Уточнить поиск
Результаты 361-370 из 395
Insecticidal Effect of Thymus citriodorus (Pers.) Schreb (Lamiaceae) Essential Oil on Sitophilus granarius (Linnaeus, 1758) (Coleoptera: Dryophthoridae) and Tribolium castaneum (Herbst, 1797) (Coleoptera: Tenebrionidae) Полный текст
2023
Mustafa Alkan | Turgut Atay
In the current study, the essential oil of Thymus citriodorus (Pers.) Schreb (Lamiaceae) was evaluated for its ability to control adults of two significant pests of stored products, Sitophilus granarius (Linnaeus, 1758) (Coleoptera: Dryophthoridae) and Tribolium castaneum (Herbst, 1797) (Coleoptera: Tenebrionidae), under laboratory conditions. Using a microapplicator, test insects were exposed to 0.025, 0.05, 0.1 and 0.15 µl/insect concentrations of plant essential oil in order to assess contact toxicity. At 24, 48, 72, and 96 hours following applications, deaths were noted. The experiment revealed that, depending on the insects and dosages, the essential oil showed varying degrees of contact activity. The essential oil of T. citriodorus generally had low effect on adult T. castaneum, with the greatest effect was 15.32% at 0.15 µl/insect dose after 96 hours. Adults of S. granarius showed greater sensitivity to the essential oil of T. citriodorus. After 48 hours, doses of 0.1 and 0.15 µl/insect concentrations of the essential oil resulted in over 95% of S. granarius adult mortality. The findings of the study indicate that T. citriodorus essential oil has the potential to be used in the control of S. granarius.
Показать больше [+] Меньше [-]Orange Peel and Cauliflower Residues Supplementation Induce Morphological and Physiological Tolerance in Common Bean under Drought Stress Полный текст
2023
İlkay Yavaş | Elif Sude Çiçek
Drought is one of the most harmful abiotic stresses affecting the development and yield of the common bean (Phaseolus vulgaris L.). The current climate change and the resulting increased drought will worsen the negative impact of water stress on the plant. The powder of orange peel and cauliflower waste were added as soil supplementation at rates of 7 and 15 g/pot to pots of Phaseolus vulgaris L. under different drought conditions. The growth and physiological analysis were estimated after flowering period of common bean. In the pots where drought will be applied, irrigation was stopped for 2, 4, 6, 8 and 10 days during the flowering period and irrigation was performed again after water stress application. To measure moisture percentage of pots, first dry pots were weighed and after irrigation, their moisture variation in terms of percent was measured during stress from 2 to 10 days. The highest plant height was obtained from control. Leaf area decreased significantly despite the application of different powder, especially after 4 days of drought conditions. The highest root fresh and dry weight, raw ash were observed under control with the application of 7.5 g orange peel powder. Shoot dry weight decreased as the number of days exposed to drought increased, and the application of 15 g orange peel and cauliflower powder gave the highest results compared to control conditions. The highest dry matter was obtained from the application of 7.5 g and 15 cauliflower powder in the absence of drought. It has been revealed that as the duration of exposure to drought increases, the value decreases and plant powders are effective in increasing this value. Chlorophyll a, chlorophyll b and total chlorophyll values decreased significantly with drought, and the highest value was obtained from control conditions, followed by 15 cauliflower powder applications.
