Уточнить поиск
Результаты 41-50 из 5,301
Yalova Üniversitesi Öğrencilerinin Su Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Değerlendirilmesi Полный текст
2025
Aydın Aytaç Gürdal | Selin Kayalı
Bu çalışma, Yalova Üniversitesi’nde eğitim gören öğrencilerin su ürünleri tüketim alışkanlıkları ve tercihlerini belirlemeyi amaçlamakta olup, çevrim içi bir anket yöntemiyle ve gönüllülük esasına dayanarak toplam 315 öğrenciyle gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların %67’si kadın, %33’ü erkek olup, %88’i 18-25 yaş aralığındadır. Araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin %60’ı tavuk eti tüketmekte, balık eti tüketiminin ise %26 olduğu tespit edilmiştir. Öğrencilerin %29’u ayda bir kez balık tüketmekte, %54’ü ise tükettikleri balık miktarını yeterli bulmamaktadır. Katılımcıların %40’ı yetiştiriciliği yapılan su ürünlerini sağlıklı olarak değerlendirmekte, %16’sı ise su ürünleri yerine omega-3 gibi takviye edici gıdaların tercih edilebileceğini ifade etmektedir. Ayrıca, %40’ı su ürünlerini yeterince tüketmediklerini düşünmektedir. Öğrencilerin su ürünlerinin faydaları hakkında genel bilgi kaynakları arasında mobil cihazlar ve yakın çevrelerindeki insanlar öne çıkmaktadır. Balık satın alırken katılımcıların öncelikli olarak tazeliğe ve fiyata dikkat ettikleri, balığı genellikle balıkçılardan satın aldıkları belirlenmiştir. En çok tercih edilen balık türü deniz balıkları olup, katılımcıların büyük kısmı işlenmiş su ürünlerini tercih etmemektedir. Balık pişirme yöntemleri arasında ise en yaygın tercih kızartmadır. Balık dışında en çok tüketilen su ürünleri midye ve karides iken, su ürünleri tüketiminin en yoğun olduğu dönem ise balıkçılık sezonunun kapsadığı kış aylarıdır. Çalışma sonuçları, Yalova Üniversitesi öğrencilerinin su ürünleri tüketimini artırmaya yönelik çeşitli stratejilerin geliştirilmesi gerektiğini göstermektedir. Özellikle öğrenciler arasında sağlıklı beslenme bilincinin artırılması için su ürünlerinin faydaları konusunda daha etkili bilgilendirme çalışmaları yapılmalı ve su ürünlerinin taze, uygun fiyatlı ve ulaşılabilir olmasını sağlamak amacıyla yerel balıkçılık pazarları desteklenmelidir. Ayrıca, öğrenci barınma yerlerinde su ürünlerinin menülere dahil edilmesi, beslenme ve su ürünleri tüketimi konusunda eğitimlerin müfredata eklenmesi de bu tüketimi artırmaya yönelik önemli adımlar olacaktır.
Показать больше [+] Меньше [-]Optimization of Angoumois Grain Moth (Sitotroga cerealella Olivier) Infestation in Stored Grains as Influenced by Some Botanical Powders Полный текст
2025
Mahmudul Hasan | Kazi Shahanara Ahmed | Nayan Chandra Howlader | Md. Mahfuzul Hasan | Mita Saha Puja | Most. Safia Farhana | Maruf Hasan Nikson
The Angoumois grain moth, Sitotroga cerealella Olivier is predominantly a devasting infested stored grain pest of cereals, whose development proceeds within a single grain of infested cereals. Investigating greener alternatives to widely used chemical control techniques is crucial because synthetic chemicals pose risks to public health and the environment. This investigation was carried out for developing the ecofriendly control management of the Angoumois grain moth in stored cereals through utilizing four botanical powders and one insecticide, wood ash (1 gm), and a single synthetic insecticide (Carbaryl) (0.25mg), neem (1 gm), Korobi (1 gm), Bishkatali (1 gm) and Datura (1 gm) treatments against untreated control in Completely Randomized Design (CRD). It was revealed that Neem (Azadiracta indica) powder at 1 g/100 g seed performed excellently, resulting in minimization of adult mortality percent, adult emergence, grain weight loss, and number of holes per ten seeds. The maximum percent of germination was noted in bishkathali (Persicaria lapathifolia) powder at 1 g/100 g seed, and moreover, bishkathali powder functions more effectively for limiting infestation percent. Therefore, the botanical neem and bishkathali powder at 2 g/100 g seed rate is the better alternative of carbaryl at 0.5 g/100 g rate, and it could be suggested for Angoumois grain moth management at storage.
