Affiner votre recherche
Résultats 151-160 de 446
Zeytinyağında Bulunan Mikroorganizmalar ve Kalite Üzerine Etkileri Texte intégral
2024
Alper Aydın | Başar Uymaz Tezel | Mustafa Öğütçü
Zeytinyağı, zeytin meyvesinden mekanik olarak elde edilen ve rafine edilmeden tüketilebilen en önemli bitkisel yağlardan biridir. Zeytinyağı, insan sağlığına faydalı olduğu bilinen yüksek oranda doymamış yağ asitleri ve antioksidan bileşikler içerir. Yeni üretilen zeytinyağı, zeytin posası parçacıkları ve sudan kaynaklanan mikro damlacıklar nedeniyle bulanık görünüme sahiptir. Bulanık görünüme neden olan katı partiküller ve su, bazı mikroorganizmaların canlılığını koruyabileceği bir ortam yaratır. Mikroorganizmaların bazıları zeytinyağının fiziko-kimyasal ve duyusal özelliklerini, yüksek enzimatik aktiviteleri sayesinde iyileştirirken, bazıları da zeytinyağının kalitesini bozar. Zeytinyağındaki mikroorganizma çeşitliliği, zeytin çeşidi, hasat yöntemi, işleme tekniği, depolama koşulları ve depolama süresi gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bu çalışmada zeytinyağında bulunan mikroorganizmalar ve bunların zeytinyağı kalitesine etkileri derlenmeye çalışılmıştır.
Afficher plus [+] Moins [-]Tüketilen Bazı Probiyotik Preparatların İçerdiği Bakteri Seviyelerinin Belirlenerek PZR ile Doğrulanması Texte intégral
2024
Özen Yurdakul | Elif Gizem Yılmaz | Erdi Şen | Soner Tutun
Bu çalışma, takviye olarak kullanılan probiyotik preparatların etikette belirtildiği gibi içerdiği bakterilerin canlılık ve seviyelerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla farklımarkalara ait Lactobacillus ve Bifidobacterium türlerini içeren toplam 15 farklı preparat temin edildi. Örnekler Lactobacillus ve Bifidobacterium türlerini yönünden mikrobiyolojik ekime tabii tutuldu. Yapılan mikrobiyolojik analiz sonucunda örneklerin 13’ünde (%87) canlı bakteri saptanırken 2 örnekte (%13) üreme olmadığı gözlemlendi. Lactobacillus spp. içeren probiyotik preparatlarda bakteri sayısı ortalama 5,9×1010 kob/g; Bifidobacterium spp. içeren probiyotik preparatlarda ise bakteri sayısının ortalama 1,3×109 kob/g olduğu görüldü. Gram boyama, katalaz testivekarbonhidrat fermentasyon testi yapılan suşların Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR) analiziile doğrulamaları yapıldı. PZR analizi sonucunda, 13 örnekte Lactobacillus ve Bifidobacterium türleri tespit edildi. Sonuç olarak tüketime sunulan hazır probiyotik preparatlarda belirtilen suşların varlığı, canlılığı ve miktarı oldukça önemlidir. Etikette yazılan bilgilerin doğruluk payının %87 olduğu yaptığımız çalışmamızda görüldü.
Afficher plus [+] Moins [-]Tüketicilerin Et Tüketim Tercihleri Üzerine Bir Araştırma Texte intégral
2024
Fatma Kaya Yıldırım | Beyza Hatice Ulusoy | İrem Karataş
Bu çalışma tüketicilerin ızgara eti tüketim tercihlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın materyalini 406 kişiden yüz yüze anket yöntemi ile toplanan veriler oluşturmuştur. Araştırmada ankete dahil olan tüketicilerin tamamının et tükettiği belirlenmiştir. Değişkenlerin ortalama ve korelasyon değerlerine bakıldığında az pişmiş et değişkeninin ortalaması 1,863 ile katılımcıların nadiren tercih ettiğini göstermektedir. Diğer ortalama ve korelasyon değerleri incelendiğinde orta pişmiş et değişkeni 3,149; çok pişmiş et değişkeni 2,887; lezzet değişkeni ise 2,674 ortalama değerine sahip olması bu şekildeki etleri katılımcıların zaman zaman tercih ettiğini göstermiştir. Katılımcıların cinsiyeti ve ızgara eti tüketim tercihleri incelendiğinde orta pişmiş değişkeninde katılımcı cinsiyetinde anlamlı bir fark gözlenmezken (P>0,05); az pişmiş, çok pişmiş ve lezzet değişkenleri ile cinsiyet grupları arasında anlamlı bir fark (P<0,05) olduğu gözlenmiştir. Katılımcıların eğitim durumları ile