Refine search
Results 81-90 of 5,336
Ameliorative Effects of Nettle (Urtica dioica) Seed Extract on Methotrexate-Induced Hepatorenal Damage in Rats Full text
2025
Ahmet Uyar | Abdulahad Dogan | Turan Yaman | Sema Uslu | Şule Uyar | İsmail Çelik
In this study, it was aimed to examine the potential therapeutic effects of Urtica dioica seed (UDS) oil on hepatorenal damage induced by methotrexate in rats. Thirty-two Wistar albino rats were divided into four groups: Control, Methotrexate (MTX, 20 mg/kg i.p.), UDS (30 ml/kg feed containing UDS), and MTX+UDS (20 mg/kg i.p. + 30 ml/kg feed containing UDS oil, respectively). At the end of the six-week study, the MTX-treated group demonstrated elevated levels of aspartate aminotransferase (AST), alanine aminotransferase (ALT), and lactate dehydrogenase (LDH) in serum and increased levels of malondialdehyde (MDA), an indicator of lipid peroxidation in liver, kidney, and blood tissues. However, reduced glutathione (GSH) levels (apart from erythrocytes) showed a significant decrease (p<0.005). The MTX group's liver and erythrocyte tissues showed a significant decrease in glutathione reductase (GR) activity compared to the control. Additionally, there was a significant decrease in the activities of glutathione peroxidase (GPx) and catalase (CAT) in the MTX group as compared to the control. The co-administration of MTX+UDS decreased liver MDA concentration and the levels of the enzymes AST, ALT, and LDH compared to the MTX group. On the other hand, there was an increase in kidney glutathione S-transferase (GST) activity and GSH levels. Histopathological investigation revealed that pellets containing UDS oil significantly reduced the degenerative and necrotic changes that MTX had generated in the liver and kidney, including parenchymal and hydropic degeneration and inflammatory cell infiltration. Immunohistochemical staining showed that caspase 3, a marker of apoptosis, decreased significantly with the administration of UDS oil. In conclusion, MTX-induced hepatorenal damage was either prevented or greatly decreased by UDS oil.
Show more [+] Less [-]The Effect of Microbial Fertilizers on Technological Characteristics of Some Cowpea (Vigna unguiculuta L. Walp.) Cultivars Full text
2025
Hamdi Özaktan | Ekrem Aktaş | Oğuz Erol | Melike İncetekin
Cowpea (Vigna unguiculata L. Walp.) is an annual herbaceous plant in the Fabaceae family. It is an important legume plant with 20-25% protein, 1.3-1.5% fat and 5.1-5.8% fiber, and has an important place in human and animal nutrition. In recent years, the rapid increase in the world population, the zoning of agricultural areas and the excessive use of chemical fertilizers in order to obtain higher yields from the unit area cause deterioration of the soil structure. Different methods have started to be applied to improve soil structure. One of these methods is the use of microbial fertilizers. Microbial fertilizers are an innovative and sustainable approach that improves chemical, physical and microbiological properties of soil and facilitates the uptake of plant nutrients. In this study, it was aimed to determine the effect of different microbial fertilizer applications on the technological characteristics of Akkız 86 and Karagöz 86 cowpea varieties by multivariate analysis methods. The minimum and maximum values obtained in the study are as follows: dry weight 17.98 - 19.29 g, dry volume 18.16 - 20.66 ml, fresh weight 42.15 - 46.53 g, fresh volume 44.16 - 47.83 ml, water absorption capacity 0.24 - 0.27 g/piece, water absorption index 1.33 - 1.66%, hydration coefficient 132.80 - 142. 55%, swelling capacity 0.256 - 0.296 ml/grain, swelling index 2.25 - 2.63%, unit volume weight 0.93 - 0.99 g/ml, cooking time 18.16 - 20.16 min and number of grains dispersed after cooking 0.33 - 2.66. In this study, İmed microbial fertilizer applied to cowpea plant had positive effects on cooking time, water absorption index, swelling index and swelling capacity parameters.
