Affiner votre recherche
Résultats 621-630 de 2,985
Yarı-Kurak Bölgede Tesis Edilen Bir Üzümsü Meyve Bahçesindeki Toprak Sıkışması
2018
Gulden Balcı | Tuğrul Yakupoğlu
Bu çalışmanın amacı, yarı kurak iklim bölgesinde tesis edilen ve farklı kök sistemlerine sahip olan üzümsü meyvelerinin toprak sıkışması üzerine etkilerinin araştırmaktır. Bu amaçla ahududu, böğürtlen ve gojiberi yetiştiriciliği yapılan bahçede toprak sıkışmasını değerlendirmek için hacim ağırlığı, penetrasyon direnci ve kesme direnci ölçümleri yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, bahçedeki henüz üç yaşındaki bitkilerin toprakların hacim ağırlığı üzerine bir etkisi bulunmamıştır. Ancak kök sistemleri birbirinden farklı olan bu bitkilerden böğürtlen ve gojiberinin toprakların penetrasyon direncine etkisi aynı iken ahududunun yetiştiği toprağın penetrasyon direnci diğer ikisinden istatiksel bakımdan farklı ve daha düşük bulunmuştur. Her üç bitkinin yetiştiği toprağın kesme direncinin birbirinden istatiksel bakımdan farklı olduğu, yetiştikleri toprakların kesme direnci değerleri bakımından bitkilerin böğürtlen
Afficher plus [+] Moins [-]Determination of Flowering Dates and Pollen Properties of Some Pecan Nut Cultivars in Adana Ecological Conditions
2018
Senay Karabıyık | Sinan Eti
The aim of this study is to determine the functionality period of pistillate and staminate flower types and the pollen viability and normally developed pollen rates with pollen production in staminate flowers of monoecious pecan nut cultivars in Adana ecological conditions. In the study, 11 pecan nut cultivars named as Coctaw, Comanche, Harris Super, Hastings, Ideal, Mahan, Royal, Shawnee, Texhan, Western and Wichita were used. Flowering periods of evaluated cultivars were determined as homogamous, protandrous, partially protandrous and partially protogynous. The flowering dates occur between 3rd-20th May in 2016 and 30th April-18th May in 2017. The pollen viability rates were found to be quite high in all cultivars, but in 2017 the rates were lower than 2016. The lowest pollen viability rates were obtained from Hastings in 2016 and 2017 (60.0% and 61.6%) respectively and the highest rates were in Shawnee (89.1%) at 2016 and in Mahan (87.7%) at 2017. Normally developed pollen rates were adequate for all cultivars and the rates were differed between 92.30% and 98.42% in 2016, and 90.20% 97.24% in 2017. The differences between cultivars in terms of pollen production were significantly important. The pollen number in one catkin was found between 3.512.382 and 11.097.407 at 2016 and 6.101.233 and 14.958.453 at 2017.
Afficher plus [+] Moins [-]Şanlıurfa İli Mısır Tarlalarında Bulunan Yabancı Otların Yaygınlık ve Yoğunlukları ile Mücadele Sorunlarına Çözüm Önerileri
2018
Zübeyde Filiz Arslan
Şanlıurfa ili, ülkesel ve bölgesel mısır üretiminde önemli bir paya sahiptir. Bu çalışma, bölgede ekim alanı giderek artan mısır tarlalarında üretimi kısıtlayan yabancı otlara karşı en uygun mücadele stratejilerinin belirlenebilmesi amacıyla yürütülmüştür. Bu amaçla Şanlıurfa ili mısır tarlalarındaki yabancı ot türlerinin yaygınlık ve yoğunlukları ilk kez belirlenmiştir. Çalışma kapsamında, 2015 yılında ildeki 61 mısır tarlası incelenmiştir. Çalışma sonucunda tarlalardaki en yaygın ve yoğun türler; Portulaca oleracea L. (semizotu), Echinochloa crus-galli (L.) P.B. (darıcan), Solanum nigrum L. (it üzümü), Xanthium strumarium L. (domuz pıtrağı), Sorghum halepense (L.) Pers. (kanyaş), Physalis philadelphica Lam. (fener otu), Echinochloa colonum (L.) Link (benekli darıcan) ve Digitaria sanguinalis (L.) Scop. (çatal otu) olarak belirlenmiştir. Ayrıca, bu çalışma ile Şanlıurfa ili mısır üretim alanlarında ilk kez Cucumis melo subsp. agrestis (yabani kavun) belirlenmiştir. Sonuç olarak mısır tarlalarında yabancı ot populasyonunun izlenmesi, herbisitlerin etki mekanizmasına göre dönüşümlü olarak uygulanması ve herbisitlere alternatif yöntemler ile ilgili araştırmalar yapılması önerilmektedir.
