Refine search
Results 41-50 of 446
Effects of Seed Priming on Germination of Nigella sativa L. and Comparison of Germination Performance with Yield Parameters in Field Conditions Full text
2024
Uğur Tan
The utilization of Nigella sativa L., commonly known as black cumin, in traditional and medicinal practices is well-documented, attributing to its wide-ranging biological activities. Given its significance, this study explores the efficacy of various seed priming treatments (control, distilled water, potassium humate, and gibberellic acid) under laboratory and field conditions to enhance the early growth stages of Nigella sativa L. Priming treatments aimed to improve germination rates, plant height, and other growth parameters, potentially translating into increased agricultural productivity. According to results plant height ranged from 52.38 to 58.91 cm, number of branches between 3.76 and 3.98 (branch plant-1). The number of capsules varied from 4.93 to 6.81 (capsule plant-1), capsule seed weight was between 0.19 and 0.22 (gram capsule-1 ), and the thousand-seed weight ranged from 2.26 to 2.39 grams. The germination rate ranged from 78% to 93%, germination index 4.22-5.83 and mean germination time was observed from 4.27 to 4.82 days. Our findings reveal significant effects of priming on germination parameters and plant height, this offering insights into the potential of these treatments to optimize crop growth. However, the transition of these benefits to field conditions, particularly yield-related parameters, appeared limited, suggesting the complex nature of growth enhancement strategies and their implications for agricultural practices.
Show more [+] Less [-]Karadeniz Bölgesinde Yaşayan Tüketicilerin Fındığa Yönelik Tutumlarının Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma Full text
2024
Derya Öztürk
Bu çalışmada, Karadeniz Bölgesinde yaşayan tüketicilerin fındığa yönelik tutumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada ayrıca, katılımcıların fındığa yönelik tutumlarının demografik özelliklerine göre farklılık gösterip göstermediği de tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmanın evrenini Karadeniz Bölgesinde yaşayan 18-65 yaş arasındaki kişiler oluşturmaktadır. Örneklemini ise kolayda örnekleme yöntemi ile seçilen ve gönüllü olarak araştırmaya katılan 384 kişi oluşturmaktadır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiksel analizler, açımlayıcı faktör analizi, t-testi ve Anova testleri kullanılmıştır. Araştırma bölgesindeki tüketicilerin çoğunluğunun fındığı genellikle haftada 2-3 kez olmak üzere yarım avuç kadar natürel iç fındık şeklinde akşam öğünlerinde tükettikleri görülmüştür. Tüketicilerin fındığa yönelik tutumlarını ölçmek amacıyla yapılan faktör analizi sonucunda sağlık, kültür, mutluluk ve lezzet olmak üzere dört alt boyut elde edilmiştir. Fındığa yönelik tutum ölçeğinin lezzet alt boyutu hariç diğer bütün alt boyut ortalamalarının tüketicilerin bazı demografik özelliklerine göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Bekar ve erkek tüketicilerin evli ve kadın tüketicilere oranla fındığa yönelik tutumlarında mutluluk alt boyutunun daha önemli olduğu görülmüştür. Tüketicilerin yaş ve eğitim düzeyi arttıkça fındığa yönelik tutumlarında sağlık alt boyutunun daha önemli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışma sonucunda elde edilen bulguların; fındık tüketicilerinin yaşam standartlarını sağlıklı yaşam ve psikolojik olarak mutluluk ekseninde ele alarak insanlara yol göstermesi açısından faydalı olacağı düşünülmektedir.
