Уточнить поиск
Результаты 271-280 из 280
Isochrysis affinis galbana ve Phaeodactylum tricornutum Kültürlerinde Kuru Madde Tahminlerinin Karşılaştırılması
2018
Leyla Uslu | Gökhan Tamer Kayaalp | Oya Işık | Burcu Ak Çimen | Melis Çelik Güney
Isochrysis affinis galbana tek hücreli denizel bir mikroalg türü olup yüksek miktarda uzun zincirli doymamış yağ asitleri (PUFA) içermesinden dolayı akuakültürde özellikle bivalvia larvalarının beslenmesinde canlı yem kaynağı olarak kullanılmaktadır. Phaeodactylum tricornutum ise oval ve fusiform hücre şekilleri olan tek hücreli pennat bir diyatom türüdür. Phaeodactylum tricornutum %30-45 arasında uzun zincirli doymamış yağ asitlerini (PUFA) içermekte ve bu oranın da %20-40’ını eikosapentaenoik asit (EPA) oluşturmaktadır. Esansiyel yağ asitlerinden eikosapentaenoik asit'in önemli potansiyel kaynağı olarak düşünülen mikroalgler insan gıdası olarak ve akuakültürde hayvan beslenmesinde kullanılmaktadır. Çalışmada, Isochrysis affinis galbana ve Phaeodactylum tricornutum kültürlerine ait kuru madde miktarlarının çoklu regresyon analizi yöntemi kullanılarak tahmin edilmesi amaçlanmıştır. Türler, F/2 besi ortamında %20 aşılama oranı ile kontrol grubu ve %50 oranında azotun eksiltildiği besi ortamı kullanılarak, laboratuvar ortamında kültüre alınmıştır. Deneme süresince optik yoğunluk, kuru madde ve klorofil a günlük olarak ölçülmüştür. Türlere ait kontrol grubu ve %50 oranında azotun eksiltildiği gruplarda optik yoğunluk ve klorofil a kullanılarak matematiksel bir model oluşturulmuştur. Bu modellerin önem testleri yapılıp, R2 ve HKO bulunmuştur.
Показать больше [+] Меньше [-]Oğlaklarda Organik Bakır ve Çinko İz Minerallerinin Canlı Ağırlık ile Bu Minerallerin Birikim ve Atılma Düzeyleri Üzerine Etkisi
2018
Vadullah Eren
Bu çalışma, oğlakların rasyonuna eklenen inorganik bakır ve çinko ile inorganik formlarına göre %50 oranında daha düşük düzeylerde eklenen organik bakır (Cu) ve çinko (Zn) minerallerinin canlı ağırlık artışı, serum ve kıl ortalama değerleri ile dışkıda atılan miktar üzerine etkisini değerlendirmek için gerçekleştirilmiştir. Oğlaklara verilen rasyonun içerdiği bakır ve çinko minerallerine göre organik (deneme, n=12) ve inorganik (kontrol, n=12) olarak iki gruba ayrılmıştır. Kontrol grubuna bakır-sülfat 7 mg/kg KM, çinko-sülfat 20 mg/kg KM, deneme grubuna ise bakır-şelat (2-hydroxy–4-methylthiobutyrate) 3,5 mg/kg KM ve çinko-şelat (2-hydroxy–4-methylthiobutyrate) 10 mg/kg KM verilmiştir. Çalışma sonunda her iki grubun serum bakır ve çinko ile kıl bakır ve çinko ortalama değerlerinin deneme başına göre daha yüksek düzeyde olduğu saptanmıştır. İki gruba ait canlı ağırlık, serum bakır ve çinko ile kıl bakır ve çinko ortalama değerleri arasındaki farkın istatistiksel açıdan önemli olmadığı belirlenmiştir. Serum bakır ve çinko ile kıl bakır ortalama değerlerinin organik grubunda, kıl çinko ortalama değerinin ise inorganik grubunda rakamsal olarak daha yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Araştırmada dışkı çinko ve bakır ortalama değerlerinin organik grubunda inorganik gruba göre önemli oranda daha düşük olduğu görülmüştür. Sonuç olarak oğlakların rasyonuna organik bakır ve çinko inorganik formlarına göre %50 oranında daha düşük düzeylerde eklenmesine rağmen canlı ağırlık artışı, serum ve kıl ortalama değerleri bakımından inorganik bakır ve çinko ile benzer değerler elde edilmiştir. Bu değerler organik minerallerin daha iyi emildiklerini göstermektedir. Ayrıca organik mineral grubunda dışkı bakır ile dışkı çinko ortalama değerlerinin daha düşük düzeyde belirlenmesi, çevreye daha az miktarda saçıldıkları ve dolayısıyla çevreyi daha az kirlettikleri kanaati oluşturmuştur.
