Affiner votre recherche
Résultats 261-270 de 272
Sivas İlinde Tüketime Sunulan Süzme Çiçek Ballarında Hidroksimetilfurfural (HMF) Miktarı ve Halk Sağlığı Üzerine Etkisi Texte intégral
2025
Seyda Şahin
Bu çalışmada, Sivas ilinde tüketime sunulan süzme çiçek bal örneklerindeki hidroksimetilfurfural (HMF) seviyeleri spektrofotometrik yöntem kullanılarak, halk sağlığı ve gıda güvenliği yaklaşımıyla değerlendirildi. Ulusal markalar ve yerel üreticilerden alınan 50 adet bal örneğinden %10’unun (n = 5), Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği’ne göre yasal sınırı (<40 mg/kg) aştığı tespit edildi. Çalışmada limit değeri aşan beş adet bal örneğinin HMF miktarı sırasıyla 40,08, 61,55, 67,79, 132,28 ve 240,48 mg/kg olarak bulundu. Bu çalışmada yerel üreticilerden alınan bal örneklerinin birinde HMF miktarının 200 mg/kg bulunması, uzun süreli tüketimde halk sağlığı açısından potansiyel risk oluşturabileceğini ortaya koymaktadır. Bu yönüyle çalışma, tüketime sunulan süzme çiçek ballarındaki HMF içeriğinin belirlenmesi, tüketici haklarının korunmasına ve halk sağlığı üzerine etkilerinin değerlendirilmesine önemli bir katkı sunmaktadır. Halk sağlığının korunması için HMF maruziyetinin azaltılmasına yönelik risk değerlendirme çalışmalarının yapılması, gıda güvenliği düzenlemelerinin gözden geçirilmesi ve üreticilere yönelik eğitim ve farkındalık çalışmalarının yapılması gerekmektedir.
Afficher plus [+] Moins [-]Tokat İli Florasındaki Bazı Geofitlerin Yetişme Alanına Ait Toprakların Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri Texte intégral
2025
Saliha Erdoğdu | Aysun Çelik
Türkiye biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en zengin ülkelerinden birisi olup floristik zenginliğinin önemli bir kısmını geofit bitkiler oluşturmaktadır. Belirli ekolojik koşullara adapte olmuş türler olan geofitlerin yetişme alanlarna ait özellikler, bu bitkilerin popülasyonlarını doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle bu türlerin toprak özelliklerinin bilinmesi önemli bir araştırma konusudur. Bu doğrultuda yürütülen çalışma Tokat ili florasında doğal yayılış gösteren bazı geofitlerin (Lilium akkusianum, Scilla bifolia L., Allium scorodoprasum subsp. rotundum) doğal yetişme alanlarına ait toprakların bazı fiziksel ve kimyasal özelliklerini (bünye sınıfı, toprak reaksiyonu, elektriksel iletkenlik, kireç, organik madde, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, bakır, mangan, çinko) belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Elde edilen analiz sonuçlarına göre; Lilium akkusianum ve Scilla bifolia L. topraklarının killi yapıda, Allium scorodoprasum L. subsp. rotundum (L.) stearn toprağının ise kumlu yapıda olduğu belirlenmiştir. Topraklar tuzsuz toprak sınıfına dahil olmaktadır. Toprak reaksiyonu 6,15-7,70 arasında değişim gösterirken orta ve düşük oranda kireç içermektedir. Topraklardaki organik madde miktarı ise Lilium akkusianum’da çok yüksek, Scilla bifolia L. yüksek ve Allium scorodoprasum subsp. rotundum bitkisinde ise düşük bulunmuştur. Topraktaki fosfor (P); 2,50-3,80 kg/da, potasyum (K); 22,0-57,3 kg/da, kalsiyum (Ca); 1050,00-4670,00 kg/da, magnezyum (Mg); 179,00-732,50 mg kg-1, bakır (Cu); 0,73-1,16 mg kg-1, demir (Fe); 2,58-33,54 mg kg-1, mangan (Mn); 0,02-15,78 mg kg-1, çinko (Zn); 0,1-0,6 mg kg-1 değerleri arasında değişim tespit edilmiştir. Çalışmadan elde edilen saptamalara göre bu bitkilerin kültürel ortamda yetiştirilmesinin söz konusu olduğu durumlarda, toprak karışımlarının hazırlanması ve gübreleme programlarının oluşturulmasında bu analiz sonuçlarının dikkate alınması gerekmektedir.
