Affiner votre recherche
Résultats 21-30 de 280
The Investigation of Antidiabetic Effects of Leontice leontopetalum Extract on Human Pancreatic β Cell Lines (1.1B4) Treated with Streptozotocin
2018
Celal Güven | Eylem Taşkın | Önder Yumrutaş | Leyla Türker Şener | Fulya Dal | Mufide Ahbab | İbrahim Bozgeyik | Işıl Albeniz | Haydar Bağış | Mustafa Pehlivan | Fatih Üçkardeşler | Handan Akçakaya
One of the alternative therapeutic methods is herbal medicine. Leontice leontopetalum belongs to Berberidaceae family. The aim of study was investigated the extract of LL on human pancreatic beta cell-treated with STZ. Materials and methods: The human pancreatic beta cell (1.1B4) line was used the current study. LL’s extracts (1, 10, 100, and 1000 ug/ml) were supplemented in media for twenty-four hours and/or after STZ treatment (10 and 20 mM). Cells survivals (MTT), cells proliferation were shown by using xCelligence. Insulin content and releasing were measured at 1.1, 8.4 and 16.7 mM glucose concentrations. Results: The result of MTT was shown that cell survival was decreased, based on dose-dependent. When looked at xCelligence results, cell proliferation in STZ groups and the lowest and highest concentrations of LL were attenuated in a dose-dependent manner. Also, cotreatments of LL and STZ were decreased as well. The result of insulin-releasing on glucose induction was shown that STZ concentration gave rise to reduce insulin content at low and high glucose levels. Also, co-treatment of LL and STZ attenuated insulin content based on dose. Conclusion: It was considered that LL treatment led to increased insulin realizing, resulting from decreasing insulin content in diabetic beta cells, but decrease cell survival.
Afficher plus [+] Moins [-]The Amino Acid Composition of Blue Swimming Crab (Portunus Segnis, Forskal, 1775) from The North Eastern Mediterranean Sea of Turkey
2018
Engin Artar | İlkan Ali Olgunoğlu
This study was carried out to detect the content of amino acid in female and male specimens of blue swimming crab (Portunus segnis) obtained from (including 12 male crab and also 12 female crab) North Eastern Mediterranean Sea, Turkey. The protein was identified as 17.63% and 18.13% for female and male crab respevtively. Totally 9 essential amino acids were recorded in the present study. Lysine and leucine constituted the highest essential amino acid (EAA) concentrations in P. segnis. This species was found to be in good score in terms of the level of EAA and the EAA/Non-EAA ratios when compared with other economical crab species.
Afficher plus [+] Moins [-]Kiraz ve Kayısı Ağacı Reçinelerinden Elde Edilen Yenilebilir Filmlerin Çilek (Fragaria ananassa) ve Yenidünya (Eriobotrya japonica) Meyvelerinin Kaplanmasında Kullanımları
2018
Sema Özmert Ergin | Hilmi Yaman | Meltem Dilek
Bu çalışmada kiraz ve kayısı ağaçlarından sızan reçineler yenilebilir kaplama materyali olarak kullanıldı. Reçinelerin yenilebilir kaplama olarak uygun olup olmadıkları bazı kimyasal özellikleriyle incelendi. Karbon, hidrojen, azot ve kükürt yüzdeleri elementel analiz ile belirlendi. Yapılan analizler sonucunda her iki reçinenin de fenolik madde bakımından zengin olduğu bulundu ve antioksidan kapasitelerinin yüksek olduğu tespit edildi. Termal analizlerle reçinelerden elde edilen filmlerin ısıya karşı davranışları ve ağırlık kayıpları belirlendi. Bu analizlere göre, filmlerin 400°C’ye kadar ısıya dayanıklı oldukları bulundu. Filmlerin SEM ile elde edilen yüzey görüntülerinin homojen ve düzgün bir yapıda oldukları görüldü. Daha sonra, reçinelerden elde edilen film çözeltileriyle çilek ve yenidünya meyveleri kaplandı. 4±1°C’de buzdolabında muhafaza edilen kaplamalı/kaplamasız meyveler; raf ömrü, organoleptik ve mikrobiyolojik özellikler bakımından karşılaştırıldı. Filmlerin kaplanmış meyvelerin raf ömrünü uzattığı görüldü. Depolama sonunda kaplamasız örneklerin toplam bakteri, maya-küf ve koliform bakteri düzeyleri en yüksek seviyedeydi. Ayrıca, kaplamalar meyvelerin organoleptik özelliklerini olumlu etkiledi. Duyusal analiz testine göre kaplamalı meyveler, kaplamasız meyvelerden daha yüksek puanlara sahip oldular. Kiraz ve kayısı ağacı reçineleri yenilebilir kaplama olarak kullanıma uygun materyallerdir.
