Affiner votre recherche
Résultats 191-195 de 195
Organic Agriculture for Sustainable Food Systems: A Comprehensive Review of Benefits and Constraints
2024
Shikha Sharma
The global population is increasing at a rapid pace, posing significant challenges to sustainable development and food security. This review paper examines the advantages and challenges of organic farming as a potential solution to address the pressing issues in modern agriculture and food production. Organic farming offers a range of benefits, including improved soil fertility, higher profitability, reduced external input usage, land reclamation, improved market access, and enhanced farmer capacity and self-reliance. Organic farming practices prioritize environmental sustainability by reducing chemical usage and reliance on biological methods of pest control, as well as enhancing biodiversity, which strengthens ecological balance and resilience against pests and diseases. However, organic farming also faces challenges that need to be addressed for its widespread adoption. These challenges include uncertainty surrounding legislative environments, psychological and sociological costs of conversion, financial risks during the transition period, securing marketing channels for organic produce, and diminishing profit margins. Efforts should be made to provide farmers with the necessary support, including technical assistance, subsidies, and access to markets, to overcome these challenges. Despite the challenges, the potential of organic farming in promoting sustainable agriculture and ensuring a secure food system cannot be overlooked. It offers a natural and environmentally friendly approach to food production, prioritizing the health of both humans and the ecosystem.
Afficher plus [+] Moins [-]Molecular Marker Techniques and Genotypic Characterization Approaches in Plant Breeding
2024
İsmail Karakaş
Plant breeding, often known as the science of plant development, is the study and practice of modifying a plant’s genetic makeup through a variety of breeding techniques to produce higher-quality, more prolific, and more resistant to harsh environmental circumstances. Classical breeding programs are indispensable techniques for increasing yields and improving plant characteristics, but they are progressing too slowly to meet the increasing food demand of the rapidly growing world population alone. Considering that the development periods of plants are generally long in traditional plant breeding, the opportunity to develop higher quality and more productive species that are more resistant to abiotic and biotic stress factors is very limited. Because there are multiple steps required in producing new plant varieties, including hybridization, selection, and testing, the process of creating a new variation takes several years. However, it is important to rapidly develop plant varieties with desirable characteristics to meet the increasing food demand of the rapidly growing world population, so the application of biotechnological methods integrated into plant breeding and combined with traditional methods can help reduce food shortages. Today, with the quick acceleration of biotechnology, molecular DNA marker technology has been developed in plant breeding and very important developments have been experienced. Thanks to the development of molecular tools for genetic research aimed at improving agricultural traits in plants related to crop yield, crop quality, or tolerance to adverse environmental conditions, we now have a much better understanding of plant genetics and the architecture and function of plant genomes. Therefore, it is of critical importance to revise current breeding procedures by incorporating molecular markers into breeding programs in the future.
Afficher plus [+] Moins [-]Impact of Packaging Materials on the Shelf Life of Enriched Aadun (Maize Meal Snack commonly consumed by the Southwestern region of Nigeria)
2024
Bamidele Atteh | Bosede Orhevba | Abbas Sadiq
Optimum condition at 64.80% maize flour, 20% groundnut paste and 13.20 % palm oil was formulated to produced nutritionally enhanced aadun snack. The snack was stored in the different storage materials namely, sweet prayer plant leaves (control) which is usually used by most locals, low density polyethylene (LDPE), high density polyethylene (HDPE) and food grade plastic container (PC). The initial properties (energy, oxidative and sensory properties) of the enhanced aadun (before storage) were investigated and stored in each of the storage materials. The enhanced aadun samples in each storage material were analysed at two weeks interval for eighteen weeks. The results obtained were analysed statistically to examine the effect of the storage material on the aforementioned properties. The results for energy content decreased significantly (P>0.05) in across all the samples stored. The free fatty acid, acid valve and peroxide value increased significantly (P<0.05) in all the storage materials during the storage period but only the samples stored in PC and HDPE were within the recommended limit of FAO (Food and Agricultural Organization) at the end of the storage period. The sensory quality of the control sample was acceptable up to 12 weeks while samples in other storage materials were still acceptable at the end of the storage period under ambient storage condition.
