Уточнить поиск
Результаты 131-140 из 272
Evaluating Large Cardamom Agriculture Practices: A Case Study from Panchthar, Nepal Полный текст
2025
Sarina Basnet | Anup Bhatt | Saugat Gautam | Sajan Danji | Sujan Amgai
A study conducted in Phalelung rural municipality, Panchthar, Nepal, in 2023 examined agricultural practices and the economic analysis of large cardamom. A total of 60 households were randomly selected, and data were collected through primary and secondary sources using surveys, focus group discussions, key informant interviews and field observations to assess the large cardamom economy, package of practices and various challenges faced by farmers. The study revealed that 28% of farmers grew the Ramsai cultivar, with over 82% having access to irrigation. Most farmers (77%) managed shade well and maintained their orchards effectively. However, only 50% used specialized harvesting tools, and 63% employed improved kiln (bhatti), though more education is needed. 68% of farmers received subsidies for constructing improved kiln (bhatti). Notably, 70% of farmers lacked knowledge about cardamom grading, and 90% were unaware of value-added practices. Farmers predominantly used jute bags for packaging. Major issues identified included plant wilt, furkey, rhizome rot, and stem borer infestations. The total production cost was NPR. 114,460.5 per hectare, with a BC ratio of 1.54. Having high market value, large cardamom provides promising opportunity to uplift the economic and social condition of farmers and stakeholders. This study provides an overview of the status of large cardamom production, processing practices, best cultivation practices to be adopted, disease pest incidence on large cardamom, storage, grading with various cultural practices to be adopted and feasibility of large cardamom cultivation area. This study would help both governmental and non- governmental agencies to make effective plans for large cardamom cultivation to meet Phyto-Sanitary status and minimum requirements to enter export and import system of cardamom in global market.
Показать больше [+] Меньше [-]Denizli (Tavas) Badem (Prunus amygdalus L.) Genotiplerinin Morfolojik ve Pomolojik Karakterlerinin Belirlenmesi Полный текст
2025
Levent Kırca
Bu çalışmada, Denizli ili Tavas ilçesinde doğal olarak yetişen 38 badem genotipinin pomolojik ve kolorimetrik özellikleri incelenmiştir. İncelenen genotiplerde meyve ağırlığı 3,00-6,87 g, iç ağırlığı 0,26-1,98 g ve iç oranı %13,26-43,30 arasında değişim göstermiştir. Meyve boyutları açısından en yüksek varyasyon katsayısı uzunlukta (%18,70), en düşük ise kalınlıkta (%7,55) belirlenmiştir. Renk parametrelerinde L* değeri 36,51-55,90, a* değeri 10,11-15,23, b* değeri 26,16-39,93 arasında değişmiştir. Hiyerarşik kümeleme analizinde genotipler iki ana küme altında gruplandırılmış olup, genetik mesafe 1,21-10,05 arasında değişmiştir. Temel bileşenler analizinde (PCA) ilk beş bileşen toplam varyasyonun %68,84’ünü açıklamıştır. PC1 eksenine en yüksek katkıyı b* (0,433), meyve uzunluğu (0,389) ve iç uzunluğu (0,375) sağlarken, PC2 eksenine en yüksek katkıyı Chroma (0,429) ve iç genişliği (0,200) sağlamıştır. Çalışma sonucunda, incelenen popülasyonun önemli düzeyde genetik çeşitlilik gösterdiği ve özellikle 1, 5, 9 ve 17 numaralı genotiplerin ıslah çalışmaları için değerli genetik kaynaklar olabileceği belirlenmiştir.
