Affiner votre recherche
Résultats 91-100 de 625
Fertigasyon ve Mikoriza Uygulamalarının Tarla Koşullarında Biber Bitkisinin (Capsicum annum L.) Verimine ve Besin Elementleri Alımına Etkileri Texte intégral
2019
Ahmet Demirbaş | Zülküf Kaya | Çağdaş Akpınar | İbrahim Ortaş
Bu çalışmanın amacı, fertigasyon uygulamalarında farklı gübreleme zamanlarının (her sulamada gübre: H.S.G., her ikinci sulamada gübre: H.İ.S.G., her üçüncü sulamada gübre: H.Ü.S.G.) ve mikoriza uygulamalarının biber bitkisinin verimine ve besin elementleri alımına olan etkilerini araştırmaktır. Araştırma Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü’ne ait araştırma ve deneme alanında, tarla koşullarında, iki yıl süreyle ve üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Çalışmada fertigasyon uygulaması geleneksel yöntem ile karşılaştırmalı olarak yapılmış, test bitkisi olarak biber ve mikoriza türü olarak Glomus caledonium kullanılmıştır. Araştırmada biber bitkisinin verimi ile yaprakların azot (N), fosfor (P), potasyum (K), demir (Fe), çinko (Zn), mangan (Mn) ve bakır (Cu) konsantrasyonları belirlenmiştir. Çalışmadan elde edilen bulgular, birinci yılda en yüksek verimin fosfor uygulanmış ve mikoriza aşılanmış her ikinci sulamada gübre uygulamasından elde edildiğini ortaya koymuştur (2809 kg/da). İkinci yılda ise, 2113 kg/da ile fosfor uygulanmayan mikoriza aşılanmış bitkilerde her sulamada gübre uygulamasında belirlenmiştir. Ayrıca, her sulamada gübre uygulaması diğer uygulamalarla karşılaştırıldığında, biber bitkisinin P konsantrasyonunu önemli ölçüde artırmıştır. Araştırmada genel olarak, mikoriza aşılanmış bitkilerin aşılanmamış bitkilerden daha yüksek verim ve besin elementi alımına sahip olduğu belirlenmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]The Effect of Increased UV-B Radiation on the Terrestrial Ecosystem Texte intégral
2019
Mehtap Gürsoy
Against rapidly developing industry and increasing population, natural resources on earth are getting destroyed. One of the most important adverse effects on the environment is perhaps the depletion of ozone layer which protects the earth from harmful effects of UV radiation, especially UV-B. The effect of UV-B radiation can vary according to species. At high rates of UV-B radiation, many disorders in DNA, photosynthesis, morphological and physiological structure, and biomass accumulation in plants are observed. In this review, the effects of high UV-B radiation on terrestrial ecosystem are discussed.
Afficher plus [+] Moins [-]Cover and Table of Contents Texte intégral
2019
Editoral Editoral
Comparison of Leavening Ability of Kluyveromyces lactis in Different Bread Dough Formulations Texte intégral
2019
Bekir Gökçen Mazı
The aim of this study was to evaluate the dough proofing activity of Kluyveromyces lactis (ATCC 8585) in different dough formulations and to compare it with the commercial active dry bakery yeast Saccharomyces cerevisiae. Leaving ability of yeasts was tested in lean and rich dough. For both cultures, lean and rich dough mixtures containing 0.3 g of yeast biomass (on dry weight basis) and wheat flour in 15 ml of water was prepared. Rich dough contained also either 2.0 g of sucrose, 2.0 g of lactose or 2.5 g of whey powder. Dough mixtures were incubated at 29°C and volume increase was recorded every 15 min. We determined that Kluyveromyces lactis had higher volume and leavening rates compared to commercial bakery yeast strain in lactose-rich or whey-rich dough. These results demonstrated the potential of Kluyveromyces lactis yeast strain as a suitable culture for whey fortified bread making.
