Affiner votre recherche
Résultats 1-4 de 4
Türk Tarım – Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi, 11(1): 104-111, 2023 Büyüme Geciktirici ile Yetiştirilen Dahlia Bitkilerinin Giberellik Asit ile Büyümesinin Hızlandırılması
2023
Onur Sefa Alkaç | Esra Öndeş | Rümeysa Temir | Esat Tuncel | Mehmet Emin İşbilir
Bu çalışmada, dahlia tohumlarına 0, 25, 50 ve 100 ppm dozlarında paclobutrazol uygulaması yapılmıştır. Paclobutrazol ‘un sağladığı olası geciktirici etkilerini ortadan kaldırmak amacıyla fidelerin saksılara dikiminden 1 hafta sonra 0, 100 ve 200 ppm dozlarında yapraktan püskürtülerek GA3 uygulaması yapılmıştır. Çalışma sonunda, fide döneminde, fide boyunda (5,08 cm) ve çimlenme oranında (%80,56) 25 ppm paclobutrazol uygulaması kontrole göre (4,68 cm-%67,59) iyi sonuçlar göstermiştir. Paclobutrazol dozları arttıkça belirtilen parametrelerde düşüşler yaşanmıştır. İkinci aşamada ise, paclobutrazol uygulamaları yapılmamış olup tohumdan uygulanan paclobutrazol ile yetiştirilen fidelere GA3 uygulaması yapılmıştır. Paclobutrazol uygulamaları yapılan ancak GA3 uygulanması bulunmayan fidelerin bitki gelişimi açısından istatistiksel farklılıklar çıkmamasına rağmen 50 ppm paclobutrazol uygulaması bitki boyu (47,87 cm) ve bitki gövde çapında (6,55 mm), 0 ppm paclobutrazol uygulaması kök yaş ağırlığı (7,02 g) ve 50 ppm paclobutrazol uygulaması ise kök uzunluğunda (22,70 cm) en iyi sonuçları göstermiştir. Farklı konsantrasyonlardaki GA3 uygulamalarında ise 100 ppm GA3 uygulaması diğer uygulamalara kıyasla bitki gelişimi açısından en iyi sonuçları vermiştir. Paclobutrazol ve GA3 uygulamalarının kombine edilmesiyle bitki gelişiminde ağırlıklı olarak 50 ppm paclobutrazol ve 100 ppm GA3 uygulamaları daha etkili olmuştur. Fidenin büyüme ve çiçeklenme açısından boy kontrolünde 25 ppm paclobutrazol kullanılabileceği, kaliteli bitki gelişimi ve olası geciktirici etkileri ortadan kaldırmak için 100 ppm GA3 uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Afficher plus [+] Moins [-]Effects of Trichoderma harzianum Strains on Seedling Quality of Tomato
2022
Orkun İkiz | Gölgen Bahar Öztekin | Yüksel Tüzel | Şevket Karaçancı | Mahmut Tepecik
This study was conducted to determine the effects of Trichoderma harzianum on seedling growth and quality as two consecutive experiments during the spring months of 2018. In the first experiment, four different T. harzianum strains and a commercial preparate were used by adding into seed sowing substrate and compared with control group which had no treatment. The most promising strain (strain2), was used with and without foliar fertilizer (20:20:20) and foliar fertilizer itself was considered as control. Emergence period and rate were determined to observe the effects of treatments of germination of seeds. Regarding the seedling growth and quality, seedling length, root length, hypocotyl diameter, leaf thickness, fresh and dry weights of root and shoots, dry matter content, color, chlorophyll index, leaf macro and micro plant nutrient contents and seedling quality index were determined at the planting stage. Data obtained from the first experiment showed that the effects of T. harzianum strains on seedling morphology, physiology and nutrient content were different. Among the tested strains, strain2 showed better performance on seedling length, root and shoot dry matter contents, total fresh weight, chlorophyll, a color value and P, Ca, Mn, Cu and Zn contents of leaves and improved seedling quality. The second experiment result showed that the foliar fertilizer application increased the efficiency of T. harzianum strain2. T. harzianum strain2 without foliar fertilizer remained below the control treament in all measured parameters. When all the data were evaluated together, it was concluded that T. harzianum could be used to increase seedling quality due to its positive effects on seedling biomass, plant nutrition uptake and quality index. Moreover, it can be used in organic seedling production as alternative biostimulant.
