Refinar búsqueda
Resultados 311-320 de 395
Effects of Covid-19 Pandemic on Food Consumption Habits of Consumers (Example of the central district of Tokat province) Texto completo
2023
Esra Kaplan | Kaan Kaplan | Bilge Gözener
Taking long-term threats on food supply and safety, effects of Covid-19 pandemic on nutritional habits of consumers were investigated in this study. Consumers living in Yeşilyurt district of Tokat province in 2021 constituted the primary material of the present study. Simple random sampling method was used in selection of the sample size and 162 people participated into face-to-face interviews. Changes in food consumption habits of consumers before and after the pandemic were investigated. Present findings revealed an increase in monthly food expenditures of consumers during the pandemic period. About 45% of the participating consumers stated that their nutrition levels were affected during the pandemic period. The variables that had the highest positive correlation with the nutritional effects after Covid-19 pandemic were identified as consumption of dietary supplements (vitamins, etc.) and medicinal-aromatic plants after the pandemic. Path analysis was applied to survey findings and the variables with the greatest direct effects on nutritional level of the consumers after Covid-19 pandemic were identified as change in winter preparations (88.88%), monthly fruit consumption (84.59%) and monthly meat consumption (83.44%).
Mostrar más [+] Menos [-]Performances of Transplanted Spring Rice Under Different Weed Management Techniques in Kapilbastu, Nepal Texto completo
2023
Keshav Raj Kafle | Kapil Simkhada
At Banganga, Kapilbastu, Nepal, a field experiment was conducted in the spring of 2021 to determine the performances of transplanted spring rice under different weed management techniques. With five treatments and four replications, the experiment was structured as a single-factorial Randomized Complete Block Design (RCBD). The treatments consisted of Pretilachlor 50% EC (dose: 500 ml a.i. per acre) as pre-emergence herbicide, Pretilachlor 50% EC (dose: 500 ml a.i. per acre) as pre-emergence herbicide plus hand weeding at 20, 40 DAT, Hand weeding at 20 DAT, 40 DAT, 60 DAT, Cono-weeding at 20 DAT, 40 DAT, 60 DAT and control. The plots treated with Pretilachlor plus hand weeding recorded a significantly higher plant height (99cm), higher number of effective tillers per meter square (11.97), higher panicle length (26cm), and higher number of grains per panicle (200.60) at 90 DAT. The sterility percentage and the no. of grains per panicle were not affected by the weed management practices. Cono-weeding was found statistically superior in terms of grain yield (6.09 Mt ha-1) and harvest index (42.10 %). The experiment concluded that the weed management practices affect the grain yield of transplanted spring rice.
Mostrar más [+] Menos [-]Kayısı Çekirdeğinin Kuruma ve Termo-Fiziksel Özelliklerine Kurutma Yöntemlerinin Etkis Texto completo
2023
Burcu Aksüt | Hakan Polatcı | Muhammed Taşova
Kayısı çekirdeği ağrı kesici, antimutajenik, iltihap önleyici ve antimikrobiyal olarak tıp alanında kullanılmaktadır. Ayrıca kayısı çekirdeklerinin tatlı olanları çerez olarak tüketilmekte, acı olanları ise kozmetik sanayisinde hammadde olarak değerlendirilmektedir. Kullanım alanlarını dolaylı veya doğrudan etkileyeceği düşünülen kayısı çekirdeği kurutma işleminde yöntemlerin etkisinin belirlenmesi önemlidir. Bu amaçla yapılan çalışmada, kayısı çekirdekleri etüvde (50°C, 60°C ve 70°C), iklimlendirme kabininde (%30 RH+50°C, %30 RH+60, ve %30 RH+70°C) ve gölgede olmak üzere 3 farklı yöntemde kurutulmuştur. Kurutma işlemlerinin kuruma süreleri incelendiğinde