Affiner votre recherche
Résultats 71-80 de 426
Economic Efficiency of Sorghum and Millet Production for Small Scale Farmers in Traditional Rainfed, North Kordofan State, Sudan Texte intégral
2018
Ibrahim Elnour Ibrahim
The purpose of this study was to measure and analyse the economic efficiency, and to identify the main factor behind economic efficiency of sorghum and millet for small scale farmers in traditional rainfed sector in North Kordofan State. Primary data is collected using structured questionnaire for a sample of 205 farmers from four localities namely (Sheikan, Umrwaba, Elnuhoud, and Elkhowi). Stochastic frontier approach (cost function) was used to analyse economic efficiency and descriptive statistics were used to analyse socio-economic characteristics of farmers. The results of stochastic frontier cost function revealed that the estimated economic efficiency of the sorghum and millet farmers obtained was found the mean economic efficiency to be 39% and 15%, respectively. The economic efficiency is very weak, because most parameters and inefficiency effect factor found to be not significant, these determinants may give a clear picture of farmers that could be targeted in order to increase efficiency
Afficher plus [+] Moins [-]The Effect of Increasing Humic Acid Applications on Some Nutrient Contents of Cress (Lepidium sativum L.) Plant Texte intégral
2018
Aydın Adiloğlu | Sevinç Adiloğlu | Mehmet Rüştü Karaman | Yusuf Solmaz | Funda Eryilmaz Açikgöz
This research was done to determine the effect of increasing Humic acid application on some nutrient element contents of cress (Lepidium sativum L.) plant. For this purpose according to randomize block experimental design, an experiment was done with three replications in greenhouse conditions. Cress plant seed was sowed 1.5 g/ m2. Four humic acid doses (I. dose: 0 mL /m2, II. dose: 8 mL /m2, III. dose: 16 mL /m2 and IV. dose: 24 mL /m2) were applied to cress plant. Then cress plants were harvested 30 days after planting. Dry matter yield and some nutrient (N, P, K, Ca, Mg, S, Fe, Cu, Zn and Mn) contents of plants were determined. According to the results, important increases some nutrient element contents of plants were determined with increasing humic acid applications. These increases were found 1. dose 5.52%, and 4. dose 6.04%, for N element, respectively. Other macro elements P (0.70%, and 0. 82%); K (6.85%, and 7.67%); Ca (1.72%, and 2.01%); Mg (0.13% and 0.15%) and S (1.04%, and 1.17%), respectively. Some micro element (Fe, Cu, Zn and Mn) contents of cress plant, 1. dose: 89.86, 9.59, 59.50 and 56.20; 4. dose: 102.17, 11.03, 67.67 and 76.63 mgkg-1, respectively. These increases were found statistically significant at the level of 5% for each nutrient element, except Mg.
Afficher plus [+] Moins [-]Morphology, Pathogenicity and Management of Coniella Fruit Rot (Coniella granati) on Pomegranate Texte intégral
2018
Aysun Uysal | Şener Kurt | Emine Mine Soylu | Merve Kara | Soner Soylu
One of the objectives of the study was to identify the fungus involved in fruit rot on pomegranates in the Mediterranean Region of Turkey. The fungus designated as Coniella granati (Saccardo) Petrak and Sydow based on morphological characteristics. The fungus colonized the fruit after 5 to 8 days, followed by the appearance of fruit rot symptoms leading to the formation of abundant pycnidia covering the peel. Secondly, the efficacy of fungicides against C. granati was evaluated by mycelial growth and conidial germination assays. Tebuconazole, boscalid+pyraclostrobin and iprodione at 1.0, 25, and 50 μgml-1 concentrations, respectively, completely inhibited mycelial growth. In the azoxystrobin and dodine, relatively higher concentrations required to inhibit mycelial growth. Tebuconazole exhibited the greatest inhibition (82.2%) of mycelium growth. The EC50 values in mycelial growth of C. granati ranged from 0.13 to 151.9. The highest EC50 values occurred for tebuconazole (0.13μgml-1). Tebuconazole, boscalid+pyraclostrobin and iprodione at 200, 10 and 5 μgml-1 concentrations, respectively, were the highly effective in inhibiting conidial germination. Azoxystrobin exhibited a low effect (61%) on conidial germination. The EC50 values on conidial germination of C. granati ranged from 0.2 to 28.7. Tebuconazole had the lowest EC50 value, while boscalid+pyraclostrobin exhibited the highest EC50 value.