Show more [+] Less [-]Sahipli Kedi ve Köpeklerdeki Kene ve Pire Prevalansı Full text
2024
Ali Bilgin Yılmaz | Özdemir Adızel | Erkan Azizoğlu | Ömer Gebeş | Yaşar Göz | Özge Oktay Ayan | Adnan Ayan
Bu çalışmanın amacı Antalya ilinde sahipli kedi ve köpeklerdeki kene ve pire türlerinin yaygınlığını ortaya koymaktır. Kasım 2021 ile Ağustos 2022 tarihleri arasında, Antalya şehri sınırları içinde muayene için özel bir veteriner kliniğine getirilen sahipli 25 kedi ve 38 köpek, kene ve pire varlığı açısından incelendi. Köpeklerin ve kedilerin tüyleri pire tarağı ile taranarak toplanan pireler %70 alkol içeren şişelere toplandı. Kene türleri, ağız parçalarına zarar vermeden uçları küt olan küçük çelik pensler yardımıyla köpek ve kedilerin başlarından kuyruklarına doğru sistematik olarak toplandı. İlgili literatürler kullanılarak pireler ve keneler teşhis edildikten sonra fotoğrafları çekildi. Muayenesi yapılan 38 köpeğin 11 (%28,9)’inin Rhipicephalus sanguineus türü kene ile 3 (%7,9)’ünün R. sanguineus ve Ctenocephalides canis ile, toplamda %36,84 oranında enfeste olduğu tespit edildi. Toplam 25 kedinin 6 (%24)’sının Ctenocephalides felis türü pire ile, 2 (%8)’sinin C. felis ve R. sanguineus ile, toplamda %32 oranında enfeste olduğu görüldü. Pireler ve keneler sadece kedi ve köpekler değil aynı zamanda diğer hayvan ve insanlara birçok hastalığın taşınmasında rol oynadıkları için önemlidirler. Halk sağlığı açısından kedi ve köpeklerdeki ektoparaziter durum gözlenmeli ve kontrol altına alınmalıdır.
Show more [+] Less [-]Yunanistan Tarım Kooperatifleri Üzerine Bir Değerlendirme ve Mevzuatın İyileştirilmesi Adına Öneriler Full text
2024
Hilal Paksoy
Tüm dünyada toplumların gelişmesi, aralarında iş birliğinin de gelişmesine yol açmıştır. Bu gelişimin nedeni kolektif eylemin onların büyümesindeki ana faktör olmasıydı. Bu bağlamda geçmişten günümüze konumları, pazarlık güçleri, insanlar arasında malların daha verimli dağıtımına büyük ölçüde katkı sağlayarak, iş birliğinin geliştirilmesine aracı olmuştur. Yıllar içinde belirli kurallar çerçevesinde belirli amaçları hedefleyen tüm dünya ülkelerine yayılan, birçok iş birliği ve yardımlaşma modelleri ortaya çıkmıştır. Kooperatifler bu iş birliği modellerinden biridir. Bu çalışma Yunanistan’ın ulusal tarım kooperatif mevzuatının en dikkate değer özelliklerine kısa bir genel bakış sunmayı ve kooperatif mevzuatının iyileştirilmesine yönelik önerilerde bulunmayı amaçlamaktadır.
Show more [+] Less [-]Evaluating Sustainability Practices in Viticulture Through a Comprehensive Study of Environmental, Social, and Economic Factors: A Case from Batman Province, Türkiye Full text
2024
Tuba Uzun Bayraktar | Zekiye Şengül | Ayşe Altın
This study aims to assess the sustainability level of viticulture farms in Batman province and identify the factors that hinder their sustainability. The data used for the study were collected in the 2021 production year through surveys of 94 farms. A composite sustainability index was developed to measure the sustainability level of viticultural activities. Positive or endogenous weighting methods, such as Principal Component Analysis (PCA), were used to reduce the number of sustainability indicators and determine their weights. The index values for economic, environmental, and social sustainability were found to be 0.40, 0.44, and 0.53, respectively. The overall sustainability index value for the farms was calculated as 0.43. The study also highlighted that 46.81% of the farms are at risk in terms of sustainability, with larger farms showing better sustainability performance compared to smaller ones.
