Refinar búsqueda
Resultados 31-40 de 259
Evaluating Some Turkish Originated Oat Genotypes for Some Agronomic Traits
2017
Ziya Dumlupınar | Ali Tekin | Sevgi Herek | Abdulkadir Tanrıkulu | Tevrican Dokuyucu | Aydın Akkaya
In this study 384 Turkish originated oat genotypes obtained from different gene banks, were characterized and evaluated for agronomical traits with four commercial cultivars (Checota, Sebat, Faikbey and Seydişehir) under augmented experiment design for 2012-2013 and 2013-2014 cropping years. Oat landraces were evaluated for stem diameter (SD), plant height (PH), panicle length (PL), vegetative period (VP), grain filling period (GFP), days to maturity (DM), grain number per panicle (GNP), grain weight per panicle (GWP), thousand kernel weight (TKW), lodging (LOD), barley yellow dwarf virus (BYDV) and single row yield (SRY) under Kahramanmaraş conditions. According to the results of field trail for two years, differences of genotypes were significant for SD, PH, PL, VP, DM, TKW and SRY. However, the components such as SD, PL, VP, GFP, DM, GNP, GWP, TKW and SRY were significantly changed for the years and year x genotype interactions were also significant for PL, VP, DM, TKW and SRY. The landraces performed better than the commercial ones for the most of the evaluated traits. The SRW ranged between 4.65 g (TL444) to 202.1 g (TL614). Moreover, the other genotypes with the higher SRY were TL708, TL714, TL734 and TL703 genotypes with 167.85, 160.25, 153.90 and 149.7 g SRY, respectively.
Mostrar más [+] Menos [-]Sıcaklık Kontrollü Mikrodalga Kurutma Yönteminin Alıç (Crataegusspp. L.) Meyvesinin Kuruma Karakteristikleri ve Renk Değerleri Üzerine Etkisi
2017
Hakan Polatcı | Muhammed Taşova
Bu çalışmada alıç meyvesi sıcaklık kontrollü bir mikrodalga kurutucuda kurutularak kuruma süresi, renk değeri ve ürünün kuruma eğrilerini en iyi tahmin eden matematiksel model belirlenmiştir. Ürünler tasarlanan sıcaklık kontrollü mikrodalga kurutucuda 50, 60 ve 70ºC sıcaklıklarda kurutulmuştur. Kuruma süreleri 50, 60 ve 70ºC kurutma sıcaklıkları için sırasıyla 129, 66, ve 45 dakika olarak belirlenmiştir. En kısa kuruma süresi 70ºC kurutma sıcaklığında olurken en uzun kuruma ise 50ºC kurutma sıcaklığında olmuştur. Kuruma eğrilerini tahmin etmek için ince tabakalı kurutma modellerinden Yağcıoğlu, Midilli- Küçük ve Page matematiksel modelleri kullanılmıştır. Kuruma eğrilerini en iyi tahmin eden matematiksel modelin Midilli-Küçük modeli olduğu belirlenmiştir. Ayrıca taze ve kurutulmuş alıç meyvesinin kalite kriteri olarak renk değerleri araştırılmıştır. L parlaklık ve a kırmızılık renk değerleri açısından her üç kurutma sıcaklığında da kurutulan ürünler ile taze ürün arasında istatistiki açıdan bir farklılık oluşmuştur. b sarılık değeri açısından ise istatistiki olarak 50 ve 70ºC sıcaklıkta kurutulan örneklerle taze ürün arasında bir farklılık oluşmamıştır. Taze ürünlere ait hesaplanarak belirlenen kroma, hue açısı ve esmerleşme değerleri ile kurutulan ürünlere ait kroma ve esmerleşme değerleri arasında ise rakamsal olarak büyük bir farklılık yoktur. Ancak taze ürünün kroma ve kahverengilik değerlerine en yakın değerler 70ºC kurutma sıcaklığında yapılan kurutma işleminde belirlenmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Phytochemical Properties and Proximate Composition of Papaya (Carica papaya L. var solo 8) Peels
2017
Adingra Kouassi Martial-Didier | Konan Kouassi Hubert | Kouadio Eugène Jean Parfait | Tano Kablan
Papaya (Carica papaya) is a common tropical fruit used for nutrition as well as medicinal purposes. Apart from fruit, seed, latex and other plant parts of papaya tree have been shown to have medicinal properties. Since, no systematic study has been performed on nutritional analysis of papaya (Carica papaya L. var solo 8) peels. In this study, the proximate composition, mineral element profile and phytochemical composition of papaya (Carica papaya L. var solo 8) peels were investigated. The peels were harvested fresh, dried in an oven at 45°C for 48 hours, ground and analyzed according to standard procedures. Proximate analysis showed high level of proteins (11.67 ± 0.04 %), crude fibre (32.51 ± 0.03 %), carbohydrate (47.33 ± 0.08 %), ash (5.98 ± 0.03 %) 0.03 %) and fat (2.51 ± 0.13 %). Mineral analysis indicated the papaya (Carica papaya L. var solo 8) peels were specifically rich in potassium and phosphorus. Potassium was found to be the most abundant mineral present in the peels (516.33 ± 0.82 mg/100g). Phytochemical composition showed high level of total phenolic (65.48 ± 0.39 mg (GAE)/100 g DW), flavonoids (5.58 ± 0.83 mg (QE)/100 g DW) and tannins (10.51 ± 0.93 mg (TAE)/100 g DW). The methanolic extracts of the papaya (Carica papaya L. var solo 8) peels exhibited the high DPPH radical scavenging activities (81.89 ± 0.14 %).These data indicated that this papaya (Carica papaya L. var solo 8) peels could constitute a potential good source of natural antioxidant for local population.