Показать больше [+] Меньше [-]Effect of Full and Limited Irrigation Treatments on Seed Quality of Some Common Bean Cultivars (Phaseolus vulgaris L.)
2018
Sevgi Çalışkan | Ramazan İlhan Aytekin | Ayten Kübra Yağız | Caner Yavuz
The aim of the study is to determine the seed quality of different dry bean genotypes, grown under full and limited irrigation conditions. The study was conducted at Nigde Omer Halisdemir University laboratories. Eight different dry bean cultivars (Yunus 90, Cihan, Goynuk 98, Batalla, Alberto, Arslan, Zirve, Noyanbey 98) were used in the study. The study was established with 3 replications according to randomized split-plot design. Quality characters like dry and wet seed weight, water uptake capacity, water uptake index, dry and wet volume, swelling capacity and swelling index, cooking time and protein content were determined. In conclusion, statistically significant differences among applications and cultivars were observed in terms of the all parameters examined. The grains obtained from the limited irrigation plots, had lower values in terms of all evaluated properties. Differences between dry and wet weight, water uptake capacity and index, dry and wet volume, cooking time and protein content between cultivars were statistically significant. In the study, correlation between cooking time and grain size was determined, and it was concluded that enlarging in grains size increases the cooking time. In addition, it was concluded that limited irrigation in the reproductive period had a negative effect on seed quality of different dry bean cultivars and it should not be lowered below 50% of the water capacity in the soil during this period.
Показать больше [+] Меньше [-]Hayvansal Ürün Üretimi ve Devlet Destekleri Arasındaki İlişki: Türkiye Üzerine Zaman Serisi İncelemesi
2018
Savaş Çevik | Ali Karabacak | Mehmet Okan Taşar
Çalışma hayvansal ürün üreticilerine verilen devlet destekleri ile ürünlerin üretim miktarı arasındaki ilişkiyi süt ve dana eti örneğinde incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla Türkiye için, 1986-2016 yılları arası veriye dayanarak süt ve dana eti için ayrı ayrı denklemlerle hata düzeltme modelleri tahmin edilmiştir. Eşbütünleme ilişkisinden kısa dönem Granger nedensellik ilişkilerine bakıldığında, süt üretim denkleminde değişkenler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir nedensellik ilişkisi bulunamamıştır. Dana eti üretim denkleminde ise tüm değişkenler arasında çift yönlü Granger anlamda nedensellik bulunmuştur. Uzun dönem katsayılar incelendiğinde, süt üretim seviyesi ile piyasa fiyat farklılaşması arasında negatif, üretici destekleri ile pozitif bir ilişki bulunmaktadır. Öte yandan dana eti üretimi ile piyasa fiyat farklılaşması arasında pozitif ancak üretici destekleri ile negatif bir ilişki bulunmaktadır. Bulgular gerek parasal üretici desteklerinin gerekse de parasal destek dışındaki dış ticaret düzenlemesi gibi politikaların ürün türüne göre farklılaştırılması gerektiği düşüncesini desteklemektedir. Jel Kodu: Q10, Q18, Q28, H20
Показать больше [+] Меньше [-]Fındık Tarımında Durum Analizi, Makineli Hasat Gerekliliği ve Hasat Makinelerinin Sınıflandırılması
2018
Faruk Güner | Mükrimin Şevket Güney
Fındık yılda yaklaşık 2 milyar dolarlık ihracat geliri ile ülkemiz için önem arz etmektedir. Dünyada üretilen toplam fındığın yaklaşık %65 i ülkemizde hasat edilmektedir. Uygun iklim koşulları ve çok nitelikli olmayan dağlık arazide yetişmesi dolayısıyla Ordu, Giresun ve Trabzon illerinde fındık dikili alanların korunması ve geliştirilmesi öncelikli konular arasında yerini almaktadır. Bu bölgede makineli tarıma geçilmemesi veya yaygınlaşmaması nedenleriyle üretim maliyetleri diğer illerle ve yurtdışı ile kıyaslandığında yüksek seviyelerde bulunmaktadır. Bu çalışmada fındık durum analizi, hasat makinelerinin sınıflandırılması, makineli hasata geçilmesinin gerekliliği ve tarım bakımından daha az nitelikli olan eğimli ve dağlık arazilerde fındık tarımının sürdürülebilirliği üzerinde durulmuştur.
