Affiner votre recherche
Résultats 211-220 de 281
Bazı Model Toz Gıdaların Akışkanlığına ve Sıkıştırılabilirliğine Partikül Boyutunun Etkisinin PFT Toz Akışı Test Cihazı Kullanılarak Belirlenmesi
2018
Ertan Ermiş | Rabia Güneş | İnci Zent
Toz gıdaların üretiminde akış davranışlarının belirlenmesi teknolojik uygulamalar açısından oldukça önemlidir. Toz akış davranışı verilerinin kullanıldığı bir uygulama, depo ünitesi dizaynıdır. Toz gıdaların akış davranışları partikül boyutu, dağılımı, parçacık şekli, parçacıkların kimyasal bileşimi, nem ve sıcaklık gibi parametrelere bağlı olduğundan bu parametrelerin belirlenmesi gereklidir. Bu amaçla kaya tuzu ve sofra şekeri tozlarının farklı partikül boyutlarındaki akış davranışları PFT Toz Akış Test Cihazı kullanılarak belirlenmiştir. Böylece tozların akış fonksiyonu, yığın kütle yoğunluğu ve sıkıştırılabilirlik özelliklerinin partikül boyutuna göre değişimi incelenmiştir. Kaya tuzu ve sofra şekeri örnekleri öğütme ve eleme işlemlerinden geçirilerek tuzdan 5 farklı fraksiyon, şekerden ise 7 farklı fraksiyon elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre partikül boyutu büyüdükçe akışkanlığın kolaylaştığı, yoğunluğun arttığı, sıkıştırılabilirliğin ise azaldığı tespit edilmiştir. Bu parametrelerin önemli derecede değişim gösterdiği eşik partikül boyut değerinin 100-200 µm boyut aralığı olduğu tespit edilmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Organik Olarak Üretilen Yumurtaların Bazı Besinsel ve Duyusal Özelliklerinin İyileştirilme Olanakları
2018
Musa Karaalp | Hacer Kaya | Vecihi Aksakal
Organik olarak üretilen tavuk yumurtasının daha fazla besleyicilik ve duyusal özelliklere sahip olmasının yanı sıra sağlığa zararlı herhangi bir madde içermemesi, tüketicinin öncelikli beklentilerindendir. Araştırmalar, beklenenin aksine; kafes yumurtaları ile organik yumurtaların kuru madde, lipit ve yağ asitleri arasında önemli bir farklılık bulunmadığını göstermektedir. Organik yumurtanın kafes yumurtasına göre yaklaşık iki kat fiyata satılmasının sadece psikolojik ve etik motivasyon taşıdığı bildirilmektedir. Avrupa Birliği Konseyi organik yumurta üretiminde tavukların bazal rasyonun yanı sıra yeşil kaba yem materyallerine erişimini de gerekli görmektedir. Ancak bu erişimin sağlanması durumunda, organik olarak üretilen yumurta tüketici beklentilerine karşılık verebilir. Araştırmalar ülkemiz Organik Tarım Kanuna göre tavuk başına ayrılan 4 m2’lik gezinti alanının bu talepleri karşılamada yeterli olmadığını göstermektedir. Bu durum tavuklara ayrılan gezinti alanının çeşitli yem bitkileri ile rotasyona uygun olarak ekili olmasını sağlayacak şekilde artırılmasını veya gezinti alanına dışarıdan ilave yeşil kaba yem materyallerinin getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Böylece fonksiyonel gıda özelliği olan bir ürün elde etmenin yanı sıra gagalama ve kanibalizmin azalarak hayvan refahının arttığı bir üretim tarzına ulaşılmış olacaktır. Bu derlemede organik yumurta üretiminde başta karotenoidler olmak üzere yağ asitleri gibi kimyasal içeriklerin artırılması ile renk, koku ve tat gibi duyusal özelliklerin iyileştirilme olanaklarına yönelik uygulamalara yer verilmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]İstanbul İli Küçükçekmece İlçesinde Kamu Okullarındaki Kantinlerin Yapısal Özellikleri ve Sorunları
2018
Faruk Adıgüzel | Nuray Kızılaslan