Показать больше [+] Меньше [-]Potential Biological Control Agents against Soft Rot Diseases Caused by Pectobacteria on Some Sugar Beet Cultivars Полный текст
2023
Mustafa Alparslan Umarusman | Kubilay Kurtuluş Baştaş
Sugar beet is one of the most economically important agricultural crops cultivated in many provinces of Turkey. Especially in recent years, there has been an increase in bacterial tuber rot due to factors related to climate change. In preliminary trials, soft rot disease by Pectobacterium caratovorum subsp. caratovorum (Pcc) and Pectobacterium betavasculorum (Pb) were detected predominantly in sugar beets in Central Anatolia. Today, some cultural measures and copper compounds are used against soft rot agents in sugar beet, but successful results cannot be obtained in preventing the disease. In this study, a total of 270 soil samples were taken from the rhizosphere of 10 different fields in 3 different periods in 3 different ecologically diverse districts (Çumra, Altınekin and Seydişehir) of Konya, one of the provinces with the highest amount of sugar beet production in Turkey. As a result of the isolations, a total of 3064 bacterial isolates were purified and 262 of them showed antibacterial activity against Pcc and Pb in vitro conditions. In addition, 15 antagonist bacteria with the highest inhibitory effect on the development of both pathogens were tested in greenhouse conditions, and according to the results obtained from here, 3 antagonists with the highest effect were tested in field conditions in the cultivation areas of 3 different districts named above. Biochemical, morphological and molecular diagnoses of antagonist bacteria with high efficacy were made. According to the results obtained, it has been concluded that rhizospheric bacteria with antagonistic effect have a success rate of 33-90% against Pcc and Pb pathogens, and that the biological products to be prepared in future studies can be used in ecological, climate friendly and within sustainable agricultural practices in sugar beet production areas.
Показать больше [+] Меньше [-]Vitex Agnus-Castus: Faydaları, Klinik Çalışmalar ve Gelecekteki Potansiyel Gıda Uygulamaları Полный текст
2023
Ceren Altunay | Özge Taştan
Hayıt otu olarak bilinen Vitex agnus-castus L., meyveleri 2500 yılı aşkın bir süredir eski Mısır, Yunanistan, İran ve Roma’da çeşitli jinekolojik problemler için kullanılan yaprak döken küçük bir ağaçtır. Yaprakları ve meyveleri de dahil olmak üzere Vitex, eski çağlardan beri kaynatılarak ve kurutulmuş meyve şeklinde bitkisel tedavi amacıyla kullanılmıştır. Vitex ekstraktının anti-enflamatuar, antibakteriyel, antifungal, antioksidan ve antikanser özelliklere sahip olduğu bilinmektedir. Yapılan bazı çalışmalarda, Vitex ekstraktının iridoid, diterpenoid, flavonoid ve fenolik bileşikler gibi çok çeşitli biyoaktif bileşikler içerdiği belirlenmiştir. Vitex ekstraktı içeren gıda takviyelerinin çoğu menstural koşulları iyileştirmek ve premenstural sendromu hafifletmek için kadınlara yönelik üretilmiştir. Bu derlemede, Vitex ekstraktının fonksiyonel özellikleri, klinik çalışma sonuçları, toksikolojik özellikleri, gıda takviyeleri, patentler ve gıda uygulamaları özetlenmiştir.
Показать больше [+] Меньше [-]Gıda ve İçecek Tüketiminde Helal Farkındalık ve Bilinç Düzeyinin İncelenmesi: Bingöl İli Örneği Полный текст
2023
Hakiye Aslan
Bu çalışmada, Bingöl ilindeki tüketicilerin helal gıda ve içecekler konusundaki bilgi düzeyenlerinin ve farkındalıklarının tespit edilmesi amacıyla tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılarak 374 kişiyle yüz yüze anket araştırması yapılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatiksel yöntemler, Mann-Whitney U ve Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; tüketicilerin satın alırken helalliği konusunda en çok şüphe duydukları ürün grubunun et ve et ürünleri olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, tüketicilerin %61,2’sinin helal gıda sattığını beyan eden marketlere güvenmediği, %81,3’ünün ambalajlı ürünlerin helalliği konusunda şüphelerinin olduğu belirlenmiştir. Tüketiciler, helal gıdaları, %80,7 oranında kaliteli ve %77,0 oranında sağlık ürünler olarak düşündüğünü ifade etmişlerdir. Tüketicilerin helal ürün satın alma eğiliminde ise dini hassasiyet, aileden gelen alışkanlık ve helal gıdaların daha sağlıklı olduğu düşüncesi en önemli üç faktör olarak belirlenmiştir. Tüketicilerin bir gıda ürününü satın alınırken, sırasıyla ürünün fiyatına, güvenilirliğine, kalitesine ve helal olmasına önem verdiği saptanmıştır. Kadın tüketicilerin helal gıda konusunda daha hassas davrandığı tespit edilmiştir. Helal gıda satın alırken tüketicilerin en çok ürünün helal sertifikalı olmasına dikkat ettikleri belirlenmiştir. Bu çalışmaya göre marketlerde satılan gıda ürünlerinin helalliğine yönelik ciddi şüphelerin olduğu ve Müslüman tüketicilerin güvenini artırmak için helal sertifikalı ürünlerin satılması gerektiği belirlenmiştir. Türkiye’de gıdaların helalliğinin belirlenmesinde ve belgelendirilmesinde genel bir helal standardın uygulanması tüketicilerin helal sertifikalı gıdalara güvenini arttıracak ve oluşan şüpheleri azaltacaktır.
