Refinar búsqueda
Resultados 11-20 de 183
Japon Bıldırcını Rasyonlarına Farklı Seviyelerde Nane (Mentha piperita L.) Yağı İlavesinin Performans, Karkas Özellikleri ve Serum Parametrelerine Etkisi
2023
Mustafa Şener | Yusuf Cufadar
Bu çalışma, büyüyen Japon bıldırcını rasyonlarına nane (Mentha piperita L.) esansiyel yağı ilavesinin büyüme performansı, karkas ve bazı serum parametrelerine etkilerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada, günlük yaşta karışık cinsiyette toplam 300 adet Japon bıldırcını (Coturnix coturnix japonica) civcivi 35 gün süreyle, kontrol ve %0,15, 0,30, 0,45 ve 0,60 seviyelerinde nane yağı ilavesiyle oluşturulan rasyonlarla beslenmişlerdir. Çalışma, 5 muamele grubunda, 6 tekerrürlü olarak toplam 30 alt grupta yürütülmüştür. Deneme sonucunda rasyon nane yağı seviyeleri performans parametrelerinden canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yem değerlendirme katsayısını önemli seviyede etkilememiştir. Farklı seviyelerde nane yağı içeren deneme rasyonlarının serum glukoz, kolesterol, trigliserit, total protein, HDL, LDL, AST ve ALT konsantrasyonlarına etkisi istatistiki olarak önemsiz olmuştur. Karkas ağırlığı, karkas randımanı, karaciğer ve kalp ağırlıkları ile bağırsak uzunluğu bakımından istatistiksel olarak muamele grupları arasında önemli bir fark olmamıştır. Mevcut çalışmanın sonuçlarına göre, büyüyen bıldırcın rasyonlarına farklı seviyelerde nane yağı ilavesinin performansı, karkas, iç organ ağırlıkları ve serum parametrelerinde değişime sebep olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mostrar más [+] Menos [-]Süt Sığırlarında Kuru Dönemde Düşük Enerji İçeren Rasyon ile Beslemenin Doğum Sonrası Metabolik Rahatsızlıklar ve Süt Verimi Üzerine Etkisi
2023
Yusuf Koç | Yusuf Cufadar
Bu çalışma Siyah Alaca (Holstein) süt sığırlarında kuru dönemde farklı enerji içeriğine sahip rasyonların erken laktasyon dönemi süt verimi ve bazı metabolik bozuklukların görülme sıklığına etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada süt verim ortalamaları birbirine yakın olan 800 baş kuru dönemde bulunan Siyah Alaca ırkı süt sığırı kullanılmıştır. Hayvanlar her birinde 400’ er baş olacak şekilde iki gruba ayrılmış ve kuru dönemin ilk 39 günü (erken kuru dönem) boyunca iki farklı rasyonla yemlenmişlerdir. İlk 400 hayvanın bulunduğu kontrol grubu 1,34 (Mcal/kg KM) net enerji laktasyon (NEL) değerinde rasyonla yemlenirken, ikinci 400 baş hayvanın bulunduğu grup ise 1,07 (Mcal/kg KM) NEL enerji değerine sahip düşük enerjili rasyonla yemlenmiştir. Kuru dönemin son 21 gününde ve laktasyonun ilk 90 gününde her iki grup da benzer rasyonlarla yemlenmişlerdir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, kuru dönemde normal enerjili kontrol rasyonu ile beslenen grupta süt verimi 2. laktasyonda daha yüksek olurken, 3. laktasyonda düşük enerjili rasyon ile beslenen grupta daha yüksek olmuştur. Sonraki laktasyon sıralarında iki farklı rasyonla yemlenen gruplar arasında fark olmamıştır. Hipokalsemi ve septik metritis rasyonlardan önemli seviyede etkilenmese de düşük enerji rasyonla beslenen grupta rakamsal olarak görülme sıklığında azalma olmuştur. Abomasum deplasmanı düşük enerjili rasyonla beslenen grupta önemli seviyede azalmıştır. Düşük enerjili rasyonla beslenen grupta ketosiz+2 görülme sıklığı (insidans) %2 oranında artsa da ketosiz+1 görülme sıklığı %14 oranında artarak önemli seviyede yüksek olmuştur. Sonuç olarak kuru dönemde düşük enerjili rasyonların 2. laktasyondan sonraki dönemlerde süt verimini olumsuz etkilemeksizin, abomasum deplasmanı, hipokalsemi ve septik metritis gibi problemlerin görülme sıklığını azaltmaya yardımcı olabileceği söylenebilir.