Afficher plus [+] Moins [-]Effect of The Media on The Consumption of Poultry Products in The TR72 Region (Kayseri, Sivas and Yozgat)
2018
Hasan Eleroğlu | Hudaverdi Bircan | Rahim Arslan
This research; The purpose of this study was to determine the effect of the media on the consumer preferences of broiler meat consumption in different regions, different age, income, education level and occupational groups. For this purpose, a total of 1350 (Kayseri 500, Sivas 450, Yozgat 400) sample face-to-face surveys were conducted on three villages in Kayseri, Sivas and Yozgat provinces (TR 72 Region). In the study, the sample volume was determined by simple one-pass random sampling method based on the population ratios. The change in the impact of poultry-related negative media coverage on the consumption of poultry products has been examined on the TR72 region basis. In terms of the rate of followers of poultry news, the three provinces differ significantly from each other, and in general, about 75% of the individuals follow news about poultry. Percentage of people who think that the feeding of broiler chickens is not healthy is 60.4% on average, and regional differences are found significant in this value. The proportion of those who were affected by media news and reduced the amount of poultry consumption was 36.1%, with regional differences being significant. Negative news in the media about poultry sector was effective enough to cause marketing problems in this area, consumers were following these news at a high rate, while using media tools, more effective promotion and information had to be done.
Afficher plus [+] Moins [-]Nil Tilapyası, Oreochromis niloticus (Linnaeus, 1758) Karaciğer Dokusunda Kurşunun Neden Olduğu Oksidatif Strese Karşı Humik Maddelerin Koruyucu Etkisi
2018
Ferbal Özkan Yılmaz | Zülfiye Su | Arzu Özlüer-Hunt | Metin Yıldırım | Serap Yalın
Bu araştırmada, subletal kurşun (Pb) derişiminin Nil tilapyası (Oreochromis niloticus)’nda antioksidan enzim sistemi üzerine etkilerine karşı, yeme katılan humik maddenin koruyucu etkisi incelenmiştir. Bu amaçla 1,5 mg/L kurşun nitrat Pb(NO3)2 ortam derişimi etkisindeki balıklar, %0,2 oranında humik madde katkısı bulunan yem ile beslenmişlerdir. Kontrol grubu, humik madde (HM), Pb, ve Pb+HM grublarını içeren bu çalışmada 4. ve 10. günlerde karaciğer doku örnekleri alınmıştır. Karaciğer dokusu katalaz (CAT) ve süperoksit dismutaz (SOD) enzim aktiviteleri ve lipid peroksidasyon ürünü olan malondealdehit (MDA) seviyesi, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, subletal kurşun derişimi uygulanan grupta 4. ve 10. günlerde önemli oranda arttığı belirlenmiştir. Pb grubu ile HM+Pb grubu karşılaştırıldığında, CAT ve SOD aktivitesinde önemli bir değişime neden olmadığı, ancak humik madde uygulamasının karaciğer dokusu lipid peroksidasyonu üzerine Pb toksisitesinin etkisini azalttığı belirlenmiştir. Deneme sonuçlarına göre, yeme ilave edilen %0,2 humik madde, 1,5 mg/L Pb ortam derişiminin, O. niloticus karaciğer dokusu lipid peroksidasyon üzerindeki toksisitesini belirli düzeyde azalttığı belirlenmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Farklı Kurutma Uygulamalarının Armut Meyvesinin Bazı Kalite Özellikleri Üzerine Etkileri
2018
Gökçen İzli
Bu çalışmada; mikrodalga-sıcak hava kombinasyonu kurutma yönteminin küp ve halka şeklinde hazırlanan armut meyvelerinin renk parametreleri, toplam fenolik madde miktarı ve antioksidan kapasitesi değerleri üzerine etkileri tespit edilmiştir. Laboratuvar tipi mikrodalga-sıcak hava fırını kullanılarak gerçekleştirilen denemelerde iki farklı mikrodalga gücü (90W ve 160W) ve üç farklı kurutma sıcaklığı (55, 65 ve 75C) uygulanmıştır. Tüm kurutma koşullarından elde edilen örneklerin renk değerleri istatistiksel açıdan önemli ölçüde farklı bulunmuştur. Uygulanan mikrodalga gücü ve kurutma sıcaklığının artması ile armut örneklerinin L* (parlaklık) değerlerinde azalma, a* (yeşillik(-)/kırmızılık(+)) değerinde ise artış meydana