Show more [+] Less [-]Seasonal Distribution of Births in Anatolian Buffaloes and Effects of the Season on Some Milk and Reproductive Traits of Cows and Growth Traits of Calves Full text
2024
Hüseyin Erdem | İbrahim Cihangir Okuyucu | Savaş Atasever
The aims of this study were i) to evaluate the seasonal changes in births of Anatolian buffaloes, ii) to examine the changes of some milk [lactation milk yield (LMY) and lactation length (LL)] and fertility [first calving age (FCA) and calving interval (CI)] according to seasons and iii) to investigate the effects of seasons on the growth traits of calves [birth weight (BW0), live weight at 6 mo (LW6) and live weight at 12 mo (LW12)]. A total of 8614 to 15605 yield records were evaluated including milk yield and fertility traits of buffalo cows and growth traits of calves between 2012 and 2023. The mean temperature, relative humidity, the duration of sunshine, and temperature humidity index (THI) values were calculated for these years. While the highest birth rate was observed in the summer season (34.27%), the lowest birth rate was determined in the winter season (11.99%). The BW0, LW6 and LW12, LMY, LL, FCA, and CI values of the calves were determined as 30.8±0.04 kg, 107.6±0.23 kg, 172.6±0.27 kg, 994.7±2.05 kg, 262.6±0.22 d 1175.5±3.46 d and 561.7±1.84 d, respectively. Except for CI, all characteristics were significantly affected by seasonal changes (P<0.001). The growth traits of the calves born in autumn were higher than the other seasons. The LMY values in spring and winter were higher than those determined in the different seasons. Also, the highest FCA was obtained in heifers born in the winter. It was concluded that the season could affect both some fertility and milk yield characteristics of buffalo cows and the growth performance of calves.
Show more [+] Less [-]The Effect of Irrigation on Crop Yield Change in Some Cereals in Drought Conditions Determined Using SPI and PNI: Ankara Province Example Full text
2024
Murat Özocak
In this study, Standard Precipitation Index (SPI) and Percent of Normal Index (PNI) values were found in order to determine the drought conditions between 2012-2020 in Ankara province. Drought severity interpretations were made according to the index values obtained and these values were evaluated together with some grain yields grown in the region. Separate regression analysis was performed between the different drought index values obtained within the scope of the study and the irrigated and dry agricultural yield values of wheat, barley and triticale. According to the index values calculated between 2012 and 2020 according to the SPI method, drought conditions are generally close to normal in the region. According to the PNI values, it was determined that 2013 had mildly dry conditions and other years had near-normal drought conditions. According to both indices, a drought close to normal was observed during the research period. In the regression analysis made according to wheat, barley and triticale yields, the highest linearity was obtained in barley, and values close to barley were found in triticale. Wheat is the cereal with the lowest linearity. The regression coefficients obtained as 0.4294 for barley, 0.3331 for triticale, and 0.0502 for wheat were found to be 0.0584 for SPI and 0.0013 for PNI. According to the results obtained, it can be said that statistically linearity is in barley and triticale. In average yields, an increase of 47% in wheat, 55% in barley and 34% in triticale was observed with irrigation. In order to ensure sustainable grain cultivation in drought conditions, it is recommended to expand modern irrigation practices in coordination with drought analysis studies and to increase scientific studies on this subject.
Show more [+] Less [-]İskenderun Bölgesinde Kendiliğinden Yetişen Frenk İnciri (Opuntia ficus-barbarica A.Berger) Meyve ve Kabuklarının Biyoaktif Bileşenlerinin Araştırılması Full text
2024
Fatma Ergün
Küresel ısınma nedeniyle su gereksiniminin düşük ve yapısında değerli bileşenlerin bulunduğu bitkisel gıdalara olan ilgi giderek artmaktadır. Bu çalışmada, frenk inciri (Opuntia ficus-barbarica A.Berger) meyve (M) ve kabuklarının (K) toplam fenolik, flavonoid madde miktarları ve antioksidan aktiviteleri değerlendirilmiştir. Bu amaçla öncelikle numuneler metanol ile ekstrakte edilmiştir. Metanol ekstraktlarında fenolik miktarları K’da 835,66±21,12 mg GAE/100 g, M’de 760,66±17,61 mg GAE/100 g; toplam flavonoid madde miktarları K’da 222,00±4,35 µg KE/g ve M’de 204,76±0,87 µg KE/g olarak belirlenmiştir. Antioksidan aktivite, serbest radikal giderme aktivitesi (DPPH) ve Bakır (II) indirgeme kapasitesi (CUPRAC) yöntemleriyle değerlendirilmiş, indirgeme kapasitesi M’de 40,93±1,46 µg TE/mL ekstrak ve K’da 80,11±2,03 µg TE/mL ekstrak olarak hesaplanmıştır. Meyve ve kabuk ekstraklarının IC50 değerleri hesaplanmış ve standart BHT (Bütil hidroksi toluen) ile karşılaştırıldığında en yakın değerin K’da olduğu görülmüştür. Sonuçlar, frenk inciri meyve ve kabuklarının önemli miktarda biyoaktif bileşen içerdiğini ve yüksek antioksidan aktiviteye sahip olduğunu göstermiştir. Bu çalışma, geleneksel olarak halk hekimliğinde kullanılan frenk incirinin sağlığı teşvik eden bir gıda bileşeni veya doğal antioksidan kaynağı olarak potansiyelini ortaya koymaktadır.