Показать больше [+] Меньше [-]Investigation of Regeneration in Colchicum soboliferum via Somatic Embryogenesis Method Полный текст
2025
Aslihan Ağar Özkaya | Senem Uğur | Yeşim Yalçın Mendi | Şamil Özdemir
In this study, the regeneration of the Colchicum soboliferum species, one of the medicinal aromatic plants growing naturally in Türkiye, was examined by the somatic embryogenesis method. Within the scope of experiments on somatic embryogenesis, corms of the Colchicum soboliferum species were used as explant source. 16 media containing 2,4-Dichlorophenoxyacetic acid (2,4-D) (0, 0.5, 1, 2 mg.L⁻¹), Benzyl adenine (BA) (0, 0.1, 0.5 mg.L⁻¹), and 2-Isopentenyladenine (2IP) (0, 0.1, 0.5 mg.L⁻¹) as plant growth regulators were used in this regeneration research. Different ratios and combinations of Murashige ve Skoog (MS) media were tested. In the applications, the highest embryogenic callus formation was observed with a rate of 60% in Murashige ve Skoog (MS) media containing 0.5 mg.L⁻¹ 2,4-Dichlorophenoxyacetic acid (2,4-D) + 0.1 mg.L⁻¹ 2-Isopentenyladenine (2IP). The highest embryo formation, with a rate of 48.33%, was obtained in MS media containing 2 mg.L⁻¹ 2,4-Dichlorophenoxyacetic acid (2,4-D) + 0.5 mg.L⁻¹ Benzyl adenine (BA) and 2 mg.L⁻¹ 2,4-Dichlorophenoxyacetic acid (2,4-D) + 0.1 mg.L⁻¹ 2-Isopentenyladenine (2IP). No growth was observed in the control application that did not contain plant growth regulators.
Показать больше [+] Меньше [-]Eczane ve Aktar Kaynaklı Hypericum perforatum L. (Sarı Kantaron) Yağının Kollajenaz ve Tirozinaz İnhibisyon Aktivitelerinin Değerlendirilmesi Полный текст
2025
Esra Panayır | Eda Sönmez Gürer | Rengin Baydar | Ayşe Esra Karadağ
Ülkemizde geniş bir alanda yayılış gösteren Hypericum perforatum L. (sarı kantaron) bitkisi halk arasında soğuk algınlığı, depresyon, safra rahatsızlıkları, mesane irritasyonları, migren ağrıları ve yanık gibi pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Bu çalışmada; eczane (numune 1) ve aktardan (numune 2) temin edilen iki ayrı sarı kantaron yağının, tirozinaz ve kollajenaz inhibitör potansiyellerini belirlemek amaçlanmıştır. Deneyler kolorimetrik ölçüme dayanan enzim reaksiyonları üzerinden gerçekleştirilmiştir. Her iki numune de tüm deneylerde 20 µg/mL konsantrasyonda çalışılmıştır. Numune 1’in (%18,3±0,15 inhibisyon), numune 2’ye (%4,1±0,28 inhibisyon) kıyasla daha yüksek kollajenaz enzim inhibisyonu sağladığı ve yine numune 1’in (%15,1±0,24 inhibisyon) numune 2’ye (%3,7±0,19 inhibisyon) kıyasla daha yüksek tirozinaz enzim inhibisyonu sağladığı belirlenmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda; sarı kantaron yağının kollajenaz ve tirozinaz enzimlerini inhibe ettiği, eczane kaynaklı sarı kantaron yağının aktar kaynaklı sarı kantaron yağına oranla daha yüksek inhibisyon gösterdiği tespit edilmiştir. Bu durumun, üreticinin bitkiyi doğru zamanda toplaması, uygun şekilde kurutması ve doğru maserasyon yöntemiyle yağ üretmesi sonucunda ortaya çıktığı; bu sayede içerisindeki biyoaktif bileşenlerin yoğunluğunun artarak aktivitenin yükselmesine katkıda bulunmuş olabileceği şeklinde yorumlanabilir.
