Refinar búsqueda
Resultados 11-20 de 3,379
Kahramanmaraş İlinde Halk elinde Yetiştirilen Kıl Keçilerinde Döl Verimi ve Oğlaklarında Büyüme Özelliklerinin İyileştirilmesi
2025
Fulya Sert | Murat Durmuş
Mevcut çalışma, Kahramanmaraş ilinin Onikişubat ilçesinde yetiştiricilik yapan 25 Kıl keçisi yetiştiricisinin gönüllü katılımıyla 2018 yılında 4867 baş teke altı keçi ve 230 baş damızlık teke ile başlatılmış ve çalışma beş yıl boyunca sürdürülmüştür. Bu çalışma ile halk elinde yetiştirilen Kıl keçilerinin döl verimi ve büyüme özellikleri bakımından ıslahı amaçlanmıştır. Bu amaçla, keçilerde belirlenen döl verim kriterleri ile oğlakların doğum ağırlıkları, sütten kesim canlı ağırlıkları (90 gün), günlük canlı ağırlık kazançları ve yaşama gücü gibi büyüme özellikleri yıl bazında kaydedilmiştir. Her yıl sürüye eklenecek damızlık materyal seçimlerinde Kıl keçisi ırkına ait morfolojik özellikler ve oğlakların doğum ve sütten kesim ağırlıkları dikkate alınarak en iyi büyüme ve damızlık özelliği gösteren erkek oğlakların yaklaşık %10’u dişi oğlakların ise %50’si damızlık olarak seçilmiştir. Çalışmanın sonunda, yıllara göre doğum oranının %54,21 ile %76,93, ikizlik oranının %21,64 ile %27,19, oğlak veriminin %65,94 ile %94,66 ve doğum başına düşen oğlak sayısının 1,22 ile 1,27 arasında olduğu tespit edilmiştir. Kıl keçisi oğlaklarının yıllara göre doğum ağırlıkları 3,11 kg ile 3,19 kg, sütten kesim ağırlıkları 17,09 kg ile 18,63 kg, sütten kesime yaşına kadar günlük canlı ağırlık kazançları 154,63 ile 171,55 g ve yaşama gücünün %92,27 ile %95,34 arasında olduğu saptanmıştır. Bu sonuçlara göre oğlakların büyüme performansı (P<0,001) ve yaşama gücü değerlerinde çalışmanın başladığı yıla göre diğer yıllarda artışlar sağlanmıştır. Ayrıca, büyüme performansı ve yaşama gücü dikkate alındığında, cinsiyete ve doğum tipine bağlı olarak erkek ve tek doğan oğlakların sırasıyla dişi ve ikiz doğan oğlaklara kıyasla daha yüksek performans ve yaşama gücü değerleri sağladığı belirlenmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Mikoriza ve Organik Gübre Uygulamalarının Biber (Capsicum annuum L.) Fidelerinin Gelişimi Üzerindeki Etkisi
2025
Hakan Kartal | Sezer Şahin
Bu çalışma 2021 yılında Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi bünyesindeki tam otomasyonlu ısıtmalı bir serada yürütülmüştür. Bu çalışmanın amacı, farklı dozlarda mikoriza ve organik gübre uygulamalarının biber fidelerinin gelişimi üzerindeki etkisini incelemektir. Çalışmada Bulut F1 biber çeşidi kullanılmıştır. Araştırma, tesadüf parselleri deneme desenine uygun olarak 3 tekrarlı olarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, biber fidesi yetiştiriciliği için torf-perlit karışımına mikorizalı ve mikorizasız farklı dozlarda besin solüsyonu ve vermikompost uygulanmıştır. Fideler bir buçuk ayda sökümü yapılmıştır. Bu araştırmada, fide boyu, hipokotil uzunluğu, gövde çapı, yaprak sayısı, yaprak yaş ağırlığı, yaprak kuru ağırlığı, kök yaş ağırlığı ve kök kuru ağırlığı özellikleri incelenmiştir. Çalışma bugularına göre, gövde çapı üzerinde vermikompost+mikoriza+EC uygulamalarının daha iyi sonuç vermiştir. Vermikompost dozları arttıkça fide boyu ve hipokotil uzunluğunda bir artış olduğu ancak vermikompost uygulamalarının etkisinin olmadığı görülmektedir. Genel olarak tüm uygulamalara bakıldığı zaman vermikompost uygulamalarına göre EC ve EC+mikoriza uygulamalarının etkisinin daha fazla olduğu görülmektedir.
