Уточнить поиск
Результаты 1-10 из 30
Farklı Canlı Ağırlığa Sahip Yumurtacı Tavuklara Tüy Dökümü Sırasında Uygulanan Döngüsel Yüksek Sıcaklığın İkinci Yumurtlama Dönemi Performansı, Bazı Organ Ağırlıkları ve Bacak Kemiği Özellikleri Üzerine Etkisi
2025
Mustafa Akşit | İhsan Bülent Helva
Bu çalışma, aç bırakılmadan kırılmış arpa tüketimine dayalı tüy dökümü uygulamasında, farklı sıcaklık ve canlı ağırlıkların yumurta tavuklarının performansı, yumurta kalitesi, bazı organ ağırlıkları ve bacak kemiği özellikleri üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi amaçlamıştır. Çalışmada, zenginleştirilmiş kafeslerde yetiştirilen 80 haftalık yaşta 288 adet kahverengi yumurtacı tavuk (Lohmann Brown-Classic) kullanılmıştır. Tavuklar tüy dökümü öncesi canlı ağırlık (hafif, orta ve ağır) ve sıcaklık (kontrol ve döngüsel sıcaklık) gruplarına ayrılmıştır. Tüy dökümü döneminde, tavuklar kontrol grubunda 21-22°C'de, döngüsel sıcaklık grubunda ise günlük 10:00-18:00 saatleri arasında 32°C'de ve 18:00-10:00 saatleri arasında 21-22°C'de tutulmuştur. Tüy dökümü programı gruplardaki tavukların 35 günde canlı ağırlıklarının %25'ini kaybetmesini sağlamış ve bu dönemde tavuk ölümü olmamıştır. Tavukların tüy dökümü sonrası performansları perdeli bir kümeste üç ay bahar ve bir ay yaz mevsimi koşullarında incelenmiştir. Tüy dökümü periyodundaki döngüsel yüksek sıcaklık uygulaması, verim dönemi performansını etkilememiş, ancak yumurtaların kırılma direnci, Haugh birimi ve ak indeksini iyileştirmiştir. Ayrıca, canlı ağırlığı yüksek tavuklarda, tüy dökümü sonrası dönemde yumurta ağırlığı, tibia ağırlığı, uzunluğu, genişliği, kırılma direnci ile femurun ağırlığını ve kırılma direncini artmıştır. Yumurta verimi, yumurta ağırlığı, yemden yararlanma oranı ve yumurta kalite özellikleri tüy dökümü sonrası dönemde, tüy dökümü öncesine göre önemli ölçüde iyileşmiştir. Tüy dökümü döneminde tavuklarda, dalak ağırlığı artarken, yumurtalık, yumurta kanalı ve karaciğer ağırlıkları önemli ölçüde azalmıştır. Tüy dökümü döneminde uygulanan döngüsel yüksek sıcaklığın ikinci verim döneminde bazı yumurta kalite özelliklerini olumlu etkilediği ortaya çıkmıştır.
Показать больше [+] Меньше [-]An Assessment of Nutritional Deficiency Symptoms in the Tea Plant (Camellia sinensis L.) Through Field Survey
2025
Kanij Fatema Tuz Zohora | Apu Biswas
The most important factor in both plant development and productivity, which mostly depends on nutrient availability in the soil and environment, is the constituents of soil nutrients. Soil is always losing its nutrients by leaching, surface runoff as well as through harvesting and cultural operations like: pruning. For maintaining the balance of agricultural ecosystem fertilizer application is necessary to improve soil condition and gain better yield. In case of tea industry for maintaining better and uniform production applying fertilizer is a widespread management technique in worldwide. Tea requires a lot of macro and micronutrients for growth because it cannot be grown without the usage of fertilizer and other nutrient supplies. The purpose of this field survey was to ascertain the nutritional condition of tea leaves as well as the signs of nutrient deficiencies in tea plants. In this study, deficiency symptoms of the essential nutrients were found out at different tea estates of Moulvibazar and Sylhet districts as well as photographs were taken. Photographs of the nutrient deficient tea plants were correlated with the established symptoms. The range of total nitrogen, phosphorus, potassium, calcium, magnesium and zinc content in the collected tea leaf samples were 2.95- 5.18%, 0.28- 0.49%, 0.56-1.88%, 0.12-0.49%, 0.07-0.08% and 0.002- 0.004%, respectively.
