Affiner votre recherche
Résultats 111-120 de 561
Üstün Özellikli Basma Tipi Tütün Hatlarının Agronomik Performanslarının Belirlenmesi Texte intégral
2024
Erdem Karakoç | Ahmet Kınay | Hacı Duran Cingöz
Basma tipi tütünler sigara harmanlarında kullanılmaktadır. Bu araştırma Tokat-Kazova şartlarında Türkiye Tohum Gen Bankasından (TGB) alınan üstün özellikli bazı basma tipi tütün hatlarının performanslarının belirlenmesi amacıyla iki yıl (2021 ve 2022) süreyle yürütülmüştür. Araştırmada 10 basma tipi tütün hattı (TGB46668, TGB46673, TGB46674, TGB46675, TGB46721, TGB46722, TGB46723, TGB46724, TGB46730 ve TGB46743) ve iki standart tütün çeşidi (Erbasma ve Xanthi-81) kullanılmıştır. Çalışmada; bitki boyu, yaprak sayısı, yaprak eni, yaprak boyu, kuru yaprak verimi, nikotin oranı, indirgen şeker oranı ve randıman parametreleri incelenmiştir. İncelenen parametreler arasındaki farkların tamamı istatistiki olarak önemli (p<0.01) bulunmuştur. Ayrıca incelenen hatlar başta kuru yaprak verimi olmak üzere pek çok parametre bakımından standart çeşitlerden daha yüksek performans göstermiştir. Kuru yaprak verimi bakımından TGB46668 (223,85 kg/da), TGB46722 (219,79 kg/da), TGB46721 (213,01 kg/da) ve TGB46730 (211,7 kg/da) hatları öne çıkmıştır. Randıman değerlerine göre ise TGB46743 (%55,47), TGB46675 (%54,96) ve TGB46721 (%53,59) hatlarının daha kaliteli olduğu tespit edilmiştir. TGB46721 hattının verim ve kalite bakımından basma üretim alanlarında kendine yer bulabileceği düşünülmektedir. Ayrıca incelenen hatlar yeni çeşit geliştirmeye yönelik ıslah programlarında ebeveyn olarak kullanılabilecektir.
Afficher plus [+] Moins [-]Examination of Environmental Awareness of Students Studying in Landscape Architecture Departments Texte intégral
2024
Ruhugul Ozge Gemici
The discipline of landscape architecture plays an important role in many environmental issues such as increasing green areas in urban areas, supporting biodiversity, and managing water resources. This study was conducted to determine the environmental awareness levels of landscape architecture students in Turkey and to understand how educational programs affect this awareness. In the study, first of all, all universities and faculties providing undergraduate landscape architecture education in Turkey were examined, and then landscape architecture departments in different universities and faculties were included in the scope of the research. Surveys were administered to students studying in the landscape architecture departments of the specified faculties to measure their environmental awareness levels. In addition, it was analyzed how the courses taken by landscape architecture students affected their environmental awareness. Thus, effective strategies were developed and suggestions were presented to increase environmental awareness in landscape architecture education.
Afficher plus [+] Moins [-]Bursa İli Karacabey İlçesinde Özel Bir İşletmede Yetiştirilen Simmental (Fleckvieh) Irkı Sığırların Dış Görünüş Özelliklerinin Değerlendirilmesi Texte intégral
2024
Nazif Uzun | Atakan Koç