Mostrar más [+] Menos [-]Glutensiz Şekerpare Üretiminde Farklı Un Çeşitleri, Protein Kaynakları ve Transglutaminaz Enziminin Etkileri
2025
Ruşen Metin Yıldırım
Şekerpare, Türkiye ve Orta Doğu mutfağının önemli tatlılarından biri olup, genellikle irmik kullanılarak hazırlanmaktadır. Ancak irmiğin gluten içermesi, çölyak hastalarının bu tatlıyı tüketmesini engellemektedir. Bu çalışmada, gluten içermeyen mısır unu, pirinç unu, patates unu, mısır nişastası ve tapyoka nişastası kombinasyonları kullanılarak glutensiz şekerpare formülasyonları geliştirilmiştir. Ayrıca, bu formülasyonlara eklenen soya proteini, bezelye proteini ve transglutaminaz (TG) enziminin şekerpare hamuru ve son ürün özellikleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışma kapsamında, hamurların pH, sertlik, yapışkanlık, adhezyon işi ve hamur kuvveti gibi özellikleri değerlendirilirken son ürünlerde ise renk, sertlik, kırılganlık ve duyusal analizler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar, kullanılan protein ve TG enziminin hamur özellikleri üzerindeki etkisinin kullanılan un kombinasyonuna bağlı olarak değiştiğini göstermiştir. Mısır ve patates unu ile hazırlanan hamurlar en yüksek sertlik değerine sahipken, tüm örneklerde kontrol grubu hamurları en düşük sertlikte olmuştur. Soya ve bezelye proteini, hamurun yapışkanlığını azaltırken, TG enziminin bezelye proteiniyle birlikte kullanımı yapışkanlık düzeyini önemli ölçüde artırmıştır. Duyusal analizde panelistler, %62,5 mısır unu ve %37,5 pirinç unundan oluşan MuPr reçetesiyle hazırlanan şekerpare örneklerini, hem yapı hem de lezzet açısından en beğenilen ürün olarak değerlendirmiştir. Bununla birlikte, kullanılan protein türü ve TG enzimi duyusal özellikler üzerinde genel anlamda önemli bir fark yaratmamıştır.
Mostrar más [+] Menos [-]Impact of Ultrasound-assisted Cooking and Endpoint Core Temperature on Physicochemical and Microbiological Properties, and Oxidative Stability of Beef
2025
Dilara Aydın | Birol Kılıç | Azim Şimşek
This research aimed to investigate the impacts of different cooking methods (B; Boiling, US; Ultrasound-assisted slow boiling, UF; Ultrasound-assisted fast boiling) and endpoint core temperatures (ECT; 68°C, 74°C, and 80°C) on the oxidative stability, physicochemical, and microbiological properties of beef during refrigerated storage. The results demonstrated that UF application resulted in the lowest cooking loss (CL) at 74°C ECT. The US application caused a lower water activity (aw) compared to B. The lowest oxidation-reduction potential (ORP) levels were determined in UF, whereas the US had the highest ORP levels. Ultrasound-assisted cooking did not affect pH, yeast-mold and total mesophilic aerobic bacteria (TMAB) counts. On the other hand, UF and US caused an increase in total coliform counts compared to B. According to the results of lipid hydroperoxide (LPO) and thiobarbituric acid reactive substances (TBARS), UF application was more effective in preventing lipid oxidation compared to US and B. pH, CL, ORP, hue angle (hab) and b* values increased as the ECT increased, whereas aw, a*, chroma (C*ab) and browning index (BI; inner) values decreased. In addition, beef pieces cooked at 74°C or 80°C ECT had lower L* values, TMAB, and total coliform counts, and higher TBARS and LPO values than those cooked at 68°C ECT. 74°C was more effective in controlling microbiological changes, whereas 68°C was a better ECT for maintaining oxidative stability. In conclusion, UF has the potential to be an effective processing technology for improving oxidative stability and physicochemical properties of beef.