Показать больше [+] Меньше [-]Effects of Different Mulching Practices on Garlic (Allium sativum L.) Growth and Production Полный текст
2025
Amrit Kumar Bohara | Subash Saud | Abhishek Pokhrel | Susmita Subedi
Garlic (Allium sativum L.) is a shallow-rooted crop mostly grown for cloves, which are used as a food flavoring condiment. Mulching helps to keep soil moisture by lowering energy loss through evaporation and preventing vapor transfer. A field study investigated how different mulches affect the garlic growth metrics. The experiment was conducted in the Chitwan District of Nepal from December to April 2022 under a randomized complete block design with three replications and five treatments (control, polythene mulch, straw mulch, banana leaf mulch, and sawdust mulch). The results reveal that the type of mulching materials employed substantially impacts on garlic growth and clove yield. Rice straw mulch exhibited the highest plant height (70.69cm) at 120 DAP followed by sawdust (64.44cm) and banana leaves (62.34cm). At 120 days after planting, leaf length was found to be statistically similar under rice straw (43.36) and plastic mulch (41.56 cm). Plastic mulch showed the highest results in number of leaves per plant(7.6), Stem diameter (1.58cm), Bulb weight (44.61gm),Bulb diameter(5.11cm), Root length(8.48cm) and Total yield (15.99t/ha). On the other hand, saw dust had a greater impact on bulb length (6.05cm). Notably, plastic mulch regularly outperformed other treatments in most criteria, with rice straw following closely. Based on these findings, plastic mulch appears to be the best option for garlic production.
Показать больше [+] Меньше [-]Sulama Durumu Tahmini için Makine Öğrenimi Algoritmalarının Karşılaştırmalı Analizi Полный текст
2025
Betül Demir | Yeşim Dokuz | Burak Şen
Geleneksel yöntemlere kıyasla, makine öğrenimi ile desteklenen sistemlerin, daha hassas sulama kararları verebildiği tespit edilmiştir. Bu çalışmada, veri bilimi alanında sıkça kullanılan veri paylaşım platformu olan Kaggle’dan faydalanılmıştır. Sulama durumu tahmini için “Weather Data” veri kümesi kullanılmıştır, Veri kümesinde eksik ve aykırı veriler düzeltilmiş, bağımlı (sulama durumu) ve bağımsız (hava sıcaklığı, nemi, toprak nem değeri, yağış durumu) parametreler elde edilmiştir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki illere (Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak) odaklanılarak farklı koşullarda algoritmaların doğrulukları test edilmiştir. Her bir il için ayrı ayrı yapılan analizlerde, makine öğrenimi algoritmalarından Karar Ağaçları, Destek Vektör Makineleri, Rastgele Orman, Naive Bayes, Gradyan Artırma, Lojistik Regresyon, K-En Yakın Komşu ve Yapay Sinir Ağı modelleri kullanılarak sulama durumu tahmini gerçekleştirilmiştir. Veri kümesi üzerinde yapılan tahminler sonucunda algoritmalar, doğruluk (accuracy) metriği kullanılarak karşılaştırılmış ve en etkili algoritmaların Rastgele Orman (%95) ,Karar Ağacı (%97), Gradyan Artırma (%93) ve Yapay Sinir Ağı (%98) modeli ile tüm şehirlerde %90’ın üzerinde sulama durumu tahmini doğruluğu elde edilmiştir. Diğer algoritmalar da yüksek doğruluk oranları ile (%75 üzeri) dikkate değer performans sergilemişlerdir. Her bir il için yapılan analizlerde, algoritma performans sıralamasının benzer olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak, bu çalışma makine öğrenimi algoritmalarının tarımsal sulamada oldukça yüksek bir performansla kullanılabileceğini göstermektedir.
Показать больше [+] Меньше [-]Synthesis of Quantum Dots Using Biomaterials Derived from Blue Crab and Their Potential Applications Полный текст
2025
Övgü Gencer
The blue crab (Callinectes sapidus, Rathbun 1896) has become a significant source of raw materials in biotechnology and nanotechnology due to the biomaterials present in its shell. Natural polymers such as chitin and chitosan, derived from the crab's shell, are particularly noteworthy for their environmentally friendly and biologically compatible properties. These biopolymers provide an innovative alternative in the synthesis of quantum dots (QDs). Quantum dots are favored in various applications, including biomedical imaging, environmental sensors, and energy storage, due to their superior optoelectronic properties. Chitosan obtained from blue crab shells acts as both a stabilizer and a coating agent in the green synthesis of quantum dots. This process minimizes the use of toxic chemicals, thus promoting environmental sustainability. Moreover, the antimicrobial and biodegradable properties of chitosan enhance its usability in biomedical applications. For instance, biocompatible carbon-based quantum dots have shown promising results in cancer diagnostics and drug delivery systems. The synthesis of quantum dots using biomaterials is more cost-effective and environmentally friendly compared to traditional methods. Furthermore, utilizing blue crab shells as a waste material contributes to both marine ecosystem preservation and the circular economy. These synthesis methods are reported to create a significant paradigm shift in the field of sustainable technology development. In conclusion, the synthesis of quantum dots using biomaterials derived from blue crabs has the potential to reduce environmental impacts while serving advanced technological applications. This approach significantly contributes to the development of biotechnological innovations and sustainable development goals.