gelmiştir. Taze armut örneklerinin renk parametrelerine en yakın değerler halka şeklinde hazırlanıp 160W-55C uygulaması ile kurutulan örneklerden (∆e=9,90) elde edilmiştir. En yüksek toplam fenolik madde miktarı (164,75 mg GA/100g K.M.) halka kesim şekli ve 160W-65C uygulamasında belirlenirken, en yüksek antioksidan kapasite değeri taze örnekte (5,13 µmol trolox/g K.M.) saptanmıştır. Bu çalışmada, uygulanan kurutma parametreleri ve kesim şeklinin ürün kalitesini doğrudan etkilediği belirlenmiştir. Özellikle halka şeklinde kesilerek kurutulan armut örneklerinden hem renk değerleri hem de toplam fenolik madde miktarı açısından daha başarılı sonuçlar elde edilmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Çipura (Sparus aurata, Linneaus, 1758) Spermasının Kısa Süreli Saklanması ve Spermatolojik Özellikleri ile Ebeveyn İlişkilerinin Araştırılması
2018
Serhat Engin | Şahin Saka | Kürşat Fırat
Araştırmada İzmir ili Balıklıova beldesinde bulunan bir üretim çiftliğinden temin edilen çipuralardan alınan sperm örnekleri 0°C’de buz içinde muhafaza edildikten sonra her altı saatte bir faz kontrast tip mikroskopta incelenmiştir. Çalışmada sperm muhafaza süreleri, hız, konsantrasyon, meristik karakterler ve sperm hacmi ile ilgili datalar elde edilmiş ve bu sonuçlar ebeveyn ile ilişkilendirilmiştir. Denemelerde kullanılan balıkların ağırlıkları 405-625 g, boyları ise 25-37 cm sperm hacmi 3,1-8,3 ml.kg-1 olarak tespit edilmiştir. En yoğun konsantrasyon 5,35x109 spz.ml-1 ile 2 numaralı denekte, en düşük sperm konsantrasyonu 0,16×109 spz.ml-1 ile 24 numaralı denekte saptanmıştır. Çalışma süresince tüm denek ve zamanlarda baş boyuna endeksli en yüksek hız 35.5 baş boy.sn-1 (210,16 µm.sn-1), en düşük hız 2,6 baş boy.sn-1 (15,39 µm.sn-1) olarak belirlenmiştir. Çalışma toplam 126 saat sürmüştür. En kısa muhafaza süresi 26-50 saat, en uzun muhafaza süresi 126-150 saat olarak tespit edilmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Türkiye Su Ürünleri Dış Ticaret Eğilimleri
2018
Serpil Yılmaz | Mustafa Tunca Olguner | İbrahim Yılmaz
Türkiye’nin toplam su ürünleri üretimi son yıllarda az da olsa giderek azalmaktadır. Bu azalış avcılıktan kaynaklanmaktadır. Avcılığın tersine yetiştiricilik üretimi ise giderek hızla artmaktadır. Toplam su ürünleri üretiminin yaklaşık 1/5’i ihracata konu olurken, su ürünleri dış ticaret hacmi, miktar ve değer olarak giderek hızla artmaktadır. Tarımdaki gelişimin aksine, su ürünleri dış ticaret dengesi, ihracattaki hızlı artışa paralel olarak giderek artan bir şekilde fazla vermektedir. Bu miktar 2016 yılında yaklaşık 610 milyon $’a ulaşmıştır. Su ürünleri ihracatının kaynağını büyük ölçüde yetiştiricilik oluşturmaktadır. İhracat değeri içerisinde levrek (%24), çipura (%21) ve alabalık (%13) başta gelen türlerdir. İhracat pazarları arasında, %65’lik payı ile AB ülkeleri başta gelirken, AB’ni %6,6 ile Japonya, %5,9 ile Rusya, %3,9 ile Lübnan, %3,5 ile ABD izlemektedir. Türkiye’nin su ürünleri dış pazarlamasındaki en büyük sorunu; uluslararası normlara uygun satış ve işlemedeki eksikliklerdir. Nitekim ihracatın yaklaşık %55’ini taze ya da soğutulmuş balıklar oluştururken, %25’ini balık filetoları ve %9’unu dondurulmuş şeklindeki işlenmiş balıkların oluşturduğu gözlenmektedir. Öte yandan, özellikle son yıllarda yetiştiricilikte yem fiyatlarından dolayı yaşanan olumsuzluklar avcılık stoklarını, dolayısıyla dış ticareti de etkilemektedir. Nitekim toplam üretim içinde %49’luk paya sahip olan hamsilerin yaklaşık yarısı, çaça balıklarının ise neredeyse tamamı balık unu ve yağı için kullanıldığından herbivor ve omnivor türlerin yetiştiriciliği gündeme gelmektedir. Bu çalışmada daha çok istatistiksel kaynaklardan sağlanan ikincil veriler ve bu konuda yapılmış çalışma sonuçlarından yararlanılmıştır. Bu çerçevede su ürünleri üretim ve dış ticaretindeki gelişmeler değerlendirilerek, su ürünleri dış ticaretinde karşılaşılan sorunlar ile bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinin tartışılması amaçlanmıştır.