Показать больше [+] Меньше [-]Sulama Durumu Tahmini için Makine Öğrenimi Algoritmalarının Karşılaştırmalı Analizi Полный текст
2025
Betül Demir | Yeşim Dokuz | Burak Şen
Geleneksel yöntemlere kıyasla, makine öğrenimi ile desteklenen sistemlerin, daha hassas sulama kararları verebildiği tespit edilmiştir. Bu çalışmada, veri bilimi alanında sıkça kullanılan veri paylaşım platformu olan Kaggle’dan faydalanılmıştır. Sulama durumu tahmini için “Weather Data” veri kümesi kullanılmıştır, Veri kümesinde eksik ve aykırı veriler düzeltilmiş, bağımlı (sulama durumu) ve bağımsız (hava sıcaklığı, nemi, toprak nem değeri, yağış durumu) parametreler elde edilmiştir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki illere (Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak) odaklanılarak farklı koşullarda algoritmaların doğrulukları test edilmiştir. Her bir il için ayrı ayrı yapılan analizlerde, makine öğrenimi algoritmalarından Karar Ağaçları, Destek Vektör Makineleri, Rastgele Orman, Naive Bayes, Gradyan Artırma, Lojistik Regresyon, K-En Yakın Komşu ve Yapay Sinir Ağı modelleri kullanılarak sulama durumu tahmini gerçekleştirilmiştir. Veri kümesi üzerinde yapılan tahminler sonucunda algoritmalar, doğruluk (accuracy) metriği kullanılarak karşılaştırılmış ve en etkili algoritmaların Rastgele Orman (%95) ,Karar Ağacı (%97), Gradyan Artırma (%93) ve Yapay Sinir Ağı (%98) modeli ile tüm şehirlerde %90’ın üzerinde sulama durumu tahmini doğruluğu elde edilmiştir. Diğer algoritmalar da yüksek doğruluk oranları ile (%75 üzeri) dikkate değer performans sergilemişlerdir. Her bir il için yapılan analizlerde, algoritma performans sıralamasının benzer olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak, bu çalışma makine öğrenimi algoritmalarının tarımsal sulamada oldukça yüksek bir performansla kullanılabileceğini göstermektedir.
Показать больше [+] Меньше [-]Industry 4.0 in Agriculture: Smart Agricultural Applications and Drone Use in Agriculture Полный текст
2025
Fatih Çağatay Baz
The basic need of humanity is food. The agricultural sector has had to use new technologies in food production in recent years. The increase in the world population has necessitated the agricultural sector to produce more. Therefore, in recent years, the use of technology in agriculture has increased and new developments have occurred. Especially Industry 4.0 technologies have become preferred by manufacturers with the convenience and added values they provide. In this research, participants’ views on their expectations from technology in agriculture, their views on the use of drones in agriculture, farmers’ views on technology use, and farmers’ views on the agricultural technology context were examined. In the research, information management systems in agriculture and a survey to determine students’ interest in agricultural projects were used as data collection tools. Rapidly developing technology in recent years makes the work of producers easier in the field of agriculture and offers researchers the opportunity to research new topics. Within the scope of this research, it is important to create this research in order to determine the needs and reveal the current situation. According to the research, the participants do not see themselves as having sufficient knowledge about technology in agriculture. The research results show that the participants do not follow the developments in agriculture in the digital environment. It is seen that the participants have partially sufficient knowledge about the use of drones in agriculture, that the use of drones will be beneficial and that the use of drones will replace the use of traditional agricultural tools.
Показать больше [+] Меньше [-]Ultrasonik Uygulamanın Sofralık Zeytinlerin Bazı Fiziko-Kimyasal Özellikleri ve Mineral Kompozisyonuna Etkisi Полный текст
2025
Melisa Özçelik | Alev Yüksel Aydar | Tuncay Yılmaz
Bu çalışma, ultrasonik işlemin sofralık zeytinlerin mineral ve fizikokimyasal özellikleri üzerinde önemli etkileri olduğunu ortaya koymuştur. Kontrol grubunda %0,811 olan kalsiyum (Ca) içeriği, 10°C’de 15, 30 ve 45 dakikalık ultrasonik işlem sonrası sırasıyla %0,052, %0,02 ve %0,013 değerlerine düşmüştür. Magnezyum (Mg) içeriği ise kontrol grubundaki %0,246’dan 10°C'de 30 dakikalık işlem sonunda %0,36’ya yükselmiştir. Demir (Fe) içeriği %0,001 civarında sabit kalmıştır. En dikkat çekici değişim sodyum (Na) içeriğinde gerçekleşmiş; kontrol grubunda 12568 mg/kg olan miktar 10°C'de 15 dakikalık işlem sonrası 345 mg/kg’a düşmüştür. Potasyum (K) miktarı da aynı işlem koşulunda 7002 mg/kg’dan 3 mg/kg’a gerilemiştir. Ayrıca ultrasonik işlem sonucunda zeytinlerin nem içeriğinde yaklaşık %10 ila %16 arasında azalma ve yağ ekstrakte edilebilirliğinde artış gözlemlenmiştir. Toplam fenolik madde içeriği (TPC) ultrasonik işlem koşullarına göre değişkenlik göstermiş olup, en yüksek değer 30°C'de 30 dakikalık işlemde 577 mg GAE/100g olarak tespit edilmiştir. Renk değişimi açısından yapılan değerlendirmelerde, ultrasonik uygulamanın zeytinlerin renginde belirgin bir değişikliğe neden olmadığı belirlenmiştir. Duyusal değerlendirme sonuçlarında ise genel kabul edilebilirlikte ultrasonik işlem sıcaklık ve sürelerine bağlı küçük farklılıklar gözlemlenmiştir. Sonuçlar, ultrasonik işlemin düşük sodyum içerikli sofralık zeytin üretiminde ve mineral kompozisyonunun iyileştirilmesinde etkili olduğunu ortaya koymaktadır.