Afficher plus [+] Moins [-]Determination of Fermentation Characteristics of a Total Mixed Ration Prepared with Maize Forage with Different Dry Matter Contents Texte intégral
2025
Hande Işıl Akbağ | Emre Gezgin | Soner Yiğit | Hakan Erdem
This study aims to assess the effects of silage on the quality characteristics and aerobic stability of total mixed rations (TMR) made with maize forage that have different dry matter (DM) contents. For this purpose, TMRs prepared using maize forage with two different dry matter (low dry matter (29.6 %); LDM, high dry matter (39.66 %); HDM) levels were divided into two groups. All groups were subjected to an aerobic stability test for 5 days at the end of the 45-day fermentation period. Aerobic stability tests of five repetitively generated TMR silages were determined by measuring internal temperatures through data loggers. During this process, chemical analysis, pH, and microbiological analysis were performed daily. It was determined that pH, crude protein (CP), acide detergent lignin (ADL), and dry matter (DM) concentrations of ensilled and unensilled TMR samples were affected by group x day interaction (P≤0.05). The pH values in TMR samples increased during aerobic stability, but they were more noticeable in unensilled groups (P≤0.05). The internal and ambient temperature values in ensilled TMR remain within the confidence intervals. On the contrary, the temperature values of unensilled TMR samples have been determined to be higher than ambient temperature values (P≤0.05). Under aerobic conditions, unensilled TMR silages deteriorated rapidly. Therefore, the addition of high dry matter corn forage to TMR and esilled of TMR is more suitable for both good fermentation quality and resistance to aerobic deteriation. There is a need for studies to determine the aerobic deterioration and digestibility properties of TMR silages with different dry matter contents.
Afficher plus [+] Moins [-]Effects of Temperature and Relative Humidity on Benzene Adsorption by Porous Activated Carbons from Lignocellulosic Biomass: Experimental Insights Texte intégral
2025
Kaan Işınkaralar
Investigating the contamination of indoor air with benzene is a global issue because it causes harm to humans. Gas adsorption has been applied for benzene removal from a gaseous environment, potentially threatening human health. Activated carbon (AC) has recently gained the interest of influential purification industries because of its significantly high adsorption capacity against air pollutants like benzene. A low-cost chemically-ACs (AGCACs) from lignocellulosic biomass was produced by pyrolysis (600-900 oC) of the precursor impregnated with H3PO4 activating agents (1:1, 3:1, 5:1). 5:1 H3PO4 activated carbon (AGCAC800-5) featured a high specific surface area (703 m2/g) and a large pore volume (0.547 cm3/g). Scanning electron microscope (SEM) analysis confirmed that the AGCAC800-5 exhibited enhanced total basicity. The AGCAC800-5 showed superior benzene uptakes of 105 and 92 mg/g at room temperature (22±0.3 oC) under humid conditions (40±2 and 60±2% relative humidity). It was emerging gas-solid interaction mechanisms for benzene capture with AGCACs by demonstrating high capacities correlated with high surface areas. The finding reveals that Agrostis capillaris residual biomass is a useful material for producing adsorbents, and successful testing outcomes demonstrate that AGCAC800-5 exhibited great potential to adsorb benzene vapor. Transformation of lignocellulosic biomass into AC can solve environmental issues such as agricultural residues and air pollution management, which could be regarded as a fine sorbent.