Показать больше [+] Меньше [-]Comparison of Biodynamic and Organic Agriculture
2018
Özlem Çakır | Hilal Yıldız | Neva Karataş
Modern agricultural applications contain various biologic physical and chemical process steps to maximize the durability and fertility of the products. Because of the apprehensions that come out as a result of increase in usage of chemical input in these processes, some alternative concepts have been come to exist for modern agricultural applications. Even these approaches match with traditional applications, they differ by their some outstanding features. By the help of industrial devolution in 18TH century, the increasing popularity and global warming caused the people to notice the ecologic deformation on the earth and accordingly saving the ecology and the earth became one of the main topics of current issues. The biodynamic agriculture system is founded in 1924 by Rudolf Steiner (philosopher) and E. Pfeiffer (agronomist) and built on an anthropologic theory that based on human-nature-universe concept. Biodynamic agriculture is familiar with organic agriculture. Mainly both of them are originated by oppositional perspective on using chemical input (manure, pesticide, herbicide, hormone e.g.). The main dissimilitude of biodynamic agriculture with organic apart from philosophical and historical aspects is, using the biodynamic preparations includes some minerals or specific herbs those are fermented with animal organs. In this review study, the differences between organic and biodynamic agriculture are analysed by emphasizing the main advantages of biodynamic agriculture.
Показать больше [+] Меньше [-]Viticulture Biodiversity in Van Province
2018
Ruhan İlknur Gazioğlu Şensoy | Adnan Doğan | Cuneyt Uyak | Nurhan Keskin
Viticulture preserved its significance from the past to the present that have been ruled in all civilization the region of Van. The presence of carbonized grape seeds in the remains of the Early Iron Age tombs and cities gives information about the history of grape cultivation in Van and its vicinities. However, many of the local varieties described by the elderly are now unfortunately not seen in large areas. Some of the genotypes are no longer encountered, while many genotypes are observed in a few vineyards with a few vines. The grape genetic resources except Erciş variety in the region are threatened with extinction. In spite of many ecological factors that restrict crop production in the region, vineyard has existed for thousands of years and urgent precautions have to be taken to protect this genetic heritage bearing grape landraces close to standard genotypes. The region has been investigated by many researchers for many years and the determined local varieties have been investigated in detail in terms of morphological and pomological characteristics, chemical contents and nutrients and defined in terms of molecular or ampelographic aspects in different studies. With this review, it is aimed to recover the knowledge of these genotypes in a single study in using scientific studies made up to this day in the region. So that it is aimed to lead the steps to be taken in the establishment of a gene pool composed of these local varieties which are under the risk of extinction is increasing day by day. The study also includes information on local adaptations of some standard grape cultivars that have been planted in previous years.
