Refine search
Results 81-90 of 5,301
Ameliorative Effects of Nettle (Urtica dioica) Seed Extract on Methotrexate-Induced Hepatorenal Damage in Rats Full text
2025
Ahmet Uyar | Abdulahad Dogan | Turan Yaman | Sema Uslu | Şule Uyar | İsmail Çelik
In this study, it was aimed to examine the potential therapeutic effects of Urtica dioica seed (UDS) oil on hepatorenal damage induced by methotrexate in rats. Thirty-two Wistar albino rats were divided into four groups: Control, Methotrexate (MTX, 20 mg/kg i.p.), UDS (30 ml/kg feed containing UDS), and MTX+UDS (20 mg/kg i.p. + 30 ml/kg feed containing UDS oil, respectively). At the end of the six-week study, the MTX-treated group demonstrated elevated levels of aspartate aminotransferase (AST), alanine aminotransferase (ALT), and lactate dehydrogenase (LDH) in serum and increased levels of malondialdehyde (MDA), an indicator of lipid peroxidation in liver, kidney, and blood tissues. However, reduced glutathione (GSH) levels (apart from erythrocytes) showed a significant decrease (p<0.005). The MTX group's liver and erythrocyte tissues showed a significant decrease in glutathione reductase (GR) activity compared to the control. Additionally, there was a significant decrease in the activities of glutathione peroxidase (GPx) and catalase (CAT) in the MTX group as compared to the control. The co-administration of MTX+UDS decreased liver MDA concentration and the levels of the enzymes AST, ALT, and LDH compared to the MTX group. On the other hand, there was an increase in kidney glutathione S-transferase (GST) activity and GSH levels. Histopathological investigation revealed that pellets containing UDS oil significantly reduced the degenerative and necrotic changes that MTX had generated in the liver and kidney, including parenchymal and hydropic degeneration and inflammatory cell infiltration. Immunohistochemical staining showed that caspase 3, a marker of apoptosis, decreased significantly with the administration of UDS oil. In conclusion, MTX-induced hepatorenal damage was either prevented or greatly decreased by UDS oil.
Show more [+] Less [-]The Effect of Microbial Fertilizers on Technological Characteristics of Some Cowpea (Vigna unguiculuta L. Walp.) Cultivars Full text
2025
Hamdi Özaktan | Ekrem Aktaş | Oğuz Erol | Melike İncetekin
Cowpea (Vigna unguiculata L. Walp.) is an annual herbaceous plant in the Fabaceae family. It is an important legume plant with 20-25% protein, 1.3-1.5% fat and 5.1-5.8% fiber, and has an important place in human and animal nutrition. In recent years, the rapid increase in the world population, the zoning of agricultural areas and the excessive use of chemical fertilizers in order to obtain higher yields from the unit area cause deterioration of the soil structure. Different methods have started to be applied to improve soil structure. One of these methods is the use of microbial fertilizers. Microbial fertilizers are an innovative and sustainable approach that improves chemical, physical and microbiological properties of soil and facilitates the uptake of plant nutrients. In this study, it was aimed to determine the effect of different microbial fertilizer applications on the technological characteristics of Akkız 86 and Karagöz 86 cowpea varieties by multivariate analysis methods. The minimum and maximum values obtained in the study are as follows: dry weight 17.98 - 19.29 g, dry volume 18.16 - 20.66 ml, fresh weight 42.15 - 46.53 g, fresh volume 44.16 - 47.83 ml, water absorption capacity 0.24 - 0.27 g/piece, water absorption index 1.33 - 1.66%, hydration coefficient 132.80 - 142. 55%, swelling capacity 0.256 - 0.296 ml/grain, swelling index 2.25 - 2.63%, unit volume weight 0.93 - 0.99 g/ml, cooking time 18.16 - 20.16 min and number of grains dispersed after cooking 0.33 - 2.66. In this study, İmed microbial fertilizer applied to cowpea plant had positive effects on cooking time, water absorption index, swelling index and swelling capacity parameters.