ızgara eti tüketim tercihleri arasında yapılan analiz sonucunda ise üç farklı eğitim durumunda da anlamlı bir fark (P<0,05) olduğu görülmüştür. Izgara eti tüketim tercihi ölçeğinin açıklayıcı, doğrulayıcı faktör ve güvenilirlik analiz sonuçlarının kabul edilebilir düzeyde olduğu belirlenmiştir. Hipotez test sonuçları incelendiğinde ise cinsiyet ve yaş hipotezleri kısmen kabul edilirken, eğitim hipotezleri tamamen kabul edilmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Isparta Koşullarında Kışlık Mercimek Çeşitlerinin Verim ve Bazı Kalite Kriterleri Yönünden Değerlendirilmesi Texte intégral
2024
Aykut Şener | Muharrem Kaya
Bu araştırma, Isparta koşullarında 11 kırmızı mercimek çeşidinin (Çiftçi, Özbek, Kafkas, Tigris, Fırat-87, Evirgen, Seyran-96, Çağıl, Altıntoprak, Şakar ve Kırmızı-51) verim ve bazı verim öğeleri bakımından değerlendirilmesi amacıyla yürütülmüştür. Çalışma 2018-2021 yılları arasında iki yıl süreyle, tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak kurulmuş, varyans analizleri yapılmış, önemlilik olduğu belirlenen faktörlerde elde edilen ortalamalar Tukey testi ile karşılaştırılmıştır. İki yıllık ortalamalara göre bitki boyu 21,75-28,01 cm, ilk bakla yüksekliği 10,21-15,91 cm, bitkide bakla sayısı 31,31-49,48 adet, tane sayısı 36,06-64,76 adet, bitki verimi 2,41-5,17 g, tane verimi 139,61-257,73 kg da-1, bin tane ağırlığı 29,50-38,32 g, hasat indeksi %30,03-49,31, su alma kapasitesi 0,019-0,033 g tane-1 ve protein oranı %26,83-29,75 arasında değişim göstermiştir. Sonuç olarak tane verimi ve verime katkısı yüksek özellikler bakımından Evirgen, Çağıl ve Seyran-96 çeşitlerinin ön plana çıktığı belirlenmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Sağlıklı Asma Fidanı Üretiminde Sıcak Su Uygulamaları Texte intégral
2024
Zeki Kara | Mohammed Salah Mohammednoori Fakhar
Asmalarda gövde hastalıkları (AGH) arasında, Esca sendromu (Phaeomoniella chlamydospora ve Phaeoacremonium oleophilum, Botryosphaeria spp., Eutypa lata, Phomopsis viticola, Cylindrocarpon spp.), Petri hastalığı (Phaeomoniella chlamydospora, Phaeoacremonium spp., Cadophora luteo-olivacea ve Pleurostoma richardsiae), Siyah ayak (Dactylonectria, Ilyonectria, Campylocarpon, Cylindrocladiella veya Neonectria), Botryosphaeriae dieback (Lasiodiplodia theobromae, Neofusicoccum parvum ve Botryosphaeria dothidea) Eutypa dieback, (Eutypa lata ve Diatrypaceae spp.) Phomopsis dieback, (Phomopsis viticola) yer almaktadır. AGH enfeksiyonları kısa veya uzun vadede asmaların ölümüne neden olur. Global ölçekte, bağcılığın sürdürülebilirliğini etkidiğinden ve tüm bağcı ülkelerde hızla yayıldığından, son otuz yıldır asmanın en yıkıcı hastalıkları olarak kabul edilmektedir. AGH’nın kontrolünde sıcak su uygulaması (SSU), tarım kimyasalları ve dezenfektanlar kullanılmaktadır. SSU′na genç asmalar, dinlenme halindeki aşı gözü veya anaç çelikleri, köklü veya aşılı köklü asma fidanları ve Vitis vinifera çeşitleri farklı düzeyde hassasiyet gösterebilirler. Bu hassasiyet çeliklerin veya fidanların büyüdüğü mevsim sıcaklıklarından etkilenebilir ve uygulanacak sıcaklık aralığı, kontrol edilecek patojenlere göre değişebilir. Asma çeliklerindeki AGH′nı baskılamak için çeşidine göre değişen aralıklarda SSU′ları (30-45 dakika süreyle 45-54°C) önerilmektedir. SSU, asma çoğaltma materyalleri ile taşınabilecek filoksera, nematod ve fitoplazma patojenleri için etkin bir kontrol yöntemidir. Kaliteli bir asma fidanı, sağlıklı, ismine doğru, iyi bir bitki formuna sahip, iyi kaynaşmış, virüsler ve patojenlerden arındırılmış, çevresel strese maruz kalmamış olmalıdır. Bu derlemede, asma çoğaltma materyallerinin patojenik bakteri, mantar, nematod, fitoplazma ve filoksera enfeksiyonlarının kontrolünde kullanılan SSU çalışmalarının bir özeti sunulmuştur.
