Refinar búsqueda
Resultados 151-160 de 195
Çanakkale İli Ezine İlçesi Geyikli Beldesinden Toplanan Salicornia europaea Popülasyonunda Bazı Kalite Parametrelerinin Belirlenmesi
2024
Tolga Sarıyer | Murat Şeker
Çanakkale Ezine İlçesine bağlı olan Geyikli beldesi Çanakkale’nin batısında bulunmaktadır. Yörede, doğadan toplanarak tüketilen pek çok bitkiden birisi olan Deniz Börülcesi (Salicornia europaea); Türkiye’de farklı bölgelerde de toplanıp sebze olarak kullanılmaktadır. Türkiye’de aktif olarak kültüre alınmamış olmakla birlikte bazı bilimsel denemelerde yer almıştır ve önemli bir halofittir. Deniz börülcesi pek çok besleyici özelliği olduğuna inanıldığından dolayı sık olarak tüketilmekte ve ticarete konu olmaktadır. Bu bitkinin yöreden toplanıp önemli özelliklerinin değerlendirilmesi bölgenin tarımsal anlamda gelişimi ve bitki ile yapılabilecek diğer tarımsal çalışmalara yol göstermesi açılarından önemli bir konudur. Çalışmanın amacı Çanakkale Ezine İlçesi, Geyikli beldesinde doğal ortamından toplanan S. europaea bitkisini askorbik asit, toplam karotenoid, suda çözünen kuru madde, pH, titre edilebilir asitlik parametreleri ve luteolin, apigenin, naringin, kateşin flavonoidleri açısından incelemektir. Böylece bölge tarımına katkıda bulunmak ve bu bitki ile yapılabilecek çeşitli çalışmalara yol göstermektir. Çalışma sonucunda değerlendirilen S. europaea popülasyonunun flavonoid içeriklerinin çoktan aza sırasıyla apigenin (649,461 mg/kg), naringin (117,51 mg/kg), kateşin (13,574 mg/kg) ve luteolin (0,984 mg/kg) olarak sıralandığı belirlenmiştir. Bunun yanı sıra yüksek bir suda çözünen kuru madde (°Briks) içeriğine (%11,7) sahip olduğu belirlenmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Zeytinyağı Sanayii Yan Ürünü Karasuyun Macar Fiğ- tritikale Silajlarının Kalitesi ve Mikrobiyolojik Özelliklerine Etkisi
2024
Asuman Arslan Duru | Dilek Aksu Elmalı | Osman Yüksel | Metin Duru
Bu çalışmada amaç, zeytinyağı sanayii yan ürünü olan karasuyun Macar fiğ-tritikale silajlarına farklı dozlarda ilavesinin kimyasal kompozisyon, fermentasyon, fiziksel, mikrobiyolojik özellikleri ve in vitro sindirilebilirlikleri üzerine etkisini incelemektir. Araştırma silajları belirtilen şekilde oluşturulmuştur: (i) %100 Macar fiğ-tritikale silajı (kontrol); (ii) %95 Macar fiğ-tritikale + %5 karasu; (iii) %90 Macar fiğ-tritikale + %10 karasu; (iv) %85 Macar fiğ-tritikale + %15 karasu; (v) %80 Macar fiğ-tritikale + %20 karasu. Silolama dönemi 56 gün devam etmiştir. Sonuç olarak, karasu ilavesiyle silajların koku, organik madde, pH ve suda çözünebilir karbonhidrat içerikleri azalmış; kuru madde, ham kül, ADF, ham yağ ve Fleig puanı artmıştır. Ham protein, ham selüloz, NDF, amonyak azot, laktik asit bakterileri, in vitro kuru madde ve organik madde sindirilebilirlikleri bakımından görülen farklılıklar önemli bulunmamıştır. Araştırma silajlarında sülfit indirgeyen anaeroblar, Listeria spp., Enterobactericeae ve maya içeriğine rastlanmamıştır. Küf içeriği, %15 karasu içeren grupta bir örnekte saptanmıştır. Araştırma sonunda, Macar fiğ-tritikale karışımlarından oluşan silajlara %20 düzeyine kadar karasu ilavesinin herhangi bir olumsuz etkisinin olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mostrar más [+] Menos [-]Gluten ve Gluten Metabolizması Bozukluğuna Bağlı Oluşan Hastalıklar
