Affiner votre recherche
Résultats 561-570 de 2,985
Farklı Kurutma Uygulamalarının Armut Meyvesinin Bazı Kalite Özellikleri Üzerine Etkileri
2018
Gökçen İzli
Bu çalışmada; mikrodalga-sıcak hava kombinasyonu kurutma yönteminin küp ve halka şeklinde hazırlanan armut meyvelerinin renk parametreleri, toplam fenolik madde miktarı ve antioksidan kapasitesi değerleri üzerine etkileri tespit edilmiştir. Laboratuvar tipi mikrodalga-sıcak hava fırını kullanılarak gerçekleştirilen denemelerde iki farklı mikrodalga gücü (90W ve 160W) ve üç farklı kurutma sıcaklığı (55, 65 ve 75C) uygulanmıştır. Tüm kurutma koşullarından elde edilen örneklerin renk değerleri istatistiksel açıdan önemli ölçüde farklı bulunmuştur. Uygulanan mikrodalga gücü ve kurutma sıcaklığının artması ile armut örneklerinin L* (parlaklık) değerlerinde azalma, a* (yeşillik(-)/kırmızılık(+)) değerinde ise artış meydana gelmiştir. Taze armut örneklerinin renk parametrelerine en yakın değerler halka şeklinde hazırlanıp 160W-55C uygulaması ile kurutulan örneklerden (∆e=9,90) elde edilmiştir. En yüksek toplam fenolik madde miktarı (164,75 mg GA/100g K.M.) halka kesim şekli ve 160W-65C uygulamasında belirlenirken, en yüksek antioksidan kapasite değeri taze örnekte (5,13 µmol trolox/g K.M.) saptanmıştır. Bu çalışmada, uygulanan kurutma parametreleri ve kesim şeklinin ürün kalitesini doğrudan etkilediği belirlenmiştir. Özellikle halka şeklinde kesilerek kurutulan armut örneklerinden hem renk değerleri hem de toplam fenolik madde miktarı açısından daha başarılı sonuçlar elde edilmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Çipura (Sparus aurata, Linneaus, 1758) Spermasının Kısa Süreli Saklanması ve Spermatolojik Özellikleri ile Ebeveyn İlişkilerinin Araştırılması
2018
Serhat Engin | Şahin Saka | Kürşat Fırat
Araştırmada İzmir ili Balıklıova beldesinde bulunan bir üretim çiftliğinden temin edilen çipuralardan alınan sperm örnekleri 0°C’de buz içinde muhafaza edildikten sonra her altı saatte bir faz kontrast tip mikroskopta incelenmiştir. Çalışmada sperm muhafaza süreleri, hız, konsantrasyon, meristik karakterler ve sperm hacmi ile ilgili datalar elde edilmiş ve bu sonuçlar ebeveyn ile ilişkilendirilmiştir. Denemelerde kullanılan balıkların ağırlıkları 405-625 g, boyları ise 25-37 cm sperm hacmi 3,1-8,3 ml.kg-1 olarak tespit edilmiştir. En yoğun konsantrasyon 5,35x109 spz.ml-1 ile 2 numaralı denekte, en düşük sperm konsantrasyonu 0,16×109 spz.ml-1 ile 24 numaralı denekte saptanmıştır. Çalışma süresince tüm denek ve zamanlarda baş boyuna endeksli en yüksek hız 35.5 baş boy.sn-1 (210,16 µm.sn-1), en düşük hız 2,6 baş boy.sn-1 (15,39 µm.sn-1) olarak belirlenmiştir. Çalışma toplam 126 saat sürmüştür. En kısa muhafaza süresi 26-50 saat, en uzun muhafaza süresi 126-150 saat olarak tespit edilmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Türkiye Su Ürünleri Dış Ticaret Eğilimleri
2018
Serpil Yılmaz | Mustafa Tunca Olguner | İbrahim Yılmaz