Mostrar más [+] Menos [-]EC, Mikoriza ve Vermikompost Uygulamalarının Domates (Solanum Lycopersicum L.) Fidesi Gelişimine Etkileri
2025
Hakan Kartal | Sezer Şahin
Domates, dünyada üretilen en önemli sebze türlerinden birisidir. Hem tarla hemde serada domates yetiştiriciliğinde başlangıç materyali olarak genellikle tohumdan ziyade fide kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, farklı dozlarda mikoriza, vermikompost ve gübre uygulamalarının domates fidelerinin gelişimi üzerindeki etkisini araştırmaktır. Çalışmada Cuma F1 domates çeşidi kullanılmıştır. Araştırma, tesadüf parselleri deneme desenine uygun olarak 3 tekerrürlü olarak gerçekleşmiştir. Çalışmada, domates fidesi yetiştiriciliği için %70 torf %30 perlit karışımı olan ortamlara EC 0.5-1.00 ile hem mikorizalı hemde mikorizasız şekilde farklı oranlarda vermikompost (% 0, 10 ve 20) dozları uygulanmıştır. Fideler bir buçuk ayda sökümü yapılmıştır. Bu araştırmada, domates bitkilerinin şu morfolojik (fide boyu, hipokotil uzunluğu, gövde çapı, yaprak sayısı, yaprak yaş ağırlığı, yaprak kuru ağırlığı, kök yaş ağırlığı ve kök kuru ağırlığı) özellikleri incelenmiştir. Çalışma sonucunda, vermikompost ve mikoriza uygulamalarının ortamda bulunması birçok parametre bakımından önemli farklar oluşturmaktadır. Tam gübre (EC1) dozlarında fide kalitesinin arttığı ve düşük gübreleme (EC 0.5) dozlarında ise ortama vermikompost ilave edilmesinin fide gelişimini olumlu yönde etkilediği görülmüştür.
Mostrar más [+] Menos [-]Evaluating Large Cardamom Agriculture Practices: A Case Study from Panchthar, Nepal
2025
Sarina Basnet | Anup Bhatt | Saugat Gautam | Sajan Danji | Sujan Amgai
A study conducted in Phalelung rural municipality, Panchthar, Nepal, in 2023 examined agricultural practices and the economic analysis of large cardamom. A total of 60 households were randomly selected, and data were collected through primary and secondary sources using surveys, focus group discussions, key informant interviews and field observations to assess the large cardamom economy, package of practices and various challenges faced by farmers. The study revealed that 28% of farmers grew the Ramsai cultivar, with over 82% having access to irrigation. Most farmers (77%) managed shade well and maintained their orchards effectively. However, only 50% used specialized harvesting tools, and 63% employed improved kiln (bhatti), though more education is needed. 68% of farmers received subsidies for constructing improved kiln (bhatti). Notably, 70% of farmers lacked knowledge about cardamom grading, and 90% were unaware of value-added practices. Farmers predominantly used jute bags for packaging. Major issues identified included plant wilt, furkey, rhizome rot, and stem borer infestations. The total production cost was NPR. 114,460.5 per hectare, with a BC ratio of 1.54. Having high market value, large cardamom provides promising opportunity to uplift the economic and social condition of farmers and stakeholders. This study provides an overview of the status of large cardamom production, processing practices, best cultivation practices to be adopted, disease pest incidence on large cardamom, storage, grading with various cultural practices to be adopted and feasibility of large cardamom cultivation area. This study would help both governmental and non- governmental agencies to make effective plans for large cardamom cultivation to meet Phyto-Sanitary status and minimum requirements to enter export and import system of cardamom in global market.