Show more [+] Less [-]Dijital Tarımda Gerçek Zamanlı Risk Yönetimi: Dinamik Risk Analizi ile Önleyici Yaklaşım Full text
2025
Evren Çağlarer
Bu çalışma, çevresel değişkenlerin, mekanize operasyonların ve kimyasal maruziyetin önemli tehditler oluşturduğu tarım sektörüne özel bir odaklanma ile yüksek riskli sektörlerde DRA uygulamasını araştırmaktadır. Sensör ağlarının, İHA (İnsansız Hava Aracı)’ların, hava durumu izleme istasyonlarının ve yapay zekâ destekli analizlerin entegrasyonu, risk değerlendirmelerinin sürekli olarak güncellenmesini sağlayarak iş güvenliği ve üretkenliğin artırılması için eyleme geçirilebilir içgörüler sağlar. Şebekeden bağımsız meyve bahçesindeki bir vaka çalışmasında, DRA uygulamasını, risk izleme ve müdahale stratejilerini optimize etmek için uydu tabanlı internet, GPS modülleri ve otomatik veri işleme sistemlerini teorik olarak birleştirerek gösterilmiştir. Bulgular, gerçek zamanlı tehlike tespiti, iyileştirilmiş işçi güvenliği ve öngörülemeyen çevresel değişikliklere karşı geliştirilmiş dayanıklılık gibi DRA'nın avantajlarını vurgulamaktadır. Çalışma ayrıca, geleneksel risk değerlendirme yöntemleri ile DRA arasında karşılaştırmalı bir SWOT analizi sunarak, öngörücü analiz ve uyarlanabilir risk yönetimindeki güçlü ve zayıf yönlerini vurgulamaktadır. Bu çalışma; yeni bir kavram olan dinamik risk analizi konusunda yazılan, tarımda teknoloji kullanımı, iş sağlığı ve güvenliği alanında, Türkçe literatürde ilk olma özelliği taşımaktadır. Çalışma kapsamında tarıma uygun riskler belirlenip tanımlanmış, düzenleyici faaliyetleri DRA ile uyumlu olarak belirlenerek, geleneksel risk izleme yöntemleriyle ile karşılaştırılmış ve SWOT analiziyle de kavramsallık ve uygulanabilirlik açısından irdeleyen teorik esaslı bir çalışmadır.
Show more [+] Less [-]Effects of Nongenetic Factors on the Birth Weight of Holstein Friesian and Swedish Red Calves under Organic Conditions Full text
2025
Oğuz Fatih Ergün | Veysel Fatih Özdemir | Bahri Bayram
In this study, the effects of season, gender, parity and year of birth on the birth weight of Holstein and Swedish Reds calves raised under ecological conditions in the eastern Black Sea region of Türkiye were investigated. For this purpose, 985 birth weight records of calves born on a private organic dairy farm were utilized. The data were analyzed by Univariate Analysis of Variance method available in IBM SPSS Statistics 26.0 software. Study results showed that season had a significant (P < 0.01) effect on the birth weight of Holstein Friesian calves. The highest birth weight was observed in the spring season with 42.29 kg. Average birth weight for male calves was 41.8 kg, while female calves weighed 40.4 kg (P < 0.01). First parity dams had the lowest calf birth weight with an average of 38.7 kg. Calves from Holstein cows in second parity had the highest birth weight with 42.8 kg (P < 0.01). The effects of season on the birth weight were statistically significant in Swedish Red calves. Male and female Swedish Reds did not differ significantly with respect to their birth weights. The parity significantly influenced the birth weight of Swedish Red calves in a way (P < 0.05). Calves born from first-parity dams had an average birth weight of 40.3 kg, while those born to multiparous cows had an average of 41.4 kg. Additionally, the year had a notable effect on birth weight, with statistical significance (P < 0.01) observed in both breeds.