Afficher plus [+] Moins [-]Dietary or in ovo Saccharomyces cerevisiae Supplementation Developed Growth, Caecal Microbiota and Gut Histology of Broiler Chicks Texte intégral
2018
Salih Gülen | İsa Coşkun
The aim of this study was to determine the effects of in ovo injection of Saccharomyces cerevisiae (SC) to fertile Ross 308 broiler eggs or dietary supplementation on growth performance, internal organ development, gut histomorphology and cecum microbiota during 14 d of growing period. This study was designed as 2×2 factorial experimental design. Fertile 92 Ross 308 eggs were injected with SC solution 0.2ml at 18d of hatch and 90 eggs non-injected as control, afterward dietary SC supplementation was applied during the 14 d to broiler diet. In this study, 160 broiler chicks were used in four treatment groups at 10 replicate for each treatment group and 4 chicks for each replicates. Treatment groups were A) in ovo SC injection + dietary SC supplementation, B) in ovo SC injection + basal diet, C) no injection + dietary SC supplementation, D) no injection + basal diet as control. Live weight, feed consumption, feed conversion ratio and gut histomorphology, caecum microbiota, internal organ weight were recorded at 14 days of age. Live weight gain increased in C group than in the D group. Feed consumption, feed conversion ratio and internal organ weights were not affected by the treatments. Villi length and villi width increased in A group among the other treatment groups in jejunum, villi length increased in A and C groups among the other groups in ileum. Villi length/villi width ratio increased in A group than in the D group in ileum, was not different in jejunum. LAB counts in caecum were higher in A group than those of C and D groups, but was not different from B group. Enterobactericaea count was lower in A and B group than in the D group, was not different from C group. To conclude, results showed that dietary Saccharomyces cerevisiae supplementation increased broiler growth at 14 day by increasing villi development and improving gut health.
Afficher plus [+] Moins [-]Siyez Buğdayına (Triticum monococcum) Metal İşleme Sıvısı Etkilerinin ICP-OES Yöntemiyle Değerlendirilmesi Texte intégral
2018
Sefa Pekol
Atık metal işleme sıvısına maruz bırakılan siyez buğdayında metal birikim seviyeleri gövde ve kökte ICP-OES ölçümleri le ayrı ayrı belirlenmiştir. Kökte özellikle demir, manganez ve krom kontrol grubuna göre deneme gruplarında metal işleme sıvısının miktarına bağlı olarak iki katına kadar yükselmiştir. Gövdedeki demir, mangan ve alüminyum iki kat artmış, ayrıca çinko ve nikel de artış eğilimi gözlenmiştir. Siyez buğdayının büyümesi önemli derecede engellenmiştir. Metal işleme sıvısı oranı arttıkça bitkinin gelişimi azaldı, 1MS/20 su deneme grubunda bitki canlılığını kaybetmiştir. Ekosistemde yağmur suyu, yüzey suları ve akiferler için atık metal işleme sıvısı ciddi bir tehdit oluşturabilir.