Mostrar más [+] Menos [-]Yumurta Tavuklarında Sıcaklık Stresinin Verim ve Üretkenlik Üzerine Etkileri ile Alınacak Önlemler
2023
Serpil Gençoğlan
Sıcak bölgelerde ve yaz aylarındaki yüksek sıcaklıklar, yumurta tavuklarının verim ve üretkenliğini bozmaktadır. Bu çalışmada, sıcaklık stresinin yumurta tavuklarının verim ve üretkenlik üzerine etkilerine dikkat çekerek ortaya çıkan kayıpları azaltmak için alınacak önlemler hakkında detaylı bilgi vermek amaçlanmıştır. Sıcaklık stresi, bağışıklık tepkilerini engellenmesi nedeniyle yüksek ölüm oranları ile ticari yumurta tavuğu üretiminde önemli ekonomik kayıplara yol açan ve üretim performansının tüm parametrelerini, üretkenliği etkileyen en zorlu sorunlardan biridir. Yüksek vücut ısısı, sıcak-kuru deri, felç, baş ağrısı ve bilinç kaybı gibi nörolojik belirtilerle kendini gösterir. Sıcak krampları ve çarpması sonucu ölümlere sebep olmaktadır. Ayrıca sıcaklık stresi dişi-erkek yumurta tavuklarının üreme hormonlarının durumunu da bozar. Erkeklerde canlı sperm sayısı ve hareketini azaltarak kısırlığa neden olur. Sıcaklık stresinin etkisi yaşa, cinse, vücut ağırlığına, bağıl neme ve yüksek sıcaklıkta kalış süresine bağlıdır. Sıcaklık, optimum yumurta verimi ve kalitesi için 24°C’nin, refah ve üretkenlik için ise 27°C’nin üstüne çıkmamalıdır. Bu sıcaklığın üstünde tavuklarda hızlı nefes alma, vücutlarından çevreye ısı yaymama problemi, yem tüketimi ve canlı ağırlık artışında azalma görülmeye başlar. Yüksek sıcaklıklarda 34-35°C yumurta üretimi yaklaşık %30, yem alımı da %30-50 arasında azalmaktadır. Sonuç olarak, sıcaklık stresine karşı yem yönetimi, sıcaklık stresi azaltıcı katkı maddelerinin yeme ve suya eklenmesi, barınaklarda iklimsel çevre denetimi, erken yaşam şartlandırması ve sıcaklık stresine dayanıklı ırkların genetik seçimi gibi önlemler alınabilir.
Mostrar más [+] Menos [-]Sulamaya Açılan Alanlarda Sulu Tarım Dışındaki Faaliyetler Sonucu Bitkisel Üretim Değerinde Meydana Gelen Kayıpların Değerlendirilmesi: Dsi 25. Bölge Müdürlüğü Örneği
2023
Murat Tekiner | Duygu Aktürk
Son yıllarda iklim değişikliği ve küresel ekonomik krizin etkisi ile tarım gittikçe daha da önem kazanmıştır. Tarımsal üretimin arttırılabilmesi ve sürdürülebilirliği için üretim faktörlerinin etkin ve verimli kullanılması gerekmektedir. Bunun gerçekleşmesinde önemli faktörlerden biri de sulamadır. Sulama, tarımsal üretimin sürekliliğini ve karlılığını artıran önemli faktörlerden biridir. Diğer üretim faktörlerinin etkinliğini arttırarak yüksek verim alınmasını ve dolayısıyla üretim değerinde artış sağlanmasında önemli paya sahiptir. Tarımda üretim değerinin artması, sulanan alanların ve birim alandan alınan ürün artışına bağlıdır. Dolayısıyla sulamaya açılan alanlarda, kuru tarım ya da nadas uygulaması yapıldığında ya da boş bırakıldığında üretim değeri kaybı meydana gelmektedir. Bu çalışmanın amacı, DSİ 25. Bölge Müdürlüğü görev alanında bulunan araziler için yukarıda belirtilen üretim değer kayıplarının ortaya konulmasıdır. Çalışmanın materyalini 2015-2020 arası yıllara ait “DSİ’ce İşletilen ve Devredilen Sulama Tesisleri Değerlendirme Raporu” ile “DSİ’ce İnşa Edilerek İşletmeye Açılan Sulama ve Bataklık Islahı Tesisleri Mahsul Sayım Sonuçları” adlı raporları oluşturmaktadır. Elde edilen sonuçlara göre, ele alınan altı yılda sulanabilen arazilerde, kuru tarım yapılması, boş bırakılması ve nadasa bırakılmasından dolayı toplam 707.048.805 $ üretim değeri kaybı söz konusudur.