en uzun kuruma 22 saat ile gölgede kurutma yönteminde, en kısa kuruma ise 4 saat ile 70°C kurutma sıcaklığında etüvde tespit edilmiştir. Tüm yöntemler için matematiksel model verileri incelendiğinde; Midilli-Küçük model eşitliği Page, Yağcıoğlu ve Midilli-Küçük kurutma modelleri arasında en iyi model (R2=0.9999) olarak tahmin etmiştir. Renk değerleri incelendiğinde taze kayısı çekirdeğinin renk değerlerine istatistiksel açıdan en yakın yöntemler iklimlendirme kabininde 70°C ve %30 bağıl nem koşulunda, etüvde ise 70°C sıcaklıkta bulunmuştur. Termo-fiziksel özellikler de ise en büyük özgül ısı, termal iletkenlik, termal difüzivite değerleri gölgede kurutma yönteminde belirlenirken, en büyük özgül kütle değerleri ise 60°C de etüvde kurutulan örneklerde belirlenmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Ankara İlinde Keçi Eti ve Et Ürünleri Tüketici Algısını Etkileyen Faktörler Texto completo
2023
Özge Aksit | Gürsel Dellal | Simge Tütenk | Erkan Pehlivan
Bu çalışma Ankara ili merkez ilçelerinde ikamet eden (Altındağ, Çankaya, Etimesgut, Gölbaşı, Keçiören, Mamak, Pursaklar, Sincan ve Yenimahalle) tüketicilerin keçi eti ve et ürünlerine karşı olan algılarını belirlemek ve bu ürünlerin tüketiminde etkili olan faktörlerin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla 269 tüketiciyle yüz yüze anketler gerçekleştirilerek tüketicilerin sosyo-ekonomik ve demografik özellikleri, keçi eti ve et ürünleri tüketmeye ve satın almaya yönelik davranışları incelenmiştir. Araştırma bulguları ki kare istatistik yöntemi ve çapraz tablo ile analiz edilmiştir. Ankete katılan tüketicilerin %82,2’sinin keçi eti ve et ürünlerini tüketmediği %17,8’inin ise tükettiği belirlenmiştir. Tüketiciler tarafından keçi eti ürünü olarak en çok kuşbaşı (%16,7) ve kıyma (%13,8) tüketildiği ve aylık keçi kuşbaşı ve keçi kıyması tüketim miktarlarının sırasıyla; 0,20 ve 0,17 kg olduğu tespit edilmiştir. Yapılan ki kare analizi sonucunda tüketicilerin demografik özellikleriyle keçi eti ve et ürünleri tüketimi arasındaki ilişkinin istatistik olarak önemli olmadığı fakat erkek, evli,18-45 yaş aralığında ve eğitim düzeyi yüksek bireylerin keçi eti tüketme eğilimlerinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte kurban kesme eğilimiyle keçi eti tüketimi arasındaki ilişkinin önemli olduğu tespit edilmiştir. Keçi eti ve et ürünleri tüketici tercih ve algısının arttırılmasına yönelik yapılacak olan tanıtım çalışmalarında bu özelliklerin dikkate alınması daha etkili sonuçlar elde edilmesine neden olacaktır.
Mostrar más [+] Menos [-]Farklı Arazi Kullanım/Arazi Örtüsü Haritalarının Doğruluk Değerlendirmesi: TR21 Trakya Bölgesi Örneği Texto completo
2023
Bahadır Altürk
Arazi kullanım/arazi örtüsü haritalarının, gerçek yersel verilerle uyumlu olması doğru ve etkin bir arazi planlamasında çok önemlidir. Bu çalışmada, TR21 Trakya Bölgesi için kullanılabilecek, güncel, küresel ve bölgesel arazi kullanım/arazi örtüsü haritalarının doğruluk değerlendirmesi yapılmıştır. 400 referans nokta, arazi sınıflarına katmanlı rastgele olacak şekilde dağıtılmıştır. Kappa testi ile belirlenen arazi kullanım/arazi örtüsü doğruluk değerleri Copernicus, ESA, Corine düzey 1 ve düzey 2 haritaları için sırasıyla; 0,63, 0,83, 0,80 ve 0,71’dir. Sınıflandırılmış haritaların, bölgede çok fazla yer kaplayan ekilebilir tarım arazileri ve orman alanlarını iyi derecede temsil ettiği bununla birlikte maki/çalılık ve fundalık alanlarda ve mera ve çayır alanlarda doğruluk oranının düşük kaldığı sonucuna varılmıştır. Bütün haritalar birlikte değerlendirildiğinde, mekansal planlama çalışmalarında, bölgesel ölçekte ESA verilerinin, yerel çalışmalarda ise Corine düzey 2 verilerinin kullanılması çok faydalı olacaktır.