Show more [+] Less [-]Peyniraltı Suyunun Değerlendirilmesindeki Yenilikçi Yaklaşımlar Full text
2025
Esra Gölcük | Yiğithan Balta | Oktay Yerlikaya | Harun Raşit Uysal
Günümüzde sıkı çevre düzenlemeleri, sürdürülebilirlik politikaları ve artan tüketici sağlığı bilinci, sanayileri atık yönetimi konusunda daha sorumlu davranmaya yönlendirmektedir. Süt endüstrisinin yüksek organik içeriğe sahip bir yan ürünü olan peyniraltı suyu (PAS), geleneksel olarak çevresel bir atık olarak değerlendirilse de biyoteknoloji, enerji üretimi ve gıda sanayiinde yenilikçi uygulamalarla değerlendirilmeye başlanmıştır. PAS’ın yüksek biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOİ) ve kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ) nedeniyle doğrudan çevreye deşarj edilmesi ciddi kirlilik sorunlarına yol açmaktadır. Bu kapsamda, sürdürülebilir PAS yönetimi için biyoteknolojik ve çevre dostu çözümler geliştirilmiştir. Bu çalışma, PAS’ın atık yönetimi süreçlerine entegrasyonunu sağlayan teknolojik yenilikleri araştırmaktadır. Özellikle biyogaz, biyoetanol ve biyoplastik üretimi gibi enerji geri kazanım yöntemleri, PAS’ın ekonomik değerini artırırken çevresel etkilerini azaltmaktadır. Ayrıca PAS, fonksiyonel gıda üretimi ve yenilebilir film kaplamaları gibi uygulamalarda kullanılarak katma değerli ürünlere dönüştürülebilmektedir. Bunun yanı sıra, PAS’ın biyoteknolojik yöntemlerle değerlendirilmesi, sürdürülebilir gıda üretimi ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından önemli bir potansiyel sunmaktadır. Bu çalışmanın temel hedefleri; süt sektörü atıklarının çevresel etkilerini değerlendirmek, PAS’ın besinsel ve sağlık açısından sunduğu çok fonksiyonlu faydaları incelemek ve PAS’ın çeşitli gıda ve biyoteknolojik ürünlere entegrasyonunu sağlayan sürdürülebilir yaklaşımları tartışarak endüstriyel uygulamalara katkılarını vurgulamaktır. Bu doğrultuda, PAS’ın değerlendirilmesine yönelik yenilikçi yaklaşımlar ele alınarak, çevresel, ekonomik ve endüstriyel avantajları kapsamlı bir şekilde analiz edilmiştir.
Show more [+] Less [-]Pythium Türlerinin Tanılanması ve Popülasyon Çeşitliliğinin Analizi için Moleküler Teknikler Full text
2025
Şehnaz Mertoğlu | Ayşe Gülden Aday Kaya
Dünya nüfus artışının tarımsal üretime etkileri ile bitki hastalıklarının bu üretim üzerindeki olumsuz etkileri, günümüzde giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Her yıl, küresel ürün kayıplarının %20-40’ı hastalıklardan meydana gelmektedir. Tarımsal üretimde verim ve kaliteyi artırmak için hastalık etmenlerinin hızlı ve doğru bir şekilde tanısı gereklidir. Özellikle Pythium cinsi oomiset’ler, bitkilerin köklerinde ve farklı dokularında önemli zararlara yol açarak ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Morfolojik tanı yöntemleri zaman alıcı ve araştırmacılar için zorluklar içerirken, moleküler teknikler (örneğin, Real-time PCR, LAMP) duyarlılık ve özgüllük sunarak kısmen daha etkili çözümler sağlamaktadır. Sonuç olarak, tarımsal üretim için ciddi sorunlara neden olan Pythium türlerinin etkilerini azaltmak, erken teşhis ve mücadele yöntemlerinin geliştirilmesiyle mümkün olacaktır. Bunun için hem moleküler hem de immünolojik yöntemlerin entegre bir şekilde kullanılması, bitki hastalıklarının kontrolünde daha etkili yöntemler geliştirilmesine yardımcı olacaktır.