Mostrar más [+] Menos [-]Analysis of Drying Kinetics and Mathematical Modelling of Peanut Pods using Sunlight, Hot Air, and Microwaves Drying Processes
2025
Abdoul Nasser Souley Basso | Tunahan Erdem | Serdar Öztekin
This study analyzed the drying kinetics of peanut pods employing sun, hot air, and microwave drying techniques, and evaluated their mathematical modeling. The findings demonstrated that sun-drying decreased the moisture content from 26.47% to 8-10% over a duration surpassing 72 hours. Hot air drying at temperatures of 60°C, 80°C, and 100°C, commencing with an initial moisture content of 29.92%, necessitated 810 minutes, 360 minutes, and 660 minutes, respectively. Microwave drying, commencing with an initial moisture content of 23.01%, required 40 minutes, 45 minutes, and 60 minutes at belt velocities of 3 mm/s, 4.9 mm/s, and 6.2 mm/s, respectively, at 300 W. At 400 W, the durations were 24 minutes, 30 minutes, and 40 minutes, respectively. All drying kinetics curves exhibited decreasing rates characteristic of agro-food products. Mathematical modeling analysis identified the Midilli model as the most appropriate, succeeded by the Page, Henderson, and Pabis models, for characterizing moisture loss during the sun, hot air, and belt microwave drying of peanut pods.
Mostrar más [+] Menos [-]Peyzaj ve Rekreasyonel Potansiyelin Belirlenmesinde Gülez Yöntemi: Gölbaşı Gölleri Tabiat Parkı (Adıyaman) Örneği
2025
Ercan Vural
Nüfus artışı, hızlı ve plansız kentleşme ile birlikte kent içerisindeki yeşil alanlar başta olmak üzere diğer tüm doğal alanlar yapılaşma nedeniyle niteliğini kaybetmiş veya azalmıştır. Kentte yaşayan insanlar için bu alanların azalması ve niteliğinin ortadan kalkması rekreatif ihtiyaçların karşılanamamasına neden olmuştur. Bu durum kent içinde veya yakın alanlarındaki tabiat parklarının, mesire alanlarının ve ormanlık alanlarının daha kıymetli hale gelmesine imkan tanımıştır. Bu çalışmanın amacını, Adıyaman ili, Gölbaşı ilçesi sınırları içinde kalan Gölbaşı Gölleri Tabiat Parkı’nın Gülez yöntemine göre rekreasyonel potansiyelinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Gülez yönteminde, rekreasyonel alanın peyzaj değeri, iklim değeri, ulaşılabilirlik durumu, rekreatif kolaylık ve olumsuz etkenlerin puanlandırılmasıyla rekreasyon potansiyeli hesaplanmaktadır. Bu hesaplamaya göre, Gölbaşı Gölleri Tabiat Parkı’nın rekreasyonel potansiyeli toplamda “67” puan alarak “yüksek” kategoride değerlendirilmiştir. Gölbaşı Gölleri Tabiat Parkı’nda gerçekleştirilen arazi çalışmaları sonucunda, yöntemde belirtilen bazı ögelerinin nitelik olarak eksik olduğu ve olumsuz etken ögelerinin oldukça fazla olduğu tespit edilmiştir. Gölbaşı Gölleri Tabiat Parkı’nın rekreasyonel faaliyet potansiyeli tespit edilenden daha fazladır. Sahadaki olumsuz etkenlerin azaltılmasıyla alanın rekreasyonel faaliyet potansiyelinin “19” puan daha artırılabileceği, bu sayede Gölbaşı Gölleri Tabiat Parkı’nın toplam puanın “86” olarak potansiyelinin “çok yüksek” sınıfına ulaşabileceği öngörülmektedir.
