Refinar búsqueda
Resultados 91-100 de 259
Yield and Quality Features of Buckwheat-Soybean Mixtures in Organic Agricultural Conditions
2017
Mustafa Sürmen | Emre Kara
This study was carried out during the summer of 2014 to determine alternative quality forage sources that could be grown in the Aydın ecological conditions. In the study, effects of 3 different mixtures and 2 pure species (100% Buckwheat, 25% Buckwheat -75% Soybean, 50% Buckwheat -5 0% Soybean, 75% Buckwheat - 25% Soybean, 100% Soybean) and 2 different harvesting times (50%-100% flowering/buckwheat) on yield and quality characteristics were investigated. According to measurements, the highest average herbage yield was obtained from 75% Buckwheat-25% Soybean application (3100 kg/da) at 2nd harvest time. When the average of hay yield was examined, the results were similar to herbage yield. When ADF and NDF were examined, the highest values were seen at the 2nd harvest. When the crude protein ratios were examined, it was found that they decreased at the 2nd harvesting time and the highest value was determined at 100% soybean application at the 1st harvesting time (21.08%). When Digestible Dry Matter (DDM) and Relative Feed Value (RFV) were examined, the highest values were determined in 100%Soybean applications at first harvest time and when the mixture applications were examined, the highest values were determined to be 75% Buckwheat - 25% Soybean application. As a result of the study, it was determined that the yields obtained at the 2nd harvest time were higher but the forage quality decreased. When the mixtures were examined, it was determined that the mixture having the highest roughage value was 75% buckwheat + 25% soybean application. In this study, the buckwheat which have short vegetation and good quality and the soybean, which is infront of with high quality, mixtures were examined. It has also been found that these mixtures may be important for obtaining high-quality forage in the short and intermediate periods.
Mostrar más [+] Menos [-]Türkiye Mercimek (Lens culinaris Medik.) Üretimindeki Yabancı Ot Sorunlarının Dünü, Bugünü ve Yarını - Şanlıurfa Örneği
2017
Zübeyde Filiz Arslan | Ayçin Aksu Altun | Ayşin Bilgili
Mercimek, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde kuru tarım yapılan alanlarda, buğday veya arpa ile münavebe yapılarak yetiştirilmektedir. Bu çalışma, mercimek üretim alanlarında bulunan yabancı ot türlerinin belirlenmesi amacıyla, Şanlıurfa ilinde yürütülmüştür. Yabancı ot türlerinin yaygınlık ve yoğunluklarının belirlenmesi amacıyla, 2014 yılında 70 mercimek tarlasında survey yapılmıştır. İncelenen tarlalardaki en yaygın türler %64,29, 55,71, 51,43, 50,00, 45,71 ve 44,29 oranlarıyla; Sinapis arvensis L. (yabani hardal), Avena sterilis L. (yabani yulaf), Cephalaria syriaca (L.) Schrader (pelemir), Triticum aestivum L. (kendi gelen buğday), Galium aparine L. (dilkanatan) ve Vaccaria hispanica (Mill.) Rauschert (arap baklası) olarak sıralanmıştır. Çalışma yapılan tarlalarda yaygın ve yoğun olmamasına rağmen bazı geofit ve endemik türlere de rastlanılmıştır. Bölgede daha önce yapılan çalışmalarla kıyaslandığında, yabancı ot türleri ile bu türlerin yaygınlık ve yoğunluklarında önemli düzeyde değişiklikler olduğu belirlenmiştir. Bu değişikliklerin bölgede sulanan alanların artmasından sonra bitki deseninin ve üretim şeklinin değişmesiyle birlikte, herbisit kullanımı başta olmak üzere bazı tarımsal uygulamaların değişmesi gibi nedenlerle gelecekte daha da artacağı tahmin edilmektedir.