Показать больше [+] Меньше [-]Design, Manufacture, and Performance Testing of a Water Hammer Pump with Five Different Air Chambers Полный текст
2025
Marco Fidel Romero Zárate | Héctor Flores-Breceda | Juan Arredondo-Valdez | Urbano Luna-Maldonado | Wilgince Apollon | Alejandro Isabel Luna-Maldonado
The water hammer pump presents a promising solution for water supply in water-scarce regions. In Mexico, despite abundant overall water resources, many arid areas still lack access to reliable water. This study focused on optimizing the design and performance of low-cost water hammer pumps, which are powered by river currents and require minimal maintenance. While these pumps offer a sustainable solution, they face challenges such as water wastage, noise, and potential for low efficiency. Specifically, this research aimed to evaluate the impact of air chamber design on pump performance. The materials used in the prototype included steel pipes, steel plates, connectors, and lift valves for the air chambers. The pump itself utilized steel reducers, elbows, bronze waste valves, and a steel frame. Testing materials comprised plastic hoses, a digital stopwatch, an overhead tank, graduated cylinders, and plastic buckets. During the design phase, water flow rate, head height, and pipe diameters were taken into account. The Michaud-Venso formula and Allievi's equation were used to calculate pressure and wave velocity. A prototype featuring welded air chambers and waste valves was fabricated for functional testing. Laboratory performance tests were conducted using a 0.15 m³ tank at 1.0 m and 1.2 m heights, with 52 mm and 76 mm inlet pipe diameters. The pump's power output was not measured. Specifically, air chamber sizes of approximately 2690 cm³ resulted in a 15% increase in performance. The lowest efficiency, 5%, for a 76 mm waste valve, occurred with an 880 cm³ air chamber, while the highest efficiency (17.0%) was achieved with a 6108 cm³ air chamber. The volume of water collected at the outlet was dependent on the air chamber size. As the air chamber volume increased, the flow rate at the inlet valve also increased. Therefore, optimally sizing both air chambers and waste valves is significant to maximizing pump efficiency.
