Refinar búsqueda
Resultados 311-320 de 395
Ankara İlinde Keçi Eti ve Et Ürünleri Tüketici Algısını Etkileyen Faktörler Texto completo
2023
Özge Aksit | Gürsel Dellal | Simge Tütenk | Erkan Pehlivan
Bu çalışma Ankara ili merkez ilçelerinde ikamet eden (Altındağ, Çankaya, Etimesgut, Gölbaşı, Keçiören, Mamak, Pursaklar, Sincan ve Yenimahalle) tüketicilerin keçi eti ve et ürünlerine karşı olan algılarını belirlemek ve bu ürünlerin tüketiminde etkili olan faktörlerin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla 269 tüketiciyle yüz yüze anketler gerçekleştirilerek tüketicilerin sosyo-ekonomik ve demografik özellikleri, keçi eti ve et ürünleri tüketmeye ve satın almaya yönelik davranışları incelenmiştir. Araştırma bulguları ki kare istatistik yöntemi ve çapraz tablo ile analiz edilmiştir. Ankete katılan tüketicilerin %82,2’sinin keçi eti ve et ürünlerini tüketmediği %17,8’inin ise tükettiği belirlenmiştir. Tüketiciler tarafından keçi eti ürünü olarak en çok kuşbaşı (%16,7) ve kıyma (%13,8) tüketildiği ve aylık keçi kuşbaşı ve keçi kıyması tüketim miktarlarının sırasıyla; 0,20 ve 0,17 kg olduğu tespit edilmiştir. Yapılan ki kare analizi sonucunda tüketicilerin demografik özellikleriyle keçi eti ve et ürünleri tüketimi arasındaki ilişkinin istatistik olarak önemli olmadığı fakat erkek, evli,18-45 yaş aralığında ve eğitim düzeyi yüksek bireylerin keçi eti tüketme eğilimlerinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte kurban kesme eğilimiyle keçi eti tüketimi arasındaki ilişkinin önemli olduğu tespit edilmiştir. Keçi eti ve et ürünleri tüketici tercih ve algısının arttırılmasına yönelik yapılacak olan tanıtım çalışmalarında bu özelliklerin dikkate alınması daha etkili sonuçlar elde edilmesine neden olacaktır.
Mostrar más [+] Menos [-]Farklı Arazi Kullanım/Arazi Örtüsü Haritalarının Doğruluk Değerlendirmesi: TR21 Trakya Bölgesi Örneği Texto completo
2023
Bahadır Altürk
Arazi kullanım/arazi örtüsü haritalarının, gerçek yersel verilerle uyumlu olması doğru ve etkin bir arazi planlamasında çok önemlidir. Bu çalışmada, TR21 Trakya Bölgesi için kullanılabilecek, güncel, küresel ve bölgesel arazi kullanım/arazi örtüsü haritalarının doğruluk değerlendirmesi yapılmıştır. 400 referans nokta, arazi sınıflarına katmanlı rastgele olacak şekilde dağıtılmıştır. Kappa testi ile belirlenen arazi kullanım/arazi örtüsü doğruluk değerleri Copernicus, ESA, Corine düzey 1 ve düzey 2 haritaları için sırasıyla; 0,63, 0,83, 0,80 ve 0,71’dir. Sınıflandırılmış haritaların, bölgede çok fazla yer kaplayan ekilebilir tarım arazileri ve orman alanlarını iyi derecede temsil ettiği bununla birlikte maki/çalılık ve fundalık alanlarda ve mera ve çayır alanlarda doğruluk oranının düşük kaldığı sonucuna varılmıştır. Bütün haritalar birlikte değerlendirildiğinde, mekansal planlama çalışmalarında, bölgesel ölçekte ESA verilerinin, yerel çalışmalarda ise Corine düzey 2 verilerinin kullanılması çok faydalı olacaktır.