Mostrar más [+] Menos [-]Farklı Kurutma Ajanları Eklenmesinin Dondurarak Kurutulmuş Hünnabın Fizikokimyasal Özellikleri ve Sorpsiyon Davranışı Üzerine Etkisi
2023
Banu Koç | Tarık Yörükoğlu
Bu çalışmada, inülin, gam arabik ve peynir altı suyu tozu gibi kurutucu ajanların eklenmesi ile dondurularak kurutulmuş hünnap tozunun, fiziksel özellikleri (yığın, partikül ve sıkıştırılmış yoğunluk, akabilirlik, gözeneklilik, partikül boyutu, higroskopiklik, kekleşme derecesi ve rekonstitüsyon özellikleri), kimyasal özellikleri (nem içeriği, renk, camsı geçiş sıcaklığı, toplam fenolik madde ve antioksidan aktivite) ve nem sorpsiyon izotermleri incelenmiştir. Kurutucu ajan olarak peynir altı suyu eklenmiş dondurarak kurutulmuş hünnap tozunun nem içeriği, higroskopi, Carr indeks, Hausner oranı ve kekleşme derecesi değerleri kurutucu ajan eklenmemiş (kontrol) hünnap tozundan daha düşük olmasına rağmen, camsı geçiş sıcaklığı, yığın ve sıkıştırılmış yoğunluk değerleri daha yüksek bulgulanmıştır. İnülin (74,07) ve peynir altı suyu tozu (72,07) eklenmiş hünnap tozunun parlaklık değerleri, gam arabik (66,56) eklenmiş hünnap tozu ve kontrole (65,85) göre daha parlak olduğu belirlenmiştir. Hünnap tozlarının hepsinde, nem sorpsiyon izotermleri sıcaklığa ve kurutucu ajanının tipine bağlı olarak değişmekte ve denge nem içerikleri ise artan sıcaklıkla birlikte azalmaktadır. Peynir altı suyu tozu içeren hünnap tozunun tek tabaka denge nem içeriği diğer tozlardan daha düşük çıkmış (GAB modeline göre 25°C için M0=0,072 g·g-1 kuru katı ve 40°C için M0=0,062 g·g-1 kuru katı) ve bu nem içeriğini sırasıyla inülin, gam arabik kurutucu ajan eklenmiş hünnap tozları ve son olarak kontrol grubu izlemiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Farklı Genotipik Damızlık Japon Bıldırcınlarında Canlı Ağırlığa Göre Seleksiyonun Yumurta Verim Özellikleri Ve Kuluçka Özelliklerine Etkisi
2023
İsmail Can Batkı | Mikail Baylan | Kadriye Kurşun
Bu araştırma, farklı genotipik damızlık japon bıldırcınlarında yumurta verim özellikleri ve kuluçka özelliklerinin belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. Araştırma da biri ticari (T) diğeri ise Çukurova Üniversitesinde yetiştirilen japon bıldırcını (CU) olmak üzere iki genotip kullanılmıştır. Her iki genotipten kuluçka sonunda 500 civciv elde edilmiştir. Elde edilen bıldırcınlar 5 hafta büyütüldükten sonra canlı ağırlığa göre seleksiyon yapılmıştır. Böylece, denemede 2 kontrol (TK, CUK), 2 seleksiyon (TS, CUS) ve 2 melez (TM, CUM) olmak üzere 6 farklı deneme grubu oluşturulmuştur. Her deneme grubundan 72 adet damızlık bıldırcın seçilmiş ve toplam 432 hayvan kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre, damızlıklarda 14 haftalık ortalama yumurta verimi boyunca en yüksek yumurta veriminin %79,13 ile ticari seleksiyon grubunda, en düşük ise %69,38 ile Çukurova Üniversitesi melez grubunda olduğu bulunmuştur. Yumurta ağırlığı açısından 3, 4 ve 5. haftada muamele grupları arasında gözlenen farkların önemli olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, kuluçka özellikleri bakımından ticari kontrol grubunun diğer gruplara kıyasla daha yüksek değerler sağladığı görülmüştür. %5 ve %50 cinsi olgunluk ağırlığının sırasıyla 323,62 g ve 347,50 g ile CUS grubunda görüldüğü ve gruplar arasındaki farklılığın önemli olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak, yumurta verimi ve kuluçka özellikleri bakımından ticari grup ve melezlerin üstün olduğu söylenebilir.