Показать больше [+] Меньше [-]Sakarya İlinin Tarımsal Mekanizasyon Seviyesi ile Bitki Koruma Makinelerinin Projeksiyon Tahmini Полный текст
2023
Bahadır Şin | Esra Nur Gül | Ebubekir Altuntaş
Bu çalışmada, Sakarya ili ve Türkiye geneli için 2013-2022 yıllarına ait bitki koruma makineleri, traktör sayısı, tarımsal mekanizasyon seviyesindeki (kW, kW ha-1, traktör 1000 ha-1, ha traktör-1) değişim belirlenerek 2023-2032 yılları için tahmin projeksiyonu zincirleme indeks yöntemiyle belirlenmiştir. Sakarya ili ve Türkiye geneli için 2013-2022 yıllarına ait Türkiye İstatistik Kurumuna ait istatistik verileri çalışma verisi olarak kullanılmıştır. 2013-2022 yılları arasında Sakarya ilinin toplam işlenen alanının %3,36 azalış gösterdiği Türkiye genelinde ise toplam işlenen alanının %0,16 arttığı görülmektedir. Traktör güç gruplarına göre traktör sayılarının dağılımı incelendiğinde, Sakarya ili genelinde 2013-2022 yılları arasında 35-50 BG grubunda azalış olurken, diğer güç gruplarının tamamında artış görülmektedir. 35-50 BG grubunda azalış görülmektedir. En büyük artış >70 BG grubunda gözlenmiştir. Türkiye genelinde 2013-2022 yılları arasında 25-34 BG (-0,005) güç grubundaki traktör sayıları haricideki tüm gruplarda artış gözlenmiştir. Sakarya örneğinde olduğu gibi Türkiye genelinde de en büyük artış >70 BG (0,074) güç grubundaki traktörlerde olmuştur. Bir traktöre düşen işlenen alan (ha traktör-1) değeri Sakarya ilinde ve Türkiye genelinde sürekli bir düşüş görülürken diğer gösterge değerleri artış göstermiştir. Sakarya ilinin 2022 yılı verileri göz önüne alındığında, sırt pülverizatörü birim adedinin en fazla (9279 adet) olduğu belirlenmiştir. Türkiye geneli için de aynı durum söz konusudur. Türkiye geneli 2022 verileri incelendiğinde sırt pülverizatörü 695791 adet ile ilk sırada yer almaktadır.
Показать больше [+] Меньше [-]Tuz Stresi Altında Marul Bitkisinin Gelişimi ve Bazı Besin Maddesi İçerikleri Üzerine Organik Materyallerin Etkisi Полный текст
2023
Ceyhan Tarakçıoğlu
Bu çalışmada, farklı organik materyallerin tuz stresi altında yetiştirilen İceberg ve Kıvırcık marul bitkisinin gelişimi, bazı besin maddesi içerikleri ve stres tolerans parametreleri üzerine etkisi araştırılmıştır. Toprağa vermikompost, fındık zuruf kompostu, düşük ve yüksek kaliteli leonardit bazlı organik toprak düzenleyicileri %2 oranında uygulanmıştır. Tuzluluk stresi üç seviyede (0, 20 ve 40 mM NaCl) gerçekleştirilmiştir. Deneme tesadüf parselleri deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak serada yürütülmüştür. Tuzlu koşullar altında bitkilerin kuru ağırlığı, membran geçirgenliği, nitrat içeriği, K/Na ile Ca/Na oranları düzenli olarak azalırken; prolin, Na, Cl ve Ca içerikleri artmıştır. Stres tolerans parametrelerine göre değerlendirildiğinde, bitkilerin membran geçirgenliği, prolin, nitrat, K, Na, Ca içerikleri ve Ca/Na oranlarının fındık zuruf kompostu uygulamasında, yaş-kuru ağırlık ve Cl içeriklerinin vermikompost uygulamasında en iyi olduğu tespit edilmiştir. Sonuçlarımız fındık zuruf kompostu ve vermikompostun leonardite kıyasla tuzluluk stresinin etkilerini azalttığını göstermektedir.