Show more [+] Less [-]Tarımsal Atığın ve Azot Dozlarının Mısır Bitkisine Etkilerinin İncelenmesi Full text
2024
Songül Çiftçi Sakin | Leyla İdikut | Duygu Uskutoğlu | Mustafa Yıldırım
Mısır tarımındaki artışa paralel olarak bitki besin elementlerine duyulan ihtiyaç da yükselmektedir. Bu çalışmada, bitkisel atıklar ve sıvı hayvan gübrelerinin mısır bitkisinde gübre olarak kullanılmasının bitki gelişimi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bölünmüş parseller deneme deseninde yürütülen çalışmada, tarımsal bitki atıkları olarak nohut, buğday samanı ve kontrol grubu ana materyal olarak kullanılmış, ikinci alt faktör olarak ise kontrol grubu, sıvı hayvan atığı ve üre dozları uygulanarak mısır bitkisi üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Araştırmada mısır bitkisinin tepe püskülü çıkış süresi, bitki boyu, ilk boğum çapı, bitkide sap kalınlığı, bitkide yaprak sayısı, koçan ve yukarısındaki toplam yaprak alanı, koçan uzunluğu, bin tane ağırlığı, ve tane verimi özellikleri incelenmiştir. Mısır bitkisin incelenen özelliklerinden bitki boyu, koçan yukarısı yaprak alanı, koçan uzunluğu, bin tane ağırlığı, tane tane verim değerleri, tarımsal bitki atığı, gübre uygulamaları, tarımsal bitki atığı × gübre uygulama interaksiyonunda istatistiki olarak önemli farklılıklar gösterdiği kaydedilmiştir. İncelenen diğer özelliklerden ilk boğum çapı tarımsal bitki atıklarına göre istatistiki olarak önemli farklılıklar gösterdiği, tepe püskül çıkış süresi, sap kalınlığı, bitkide yaprak sayısının ise uygulanan faktörlerden etkilenmediği belirlenmiştir. Araştırma sonucuna göre birçok özellikler bakımından en yüksek sonuçları veren nohut samanının organik tarım açısından tarımsal bitki atığı olarak mısır yetiştiriciliğinde kullanılabilirliği tespit edilmiştir. Sıvı hayvansal atık ve üre gübresinin ise mısır yetiştiriciliği üzerine etkisine bakıldığında, azot gübresinin 40 kg da-1 dozunun, sıvı hayvansal atık dozlarına göre daha yüksek değerler verdiği kaydedilmiştir.
Show more [+] Less [-]Examination of Open Green Areas in Terms of Human Health and Psychology Full text
2024
Ruhugul Ozge Gemici
Open green areas undertake functions that improve and healing people’s living conditions. This research was conducted to understand the role of open and green areas in urban life and to evaluate the contributions of these areas to the quality of life. The study was conducted with people living in Selçuklu district of Konya province. These people visited urban open green areas in Selçuklu district and spent time in those places. The survey method was used in the study. The survey results reveal that open green areas have significant and positive effects on human health and psychology. The majority of the participants stated that they visited open green areas with sufficient frequency and that these areas met both their physical and mental needs. These findings emphasize the positive effects of open green areas on human health and psychology and support the need to protect and increase these areas.
Show more [+] Less [-]