Показать больше [+] Меньше [-]Besinsel Olarak Zenginleştirilmiş Granola Geliştirilmesi ve Duyusal Kalitenin Değerlendirilmesi: Bir Pilot Çalışma Полный текст
2025
Sümeyra Sevim | Ebru Özler | Elif Yıldız | Zeynep Bengisu Ejder | İlknur Gökçe | Kadriye Toprak
Granola, zengin besin içeriği ve farklı öğünlerdeki çok yönlülüğü nedeniyle popüler bir ürün haline gelmiştir. Bu çalışmanın amacı, omega-3, lif ve antioksidanlar açısından zengin olan keten tohumu ve arpayı granolaya dahil ederek granolanın işlevselliğini arttırmak ve duyusal özellikler açısından en çok tercih edilen çeşidi belirleyerek ürün çeşitliliğini arttırmaktır. Modifiye edilen formülasyonlarda granolanın ana bileşeni olan yulafın yarısı arpa ile, sıvı yağ ise %5 ve %10 keten tohumu ile ikame edilmiştir. Genel kabul edilebilirliği ve satın alınabilirliği değerlendirmek için laboratuvar koşullarında duyusal analiz yapılmıştır. Granola formülasyonlarının enerji ve besin içerikleri, uygulanan tariflere dayalı olarak BeBiS programı kullanılarak hesaplanmıştır. En yüksek duyusal analiz puanını alan granola için Türk Gıda Kodeksine uygun bir etiket oluşturulmuştur. Endüstriyel olarak modifiye edilmiş granola tarifinde arpa ikamesi, enerji ve besin içeriğini değiştirmemiştir. Ancak, arpa bazlı granolaya %5-10 oranında keten tohumu eklendiğinde, enerji içeriği azalırken, karbonhidrat ve proteinlerden elde edilen enerji oranı artmıştır. Ayrıca, keten tohumu içeriğinin artırılması toplam lif, omega-3, kalsiyum, magnezyum, fosfor, potasyum ve demir seviyelerinin yükselmesine yol açmıştır. Duyusal analiz sonuçları, %5 keten tohumu içeren granolanın duyusal özellikler ve satın alınabilirlik açısından kontrol grubuyla en çok karşılaştırılabilir olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak, standart granolanın arpa ve keten tohumu ile zenginleştirilmesi, başta ALA içeriği olmak üzere besin profilini iyileştirmekte ve gelişmiş fonksiyonel özelliklere sahip uygulanabilir ve kabul edilebilir bir ürün alternatifi sağlamaktadır.
Показать больше [+] Меньше [-]Sürdürülebilir Beslenmede Glutensiz Kurabiyelerde Çekirge Tozu Kullanımı Полный текст
2025
Şule Özcan | Mustafa Yılmaz
Proteinler, insan yaşamı için vazgeçilmez olan vücudun temel yapı taşı olan organik bileşiklerdir. Yüksek kaliteli proteinler genellikle hayvansal kaynaklardan elde edilmektedir. Ancak, kıtlık ve olası gıda krizleri nüfusun artması gibi küresel sorunlar, hayvansal gıdalara erişimi giderek zorlaştırmaktadır. Bu durum, alternatif protein kaynaklarına olan ilgiyi artırmıştır. Bu bağlamda yenilebilir böcekler besin açısından zengin bileşimleriyle dünya çapında dikkat çekmektedir. Fonksiyonel beslenme ilkeleriyle uyumlu olan bu protein kaynakları, sürdürülebilir ve yenilikçi bir çözüm olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada, un haline getirilmiş çekirgelerin yaygın olarak tüketilen kurabiyelere eklenmesinin, ürünün besin değerleri, duyusal özellikleri (tat, koku, görünüm, doku) ve tüketici kabulü üzerindeki etkileri incelenmiştir. Deney grubunda, standart tarif kullanılarak hazırlanan kurabiyelere %5’i oranında çekirge tozu eklenmiştir. Yapılan laboratuvar analizleri, çekirge unu ile zenginleştirilmiş kurabiyelerin kontrol grubuna kıyasla renk, kuru madde ve kül içeriğinde değişiklikler gösterdiğini ortaya koymuştur. İki grubu karşılaştırmak amacıyla, 20 panelistin katılımıyla bir duyusal analiz gerçekleştirilmiştir. Duyusal analiz sonuçları, çekirge unu ile zenginleştirilmiş kurabiyelerin tat, koku ve görünüm açısından olumlu karşılandığını göstermiştir. Tat ve koku gibi duyusal özelliklerde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar belirlenirken, diğer özellikler açısından önemli bir fark bulunmamıştır. Çalışmanın bulguları, çekirge tozunun işlevsel bir bileşen olarak potansiyelini vurgulamakta ve yenilikçi gıda ürünlerinin kabul edilebilirliğini değerlendirmede duyusal analizlerin önemini ortaya koymaktadır. Bu araştırma, özellikle böcek bazlı diyetleri benimsemeye çekinen toplumlarda, beslenme eksikliklerini gidermeye ve sürdürülebilir protein kaynaklarını teşvik etmeye katkıda bulunmaktadır.
Показать больше [+] Меньше [-]