Показать больше [+] Меньше [-]Mikoriza ve Organik Gübre Uygulamalarının Biber (Capsicum annuum L.) Fidelerinin Gelişimi Üzerindeki Etkisi Полный текст
2025
Hakan Kartal | Sezer Şahin
Bu çalışma 2021 yılında Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi bünyesindeki tam otomasyonlu ısıtmalı bir serada yürütülmüştür. Bu çalışmanın amacı, farklı dozlarda mikoriza ve organik gübre uygulamalarının biber fidelerinin gelişimi üzerindeki etkisini incelemektir. Çalışmada Bulut F1 biber çeşidi kullanılmıştır. Araştırma, tesadüf parselleri deneme desenine uygun olarak 3 tekrarlı olarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, biber fidesi yetiştiriciliği için torf-perlit karışımına mikorizalı ve mikorizasız farklı dozlarda besin solüsyonu ve vermikompost uygulanmıştır. Fideler bir buçuk ayda sökümü yapılmıştır. Bu araştırmada, fide boyu, hipokotil uzunluğu, gövde çapı, yaprak sayısı, yaprak yaş ağırlığı, yaprak kuru ağırlığı, kök yaş ağırlığı ve kök kuru ağırlığı özellikleri incelenmiştir. Çalışma bugularına göre, gövde çapı üzerinde vermikompost+mikoriza+EC uygulamalarının daha iyi sonuç vermiştir. Vermikompost dozları arttıkça fide boyu ve hipokotil uzunluğunda bir artış olduğu ancak vermikompost uygulamalarının etkisinin olmadığı görülmektedir. Genel olarak tüm uygulamalara bakıldığı zaman vermikompost uygulamalarına göre EC ve EC+mikoriza uygulamalarının etkisinin daha fazla olduğu görülmektedir.
Показать больше [+] Меньше [-]Litter Decomposition of Indigenous Agroforestry Tree Species, Jimma Zone, Southwest Ethiopia Полный текст
2025
Kasu Hailu Biru | Solomon Estifanos | Dargo Kebede
At the Jimma town’s Boye nursery site in southwest Ethiopia, three selected indigenous agroforestry tree species were the subject of a study to determine how their foliage litter materials broke down over time. Using Pearson’s correlation coefficient, the study used a single exponential model to calculate the rate at which decomposing litter materials decayed and the litter chemical quality indices that were investigated. C. macrostachus had a rate constant of 0.0400 day-1, which was substantially faster than that of F. vata and E. abyssinica. It took 17.3 and 29.7 days, respectively, for F. vata and E. abyssinica to lose 50% of the initial dry matter. While nitrogen and phosphorus were found to be facilitators, the parameters of the chemical quality of the litter were found to be impeding biochemical parameters. The species with the fastest rate of nitrogen return in a short amount of time was found to be E. abyssinica, followed by C. macrostachus and F. vasta. C. macrostachus decomposes quickly, which may limit its ability to improve soil fertility over an extended period of time. It is important to take into account F. vasta and primarily E. abyssinica for the long-term accumulation of soil organic carbon.
Показать больше [+] Меньше [-]Tuzlu-Sodyumlu Toprakların Islahı Sonrasında Çiftlik Gübresi İlavesinin Toprak Özellikleri ile Arpa Verimine Etkisi Полный текст
2025
Serap Diler
Bu çalışma; ıslah sonrasında tuzlu - sodyumlu topraklara çiftlik gübresi uygulanmasının toprakların bazı önemli özellikleri ile arpa verimine etkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Hasat sonrası yapılan analizlerde çiftlik gübresi uygulanmış ve arpa yetiştirilmiş toprakların pH, CaCO3, değişebilir Na ve Ca, KDK, ESP, kütle ve tane yoğunluğunda azalma olduğu görülmüştür. Organik madde, porozite; agregat stabilitesi, hidrolik iletkenlik, tarla kapasitesi, solma noktası ve yarayışlı nem değerleri artmıştır. Gübre uygulamalarının pH değerinde düşüşe, organik madde miktarında önemli bir artışa ve EC değeri ise çok az bir artışa neden olduğu tespit edilmiştir. Uygulanan gübre dozunun artışıyla topraklardaki ESP değerlerinin önemli oranda azaldığı belirlenmiştir. Her iki gübre türünde de yüksek dozda gübre uygulamasının toprakların katyon değişim kapasitesi değerlerinde azalmaya, buna karşılık hidrolik iletkenlik, porozite, agregat stabilitesi ve toprağın su tutma kapasitesi değerlerinde artış görülmüştür. Islahtan sonrası gübre uygulanmış topraklarda yetiştirilen arpa bitkisinin 1000 dane ağırlığı, birim alan başına çıkış yapan bitki sayısı ve boyu, başaktaki dane sayısı ve ham protein miktarlarında özellikle yüksek gübre dozlarında iyileşme olmuştur.