Afficher plus [+] Moins [-]Osmaniye İlindeki Tahıl Depolarının Mevcut Durumu ve Yapısal Özelliklerinin Belirlenmesi
2018
Serpil Gençoğlan | Didem Besen | Cafer Gençoğlan
Bu çalışmanın amacı, Osmaniye ilinde bulunan tahıl depolarının mevcut durumu ve yapısal özelliklerini belirlemek, karşılaşılan sorunlara çözüm önerileri sunmaktır. İlde 2015 yılı kayıtlarına göre 225 adet tahıl deposu bulunmaktadır. Anket yapılacak işletme sayısı Oransal Örnekleme Yöntemi ile 142 adet olarak hesaplanmıştır. Anketler bu işletmelerde 2016 yılında yapılmış ve değerlendirilmiştir. Osmaniye ilinde tahıl depolarının %99,3’ü özel teşebbüslere, %0,7’si ise devlet kuruluşlarına aittir. Bunların %89,4’ü kâgir, %10,6’sı ise çeliktir. Sadece çelik depolar projelidir. Depolama süresi depoların %42,2’sinde 2-4 ay, %46,6’sında 5-8 ay, %11,2’sinde ise 9 ay ve daha fazladır. Depoların %50’sinde doğal, %10,6’sında mekanik havalandırma, %39,4’ünde ise havalandırma bulunmamaktadır. Duvarlarda ve çatıda yalıtım malzemesi yoktur. Çatı şekli depoların %38’inde beşik, %51,4’ünde düz tavan, %10,6’sında ise koniktir. Tahıl depolarının tamamında jeneratör bulunmamaktadır. Kâgir depoların duvarlarında çatlaklar ve nemden dolayı kabarmalar, küflenmeler gözlenmiştir. Havalandırma pencerelerinin boyutlarının yetersiz hatta bazı depolarda havalandırma pencerelerinin olmadığı tespit edilmiştir. Nem ölçüm aleti, depoların sadece %30,3’ünde, sıcaklık ölçüm aleti ise %14,1’inde bulunmaktadır. Elde edilen sonuçlardan Osmaniye ilinde yeterli depo bulunmadığı belirlenmiştir. Çelik siloların kurulumunun kolay ve depolama kapasitesinin yüksek olması, kısa zamanda inşa edilmesi, zaman ve iş gücünden tasarruf sağlaması nedeniyle Osmaniye ilinde kurulması önerilmektedir.
Afficher plus [+] Moins [-]The Determination of Their Efficiency Against Fusarium Root and Crown Rot Diseases of Some Antagonistic Trichoderma and Endophytic Acremonium Isolates
2018
Berna Tunalı | Cansu Tosun | Büşra Müge Maldar | Gonca Meyva | Bayram Kansu
The use of antagonist microorganisms against pathogenic organisms in organic agricultural systems was promising for biological control approach. The aim of this study was to determination of the potential biological control of some fungal isolates which characterized as endophytic and antagonistic against soil borne Fusarium culmorum (FC) and F. oxysporum f.sp. radicis lycopersici (FORL) pathogens. For this, seven isolates of endophytic Acremonium spp. that isolated from healthy wheat plants and eight isolates of antagonist Trichoderma spp., isolated from soil of organic vegetable areas, were performed as biological control agents (BCA). The agar media with hypha and mycelia of the BCAs and spore suspensions (106 spores/ml) of FC and FORL were treated for inoculation of wheat seeds and tomato seedlings. The harvested plants were statistically analyzed by some parameters (severity of crown rot disease (%DS and scale), plant lengths (cm) etc.). In conclusion, the Acremonium isolates (47.5%) were lower means of disease severity than Trichoderma isolates (74.6%) for FC and FORL assessments in wheat experiment. In tomato, the averages of disease severity between Acremonium and Trichoderma were similar while their means were lower than positive control (The Scale of DS=0.67
Afficher plus [+] Moins [-]Tüketicilerin Sert Kabuklu Kuruyemiş Tüketim Alışkanlıkları ve Satın Alma Davranışlarının Belirlenmesi: Siirt İli Örneği
2018
Merve Kardeş | Koray Özrenk | Mustafa Terin