Bu çalışmada Bursa ili Karacabey ilçesinde hastalıklardan ari 550 baş sağmal kapasiteye sahip özel bir işletmede yetiştirilen Almanya ve Avusturya orijinli 494 baş Simmental (SIM) ırkı sığırın dış görünüş özellikleri değerlendirilmiştir. Dış görünüş özelliklerinden beden yapısına ait Sağrı yüksekliği (SY), Sağrı uzunluğu (SU), Sağrı eğimi (SE), Sağrı genişliği (SG), Omuz-bel uzunluğu (OBU), Beden derinliği (BD), Göğüs genişliği (GG) ve Kaslılık (K), meme yapısına ait Ön meme bağlantısı (ÖMB), Ön meme başı uzunluğu (ÖMBU), Ön meme başı kalınlığı (ÖBK), Ön meme başı yerleşimi (ÖMBY), Memenin önden görünümü (MÖG), Memenin baldırdan görünümü (MBG), Meme taban yüksekliği (MTY), Meme merkez bağı (MMB), Meme başı yönü (MBY), Arka meme başı pozisyonu (AMBP), Arka meme başı yerleşimi (AMBY), Arka meme yüksekliği (AMYU), ayak bacak yapısına ait olarak da Arka bacak açısı (ABA), Diz yapısı (DY), Tırnak açısı (TA), Tırnak taban yüksekliği (TTY) ve Bilek açısı (BAç) özelliklerine ait genel ortalama puanlar sırasıyla 142,73±0,207 cm, 43,66±0,164 cm, 5,13±0,039, 20,02±0,114 cm, 85,15±0,384 cm, 75,31±0,194 cm, 5,76±0,033, 5,41±0,038, 5,23±0,055, 5,47±0,060 cm, 3,49±0,025 cm, 4,01±0,043, 5,44±0,043, 5,11±0,041, 3,40±0,059, 4,66±0,066, 4,49±0,045, 4,62±0,048, 4,80±0,057, 5,60±0,049, 4,89±0,041, 4,94±0,050, 4,29±0,033, 4,31±0,32 cm ve 5,57±0,035 olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak, SIM ırkı sığırların BD, MTY, ABA, TTY ve TA özelliklerine ait literatürde bildirilen değerler ile bu çalışmada elde edile ortalamalar arasında önemli farklılıklar bulunduğu belirlenmiş, bu farklılıkların süt verimi yükseltilmiş Almanya ve Avusturya orijinli SIM genotipinden ve işletme koşullarından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Afficher plus [+] Moins [-]Türk Mutfağında Kullanılan Baharatların Fonksiyonel Yönü Texte intégral
2024
Özlem Özer Altundağ | Ufuk Samav
Türk mutfağı, tarihi boyunca çeşitli kültürlerin etkisi ve Anadolu’nun zengin toprakları sayesinde geniş bir baharat yelpazesine sahiptir. Bu çalışmada, Türk mutfağında yaygın olarak kullanılan baharatlar fonksiyonel bileşenler olan terpenoidler ve fenolik bileşikler açısından incelenmiştir. Terpenoidler antioksidan, anti-inflamatuar, antimikrobiyal ve antikanser özellikleri ile bilinirken; fenolik bileşikler güçlü antioksidan ve pro-oksidatif özellikler göstermektedir. Çalışmada, literatür araştırması yapılarak Türk mutfağında kullanılan 24 adet baharatın etken madde içerikleri, antioksidan kapasiteleri ve ORAC değerleri beslenme veri tabanları kullanılarak belirlenmiştir. Araştırmalar ve veri tabanlarından elde edilen bilgiler değerlendirildiğinde anason (11 çeşit), haşhaş (10 çeşit), karabiber (10 çeşit), tarçın (10 çeşit), kekik (9 çeşit), kişniş (8 çeşit) ve sumak (8 çeşit) olmak üzere bu baharatların en fazla terpenoid ve fenolik bileşen içeren baharatlar olduğu görülmüştür. Baharatlarda en yaygın görülen fonksiyonel bileşenler ise sırasıyla karoten (alfa, beta ve gama) (17 tanesinde), tokoferol (alfa, beta ve gama) (15 tanesinde), filokinon (11 tanesinde), lutein (9 tanesinde) ve betain (8 tanesinde) olarak bulunmuştur. Türk mutfağının vazgeçilmez unsurlarından birisi olan bu baharatların, içerdikleri çeşitli terponoid ve fenolik bileşikler ile insan sağlığı üzerinde antioksidan, anti-inflamatuar, antimikrobiyal ve antikanser gibi olumlu etkilere sahip olduğu çalışmalarla desteklenmektedir. Bu çalışma Türk mutfağının kullanılan baharatlar ile sağlığı korumayı ve iyileştirmeyi destekleyici özellikte olduğunu ortaya koymaktadır. Son yıllarda sağlık için artan fonksiyonel beslenme uygulamaları göz önünde bulundurulduğunda Türk mutfağı içerik bakımından fonksiyonel beslenmeyi destekleyici niteliktedir. Türk mutfağında kullanılan baharatların sağlık üzerindeki bu potansiyel faydaları göz önüne alındığında, bu baharatların günlük beslenme alışkanlıklarına dahil edilmesi sağlığın sürdürülebilirliği açısından önerilebilir.