Afficher plus [+] Moins [-]Sivas İlindeki Bazı Süt İşletmelerine Gelen Sütlerin Ağır Metal İçeriklerinin Belirlenmesi Texte intégral
2019
Mehmet Beykaya | Zeliha Yıldırım | Ayşe Özbey | Metin Yıldırım
Bu araştırmada Sivas ve yöresinde bulunan 5 süt fabrikasının depo tankından temin edilen 50 adet süt örneğinde ağır metallerden kadmiyum (Cd), bakır (Cu), krom (Cr) ve kurşun (Pb) içerikleri incelenmiştir. Araştırma sonucunda süt örneklerinin Cd, Cu ve Cr içeriklerinin sırasıyla 8,896, 33,69 ve 31,81 µg/kg düzeyinde olduğu saptanmıştır. Süt örneklerin %92’inde Pb miktarının tespit edilebilir limitin altında, %8’inde ise 304,1-503,4 µg/kg olduğu belirlenmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Sera İşletmelerinde Yağmur Sularının Hasadı ve Depolama Kapasitesinin Belirlenmesi Texte intégral
2019
Abdullah Nafi Baytorun | Zeynep Zaimoğlu | Mustafa Ünlü
Su kaynaklarının yeterli olmadığı alanlarda yağmur sularının toplanarak sera sulamasında kullanılması sürdürülebilirlik açısından büyük öneme sahiptir. Depolanacak yağış miktarının belirlenebilmesi için yağış miktarı ve bitki su tüketimi bilinmelidir. Akdeniz bölgesindeki dar sahil şeridinde su kaynakları yetersiz olup, sera üreticisi çok uzak mesafelerden borularla su taşımaktadır. Yapılan bu çalışmada Mersin iklim koşullarında düzenli olarak ısıtılmayan seralarda yapılan domates yetiştiriciliğinde aylara bağlı günlük su tüketimi farklı yöntemlere göre hesaplandıktan sonra düşen yağışın serada kullanılan aylık miktarından arta kalan kısmının depolama kapasitesi belirlenmiştir. Mersin iklim koşullarında FAO-Radyasyon yöntemine göre hesaplanan su tüketimi ve yağış miktarından gidilerek depolama kapasitesi 0,25 m3.m-2 olarak belirlenmiş ve depolanan bu su ile ile Kasım-Mayıs döneminde 7 ay boyunca bitki su ihtiyacının karşılanabileceği belirlenmiştir. Serada Bitki su tüketiminin FAO-Blaney-Criddle yöntemine göre hesaplanması durumunda depolama kapasitesi 0,19 m3.m-2 olacak ve Kasım – Nisan dönemindeki 6 aylık sürede bitki su tüketimi karşılanabilecektir.
Afficher plus [+] Moins [-]Elit Domuz Ayrığı (Dactylis glomerata L.) Genotiplerinde Genetik Çeşitliliğin SSR Markörleri ile Belirlenmesi Texte intégral
2019
Gonul Cömertpay | Hüseyin Özpınar
Domuz ayrığı (Dactylis glomerata L.) yaygın olarak yetiştiriciliği yapılan, ekonomik açıdan önemli çok yıllık bir buğdaygil yem bitkisidir. Bu araştırma, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü yem bitkileri ıslah programı kapsamında geliştirilen elit domuz ayrığı klonlarının akrabalık derecelerini ve genetik çeşitliliğini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada 32 genotip ve 24 SSR primeri kullanılmıştır. Moleküler analiz sonucunda SSR primerleri toplamda 126 allel üretmiştir. Allel sayısı 3 ila 7 arasında değişmiş ve lokus başına düşen ortalama allel sayısı 5,25 olarak bulunmuştur. Elde edilen allel büyüklükleri ise 101 bp ile 354 bp arasında değişmiş ve polimorfizm oranı her primer için %100 olarak gerçekleşmiştir. Bireyler arasında uzaklık derecesi Jaccard genetik uzaklık katsayısı kullanılarak elde edilmiş ve 0,21 ile 0,84 arasında değişmiş ve genetik çeşitlilik seviyesi yüksek bulunmuştur. Genotiplerden elde edilen 126 allelin 28’nin nadir alleller olduğu ortaya çıkmıştır. Jaccard genetik uzaklık katsayısı kullanılarak yapılan neighbor-joining analizi sonucunda oluşturulan dendrogram 3 ana gruba ayrılmıştır. A grubu en büyük grubu oluşturmuş ve bünyesinde 15 genotip barındırmıştır. B grubu orijini aynı bölge olan 13 genotiple ikinci büyük grubu oluşturmuştur. C grubu ise en küçük grup olup orijini Türkiye’nin kuzeyi olan genotipleri barındırmıştır. Moleküler analizler domuz ayrığı genotiplerinin önemli derecede genetik varyasyon taşıdığı ve ıslah programı için değerli kaynaklar olduğu ortaya çıkmıştır. Bunlara ek olarak, SSR tekniğinin domuz ayrığı genotiplerini moleküler olarak tanımlamada oldukça uygun ve etkili bir teknik olduğu sonucuna varılmıştır.