Afficher plus [+] Moins [-]Balıkesir İlinde Kaba Yem Üretiminin Hayvan Varlığına Yeterliliğinin Yıllara Göre Değişimi
2024
Hülya Hanoğlu Oral
Bu çalışma, Balıkesir ili kaba yem üretiminin ilin hayvan varlığının ihtiyaçlarına yeterlilik seviyesinin yıllara göre değişimini ortaya koymak amacıyla hazırlanmıştır. İlin toplam hayvan varlığı 2010-2021 yılları arasında %26,3 oranında artarak 549.432 hayvan birimine (HB) ulaşmıştır. Toplam sığır varlığı içerisinde kültür ırkı sığırların payı %74,3, yerli ırkların payı ise %6,7’dir. Kültür ırkı sığır mevcudu bakımından Türkiye’de üçüncü sırada olup, entansif sığırcılık işletmelerinin önemli bir bölümü bu ildedir. Bu potansiyele uygun olarak karma yem sanayisinde ön sıralarda yer almaktadır. Öte yandan aynı dönemde (2010-2021 yılları arasında) ilin küçükbaş hayvan sayısı %104,7 oranında artmıştır. Balıkesir toplam küçükbaş hayvan sayısı bakımından Türkiye’de yedinci, Merinos ırkı koyun varlığında üçüncü sıradadır. Daha ziyade koyun ve keçilerin yararlandığı çayır ve mera alanlarının, 2009 yılından itibaren hızla artan hayvan varlığının ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalması ile küçükbaş hayvancılık da belirli ölçüde entansif ve/veya yarı entansif sistemle yapılmaya başlanmıştır. Önemli bir yem bitkileri üretim potansiyeline sahip olan Balıkesir’de, yem bitkileri ekim alanlarının tarla alanları içindeki payı Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir. İlin hayvan varlığının yaşama payı besin maddesi ihtiyaçlarını kaba yemlerle karşılamak için 2,5 milyon ton kaliteli kaba yem gerekmektedir. Çayır ve meralar ile yem bitkileri yetiştiriciliğinden sağlanan 1,3 milyon ton kaba yem, ihtiyacın ancak %51,2’sini karşılamaktadır. Bu nedenle yem açığı saman ve anız gibi besleme değeri düşük kaba yemler veya kesif/karma yem kaynakları ile karşılanmaya çalışılmaktadır.
Afficher plus [+] Moins [-]Anadolu-T Etlik Piliç Ebeveyn Hattının Elde Edilmesinde Kullanılan Saf Hatların Canlı Ağırlık ve Yumurta Verim Değişimleri
2024
Emrah Oğuzhan | Musa Sarıca
Türkiye’de etlik piliç ebeveyn ıslah çalışmaları 2015 yılında saf hatlar kullanılarak yeniden başlatılmıştır. Bu çalışmalarda A1 ve A2 ana hatları ile B1 ve B2 baba hatlarında seleksiyon ve melezleme çalışmaları ile ebeveyn üretimi gerçekleştirilmiştir. Ebeveyn ve hibritlerin verim özelliklerinin ortaya koyulmasıyla, materyal 2020 yılında “Anadolu-T” ismi ile tescil edilmiştir. Saf hatlarda 2016 yılında uygulanan ıslah programına göre büyütme döneminde; canlı ağırlık (CA), canlı ağırlık artışı (CAA), 49-63 günlük yemden yararlanma oranı (YYO), 49. gün göğüs alanı (GA) ile kanat tüylenme hızına ait kalıtımın korunması gibi özelliklere göre seleksiyon yapılmıştır. Yumurtlama döneminde ise; ana hatlarında yumurta verimi (YV), baba hatlarında ise döllülük oranı yönünden seleksiyona devam edilmiştir. Böylece farklı özelliklere sahip saf hatların hem ticari damızlık hem de ticari etlik piliç performansları geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada, uygulanan ıslah programına göre 2017-2022 yılları arasında saf hatlardan elde edilen bazı veriler değerlendirilmiştir. 40 haftalık yaşta üretilen kuluçkalık yumurta veriminin kabul edilebilir düzeyde olduğu görülmüştür. Hem ana hem de baba hatlarında CA, YYO ve GA gibi özelliklerde saf hatlarda ilerleme sağlandığı görülmektedir. Ticari firmalardan damızlık satın alarak üretim yapan Türkiye açısından, mevcut saf hatlar önemli bir kapasite sağlayacak düzeydedir. Uygun çoğaltma ve dağıtımla ülkemiz etlik piliç damızlık ihtiyacının %10-15’inin bu materyalle karşılanması mümkündür. Özel sektör ile yapılan paylaşımda damızlıkların verim özellikleri kabul edilebilir düzeyde bulunmuş, 5 haftalık etlik piliç performansları da ticari etlik piliçlerle benzerlik göstermiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]