Afficher plus [+] Moins [-]Koza ören ve koza öremeyen ipek böceklerinde (Bombyx mori L.) ipek bezinin histolojik yapısının karşılaştırılması Texte intégral
2025
Şeniz Öziş Altınçekiç | Zehra Avcı Küpeli | Arda Sözcü
Bu çalışma, koza ören ve koza öremeyen ipek böceği larvalarından elde edilen ipek bezlerinin histolojik yapıları arasındaki farklılıkların karşılaştırılması amacıyla yürütülmüş olup, bu kapsamda larval dönemin sonunda histolojik teknikler kullanılarak ipek bezinin orta bölümünde meydana gelen değişimler incelenmiştir. Çalışmada koza ören grupta 5.larval yaşın 7.günü itibariyle koza örme süreci başlamış olup, beklenen normal süre içerisinde koza örme işlemi tamamlanmıştır. Koza öremeyen grupta ise koza örme sürecinin normal süre içerisinde başlayamadığı, dolayısıyla 5. larval yaşın 13.güne kadar uzadığı tespit edilmiştir. Koza ören grupta posterior ipek bezinde hücrelerin birbiriyle sıkı şekilde bağlı olması, nükleusta artan yoğunlaşma (kromatin materyalinin çekirdek içerisinde yoğun şekilde toplanmasıyla karakterize edilmekte olup, metamorfoz süreci sırasında gerçekleşen aktif hücresel yeniden yapılanmanın önemli bir göstergesidir), hücre içerisinde otofajik vakuollerin gözlenmesi pupal metamorfozun sağlıklı şekilde devam ettiğini göstermiştir. Öte yandan, koza öremeyen grupta nükleer yoğunlaşmanın olmaması, otofajik vakuollerin ayırt edilememesi ve hücre ölümüyle ilgili değişimlerin gerçekleşmemiş olması larval sürecin devam ettiğini göstermiştir. Koza örememe sendromunun gözlenmesi, bu durumun dut yapraklarındaki zirai ilaç kalıntılarından kaynaklanabileceğini göstermektedir. Dut yapraklarının zirai ilaçlarla bulaşık hale gelmesiyle ipek böceği larvalarında son larval evrenin uzadığı ve pupal metamorfoz sürecinin engellendiği düşünülmektedir.
Afficher plus [+] Moins [-]Assessment of Veterinarians’ Knowledge, Attitudes and Practices on Bovine Mastitis Texte intégral
2025
Necati Esener | Rahmi Canbar | Neffel Kürşat Akbulut | Metehan Kutlu
The aim of this study was to obtain information on the approach of veterinarians to mastitis cases. It was conducted among clinical veterinarians in the Ereğli district of Konya province, which is located in central Türkiye and covers an area of 2,260 km². In this study, data were collected from surveys conducted with 52 veterinary clinics randomly selected from a total of 60 clinics in the Ereğli district of Konya province. Participants were asked to indicate their level of knowledge regarding the use of antibiotics and non-steroidal anti-inflammatory drugs in the diagnosis and treatment of mastitis, as well as their colleagues’ use of these drugs. Descriptive and inferential statistics were calculated by using Python language, whereas the graphs were plotted by using Excel, Python and R language. Chi-square, Fisher’s Exact Test and Friedman test were used as inferential statistics. Fisher’s Exact Test was applied to evaluate the association between categorical variables. In this study, veterinarians reported diagnosing mastitis in dairy animals primarily based on clinical findings (34%) and the California Mastitis Test (CMT) (31%). Fluid therapy (27%) and frequent milking (24%) were commonly mentioned as alternative management methods. Clinical indications (37%) were identified as the main factor influencing their selection of non-steroidal anti-inflammatory drugs (NSAIDs). Most respondents rated their own and their colleagues’ knowledge of antibiotics and NSAIDs as good or very good. Beta-lactams and fluoroquinolones were the most frequently preferred antibiotics, with professional experience cited as the primary source of information for prescribing decisions. In conclusion, effective prevention, diagnosis, and treatment of mastitis rely heavily on enhancing the knowledge and experience levels of veterinarians, as well as ensuring the appropriateness of the protocols followed. In mastitis diagnosis, the use of tests to isolate the causative agent and promote targeted treatments is crucial for both reducing treatment durations and mitigating the risk of antimicrobial resistance. Achieving these objectives requires not only legislative measures but also investments in improving the necessary infrastructure and support systems.