Mostrar más [+] Menos [-]Gıda Sistemlerinde Yenilebilir Filmler ve Kaplamalar
2023
Semra Bozkurt | Özgül Altay | Mehmet Koç | Figen Kaymak Ertekin
Sentetik ambalajların çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması ve gıdaların doğal yollarla korunmasına yönelik tüketici taleplerinin artması bu alanda alternatif yöntemlerin araştırılmasına öncülük etmiştir. Ambalaj teknolojisindeki yeniliklerden biri olan yenilebilir film ve kaplamalar, nem, gaz, yağ ve aroma geçişine karşı bariyer işlevi görerek gıdaların raf ömrünü uzatmak ve kalitesini iyileştirmek amacıyla kullanılmaktadır. Gıdaların yüzeyine ince bir tabaka şeklinde uygulanan veya ambalaj materyali olarak kullanılabilen yenilenebilir film ve kaplamaların üretiminde protein, polisakkarit ve lipid gibi farklı biyopolimerler kullanılmaktadır. Bu biyopolimerlere ek olarak yenilebilir film ve kaplamaların mekanik ve fonksiyonel özelliklerini geliştirmek amacıyla plastikleştirici madde, emülsifiyerler, antioksidan ve antimikrobiyal maddelerden de yararlanılabilmektedir. Filmlerin yapılma tekniği, kullanılan kaplama materyali tipi, kullanılan plastikleştirici madde cinsi ve konsantrasyonu, film hazırlama aşamasında yapılan kurutma işlemi ve çevresel faktörler (sıcaklık, bağıl nem, basınç) yenilebilir film veya kaplamaların fiziksel ve mekanik özelliklerini etkileyen önemli faktörlerdir. Bu derleme makalede yenilebilir film ve kaplamalar için kullanılan film materyalleri, film hazırlama yöntemleri, filmlerin yapısını etkileyen çevresel ve yapısal faktörler bir arada derlenmiş, bu faktörlerin filmlerin kalite özellikleri üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Aynı zamanda yenilebilir filmlerin gıdalarda kullanım alanları da değerlendirilmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Bazı Bağ Hastalıklarının Faster R-CNN Modeli ile Otomatik Tespit Edilmesi ve Sınıflandırılması
2023
Ziya Altaş | Mehmet Metin Özgüven | Kemal Adem
Türkiye, üzüm üretiminin en çok yapıldığı dünyanın en önemli bağ alanlarına sahip olan ülkelerdendir. Bağcılıkta verimliliği olumsuz etkileyen en önemli sebeplerden birisi bağ hastalıklarıdır. Bu çalışmada, bir yapay zekâ yaklaşımı olan Faster R-CNN derin öğrenme modeli kullanılarak bazı bağ hastalıkları tespit edilmiş ve sınıflandırılmıştır. Bu hastalıklar yaygın olarak görülen ve ekonomik sorun oluşturan külleme, mildiyö, ölü kol hastalığı ile asma yaprak kıvrılma virüs hastalığı (GLRaV) ve asma kısa boğum virüs (GFLV) hastalıklarıdır. Önerilen yöntem 11000 görüntü kullanılarak eğitilmiş ve test edilmiştir. Çalışma sonunda genel doğruluk oranı %92 bulunmuştur. Önerilen yaklaşım, literatürdeki benzer yöntemlerden daha iyi sonuçlar vermiştir. Bu nedenle yöntemin, bazı bağ hastalıklarının tespit edilmesi ve sınıflandırılmasında güvenilir bir şekilde kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.