Afficher plus [+] Moins [-]Türkiye’de Muz Artıklarına Ait Enerji Potansiyelinin Belirlenmesi
2019
Bahadır Demirel | Hasan Pınar
Dünyada en çok bulunan ve uzun zamandan beri kullanılan birincil enerji kaynağı fosil yakıtlar olup, kullanım miktarına bağlı olarak yakın bir zamanda tükeneceği tahmin edilmektedir. Bu tüketimin bir sonucu olarak küresel ısınma tehlikesi giderek büyümektedir. Bu çevresel tehdidin en büyük kaynağı olan fosil yakıt tüketimini azaltabilmek adına yenilenebilir enerji kaynak kullanımını artırmak, bu çevresel zararı azaltabilmek için büyük bir fırsat oluşturmaktadır. Bu enerji kaynakları içerisinde en büyük potansiyele sahip alternatif enerji kaynağı biyokütledir. Bu çalışmada, ülkemizde özellikle Akdeniz Bölgesinde yoğun olarak yetiştiriciliği yapılan muz bitkisi tarımsal artıklarının enerji kaynağı olarak değerlendirilebilmesi olanakları araştırılmıştır. 2018 yılında 498.888 ton/yıl üretimi yapılan muz bitkisi için tarımsal faaliyetler sonucunda yaklaşık olarak 209.448 ton kuru biyokütle artığı açığa çıkmaktadır ve bu artıkların enerji olarak geri dönüştürüldüğünde ise 987 MW enerji potansiyeline sahip olacağı hesaplanmıştır. Bu potansiyele bağlı olarak muz artıklarının, Türkiye’deki katı biyoyakıt olarak enerjiye dönüştürülebilme olanakları ve ülke ekonomisine katkıda bulunabilirliği tartışılmıştır.
Afficher plus [+] Moins [-]Konya İlinde Bitkisel ve Hayvansal Üretimde Atık Potansiyeli ve Emisyonların Belirlenmesi
2023
Nurettin Kayahan | Kazım Çarman
Tarımsal üretim faaliyetleri ile ortaya çıkan yan ürünler nispeten daha zor ölçülebilir oldukları için oluşturdukları zararlı atıklar yakın zamana kadar göz ardı edilmiştir. Günümüzde artık karbon ayak izi ölçümlemeleri ile tarımsal üretim ile açığa çıkan zararlı atıkların belirlenebilmesi mümkün olabilmektedir. Tarımsal faaliyetler sonucu ortaya çıkan atıkların geri kazandırılması, tarımsal üretimin ve çevrenin sürdürülebilirliği açısından üzerinde önemle durulan bir konu olmuştur. Bu çalışmada Konya ilinde hayvansal üretim faaliyetleri sırasında ortaya çıkan sera gazı (gübre ve enterik fermantasyon kaynaklı) miktarları, bitkisel üretimimde doğrudan (yakıt esaslı) emisyon değerleri, biyogaz enerjisi potansiyeli, biyokütle enerji potansiyelleri hesaplanmıştır. Hayvansal üretim (süt sığırı, koyun) faaliyetleri sırasında ortaya çıkan sera gazı miktarları toplam 1,578,108 ton CO2e.yıl-1 olarak hesaplanmıştır. Bitkisel üretimde (buğday, arpa, ayçiçeği, mısır, şeker pancarı) CO2 emisyonu değerleri geleneksel tekniklerinin uygulanması koşulunda toplam 120,564 ton, koruyucu tarım tekniklerinin uygulanmasında ise toplam 36,175 ton olarak hesaplanmıştır. Biyogaz enerjisi potansiyeli, gübre toplanabilirlik oranları dikkate alınarak hesaplandığında toplam 259,780,000 kWh.(m3)-1.yıl-1 olarak bulunmuştur. Biyokütle enerji potansiyelleri ise toplam 4,508.05 GWh olarak bulunmuştur.
Afficher plus [+] Moins [-]