomik sekanslama için illumina MiSeq teknolojisi, istatistiksel mikrobiyom analizi için QIIME 2 2017,4 kullanılmıştır. Ağır metalle kontamine olmuş çalışma alanında en yüksek oranlarda sırasıyla Mortierella %53,90, Halokirschsteiniothelia %18,01, Rhizopogon %2,74, Cladosporium %,1,88, Aspergillus %1,62 ve Gibberella %1,12 cinsleri tespit edilmiştir. Sonuçlar metal konsantrasyonundaki fazlalığa dirençli taksonların ortamda dominant olduğunu göstermektedir.
Show more [+] Less [-]Seydişehir Sulama Birliği Sulamasında Enerji Tüketimi ve Sera Gazı Emisyonunun Değerlendirilmesi Full text
2023
Mehmet Akif Kalender | Ramazan Topak
Bu çalışmada, Konya Seydişehir ilçesinde bulunan Seydişehir Sulama Birliği sulama işletmesi çevresel etkileri yönünden değerlendirilmiştir. Bu kapsamda birliğin sulama suyu kullanım etkinliği ile sulama kaynaklı enerji tüketimi ve buna bağlı gerçekleşen sera gazı emisyonları değerlendirilmeye çalışılmıştır. Değerlendirme 2010, 2015 ve 2020 yılları için yapılmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre; sulama birliğinde su temin oranı 2010, 2015 ve 2020 yılları için sırasıyla 0,30, 0,97 ve 1,81 olarak gerçekleşmiştir. Üç yıl için ortalama su temin oranı, 1,03 olarak belirlenmiştir. Seydişehir Sulama Birliği’nde toplam enerji tüketimi, 2010 yılında 11.616.348,9 MJ/yıl, 2015 yılında 29.006.792,6 MJ/yıl ve 2020 yılında 106.083.920,9 MJ/yıl olarak hesaplanmıştır. Birim alana karşılık enerji miktarı (EA), 2010 yılında 2.172,1 MJ/ha/yıl, 2015 yılında 8.028,5 MJ/ha/yıl ve 2020 yılında 11.898,2 MJ/ha/yıl, birim sulama suyuna karşılık enerji miktarı ise (ES), üç yıl için de 1,139 MJ/m3/yıl olarak hesaplanmıştır. Seydişehir Sulama Birliği’nde toplam emisyon miktarı, 2010 yılında 788.129,9 kgCO2eşd/yıl, 2015 yılında 1.968.012,5 kgCO2eşd/yıl ve 2020 yılında 7.197.434,2 kgCO2eşd/yıl olarak belirlenmiştir. Birim alana karşılık emisyon miktarı (SGA), 2010 yılında 147,4 kgCO2eşd/ha/yıl, 2015 yılında 544,7 kgCO2eşd/ha/yıl ve 2020 yılında 807,2 kgCO2eşd/ha/yıl, birim sulama suyuna karşılık emisyon miktarı (SGS), üç yıl için de aynı değeri sahip olup, 0,077 kgCO2eşd/m3/yıl olarak hesaplanmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, sulama birliğinde enerji tüketimi ve sera gazı emisyonu hususunda sürekli bir artışın olduğu ve özellikle 2020 yılında artış oranının bir hayli yüksek olduğu görülmektedir. Aynı şekilde su temin oranlarında yıllara bağlı olarak artış meydana gelmiştir.
Show more [+] Less [-]İstatistiksel ve Derin Öğrenme Yöntemlerini Kullanarak Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'nin Tahmin Edilmesi Full text
2023
Cevher Özden
Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi, mevcut tarımsal üretimde kullanılan ürün ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişimlerin ve geleceğe yönelik yatırımların takibi amacıyla Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından her ay hesaplanıp yayınlanmaktadır. İndeksin tahmini tarım üreticilerinin yatırım kararlarında ve ürün tercihlerinde zamanında karar almalarına imkan sağlayacak, yurt içi ve uluslararası pazarda rekabet güçlerini arttıracaktır. Bu çalışmada Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'ndeki değişimleri tahmin etmek amacıyla istatistiksel (ARIMA, SARIMA) ve derin öğrenme modelleri (CNN, LSTM) kullanılmıştır. CNN ve LSTM modellerinin hem doğrusal hem de doğrusal olmayan veri özelliklerini yakaladığı bilinmektedir. Tahmin sonuçları, Ortalama Karekök Hata (RMSE) ve Ortalama Karesel Hata (MSE) metrikleri ile değerlendirilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre ARIMA (RMSE: 0.16409, MSE: 0.0269247) ve CNN (RMSE: 0.16994, MSE: 0.288791) modelleri en iyi sonuçları elde etmiş olup, bunları LSTM modeli takip etmektedir.