Türkiye’nin toplam su ürünleri üretimi son yıllarda az da olsa giderek azalmaktadır. Bu azalış avcılıktan kaynaklanmaktadır. Avcılığın tersine yetiştiricilik üretimi ise giderek hızla artmaktadır. Toplam su ürünleri üretiminin yaklaşık 1/5’i ihracata konu olurken, su ürünleri dış ticaret hacmi, miktar ve değer olarak giderek hızla artmaktadır. Tarımdaki gelişimin aksine, su ürünleri dış ticaret dengesi, ihracattaki hızlı artışa paralel olarak giderek artan bir şekilde fazla vermektedir. Bu miktar 2016 yılında yaklaşık 610 milyon $’a ulaşmıştır. Su ürünleri ihracatının kaynağını büyük ölçüde yetiştiricilik oluşturmaktadır. İhracat değeri içerisinde levrek (%24), çipura (%21) ve alabalık (%13) başta gelen türlerdir. İhracat pazarları arasında, %65’lik payı ile AB ülkeleri başta gelirken, AB’ni %6,6 ile Japonya, %5,9 ile Rusya, %3,9 ile Lübnan, %3,5 ile ABD izlemektedir. Türkiye’nin su ürünleri dış pazarlamasındaki en büyük sorunu; uluslararası normlara uygun satış ve işlemedeki eksikliklerdir. Nitekim ihracatın yaklaşık %55’ini taze ya da soğutulmuş balıklar oluştururken, %25’ini balık filetoları ve %9’unu dondurulmuş şeklindeki işlenmiş balıkların oluşturduğu gözlenmektedir. Öte yandan, özellikle son yıllarda yetiştiricilikte yem fiyatlarından dolayı yaşanan olumsuzluklar avcılık stoklarını, dolayısıyla dış ticareti de etkilemektedir. Nitekim toplam üretim içinde %49’luk paya sahip olan hamsilerin yaklaşık yarısı, çaça balıklarının ise neredeyse tamamı balık unu ve yağı için kullanıldığından herbivor ve omnivor türlerin yetiştiriciliği gündeme gelmektedir. Bu çalışmada daha çok istatistiksel kaynaklardan sağlanan ikincil veriler ve bu konuda yapılmış çalışma sonuçlarından yararlanılmıştır. Bu çerçevede su ürünleri üretim ve dış ticaretindeki gelişmeler değerlendirilerek, su ürünleri dış ticaretinde karşılaşılan sorunlar ile bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinin tartışılması amaçlanmıştır.
Afficher plus [+] Moins [-]Bayburt Koşullarında Organik Olarak Yetiştirilen Bazı Yerel Fasulye (Phaseolus vulgaris L.) Genotiplerinin Bazı Morfolojik ve Agronomik Özelliklerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma
2018
Ümit Girgel | Alihan Çokkızgın | Mustafa Çölkesen
Bu araştırma, organik şartlarda seçilmiş bazı yerel fasulye (Phaseolus vulgaris L.) genotiplerinin morfolojik ve agronomik özelliklerini belirlemek amacıyla, Bayburt Üniversitesi, Gıda Tarım ve Hayvancılık Uygulama ve Araştırma Merkezi deneme alanında 2016 yetiştirme döneminde yürütülmüştür. Araştırmada 13 yerel fasulye genotipi ile 3 tescilli çeşit (Önceler-98, Horoz ve Dermason) kullanılmıştır. Çalışma tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulmuştur. Araştırmada, bitki boyu 32,1-44,3 cm, ilk bakla yüksekliği 6,7-11,1 cm, gövde kalınlığı 5,6-8,4 cm, bakla boyu 85,9-120,7 mm, bakla eni 12,5-15,4 mm, bitkide bakla sayısı 10,0-24,1 adet/bitki, baklada tane sayısı 3,5-5,5 adet/bakla, 1000 tane ağırlığı 393,7-545,5 g, dekara tane verimi 128,3-194,3 kg/da arasında değişim göstermiştir. En yüksek tane verimi dermason fasulye çeşidinden elde edilmiş olurken, bunu takiben Önceler-98 çeşidi ve Aydıntepe genotipinin de tane verimi ve bölgeye adaptasyon özelliklerinin iyi olduğu gözlemlenmiştir. Sonuç olarak, incelenen yerel genotiplerden bazılarının bazı morfolojik özellikler ve bitki verimi açısından değerlendirmeye uygun olduğu, ıslah çalışmalarında bir genitör olarak kullanılmalarının faydalı olacağı düşünülmektedir.