Bu araştırmanın amacı İstanbul-Küçükçekmece ilçesindeki okul kantinlerinin genel özellikleri ve sorunlarının saptanmasıdır. Araştırma verileri 2017 yılı Mayıs-Haziran döneminde 58 adet kantinciden anket yöntemi ile elde edilmiştir. Yöntem olarak frekans, yüzde dağılımlar ve ortalamalar kullanılmış ve sonuçlar yorumlanmıştır. Kantincilerin %65,52’sinin erkek, yaş ortalamalarının 44,28 yıl ve çoğunlukla ortaokul ve lise mezunu (%29,31) oldukları belirlenirken işin çoğunlukla aile geçimini sağlamak için (%84,48) yapıldığı bulunmuştur. Kantinlerin büyük çoğunluğunda (%93,10) işçi çalıştırıldığı saptanmış olup, ortalama 1,64 adet geçici ve 1,66 adet daimî işçi çalıştırıldığı hesaplanmıştır. Kantinler çoğunlukla okul içinde (%63,79) ve zemin katta (%56,76) hizmet vermektedir. Kantinlerde ürün temini toptancıdan (%100,00), haftalık (%75,86) ve peşin (%55,17) olarak yapılmaktadır. Karşılaşılan en önemli faaliyet sorunları okul çevresindeki işletmelerin oluşturduğu haksız rekabet (%79,31), kira bedelinin yüksekliği (%70,69) ve tatil sürelerinin uzun olmasıdır (%50,00). Okullarda sağlıklı beslenme ihtiyacının karşılanması ve alışkanlığının kazanılmasında kantinlerin mevcut yapısının bilinmesi ve kantincilerin sorunlarının dikkate alınması katkı sağlayabilir.
Afficher plus [+] Moins [-]Consortium Application of Endophytic Bacteria and Fungi Improves Grain Yield and Physiological Attributes in Advanced Lines of Bread Wheat
2018
Ghulam Muhae-Ud-Din | Muhammad Amjad Ali | Muhammad Naveed | Khalid Naveed | Amjad Abbas | Javed Anwar | Muhammad Hammad Tanveer
Increasing human population places pressure on agriculture. To feed this population, two time increase in the current wheat production is needed. Today agriculture is becoming input intensive with more reliance on synthetic fertilizers and agrochemicals to fulfil the feed demand of the growing numbers. Use of synthetic fertilizer since last few years is impacting the soil quality. In this scenario, the use of beneficial endophytic microbes is an attractive strategy to overcome the use of synthetic products. To investigate the effect of consortium application of endophytic bacteria and fungus on plant growth, grain yield moisture status, a pot experiment was conducted in different wheat lines. It comprised four treatments like control, application of bacterial strain Bacillus sp. MN54, fungal strain Trichoderma sp. MN6, and their consortium (Bacillus sp. MN54 + Trichoderma sp. MN6). The effect of consortium application was more prominent and significantly different from the sole application of bacteria and fungus. The results showed that with a consortium application of endophytic bacteria and fungus, there was 28.6, 4.3, -6.3 and -3.7% increases in flag leaf area, chlorophyll content, relative membrane permeability and water content respectively. Consortia of endophytic microbes also resulted in the yield enhancement through the betterment of various yield attributes like number of spikelet’s, grains per spike and grain yield per plant (32.2, 25.8 and 30.8%, respectively). So, consortia of endophytic microbes can greatly promote the progress of plants in dry land agriculture and increase the yield in an environmentally sustainable way.
Afficher plus [+] Moins [-]Comparison of Fatty Acid Profile of Edible Tissues of Wild Terrestrial Snail (Helix lucorum L. 1758) Collected in Two Province (Adana and Sinop)
2018
Mustafa Göçer | İlkan Ali Olgunoğlu
The aim of the present study is to compare the crude protein, fat content and fatty acids concentration of snail meat (Helix lucorum Linnaeus, 1758) obtained from Adana and Sinop Province (including 30 snail meat for both region) in Turkey. They were not statistically significant differences in fatty acid profile between two groups. But, in contrast to previous reports, may be due to geographical variation, the results show that the examined snails demonstrated a high content of fat that is between 3.74% and 4.20%. The analyses also indicated that snail meat from Adana province was richer in protein and fat content than Sinop province. In fatty acid composition for both region, monounsaturated fatty acid fraction (MUFA) was dominant followed by saturated fatty acid (SFA) and polyunsaturated fatty acid (PUFA). The ratio of n-3/n-6 and the content of PUFAs were found to be better in Adana province than Sinop. However, for both region, the ratio of PUFA/SFA was lower in H. lucorum than those recommended for nutritional.
