Refinar búsqueda
Resultados 311-320 de 561
Determining Some Chemical and Microbiological Changes in the Ripening Process of Kashar Cheese Texto completo
2024
Sevda Urçar Gelen | Mustafa Atasever | Özgür Kaynar
In the present study, some microbial, chemical, and physicochemical characteristics occurring during ripening were observed in unpackaged and vacuum-packed Kashar cheese samples. Some microbial and chemical properties of Kashar cheese samples were studied Also, the free fatty acid ratio was determined with the SDS-Page Electrophoresis to determine proteolysis during the ripening period and with the High-Performance Thin Layer Chromatography (HPTLC) for lipolysis. Physical, chemical, and microbiological analyzes were made at 0, 15, 30, 45, 60, and 75 days of ripening during which the changes in the number of microbiologically total aerobic mesophilic bacteria (TAMB), Lactobacillus spp., Lactococcus spp., Pseudomonas spp., yeast-mold, lipolytic, and proteolytic bacteria were determined. In the present study, % lactic acid, pH, dry matter percentage, color parameters (L, a and b values) and water activity (aw) were analyzed during ripening and the changes during storage were defined. Lactobacillus spp., Lactococcus spp., TAMB, and proteolytic bacteria counts and % lactic acid ratios were higher in vacuum-packed Kashar cheeses. It was found that lipolysis and proteolysis were higher in cheese samples stored open during ripening.
Mostrar más [+] Menos [-]Sahipli Kedi ve Köpeklerdeki Kene ve Pire Prevalansı Texto completo
2024
Ali Bilgin Yılmaz | Özdemir Adızel | Erkan Azizoğlu | Ömer Gebeş | Yaşar Göz | Özge Oktay Ayan | Adnan Ayan
Bu çalışmanın amacı Antalya ilinde sahipli kedi ve köpeklerdeki kene ve pire türlerinin yaygınlığını ortaya koymaktır. Kasım 2021 ile Ağustos 2022 tarihleri arasında, Antalya şehri sınırları içinde muayene için özel bir veteriner kliniğine getirilen sahipli 25 kedi ve 38 köpek, kene ve pire varlığı açısından incelendi. Köpeklerin ve kedilerin tüyleri pire tarağı ile taranarak toplanan pireler %70 alkol içeren şişelere toplandı. Kene türleri, ağız parçalarına zarar vermeden uçları küt olan küçük çelik pensler yardımıyla köpek ve kedilerin başlarından kuyruklarına doğru sistematik olarak toplandı. İlgili literatürler kullanılarak pireler ve keneler teşhis edildikten sonra fotoğrafları çekildi. Muayenesi yapılan 38 köpeğin 11 (%28,9)’inin Rhipicephalus sanguineus türü kene ile 3 (%7,9)’ünün R. sanguineus ve Ctenocephalides canis ile, toplamda %36,84 oranında enfeste olduğu tespit edildi. Toplam 25 kedinin 6 (%24)’sının Ctenocephalides felis türü pire ile, 2 (%8)’sinin C. felis ve R. sanguineus ile, toplamda %32 oranında enfeste olduğu görüldü. Pireler ve keneler sadece kedi ve köpekler değil aynı zamanda diğer hayvan ve insanlara birçok hastalığın taşınmasında rol oynadıkları için önemlidirler. Halk sağlığı açısından kedi ve köpeklerdeki ektoparaziter durum gözlenmeli ve kontrol altına alınmalıdır.
