Refinar búsqueda
Resultados 311-319 de 319
Orange Peel and Cauliflower Residues Supplementation Induce Morphological and Physiological Tolerance in Common Bean under Drought Stress
2023
İlkay Yavaş | Elif Sude Çiçek
Drought is one of the most harmful abiotic stresses affecting the development and yield of the common bean (Phaseolus vulgaris L.). The current climate change and the resulting increased drought will worsen the negative impact of water stress on the plant. The powder of orange peel and cauliflower waste were added as soil supplementation at rates of 7 and 15 g/pot to pots of Phaseolus vulgaris L. under different drought conditions. The growth and physiological analysis were estimated after flowering period of common bean. In the pots where drought will be applied, irrigation was stopped for 2, 4, 6, 8 and 10 days during the flowering period and irrigation was performed again after water stress application. To measure moisture percentage of pots, first dry pots were weighed and after irrigation, their moisture variation in terms of percent was measured during stress from 2 to 10 days. The highest plant height was obtained from control. Leaf area decreased significantly despite the application of different powder, especially after 4 days of drought conditions. The highest root fresh and dry weight, raw ash were observed under control with the application of 7.5 g orange peel powder. Shoot dry weight decreased as the number of days exposed to drought increased, and the application of 15 g orange peel and cauliflower powder gave the highest results compared to control conditions. The highest dry matter was obtained from the application of 7.5 g and 15 cauliflower powder in the absence of drought. It has been revealed that as the duration of exposure to drought increases, the value decreases and plant powders are effective in increasing this value. Chlorophyll a, chlorophyll b and total chlorophyll values decreased significantly with drought, and the highest value was obtained from control conditions, followed by 15 cauliflower powder applications.
Mostrar más [+] Menos [-]Landscape Design in Hospital Gardens: The Example of Selcuk University Medical Faculty Hospital
2023
Ruhugül Özge Gemici
Hospital gardens, located within urban open-green areas, are places created for patients coming to the hospital, their relatives and the staff working in the hospital to spend time in an environment where they can renew themselves. The importance of these places is increasing day by day. The purpose of this study is to examine the landscape design of the Selcuk University Faculty of Medicine hospital garden located on the Selcuk University Alaeddin Keykubad Campus. The findings show that the hospital garden was generally not designed in accordance with landscape design principles. With the suggestions developed, this hospital garden can be redesigned in accordance with landscape design principles and made more comfortable for people using the hospital garden.
Mostrar más [+] Menos [-]Screening of Promising Maize Varieties Against Maize Weevil (Sitophilus zeamais Motschulky) Under Storage Condition
2023
Sarjit Pandey | Dharma Raj Katuwal | Rashmi Aryal
The maize weevil (Sitophilus zeamais Motschulsky) causes significant quantitative and qualitative losses during storage. To identify resistant varieties of maize against this pest, an experiment was conducted in a Completely Randomized Design (CRD) with 11 varieties in free and no-choice conditions. The study measured weight loss, mean bored grain, debris, and weevil numbers at 30, 60, and 90 days. The findings showed that BG13Y-POP, Manakamana-7, and RML-19/RML-6 were the most resistant varieties, with weight loss percentages of 1.99%, 1.47%, and 1.74%, respectively, and final weevil numbers of 104, 72, and 73. Ganesh-2 and ZM-401 were the most susceptible varieties, with weight losses of 7.34% and 6.05%, respectively. The maximum debris weight was found in RML-761/RL-105 (1.98 g), while the minimum was found in Manakamana-7 (0.26 g). The highest number of bored grains was observed in Ganesh-2 (81), while the lowest number was observed in Rampur-4 (51). Similarly, ZM-401 (158) and Ganesh-2 (165) exhibited the highest weevil population, while the lowest count was found in Rampur-4 (72). Overall, using resistant varieties, such as Manakamana-7, BG13Y-POP, and RML-19/RML-6, can be an effective approach for reducing post-harvest losses from weevil infestation.