Show more [+] Less [-]Enhancing Okra Productivity Through Seed Priming: Insights from Chitwan, Nepal Full text
2025
Mandeep Thapa | Basanta Kumar Rimal | Sujan Lamichhane | Arjun Kumar Shrestha
Seed hardiness threatens the growth and yield of okra by causing low and non-uniform germination. Seed priming is an effective, ecologically sound, and practical technique to promote germination. A study was conducted from March to July 2024 in Chitwan, Nepal, to evaluate the effectiveness of different seed priming treatments in enhancing the germination, growth, and yield of okra. The study used a randomized complete block design (RCBD) with four replications, under five different treatments: Control: no soaking, Hydro priming, NaCl @ 0.5%, KNO3 @ 0.5%, GA3 @ 100 ppm. Each plot consisted of twenty plants. Data on germination percentage, growth, and yield were recorded using standard methods. The collected data were examined employing MS Excel and R-studio version 4.3.2. Seeds primed with GA3 @ 100 ppm showed a significant rise in germination percentage (90 %), plant height at 30 DAS (17.50 cm) and 45 DAS (39.81 cm), leaf canopy diameter at 45 DAS (69.68 cm), fruit number per plant (9.15), fruit weight per plot (423.75 g), and maximum yield (1.41 t/ha), followed by other treatments. The leaf number per plant and fruit length were not significant. However, priming positively affected germination, growth, and yield parameters compared with the control (no soaking). The study found that priming okra with GA3 @ 100 ppm enhanced growth and yield. Seed priming with GA3 is recommended for okra production in Rampur, Chitwan.
Show more [+] Less [-]Çubuk Turşusunun Bazı Fizikokimyasal Özelliklerinin ve Kalite Parametrelerinin Fermantasyon ve Depolama Süreci boyunca incelenmesi Full text
2025
Fatma Uçar | Ahmet Ünver
Mevcut çalışmada, coğrafi işaret tescilli Çubuk Turşusunun fermantasyon süreci ve depolama sürecindeki bazı kalite özelliklerinin değişiminin izlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, turşu örnekleri coğrafi işarete uygun şekilde, Ankara'nın Çubuk ilçesinde hazırlanmıştır. Süreç boyunca değişimler salatalık ve salamurada yapılan analizler ile gözlemlenmiştir. Salatalıklarda; ilk gün (taze salatalık), 7., 15., 21., 30., 45., 60., 90., ve 180. günlerde rutubet miktarı, kabuk (ekzokarp) ve iç (endokarp) renk (L*, a*, b*) değerleri, indirgen şeker miktarı, ve ekzokarp ve endokarp sertliği belirlenmiştir. Salamura örneklerinin ise pH, titrasyon asitliği ve tuz miktarı açısından ilk gün, 7., 15., 21., 30., 45., 60., 90., ve 180. günlerde analizleri yapılmıştır. Mineral madde içeriğinin değişimi hem salatalık, hem de salamurada; ilk gün, 7., 15., 21., 45. ve 180. günlerde incelenmiştir. Duyusal analizler ise 21., 30., 45., 60., 90., ve 180. günlerde gerçekleştirilmiştir. Fermantasyon ve depolama süresinde mineral madde içeriği İndüktif Eşleşmiş Plazma Kütle Spektroskopisi (ICP-MS) ile belirlenmiştir. Salatalık turşusu ve salamurasındaki mineral madde konsantrasyonundaki en büyük değişiklik fermantasyonun en hızlı olduğu ilk 7 günde gerçekleşmiştir. Çubuk turşusunun salatalık ekzokarp ve endokarp sertliğinin ise fermantasyon ve depolama süresi boyunca stabil kaldığı belirlenmiştir. Duyusal değerlendirme sonuçlarına göre turşular 21. günden 180. güne kadar kabul edilebilir düzeyde notlar almıştır. Tekstürel ve duyusal olarak Çubuk turşusunun kalite özelliklerini koruduğu ve sürecin stabil ilerlediği gözlemlenmiştir.