Afficher plus [+] Moins [-]Isolation, Characterization and Identification of Lipase-Producing Bacteria from Olive Oil Mills Wastes Texte intégral
2025
Seda Nur Gelir | Zehra Burcu Bakır
This study aimed to utilize waste products while identifying bacteria capable of producing the industrially significant enzyme lipase. The research investigated the potential of olive oil production waste obtained from an olive oil factory in Aydın Province in Turkey as a source of novel bacterial isolates with lipase-producing capabilities. During the study, samples obtained from olive oil mills wastes were enriched in liquid media and subsequently cultured on tributyrin agar. Colonies exhibiting lipase activity were selected and subjected to quantitative assays for lipase activity. Following this, DNA isolation was conducted, and the molecular identification of the selected strains was performed using 16S rRNA analysis. A total of 14 bacterial isolates with distinct colony morphologies and lipase production capabilities were identified in the study. Of these, nine isolates were obtained from olive mill wastewater (OMW), while five were isolated from olive pomace samples. The lipase activity of the isolates was measured in triplicate. The results indicated that isolates L0918 and L0919 exhibited significantly higher activity values, with 137.39 U/mL and 62.76 U/mL, respectively, compared to the other isolates. BLAST analysis revealed that isolate L0918 shared 99% similarity with Serratia sp., while isolate L0919 demonstrated 98% similarity with Serratia liquefaciens. The findings of this study suggest that olive oil mill byproducts have significant potential as a source of diverse bacteria capable of producing the industrially important enzyme lipase. Additionally, these byproducts can be effectively utilized as a growth medium for such bacterial strains.
Afficher plus [+] Moins [-]Biyobozunur Plastiklerin Evsel Kompostlama Sürecindeki Davranışı: Kompost Kalitesi, Polimer Yüzey Morfolojisi ve Yapısındaki Değişimler Texte intégral
2025
Ceyhun Akarsu | Vildan Zülal Sönmez | Ömer Acar | Merve Meryem Aslan | Molham Hadri | Nüket Sivri
Bu çalışmada, biyobozunur plastiklerin mezofilik şartlar altında standart alıkonma süresince kompost kalitesi üzerindeki etkileri incelenmiş ve kompostlama süresinin biyobozunur plastik degradasyonu için yeterli olup olmadığı araştırılmıştır. Sıcaklık, pH ve nem gibi kompost kalite parametreleri belirlenmiş; biyobozunur plastiklerin bozunma derecesi ise ağırlık kaybı, ATR-FTIR ile kimyasal yapı değişimleri ve SEM ile yüzey morfolojisi analiz edilerek değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda biyobozunur plastik ihtiva eden kompost ile geleneksel kompost karşılaştırıldığında, kompostun olgunlaşma sürecinde belirgin bir hızlanma veya kalite artışı gözlemlenmemiştir. Ancak süreç üzerinde ciddi bir olumsuzluk yaratmadığı da anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, çalışmanın bulguları, biyobozunur plastiklerin süreç içerisinde tam olarak bozunmadığını, yani belirli bir oranda kompost içerisinde kalıntı bırakabildiğini göstermektedir. Doksan günlük süre sonunda, biyobozunur plastikler için %22,5 oranında ağırlık kaybının gerçekleştiği tespit edilmiştir. ATR-FTIR sonuçları simetrik C-H ve O-H bağlarındaki değişimler ile degradasyonu desteklerken, SEM analizleri yüzey pürüzlülüğündeki artış ve çatlak oluşumunu ortaya koymuştur. Bu nedenle, biyobozunur plastiklerin kompost süreçlerinde ne kadar süreyle ve hangi koşullarda tamamen ayrışabildiğinin daha uzun vadeli çalışmalarla belirlenmesi gerekmektedir.