Afficher plus [+] Moins [-]Ticari Salmonella Faj Preparatının Beyaz Peynirde Salmonella spp. Üzerine Etkisinin Araştırılması
2018
Esra Uğur | Zübeyde Öner
Bu çalışmada, ticari faj preparatının çiğ sütten yapılmış beyaz peynirde Salmonella kontrolü üzerine etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla Salmonella faj preparatı kullanılmıştır. Beyaz peynir üretimi 4 grupta yapılmıştır. Bunlar; 1-kontrol grubu (çiğ süt), 2-çiğ süt+patojen (Salmonella Typhi, %0,05), 3- çiğ süt+faj ilave edilen (%0,1), 4-patojen (%0,05) + faj (%0,1) grubu olarak belirlenmiştir. Beyaz peynir örneklerinde olgunlaşmanın 0., 30., 60. ve 90. günlerinde fizikokimyasal ve mikrobiyolojik analizleri yapılmıştır. Yapılan fiziko-kimyasal analizler; pH, titrasyon asitliği (ºSH), kuru madde, kuru maddede yağ, tuz ve kuru maddede tuz tayinidir. Mikrobiyolojik analizler; toplam aerobik mezofil bakteri, laktik asit bakterileri, Stafilokok spp., koliform grubu bakteri, Salmonella spp. ile faj ilave edilen peynir örneklerinde faj titresi analizidir. Ayrıca faj ilave edilen örneklerin sütlerinde ve peynir altı sularında faj titresi durumu incelenmiştir. Peynir örneklerinde, faj uygulamasının veya söz konusu bir patojen bulaşısının örnekler arasında fiziko-kimyasal ile genel mikrobiyolojik özellikleri bakımından farklılık gösterici etkisinin olmadığı elde edilen veriler sonucunda belirlenmiştir. Bu değerler tüm peynir gruplarında sadece süreye göre değişkenlik göstermiştir. Salmonella spp. sayısında ise 90. günde 2 ve 4 numaralı grup arasındaki fark kontrol grubuna göre kıyaslandığında istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. Bunun haricinde Salmonella spp. sayıları gruplar arasında farklı bulunmamış, sadece olgunlaşmanın doğal süreci olarak günlere göre azalış göstermiştir. Bu çalışma sonucunda, çiğ sütten yapılan beyaz peynirlerde bakteriyofaj ilavesinin peynirin fiziko-kimyasal ve mikrobiyolojik özelliklerine etki etmediği ve faj etkisi ile patojen bakteri sayısında önemli bir fark olmadığı tespit edilmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Çocuk Oyun Alanlarında Detaylı Mekan Analizi: Akyazı Mahallesi (Ordu) Örneği
2018
Pervin Yeşil | Kübra Nur Beyli
Günümüz kentlerinde sokak oyunları neredeyse tamamen ortadan kalkmış ve yerel yönetimler tarafından yapılan çocuk oyun alanları çocukların yaşıtları ile dışarıda oyun oynayabileceği yegâne mekânlar durumuna gelmiştir. Dolayısıyla çocuk oyun alanları oldukça önemli bir kentsel mekân ögesi olarak değerlendirilmelidir. Bu mekânların çocuklar ve ebeveynleri için güvenli ve kullanılabilir nitelikte olması gerekmektedir. Bu çalışmada, Akyazı mahallesinde bulunan çocuk oyun alanları yüzölçümü, kent mobilyaları, oyun alanı ekipmanları, bitki kullanımı, güvenlik, bakım faktörleri açısından irdelenerek her çocuk oyun alanı için detaylı bir mekânsal analiz ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Afficher plus [+] Moins [-]Bakteriyal İnokulant ve Organik Asit Kullanımının Düşük Kuru Maddeli Küçük Balya Mısır Silajlarının Aerobik Stabilite ve Yem Değeri Üzerine Etkisi
2018
Erdinç Altınçekiç | İsmail Filya
Bu araştırma, bir homofermantatif laktik asit bakteri (LAB) inokulantının ve formik asit temeline dayalı bir koruyucunun (FAT) düşük kuru maddeli (KM) küçük balya mısır (Zea mays L.) silajının aerobik stabilite ve yem değeri üzerine olan etkisinin belirlenmesi amacı ile yürütülmüştür. Mısır süt olum döneminde hasat edilmiş (%26,4 KM) ve yaklaşık 2,0 cm boyutunda parçalanmıştır. Araştırmada LAB inokulantı olarak Pioneer 1132 H/M F, FAT olarak KemiSile 2000 adlı ticari ürünler kullanılmıştır. Katkı maddeleri mısıra sırasıyla, LAB 106 cfu/g; FAT 3, 4 ve 5 g/kg; LAB+FAT 106 cfu/g+3 g/kg, 106 cfu/g+4 g/kg, 106 cfu/g+5 g/kg düzeyinde katılmıştır. Kontrol ve katkı maddeleri ile muamele edilen mısır her uygulama için 3’er tekerrür olmak üzere 30 kg kapasiteli plastik torbalara silolanmıştır. Silolamadan 60 gün sonra açılan silajlarda kimyasal ve mikrobiyolojik analizler yapılmış, silajlara 5 gün süre ile aerobik stabilite testi uygulanmış ve ayrıca silajların in vitro organik madde (OM) sindirilebilirlikleri ve metabolik enerji (ME) değerleri saptanmıştır. Sonuç olarak, homofermantatif LAB inokulantı, FAT ve LAB+FAT kombinasyonu düşük KM’ li mısır silajlarının aerobik stabilitelerini etkilemezken, in vitro OM sindirilebilirliklerini ve ME değerlerini düşürmüştür.