Mostrar más [+] Menos [-]Asidifiye Sodyum Klorit ve Asidifiye Sadyum Klorit İçeren Sosun Broyler Pirzolalarında Salmonella spp. Üzerine Etkisi
2017
Işıl Aydın | Halil Yalçın | Ali Arslan
Bu çalışma, Salmonella spp. ile deneysel olarak kontamine edilen broiler pirzolalarının 4oC’de muhafazasında bu patojen üzerine asidifiye sodyum klorit (ASK) ve ASK içeren sosun etkilerini incelemek amacıyla yapılmıştır. Örnekler 4oC’de muhafaza edilerek 0., 2., 3., 5. ve 7. günlerde Salmonella spp. yönünden incelenmiştir. Salmonella spp. sayısı bakımından hem günler hem de gruplar arasındaki farkın önemli olduğu tespit edilmiştir. Salmonella spp. sayısında en fazla azalma 2,14 log kob/g ile 1800 ppm ASK çözeltisi uygulanan grupta, en az etki ise 0,08 log kob/g ile 1200 ppm ASK içeren sos uygulanan grupta belirlenmiştir. Kontrol ve sadece marinat uygulanan gruplarda ise patojen sayısında artış belirlenmiştir. Araştırma sonunda Salmonella spp. sayısı üzerine en yüksek antimikrobiyel etkinin 1200 ppm ve 1800 ppm ASK içeren çözeltilerde 2 dakika bekletildikten sonra muhafaza edilen broiler pirzolalarında olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, asidifiye sodyum klorit çözeltisinin broiler pirzolalarında Salmonella spp. riskinin azaltılmasında etkili olacağı sonucuna varılmıştır.
Mostrar más [+] Menos [-]Probiyotik Mayalar ve Özellikleri
2017
Hatice Yıldıran | Güldeb Başyiğit Kılıç | Aynur Gül Karahan
Probiyotikler tüketicinin sağlığı üzerinde olumlu etkileri olan mikroorganizmalardır. Probiyotik uygulamalarının sağlık üzerine etkileri hakkında yapılmış pekçok araştırma bulunmaktadır. En yaygın kullanılan probiyotik bakteriler; bifidobakteriler ve laktobasiller, laktokoklar ve streptokoklar gibi laktik asit bakterileridir. İnsanlar için probiyotik olarak kullanılan mikroorganizmalar arasında ayrıca mayalar, basiller ve enterokoklar da bulunmaktadır. Probiyotik mayalar son yıllarda bilim insanları için ilgi çekici bir alan olmuştur. Yapılan bazı çalışmalar Saccharomyces cinsine ait türlerin antibakteriyel ve probiyotik özelliklere sahip olabileceklerini göstermiştir. Saccharomyces boulardii yıllardır insanları farklı gastrointestinal rahatsızlıklarından korumak veya hastalıklardan iyileştirmek amacıyla probiyotik olarak kullanılan, patojenik olmayan bir mayadır. S. boulardii özellikle ilaç endüstrisinde genellikle liyofilize formda kullanılmaktadır. Yapılan bu derleme çalışmasında probiyotikler, mayaların probiyotik olma özellikleri ve probiyotik mayaların kullanım alanları hakkında bilgiler verilmiş ve bu alanda yapılan araştırmalardan örnekler sunulmuştur.