2024
Aybüke İmik | Ceren Gezer
İnsanların beslenmesinde gluten içeren besinler önemli yer tutmaktadır. Gluten metabolizması bozukluğuna bağlı oluşan hastalıklar bulunmakta olup bunlar çölyak hastalığı, buğdaya karşı IgE aracılı alerji ve çölyak dışı gluten duyarlılığı olarak sınıflandırılabilir. Bireylerin gluten duyarlılıkları arasında farklılıklar olup gluten duyarlılığı olan bireylerin gluten içeren besinleri tüketmeleri durumunda en başta bağırsak dokusu olmak üzere birçok dokuda histopatolojik yapılarında ve otoimmun sistemlerinde önemli değişiklikler meydana gelebilir. Dokuların histopatolojik yapısındaki değişiklikler dokulara göre değişmektedir. Otoimmun sistemdeki değişiklikler ise Transglutaminaz, Gliadin, IgA, IgG, CD4 ve CD8 gibi parametrelerden en az birinin veya birkaçının incelenmesi ile tespit edilebilir. Gluten metabolizması bozukluğuna bağlı oluşan hastalıklarda etkili tedavi şekli glutensiz/gluten kısıtlı diyet olmakla birlikte bağışıklık sisteminde rol alan mekanizma ve moleküllerin saptanması yeni tedavi yöntemlerini oluşturulmasına yol gösterebilir. Bu çalışmada amaç gluten ve gluten metabolizması bozukluğuna bağlı oluşan hastalıklar arasındaki ilişkinin derlemesidir.
Mostrar más [+] Menos [-]Çekirdekli ve Çekirdeksiz Nar Tanelerinin Ultrason Ön İşlemli Kurutma Kinetiğinin En Çok İki Parametre İçeren İnce Tabaka Modelleri Kullanılarak İncelenmesi
2024
Salih Eroğlu
Bu çalışmada çekirdekli ve çekirdeksiz nar taneleri (Punica granatum L.) ince tabaka halinde farklı sürelerde ultrason ön işlemi (US) uygulandıktan sonra 70 °C’de 1,3 m/s hava hızında kurutulmuştur. Nar tanelerinin kuruma kinetiğinin incelenmesi amacıyla literatürde çok kullanılan ancak karmaşık ve verilerin dönüştürülmesini gerektiren çok parametreli modeller yerine en çok iki parametreli modeller kullanılmıştır. Bu modeller Lewis (Newton), Page, Modifiye Page I, Weibull, Weibull I ve Modifiye Çift Terimli III modelleridir. Kurutma işlemlerini en iyi açıklayan modelin seçilmesi amacıyla hata kareleri ortalamasının kare kökü (RMSE) ve belirleme katsayısı (R2) değerleri incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre çekirdekli nar tanelerinin kurutulmasını tüm işlem koşullarında en iyi Page modelinin açıkladığı belirlenmiştir. Çekirdeksiz nar tanelerinde ön işlemsiz ve 10 dakika US ön işlemli nar tanelerinin kurutulmasını en iyi açıklayan modelin Page modeli, 20 ve 30 dakika US ön işlemli nar tanelerinin kurutulmasını en iyi açıklayan modelin ise Weibull modeli olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte, kurutma öncesinde uygulanan farklı sürelerdeki US ön işlemlerinin çekirdekli ve çekirdeksiz nar tanelerinin kuruma sürelerini önemli ölçüde azalttığı belirlenmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Farklı Yöntemlerle Pişirilen Araujıa Sericifera’nın (Ağaç bamya) Biyoaktif, Fizikokimyasal ve Duyusal Özellikleri Üzerindeki Etkilerinin Değerlendirilmesi: Çok Kriterli Karar Verme Analizi