Show more [+] Less [-]Dijital Tarımda Gerçek Zamanlı Risk Yönetimi: Dinamik Risk Analizi ile Önleyici Yaklaşım Full text
2025
Evren Çağlarer
Bu çalışma, çevresel değişkenlerin, mekanize operasyonların ve kimyasal maruziyetin önemli tehditler oluşturduğu tarım sektörüne özel bir odaklanma ile yüksek riskli sektörlerde DRA uygulamasını araştırmaktadır. Sensör ağlarının, İHA (İnsansız Hava Aracı)’ların, hava durumu izleme istasyonlarının ve yapay zekâ destekli analizlerin entegrasyonu, risk değerlendirmelerinin sürekli olarak güncellenmesini sağlayarak iş güvenliği ve üretkenliğin artırılması için eyleme geçirilebilir içgörüler sağlar. Şebekeden bağımsız meyve bahçesindeki bir vaka çalışmasında, DRA uygulamasını, risk izleme ve müdahale stratejilerini optimize etmek için uydu tabanlı internet, GPS modülleri ve otomatik veri işleme sistemlerini teorik olarak birleştirerek gösterilmiştir. Bulgular, gerçek zamanlı tehlike tespiti, iyileştirilmiş işçi güvenliği ve öngörülemeyen çevresel değişikliklere karşı geliştirilmiş dayanıklılık gibi DRA'nın avantajlarını vurgulamaktadır. Çalışma ayrıca, geleneksel risk değerlendirme yöntemleri ile DRA arasında karşılaştırmalı bir SWOT analizi sunarak, öngörücü analiz ve uyarlanabilir risk yönetimindeki güçlü ve zayıf yönlerini vurgulamaktadır. Bu çalışma; yeni bir kavram olan dinamik risk analizi konusunda yazılan, tarımda teknoloji kullanımı, iş sağlığı ve güvenliği alanında, Türkçe literatürde ilk olma özelliği taşımaktadır. Çalışma kapsamında tarıma uygun riskler belirlenip tanımlanmış, düzenleyici faaliyetleri DRA ile uyumlu olarak belirlenerek, geleneksel risk izleme yöntemleriyle ile karşılaştırılmış ve SWOT analiziyle de kavramsallık ve uygulanabilirlik açısından irdeleyen teorik esaslı bir çalışmadır.
Show more [+] Less [-]Effects of Nongenetic Factors on the Birth Weight of Holstein Friesian and Swedish Red Calves under Organic Conditions Full text
2025
Oğuz Fatih Ergün | Veysel Fatih Özdemir | Bahri Bayram
In this study, the effects of season, gender, parity and year of birth on the birth weight of Holstein and Swedish Reds calves raised under ecological conditions in the eastern Black Sea region of Türkiye were investigated. For this purpose, 985 birth weight records of calves born on a private organic dairy farm were utilized. The data were analyzed by Univariate Analysis of Variance method available in IBM SPSS Statistics 26.0 software. Study results showed that season had a significant (P < 0.01) effect on the birth weight of Holstein Friesian calves. The highest birth weight was observed in the spring season with 42.29 kg. Average birth weight for male calves was 41.8 kg, while female calves weighed 40.4 kg (P < 0.01). First parity dams had the lowest calf birth weight with an average of 38.7 kg. Calves from Holstein cows in second parity had the highest birth weight with 42.8 kg (P < 0.01). The effects of season on the birth weight were statistically significant in Swedish Red calves. Male and female Swedish Reds did not differ significantly with respect to their birth weights. The parity significantly influenced the birth weight of Swedish Red calves in a way (P < 0.05). Calves born from first-parity dams had an average birth weight of 40.3 kg, while those born to multiparous cows had an average of 41.4 kg. Additionally, the year had a notable effect on birth weight, with statistical significance (P < 0.01) observed in both breeds.