Mostrar más [+] Menos [-]Orta Anadolu Tarım Havzasında ÇMVA Sistemine Göre Tarım İşletmelerinin Standart Faaliyet Sonuçlarının Tespiti
2023
Zeynep Kanat | Yusuf Çelik
Çalışmanın amacı, Orta Anadolu Tarım Havzasında Çiftlik Muhasebe Veri Ağı (ÇMVA) sistemine göre tarım işletmelerinin tiplerini, ekonomik büyüklük sınıflarını ve standart faaliyet sonuçlarını belirlemektir. Araştırma alanı Orta Anadolu Havzasında yer alan 7 ili kapsamaktadır. Bu illeri temsil edecek 9 ilçe gayeli örnekleme yöntemine göre belirlenmiştir. Belirlenen ilçelerde ana popülasyonu oluşturan tarım işletmelerinden, örnek işletme sayısı, tabakalı tesadüfi örnekleme yöntemine göre %5 hata payı ile %99 güven sınırları içerisinde 292 olarak hesaplanmıştır. Örnek işletmelerden anket yöntemi ile toplanan veriler çalışmanın ana materyalini oluşturmuştur. Araştırma verileri 2016-2017 üretim dönemini kapsamaktadır. Ayrıca çalışmada ikincil verilerden de yararlanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre incelenen tarım işletmelerinin 4 farklı işletme tipinde olduğu belirlenmiştir. Bunlar uzmanlaşmış tarla ürünleri yetiştiriciliği, uzmanlaşmış otlayan hayvan yetiştiriciliği, karışık bitkisel ürün ve hayvan yetiştiriciliği ile uzmanlaşmış bahçecilik yapan işletme tipleridir. İşletme tiplerinin standart gelir kriterlerine göre sonuçları incelendiğinde; işletme brüt kar oranı uzmanlaşmış tarla ürünleri yetiştiriciliği yapan işletme tipinde %65,80, uzmanlaşmış otlayan hayvan yetiştiriciliği yapan işletmelerde %78,80, karışık bitkisel ürün ve hayvan yetiştiriciliği yapan işletmelerde %70,85 ve uzmanlaşmış bahçecilik yapan işletmelerde %74,23’dür. İşletme net katma değer oranı uzmanlaşmış tarla ürünleri yetiştiriciliği yapan işletme tipinde %64,72, uzmanlaşmış otlayan hayvan yetiştiriciliği yapan işletmelerde %73,48, karışık bitkisel ürün ve hayvan yetiştiriciliği yapan işletmelerde %66,84 ve uzmanlaşmış bahçecilik yapan işletmelerde %65,42’dir. Net çiftlik geliri oranı uzmanlaşmış tarla ürünleri yetiştiriciliği yapan işletmelerde %64,72, uzmanlaşmış otlayan hayvan yetiştiriciliği yapan işletmelerde %73,48, karışık bitkisel ürün ve hayvan yetiştiriciliği yapan işletmelerde %66,84 ve uzmanlaşmış bahçecilik yapan işletmelerde %65,42’dir. İşletme brüt karı, işletme net katma değeri ve net çiftlik geliri kriterleri açısından ilgili dönemde rekabet üstünlüğü olan işletme tipinin uzmanlaşmış otlayan hayvan yetiştiriciliği yapan işletmelerin olduğu tespit edilmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Farklı Azot Dozları ve Organik Gübre Uygulamasının Patateste Bazı Verim ve Kalite Özelliklerine Etkisi
2023
Güngör Yılmaz | Şaziye Dökülen
Bu çalışma Tokat-Kazova şartlarında Başçiftlik Beyazı patates çeşidinde farklı azot dozları ve organik gübre uygulamasının verim ve kalite özelliklerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma 2016 ve 2017 yıllarında Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Araştırmada azot dozları 0 (kontrol), 10, 15, 20, 25, 30 kg N/da ve tek doz organik gübre (300 kg/da) olacak şekilde uygulanmıştır. İncelenen özellikler; bitki boyu, ana sap sayısı, ocak başına yumru verimi, ortalama yumru ağırlığı, ocak başına yumru sayısı, dekara yumru verimi, kuru madde oranı, nişasta oranı ve pazarlanabilir yumru oranıdır. İncelenen özelliklerden ana sap sayısı ve ocak başına yumru sayısı hariç, diğer tüm özellikler organik gübre ve azot dozlarından önemli şekilde etkilenmiştir. Dekara yumru verimi en düşük kontrolde (0 kg N/da) 2772,1 kg/da iken, en yüksek 3961,8 kg/da ile 20 kg N/da uygulamasından elde edilmiştir. Organik gübre (300 kg/da) uygulamasında ise 3083,7 kg/da yumru verimi alınmıştır. Uygulanan N dozları yumru iriliğini belli bir doza kadar