2024
Cansu Çeviker | Tuğba Dedebaş | Tuğba Dursun Çapar
Ülkemizde ağaç bamya olarak bilinen Araujia sericifera Güney Amerika’ya özgü istilacı, yaprak dökmeyen ipeksi bir bitkidir. . Birçok sebze sahip olduğu biyoaktif bileşenleri ile sağlık üzerinde olumlu etkiler göstermektedir. Sebzelerin içermiş olduğu biyoaktif bileşenler pişirilme işlemi sırasında olumsuz etkilenmektedir. Çalışmada farklı pişirme tekniklerinin Araujia sericifera bitkisinin biyoaktif özellikleri üzerine etkisini belirlemek ve çok kriterli karar verme yöntemiyle en iyi biyoaktif özelliğe ve genel kabul edilebilirliğe sahip pişirme yöntemini tespit etmeyi amaçlamıştır. Farklı pişirme yöntemleri uygulanan ağaç bamya örneklerinin toplam fenolik madde miktarları 4,75-15,15 mg GAE/g aralığında değişim gösterirken sotelenmiş örneklerin diğer pişirme yöntemlerine göre daha yüksek fenolik madde içeriğine sahip olduğu tespit edilmiştir. Çok kriterli karar verme teknikleri sonuçlarına göre ağaç bamyayı pişirmek için yapılan soteleme yönteminin biyoaktivite ve genel kabul edilebilirlik açısından en iyi yöntem olduğu belirlenmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Dijital Hayvancılıkta Yapay Zekâ ve İnsansız Hava Araçları: Derin Öğrenme ve Bilgisayarlı Görme İle Dağlık ve Engebeli Arazide Kıl Keçisi Tespiti, Takibi ve Sayımı
2024
Cihan Çakmakçı
Küresel gıda talebindeki hızlı artış nedeniyle yüksek kaliteli hayvansal ürün üretiminin artırılması gerekliliği, modern hayvancılık uygulamalarında teknoloji kullanımı ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Özellikle ekstansif koşullarda küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde hayvanların otomatik olarak izlenmesi ve yönetilmesi, verimliliğin artırılması açısından büyük öneme sahiptir. Bu noktada, insansız hava araçlarından elde edilen yüksek çözünürlüklü görüntüler ile derin öğrenme algoritmalarının birleştirilmesi, sürülerin uzaktan takip edilmesinde etkili çözümler sunma potansiyeli taşımaktadır. Bu çalışmada, insansız hava araçlarından (İHA) elde edilen yüksek çözünürlüklü görüntüler üzerinde derin öğrenme algoritmaları kullanılarak kıl keçilerinin otomatik olarak tespit edilmesi, takip edilmesi ve sayılması amaçlanmıştır. Bu kapsamda, en güncel You Only Look Once (YOLOv8) mimari varyasyonlarından YOLOv8n, YOLOv8s, YOLOv8m, YOLOv8l ve YOLOv8x olmak üzere beş farklı model gerçek hayvan izleme uçuşlarından elde edilen İHA görüntüleri üzerinde eğitilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, 0,95 F1 skoru ve 0,99 mAP50 değeri ile hem sınırlayıcı kutu tespiti hem de segmentasyon performansı açısından en yüksek başarımı YOLOv8s mimarisi göstermiştir. Sonuç olarak, önerilen derin öğrenme tabanlı yaklaşımın, İHA destekli hassas hayvancılık uygulamalarında etkili, düşük maliyetli ve sürdürülebilir bir çözüm olabileceği öngörülmektedir.