Afficher plus [+] Moins [-]Black Plum Peels aqueous extract: A Natural Source of Antioxidants and Antibacterial Agents Texte intégral
2025
Mohanad Mahdi | Atheer Jasim
The study was conducted in the laboratories of the Ministry of Science and Technology/Baghdad and the College of Basic Education, Shirqat /Tikrit University, to extract anthocyanin pigment from black plum peels using distilled water as a solvent and with the help of a microwave device. The anthocyanin content in the extract was 501.8 mg/L, with an abundance of total phenolics reaching 1452.6 (mg gallic acid/100 g). High-performance liquid chromatography analysis revealed the presence of four major types of anthocyanins in black plum peel extract, including cyanidin, malvidin, peonidin, and delphinidin. The aqueous extract contained major phenols, including chlorogenic acid, rutin, gallic acid, and kaempferol, at 104.8, 98.7, 74.8, and 60.3 μg/ G, respectively. The extracted anthocyanin pigment showed antioxidant activity, with efficacy reaching 91.74% at 500 μg/mL and IC50 concentration reaching 105.3 μg/mL. Infrared spectroscopic analysis confirmed the presence of a broad band at 3398.57 cm-1, which is due to (OH), and bands at frequencies of (2927.94, 1730.15, and 1234.44) cm-1, which are due to (C-H, C=O, and C-O), respectively. The aqueous extract of black plum peel also showed inhibitory activity against Escherichia coli, Pseudomonas aeruginosa, Staphylococcus aureus and Streptococcus pneumoniae.
Afficher plus [+] Moins [-]Türkiye Tarım Sektörü Yeşil Dönüşüm Süreci: Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın Etkileri ve Uyum Politikaları Texte intégral
2025
Hediye Cerit | Emine Olhan
Avrupa Yeşil Mutabakatı, iklim krizine karşı geliştirilen kapsamlı dönüşüm stratejilerinin başında gelmekte ve tarım sektörü bu dönüşümde merkezi bir konumda yer almaktadır. Bu çalışma, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın tarım politikaları çerçevesinde Türkiye’nin sürdürülebilir tarıma geçiş sürecini değerlendirmekte ve Türkiye’nin tarım sektörüne yönelik uyum politikalarının ne ölçüde uygulandığını analiz etmektedir. Belge ve politika analizi yöntemiyle yürütülen çalışmada, resmi belgeler, akademik kaynaklar ve sektör raporları kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları, Türkiye’nin yeşil dönüşüme yönelik hukuki çerçeveyi oluşturmaya başladığını, ancak uygulama düzeyinde reformların çoğunun nitel ifadelerle sınırlı kaldığını ve ölçülebilir hedeflerden yoksun olduğunu göstermektedir. Özellikle pestisit kullanımı, organik tarım teşvikleri ve yenilenebilir enerji desteklerinde sayısal hedef eksikliği dikkat çekicidir. Bu durum, politika sonuçlarının izlenebilirliğini ve etkililiğini sınırlamaktadır. Bu bağlamda çalışma, Türkiye’nin tarım sektöründe Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sürecinde karşılaştığı yapısal zorlukları ve fırsat alanlarını tespit etmekte; karar alıcılara, araştırmacılara ve sektörel paydaşlara politika tasarımı konusunda stratejik öneriler sunmaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin yeşil dönüşümde yalnızca çevresel değil aynı zamanda ekonomik sürdürülebilirlik açısından da kapsamlı bir paradigma değişimine ihtiyaç duyduğunu vurgulamaktadır.
Afficher plus [+] Moins [-]