Afficher plus [+] Moins [-]Some Physicochemical Properties of the Whole Fruit Mandarin Jam
2018
Salih Aksay | Habip Tokbaş | Rıdvan Arslan | Fırat Çınar
The citrus fruits have a high nutritive value and are also beneficial effects for human health due to their high flavonoid content. Mandarin (Citrus unshiu March.) a kind of citrus fruits are consumed as fresh and processed juice and/or juice concentrate. The aim of this work was to produce jam and evaluate its physical, chemical and sensory qualities from satsuma mandarins that are inconsumable or low quality small fruits. The jam was produced with 1:1 fruits: sugar ratios in an open vessel by traditional technique. Produced whole fruit mandarin jam had reasonable favour score from applied hedonic scale. The mean values of total soluble solid, titratable acidity as citric acid, dry matter, ash percent and pH of jam samples on wet basis were found as 70.38, 0.098, 74.77, 0.28 and 2.87 respectively. Hunter L, a and b values of tangerin jam were measured as 45.34, 11.48, and 21.16 respectively. Total phenolic content, antioxidant capacity and vitamine C of sample were measured 201.60 mg/100g as gallic acid equivalent and 102,24 mg FeSO4.7H2O/100g, 0.07 mg/100 g respectively.
Afficher plus [+] Moins [-]Effects of 2,4-DP- P (2,4-Dichlorophenoxypropionic Acid-P) Plant Growth Regulator on Fruit Size and Yield of Star Ruby Grapefruit (Citrus paradisi Osb.)
2018
Bilge Yilmaz | Berken Çimen | Turgut Yesiloglu | Meral Incesu | Muge Uysal Kamiloglu | Muharrem Yilmaz
Star Ruby is the main grapefruit (Citrus paradisi) variety grown in Turkey; however, small fruit size is a common problem in ‘Star Ruby’ grapefruit. Fruit size is a decisive external quality parameter in citrus at the marketing of fresh citrus fruits. Fruit size can be enhanced by several techniques such as girdling and thinning. Various plant growth regulators are known to affect the growth and size of citrus fruit. The objective of the present study was to observe the effects of 2,4 dichlorophenoxypropionic acid-p (2,4-DP-P) on the fruit size, yield and quality of Star Ruby from 20-year-old trees budded on sour orange rootstock in Adana, Turkey in 2007. Four concentrations (50, 100, 150 and 300 ppm) of 2,4-DP-P were applied 8 weeks after anthesis during physiological fruit drop when the mean fruit diameter was 13-15 mm. The results indicated that the application of 2,4-DP-P increased the fruit size of Star Ruby grapefruit without reducing yield. The application had a significant effect on fruit yield except for trees treated with 50 ppm 2,4-DP-P. Compared with the control trees, applications of 2,4-DP-P increased the number of large, commercially valuable Star Ruby (>93 mm, 89-93 mm and 84-89 mm). No effects were determined on fruit internal quality parameters. Thus, the results of the present study revealed that 2,4-DP-P can be used to improve the fruit size of Star Ruby fruitlets during the June drop.
Afficher plus [+] Moins [-]Evaluation of Lentil Genotypes (Lens culinaris Medikus) for Growth and Yield Performances across Climate Conditions of Central Highlands of Ethiopia
2018
Nano Alemu Daba | Eba Muluneh Sorecha
Lentil crop has largely been affected by global climate changing, particularly, due to rainfall and temperature changing and variability. Hence, the experiment was conducted in Central Highlands of Ethiopia, namely Akaki, Chefe Donsa and Bishoftu Agricultural Research Centre, in the 2009 and 2010 cropping seasons to assess the genotypic variation of lentil for growth and yield performances. Five lentil genotypes viz. 87S-93549 X EL-103-16, 87S-93549 X EL-103-9-1, Alemaya X FLIP 88-41L-02-AK-14, Alemaya X FLIP 88-41L-02-AK-6 were arranged in randomized complete block design with four replications at all locations. The result of study revealed that the genotype 87S-93549 X EL-103-9-1 produced the highest seed yield of 1985.90 and 2500.00 kg ha-1 during 2009 and 2010 cropping seasons, respectively, at Akaki. On the other hand, the genotype Alemaya X FLIP 88-41L-02-AK-14 gave the highest seed yield (4189.1 kg ha-1) at Chefe Donsa in 2009 cropping season. The genotype X FLIP 88-41L-02-AK-14 was found to be the earliest in physiological maturity, accounting 128.75 days, and the genotype 87S-93549 X EL-103-9-1 had yield advantage of 27.6% over the local check at Chefe Donsa in the 2010 cropping season. Generally, all lentil genotypes were performed better at Chefe Donsa, followed by at Akaki and Bishoftu locations during both cropping seasons. Rainfall and temperature conditions have enormous influences on the growth and yields performances of lentil genotypes at all research locations. The study inspires other studies to be conducted on other factors than climate events thwarting the production of lentil crops in the study areas.
Afficher plus [+] Moins [-]