Mostrar más [+] Menos [-]Türkiye’deki Klasik Hünkâri Güvercinlerinin Tanıtımı ve Morfolojik Olarak Tanımlanması Texto completo
2024
Murat Türkeş | Serkan Gündüz
Klasik Hünkâri güvercini, Türkiye’nin en önemli süs ve sergi güvercini ırklarından biridir. Bu çalışmanın amacı, Hünkâri ırkını tanıtmak ve morfolojik özelliklerini incelemektir. 100 bireyde vücut uzunluğu, gaga uzunluğu, kanat açıklığı, tarsus, orta parmak uzunluğu, göğüs genişliği, kuyruk uzunluğu ölçülmüş, canlı ağırlık belirlenmiştir. Cinsiyetler arasındaki morfometrik farkların istatistiksel analizi için, ölçüm verilerine Bağımsız Örnekler t sınaması kapsamında Varyansların Eşitliği İçin Levene F sınaması ve Ortalamaların Eşitliği İçin Student t sınaması uygulanmıştır. Ayrıca Hünkâri yetiştiricileri ile yapılan görüşmelerde bu kuşlarda aranan morfolojik özelliklere ilişkin notlar alınmıştır. Klasik Hünkâri güvercinleri, küçük yapılı güvercin ırklarındandır. Dişi ve erkek Hünkâri bireylerinin gagalarının uzunluk ölçümleri dışındaki ölçülen niceliklerinin varyanslarında istatistiksel açıdan önemli bir fark belirlenmemiştir. Öte yandan vücut uzunluğu, kanat açıklığı, göğüs genişliği, kuyruk (telek) uzunluğu ve ergin canlı ağırlıklarının ortalamaları bakımından dişilerin değerleri erkeklere göre istatistiksel açıdan daha düşüktür (P≤0,05). Hünkârinin başının arkasındaki iğne tepesi ve orta boyla kısa arası gagası, göğsündeki gösterişli gül (fırfır) ve oldukça gür paçalı ayakları, tipik özelliklerindendir. Uluslararası literatürde beyaz gövdeye kanat ve kuyruk işlemeli olanlar satinette olarak bilinir; gövde işlemelilerine ise blondinette denir. Hünkâri güvercinleri hem tarihsel ve kültürel önemleri hem de günümüzde güvercin hobisini yapan kişileri renk, desen ve tipleri ile adeta büyülemeleri nedeniyle ve gelecek kuşakların da bu hayvanlardan hobi amaçlı olarak yararlanabilmeleri için korunup yaşatılmalıdır.
Mostrar más [+] Menos [-]Building Trust from Farm to Fork in Organic Agriculture: A Closer Look at Inspection and Certification Systems Texto completo
2024
Yener Ataseven | Alper Demirdöğen | Mustafa Akyüz
As the organic agriculture sector grows, the need for standards, inspection, and certification systems to ensure trust in organic products increases. Organic agriculture revolves around standards that determine the practices that farmers must follow. These standards also create a plan for inspection and certification systems. These systems are the cornerstone of ensuring reliability in the organic agriculture sector. This study has been prepared to evaluate the inspection and certification systems within the framework of the sense of trust, which is a critical issue in the organic agriculture sector from farm to fork. The focus of this framework is to ensure that inspection and certification systems keep the principles of organic agriculture intact from farm to fork. This is because these systems are necessary to build trust, access markets, increase consumer confidence and support fair and ethical practices in the sector. However, it is suggested that areas such as facilitating accessible inspection and certification for small-scale farmers, improving consumer education and promoting cooperation for global standards should be studied as potential areas.
Mostrar más [+] Menos [-]Relationship Between Agriculture and Forestry Workers, Authentic Leadership, and Organizational Commitment Texto completo
2024
Halil Özcan Özdemir
This study examines the relationships between authentic leadership perceptions and organizational commitment levels of public personnel working in the agriculture and forestry sector. Within the scope of this research, surveys consisting of ready-made scales were used. The authentic leadership scale is a scale consisting of four dimensions and 16 items. The answers given to the surveys were interpreted using the SPSS package program. When the results of the research are evaluated in general; It appears that the perception of authentic leadership has a significant effect on organizational commitment. Looking at the demographic results; According to gender, it has been determined that men have more authentic leadership perceptions than women. According to education level; It appears that authentic leadership perception and organizational commitment do not differ. When examining whether employees’ authentic leadership perceptions and organizational commitments vary according to their age; It is seen that the perception of authentic leadership and organizational commitment differ according to age. While employees between the ages of 36 and 40 have higher perceptions of authentic leadership; Organizational commitment of those between the ages of 41 and 45 was higher.