Показать больше [+] Меньше [-]Farklı Küspeler ile Hazırlanan Süt Sığırı Rasyonlarının In Vitro Gaz Üretim Parametrelerinin Karşılaştırılması Полный текст
2023
Kadir Erten | Levend Coskuntuna | Fisun Koç
Bu çalışmada, farklı küspeler kullanılarak oluşturulan rasyonların in vitro gaz üretim (GÜ) parametreleri karşılaştırılmıştır. Rasyonlara küspe olarak soya fasulyesi küspesi (SFK) (R1), ayçiçeği tohum küspesi (ATK) (R2) ve kanola küspesi (KK) (R3) katılmıştır. Bu küspelerin farklı oranlarda katılarak oluşturulduğu (R4, R5, R6 ve R7) rasyonlar da hazırlanarak, toplam 7 rasyon elde edilmiştir. Rasyonların besin madde değerleri arasındaki farklılık, mısır DDGS ile dengelenmiştir. Rasyonu oluşturan yem hammaddeleri ve 7 farklı rasyonun kuru madde (KM), ham kül (HK), ham protein (HP), ham yağ (HY), in vitro gaz, in vitro metan ve CO2 üretim miktarları belirlenmiştir. Elde edilen in vitro gaz üretim miktarları ile organik madde sindirilebilirliği (OMS), metabolik enerji (ME) ve net enerji laktasyon (NEL) değerleri hesaplanmıştır. ATK, KK ve SFK’in, inkübasyon süresinin 24. saatinde oluşan gaz miktarları sırasıyla 31,77, 34,65, 50,34 ml olarak bulunmuştur. Küspelerin tek başına katıldığı gruplar arasında ise en yüksek gaz üretimi SFK katkılı R1 grubunda 59,20 ml olarak tespit edilirken, en düşük KK katkılı R3 grubunda 50.54 ml olarak tespit edilmiştir. En düşük CH4 miktarı ATK katkılı R2 grubunda 7,77 ml olarak bulunmuştur. Küspelerin aynı rasyonda kullanımının, tek başlarına kullanımlarına göre daha fazla CH4 ürettiği tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda, rasyona ATK’nin SFK ve KK’ne göre oransal olarak daha fazla katılmasının hem ekonomik hem de ekolojik olarak daha fazla katkı sağladığı ve sindirebilirliği de artmasına neden olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca rasyona SFK, ATK ve KK’den biri katılacak ise ATK kullanılmasının daha ekonomik olacağı belirlenmiştir.