Mostrar más [+] Menos [-]Türkiye'de Kayısı Islah Çalışmaları ve Islah Edilen Yeni Çeşitler
2017
Bayram Murat Asma | Fırat Ege Karaat | Çiğdem Çuhacı | Aliseydi Doğan | Hazal Karaca
Kayısı, güzel renk, tat ve aroması, yüksek A vitamini ve diyet lifi içeriğiyle yaz mevsiminde sevilerek tüketilen meyvelerin başında gelir. İlkbahar geç donlarının neden olduğu kayıplar, farklı iklim koşullarına zayıf adaptasyon, sofralık kayısılarda raf ömrünün kısa olması, şarka ve monilya hastalığının yol açtığı zararlar bugün kayısı yetiştiriciliğinde karşılaşılan en önemli sorunlardır. Son yıllarda tüketici tercihlerinde yaşanan hızlı değişimlere birlikte renk, tat, aroma ve irilik bakımından farklı özelliklere sahip yeni kayısı çeşitlerine talep artmıştır. Kayısı ıslah çalışmalarının önemli bölümü kuzey yarımkürede yoğunlaşmış olup 74 çeşit ile ABD ve 70 çeşit ile Fransa en fazla kayısı ıslahı yapılan ülkeler olarak dikkat çekmektedir. Bu süreçte Türkiye’de ise sadece on bir kayısı çeşidi tescil ettirilmiştir. Bu çeşitlerden yedisi tanesi (Alata Yıldızı, Çağataybey, Çağrıbey, Dr. Kaşka, Şahinbey, Dilbay ve Eylül) melezleme ıslah yöntemiyle, diğerleri ise seleksiyon yoluyla geliştirilmiştir. Alkaya kayısı çeşidi hem sofralık hem de kurutmalık değerlendirmeye uygundur. Eylül ve Mihrialibey geç, diğer çeşitler ise erkenci ve orta mevsim olgunlaşma özelliğine sahiptir. Bu makalede, ülkemizde bugüne kadar yapılan kayısı ıslah çalışmaları gözden geçirilerek bu çalışmalardan elde edilen sonuçlar kısaca özetlenmiş, tescil edilerek üretime sunulan yeni kayısı çeşitlerinin önemli özelliklerine yer verilmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Economic Feasibility of Functional Meat Products for Commercial Production in India
2017
Varalakshmi Kandanuri
This paper analyses the production of functional chicken meat products from economic perspectives. It analyses and compares the economics and investment feasibility on different size groups of processing plants in India. The primary data on input use and output yield were taken from studies of NRCM and data was analysed using economic analysis and investment appraisal techniques like NPV, IRR(%), BC ratio, and Break even analysis. The results indicated that the cost of production of functional products was 5.2 and 5.18 and 4.59 US dollars per kg on small, medium and large scale units respectively. All the processing units are found to be economically feasible with NPV of US$ 12727, 64661 and 153703, IRR of 26%,31% and 42% and B-C ratio was estimated as 1.56, 1.78 and 2.29 for small, medium and large scale units respectively. Economies of scale is evident form all perspectives like production costs, profits, discounting measures and breakeven point. The study found the feasibility of functional meat products in India for commercial production.
Mostrar más [+] Menos [-]Relationship between Soil Properties and Plant Diversity in Semiarid Grassland
2017
Melda Dölarslan | Ebru Gül | Sabit Erşahin
In ecological studies, soil-plant interaction is an important environmental factor. Soil chemical and physical properties affect plant richness and diversity. This study was carried out to investigate the relationship between soil physical and chemical properties, and plant diversity indexes (Shannon-Weiner and Simpson) in semiarid grassland. Plant diversity indexes and soil properties were determined using 34 quadrats (5x5m) on different parent materials (chrome, marble, serpentine, red chalk and red chalk mostra) in semiarid grasslands in the Central Anatolia Region in Turkey. Plant samples were collected and recorded periodically from April to September (the vegetation period) in 2014 for each quadrat. In order to determine the plant richness and diversity indexes, 3 sub-quadrats (1x1m) were randomly added into each of 34 (5x5 m) quadrats. To evaluate the relationship between plant diversity indexes and soil properties, composite soil samples were collected from the four corners, and the center of each quadrat 0-30 cm in depth, and which was mixing of those subsamples. Soil sand-silt-clay contents, soil reaction (pH), bulk density (BD), electrical conductivity (EC), CaCO3 and soil organic matter (SOM) contents were measured. Relationship between plant diversity indexes measured in different months during vegetation period and soil properties of different parent material was statistically analysed using correlation analysis in SPSS 20.0. Modest correlation coefficient was found between the Simpson diversity index and SOM content, sand-silt-clay content, pH and EC for different months in vegetation period.