Show more [+] Less [-]Peyniraltı Suyunun Değerlendirilmesindeki Yenilikçi Yaklaşımlar Full text
2025
Esra Gölcük | Yiğithan Balta | Oktay Yerlikaya | Harun Raşit Uysal
Günümüzde sıkı çevre düzenlemeleri, sürdürülebilirlik politikaları ve artan tüketici sağlığı bilinci, sanayileri atık yönetimi konusunda daha sorumlu davranmaya yönlendirmektedir. Süt endüstrisinin yüksek organik içeriğe sahip bir yan ürünü olan peyniraltı suyu (PAS), geleneksel olarak çevresel bir atık olarak değerlendirilse de biyoteknoloji, enerji üretimi ve gıda sanayiinde yenilikçi uygulamalarla değerlendirilmeye başlanmıştır. PAS’ın yüksek biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOİ) ve kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ) nedeniyle doğrudan çevreye deşarj edilmesi ciddi kirlilik sorunlarına yol açmaktadır. Bu kapsamda, sürdürülebilir PAS yönetimi için biyoteknolojik ve çevre dostu çözümler geliştirilmiştir. Bu çalışma, PAS’ın atık yönetimi süreçlerine entegrasyonunu sağlayan teknolojik yenilikleri araştırmaktadır. Özellikle biyogaz, biyoetanol ve biyoplastik üretimi gibi enerji geri kazanım yöntemleri, PAS’ın ekonomik değerini artırırken çevresel etkilerini azaltmaktadır. Ayrıca PAS, fonksiyonel gıda üretimi ve yenilebilir film kaplamaları gibi uygulamalarda kullanılarak katma değerli ürünlere dönüştürülebilmektedir. Bunun yanı sıra, PAS’ın biyoteknolojik yöntemlerle değerlendirilmesi, sürdürülebilir gıda üretimi ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından önemli bir potansiyel sunmaktadır. Bu çalışmanın temel hedefleri; süt sektörü atıklarının çevresel etkilerini değerlendirmek, PAS’ın besinsel ve sağlık açısından sunduğu çok fonksiyonlu faydaları incelemek ve PAS’ın çeşitli gıda ve biyoteknolojik ürünlere entegrasyonunu sağlayan sürdürülebilir yaklaşımları tartışarak endüstriyel uygulamalara katkılarını vurgulamaktır. Bu doğrultuda, PAS’ın değerlendirilmesine yönelik yenilikçi yaklaşımlar ele alınarak, çevresel, ekonomik ve endüstriyel avantajları kapsamlı bir şekilde analiz edilmiştir.
Show more [+] Less [-]Anadolu-T Etlik Piliç Ebeveyn Hattının Elde Edilmesinde Kullanılan Saf Hatların Canlı Ağırlık ve Yumurta Verim Değişimleri Full text
2024
Emrah Oğuzhan | Musa Sarıca
Türkiye’de etlik piliç ebeveyn ıslah çalışmaları 2015 yılında saf hatlar kullanılarak yeniden başlatılmıştır. Bu çalışmalarda A1 ve A2 ana hatları ile B1 ve B2 baba hatlarında seleksiyon ve melezleme çalışmaları ile ebeveyn üretimi gerçekleştirilmiştir. Ebeveyn ve hibritlerin verim özelliklerinin ortaya koyulmasıyla, materyal 2020 yılında “Anadolu-T” ismi ile tescil edilmiştir. Saf hatlarda 2016 yılında uygulanan ıslah programına göre büyütme döneminde; canlı ağırlık (CA), canlı ağırlık artışı (CAA), 49-63 günlük yemden yararlanma oranı (YYO), 49. gün göğüs alanı (GA) ile kanat tüylenme hızına ait kalıtımın korunması gibi özelliklere göre seleksiyon yapılmıştır. Yumurtlama döneminde ise; ana hatlarında yumurta verimi (YV), baba hatlarında ise döllülük oranı yönünden seleksiyona devam edilmiştir. Böylece farklı özelliklere sahip saf hatların hem ticari damızlık hem de ticari etlik piliç performansları geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada, uygulanan ıslah programına göre 2017-2022 yılları arasında saf hatlardan elde edilen bazı veriler değerlendirilmiştir. 40 haftalık yaşta üretilen kuluçkalık yumurta veriminin kabul edilebilir düzeyde olduğu görülmüştür. Hem ana hem de baba hatlarında CA, YYO ve GA gibi özelliklerde saf hatlarda ilerleme sağlandığı görülmektedir. Ticari firmalardan damızlık satın alarak üretim yapan Türkiye açısından, mevcut saf hatlar önemli bir kapasite sağlayacak düzeydedir. Uygun çoğaltma ve dağıtımla ülkemiz etlik piliç damızlık ihtiyacının %10-15’inin bu materyalle karşılanması mümkündür. Özel sektör ile yapılan paylaşımda damızlıkların verim özellikleri kabul edilebilir düzeyde bulunmuş, 5 haftalık etlik piliç performansları da ticari etlik piliçlerle benzerlik göstermiştir.