Mostrar más [+] Menos [-]Farklı Üretim Ortamlarının İstiridye Mantarı (Pleurotus Ostreatus) Üretiminde Verim ve Kalite Üzerine Etkisi
2023
Murat Çetin | Turgay Kabay | Suat Şensoy
Yabani mantarlardan zehirlenme riski korkusu insanları kültüre alınabilen mantar türleri üretimini artırmaktadır. Bu mantar türleri içerisinde yer alan istiridye mantarı üretimindeki bazı avantajlar nedeniyle son yıllarda tercih edilir olmuştur. Mantar üretiminin artmasında üretim ortamlarında bölgesel çeşitliliğin sağlanması çok önemlidir. Bu çalışmada Van ve çevresine mantar üretimini yaygınlaştırmak ve bölge üreticilerinin kolay temin edebilecekleri saman ve atıl durumda olan demlenmiş çay atıklarında üretimin etkinliğini araştırmak amaçlanmıştır. Buğday samanı, demleme çay atığı ve hazır mantar üretim kitleriyle kurulan çalışma tesadüf parselleri deneme desenine göre dört tekerrürlü olarak tasarlanmıştır. Elde edilen mantarlarda, ilk hasat, karpofor ağırlığı, toplam verim, karpofor ölçüleri, makro ve mikro elementler parametrelerine bakılmıştır. Yapılan çalışmada çay ortamında üretilen mantar verilerinin, mantar üretimi yapan firmalardan alınan hazır kitlerden alınan mantar verilerine daha yakın sonuç alındığı görülmüştür.
Mostrar más [+] Menos [-]Lojistik Firma Personellerinin Organik Tarım Anlayışı; Iğdır İli Örneği
2023
Bayram Çavuşluk | Başaran Karademir
Organik tarım ürünü doğallığı sertifikalandırılan gıda olup son kullanıcıya kadar doğallığını kaybetmemesi gerekmektedir. Bu araştırmada ise lojistik (nakliye) sektörü çalışanlarının organik tarım ürünleri taşımacılığına olan yaklaşımının ortaya konulması amaçlandı. Araştırma Iğdır ilindeki 115 lojistik çalışanı üzerinde yüz yüze anket uygulaması şeklinde yürütüldü. Toplanan veriler sayısal ve oransal olarak değerlendirildi ayrıca karar ağacı metodu CART algoritmasının da içinde olduğu istatistik yöntemlerle analiz edildi. Çalışanların %96,5’i, organik gıdanın ne olduğunu bildiğini, %100’ü organik gıda yediğini, hatta %59,1’i organik gıda sertifikasının ne olduğunu bildiklerini iddia ettiler, fakat katılımcıların yalnızca %4,3’ü "Sence Organik gıda nedir" sorusuna organik gıda için "organik sertifikalı gıda", %27,8’i organik gıda satın alırken sertifikasına dikkat ettiği cevaplarını verdiler. Hatta katılımcıları %27,8’i ise ürüne gözle bakınca gıdanın organik olup olmadığını anladığını iddia etti. Bununla birlikte lojistik çalışanlarının %78,3’ü organik gıda taşımacılığı yaptıklarını, organik gıda taşımacılığında normal gıdaya oranla taşıma süresinin %94,8 oranında, soğutma sisteminin %100 oranında ve temizliğin %100 oranında önem arz ettiğini bildirdiler. Bunların dışında kendilerinin dışındaki sektör çalışanlarının organik gıda taşımacılığı konusunda yeterli düzeyde bilgilerinin olmadığını (%69,6) belirtirken kendilerinin ise konu hakkındaki büyük oranda (%61,7) yeterli düzeyde bilgi sahibi olduklarını iddia ettiler. Sonuç olarak, Iğdır yöresi lojistik firma çalışanlarının genel olarak organik gıdayı bildiklerini iddia etmelerine rağmen bilgi düzeylerinin yeterli olmadığı ortaya çıktı. Bu sonuçlara rağmen personellerin organik gıda taşımacılığında nelere dikkat etmeleri gerektiğini bildikleri gözlendi. Konu hakkındaki bilgi noksanlığının giderilmesinde TV-Radyo ve internet kullanımının bir araç olarak kullanılabileceği kanaati oluştu.
Mostrar más [+] Menos [-]