artırmış, ortalama yumru ağırlığı 25 kg N/da uygulamasında 95,2 g ile en yüksek olmuştur. Artan azot dozları denemenin ilk yılında 20 kg N/da, ikinci yılında ise 30 kg N/da dozunda en yüksek verim seviyesine ulaşmıştır. Her ne kadar organik gübre uygulamasından (3083,7 kg/da) kontrol uygulamasına (2772,1 kg/da) göre daha iyi sonuç alınmış ise de dekara yumru verimini artırmak için azotlu gübre uygulaması yapılmasının gerektiği ve iki yılın ortalamasına göre 20 kg/da azot uygulamasının (3961,8 kg/da) yapılması önerilmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Yaygın Olarak Tüketilen Helianthus tuberosus, Zingiber officinale ve Raphanus sativus var. niger Bitkilerinde in Vitro Antioksidan Enzim Kapasitesi ve Oksidatif Stres Düzeylerinin Belirlenmesi
2023
Mehmet Ozyurt | Busra Çitil Demirci | Ergul Belge Kurutaş | İlter Demirhan
Günümüzde kullanılan birçok terapötik ilaç kaynağını şifalı bitkilere borçludur. Her bitkinin kendine özgü aktivitesi ve biyokimyasal profili vardır. Bu çalışmada günlük hayatta oldukça iyi bilinen üç farklı bitki türü; Helianthus tuberosus, Zingiber officinale ve Raphanus sativus var. niger kullanıldı. İlk defa yapılan bu çalışmada antioksidan aktivite tayini sınırlı olan üç farklı bitki seçilmiş ve aktioksidan kapasiteleri karşılaştırılmıştır. H. tuberosus, Z. officinale ve R. sativus var. niger bitkilerinin gövde kısımları %1.15 potasyum klor ile homojenize edilerek ekstraklar hazırlandı. Daha sonra antioksidan enzim aktiviteleri katalaz (CAT) ve süperoksit dismutaz (SOD) ile oksidatif stres belirteci olan malondialdehit (MDA) düzeyleri spektrofotometrik yöntemlerle saptandı. Araştırma sonucunda en yüksek SOD enzim aktivitesi R. sativus var. niger bitkisinde görülürken, en yüksek CAT enzim aktivitesi ise Z. officinale bitkisinde gözlendi. Öte yandan yer elması bitki ekstraktında MDA düzeyi en yüksek iken, en düşük MDA düzeyi ise Z. officinale bitkisinde gözlenmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Artvin Merkez İlçe ve Yakın Çevresinde Heyelan Duyarlılığının Analitik Hiyerarşi Yöntemi ile Belirlenmesi
2023
Manolya Özdemir Durak | Tevfik Hakan Altınçekiç
Heyelanlar, tıpkı diğer afetler gibi dünyada ve Türkiye’de yüksek can ve mal kayıplarına neden olan ancak doğru arazi planlaması ve önlemlerle zararı en aza indirilmesi mümkün doğa olaylarıdır. Heyelan olayları Türkiye’de arazinin eğimli yapısı, yağışlı iklim koşulları, yanlış arazi örtüsü kullanımları gibi faktörlerin etkisi ile Karadeniz Bölgesi’nde sıklıkla yaşanmaktadır. Çalışma alanı olarak belirlenen Artvin Merkez İlçe ve yakın çevresi, içinde bulunduğu Karadeniz Bölgesi ile benzer şekilde sahip olduğu topografik yapı, iklim koşulları, yoğun yapılaşma, hidroelektrik santraller, maden sahaları, barajlar ve yol yapım çalışmalarının etkisi altında sıklıkla heyelanların yaşandığı bir bölgedir. Bu noktadan hareketle, çalışma kapsamında Analitik hiyerarşi süreci (AHP) ile Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) kullanılarak alanı ile birlikte alandaki mikro havzaların heyelan duyarlılığının belirlenmesi ve heyelan duyarlılığı yüksek alanlar için heyelan riskini azaltmaya yönelik çözüm önerileri geliştirilmesi hedeflenmiştir. Yapılan analizler sonucunda çalışma alanının yüzölçümünün %48,55’inin orta düzeyde %46,21’inin ise yüksek düzeyde heyelan duyarlılığına sahip olduğu belirlenmiştir. Aritmetik ortalama ile oluşturulan mikro havzalar düzeyinde haritalara göre ise çalışma alanında yüksek heyelan duyarlılığına sahip 230 mikro havza yer almaktadır. Alanda belirlenen heyelan duyarlılıkları göz önünde bulundurulduğunda, heyelan riskinin azaltılması için alan kullanım planlama kararları alınırken heyelan duyarlılık analizleri ve haritaları dikkate alınmalıdır.