Show more [+] Less [-]Yapay Aydınlatma Şiddeti ve Süresinin Hidroponik Tekniği İle Yetiştirilen Fesleğen Bitkisinin Verimine Etkisi Full text
2024
Uğur Yegül | Burak Şen
Bu çalışmada aydınlatma veriminin en yüksek olduğu spektrum olan soğuk beyaz ve tam spektrum ışık kullanılarak farklı ışık şiddetleri ve sürelerinin geniş yeşil ve kırmızı yapraklı fesleğen bitkilerinin (Ocimum basilicum) gelişimi ve verimi üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Toplamda 13,5 m2 lik alanda gerçekleştirilen çalışmada, 27 ayrı, 0,5’ er m2’ lik deneme parsellerinde farklı yapay aydınlatma şiddeti ve süreleri uygulanarak azot denge indisi (NBI) ve hasat sonrasında elde edilen verim değerlerinin arasındaki ilişkiler istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Çalışmada aydınlatma şiddeti faktörünün (AŞF) üç seviyesi, fotosentetik foton akı yoğunluğu (PPFD) olarak sırasıyla, 165,6 µmol m-2 s-1, 248,4 µmol m-2 s-1 ve 331,2 µmol m-2 s-1 ile aydınlatma süresi faktörünün (ASF) üç seviyesi (12-16-20 saat gün-1) denenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre geniş yeşil yapraklı fesleğen bitkisi için 331,2 µmol s-1 aydınlatma şiddeti faktörü ve 20 saat gün-1 aydınlatma süresi faktörlerinde, geniş kırmızı yapraklı fesleğen bitkisi içinse 331,2 µmol s-1 aydınlatma şiddeti faktörü ve 12 saat gün-1 aydınlatma süresi faktörlerinde en yüksek verim değerleri elde edilmiştir.
Show more [+] Less [-]Kastamonu Sarımsak İşleme Tesisleri Durum Analizi, Sorunları ve Beklentileri Full text
2024
Hüseyin Güran Ünal
Sarımsak gerek lezzeti, gerekse sağlığa faydaları sebebiyle geniş kullanım alanı bulmaktadır. Dünyada ve Türkiye’de sarımsak üretimi ve tüketimi artmaktadır. Kuru baş sarımsak olarak tüketimi yaygın olmakla beraber toz, cips, püre, ekstrat, tablet, sos, yağ şeklinde de kullanılmaktadır. Yemeklere doğrudan katılması dışında sarımsak, sucuk, çemen, pastırma, baharat, konserve, salamura, turşu, yoğurt, salça ve benzeri gibi ürünlerin yapımında da kullanılabilmektedir. Türkiye sarımsak üretiminin yaklaşık %20 sini karşılayan Kastamonu ilinde, sarımsak bir numaralı tarımsal üretimdir. Coğrafi işaretli Taşköprü sarımsağı Kastamonu’yu çağrıştıran ilk üründür. Binlerce aile geçimini sarımsak üretimi ile sağlamaktadır ve yoğun işgücü gereksinimine ihtiyaç duymaktadır. Kastamonu’da üretilen sarımsağın büyük bölümü el bağı şeklinde pazarlarda tüketiciye ulaşmaktadır. Bunun dışında marketlerde yer alan filelenmiş sarımsak, başta sucuk-pastırma-turşu-gıda sektörlerinde kullanıma sunulan soyulmuş sarımsak, püre, siyah sarımsak gibi katma değeri yüksek ürünler de Kastamonu’daki tesislerde işlenip yurt geneline pazarlanmaktadır. Bu çalışmada Kastamonu’daki sarımsak sanayisini oluşturan tesislerin durumları incelenmiş, sorunları tespit edilip, çözüm önerileri geliştirilmeye çalışılmıştır. Taşköprü sarımsağının geleceği, Kastamonu’daki sarımsak sanayisinin gelişmesine bağlıdır. Sektöre destek olunmalı, katma değeri yüksek ürünler geliştirilerek dış pazarlara açılım sağlanmalıdır.