Afficher plus [+] Moins [-]İskenderun Bölgesinde Kendiliğinden Yetişen Frenk İnciri (Opuntia ficus-barbarica A.Berger) Meyve ve Kabuklarının Biyoaktif Bileşenlerinin Araştırılması Texte intégral
2024
Fatma Ergün
Küresel ısınma nedeniyle su gereksiniminin düşük ve yapısında değerli bileşenlerin bulunduğu bitkisel gıdalara olan ilgi giderek artmaktadır. Bu çalışmada, frenk inciri (Opuntia ficus-barbarica A.Berger) meyve (M) ve kabuklarının (K) toplam fenolik, flavonoid madde miktarları ve antioksidan aktiviteleri değerlendirilmiştir. Bu amaçla öncelikle numuneler metanol ile ekstrakte edilmiştir. Metanol ekstraktlarında fenolik miktarları K’da 835,66±21,12 mg GAE/100 g, M’de 760,66±17,61 mg GAE/100 g; toplam flavonoid madde miktarları K’da 222,00±4,35 µg KE/g ve M’de 204,76±0,87 µg KE/g olarak belirlenmiştir. Antioksidan aktivite, serbest radikal giderme aktivitesi (DPPH) ve Bakır (II) indirgeme kapasitesi (CUPRAC) yöntemleriyle değerlendirilmiş, indirgeme kapasitesi M’de 40,93±1,46 µg TE/mL ekstrak ve K’da 80,11±2,03 µg TE/mL ekstrak olarak hesaplanmıştır. Meyve ve kabuk ekstraklarının IC50 değerleri hesaplanmış ve standart BHT (Bütil hidroksi toluen) ile karşılaştırıldığında en yakın değerin K’da olduğu görülmüştür. Sonuçlar, frenk inciri meyve ve kabuklarının önemli miktarda biyoaktif bileşen içerdiğini ve yüksek antioksidan aktiviteye sahip olduğunu göstermiştir. Bu çalışma, geleneksel olarak halk hekimliğinde kullanılan frenk incirinin sağlığı teşvik eden bir gıda bileşeni veya doğal antioksidan kaynağı olarak potansiyelini ortaya koymaktadır.
Afficher plus [+] Moins [-]Sustainable Agriculture and It’s Practices: A Review Texte intégral
2024
Shikha Sharma | Bipana K.C.
Sustainable agriculture, a holistic approach to farming, offers a promising solution to the global challenge of balancing food production with environmental preservation. Sustainability is based on the idea that we should fulfill current needs without jeopardizing the ability of future generations to fulfill their requirements. It involves the farming practices that maintain the health of our land, water, and air while producing sufficient food necessary for the growing population. This comprehensive review explores diverse sustainable agricultural practices essential for balancing productivity, economic viability, and social equity. Key principles of sustainable agriculture, emphasizing environmental health, financial feasibility, and social justice, underpin a multifaceted approach. Permaculture, emphasizing biodiversity and ecosystem regeneration, aligns with nature’s principles. Crop rotation and diversification mitigate pests and diseases, and enhance soil health. Water management through techniques like drip irrigation and rainwater harvesting optimizes water usage. Innovative practices including aquaponics, hydroponics, vertical farming, and agroforestry ensure year-round, efficient food production. Climate-smart agriculture adapts to climate change, while precision agriculture enhances resource efficiency. Organic farming, relying on natural processes, offers a sustainable alternative to conventional methods. Challenges like excessive chemical usage, climate-related disruptions, and knowledge gaps persist despite promising outcomes. Overcoming these hurdles requires collaborative efforts, policy support, and education initiatives. Sustainable agriculture represents the path toward a resilient and food-secure future for our growing global population.
Afficher plus [+] Moins [-]Göçmen Peyniri Üretiminde Reçete Standardizasyonu, Mikrobiyolojik Kalite ve Duyusal Özelliklerin Değerlendirilmesi Texte intégral
2024
Derya Saygılı | Onur Özden
Bu çalışmanın amacı, İzmir ili merkez ilçelerinde üretilen Göçmen peyniri üretiminde standart reçetelerin tanımlanmasıdır. Bu amaçla ürünlerin mikrobiyolojik ve duyusal özellikleri değerlendirilerek tüketici profiline hitap eden ve endüstriyel üretime adapte edilecek en uygun standart reçetenin tanımlanması hedeflenmiştir. Araştırmada Balkan göçmeni bireylerden toplanan tarifler değerlendirilerek üretilen 4 farklı ürün için standart reçete çalışması yanı sıra duyusal analiz ve mikrobiyolojik analizler gerçekleştirilmiştir. Lor, Yoğurt, Lor-yoğurt ve Lor-süt şeklinde üretilen ürünlerde tat, koku, kıvam ve genel beğeni özellikleri hedonik skala (1-9) ile değerlendirilmiş ve genel beğeni puanı ortalaması sırası ile 7,63; 4,32; 6,63 ve 7,84 olarak tespit edilmiştir. Benzer şekilde Lor, Yoğurt, Lor-yoğurt ve Lor-süt ile üretilen geleneksel ürünlerde Lactobacillus spp.sayısı sırası ile 8,18; 6,11; 6,41 ve 7,34 kob/g; Laktokok sayısı sırası ile 7,44; 7,51; 7,35 ve 7,36 kob/g ve maya-küf sayısı sırası ile 4,41; 5,61; 4,71 ve 2,85 kob/g olarak tespit edilmiştir. Lor, Yoğurt, Lor-yoğurt ve Lor-süt ile üretilen geleneksel ürünlerde Staphylococcus aureus (S. aureus) sayısı sırası ile 2,06; ˂10; 3,78 ve 2,58 kob/g olarak tespit edilmiştir. Escherichia coli (E.coli) aranan tüm örneklerde ˂10 kob/g olarak bildirilmiştir. Geleneksel ürünler içerisinde fermente süt ürünü olarak önemli olan göçmen peyniri Balkan topraklarından Anadolu’ya taşınan bir kültürel mirastır. Toplumları yansıtan yemek kültürüne sahip çıkmak, gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak, gastronomi turizmini canlandırmak amacı ile standart reçete çalışmalarının yerel lezzetler üzerine yoğunlaşması önem arz etmektedir.