Mostrar más [+] Menos [-]Çukurova Bölgesi Orijinli Anadolu Mandalarının Süt Yağ Asidi Bileşimi
2023
Gökhan Gökçe | Gökhan Tamer Kayaalp
Bu çalışma Çukurova Bölgesinde yetiştirilen mandaların süt yağ asit bileşimini ortaya koymak ve fonksiyonel bir gıda olarak önemini vurgulamak amacıyla yapılmıştır. Çalışmamızın materyalini oluşturan mandaların süt yağında en yüksek oranlara sahip yağ asitleri C14:0 (miristik asit) yaz mevsiminde %11,22 ve kış mevsiminde %11,34, C16:0 (palmitik asit) yaz mevsiminde %36,07 ve kış mevsiminde %35,77, C18:0 (stearik asit) yaz mevsiminde %11,23 ve kış mevsiminde %11,20 ve C18:1n9c (oleik asit) yaz mevsiminde %24,63 ve kış mevsiminde %24,77 olarak tespit edilmiştir. Yapılan analiz sonucunda mevsimin etkisi istatistiki olarak önemsiz çıkmıştır (P>0,01). Süt yağında doymuş yağ asitlerinin oranları (SFA) (%67,9 ila 68,09), tekli doymamış yağ asitlerinin (MUFA) (%28,87 ila 29,04) ve çoklu doymamış yağ asitlerinin (PUFA) (%3,04 ila 3,06) arasındadır. Çukurova Bölgesinde yetiştirilen mandalarda süt yağ asitlerinin belirlenmesi konusunda yapılan çalışma yok denecek kadar azdır. Bu noktada manda süt yağ asit kompozisyonuna ilişkin genel bir veri elde edilmesi amacı ile yapılan bu çalışma sonuçlarının mevcut durumun tespiti ve gelecekte muhtemel gelişmeler yönünde katkı sağlayacak kapsamlı araştırmalara veri oluşturabileceği öngörülmektedir.
Mostrar más [+] Menos [-]Samsun İlindeki Tarım Danışmanlarının Karşılaştıkları Sorunlar ve Çözüm Önerileri
2023
Nur İlkay Abacı
Bu araştırmada Samsun ilindeki tarım danışmanlarının karşılaştıkları sorunlar ele alınmaktadır. Bu doğrultuda Samsun ilinde görev yapan 51 tarım danışmanı ile anket yapılarak, ele alınan tarım danışmanlarına ait bilgiler ve yaşadıkları sorunlar tespit edilmiştir. Araştırmanın sonuçları, Samsun ilindeki tarım danışmanlarının genç, eğitimli ve iletişim becerilerine önem veren bir grup olduğunu ve düzenli olarak kendilerini geliştirdiklerini göstermektedir. Araştırma aynı zamanda tarım danışmanlarının yaşadıkları sorunları da ortaya koymaktadır. Bu sorunlar arasında tarım danışmanlığı sisteminin yeterince kurumsallaşmamış olması, hukuki düzenlemelerin eksikliği ve görev-yetki belirsizlikleri gibi önemli konular yer almaktadır. Ayrıca çiftçilerin danışmanlık hizmetlerine olan talebinin düşük olması ve kamu kuruluşları arasındaki koordinasyon eksiklikleri de sektörün sorunları arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, tarım danışmanları için düzenli hizmet içi eğitim sağlanmalıdır. Tarım danışmanlarının saha çalışmalarını daha etkin bir şekilde sağlamak için teknolojik araçlardan yararlanılabilir. Tarım danışmanlarının çalışma usul ve esaslarını belirleyen yasal düzenlemeler daha açık ve net hale getirilebilir. Çiftçi bilinçlendirme çalışmaları ve aynı zamanda tarım danışmanlarının saha faaliyetlerini sürdürülebilmeleri için finansman kaynaklarının önceden planlanması ve güvence altına alınması önemlidir.
Mostrar más [+] Menos [-]