Catalase from the thermophilic fungus Mycothermus thermophilus is a bifunctional enzyme with a secondary phenol oxidase activity (CATPO). MtCATPO catalyses the oxidation of catechol, chlorogenic acid, caffeic acid and (+)-catechin to yield mainly dimers, and higher molecular weight oligomers and polymers. The role of this phenol oxidase activity is not known. Here, the antioxidant capacities (AC) of the phenolic substrates in the absence and presence of MtCATPO were compared. The oxidized products displayed enhanced AC reaching a maximum of 2.4-fold with catechol. Other phenol oxidases (laccase and tyrosinase) did not yield AC enhancement to the same extent. MtCATPO-treatment increased AC of green and black tea infusions, as well as water extracts of samples collected from a black tea production line up to 28%. The bifunctional MtCATPO appears to be an important antioxidant enzyme with a wide range of potential applications in the food, neutraceuticals and pharmaceuticals industry.

Bu çalışmada Aydın, Çanakkale, İzmir ve Muğla illerinde üretilen hayıt ballarının bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri ile uçucu bileşenlerinin ve duyusal özelliklerinin tanımlanması amaçlanmıştır. Değerlendirilen hayıt ballarında toplam 16 farklı uçucu bileşen belirlenmiştir (4 aldehit, 3 furan, 2 alkol, 2 sülfürlü bileşik, 2 terpen, 1 alkan, 1 benzenik bileşik ve 1 keton). Hayıt ballarının ortak uçucu bileşenlerinin dimetil sülfit, oktan, nonanal, 2-furankarboksaldehit, 2-etil-1-hegzanol, 1-(2-furanil)-etanon, benzaldehit, 5-metil-2-furankarboksaldehit ve benzenasetaldehit olduğu belirlenmiştir. Bütün hayıt ballarında benzenasetaldehit en fazla bulunan uçucu bileşen olup ardından benzaldehit ve 2-furankarboksaldehit gelmektedir. Duyusal değerlendirme sonucunda hayıt ballarında çiçeğimsi, meyvemsi, karamelimsi, acı badem, fermente, hayvanımsı, baharatımsı, vaksımsı ve odunumsu koku karakteri, tatlı ve ekşi tat karakterleri ile burukluk ağız hissi algılanmıştır. Bütün örneklerde çiçeğimsi, meyvemsi, karamelimsi, tatlı ve ekşi karakter yoğun olarak algılanmıştır.

Tandojam is one of the main tomatoes producing city in Pakistan. Several tones of tomatoes are produced in the Tandojam each year. The main objective of the study was to estimate the intensity of tomato post-harvest rot in the vicinity of Tandjam, so curative strategies can be explored. A survey was conducted in the surrounding of Tandojam viz; Tando Allahyar, Sultanabad Vegetable Market, Tandojam city, Tando Qaiser, Bahawal Zaur, and Hyderabad Vegetable Market. A total of 20 tomato growers/farmers, 30 brokers, and 23 small shopkeepers were interviewed based on the proforma developed in the current study. The fruit rot infection among all 20 different fields ranged from 5 to 65% with 31.85% infected fruits by Alternaria. At Sultanabad and Hyderabad vegetable markets infection was ranged from 20 to 60% and 10 to 70%, respectively, with mean percentages 37 and 38.5% infected by Alternaria sp. Infection in small shops was ranged from 16.67 to 60% in Tandojam city and 16.67 to 53.33% in Tando Qaiser. The overall comparison revealed 30 percent infected fruit by Alternaria under field conditions, 36 percent at the vegetable market, and 43 percent at small shops level. Controlling tomato rots is a big challenge as the intensity of this disease is unknown in different regions. This research has significantly contributed to estimating the intensity of this disease.