Mostrar más [+] Menos [-]Küresel Salgının Ankara İli Kentsel Su Tüketimine Etkileri Texto completo
2023
Reyyan Gündoğdu | Alper Serdar Anlı
Temiz içilebilir su kaynaklarına ihtiyacın en fazla hissedildiği koronavirüs küresel salgınıyla birlikte kentsel su tüketimine olan bağımlılık artmıştır. Küresel salgın döneminde, su kullanımının değişiminin incelenmesi, kentsel su kullanım arzının sürdürülebilirliğinin sağlanmasının önemini göstermektedir. Bu çalışmanın amacı, Ankara ilinde küresel salgınla birlikte kentsel su tüketiminde bir artış olup olmadığını tespit etmektir. Çalışmanın materyali 2010-2021 yılları arasında Ankara iline ait aylık su tüketim verisinden oluşmaktadır. Salgın öncesi (Temmuz 2018-Şubat 2020) ve salgın sonrası (Mart 2020-Ekim 2021) olmak üzere iki dönem ve toplam 40 aylık su tüketim verisi kullanılmıştır. Parametrik olmayan Mann-Whitney U testi ve Parametrik Genişletilmiş Dickey-Fuller testi kullanılarak su tüketimindeki değişim analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda konut su tüketiminde en yüksek artış 2019 yılına göre %94,04 ile 2020 yılı haziran ayında, en yüksek azalış 2020 yılına göre %42,54 ile 2021 yılı haziran ayında gerçekleşmiştir. İşyeri su tüketiminde en yüksek azalış 2019 yılına göre %74,31 ile 2020 yılı mayıs ayında, en yüksek artış 2020 yılına göre %63,76 ile 2021 yılı mayıs ayında meydana gelmiştir. Toplam su tüketiminde ise salgın öncesi ve salgın sonrası dönemler için anlamlı bir değişim görülmemiştir. Mann-Whitney U testi sonuçlarına göre salgın öncesi ve salgın sonrası 20 aylık dönemlere göre konutlarda ve işyerlerinde su kullanımındaki farklılık istatistiksel olarak önemli çıkmış (P= 0,015 ve P= 0,041) ve medyan değerlerine göre su tüketiminde salgın öncesinden salgın sonrasına doğru konutlarda artan bir trend, işyerlerinde ise azalan bir trend izlenmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Fonksiyonel Özellikleri Geliştirilmiş Tarhana Üzerine Farklı Kurutma Yöntemlerinin Etkilerinin Belirlenmesi Texto completo
2023
Mehmet Sezgin Işık | Rabia Bilgin | Çağlar Gökırmaklı | Gülçin Şatır | Zeynep Güzel Seydim
Tarhana çorbası, yüksek besin değeri ile Türkiye’de tüketimi yaygın geleneksel bir gıdadır. Tarhana genellikle buğday unu, yoğurt ve domates, yeşil biber, soğan gibi sebzeler kullanılarak hazırlanır; ısıl işlem, fermantasyon ve kurutma başlıca uygulamalardır. Karabuğday, çölyak hastalarının tüketimi için önemli bir bileşendir. Su kefiri, probiyotik ürün tüketimi ve vegan bireyler için önemli potansiyele sahiptir. Bu çalışmanın amacı, fonksiyonel özellikleri geliştirilmiş tarhana üretimidir. Bunun için tarhana üretiminde balkabağı, karabuğday unu kullanılarak ve yoğurt yerine su kefiri fermantasyonu ile biyoaktif bileşenler artırılmıştır. Tarhanalar konvansiyonel yöntemle ve dondurularak kurutularak bileşen özellikleri belirlenmiştir. Tarhana hamuru fermantasyon sonrasında 30°C'de 48 saat konvansiyonel yöntemle (KKT) ve -55°C'de 24 saat dondurularak kurutulmuştur (DKT). Daha sonra tarhana örnekleri 100 µm düşük yoğunluklu polietilen torbalarda paketlenerek 4°C'de muhafaza edilmiştir. Raf ömrü süresince mikrobiyolojik analizler (Lactobacillus spp., Lactococcus spp. ve maya), kimyasal analizler (pH, % kurumadde, % kül), toplam fenolik madde, toplam antioksidan aktivite (DPPH ve TEAC), renk analizi ve tarhanalarda duyusal değerlendirme yapılmıştır. KKT örneklerinin mikrobiyal bileşimi 6,80 log kob/g Laktobasil, 6,40 log kob/g Laktokok ve 5,30 log kob/g maya’dır. DKT örnekleri 7,10 log kob/g Laktobasil; 7,0 kob/g Laktokok ve 5,20 log kob/g maya içermektedir. Su kefiri mikrobiyotası tarhana hamurunda gelişme göstermiştir. KKT ve DKT örneklerinde toplam fenolik madde sırasıyla 59,10 ve 55,52 mg/L GAE tespit edilmiştir. KKT ve DKT örneklerinin TEAC değerleri sırasıyla 38,2 ve 36,9 mM; DPPH değerleri sırasıyla 3,90 ve 12,30 mM’dır. Balkabağı, tarhana örneklerinin toplam antioksidan kapasitesini artırmıştır. Dondurularak kurutulan tarhanalarda duyusal beğeni daha yüksektir.