Mostrar más [+] Menos [-]Optimization of Angoumois Grain Moth (Sitotroga cerealella Olivier) Infestation in Stored Grains as Influenced by Some Botanical Powders
2025
Mahmudul Hasan | Kazi Shahanara Ahmed | Nayan Chandra Howlader | Md. Mahfuzul Hasan | Mita Saha Puja | Most. Safia Farhana | Maruf Hasan Nikson
The Angoumois grain moth, Sitotroga cerealella Olivier is predominantly a devasting infested stored grain pest of cereals, whose development proceeds within a single grain of infested cereals. Investigating greener alternatives to widely used chemical control techniques is crucial because synthetic chemicals pose risks to public health and the environment. This investigation was carried out for developing the ecofriendly control management of the Angoumois grain moth in stored cereals through utilizing four botanical powders and one insecticide, wood ash (1 gm), and a single synthetic insecticide (Carbaryl) (0.25mg), neem (1 gm), Korobi (1 gm), Bishkatali (1 gm) and Datura (1 gm) treatments against untreated control in Completely Randomized Design (CRD). It was revealed that Neem (Azadiracta indica) powder at 1 g/100 g seed performed excellently, resulting in minimization of adult mortality percent, adult emergence, grain weight loss, and number of holes per ten seeds. The maximum percent of germination was noted in bishkathali (Persicaria lapathifolia) powder at 1 g/100 g seed, and moreover, bishkathali powder functions more effectively for limiting infestation percent. Therefore, the botanical neem and bishkathali powder at 2 g/100 g seed rate is the better alternative of carbaryl at 0.5 g/100 g rate, and it could be suggested for Angoumois grain moth management at storage.
Mostrar más [+] Menos [-]Farklı Canlı Ağırlığa Sahip Yumurtacı Tavuklara Tüy Dökümü Sırasında Uygulanan Döngüsel Yüksek Sıcaklığın İkinci Yumurtlama Dönemi Performansı, Bazı Organ Ağırlıkları ve Bacak Kemiği Özellikleri Üzerine Etkisi
2025
Mustafa Akşit | İhsan Bülent Helva
Bu çalışma, aç bırakılmadan kırılmış arpa tüketimine dayalı tüy dökümü uygulamasında, farklı sıcaklık ve canlı ağırlıkların yumurta tavuklarının performansı, yumurta kalitesi, bazı organ ağırlıkları ve bacak kemiği özellikleri üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi amaçlamıştır. Çalışmada, zenginleştirilmiş kafeslerde yetiştirilen 80 haftalık yaşta 288 adet kahverengi yumurtacı tavuk (Lohmann Brown-Classic) kullanılmıştır. Tavuklar tüy dökümü öncesi canlı ağırlık (hafif, orta ve ağır) ve sıcaklık (kontrol ve döngüsel sıcaklık) gruplarına ayrılmıştır. Tüy dökümü döneminde, tavuklar kontrol grubunda 21-22°C'de, döngüsel sıcaklık grubunda ise günlük 10:00-18:00 saatleri arasında 32°C'de ve 18:00-10:00 saatleri arasında 21-22°C'de tutulmuştur. Tüy dökümü programı gruplardaki tavukların 35 günde canlı ağırlıklarının %25'ini kaybetmesini sağlamış ve bu dönemde tavuk ölümü olmamıştır. Tavukların tüy dökümü sonrası performansları perdeli bir kümeste üç ay bahar ve bir ay yaz mevsimi koşullarında incelenmiştir. Tüy dökümü periyodundaki döngüsel yüksek sıcaklık uygulaması, verim dönemi performansını etkilememiş, ancak yumurtaların kırılma direnci, Haugh birimi ve ak indeksini iyileştirmiştir. Ayrıca, canlı ağırlığı yüksek tavuklarda, tüy dökümü sonrası dönemde yumurta ağırlığı, tibia ağırlığı, uzunluğu, genişliği, kırılma direnci ile femurun ağırlığını ve kırılma direncini artmıştır. Yumurta verimi, yumurta ağırlığı, yemden yararlanma oranı ve yumurta kalite özellikleri tüy dökümü sonrası dönemde, tüy dökümü öncesine göre önemli ölçüde iyileşmiştir. Tüy dökümü döneminde tavuklarda, dalak ağırlığı artarken, yumurtalık, yumurta kanalı ve karaciğer ağırlıkları önemli ölçüde azalmıştır. Tüy dökümü döneminde uygulanan döngüsel yüksek sıcaklığın ikinci verim döneminde bazı yumurta kalite özelliklerini olumlu etkilediği ortaya çıkmıştır.
Mostrar más [+] Menos [-]