Показать больше [+] Меньше [-]Fransa ve Türkiye’de Tarımda Çalışanların Sosyal Güvenliği Полный текст
2023
Derya Balcı | Arife Sema Gün
Tarımsal üretim doğal koşullarda yapılan ve mevsimlerin koşullarına bağlı olan üretimdir. Bu nedenle tarım sektörü doğası gereği tehlikeli ve fiziksel risklerin fazla olduğu bir sektördür. Tarım sektöründe çalışanlar faaliyetleri sırasında tehlikeli ve fiziksel risklere maruz kaldıkları gibi sosyal korumanın dışında da tutulabilmektedir. Tarımda çalışanlar ve bakmakla yükümlü oldukları ailelerinin de diğer sektörlerde olduğu gibi sosyal korumadan yararlanması gerekmektedir. Dünyada sosyal güvenlik ilk olarak sanayi sektöründe ortaya çıkmış ve sonrasında hizmet ve tarım sektörlerinde de uygulanmaya başlanmıştır. Amerika Birleşik Devletleri sosyal güvenliği 1935 yılında yasayla destekleyen ilk ülke olmuş, yasanın ilk halinde tarım kesimini dışlamışsa da zamanla yasada yapılan yeni düzenlemelerle tarım kesimi sosyal güvenliğe dâhil edilmiştir. Bu çalışmada, Fransa ve Türkiye’deki yasalar ve literatürden elde edilen bulgular kullanılarak, tarım sektöründe sosyal güvenliğin nasıl sağlandığı incelenmiştir. Fransa’nın tarım alanı 27.476.930 hektar olup Avrupa Birliği’nin en büyük tarımsal alanına sahip ülkesidir. 2020 yılı verilerine göre Avrupa Birliği ülkeleri içinde en büyük tarım üreticisi ülke konumunda olan Fransa, tarımsal ürün ihracatında birlik içinde üçüncü sırada yer almaktadır. Ayrıca Fransa tarım sektörü için kapsamlı sosyal güvenlik düzenlemelerine sahip bir ülkedir. Tarım sektöründe sosyal güvenliği sağlamak için, tarımsal sosyal koruma sistemi kullanılmaktadır. Bu sistem, tarım, ekonomi, maliye ve kalkınma bakanlıklarının ortak gözetimi altında çalışmaktadır. Türkiye’de de yıllar içinde tarım sektörünü sosyal güvenliğe dâhil etmek için çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak, tüm düzenleme dönemlerinde tarım sektörünü tamamen kapsayan zorunlu bir sosyal güvenlik sistemi oluşturulamamıştır.
Показать больше [+] Меньше [-]Konya İlindeki Hububat Depolarının Mevcut durumu ve Yapısal Özellikleri Bakımından Değerlendirilmesi Полный текст
2023
Elif Şahin Suci | Nuh Uğurlu
Bu çalışma, Konya ilindeki hububat depolarının mevcut durumlarını ortaya koymak, yapısal ve teknik özellikleri açısından değerlendirmek amacıyla yürütülmüş olup, ildeki hububat depoları çeşitli kategorilerde değerlendirilmiştir. İşletme başına ortalama depolama kapasitesi yaklaşık 38.267 ton olup, işletme başına silo sayısı ise 20 adettir. İldeki düz tabanlı çelik siloların %78’inin kapasitesi 2000-3000 ton arasında, konik tabanlı çelik siloların %67’sinin kapasiteleri 1000-2500 ton arasında değişmesine rağmen, yatay beton depoların %82’sinin kapasitesi 2500-4000 ton arasında değişmektedir. Depolama süresi, işletmelerin yaklaşık %23’ünde 6 aydan az, %3’ünde 24 aydan fazla, yaklaşık %43’ünde 6-12 ay arasında değişmektedir. Depolarda doluluk oranları sezon içerisinde %100’e kadar çıkmasına rağmen işletme başına ortalama doluluk oranı %37,4’tür. İşletmelerin 12’sinde depoların doluluk oranı %0-25 iken 9 işletmede bu değer %76-100 arasında değişmektedir. Depoların %93’ünde mekanik havalandırma sistemleri ile havalandırma yapılmasına rağmen %7’sinde havalandırma sistemi bulunmamaktadır. Depolama yapılarının %89,4’ü tek kanatlı, %6,1’i kepenk, %1,8’i sürgülü, %0,9’u çift kanatlı ve %1,3’ü endüstriyel seksiyonel kapıya sahiptir. Depolama yapılarının %89,4’ünde konik çatı sistemi ve %10,1’inde beşik çatı sitemi bulunmasına rağmen %0,5’inde çatı bulunmamaktadır. Beşik çatıya sahip depoların yaklaşık %80’inde çatı malzemesi olarak trapez galvanizli sac ve yaklaşık %12’sinde sandviç panel kullanılmıştır.
Показать больше [+] Меньше [-]