Mostrar más [+] Menos [-]Evaluation of the Effects of Drying Methods on Post Aflatoxin Infection in Maize Texto completo
2023
Erastus Dushimeyesu | Sylvestre Habimana | Fabrice Musana Rwalinda
The cultivation and the usage of maize have been significantly increased across all provinces of Rwanda. Nevertheless, the problem of aflatoxin contamination remains a major factor that renders them to be unfit for animal and human consumption. In this research, the effects of drying methods (sun drying, kitchen drying, dry shelter) post aflatoxin infection in maize were evaluated in Northern Rwanda. A randomized complete block design with four replications was used with maize variety (H628) with drying methods as the main plot. Maize samples were tested for aflatoxin using aflatest. In both seasons (2021 A and 2021 B) the aflatoxin results show that the aflatoxin infection levels were lower in maize dried with kitchen drying (1.4 ppb) compared to the samples dried with sun drying (1.6 ppb) and dry shelter (2.2). Also, it was seen that the three drying methods are good for reducing the aflatoxin infection levels lower than 10 ppb as standards limit for East African countries. The aflatoxin infection levels were found to be significant (≤10 ppb) as results of kitchen drying than sun drying and dry shelter methods. This research resulted that proper drying such as drying maize on kitchen fire (kitchen drying) produce the lower level of aflatoxin infection in maize.
Mostrar más [+] Menos [-]Exposure Assessment of Aflatoxin M1 Through Ingestion of Infant Formula in Türkiye Texto completo
2023
Tuğba Demir | Sema Ağaoğlu
The objectives of the study were to determine the aflatoxin M1 (AFM1) content in ınfant formula samples in Türkiye and to assess the risk of infants’ exposure to aflatoxins food contamination. A total number of 72 samples of infant formulas (premature, hipoallergenic, 0-6, 6-9,9-12 and 12-36 months) were analyzed for the presence of AFM1 using the Enzyme Linked Immunosorbent Assay (ELISA) method. 49% of the samples (35 samples) were contaminated with AFM1 and the group most highly contaminated with AFM1 was infant formulas 12-36 (8 samples) months. In addition, this study aimed at evaluating AFM1 levels especially above international (European Commission) (0.025 µg/kg) and local (Türkiye Food Codex Regulation) (0.025 µg/kg) standards and cancer risks associated with the ingestion of infant formula sampled from Türkiye. Five samples of infant formula had AFM1 concentration above maximum allowable concentration according to the standards. Risk assessments of AFM1 for infants ranged between 0.002- 0.035 ng/kg bw/day and >100.000–5263.15 respectively for Estimated Daily Intake (EDI), and Margin of Exposure (MOE). The riskiest group was determined in the 9-12 months samples. Results of our study indicate the high risk of infants’ exposure, who are at the early stage of development and vulnerable to toxic contaminants.
Mostrar más [+] Menos [-]Exopolysaccharides from Lactic Acid Bacteria: A Review on Functions, Biosynthesis and Applications in Food Industry Texto completo
2023
Tuğba Karabekmez Erdem | Hazel Dilşad Tatar | Sermet Ayman | Yekta Gezginç
Lactic acid bacteria are the substantial source for producing polysaccharides used in technological applications as thickeners and viscosifiers in the food industry. A broad variety of lactic acid bacteria species secrete structurally diverse exopolysaccharides that contribute to their surface attachment, protection against abiotic or biotic stress factors and nutrient uptake. The exopolysaccharides are produced naturally during fermentation process by living lactic acid bacteria cells and accepted as postbiotic for these metabolites having various physiological health-promoting effects. Exopolysaccharide producer lactic acid bacteria encode a great number of enzymes and regulatory proteins involved exopolysaccharide biosynthesis process. This process is a complex and occurs through presence of multiple genes. However, it is crucial the understanding of structure, composition, function, chemical, and physical properties of exopolysaccharides which vary from one type of bacteria to another via chemical analysis methods. In this review, the use of lactic acid bacteria exopolysaccharides, their structures, genetic modules and biosynthesis, and the use of exopolysaccharides derived from lactic acid bacteria in the food industry are described, discussed and focused on recent developments.
Mostrar más [+] Menos [-]Some Characteristics of Breakfast Spreadable Cornelian Cherry (Cornus mas L.) Nectar Produced Using Potentially Probiotic Starter Culture Texto completo
2023
Duygu Alp | Samet Mısır
In this study, it was aimed to make a breakfast spreadable Cornelian cherry nectar similar to marmalade. Lactiplantibacillus plantarum DA100 strain, which has potential probiotic properties, was added to this nectar. It was investigated whether this strain has an effect on various sensory properties of nectar. In the study, sensory and various chemical properties of nectar produced without probiotic microorganism were determined. Since the breakfast spreadable Cornelian cherry nectar produced in our study was not exposed to high temperatures for a long time, a very low HMF of 4.290 mg/kg was determined. Vitamin C was determined as 716.800 mg/L and total phenolic content was determined as 3156.64 mg GAE/100g. In the probiotic group, the microorganism viability, which was 1.5×1010 Log CFU/mL initially, was determined below approximately 1.5×106 Log CFU/mL at the end of 5 days. In addition, coliform bacteria and E. coli were not detected in any group during this period. Contrary to the texture score, the difference between the sensory evaluation results of the probiotic-added and the control group of breakfast spreadable Cornelian cherry nectar was significant in taste, bitterness, odor and sourness. An alternative to jams and marmalades, rich in vitamin C and phenolic content, limited HMF production, and a functional product with low sugar content were tried to be obtained, and when the results obtained are evaluated, the product is thought to be promising.