Mostrar más [+] Menos [-]Küresel Salgının Ankara İli Kentsel Su Tüketimine Etkileri Texto completo
2023
Reyyan Gündoğdu | Alper Serdar Anlı
Temiz içilebilir su kaynaklarına ihtiyacın en fazla hissedildiği koronavirüs küresel salgınıyla birlikte kentsel su tüketimine olan bağımlılık artmıştır. Küresel salgın döneminde, su kullanımının değişiminin incelenmesi, kentsel su kullanım arzının sürdürülebilirliğinin sağlanmasının önemini göstermektedir. Bu çalışmanın amacı, Ankara ilinde küresel salgınla birlikte kentsel su tüketiminde bir artış olup olmadığını tespit etmektir. Çalışmanın materyali 2010-2021 yılları arasında Ankara iline ait aylık su tüketim verisinden oluşmaktadır. Salgın öncesi (Temmuz 2018-Şubat 2020) ve salgın sonrası (Mart 2020-Ekim 2021) olmak üzere iki dönem ve toplam 40 aylık su tüketim verisi kullanılmıştır. Parametrik olmayan Mann-Whitney U testi ve Parametrik Genişletilmiş Dickey-Fuller testi kullanılarak su tüketimindeki değişim analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda konut su tüketiminde en yüksek artış 2019 yılına göre %94,04 ile 2020 yılı haziran ayında, en yüksek azalış 2020 yılına göre %42,54 ile 2021 yılı haziran ayında gerçekleşmiştir. İşyeri su tüketiminde en yüksek azalış 2019 yılına göre %74,31 ile 2020 yılı mayıs ayında, en yüksek artış 2020 yılına göre %63,76 ile 2021 yılı mayıs ayında meydana gelmiştir. Toplam su tüketiminde ise salgın öncesi ve salgın sonrası dönemler için anlamlı bir değişim görülmemiştir. Mann-Whitney U testi sonuçlarına göre salgın öncesi ve salgın sonrası 20 aylık dönemlere göre konutlarda ve işyerlerinde su kullanımındaki farklılık istatistiksel olarak önemli çıkmış (P= 0,015 ve P= 0,041) ve medyan değerlerine göre su tüketiminde salgın öncesinden salgın sonrasına doğru konutlarda artan bir trend, işyerlerinde ise azalan bir trend izlenmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Fonksiyonel Özellikleri Geliştirilmiş Tarhana Üzerine Farklı Kurutma Yöntemlerinin Etkilerinin Belirlenmesi Texto completo
2023
Mehmet Sezgin Işık | Rabia Bilgin | Çağlar Gökırmaklı | Gülçin Şatır | Zeynep Güzel Seydim
Tarhana çorbası, yüksek besin değeri ile Türkiye’de tüketimi yaygın geleneksel bir gıdadır. Tarhana genellikle buğday unu, yoğurt ve domates, yeşil biber, soğan gibi sebzeler kullanılarak hazırlanır; ısıl işlem, fermantasyon ve kurutma başlıca uygulamalardır. Karabuğday, çölyak hastalarının tüketimi için önemli bir bileşendir. Su kefiri, probiyotik ürün tüketimi ve vegan bireyler için önemli potansiyele sahiptir. Bu çalışmanın amacı, fonksiyonel özellikleri geliştirilmiş tarhana üretimidir. Bunun için tarhana üretiminde balkabağı, karabuğday unu kullanılarak ve yoğurt yerine su kefiri fermantasyonu ile biyoaktif bileşenler artırılmıştır. Tarhanalar konvansiyonel yöntemle ve dondurularak kurutularak bileşen özellikleri belirlenmiştir. Tarhana hamuru fermantasyon sonrasında 30°C'de 48 saat konvansiyonel yöntemle (KKT) ve -55°C'de 24 saat dondurularak kurutulmuştur (DKT). Daha sonra tarhana örnekleri 100 µm düşük yoğunluklu polietilen torbalarda paketlenerek 4°C'de muhafaza edilmiştir. Raf ömrü süresince mikrobiyolojik analizler (Lactobacillus spp., Lactococcus spp. ve maya), kimyasal analizler (pH, % kurumadde, % kül), toplam fenolik madde, toplam antioksidan aktivite (DPPH ve TEAC), renk analizi ve tarhanalarda duyusal değerlendirme yapılmıştır. KKT örneklerinin mikrobiyal bileşimi 6,80 log kob/g Laktobasil, 6,40 log kob/g Laktokok ve 5,30 log kob/g maya’dır. DKT örnekleri 7,10 log kob/g Laktobasil; 7,0 kob/g Laktokok ve 5,20 log kob/g maya içermektedir. Su kefiri mikrobiyotası tarhana hamurunda gelişme göstermiştir. KKT ve DKT örneklerinde toplam fenolik madde sırasıyla 59,10 ve 55,52 mg/L GAE tespit edilmiştir. KKT ve DKT örneklerinin TEAC değerleri sırasıyla 38,2 ve 36,9 mM; DPPH değerleri sırasıyla 3,90 ve 12,30 mM’dır. Balkabağı, tarhana örneklerinin toplam antioksidan kapasitesini artırmıştır. Dondurularak kurutulan tarhanalarda duyusal beğeni daha yüksektir.