Mostrar más [+] Menos [-]Fındık İşletmelerinin Ekonomik Sürdürülebilirliğine Etki Eden Faktörlerin Belirlenmesi
2024
Hüseyin Meral | Mehmet Aydoğan | Alpay Esen | Ekrem Ergün
Bu çalışma, fındık tarım işletmelerinin ekonomik sürdürülebilirliğini ve sürdürülebilirliği etkileyen faktörleri belirlemeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın ana materyalini 2021 yılında, 380 fındık üreticisi ile yüz yüze yapılan anketlerden elde edilen veriler oluşturmaktadır. Fındık tarım işletmelerinin sosyo-ekonomik özelliklerinin karşılaştırılmasında tek yönlü Varyans analizi ve Kruskal Wallis testi analiz yöntemlerinden yararlanılmıştır. Ekonomik sürdürülebilirliği etkileyen faktörlerin belirlenmesinde çoklu doğrusal regresyon modelinden faydalanılmıştır. Araştırma sonucunda fındık tarım işletmelerinin ekonomik sürdürülebilirlik endeksi ortalaması 0,48 olarak hesaplanmıştır. Trabzon (0,37), Giresun (0,43) ve Ordu (0,46) illerindeki işletmeler ortalamanın altında ekonomik sürdürülebilirliğe; Samsun (0,58), Sakarya (0,61) ve Düzce (0,64) illerindeki fındık işletmeleri ise ortalamanın üstünde ekonomik sürdürülebilirliğe sahiptirler. İşletmelerin ekonomik sürdürülebilirliğini çiftçinin yaşı negatif; eğitim süresi, hanehalkı büyüklüğü, köyde ikamet etme, tarımsal örgütlere üyelik, fındık verimi ve satış fiyatı pozitif etkilemektedir. Çiftçilerin bilgi düzeylerinin artırılmasına yönelik eğitim çalışmaları yapılması, kırsal göçü önleyici politikaların uygulanması ve verim artışına yönelik yayım çalışmalarının gerçekleştirilmesi ekonomik sürdürülebilirliğe katkı sağlayacaktır.
Mostrar más [+] Menos [-]Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)Tatlısu Göletlerinin Yaz Fitoplanktonu Üzerine İlk İncelemeler
2024
Haşim Sömek | Semra Cirik
Bu araştırmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan 12 göletin fitoplanktonik organizmaları taksonomik ve ekolojik yönden incelenmiştir. Her gölet için, sadece bir adet örnekleme istasyonu seçilmiştir. 22 Haziran 2002’de 12 istasyondan 60 μ göz açıklığındaki plankton kepçesi ile toplanan örnekler % 4’lük formaldehit ile fikse edilerek, optik mikroskopta incelenmiştir. Çalışmada tayin edilen organizmaların 15’i Cyanobacteria, 24’ü Heterokontophyta, 3’ü Dinoflagellata, 9’u Euglenophyta ve 34’ü Chlorophyta’ dan olmak üzere toplam 85 fitoplankton taksonu tespit edilmiştir. Göletler, fitoplankton taksonlarının varlık ve yokluklarına baz alınarak uygulanan kümelenme ve metrik olmayan çok boyutlu ölçeklendirme analizine göre 4 gruba ayrılmıştır. Yarı kurak iklim koşullarından etkilen göletlerdeki sığlaşmanın ve tuzluluğun fitoplankton dağılımında ana faktör olduğu değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda saptanan taksonlar, fitoplanktonik organizmalar üzerine çalışmaların mevcut olamadığı K.K.T.C tatlısu alg florasi için ilk kayıtlardır.