Show more [+] Less [-]Kestane hortumluböceği Curculio elephas (Gyllenhal) (Col.: Curculionidae) ve Kestane içkurdu Cydia splendana (Hübner)’nın (Lep.: Tortricidae) Aydın ve İzmir illerinde zararı Full text
2025
Hülya Ulusay | Tülin Akşit | Eşref Tutmuş | Koray Karataş
Kestane hortumluböceği Curculio elephas (Gyllenhal) (Coleoptera, Curculionidae) ve Kestane içkurdu Cydia splendana (Hübner) (Lep.: Tortricidae) kestane üretiminde kalite ve verim kayıplarına neden olan önemli zararlılardır. Aydın ve İzmir illerinde 2021-2023 yılları arasında yapılan bu çalışmada, hasat olgunluğundaki kestane meyvelerinde C.elephas ve C. splendana zararları incelenmiştir. Bu amaçla farklı yöresel ve tescilli çeşitlerden hasat sonrası meyve örnekleri alınmıştır. Meyvelerdeki genel bulaşıklılık oranı düşük olmasına (Aydın %9,44; İzmir %12,83) karşın bazı bahçelerde zararın %80 seviyelerine çıktığı görülmüştür. İki türün toplam zararı, 2021, 2022 ve 2023 yıllarında sırasıyla Aydın’da %14,58, %5,83, %7,93 ve İzmir’de %18,60, %13,47, %6,43 olmuştur. Zararda C. splendana’nın payı C. elephas’ın payından büyük bulunmuştur. Bahçelerde en yüksek C.elephas ve C. splendana zararı sırasıyla %30 ve %50 olarak saptanmıştır. C. elephas zararı Aydın’da %0,60-6,75, İzmir’de %1,89-9,17; C. splendana zararları Aydın’da %3,58-7,58; İzmir’de %3,00-9,69 arasında gerçekleşmiştir. En fazla zarar Beydağ ve Ödemiş ilçelerinde meydana gelmiş, onları Nazilli ilçesi izlemiştir. Zarar oranı kestane çeşitine göre değişmiştir. En fazla zarar tescilli çeşitler İbrahimbey Işıklar (%28,18) ve Karasu’da (%12,00); yöresel çeşitlerden (genotipler) ise Salman (%80,00), Deli (%39,50) ve Sarıaşı’da (%28,70), en az zarar Sarıaşlama (%8,00) ve Tahtakaraaşı (%8,22) çeşitlerinde belirlenmiştir. Tapanaşı çeşidinde zarar görmüş meyveye rastlanmamıştır.
Show more [+] Less [-]Yurtta Kalan Kız Öğrencilerin Beslenme Alışkanlıkları Beden İmaj Algıları ve Akademik Başarılarının Değerlendirilmesi Full text
2025
Nildem Kızılaslan
Bu araştırma, yurtta kalan kız öğrencilerin beslenme alışkanlıkları, beden imaj algıları ve akademik başarılarının değerlendirilmesi amacıyla planlanmıştır. Araştırma Ocak 2024-Haziran 2024 tarihleri arasında Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinde öğrenim gören ve yurtta kalan 18-24 yaş arası kız öğrenciler ile yapılmıştır. Araştırmaya dahil edilme kriterleri, yurtta kalıyor olmak ve araştırmaya katılmaya gönüllü olmak olarak belirlenmiştir. Bu araştırmanın örneklemini belirlemek amacıyla yapılan power analizi sonucuna göre, %95 güven aralığında en az 185 kız öğrenciye ulaşılması hedeflenmiştir. Uygulanan anket formunda bireylerin sosyo-demografik özelliklerini içeren sorular sorulmuş ve beden imaj ölçeği uygulanmıştır. Aynı zamanda 3 günlük besin tüketim kaydı (2 gün hafta içi 1 gün hafta sonu), mezura ile bel ve kalça çevresi ölçümü, taşınabilir stadiometre ile boy uzunluğu, tanita ile bireylerin vücut ağırlığı ölçülmüştür. Akademik başarı ortalamaları ile kahvaltı saati, öğlen ve akşam yemeği tüketme durumu, yurtta akşam yemeği tüketimi, ara öğün yapma durumu arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunmuştur. Beden imaj ölçeğine göre vücutlarını yeterli ölçüde beğendikleri belirtilmiştir. Enerji (kkal), protein (gr), karbonhidrat (gr), yağ (gr), kolesterol (mg), vitamin C (mg), tiamin (mg), riboflavin (mg), Folat (µg), vitamin B12 (mg), kalsiyum (mg), bakır (µg), flor (mg), iyot (µg), demir (mg), magnezyum (mg), fosfor (mg), çinko (mg), potasyum (mg), sodyum (mg), posa (g), doymuş yağ asidi (g), tekli doymamış yağ asidi (g), çoklu doymamış yağ asidi (g) değerleri ile beden imaj ölçeği arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunmuştur. Alınan besin tüketim kayıtlarının ortalamaları ile bireylerin yeterince makro ve mikro besin ögesi alamadıkları, sağlıksız beslenme davranışlarının akademik başarı ortalamalarını etkilediği görülmüştür.
Show more [+] Less [-]