Mostrar más [+] Menos [-]The Effects of Bacillus cereus, Pseudomonas putida and Mycorrhiza Applications on Root Growth of Softwood Rose Cuttings Texto completo
2023
Onur Sefa Alkaç | Zeliha Kayaaslan | Fulya Okatar
Growth regulators such as Indole-3-Butyric Acid (IBA) are generally used to promote root formation of rose cuttings. However, today, within the scope of sustainable agricultural practices, research studies of new materials and methods alternative to synthetic chemicals in the plant production process are gaining momentum. At the beginning of such alternative applications are plant growth-promoting rhizobacteria (PGPR) and mycorrhizal fungi, which are increasingly used today, promoting plant growth. In this study, Bacillus cereus (ZE-7), Pseudomonas putida (ZE-12) rhizobacteria and mycorrhiza (6000 ppm) were applied to 12-15 cm long softwood rose cuttings. The softwood cuttings were kept in the mycorrhiza suspension for 10 seconds and in the rhizobacteria suspension for 30 minutes and then planted in the rooting medium. In the study, in order to determine the effects of applications on steel root development; rooting rate (%), callus rate (%), decay rate (%), root number (number) and root length (cm) parameters were examined. In the results of working; the highest rooting rate (19.44%), the highest callus rate (38.89%) and the highest number of roots (8.64 units) were obtained in ZE-12 treated cuttings. In particular, rhizobacteria application showed a high effect on reducing the rate of decay in steels. The lowest decay rate in the steels was obtained from the ZE-7 bacterial strain application (8.33%) compared to the control (38.89%). As a result, it was concluded that mycorrhiza and rhizobacteria applications can be applied to rose cuttings and these applications as an alternative to IBA in rooting.
Mostrar más [+] Menos [-]KOP (Konya Ovası Projesi) Bölgesi’nde Sıcaklık-Nem İndeks (SNİ) Değerlerinin Süt Sığırcılığı Açısından Değerlendirilmesi Texto completo
2023
Orhan Ermetin | Ertuğrul Kul | Mehmet Sarı
Bu çalışma KOP bölgesi illerinin sıcaklık nem indeksi (SNİ) değerlerinin süt sığırcılığı açısından uygunluğunun belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu doğrultuda, KOP Bölgesi’nde bulunan Yozgat, Kırıkkale, Kırşehir, Niğde, Aksaray, Karaman, Konya ve Nevşehir illerinin 2000-2021 yılları arasındaki sıcaklık ve nem değerlerine ait aylık ortalamalar kullanılmıştır. KOP Bölgesinde yer alan illerin ortalama sıcaklık ve nem verilerinden SNİ değerleri hesaplanmıştır. Çalışmada, SNİ hesaplanması için ‘‘(0,8 × T) + [(RH/100) × (T-14,4)] + 46,4’’ eşitliği kullanılmıştır. Kritik SNİ seviyesi olarak 72 değeri temel alınmıştır. Çalışmada, SNİ, sıcaklık ve nem değerleri üzerine, il, ay ve yıl ile interaksiyon etkisi istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0,05). KOP Bölgesinde yer alan iller için ortalama SNİ değerleri ise 50,88-55,25, sıcaklık değerleri 9,96-13,18oC ve nem değerleri %54,03-64,78 arasında belirlenmiştir. Ortalama SNİ en yüksek Aksaray (55,25) ve Kırıkkale (55,13) illerinde, en düşük ise Yozgat (50,88) ilinde hesaplanmıştır. Elde edilen ortalama SNİ değerleri kritik değerlere yakın olan Temmuz ve Ağustos ayları da dâhil süt sığırcılığı için tehlike oluşturmadığı tespit edilmiştir. Ancak SNİ değerlerinin yüksek olduğu bu aylarda süt verim ve kalitesi, hastalık ve üreme ile ilgili problem yaşamamak için yeterli havalandırma, fan, sisleme ve gölgelikler, su ihtiyacının karşılanması, bakım, besleme ve barındırma gibi birçok sürü yönetim uygulamalarına dikkat edilmesinin süt sığırcılığı açısından yararlı olacağı kanaatine varılmıştır.
Mostrar más [+] Menos [-]