Çalışmanın amacı, Siirt ili kentsel alanda tüketicilerin sert kabuklu kuruyemiş tüketim alışkanlıkları ve satın alma davranışlarını belirlemektir. Çalışmanın ana materyalini Siirt ili kentsel alanda yaşayan 150 tüketiciden anket yoluyla toplanan veriler oluşturmaktadır. Verilerin analizinde, frekans tabloları ve tüketicilerin ailelerinde yeterli miktarda kuruyemiş tüketip tüketmedikleri düşüncesi logit model yardımıyla analiz edilmiştir. Araştırmada, ankete katılanların %62,7’si erkek, %63,3’ü 25-40 yaş grubunda, %64,0’ü evli, %62,0’si 2001-4000 TL gelir grubunda, %49,3’ü ailede yeterli miktarda kuruyemiş tüketildiği, %56,0’sı kuruyemiş tüketiminin faydaları hakkında bilgiye sahip olduğu ve %78,7’sinin kuruyemişi, kuruyemişçilerden satın aldığı belirlenmiştir. Çalışmada ayrıca ailede yeterli miktarda kuruyemiş tüketildiğini düşünme ile kuruyemiş tüketmenin faydalarını bilme arasında pozitif, cinsiyet arasında ise negatif bir ilişkini olduğu tespit edilmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Effect of The Use of Different Whey Proteins on Some Properties of Sahlep Beverage Prepared from Functional Sahlep Powder
2018
Kurban Yaşar | Adnan Bozdogan
Sahlep powder is obtained by drying and grinding after the plant tubers of the Orchidaceae family removed from the soil. Sahlep powder, which is unique to Turkey, is used in Maras ice cream, sahlep beverage and medicine production. There is a growing interest in healthy nutrition in the world. This increasing is increased the demand for functional food. Whey proteins are increasingly used in foods in recent years due to the functional compounds they contain. In this study, it was tried to increase the functional properties of sahlep using Whey proteins. For this purpose, different Sahlep powder was prepared by using Whey protein concentrate (WPC 35%), demineralized whey protein powder, milk powder, sahlep, sugar, starch, cinnamon and ginger. The different Sahlep produced were made into sahlep beverage with water and pH, viscosity and sensory analysis were made. As a result of the analyzes made, the use of Whey proteins statistically affected the viscosity value of the sahlep beverage. It was determined that the use of different whey proteins affected the color, taste and smell values of Sahlep. As a result of the sensory evaluation performed by the panelists, sahlep beverage produced in 25% whey protein concentrate (WPC 35%) + 75% milk powder mixture was preferred. It is may be suggested to produce sahlep powder and sahlep beverage by using 25% whey protein concentrate (WPC 35%) + 75% milk powder mixture.
Afficher plus [+] Moins [-]The Anticancer Activity of Cetraria Islandica (L.) Ach in Breast Cancer Cells Through Crosstalk of Ampk-α1 and Erk1/2 Signalling
2018
Celal Güven | Eylem Taskın | Onder Yumtutas | Leyla Turker Sener | Yusuf Ozay | Fulya Dal | Mufide Ahbab | Ibrahim Bozgeyik | Isil Albeniz | Haydar Bagıs | Atilla Yıldız
In the present study, we aimed to evaluate the anticancer activities of Cetraria islandica (C.islandica) extracts on MCF-7 breast cancer cell lines. Cell viability, protein levels, apoptotic cells number, F-actin distribution were measured. Cell viability of MCF-7 breast cancer cells was found to be reduced in a dose-dependent manner.EC50 values of C.islandica on MCF-7 cells were found to be 9.2047 E-5 g/ml (cell amount) by using intelligence system. Expressions of p53, caspase 3 and Bcl-2, were shown to be elevated after low doses of extract and diminished after high dose treatments. PPAR- protein level was decreased, although AMP-activated kinases-α1 (AMPK-α1) protein level was increasedin its extract groups. ERK1/2 protein level was also elevated in its extract groups. 125 mg/ml of extract treated cells show a low decrease in actin filament density. MCF-7 cells with C.islandica treatment for 24 h increased the apoptotic cell percentage, though the cells-treated with C.islandica for 48 was high necrotic cells percentage. Consequently, the C.islandica extract treatment causes to elevate ERK1/2 and AMPK-α1 protein levels, resulting in PPAR- and then triggers the apoptosis by modulation caspase-3 and P53 protein levels. Therefore, C.islandica might be a good candidate for anticancer tissue, especially soft tissue tumours.