Afficher plus [+] Moins [-]Kavunda ABA Uygulamalarının Bitki Büyümesi, Çiçek Cinsiyeti ve Çiçek Tozu Kalitesine Etkileri
2018
İlknur Solmaz | Esma Kartal | Nebahat Sarı
Kavunlarda hibrit tohum üretiminde zaman, işgücü ve verim kaybının önüne geçmek için andromonoik ana materyalde erkek kısırlık ya da erkek kısırlığa sebep olacak kimyasal hibridizasyon ajanları (KHA) kullanımı önem taşımaktadır. Bu çalışmada bazı bitki türlerinde KHA olarak kullanılan ABA hormonunun Galia Fı kavun çeşidinde bitki gelişmesi, erkek çiçek oluşumu ve çiçek tozu kalitesi üzerine etkileri araştırılmıştır. Araştırmada ABA’nın 250 ve 500 ppm’lik iki dozu, fidelikte (F), serada ilk çiçeklenme döneminde askıya alınmış bitkilerde (İÇ) ve fidelik+ilk çiçeklenme dönemlerinde (F+İÇ) uygulanmıştır. Kontrol uygulamasındaki bitkilere ise sadece su püskürtülmüştür. Araştırma bulgularına göre, ABA’nın 500 ppm’lik dozunun F+İÇ ile F uygulamaları bitki gelişimini başlangıçta biraz baskılamış olmakla birlikte, sıcaklıkların yükselmesi ile bu etki ortadan kalkmıştır. ABA uygulamaları erkek çiçeklerin açmasını engellememiş olmakla beraber, erkek çiçek sayısı 500 ppm F+İÇ uygulamasında kontrole göre %62 oranında azalmıştır. Çiçek tozu canlılık ve çimlenmesi üzerine de ABA uygulamalarının kaliteyi arttırıcı bir etkisi olmamakla birlikte, canlılık ve çimlenme oranlarının %95’in üzerinde olduğu tespit edilmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Determination of Listeria monocytogenes and Serotypes in Modified Atmosphere Packed Ground and Cubed Beef Samples
2018
Adem Özkiraz | Ali Gücükoğlu
This study was conducted to determine the Listeria monocytogenes’s presence, serotypes and resistance against various antibiotics in modified atmosphere packaged (MAP) ground and cubed beef samples. Five of ground (5/50-10%) and 3 of cubed beef samples (3/50-6%) were identified as L. monocytogenes positive in MAP samples. Eleven L. monocytogenes isolates that obtained from samples being investigated in term of hlyA gene by PCR method have verified that this gene (100%). In serotyping results, 3 of 8 isolate that obtained from MAP ground beef samples were 1/2a, the other 3 isolate was 1/2b and the remaining 2 isolate was 4b. Also, 1 of 3 isolate that obtained from MAP cubed beef samples were 1/2b, the other one isolate was 1/2c and the last one was 4b. One isolate against (9%) ampicillin, 2 isolate against (18.2%) chloramphenicol, 3 isolate against (27.2%) erythromycin, 4 isolate against (36.3%) oxytetracycline and 4 isolate against (36.3%) penicillin G, 6 isolate against (54.5%) tetracycline and 3 isolate against (27.2%) vancomycin was resistant in 11 L. monocytogenes isolates that confirmed by PCR. The L. monocytogenes isolates were found to be resistant to one or more antibiotics in antibiotic-resistance test results. In conclusion, applying of national residue monitoring program by official authority for prevention of intensive antibiotic use in order to prevent the development of resistant strains to antibiotics has great importance.