Afficher plus [+] Moins [-]Yarı-Kurak Bölgede Tesis Edilen Bir Üzümsü Meyve Bahçesindeki Toprak Sıkışması Texte intégral
2018
Gulden Balcı | Tuğrul Yakupoğlu
Bu çalışmanın amacı, yarı kurak iklim bölgesinde tesis edilen ve farklı kök sistemlerine sahip olan üzümsü meyvelerinin toprak sıkışması üzerine etkilerinin araştırmaktır. Bu amaçla ahududu, böğürtlen ve gojiberi yetiştiriciliği yapılan bahçede toprak sıkışmasını değerlendirmek için hacim ağırlığı, penetrasyon direnci ve kesme direnci ölçümleri yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, bahçedeki henüz üç yaşındaki bitkilerin toprakların hacim ağırlığı üzerine bir etkisi bulunmamıştır. Ancak kök sistemleri birbirinden farklı olan bu bitkilerden böğürtlen ve gojiberinin toprakların penetrasyon direncine etkisi aynı iken ahududunun yetiştiği toprağın penetrasyon direnci diğer ikisinden istatiksel bakımdan farklı ve daha düşük bulunmuştur. Her üç bitkinin yetiştiği toprağın kesme direncinin birbirinden istatiksel bakımdan farklı olduğu, yetiştikleri toprakların kesme direnci değerleri bakımından bitkilerin böğürtlen
Afficher plus [+] Moins [-]Nil Tilapyası, Oreochromis niloticus (Linnaeus, 1758) Karaciğer Dokusunda Kurşunun Neden Olduğu Oksidatif Strese Karşı Humik Maddelerin Koruyucu Etkisi Texte intégral
2018
Ferbal Özkan Yılmaz | Zülfiye Su | Arzu Özlüer-Hunt | Metin Yıldırım | Serap Yalın
Bu araştırmada, subletal kurşun (Pb) derişiminin Nil tilapyası (Oreochromis niloticus)’nda antioksidan enzim sistemi üzerine etkilerine karşı, yeme katılan humik maddenin koruyucu etkisi incelenmiştir. Bu amaçla 1,5 mg/L kurşun nitrat Pb(NO3)2 ortam derişimi etkisindeki balıklar, %0,2 oranında humik madde katkısı bulunan yem ile beslenmişlerdir. Kontrol grubu, humik madde (HM), Pb, ve Pb+HM grublarını içeren bu çalışmada 4. ve 10. günlerde karaciğer doku örnekleri alınmıştır. Karaciğer dokusu katalaz (CAT) ve süperoksit dismutaz (SOD) enzim aktiviteleri ve lipid peroksidasyon ürünü olan malondealdehit (MDA) seviyesi, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, subletal kurşun derişimi uygulanan grupta 4. ve 10. günlerde önemli oranda arttığı belirlenmiştir. Pb grubu ile HM+Pb grubu karşılaştırıldığında, CAT ve SOD aktivitesinde önemli bir değişime neden olmadığı, ancak humik madde uygulamasının karaciğer dokusu lipid peroksidasyonu üzerine Pb toksisitesinin etkisini azalttığı belirlenmiştir. Deneme sonuçlarına göre, yeme ilave edilen %0,2 humik madde, 1,5 mg/L Pb ortam derişiminin, O. niloticus karaciğer dokusu lipid peroksidasyon üzerindeki toksisitesini belirli düzeyde azalttığı belirlenmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Türkiye Peynir Sektörünün Uluslararası Rekabetçiliğinin Avrupa Birliği Ülkeleriyle Karşılaştırılmalı Analizi Texte intégral
2018
Mustafa Terin | Fahri Yavuz
Peynir, protein ve kalsiyum bakımından zengin bir gıda maddesi olmasının yanı sıra, uluslararası ticarette de önemli bir yere sahiptir. Dünya süt ürünleri ihracatının %40,3’ü peynir ticaretinden oluşmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya ve Danimarka yanında Amerika Birleşik Devletleri, Yeni Zelanda ve Avusturalya uluslararası peynir ticaretinde önemli bir paya sahiptir. Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya ve Danimarka 2016 yılı itibariyle dünya peynir ticaretinin %54,8’ini ve Avrupa Birliği toplam peynir ihracatının %71,8’ini gerçekleştirmektedir. Türkiye 2016 yılındaki 150 milyon dolar peynir ihracatı ile dünya sıralamasında 25. sırada yer almaktadır. Türkiye süt ürünleri ihracatının %45,0’i peynir ihracatından oluşmaktadır. Türkiye ve AB uluslararası peynir ticaretinde net ihracatçı konumdadır. Çalışmanın amacı, Türkiye peynir sektörünün uluslararası ticaretteki rekabet gücünü belirlemek ve AB ve seçilmiş AB üyesi ülkelerle karşılaştırmaktır. Çalışmanın verileri Uluslararası Ticaret Merkezi veri tabanından (2001-2016) derlenmiştir. Uluslararası rekabet gücünü ölçmede Balassa (RCA) ve Vollrath (RXA, RTA, RC) indeksleri kullanılmıştır. Çalışmada bu indekslerin yanı sıra uluslararası rekabet gücünün karşılaştırılmasında Ticaret Dengesi İndeksi de kullanılmıştır. Araştırmada, Türkiye’nin ortalama RXA, RTA, RC ve TBI indeks sonuçları sırasıyla 0,44, 0,34, 1,51 ve 0,49 ve AB-28’için bu sonuçlar sırasıyla 2,21, 0,34, 0,17 ve 0,10 olarak hesaplanmıştır. Türkiye uluslararası peynir ticaretinde karşılaştırmalı avantaja sahip olmasına rağmen, AB’nin avantajı, Türkiye’ye göre daha fazladır.