Show more [+] Less [-]Effect of Potassium Humate on Soybean Germination Traits Under Salinity Stress Conditions Full text
2023
Öner Canavar | Hatice Kübra Gören | Seçil Küçük Kaya | Feride Öncan Sümer
This study investigated the effects of salinity and K-humate concentrations on soybean germination. The findings contribute to our knowledge of soybean germination under salt stress and the potential use of potassium humate. The experiment was conducted in the laboratory of the Department of Field Crops at Adnan Menderes University, Turkey. Seeds were surface-sterilized and placed on filter paper in Petri dishes. Different concentrations of water (control), NaCl solution (3 dS m-1), and K-humate solution were added. The experiment followed a factorial design with two factors and four replications. K-humate had a positive impact on germination rate. Significant differences were observed among control, salinity, and salinity * K-humate applications. Salinity reduced germination percentage. K-humate mitigated the negative effects of salinity, improving germination. These findings suggest the potential use of K-humate to enhance seedling establishment and overall plant productivity in salinity-affected environments.
Show more [+] Less [-]Molecular Investigation of the Impact of Thermal Processing Techniques on Tropomyosin Crustacean Allergens Full text
2023
Elif Tuğçe Aksun Tümerkan
While shellfish species are widely consumed due to their nutritional advantages, they are also among the top eight food items for food-borne allergies. Five distinct thermal processing techniques were applied to the crustacean to investigate the tropomyosin level variations caused by heat processing. Fresh shrimp and prawns were utilized as controls for the determination of allergen-encoding genes. Prior to molecular analysis, the proximate composition and acidity of raw and processed samples were also performed. The yield and purity of DNA were also determined. Melting curve and gel electrophoresis tests verified the existence of allergen-coding genes. Thermal processing procedures affected the proximate composition, particularly the total protein and fat concentrations, according to the findings. Following the heat treatment, the pH levels decreased, particularly in the grilled samples. There were also significant differences in the quantity and quality of the extracted DNA. Regardless of crustacean species, the tropomyosin-encoding gene was detected in both fried and grilled samples. These findings demonstrated that RT-PCR identification and validation of the crustacean allergy gene by gel electrophoresis might be a reliable approach for the thermally treated shrimp and prawn samples. This study shows that investigating the allergen coding gene might provide a viable way for detecting food-borne allergens in other thermally processed food items, which are becoming more concerned about food safety.
Show more [+] Less [-]Screening of Natural Deep Eutectic Solvents for the Recovery of Valuable Phenolics From Waste of Shalgam Juice Process Full text
2023
Pelin Toprak | Ayşe Ezgi Ünlü
Shalgam juice is one of the most popular non-alcoholic beverages in Türkiye and also in many countries. The high amount of production, regarding the high amount of consumption leads to an inevitable amount of solid waste. This amount reaches to almost 12 million kg of fermented black carrot annually. The accumulation of this waste causes fatal environmental pollution. The waste of shalgam juice process, fermented black carrot, retains significant amount of valuable components, such as phenolics, flavonoids, and anthocyanins. In this study new generation green solvents, Natural Deep Eutectic Solvents (NADESs) were screened for the extraction of valuable phenolics from fermented black carrot using ultrasound assisted extraction. The NADESs used were selected from four different groups such as acidic, sugar-based, choline chloride-sugar based and polyol-based. According to the results, the members of polyol and choline chloride sugar NADESs showed up. Choline chloride-glycerol (polyol group), extracted the highest total phenol amount (16.04 mg/g) and also provided the highest antioxidant activity (81.77%). On the other hand, NADESs belonging to choline chloride-sugar group were effective for the extraction of flavonoids and monomeric anthocyanins. Namely, choline chloride-fructose-water extract contained 21.45 mg/g of total flavonoids, while choline chloride-sucrose-water extract contained 1680.51 mg/kg of total monomeric anthocyanins. The performances of NADESs tested were found to be higher than that of water and ethanol showing the high yield recovery of valuable phenolics with NADESs. The results exhibited the significance of the components inside the waste. The remaining valuable content could be easily and efficiently extracted using NADESs and these extracts –as a mixture or after purification- can furtherly be used for different purposes in different fields, such as cosmetics, antioxidant preparations, etc, using a zero-cost waste as the input of the processes.
Show more [+] Less [-]Traktör Tasarımında Güvenilirlik Merkezli Bakım Yönteminin Uygulanabilirliği Full text
2023
Hakan Çekel | Ali İhsan Acar
Bu çalışmada, arazi şartlarında faydalı yük taşıyabilen ve güç kaynağı olarak kullanılabilen tekerlekli traktör önleyici bakım planlaması, Güvenilirlik Merkezli Bakım (RCM-Reliability Centered Maintenance) metodu ile yapılmıştır. Bu yöntem, traktörün kritik sistemleri için uygulanan, görevine engel olabilecek arızaların olasılıkları ile kritikliklerinin belirlenen şartlar altındaki göreve hazır olma ve görevini arızasız tamamlama (güvenilirlik) parametrelerine etkisi dikkate alarak optimumum bakımı hedefleyen bu metodun tarım işletmelerinin makina parklarındaki kritik sistemlerin görev sürekliliğinin sağlanabilmesinde önemli katkı sağlama potansiyeline sahip olduğu görülmüştür. Güvenilirlik Merkezli Bakım yönteminin traktör tasarımında kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Ayrıca öncelikli ele alınması gereken kritik parçaların tespitleri yapılmış ve gerekli bakım işlemleri belirlenmiştir.
Show more [+] Less [-]