Mostrar más [+] Menos [-]Türkiye'de Yağış Ölçer Ağı Yoğunluğunun Yağış Dağılımı Modellemesine Etkisinin Değerlendirilmesi: Antalya Havzası Örneği
2024
Hasan Hüseyin Aksu
Yağış deseninin ve potansiyelinin doğru belirlenmesi su kaynakları yönetimi, planlaması ve geliştirilmesi açısından çok önemlidir. Yağışlar zamana ve yere göre en fazla değişkenlik gösteren iklim elemanıdır. Bu sebeple yağış ölçümlerinde diğer iklim elemanlarından daha sık ölçüm ağına ihtiyaç duyulur. Bu çalışmada yağış ölçer ağı sıklığı ve konumunun Antalya Havzasında yağış deseni, miktarı ve hacmine olan etkisinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu maksatla çalışmada iki farklı veri seti kullanılmıştır. Veri Seti-1’de sadece Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) istasyonlarına ait yağış verileri kullanılmıştır. Veri Seti-2’de MGM ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) istasyonlarına ait yağış verileri birlikte kullanılmıştır. Veri setlerinin mekânsal enterpolasyonunda, çok yaygın bir kullanım alanına sahip olan jeoistatistik Ordinary Kriging (OK) yöntemi uygulanmıştır. Veri setlerinin sonuçları çapraz doğrulama yöntemiyle ölçülmüş ve Ortalama Mutlak Hata (MAE), Ortalama Karekök Hatası (RMSE), Belirleyicilik Katsayısı (R2) ve Nash-Sutcliffe etkinlik katsayısı (NSE) ile karşılaştırılmıştır. Veri Seti-1 ile NSE: 0.64, R2: 0,64, MAE: 123,75 ve RMSE: 145,83; Veri Seti-2 ile NSE: 0,77, R2: 0,77, MAE: 111,55 ve RMSE: 135,22 olarak hesaplanmıştır. Veri Seti-1 ile karşılaştırıldığında Veri Seti-2’nin hata miktarları daha düşük, doğruluğu ve çalışma alanını temsil etmesi daha yüksektir. MGM ve DSİ istasyonlarının birleştirilerek kullanılması çalışma alanında istasyon ağı sıklığı ve homojenliği sağlamıştır. Bu uygulama enterpolasyon metodunun da başarısını artırmıştır. Havzanın alansal ortalama yağış miktarı MGM istasyonlarıyla 763 mm, Veri Seti-2 istasyonlarıyla 887,1 mm olarak hesaplanmıştır. DSİ yağış istasyonu verilerinin kullanımı Antalya Havzanın yağış deseni ve potansiyelinde büyük farklılıklar oluşturmuştur.
Mostrar más [+] Menos [-]Karadeniz Bölgesinde Yaşayan Tüketicilerin Fındığa Yönelik Tutumlarının Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma
2024
Derya Öztürk
Bu çalışmada, Karadeniz Bölgesinde yaşayan tüketicilerin fındığa yönelik tutumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada ayrıca, katılımcıların fındığa yönelik tutumlarının demografik özelliklerine göre farklılık gösterip göstermediği de tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmanın evrenini Karadeniz Bölgesinde yaşayan 18-65 yaş arasındaki kişiler oluşturmaktadır. Örneklemini ise kolayda örnekleme yöntemi ile seçilen ve gönüllü olarak araştırmaya katılan 384 kişi oluşturmaktadır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiksel analizler, açımlayıcı faktör analizi, t-testi ve Anova testleri kullanılmıştır. Araştırma bölgesindeki tüketicilerin çoğunluğunun fındığı genellikle haftada 2-3 kez olmak üzere yarım avuç kadar natürel iç fındık şeklinde akşam öğünlerinde tükettikleri görülmüştür. Tüketicilerin fındığa yönelik tutumlarını ölçmek amacıyla yapılan faktör analizi sonucunda sağlık, kültür, mutluluk ve lezzet olmak üzere dört alt boyut elde edilmiştir. Fındığa yönelik tutum ölçeğinin lezzet alt boyutu hariç diğer bütün alt boyut ortalamalarının tüketicilerin bazı demografik özelliklerine göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Bekar ve erkek tüketicilerin evli ve kadın tüketicilere oranla fındığa yönelik tutumlarında mutluluk alt boyutunun daha önemli olduğu görülmüştür. Tüketicilerin yaş ve eğitim düzeyi arttıkça fındığa yönelik tutumlarında sağlık alt boyutunun daha önemli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışma sonucunda elde edilen bulguların; fındık tüketicilerinin yaşam standartlarını sağlıklı yaşam ve psikolojik olarak mutluluk ekseninde ele alarak insanlara yol göstermesi açısından faydalı olacağı düşünülmektedir.
Mostrar más [+] Menos [-]