Mostrar más [+] Menos [-]Determination of the Factors Affecting The Use of the Support Program of the Enterprises Benefiting from the Rural Development Investments Program in the Western Mediterranean Region
2017
Yavuz Taşcıoğlu | Cengiz Sayın
With industrialization, change has taken place in the world and development efforts have concentrated in urban areas. This has affected the rural area negatively and the increase in rural development studies has increased with the emergence of interregional economic imbalances. With the planned period, rural development studies in Turkey have increased and strategies, projects and programs have begun to be developed. One of these activities is the Rural Development Investment Support Program (RDISP), which entered into force in 2006. The aim of the program is to increase the level of rural area income, to ensure integration of agricultural production and agricultural industry, to strengthen food safety, to create alternative income sources in the rural area. In this study, it was aimed to determine the attitudes and behaviors of program beneficiaries in the Western Mediterranean Region within the framework of the RDISP applied in Turkey, and the factors affecting their utilization from the program. In the study, a total of 96 enterprises provided interviews based on face to face interviews. In this study, Factor Analysis was applied to determine the factors that affect the preferences of the enterprises and to determine the factors affecting the investments of the enterprises. In the study, 12 variables that were effective in factor analysis in the utilization of this support were combined into 3 factors. These factors have been found to be “support for local support and information about support”, “employment support for support” and “environmental sensitivity for support”.
Mostrar más [+] Menos [-]Organik Asitler ve Su Ürünleri Yetiştiriciliğinde Kullanımı
2017
Ferbal Özkan Yılmaz | Arzu Özlüer Hunt
Organik asitlerin su ürünleri yetiştiriciliğinde, fonksiyonel yem katkı maddeleri olarak kullanılmasının öngörülebilir gelecekte belirgin bir şekilde artacağı düşünülmektedir. Dünya su ürünleri yetiştiriciliğinin sürekli genişlemesi, büyük bir pazar potansiyeli oluşturmaktadır. Bununla birlikte küresel ısınmanın bir sonucu olarak, su ürünleri yetiştiriciliğinde hastalık salgınlarında artma tehlikesi, önemli bir problem olarak ortaya çıkabilecektir. Birçok ülkede antibiyotik kullanımına ilişkin yasaklar veya kısıtlama uygulamaları bulunmaktadır. Su ürünleri yetiştiriciliğinde, antibiyotiklere karşı uygulanabilir bir alternatif olarak organik asitlerin kullanımının uygunluğunu, yapılan çalışmalar ile ortaya konulmaktadır. Organik asitler, antimikrobiyal özelliklerinden dolayı zararlı bakterilerin çoğalmasını engelleyerek, hayvanların gastrointestinal sisteminde yararlı bakterilerin büyümesini teşvik ederek, hayvanların sağlığını iyileştirme özelliklerini göstermektedirler. Yapılan çalışmalar, organik asitlerin fonksiyonel yem katkı maddeleri olarak, su ürünleri yetiştiriciliği endüstrisinde sürdürülebilir bir sağlık yönetimi programının bir parçası olarak kullanılabilirliğini ortaya koymaktadır.
Mostrar más [+] Menos [-]Süt Kaynaklı Olmayan Probiyotik Gıdalar
2017
Ali Soyuçok | Gülden Başyiğit Kılıç
Günümüzde piyasada bulunan probiyotikler, genellikle fermente süt ürünleri şeklindedir. Süt tüketimi, süt ürünlerinin kolesterol içeriği ve laktoz intoleransı sebebiyle sınırlanmaktadır. Ayrıca, bazı gelişmekte olan ülkelerde fermente ürünlerinin kullanımını kısıtlayan gelenekler ve ekonomik nedenler, alternatif gıdaların probiyotikler için taşıyıcı olarak kullanılması fikrini öne çıkarmaktadır. Bu sebeplerle et ürünleri, tahıllar, baklagiller, meyveler ve sebzeler, probiyotik mikroorganizmaların substratları olarak tüketicilerin ilgisini çekmektedir. Bu ürünlerin geliştirilmesi hem endüstriyel, hem de bilimsel açıdan önemli bir araştırma alanıdır. Bu çalışmada, süt kaynaklı olmayan probiyotik gıdalar hakkında bilgiler verilmiş ve bu alanda yapılan araştırmalar vurgulanmaya çalışılmıştır.
Mostrar más [+] Menos [-]