Mostrar más [+] Menos [-]Bitkilerde Hücre İçi Demir Dağıtım Mekanizmaları
2017
Emre Aksoy | Sefa Ayten | Bayram Ali Yerlikaya | Buasimuhan Abudureyimu
Temel mikro-besin elementi demir (Fe) bitkide önemli rolleri bulunan birçok metalloproteinin aktif bölgesinde kofaktör olarak yer alır. Öte yandan aşırı reaktif olduğundan, hücre içerisinde fazla birikimi reaktif oksijen türlerinin üretimini tetikleyerek hücre ölümlerine neden olur. Dolayısıyla hücre içerisindeki demir homeostazı bitki gelişimi için çok önemlidir. Bitkiler demiri kök içerisine aldıktan sonra hücre içi kompartmanlara dağıtımını yaparlar. Hücre içi demir taşınımı ve dolayısıyla hücresel demir homeostazı farklı membran protein ailelerinin senkronize kontrolü sayesinde yürütülmektedir. Bu membran proteinlerinin demir eksikliği altında ifade seviyelerinin arttığı keşfedilmiştir. Bu taşıyıcıların görev ve regülasyonlarının irdelenmesi bitkilerdeki demir alım ve dağıtım mekanizmalarının anlaşılması açısından çok önemlidir. Bu yüzden bu derlemede hücre içerisine alınan demirin organellere dağıtımından sorumlu taşıyıcılar ile bu taşıyıcılar hakkındaki güncel gelişmelerden bahsedilmektedir.
Mostrar más [+] Menos [-]Growth Performance, Carcass Characteristics and Serum Biochemistry of Broiler Chicken Fed Graded Levels of Sun-Dried Irish Potato Peel Meal
2017
Wafar James Raphael | Ojinnaka Ebere Perpetual | Tarimbuka Isa Luka | Iliya Samuel Deacon | Shehu Ibrahim Isa
An experiment was conducted to evaluate the effect of substituting different levels of sun-dried Irish potato peel meal (SPPM) for maize in diets of broiler chickens. Five diets in which SPPM was replaced with 0 (0SPPM), 25 (25SPPM), 50 (50SPPM), 75 (75SPPM) and 100% (100SPPM) of maize in starter and finisher diets for a 8 week period using broiler chickens were examined. A total of 300 two weeks old broilers chicks Anak 2000 were randomly allotted to five experimental diets with six pen per treatment and 10 birds chicks per pen. Body weight and feed intake of broilers, and feed conversion ratio were determined at the beginning and 56th day of the experiment respectively. On day 56, four broilers from each pen were selected and slaughtered to determine some carcass characteristics and serum biochemistry. The result of growth performance showed that 100SPPM decreased daily weight gain of chickens when compared to other SPPM levels (P
Mostrar más [+] Menos [-]A Study on Prevalence of Escherichia coli O157 with a Verified Method in Foods
2017
Semiha Yalçın | Ayla Ünver Alçay | Gözde Yüzbaşıoğlu | Burcu Çakmak | Aysun Sağlam
The purpose of this study were to identify the presence of E.coli O157 and to determine its prevalence in foods which were collected from various restaurants, shops and markets in Istanbul. Also, validation of detection method of E. coli O157 in all food stuffs was carried out according to applicability, repeatability, and minimum detection limit (LOD) and false positive and negative analysis based on TS EN ISO 16654 standard method. The results showed that the prevalence of E. coli O157 in food was 2%, and its prevalence increased in April and May.