Показать больше [+] Меньше [-]Hasat Öncesi AVG (Aminoetoksivinilglisin) Uygulamalarının ‘Fuyu’ Trabzon Hurması Çeşidinin Meyve Kalitesi ve Soğukta Muhafaza Süresi Üzerine Etkileri Полный текст
2025
Mustafa Zilci | Erdinç Bal
Bu araştırmada ‘Fuyu’ çeşidi meyvelerine, hasattan 14 ve 21 gün önce farklı dozlarda (0, 75, 150 ve 225 mg l-1) AVG (Aminoetoksivinilglisin) uygulamalarının depolama süresince meyve kalitesine etkileri incelenmiştir. AVG uygulaması yapılan meyveler modifiye atmosferli poşetler ile ambalajlanarak 0-1oC sıcaklık ve %85-90 oransal nemde 4 ay süreyle depolanmıştır. Araştırmada ağırlık kaybı, toplam suda çözünür kuru madde miktarı, titre edilebilir asit miktarı, meyve eti sertliği, askorbik asit miktarı, toplam fenolik madde miktarı, toplam antioksidan madde miktarı, solunum hızı ve üşüme zarar oranları incelenmiştir. Çalışmada depolama süresince meyve eti sertliği azalırken, meyvelerin ağırlık kayıplarında artışlar belirlenmiştir. AVG uygulamalarının meyve olgunlaşması üzerine olan geciktirici etkisine paralel olarak üşüme zararı oluşumu da gecikmiştir. Solumun hızı ve biyokimyasal bileşiklerin kaybı üzerine artan dozları ile AVG’nin engelleyici etkisi belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak, ticari hasattan önce uygulanan 150 ve 225 mg l-1 AVG uygulamasının, hasat sonrası depolama döneminde meyve kalitesi açısından Fuyu’ çeşidi Trabzon hurması üzerinde önemli ve olumlu bir etkisi olmuştur.
Показать больше [+] Меньше [-]Çalışan Kadınların Dondurulmuş Besin Tüketim Alışkanlıkları Полный текст
2025
Nildem Kızılaslan
Bu çalışmada, Samsun ili 19 Mayıs ilçesinde çalışma hayatında yer alan kadınların dondurulmuş besin tüketim alışkanlıklarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma, 200 çalışan kadın birey ile yapılmıştır. Aktif olarak çalışan ve araştırmaya katılmaya gönüllü olan bireyler çalışmaya dahil edilmiştir. Bireylerin vücut ağırlığı ve boy uzunluğu ölçülmüştür. Bireylerin vücut ağırlığı ve boy uzunluğu kullanılarak beden kütle indeksi (BKİ) hesaplanmıştır. Araştırma sonuçlarında, bireylerin %76,0’sı dondurulmuş besin tüketirken %24,0’ü tüketmemektedir. Dondurulmuş besin gruplarından sırasıyla et ve et ürünleri, meyve ve sebze, hamur işleri daha fazla tüketilmektedir. Bireylerin dondurulmuş besin satın alma nedenleri, %41,4’nün zamandan tasarruf, %48,0’nin hazırlama kolaylığından, %6,6’nın reklamlardan etkilendiği, %18,4’nün mevsimsel farklılıktan satın aldıklarını belirtmişlerdir. Bireylerin satın almama nedenleri incelendiğinde, %25,0’i fiyatını yüksek bulmakta, %33,3’ü sağlıklı olduğuna inanmakta, %33,3’ü taze olmadığı ifade etmekte ve %4,2’i ise doyurucu olmadığını düşünmektedir. Tüketim şekli incelendiğinde, %61,8’i yardımcı yemek olarak, %42,8’i aperatif olarak, %17,1’i ana yemek olarak tükettiklerini belirtmişlerdir. Aile bireyleri içerisinde 15-30 yaş aralığında bireyler dondurulmuş besini en fazla tüketmektedir. Araştırmaya katılan bireylerin dondurulmuş besin tüketip tüketmeme durumuna göre yaş, medeni durum, eğitimleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Genel olarak dondurulmuş besinler, çalışan bireyler ve aileler için kolaylık, beslenme ve lezzet arasında bir denge sunan kullanışlı ve pratik bir seçenek olabilir. Ancak dondurulmuş besinlerin güvenli etiketlemeye, depolama koşullarına, tüketim miktarına ve şekline de dikkat etmek gerekmektedir.
Показать больше [+] Меньше [-]