Show more [+] Less [-]Zenginleştirilmiş Çevre Şartlarının Beç Tavuklarında Performans, Davranış, Kesim, Karkas ve Et Kalite Özelliklerine Etkisi Full text
2024
Murat Karataş | Mehmet Akif Boz
Bu çalışmada beç tavuklarına kapalı yetiştirme şartlarında uygulanan çevresel zenginleştirmenin besi performansı, kesim ve et kalite özellikleri ile bazı davranış özelliklerine etkilerinin ortaya koyulması amaçlanmıştır. Çalışma, Yozgat Bozok Üniversitesi BOZOKTUAM Yerköy Hayvancılık işletmesinde yürütülmüş olup, hayvan materyalini 200 adet günlük yaşta beç tavuğu oluşturmuştur. Bu çalışmada, çevresel zenginleştirme uygulanan ve uygulanmayan iki farklı muamele grubu oluşturulmuştur. Beç tavukları her iki muamele grubunda da 5 tekerrürlü olarak altlıklı yer sisteminde yetiştirilmiştir. Çevresel zenginleştirme grubunda tüneme tahtaları, taş materyalleri ve yeşillik yemliği objeleri yer almıştır. Beç tavukları kuluçkadan çıkıştan sonra muamele gruplarına rastgele dağıtılmış ve 13 haftalık kesim yaşına kadar aynı kümes ortamında büyütülmüştür. Çevresel zenginleştirme uygulanan grupta daha düşük kesim ağırlığı gerçekleşmiş ve yemden yararlanma oranı 10 ve 12 haftalık yaşta kontrol grubunda daha iyi bulunmuştur. Kesim ağırlığı ve sıcak karkas ağırlığı çevresel zenginleştirme uygulanan grupta daha düşük bulunmuştur. Çevresel zenginleştirme uygulanan beç tavuklarında daha yüksek eşinme, koşma, yem yeme ve su içme, kabarma ve kanat çırpma ile tüy temizleme davranışı gözlenmiştir. Tüy gagalama davranışı ve yatma davranışı ise çevresel zenginleştirme uygulanmayan (kontrol grubu) beç tavuklarında daha yüksek bulunmuştur. Bu çalışma kapalı ortamda yetiştirilen beç tavuklarında çevresel zenginleştirme uygulamalarının genel performans, karkas ve et kalite özelliklerinde önemli bir değişime neden olmadan doğal davranışların sergilenme düzeyini artırarak daha yüksek bir refaha katkı sağlayabileceğini ortaya koymuştur.
Show more [+] Less [-]Park Equipment Information System the Case of Tayfun Gürsoy Park in Altınordu District, Ordu Province in Türkiye Full text
2024
Pınar Civelek | Murat Yeşil
This study deals with an information system developed to effectively manage and optimize the maintenance processes of the urban furniture used in Tayfun Gürsoy Park located in Altınordu district of Ordu province. Within the framework of the study, Geographic Information System (GIS) was used to make an inventory of the equipments in the coastal parks, to determine their location and to monitor their condition. GIS was used to collect and analyze the location data of the equipments, allowing for more efficient planning of maintenance and management processes. The results of the study show that it will increase the efficiency of the maintenance and management processes of the equipments in the coastal parks and will provide savings in the use of resources.
Show more [+] Less [-]