Stress parameter changes (cortisol, glucose, sodium and chloride) and histological alterations (gills, liver, kidney, and spleen) in Asian Catfish (Pangasius hypophthalmus) in transport were investigated. In this study, three separated trials were fulfilled. These were without tricaine, 40 and 60 mg L-1 of tricaine, respectively. Each trial consisted of 4 stages, control (C), transfer (AT), transport (TP) and recovery (24 h). After each stage, blood samples were taken and then, gills, liver, kidney, and spleen samples were collected for histological examination. In the transport without tricaine, the fish glucose increased from 50-60 mg dL-1 to 70-80 mg dL-1 and cortisol increased from 30 ng dL-1 to 90 ng dL-1 in. Sodium was 127-132 meq L-1 in the AT and TP, while 138 meq L-1 in the C and recovery. Cloride changed 103 meq L-1 in the TP, while approximately 107 meq L-1 in C, AT and recovery in the transport without tricaine. In the second trial, the fish glucose increased from 50-65 mg dL-1 to 80-90 mg dL-1 cortisol decreased from 60-70 ng dL-1 to 35-45 ng dL-1 in the transport with 40 mg L-1 of tricaine. Sodium was 130-140 meq L-1 in the C and recovery, while 125 meq L-1 in the AT and TP. Chloride was about 110 meq L-1 in the C, AT and recovery, while 102 meq L-1 in the TP in the transport with 40 mg L-1 of tricaine. In the third trial, the fish glucose was 40-55 mg dL-1 in the C, AT and TP, while 25-30 mg dL-1 in the recovery. Cortisol was 35-40 ng dL-1 in the C and AT, while 25 ng dL-1 in the TP and recovery. Sodium was 126-128 meq L-1 in the C, AT and recovery, while about 119-122 meq L-1 in the TP. Chloride was 110 meq L-1 in the C, AT and recovery, while 104-106 meq L-1 in the TP in the transport with 60 mg L-1 of tricaine. The end of the experiment, it is realized that the usage of the tricaine had positive effects on Asian catfish transport.

Analysing the factors driving the population size and activities of soil microorganisms is important for understanding the soil ecosystem’s structure and functioning. For this purpose, the soil enzymes are used as an indicator of soil microbial activity and soil fertility. Although there are many studies on the distribution and activities of various soil enzymes in soils under monoculture or crop alternation conditions, there are only few studies examining the ecological relationship in natural ecosystems, especially by using enzymes. In this study, it was aimed to determine the effect of different land uses on the catalase enzyme activity in soil. For this purpose, the catalase enzyme activities in soil samples taken from 0-5cm and 5-10cm depths in agricultural, forest, and pasture lands in north and south exposures were determined and the effects of different land use, exposure, and soil depth conditions on the enzyme activities were investigated. At the end of the study, it was determined that the catalase enzyme activity significantly differed by the land use and the highest level of catalase enzyme activity in both south and north exposures and at both depth levels was found in forest soils, whereas the lowest level of activity was found in agricultural lands in north exposure and pasture soils in south exposure.

Bu çalışmada, Aydın İlinde yer alan incir işleme tesislerinin teknik ve kalite etkinlik skorları ve bu skorlar üzerine etkili olan faktörler non-parametrik bir yöntem olan Veri Zarflama Analizi ve 1000 replikasyonlu truncated-regresyon modeli ile belirlenmeye çalışılmıştır. Anket yöntemi ile elde edilen veriler kullanılarak yapılan analizler sonucunda, işletmelerin neredeyse tamamının ölçeğe göre değişen getiri varsayımı altında çalıştıkları ve teknik etkinlik skorları ortalamalarının %98, kalite etkinliği skorları ortalamalarının ise %58 olduğu belirlenmiştir. Teknik etkinlik skorları üzerinde “Öğrenim Durumu”, “Sektör Tecrübesi” ve “Kendi Ürünü Olan İnciri İşleme”, kalite etkinliği skorları üzerine ise “Sektör Tecrübesi”, “Sözleşmeli Üretim” ve “Kalite Kontrol Uygulamaları” faktörlerinin pozitif yönde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanında, özellikle sağlıklı atıştırmalıklar pazarında niş bir ürün sayılabilecek kuru incirin üretim aşamasında sektörel eğitim ve dış riskler açısından önemli sorunlar görüldüğü ve bu sorunların çözümü için sektör bileşenlerine sorunları dile getirme ve çözüm talebi konusunda önemli görevler düştüğü, özellikle sektörel eğitim ile kalifiye eleman ihtiyacının giderilmesi gerektiği, jeotermal santraller ve barajlar konusunda bilimsel araştırmalar yapılmasının gerekliliği öneri olarak dile getirilmiştir.

Her toplumun inanışları ve gelenekleri doğrultusunda şekillenen mezarlık alanları, ülkemizde genellikle atıl durumda kalmış; ne insan ruhunu ne de bir zamanlar hafızası olduğu kentini besleyemez yerler haline gelmiştir. Kentsel peyzajın dinamik bir parçası olarak kabul edilen mezarlık alanlarının yer seçimi kararından, sahip olacağı son şekle kadar bütün süreçlerinin doğru şekilde planlanması durumunda kent ve kentliye pozitif etki sağlayacağı açıktır. Bu çerçevede Ordu ili, Altınordu ilçesinde yer alan altı adet şehir mezarlığının mekânsal ve tasarımsal açıdan mevcut durumları analiz edilmiş, ziyaretçilerin beklentilerini öğrenmeye yönelik anket çalışması yapılmıştır. Ayrıca Ordu kent merkezi mezarlık ihtiyacı konusunda değerlendirmelerde bulunulmuştur. Çalışma sonucunda mevcut mezarlıkların alansal yeterliliğe sahip oldukları, ancak kentsel peyzaja katkı sağlayabilmeleri için uygun mekânsal düzenlemelere gereksinim duydukları görülmüştür.