Mostrar más [+] Menos [-]Farklı Sulama Uygulamaları ile Farklı Ekim Yöntemlerinin Çeltikte Verim, Büyüme Parametrelerine Etkisi Texto completo
2024
Hasan Akay | Elif Öztürk Ay | Hakan Arslan | İsmail Sezer | Mehmet Sait Kiremit
Çeltik, dünya nüfusunun yarısından fazlası için temel gıda kaynağı olan en önemli tahıl ürünlerinden biridir. Artan dünya nüfusunu sürdürülebilir bir şekilde besleyebilmek adına, tarımsal sulama yöntemlerinin geliştirilmesi ve su kaynaklarının verimli kullanımı üzerine çalışmaların yoğunlaşması gerekliliği giderek artmaktadır. Çeltik bitkisinin sulanan tarım alanlarının %34-43'ünü kullandığı tahmin edilmektedir. Küresel ölçekte su kaynakları hızla azalmaktadır ve çeltik üretiminde ihtiyaç duyulan toplam sulama suyu miktarı; kullanılan çeltik çeşidi, toprağın özellikleri ve ekim yöntemleri gibi çeşitli faktörlere göre farklılık göstermektedir. Bu çalışma, Tesadüf Blokları deneme desenine göre düzenlenmiştir. Çalışmada 2 çeltik çeşidi, 2 farklı sulama yöntemi (Geleneksel ve Alternatif tava ıslatma kurutma) ve 3 farklı ekim yöntemi (Sulu, Kuruya ve Fideleme) seçilmiş ve araştırma üç tekrarlamalı olmak üzere 36 lizimetrede yürütülmüştür. Araştırmada çeltikle ilgili bitki boyu, ana sap kalınlığı, salkım uzunluğu, metrekaredeki bitki sayısı, tane verimi, bin tane ağırlığı, kırıklı randıman ve kırıksız randıman gibi özellikler incelenmiştir. İncelenen parametreler üzerine araştırma konularının istatistiksel olarak etkisi olduğu tespit edilmiştir. Tane verimi açısından su uygulamasında geleneksel sulama ile alternatif ıslatma kurutma sulama yöntemi arasında %25 oranında tane verimin azaldığı tespit edilmiştir. Ekim yöntemleri açısından ise, sulu ekim, kuru ekim ve fideleme yöntemleri birbirini takip etmiştir. Yapılan araştırma sonucunda en yüksek tane veriminin suya ekim yönteminde ve geleneksel sulama ile elde edildiği tespit edilmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Assessment of Field Performance and Nutritional Quality of Mung Bean (Vigna radiata L.) for Food Diversification Texto completo
2024
Qudrah Oloyede-Kamiyo | Paul Ukachukwu | Mayowa Oladipo | Oyeyoyin Olanipekun | Adedotun Adewumi
This research was carried out to evaluate the field performance of some mung bean accessions and their nutritional composition for inclusion in household diet. Twenty-one (21) accessions of mung bean were evaluated in the early and late season of 2022 at Ile-Ife, and in the early season at Kishi out-station of the Institute of Agricultural Research and Training (IAR&T), Obafemi Awolowo University, Nigeria. The experiment was established according to randomized complete block design with three replications. Agronomic and yield data were collected. Six of the mung bean accessions were randomly selected and analyzed for proximate, mineral composition and sensory properties along with two cowpea varieties as standard checks. MB-3, 6, 14 and 15 produced the highest seed yield across the locations (Ile-Ife early season, Ile-Ife late season, and Kishi early season). However, the performance was generally better in the early season than in the late season. The mung bean samples had slightly lower protein values than the standard checks. The mung bean samples had considerably higher mineral levels (p ≤ 0.05) than the control samples. Moin-moin (processed bean cake) made from some of the mung bean samples compared favorably with that from Ife brown cowpea (standard check). This work revealed good adaptability of the mung bean accession to southwest agro-ecology of Nigeria. It also revealed better nutritional quality of mung bean relative to cowpea for inclusion in household meals.