Afficher plus [+] Moins [-]Tarımsal Atığın ve Azot Dozlarının Mısır Bitkisine Etkilerinin İncelenmesi Texte intégral
2024
Songül Çiftçi Sakin | Leyla İdikut | Duygu Uskutoğlu | Mustafa Yıldırım
Mısır tarımındaki artışa paralel olarak bitki besin elementlerine duyulan ihtiyaç da yükselmektedir. Bu çalışmada, bitkisel atıklar ve sıvı hayvan gübrelerinin mısır bitkisinde gübre olarak kullanılmasının bitki gelişimi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bölünmüş parseller deneme deseninde yürütülen çalışmada, tarımsal bitki atıkları olarak nohut, buğday samanı ve kontrol grubu ana materyal olarak kullanılmış, ikinci alt faktör olarak ise kontrol grubu, sıvı hayvan atığı ve üre dozları uygulanarak mısır bitkisi üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Araştırmada mısır bitkisinin tepe püskülü çıkış süresi, bitki boyu, ilk boğum çapı, bitkide sap kalınlığı, bitkide yaprak sayısı, koçan ve yukarısındaki toplam yaprak alanı, koçan uzunluğu, bin tane ağırlığı, ve tane verimi özellikleri incelenmiştir. Mısır bitkisin incelenen özelliklerinden bitki boyu, koçan yukarısı yaprak alanı, koçan uzunluğu, bin tane ağırlığı, tane tane verim değerleri, tarımsal bitki atığı, gübre uygulamaları, tarımsal bitki atığı × gübre uygulama interaksiyonunda istatistiki olarak önemli farklılıklar gösterdiği kaydedilmiştir. İncelenen diğer özelliklerden ilk boğum çapı tarımsal bitki atıklarına göre istatistiki olarak önemli farklılıklar gösterdiği, tepe püskül çıkış süresi, sap kalınlığı, bitkide yaprak sayısının ise uygulanan faktörlerden etkilenmediği belirlenmiştir. Araştırma sonucuna göre birçok özellikler bakımından en yüksek sonuçları veren nohut samanının organik tarım açısından tarımsal bitki atığı olarak mısır yetiştiriciliğinde kullanılabilirliği tespit edilmiştir. Sıvı hayvansal atık ve üre gübresinin ise mısır yetiştiriciliği üzerine etkisine bakıldığında, azot gübresinin 40 kg da-1 dozunun, sıvı hayvansal atık dozlarına göre daha yüksek değerler verdiği kaydedilmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Examination of Open Green Areas in Terms of Human Health and Psychology Texte intégral
2024
Ruhugul Ozge Gemici
Open green areas undertake functions that improve and healing people’s living conditions. This research was conducted to understand the role of open and green areas in urban life and to evaluate the contributions of these areas to the quality of life. The study was conducted with people living in Selçuklu district of Konya province. These people visited urban open green areas in Selçuklu district and spent time in those places. The survey method was used in the study. The survey results reveal that open green areas have significant and positive effects on human health and psychology. The majority of the participants stated that they visited open green areas with sufficient frequency and that these areas met both their physical and mental needs. These findings emphasize the positive effects of open green areas on human health and psychology and support the need to protect and increase these areas.
Afficher plus [+] Moins [-]Enhancing Culinary Operations Through Fuzzy Logic: A Case Study in the Catering Industry Texte intégral
2024
Murat Doğan
This study aimed to analyze the business impact of the catering sector using the fuzzy logic method. The research was conducted at a catering company in Istanbul, utilizing document review and participant observation methods to evaluate the business impact. The nominal prioritization method was used to identify critical business processes, and a model along with a mathematical formula was developed for calculating the business impact. The Fuzzy Logic Designer Toolbox in MATLAB was utilized for this calculation. The study identified eight critical business processes: (1) material supply, (2) material storage, (3) pre-preparation process, (4) cooking process, (5) portioning, (6) shipping, (7) hygiene and food safety, and (8) customer relationship management. The business impact was assessed using classical and fuzzy logic methods, and the results were compared. The fuzzy logic method provided a more flexible and comprehensive assessment, managing uncertainty and variability more effectively than classical logic. Overall, it proved to be more effective in optimizing business processes, offering a more dynamic and holistic approach to improving and prioritizing these processes.
Afficher plus [+] Moins [-]