Afficher plus [+] Moins [-]Farklı Çözündürme Yöntemlerinin Dondurulmuş Midye ve Karides Etlerinin Kalite Parametreleri Üzerindeki Etkisi Texte intégral
2019
Zafer Ceylan | Kubra Unal
Bu çalışmada, farklı çözündürme yöntemlerinin, dondurulmuş midye ve karides örneklerinin mikrobiyal, fiziksel ve duyusal kalitesi üzerine etkileri araştırılmıştır. Çözündürme işlemi, buzdolabında (B4: 4±1ºC), oda sıcaklığında (O22: 22±1ºC), ılık suda (I30: 30±1ºC) ve sıcak suda (S55: 55±1ºC) gerçekleştirilmiştir. Toplam mezofilik bakteri sayısı, her iki örnekte de en düşük B4 (2,74 log KOB/g) ve S55 (3,35 log KOB/g) yöntemleri ile çözündürülen gruplarda tespit edilirken, en yüksek I30 grubunda bulunmuştur. Öte yandan en yüksek değerler ise her iki gıda örneğinde de I30 grubunda bulunmuştur. Psikrofilik bakteri sayısı ise, en düşük S55 ile çözündürülen grupta tespit edilmiştir. Renk analizi sonuçlarına göre, en düşük L* değeri her iki örneğin I30 gruplarında bulunurken, oksidasyon ile ilişkilendirilen b* değeri ise en yüksek, midye örneklerinde O22 ve karides örneklerinde ise B4 grubunda tespit edilmiştir. En düşük su aktivitesi değeri midye örneğinde B4 grubunda bulunurken, karides örneğinde 022 grubunda tespit edilmiştir. Duyusal analiz sonuçlarına göre; buzdolabında çözündürülen her iki örneğin genel kabul edilebilirlik puanı en yüksek bulunmuştur. Sonuç olarak, kalite parametrelerinin tamamı değerlendirildiğinde her iki grupta da, buzdolabında ve sıcak suda çözündürmenin en iyi yöntem olduğu belirlenmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Koloni Verimliliğini Artıran Yeni Bir Kovan Modeli Texte intégral
2019
Ethem Akyol | Mustafa Güneşdoğdu | Ayhan Ceyhan
Gezginci arıcılık; koloni verimliliğinin artırılmasında önemli bir uygulama olmakla birlikte son zamanlarda kolonilerin nakliyesinde için işçi bulmak önemli bir sorun haline gelmeye başlamıştır. Arı taşımacılığının genellikle iller arasında ve gece saatlerinde yapılması zorunluluğu, ayrıca arı sokması problemleri nedeniyle çalıştıracak eleman bulunamaması sorununu da beraberinde getirmiştir. Gezginci arıcılıkta taşımacılığın iller arasında yapılması yanında, kolonileri hem yüklerken hem de indirirken ayrı işçilik giderleri gerektirmesi de işletme giderlerini artıran bir diğer faktördür. Bunun sonucu olarak da arıların taşınmasında işçi bulmak hem güç olmakta hem de işçilik maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle gezginci arıcılık ekonomik olmaktan uzaklaşmaktadır. Sürekli artan yakıt fiyatlarıyla birlikte nakliye giderlerinin de artması gezginci arıcılığı olumsuz etkileyen bir diğer olumsuzluktur. Arı yükleme ve indirmede yaşanan bu problemlerden dolayı bir arıcı konakladığı yerden memnun olmasa da kolonilerinin yerini hızlıca değiştirememekte ve sezonu verimsiz bir şekilde geçirmek zorunda kalmaktadır.
Afficher plus [+] Moins [-]Tarçın (Cinnamomum verum) Yağının Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss) Büyüme Performansı ve Kan Parametreleri Üzerine Etkileri Texte intégral
2019
Osman Sabri Kesbiç
Yapılan çalışmada, tarçın yağının yavru alabalık (Oncorhynchus mykiss) yemlerine ilavesinin balıklarda büyüme performansı, yem değerlendirme ve kan parametreleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Bu kapsamda 0 mL/kg (TY0), 1 mL/kg (TY1), 2 mL/kg (TY2), 4 mL/kg (TY4)ve 10 mL/kg (TY10) olmak üzere 5 farklı konsantrasyonda tarçın yağı içeren deneme yemleri hazırlanmıştır. 60 gün sürdürülen çalışmada ağırlıkları (10,68±0,35 g)olan yavru alabalıklar kullanılmış olup deneme 3 tekrarlı olmak üzere 100 L hacimli akvaryumlarda yürütülmüştür. Besleme denemesi neticesinde tarçın yağı içeren yemlerle beslenen grupların kontrol grubuna nazaran büyüme ve yemden yararlanma performanslarının önemli ölçüde arttığı gözlenmiştir. Deneme sonunda alınan kan numunelerinin analizi sonucunda, tarçın yağıyla beslene balıkların eritrosit ve hemoglobim miktarları, hematokrit oranları önemli ölçüde artış göstermiştir. Ayrıca tarçın yağı balıkların serum glikoz, trigliserit ve kolesterol miktarını azaltırken, toplam protein ve albümin miktarını arttırmıştır. Çalışma bulgularına göre alabalık yemlerine 4mL/kg tarçın yağı ilavesinin balıkların büyüme performansı, yem değerlendirme ve sağlık kriterleri olumlu yönde etkilediği gözlenmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]