Afficher plus [+] Moins [-]The Change in Some Leaf Micromorphological Characters of Prunus laurocerasus L. Species by Their Habitat
2018
Nurcan Yiğit | Mehmet Çetin | Hakan Şevik
In this study, it was aimed to identify the change in some micromorphological characters in Prunus laurocerasus L. leaves obtained from 6 different provinces located in the areas where different climate types are dominant, depending on their habitat. In this regard, the leaf samples were collected from Prunus laurocerasus L. individuals in the provinces of Rize, Samsun located in the areas including the European-Siberian, Irano-Turanian and Mediterranean phytogeographical regions. The leaf epidermis images were obtained with the help of SEM on the collected leaf samples, and the required measurement procedures were performed on these images with the help of “Image J” measurement program. By measurements performed on the leaf epidermis surface, Stoma Length (µm), Stoma Width (µm), Pore length (µm), Pore width (µm) and Stoma Density (in an area of 1 mm2) measured such as micromorphological characters. The data obtained were subjected to the Variance analysis and Duncan’s test, and the change in these characters depending on their habitat was statistically evaluated. At the end of the study, it was determined that there were statistically significant differences at the confidence level of minimum 95% among the conditions of the habitat in terms of all characters except for the stomatal width.
Afficher plus [+] Moins [-]Erzurum Daphan Sulama Birliği Birinci ve ikinci Etap Sulama Şebekesinin Performansının Değerlendirilmesi (2012-2016)
2018
Fatih Mehmet Kızıloğlu | Üstün Şahin | Serap Diler | Semih Öztaşkın
Bu çalışma, Devlet Su İşleri Müdürlüğü tarafından inşası tamamlanarak sulamaya açılan ve Daphan Sulama Derneği'ne devredilen Daphan Ovası birinci ve ikinci etap sulama projeleri alanlarının 2012-2016 yılları arasında sulama sistemi performansının değerlendirilmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırma sonucunda yıllık net su temin oranının sulu koşullarda bitkisel üretim yapılan alan için 7,10 ile 9,90 arasında olduğu, sulamaya açılmış toplam alanda da yıllık olarak 2,19 ile 2,60 arasında değiştiği belirlenmiştir. Sulamaya açılmış toplam alan için su temin oranları 0,93 ile 1,10 arasında olup sulu koşullarda üretim yapılan alanda 3,20 ile 4,20 aralığında değişmiştir. Sürdürülebilir sulama alanı oranı %24,53 ile %33,15 arasında gerçekleşmiş, üretim değeri oranı da %19,34 ile %26,13 arasında belirlenmiştir. Karlılık oranı 4,30 ile 9,28 arasında iken mali etkinlik oranı %17,69 ile %46,82 arasında, mali yeterlilik oranı %106 ile %145 arasında gerçekleşirken tahsilât oranı %20,66 ile %34,37 arasında kalmıştır.
Afficher plus [+] Moins [-]Mersin Körfezinde Avlanan Mavi Yengecin (Callinectes sapidus Rathbun, 1896) Mikrobiyolojik Kalitesinin Araştırılması
2018
Gülderen Kurt Kaya | Halil Yalçın
Bu çalışmada, Mersin körfezinde avlanan mavi yengecin (Callinectes sapidus Rathbun, 1896) mikrobiyolojik kalite bakımdan incelenmesi amaçlanmıştır. Örnekler, Mersin Merkez (1. İstasyon), Erdemli (2. İstasyon) ve Silifke (3. İstasyon) ilçelerinde avlanan balıkçılardan temin edilmiş ve Mersin Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü’nde analize alınmıştır. Çalışmada 180 adet örnek kullanılmış olup, analizler Ocak - Aralık 2014 tarihleri arasında aylık periyotlar şeklinde yapılmıştır. Araştırmada Salmonella spp., Koagulaz pozitif Staphylococcus aureus, Escherichia coli, Listeria monocytogenes, Vibrio choleraee, Vibrio parahaemolyticus, ve koliform grubu bakteriler araştırılmıştır. Çalışmada elde edilen sonuçlar göre; Salmonella spp., Listeria monocytogenes, Vibrio parahaemolyticus ve Vibrio cholerae her üç istasyonda da yıl boyunca tespit edilmemiştir. Koagulaz pozitif Staphylococcus aureus, Escherichia coli ve koliform grubu bakteriler ise üç çalışma istasyonunda tespit edilmiş ve sıcaklığa bağlı olarak artış gösterdikleri saptanmıştır. Sonuç olarak; çevresel kökenli faktörlerin taze yakalanmış yengeçlerin bakteriyel florası üzerinde etkisinin olduğu sonucuna varılmıştır.
Afficher plus [+] Moins [-]