Yağlı tohumlu bitkiler, Türkiye’de arz açığı yüksek olan ürün gruplarından biridir. 2018 yılı verilerine göre Türkiye’nin sadece ayçiçeği ve ayçiçek yağı ithalatı için ödemiş olduğu tutar 762 milyon ABD$’dır. Aynı yılın verilerine göre Türkiye’nin yağlı tohumlar üretim miktarı yaklaşık 4 milyon ton olup, üretimden ayçiçeğinin aldığı pay ise %48,62’dir. 2018 yılında ülke yağlık ayçiçeği üretim alanı yaklaşık 650 bin ha, üretim miktarı 1,8 milyon ton ve verim değeri de 277 kg/da olarak gerçekleşmiştir. Ülke genelinde ilk beş sırada yer alan illerin toplam yağlık ayçiçeği ekim alanı ve üretim miktarındaki payı yaklaşık %70 düzeyindedir. Birim alandan elde edilen verim değerinde Konya 408 kg/da ile ilk sırayı alırken, ekim alanı en yüksek il olan Tekirdağ ilinde değer 235 kg/da düzeyindedir. Türkiye’de 1998-2018 arası dönem dikkate alındığında, yağlı tohumlar üretiminde %66,43 oranında artış sağlanmış olup, bu artışta üretim miktarı bakımından en önemli değişim %126,65 pay ile ayçiçeğinde gerçekleşmiştir. Zira, bu dönemde yağlık ayçiçeği verim değeri 146,76 kg/da’dan 277,00 kg/da düzeyine ulaşmıştır. Türkiye’nin yağlık ayçiçeği üretiminde kendine yeterlilik oranı %64,30 olup, önemli düzeyde arz açığı mevcuttur. Yağlık ayçiçeği üretiminde üretici geliri üzerinde en etkili destekleme uygulaması fark desteği uygulaması olmasına rağmen 2017-2019 döneminde ilan edilen birim fiyat değerinde bir değişiklik olmamıştır. 2018 yılında Türkiye’de yağlık ayçiçeği ortalama verim değerinin 277 kg/da olduğu dikkate alındığında fark desteği uygulamasının yağlık ayçiçeğinde üretim değerini birim alanda 110 TL/da artırmaktadır.

Agricultural production is one of the leading sectors in the world and in our country in terms of employment rates. Agricultural production activities, the importance of which is increasing day by day due to the increasing world population, is an important strategic element for every country. The economy of many countries, including our country, still depends on the products they obtain because of agricultural production. Appropriate agricultural policies should be implemented to increase the productivity in agricultural production, to protect the employed workforce and to ensure its continuity. In addition to establishing appropriate agricultural policies, employed workers should also be protected by laws, regulations and directives. It is a fact that most of the people employed in agricultural production in our country must work under dangerous and harsh conditions without being under legal protection, without union formation and union rights, as in other sectors. Protecting the health of agricultural production workers working under very difficult conditions due to variable climatic conditions, ensuring safe production and ensuring that the necessary Occupational Health and Safety measures are taken should be among the priority items when forming our state’s policies. In this study, the situation in the world and in our country was examined under the title of occupational health and safety in agricultural production. The hazards and risk factors to be encountered in agricultural production have been determined and the Occupational Health and Safety measures to be taken against them have been tried to be explained.

Organic matter has a positive effect on the uptake of nutrients in the soil. The increase in mycorrhizal activities in the soil causes an increase in the activities in the rhizosphere region. Vermicompost is among the most useful organic fertilizers that can be added to the soil in recent years. Soil microflora is capable of realizing the return of mineral substances. Akkız cowpea variety was used in the study: The experiment was carried out as a viol study with 3 replications according to the randomized blocks trial design. In the study, seedling development was achieved by mixing vermicompost (0, 15, 30 and 45%) with and without mycorrhiza in a soil containing 16% lime into the viols in order to develop seedlings. Sufficient minerals have been applied to the plants for their growth. Seedlings were harvested when they were 40 days old, and seedling measurement parameters and macronutrients in plant leaves were checked. As the amount of vermicompost increased, it caused an increase in the above-ground fresh and dry weights, root fresh and root dry weights of the seedlings. As the organic fertilizer mixture increased, the nitrogen, phosphorus, potassium and magnesium concentrations of the plant leaves increased. The addition of mycorrhiza to the rearing medium has led to different results in the investigated characteristics. Addition of increasing organic fertilizer ratios in the study, Organic fertilizer and bacteria application of cowpea cultivars were effective in increasing the development of plants in calcareous soils.