Afficher plus [+] Moins [-]Bayburt Koşullarında Organik Olarak Yetiştirilen Bazı Yerel Fasulye (Phaseolus vulgaris L.) Genotiplerinin Bazı Morfolojik ve Agronomik Özelliklerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma
2018
Ümit Girgel | Alihan Çokkızgın | Mustafa Çölkesen
Bu araştırma, organik şartlarda seçilmiş bazı yerel fasulye (Phaseolus vulgaris L.) genotiplerinin morfolojik ve agronomik özelliklerini belirlemek amacıyla, Bayburt Üniversitesi, Gıda Tarım ve Hayvancılık Uygulama ve Araştırma Merkezi deneme alanında 2016 yetiştirme döneminde yürütülmüştür. Araştırmada 13 yerel fasulye genotipi ile 3 tescilli çeşit (Önceler-98, Horoz ve Dermason) kullanılmıştır. Çalışma tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulmuştur. Araştırmada, bitki boyu 32,1-44,3 cm, ilk bakla yüksekliği 6,7-11,1 cm, gövde kalınlığı 5,6-8,4 cm, bakla boyu 85,9-120,7 mm, bakla eni 12,5-15,4 mm, bitkide bakla sayısı 10,0-24,1 adet/bitki, baklada tane sayısı 3,5-5,5 adet/bakla, 1000 tane ağırlığı 393,7-545,5 g, dekara tane verimi 128,3-194,3 kg/da arasında değişim göstermiştir. En yüksek tane verimi dermason fasulye çeşidinden elde edilmiş olurken, bunu takiben Önceler-98 çeşidi ve Aydıntepe genotipinin de tane verimi ve bölgeye adaptasyon özelliklerinin iyi olduğu gözlemlenmiştir. Sonuç olarak, incelenen yerel genotiplerden bazılarının bazı morfolojik özellikler ve bitki verimi açısından değerlendirmeye uygun olduğu, ıslah çalışmalarında bir genitör olarak kullanılmalarının faydalı olacağı düşünülmektedir.
Afficher plus [+] Moins [-]Ticari Salmonella Faj Preparatının Beyaz Peynirde Salmonella spp. Üzerine Etkisinin Araştırılması
2018
Esra Uğur | Zübeyde Öner
Bu çalışmada, ticari faj preparatının çiğ sütten yapılmış beyaz peynirde Salmonella kontrolü üzerine etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla Salmonella faj preparatı kullanılmıştır. Beyaz peynir üretimi 4 grupta yapılmıştır. Bunlar; 1-kontrol grubu (çiğ süt), 2-çiğ süt+patojen (Salmonella Typhi, %0,05), 3- çiğ süt+faj ilave edilen (%0,1), 4-patojen (%0,05) + faj (%0,1) grubu olarak belirlenmiştir. Beyaz peynir örneklerinde olgunlaşmanın 0., 30., 60. ve 90. günlerinde fizikokimyasal ve mikrobiyolojik analizleri yapılmıştır. Yapılan fiziko-kimyasal analizler; pH, titrasyon asitliği (ºSH), kuru madde, kuru maddede yağ, tuz ve kuru maddede tuz tayinidir. Mikrobiyolojik analizler; toplam aerobik mezofil bakteri, laktik asit bakterileri, Stafilokok spp., koliform grubu bakteri, Salmonella spp. ile faj ilave edilen peynir örneklerinde faj titresi analizidir. Ayrıca faj ilave edilen örneklerin sütlerinde ve peynir altı sularında faj titresi durumu incelenmiştir. Peynir örneklerinde, faj uygulamasının veya söz konusu bir patojen bulaşısının örnekler arasında fiziko-kimyasal ile genel mikrobiyolojik özellikleri bakımından farklılık gösterici etkisinin olmadığı elde edilen veriler sonucunda belirlenmiştir. Bu değerler tüm peynir gruplarında sadece süreye göre değişkenlik göstermiştir. Salmonella spp. sayısında ise 90. günde 2 ve 4 numaralı grup arasındaki fark kontrol grubuna göre kıyaslandığında istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. Bunun haricinde Salmonella spp. sayıları gruplar arasında farklı bulunmamış, sadece olgunlaşmanın doğal süreci olarak günlere göre azalış göstermiştir. Bu çalışma sonucunda, çiğ sütten yapılan beyaz peynirlerde bakteriyofaj ilavesinin peynirin fiziko-kimyasal ve mikrobiyolojik özelliklerine etki etmediği ve faj etkisi ile patojen bakteri sayısında önemli bir fark olmadığı tespit edilmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]