Afficher plus [+] Moins [-]Moisture Optimization and Energy Saving Effects of Combined Organic Acid and Surfactant Inclusion in Pelleted Feed Production Texte intégral
2024
Duygu Budak | Kazım Bilgeçli
The purpose of the present study was to determine the effects of inclusion of an organic acid and surfactant (OS) combination on moisture optimization and energy sparing in the production of pelleted compound feeds for dairy and beef cattle. The trial was carried out in two independent private commercial feed factories (factories A and B) producing cattle feed in pellet form. Each factory produced 21 tons of commercial cattle feed (7 batches; 3 tons per batch); factory A, a dairy feed containing 2620 kcal/kg metabolizable energy (ME) with 18.90% crude protein (CP); and factory B, a fattening feed containing 2550 kcal/kg ME with 13.00% CP. Batches for the treatment groups were prepared by adding 0.5, 1.0 and 1.5 kg/ton of OS (Fylax flow) respectively to these basal feeds in the mixer. The moisture retention capacity during pelleting process of all three OS supplemented feeds increased in comparison to the basal feed, whilst moisture content of the finished feeds and energy consumed for production decreased significantly. It was observed that increasing the OS supplementation to 1.5 kg could further increase the moisture retention capacity and moisture content in pellet production compared to the feeds supplemented with 0.5 and 1.0 kg OS, due to the lower power rating of the equipment. It has thus been concluded that adding 0.5, 1.0 and 1.5 kg of OS to commercial compound feeds for dairy resulted in a profitable production with good moisture optimization and energy savings during pelleting.
Afficher plus [+] Moins [-]Morphological and Phenological Attributes of Chickpea (Cicer arietinum L.) Affected by Different Growing Conditions, Zeolite and Nitrogen Applications Texte intégral
2024
Engin Takıl | Nihal Kayan
The present study investigated the effects of two different zeolite applications and different nitrogen-based fertilizers on chickpea’s yield and yield components in dry and irrigated conditions. The field experiment was conducted during 2019 and 2020 in the experimental area of the Faculty of Agriculture, Eskisehir Osmangazi University, Eskisehir, Türkiye. The experimental design was a split-split plot with four replicates. The main plots were grown under dry-irrigated conditions. At the same time, subplots received zeolite applications (zeolite+- zeolite-), and sub-sub plots received nitrogen applications [control, traditional, chemical, farmyard manure, and Isabion, (an animal collagen-derived biostimulant)]. The experiment found that irrigation caused a delay in phenological characters but had a favorable impact on morphological characters and yield. The effect of zeolite applications was different in the first and second years of the experiments for the investigated characters. In the first year, the application of zeolite had a significant impact on grain yield, but there was no discernible effect in the second year. The experiment demonstrated that both chemical fertilizer and farmyard manure positively impacted phenological and morphological characteristics. In both years, the farmyard manure plots produced the highest grain yield. Farmers in Türkiye are advised to apply nitrogen to their crops as the profitability of chickpeas has risen in recent years. If the high cost of farmyard manure renders its use impracticable, farmers can opt for chemical fertilizer as an alternative.
Afficher plus [+] Moins [-]Bitkisel Sütlerin Gıda Endüstrisindeki Önemi Ve Mikrobiyal Güvenliğinin Sağlanması Texte intégral
2024
Ulaş Baysan
Dünya genelinde insanlarda sağlıklı tüketim farkındalığının oluşmasıyla zengin besin içeriklerine sahip bitkisel sütlere yönelim artmaktadır. Tüketicilerden laktoz intoleransı, kalori endişesi ve hiperkolesterolemi olanlarında rahatça tüketimine imkan sağlaması ile tüketici taleplerinden enerjiyi artırıcı, yaşlanmayla mücadele, yorgunluk ve stres azaltıcı etkilerine yanıt olabilme potansiyelinden dolayı bitkisel süt üretiminin ve tüketiminin artması beklenmektedir. Bu derleme çalışmasında bitkisel sütlerin üretim aşamaları ele alınarak, bu üretim basamaklarının son ürün üzerine etkileri değerlendirilmiştir. Bitkisel sütlerde besin içeriklerinin zengin olmasından kaynaklı olarak bozulmayan sebep olan mikroorganizmaların büyümesinin önlenebilmesi için ısıl işlem gereklilikleri incelenmiştir. Bitkisel sütlerde bozulmaya sebep olan mikroorganizmaların inhibisyonu için uygulanan yenilikçi ısıl ve ısıl olmayan teknolojiler ele alınmıştır. Gelişen yenilikçi teknolojiler ile bitkisel sütlerin mikrobiyal güvenliğini sağlanmasının yanısıra kalite özelliklerinin de korunması önem kazanmaktadır. Sonuç olarak Dünya’da ve ülkemizde popüler olmaya başlayan bitkisel sütlerin; yeni teknolojiler ile birlikte gıda endüstrisinde yaygınlaşma potansiyeli yüksektir.