Mostrar más [+] Menos [-]Probiotic Lactococcus lactis: A Review
2017
Priti Khemariya | Sudhir Singh | Gopal Nath | Anil K Gulati
Lactococcus lactis plays a critical role in food, dairy and health sectors. In food and dairy industries, it is found in production processes of various fermented products such as sausages, pickled vegetables, beverages such as beer and wine, breads, soymilk kefir, sour milk, butter, cream, fresh cheese and different types of cheeses, like Cheddar, Colby, Cottage cheese, Camembert, cream cheese, Roquefort and Brie. Additionally, there is an increasing interest towards the possible health benefits of the probiotic activity of this organism which generally is species and strain specific and depends upon the survival in gastrointestinal tract with sufficient number. Certain strains have the ability to produce antimicrobial peptide called nisin which exhibits preservative potential. Therefore, application of bacteriocinogenic Lactococcus lactis in food and dairy sectors to preserve foods as a natural way and contributing health promoting attributes due to probiotic activity would definitely fulfil today’s consumer demands. This paper aimed to review the adaptation, antibiotic resistance, therapeutic and preservation potential of bacteriocinogenic and probiotic Lactococcus lactis.
Mostrar más [+] Menos [-]Suitibility of Hair Goat Breeding with regards to Organic Production
2017
Mahmut Keskin | Sabri Gül | Osman Biçer | Zuhal Gündüz
Although the intensification of agricultural production is the reason for feeding of increasing human population the demand for organic or ecological products is increasing in parallel with the social consciousness in recent years. Hair goat breeding is made in a large part of Turkey that is suitable or may become suitable for organic production system with a few arrangements. In this study, Hair goat breeding was evaluated together with the Regulation on the Principles and Implementation of Organic Agriculture. The study is important in terms of ensuring sustainability of hair goats under the threat of crossbreeding by assessing it within organic production.
Mostrar más [+] Menos [-]Determination of the Response of Some Cotton Varieties to Cotton Wilt Disease Caused by Verticillium dahliae Kleb
2017
Sadettin Çelik | Adem Bardak | Oktay Erdoğan | Döne Parlak | Rıdvan Uçar | Halil Tekerek | Ali Can Sever | Khizer Bahatti Hayat
Verticillium Wilt Disease is one of the most important diseases affecting the rate of cotton yield. There is no economic chemical control for Verticillium wilt, but it is recommended to use resistant varieties to control this disease. This experiment was carried out in a randomized plot design with four replications in the growth chamber to determine the response of some cotton cultivars against a defoliating and non-defoliating pathotypes of Verticilllium dahliae Kleb. In the study, a total of twenty cotton cultivars i.e. the resistant control GIZA 75, the tolerant control CARMEN and the susceptible control ACALA SJ2, defoliating (PYDV6 isolate) and non-defoliating (Vd 11 isolate) pathotypes were used, and cotton varieties were tested using conidial suspension technique. Analysis of variance showed significantly (P
Mostrar más [+] Menos [-]Difenbahya (Dieffenbachia amoena Gentil)’nın Sıcaklığa Bağlı Olarak İç Ortamdaki CO2 Miktarına Etkisi
2017
Hakan Şevik | Mehmet Çetin | Kerim Güney | Nur Belkayalı
Günümüzde insan ömrünün en az %80’i kapalı mekanlarda geçmekte ve bu kapalı mekanlardaki iç ortam hava kalitesi insanların sağlıklarını ve performanslarını doğrudan etkilemektedir. Özellikle CO2 miktarı belirli seviyelerin üzerine çıktığında baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk, konsantrasyon bozuklukları, boğaz ve burun tahrişi, burun akıntısı, öksürük ve göz akıntıları gibi pek çok rahatsızlığa sebep olmaktadır. İç ortamdaki CO2 miktarını etkileyen en önemli faktör canlı metabolik faaliyetleridir. Solunumla artan CO2 miktarı fotosentezle azalmaktadır. Dolayısıyla iç mekanlarda bitkiler CO2 miktarını azaltmak amacıyla kullanılabilir. Ancak bitkilerin iç ortamdaki hava kalitesine etkisi konusunda yeterli bilgi bulunmadığından, bitkiler iç ortamdaki CO2 miktarını azaltmak konusunda etkin ve bilinçli bir şekilde kullanılamamaktadır. Bu çalışmada iç mekan süs bitkisi olarak en sık kullanılan bitkilerden birisi olan difenbahyanın (Dieffenbachia amoena Gentil) iç ortamdaki CO2 miktarına etkisinin sıcaklığa bağlı olarak değişiminin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma sonucunda difenbahyanın karanlık ortamda yaptığı solunumun sıcaklığa bağlı olarak önemsiz düzeyde olduğu belirlenmiştir. Ancak ışık bulunan ortamda en yüksek etkiyi 23-24℃ sıcaklıklarda gösterdiği, 30°C sıcaklıktaki fotosentez hızının, 20°C dekinden düşük ancak 15°C dekinden daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]