Mostrar más [+] Menos [-]Kitosan ve Organik Asitli Çözeltilerinin Mısır Silajı Kalitesine Etkileri Texto completo
2024
Selim Sırakaya
Silaj grubu yemlerin, belirli kalite standartlarında muhafaza edilmeleri noktasında, bazen katkı maddesi kullanımı önemlidir. Bu çalışma kapsamında, non-toksik, antimikrobiyal, antifungal ve biyobozunur özeliklere sahip kitosan ve kitosanın asetik ve laktik asitle hazırlanan jelatinize çözeltilerinin, mısır silajında katkı olarak kullanım potansiyelinin araştırılması amaçlanmıştır. Kitosan ve organik asitli çözeltileri, mısır silajına iki farklı biçimde uygulanmıştır. Mısır silajına, %0,5 - %1,0 ve %2,0 oranlarında kitosan karıştırılmış ayrıca %2’lik asetik ve laktik asit çözeltilerine, %0,0 - %1,0 ve %2.0 kitosan ilave edilerek hazırlanan jelatinize karışımlar, %10 oranında mısır silajına püskürtülmüştür. Kitosanlı gruplarda, ham protein (HP), toplam sindirilebilir besinler (TSB) ve enerji değerleri (ME, NEL, NEM, NEG), diğer gruplara oranla yüksek bulunmuştur. NDF ve ADF’de çözünmeyen kalıntıların HP değerleri (NDICP, ADICP), %2,0 kitosanlı grupta daha yüksek bulunmuştur. Nispi yem değeri (NYD), kitosanlı gruplarda yüksek bulunmuştur. Besin maddeleri tüm gruplar arasında değişkenlik göstermiş, fakat değişkenliklerin gruplar arasındaki kolerasyonu uyumlu bulunmamıştır. Amonyak azotu (NH3-N) en fazla %2,0 kitosan grubunda görülmüştür. Bütirik asit sadece kitosanlı gruplarda tespit edilmiştir. Laktik, asetik ve propiyonik asit miktarları gruplar arasında farklılık göstermiş fakat bu farklılıklar katkı uygulama oranları nispetinde olmadığı belirlenmiştir. Küf sadece kontrol grubunda tespit edilmiş, uygulama gruplarında ise görülmemiştir. Laktik asit bakterileri (LAB) uygulama gruplarında, kontrol grubuna oranla daha az bulunmuş ve en az %2,0 kitosan grubunda görülmüştür. Enterobakteri grubu mikroorganizmalar uygulama gruplarında tespit edilmemiştir. Maya en fazla kitosanlı gruplarda görülmüştür. Sonuç olarak kitosan ve kitosanlı çözeltiler, bazı parametrelerde olumlu değişimlere sebep olsa da genel olarak fermantatif ve mikrobiyoljik kalite bakımından istenilen düzeyde iyileştirme sağlamamıştır.