Afficher plus [+] Moins [-]Exploration of Anionic Detergent Pollution in Sırakaraağaçlar Creek (Sinop-Black Sea Region)
2018
Ayşe Gündoğdu | Erdi Gültepe | Uğur Çarlı
The study was carried out between May 2014 and April 2015 with the aim of determining the anionic detergent pollution and some physico-chemical properties PH, temperature, conductivity, salinity, dissolved oxygen (DO), total hardness (TH), chemical oxygen demand (COD), PO4-3-P, total nitrogen (TN)] of the Sırakaraağaçlar creek in Sinop. According to the results of one year measurement, it was established that the minimum and maximum values of the anionic detergent concentration vary between 0.02 and 0.98 mg/l, respectively. The results were classified according to Turkey’s Water Quality Management Regulation criteria (2008 and 2016). Sırakaraağaç creek water has been determined high quality water and slightly dirty water (class I and II) acording to the pH, temperature and phosphorus concentrations. It was found to be high quality water in terms of total nitrogen and COD parameters. Additionally, creek water is equivalent to polluted water (class II and III) according to anionic detergent concentration and DO values. High anionic detergent and low oxygen content can pose a hazard to sensitive aquatic organisms. Thus, the creek is especially under pressure in terms of anionic detergent and DO. Results of this study showed that the sources of pollution threatening the creek may be primarily the environmental factors that include human and agricultural activities.
Afficher plus [+] Moins [-]Assessment of Integrated Weed Management Practices on Weed Dynamics, Yield Components and Yield of Faba bean (Vicia faba L.) in Eastern Ethiopia
2018
Nano Alemu Daba | Janmejai Sharma
The experiment was conducted to assess the integrated effects of pre-emergence herbicides and hand-weeding on weed control, yield components, yield, and their economic feasibility for cost effective weed control in faba bean. The experiment consisted of 12 treatments viz. pre-emergence s-metolachlor (1.0, 1.5 and 2.0 kg ha-1) and pendimethalin (1.0, 1.25 and 1.5 kg ha-1), each at three rates metolachlor, s-metolachlor + one-hand-weeding, pendimethalin + one-hand-weeding, two-hand-weeding, complete weed free and weedy checks arranged. The weed flora consisted of broadleaved and sedge with the relative densities of 81.02 and 18.98 % at Haramaya district, and 80.83% and 19.17%, at Gurawa district, respectively. Application of s-metolachlor and pendimethalin 1.0 kg ha-1 each supplemented with hand weeding 5 WAE significantly (p ≤0.01) affected the broadleaved weeds, sedges and weed dry weight at both sites. S-metolachlor 1.0 kg ha-1 supplemented with hand weeding 5 WAE gave the lowest total number of weeds (8.29 m-2) following the weed free check. Higher grain yield (3555.8 kg ha-1) was produced with s-metolachlor 1.0 kg ha-1 supplemented with one-hand-weeding 5 WAE following complete weed-free at Gurawa. The benefit gained from s-metolachlor and pendimethalin at 1.0 kg ha-1 each supplemented with one hand weeding 5 WAE were greater than the value recorded from the weedy check by 216% and 198 %, respectively. S-metolachlor 1.0 kg ha-1 supplemented with hand weeding 5 WAE treatment resulted in the highest grain yield and economic benefit. However, in case labour is constraint and s-metolachlor herbicide is timely available, pre emergence application of s-metolachlor at 2.0 kg ha-1 should be the alternative to preclude the yield loss and to ensure maximum benefit.
Afficher plus [+] Moins [-]