Показать больше [+] Меньше [-]İstanbul İli Küçükçekmece İlçesinde Kamu Okullarındaki Kantinlerin Yapısal Özellikleri ve Sorunları
2018
Faruk Adıgüzel | Nuray Kızılaslan
Bu araştırmanın amacı İstanbul-Küçükçekmece ilçesindeki okul kantinlerinin genel özellikleri ve sorunlarının saptanmasıdır. Araştırma verileri 2017 yılı Mayıs-Haziran döneminde 58 adet kantinciden anket yöntemi ile elde edilmiştir. Yöntem olarak frekans, yüzde dağılımlar ve ortalamalar kullanılmış ve sonuçlar yorumlanmıştır. Kantincilerin %65,52’sinin erkek, yaş ortalamalarının 44,28 yıl ve çoğunlukla ortaokul ve lise mezunu (%29,31) oldukları belirlenirken işin çoğunlukla aile geçimini sağlamak için (%84,48) yapıldığı bulunmuştur. Kantinlerin büyük çoğunluğunda (%93,10) işçi çalıştırıldığı saptanmış olup, ortalama 1,64 adet geçici ve 1,66 adet daimî işçi çalıştırıldığı hesaplanmıştır. Kantinler çoğunlukla okul içinde (%63,79) ve zemin katta (%56,76) hizmet vermektedir. Kantinlerde ürün temini toptancıdan (%100,00), haftalık (%75,86) ve peşin (%55,17) olarak yapılmaktadır. Karşılaşılan en önemli faaliyet sorunları okul çevresindeki işletmelerin oluşturduğu haksız rekabet (%79,31), kira bedelinin yüksekliği (%70,69) ve tatil sürelerinin uzun olmasıdır (%50,00). Okullarda sağlıklı beslenme ihtiyacının karşılanması ve alışkanlığının kazanılmasında kantinlerin mevcut yapısının bilinmesi ve kantincilerin sorunlarının dikkate alınması katkı sağlayabilir.
Показать больше [+] Меньше [-]Salep Kullanımının Fermente Türk Sucuğu Kalite Parametreleri Üzerine Etkisi
2018
İsmail Gök | Birol Kılıç | Cem Okan Özer
Bu çalışmanın amacı farklı oranlardaki (%2,5, 5, 7,5 ve 10) salep ilavesinin, sucuğun fermantasyon ve depolama dönemlerinde (5., 10., 20. ve 30. gün) fizikokimyasal, tekstürel ve duyusal özellikleri üzerine etkisini belirlemektir. Araştırma sonuçları tüm sucuk gruplarında fermantasyon ve depolama süresince TBARS değerlerinin kademeli olarak arttığını göstermiştir. Ancak %10 oranında salep ilavesi ile üretilen sucuklarda fermantasyon sonrasında ve depolama süresince kontrol grubuna kıyasla daha düşük TBARS değerleri tespit edilmiştir. Ayrıca sucuk formulasyonunda salep kullanımının pH değerlerinde düşüşe neden olduğu belirlenmiştir. Fermantasyon ve depolama süresince, en yüksek L* değerleri %10 oranında salep ilavesi yapılan sucuk örneklerinde tespit edilmiştir. Sucuk formulasyonunda kullanılan salep oranının arttırılmasının sucuk örneklerinde tespit edilen sertlik değerlerini ve kül miktarını arttırdığı, nem miktarını ise azalttığı saptanmıştır. Bu çalışmanın sonuçları sucuk üretiminde salep kullanımının et endüstrisi tarafından ürün raf ömrü ve kalite parametrelerine katkı sağlamak amacıyla kullanılabileceğini göstermiştir.
Показать больше [+] Меньше [-]Evaluation of The Factors Affecting the Benefiting Level from The Young Farmers Project Support in TR 71 Region of Turkey
2018
Hasan Gökhan Doğan | Arzu Kan | Mustafa Kan | Fatma Tosun | İlkay Uçum | Cengiz Solmaz | Duygu Birol
In Turkey, various agricultural support policies were applied some time to increase the production, sometimes to reduce the over-production and to compensate the production. However, these policies have not been fully attained since they have been implemented without first solving the major structural problems of agriculture. Parallel to developments in the world's countries, entrepreneurship needs to be embraced by the young population and young entrepreneurs must be supported. Turkey attaches great importance to the supports in recent years regarding the determination of entrepreneurial individuals, and the promotion of entrepreneurship. For this purpose, in order to support young people in the agriculture sector, "Young Farmer Projects Support (YFPS)" was added to the "National Agricultural Project" in 2016. This support policy aims to encourage young farmers to stay in agriculture by supporting young farmers and to prevent migration from the village to the city. In this context, a survey has been carried out in the TR 71 Region of Turkey (Aksaray, Kırıkkale, Kırşehir, Nevsehir and Nigde provinces), and a total of 248 young farmers (139 supported, and 109 non-supported) were interviewed. The logit model was used in the analysis of the data. According to Logit model results, the factors such as gender, marital status, farming situation of young farmer, farming situation of young farmer’s family, residence population, social security status, agricultural education certificate status and ownership of property which are influencing on individuals benefiting from young farmer support were found statistically significant.
Показать больше [+] Меньше [-]