Mostrar más [+] Menos [-]Farklı BAP, IBA ve IAA Hormon Dozlarının Oğul Otu (Melissa officinalis L.) Bitkisine Yapraktan Uygulanmasının Büyüme ve Biyokimyasal Parametreler Üzerine Etkileri Texto completo
2024
Muhammed Said Yolcu | Oğuz Çetiner
Bu çalışma, BAP, IBA ve IAA hormonlarının 50 ve 100 ppm dozlarının Melissa officinalis L. (Oğulotu) bitkisinin büyüme ve biyokimyasal parametreleri üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Deneme, sera koşullarında “Tam Şansa Bağlı Tesadüf Parselleri” deneme desenine göre üç tekrar ile yapılmıştır. Çalışmada; fide boyu, kök uzunluğu, fide yaş ve kuru ağırlıkları, kök yaş ve kuru ağırlıkları, klorofil a ve b, toplam karotenoidler, toplam fenolik maddeler ve antioksidan aktiviteler (CUPRAC ve FRAP) değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda; kök yaş ağırlığı dışındaki büyüme parametrelerinde hormon uygulamalarının kontrole göre önemli etkisinin olduğu, fide boyu, yaş, kuru ağırlıkları ile kök kuru ağırlıklarında en yüksek sonuçlara IBA50 dozunda ulaşıldığı, kök uzunluğunda ise en yüksek değere BAP100 uygulamasında ulaşıldığı görülmüştür. Klorofil a, b ve total karotenoid parametrelerinde en yüksek değerler kontrol uygulamalarından, en yüksek antioksidan aktivite (FRAP) BAP100, en yüksek toplam fenolik madde miktarı ise IBA100 uygulamalarında ölçülmüştür.
Mostrar más [+] Menos [-]Bursa İli Karacabey İlçesinde Özel Bir İşletmede Yetiştirilen Simmental (Fleckvieh) Irkı Sığırların Dış Görünüş Özelliklerinin Değerlendirilmesi Texto completo
2024
Nazif Uzun | Atakan Koç
Bu çalışmada Bursa ili Karacabey ilçesinde hastalıklardan ari 550 baş sağmal kapasiteye sahip özel bir işletmede yetiştirilen Almanya ve Avusturya orijinli 494 baş Simmental (SIM) ırkı sığırın dış görünüş özellikleri değerlendirilmiştir. Dış görünüş özelliklerinden beden yapısına ait Sağrı yüksekliği (SY), Sağrı uzunluğu (SU), Sağrı eğimi (SE), Sağrı genişliği (SG), Omuz-bel uzunluğu (OBU), Beden derinliği (BD), Göğüs genişliği (GG) ve Kaslılık (K), meme yapısına ait Ön meme bağlantısı (ÖMB), Ön meme başı uzunluğu (ÖMBU), Ön meme başı kalınlığı (ÖBK), Ön meme başı yerleşimi (ÖMBY), Memenin önden görünümü (MÖG), Memenin baldırdan görünümü (MBG), Meme taban yüksekliği (MTY), Meme merkez bağı (MMB), Meme başı yönü (MBY), Arka meme başı pozisyonu (AMBP), Arka meme başı yerleşimi (AMBY), Arka meme yüksekliği (AMYU), ayak bacak yapısına ait olarak da Arka bacak açısı (ABA), Diz yapısı (DY), Tırnak açısı (TA), Tırnak taban yüksekliği (TTY) ve Bilek açısı (BAç) özelliklerine ait genel ortalama puanlar sırasıyla 142,73±0,207 cm, 43,66±0,164 cm, 5,13±0,039, 20,02±0,114 cm, 85,15±0,384 cm, 75,31±0,194 cm, 5,76±0,033, 5,41±0,038, 5,23±0,055, 5,47±0,060 cm, 3,49±0,025 cm, 4,01±0,043, 5,44±0,043, 5,11±0,041, 3,40±0,059, 4,66±0,066, 4,49±0,045, 4,62±0,048, 4,80±0,057, 5,60±0,049, 4,89±0,041, 4,94±0,050, 4,29±0,033, 4,31±0,32 cm ve 5,57±0,035 olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak, SIM ırkı sığırların BD, MTY, ABA, TTY ve TA özelliklerine ait literatürde bildirilen değerler ile bu çalışmada elde edile ortalamalar arasında önemli farklılıklar bulunduğu belirlenmiş, bu farklılıkların süt verimi yükseltilmiş Almanya ve Avusturya orijinli SIM genotipinden ve işletme koşullarından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Mostrar más [+] Menos [-]