Afficher plus [+] Moins [-]The Extent and Patterns of Digitalization in Proactive Land Acquisition Strategy (PLAS) Farms in South Africa Texte intégral
2024
Sukoluhle Mazwane | Moraka Nakedi Makhura | Athula Ginige
This study sought to develop an index for agricultural digitalization by applying composite confirmatory analysis (CCA). Another aim was to determine the factors that affect the development of digitalization in PLAS farms. Data on the indicators of the three dimensions of digitalization were collected from 300 Proactive Land Acquisition Strategy (PLAS) farms in South Africa using semi-structured questionnaires. Confirmatory composite analysis (CCA) was employed to reduce the items into three digitalization dimensions and ultimately to a digitalization index. Standardized digitalization index scores were extracted and fitted to a linear regression model to determine the factors affecting digitalization. The results revealed that the model shows practical validity and can be used to measure digitalization as measures of fit (geodesic distance, standardized root mean square residual, and squared Euclidean distance) were all below their respective 95%quantiles of bootstrap discrepancies (HI95 values). Therefore, digitalization is an emergent variable that can be measured using CCA. The average level of digitalization in PLAS farms was 0.02 and varied significantly across provinces. Although farmers have attempted to digitalise their farms, there are still minimal levels of digitalization in PLAS farms. The results further reveal different digitalization patterns. As judged by the estimated weights of various dimensions of digitalization, the use of digital technologies to collect, store, analyse, and disseminate (CSAD) farm-related data contributed more towards the digitalization index. The second most important component of digitalization was automation digitalization. In contrast, value chain digitalization was the least significant contributor. The factors that significantly influence digitalization were age, gender, farm type, network type, and cellular data type. Since PLAS farmers have not embraced much digitalization, it is important to focus on awareness and capacity building. A balanced approach to digitalization would benefit PLAS farms by ensuring that strategies to integrate digital solutions within the value chain are developed. To foster and support the digitalization in PLAS farms, policymakers and stakeholders should tailor their strategies to fit specific socioeconomic factors.
Afficher plus [+] Moins [-]Effect of Initial pH on the Microbial Growth, Final pH Value, Crude Protein and Ash Level of Agaricus bisporus Cap and Stem in Submerged Fermentation Texte intégral
2024
Bahar Güngör | Şevket Özlü | Emrah Güngör | Aydın Altop | Güray Erener
The aim of the study was to investigate the effect of submerged fermentation with Lactobacillus spp. on the nutritional composition of Agaricus bisporus cap and stem. Fresh A. bisporus was provided, and the cap and stem parts were separated and cut into small pieces. Afterward, distilled water (400 ml) and urea (8.4 g) were added to the mushroom parts (100 g) and placed in different fermentation flasks. The fermentation flasks containing mushroom caps or stems were divided into two groups, and the pH levels of the fermentation medium were adjusted to 6 and 7. Fermentation flasks were autoclaved at 121°C for 15 minutes and Lactobacillus spp. was inoculated to each flask at 1 ml (108 CFU/ml). A positive control group was formed by allocating one uninoculated flask for each replicate of each pH value. Fermentation flasks were incubated for 48 hours at 30°C. After fermentation, fermented and inoculated mushroom cap and stem were analyzed to determine the crude protein, ash content, Lactobacillus spp. count and pH value. Lactobacillus spp. count was higher (P=0.028) in the pH 6 group of mushroom cap and tended to be higher (P=0.078) in the pH 6 group of mushroom stems compared with the pH 7 group. Submerged fermentation decreased (P<0.001) the ash content of the mushroom cap and stem in both pH values except the cap with pH 7 compared with the uninoculated mushroom. Similarly, the fermented mushroom cap and stem had lower (P<0.01) final pH values in both initial pH values. Lactobacillus spp. increased (P<0.001) the crude protein content of the mushroom cap with pH 6 but did not alter the crude protein content with pH 7. Besides, submerged fermentation decreased (P<0.001) the crude protein content of mushroom stem with both pH values. The results indicate that submerged fermentation using Lactobacillus spp. can be used to improve the nutritional composition of mushroom caps with pH 6.
Afficher plus [+] Moins [-]