Afficher plus [+] Moins [-]Bitkilerde Rizosferden Demir Alım Mekanizmaları Texte intégral
2018
Emre Aksoy | Bayram Ali Yerlikaya | Sefa Ayten | Buasimuhan Abudureyimu
Demir, toprakta en çok bulunan elementlerden bir tanesi olmasına karşın çözünürlüğü alkali topraklarda düşüktür. Dolayısıyla bu tür topraklarda yetişen bitkiler sürekli demir eksikliği stresine maruz kalırlar. Dünyadaki tarım arazilerin üçte biri bu tür topraklardan oluştuğundan dolayı tedavi edilemeyen demir eksikliği tarımsal üretimi kısıtlar. Bitkilerde gözlenen demir eksikliğinin tedavisinde farklı demir gübreleri kullanılmaktadır. Ancak, bu gübrelerin kullanımı üretim maliyetlerini artırmaktadır. Maliyetlerin azaltılabilmesi için bitkilerin toprakta bulunan demiri en etkin biçimde kullanabilmeleri gerekir. Bunun için de ilk olarak bitkilerin topraktaki demiri nasıl kök içerisine aldıklarının incelenmesi gerekmektedir. Son otuz yılda yapılan çalışmalarda farklı bitki gruplarının 3 farklı demir alım mekanizması kullandıkları keşfedilmiştir. Bu derlemenin amacı, demirin kök içerisine alımından sorumlu taşıyıcılar ile bu taşıyıcılar hakkındaki güncel gelişmelerden bahsetmektir.
Afficher plus [+] Moins [-]Biological Activities of Stem, Leaves and Essential Oil of Cedrus deodara from District Poonch, Rawalakot Azad Kashmir, Pakistan Texte intégral
2018
Tahir Zaman | Mubasher Sabir Syed | Sadaf Isfaq | Muhammad Sarfraz Khan
Cedrus deodara (Roxb. ex D. Don) Loudon, is a high value medicinal plant found in flora of Poonch part of Himalayan region. The present study was conducted to determine and compare the antioxidant activity, quantification of phenolics and flavonoids, chelating ability, biofilm inhibition, thrombolytic activity and cytotoxicity of the stem, leaves of crudes extracts and essential oil. It can be claimed that that all parts of C. deodara including its essential oil is a rich source of phytochemicals that exhibited high quantity of phenolics ranged from (49.76±0.22 GAE to 60.36±0.44GAE mg/g) and flavonoids ranged from (4.78±0.61mg/g to 6.62±0.45 mg/g)but also exhibited antioxidant, metal chelating agent ability, antibacterial potential ranged from (35.59±0.50 to 61.61±0.61%)and thrombolytic activities ranged from (22.86±0.7 to 32. 64±0.5 %)with minimal toxicity ranged from (0.40±0.35 to 3.73±0.23%). Further studies are required to determine the bioactive compounds and bioactivity of plant extracts and fractions.
Afficher plus [+] Moins [-]