Mostrar más [+] Menos [-]Evaluation of the Effects of Drying Methods on Post Aflatoxin Infection in Maize Texto completo
2023
Erastus Dushimeyesu | Sylvestre Habimana | Fabrice Musana Rwalinda
The cultivation and the usage of maize have been significantly increased across all provinces of Rwanda. Nevertheless, the problem of aflatoxin contamination remains a major factor that renders them to be unfit for animal and human consumption. In this research, the effects of drying methods (sun drying, kitchen drying, dry shelter) post aflatoxin infection in maize were evaluated in Northern Rwanda. A randomized complete block design with four replications was used with maize variety (H628) with drying methods as the main plot. Maize samples were tested for aflatoxin using aflatest. In both seasons (2021 A and 2021 B) the aflatoxin results show that the aflatoxin infection levels were lower in maize dried with kitchen drying (1.4 ppb) compared to the samples dried with sun drying (1.6 ppb) and dry shelter (2.2). Also, it was seen that the three drying methods are good for reducing the aflatoxin infection levels lower than 10 ppb as standards limit for East African countries. The aflatoxin infection levels were found to be significant (≤10 ppb) as results of kitchen drying than sun drying and dry shelter methods. This research resulted that proper drying such as drying maize on kitchen fire (kitchen drying) produce the lower level of aflatoxin infection in maize.
Mostrar más [+] Menos [-]Exposure Assessment of Aflatoxin M1 Through Ingestion of Infant Formula in Türkiye Texto completo
2023
Tuğba Demir | Sema Ağaoğlu
The objectives of the study were to determine the aflatoxin M1 (AFM1) content in ınfant formula samples in Türkiye and to assess the risk of infants’ exposure to aflatoxins food contamination. A total number of 72 samples of infant formulas (premature, hipoallergenic, 0-6, 6-9,9-12 and 12-36 months) were analyzed for the presence of AFM1 using the Enzyme Linked Immunosorbent Assay (ELISA) method. 49% of the samples (35 samples) were contaminated with AFM1 and the group most highly contaminated with AFM1 was infant formulas 12-36 (8 samples) months. In addition, this study aimed at evaluating AFM1 levels especially above international (European Commission) (0.025 µg/kg) and local (Türkiye Food Codex Regulation) (0.025 µg/kg) standards and cancer risks associated with the ingestion of infant formula sampled from Türkiye. Five samples of infant formula had AFM1 concentration above maximum allowable concentration according to the standards. Risk assessments of AFM1 for infants ranged between 0.002- 0.035 ng/kg bw/day and >100.000–5263.15 respectively for Estimated Daily Intake (EDI), and Margin of Exposure (MOE). The riskiest group was determined in the 9-12 months samples. Results of our study indicate the high risk of infants’ exposure, who are at the early stage of development and vulnerable to toxic contaminants.
Mostrar más [+] Menos [-]Exopolysaccharides from Lactic Acid Bacteria: A Review on Functions, Biosynthesis and Applications in Food Industry Texto completo
2023
Tuğba Karabekmez Erdem | Hazel Dilşad Tatar | Sermet Ayman | Yekta Gezginç
Lactic acid bacteria are the substantial source for producing polysaccharides used in technological applications as thickeners and viscosifiers in the food industry. A broad variety of lactic acid bacteria species secrete structurally diverse exopolysaccharides that contribute to their surface attachment, protection against abiotic or biotic stress factors and nutrient uptake. The exopolysaccharides are produced naturally during fermentation process by living lactic acid bacteria cells and accepted as postbiotic for these metabolites having various physiological health-promoting effects. Exopolysaccharide producer lactic acid bacteria encode a great number of enzymes and regulatory proteins involved exopolysaccharide biosynthesis process. This process is a complex and occurs through presence of multiple genes. However, it is crucial the understanding of structure, composition, function, chemical, and physical properties of exopolysaccharides which vary from one type of bacteria to another via chemical analysis methods. In this review, the use of lactic acid bacteria exopolysaccharides, their structures, genetic modules and biosynthesis, and the use of exopolysaccharides derived from lactic acid bacteria in the food industry are described, discussed and focused on recent developments.
Mostrar más [+] Menos [-]