Показать больше [+] Меньше [-]Tarımsal Mekanizasyon Düzeyinin Belirlenmesi; Kırşehir-Çiçekdağı Örneği
2025
Cevat Filikci | Tamer Marakoğlu
Tarımsal mekanizasyon, tarım alanlarını geliştirmek, her türlü tarımsal üretimi yapmak ve ürünlerin işlenmesini de gerçekleştirmek amacıyla kullanılan tüm enerji kaynağı, mekanik araç ve gerecin tasarımı, yapımı, geliştirilmesi, pazarlanması, yayım ve eğitimi, işletilmesi ve kullanılması konularını içermektedir (Zeren ve ark., 1995). Tarımsal mekanizasyon göstergeleri kullanılarak tarımsal mekanizasyon düzeyinin belirlenmesi, yörelerin ve ülkelerin tarımsal mekanizasyon seviyelerinin ortaya konmasında önem arz etmektedir. Bu çalışmada Kırşehir ili Çiçekdağı ilçesinin tarımsal mekanizasyon özellikleri incelenmiştir. Çalışmada, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) 2023 ve 2024 yıllarına ait verileri ile Çiçekdağı İlçe Tarım Müdürlüğü’nden elde edilen veriler materyal olarak kullanılmıştır. Bu kapsamda Çiçekdağı ilçesinin tarım alet ve makine sayıları (traktör sayısı, biçerdöver sayısı, birinci ve ikinci sınıf toprak işleme alet ve makine sayısı, ekim-dikim ve bakım makinesi sayısı, bitki koruma makinesi sayısı ve hasat-harman makinesi sayısı) da çalışmaya dahil edilmiştir. Mekanizasyon düzeyi; traktör, biçerdöver, tarım aletleri sayısı tespit edilmiş olup ve tarımsal mekanizasyon düzeyi göstergeleri; traktör/1000 ha, ha/traktör, kW/ ha ve ortalama traktör gücü (kW) olarak belirlenmiştir.Verilere göre, traktör sayısı 1000 hektar başına 35,97’den 38,74’e yükselmiş olup , traktör başına düşen arazi alanı ise 27,79 hektardan 25,81 hektara gerilemiştir. Traktör başına düşen güç 2,49 kW/ha’dan 2,68 kW/ha’ya artarken, ortalama traktör gücü 69 kW seviyesinde sabit kalmıştır.
Показать больше [+] Меньше [-]Effects of Different Types of Pinching in Growth and Yield of Two Varieties of Okra (Abelmoschus esculentus L.) in Pokhara, Kaski, Nepal
2025
Prajjwal Koirala | Rijwan Sai | Pratikshya Subedi | Chiranjibi Khadka
This study was conducted in Pokhara, Kaski, Nepal in 2023 to investigate the effects of different pinching types and okra varieties on various growth and yield parameters. Treatments were arranged under a two-factor Randomized Complete Block Design (RCBD) with three replications. The treatments includes two okra varieties (Arka Anamika and Parbati) and 4 pinching types (apical bud pinching (P1), ABP along with 1 leaf pinching (P2), and ABP along with 2 leaf pinching (P3) and control (P4)). Parbati has exhibited a higher plant height (80.78 cm) than Arka Anamika (72.35 cm). Similarly, the P4 pinching type resulted in the tallest plant (85.91 cm). The P1 pinching type demonstrated the highest number of primary branches (4.87), while the control plots had the lowest (3.00). Arka Anamika showed a higher leaf count (40.77) than Parbati (37.19). Notably, the P1 recorded the highest leaf count (43.41), followed by P2 (37.19), with the control plots showing the lowest leaf count (32.76). The findings reveal the significant impact of pinching treatments on yield. Pinching type P1 produced the highest yield of 15.45 mt/ha, whereas the control group yielded the lowest at 9.31 mt/ha, which was comparable to the yield observed for pinching type P3 at 10.83 mt ha-1. P1 also exhibited the highest number of pods per plant (15.90). Varieties and pinching methods exhibited notable interactions in average pod weight, diameter, and length. P1 displayed the widest pods (5.97 cm), whereas P2 had the longest (13.18 cm). Additionally, it can be noted that P3 yielded the heaviest pods at 16.16g when compared to P2, which yielded 14.09 g. Pinching treatments significantly influenced number of days to flowering, with P3 demonstrating the longest duration. Economic analysis was performed for evaluating technical efficiency, facilitating informed and sustainable decisions. Economically, P1 demonstrated superior performance, yielding a higher gross return of NPR 540,808.3, a net return of NPR 418,708.3, and a benefit-cost ratio of 4.43.
Показать больше [+] Меньше [-]Effects of Different Organic Fertilizers on Yield and Yield-Related Characteristics in Black Cumin (Nigella sativa L.) Cultivation Under the Ecological Conditions of Tokat, Türkiye
2025
Abdulkadir Acar | Yasin Bedrettin Karan
This research was carried out during the 2022 and 2023 growing seasons on Agricultural Research and Application Fields of Tokat Gaziosmanpaşa University. The study aimed to investigate the effects of different organic fertilizers and application rates on the yield and yield-related characteristics of black cumin (Nigella sativa L.). The experiment was designed using a split plot arrangement in a randomized complete blocks design with three replications. The main plots were assigned to five organic fertilizer types: Leonardite, Vermicompost, Solid Humus, Chicken Manure and Sheep Manure, while the subplots included in the same way in all fertilizer forms four fertilizer doses (0, 150, 300 and 600 kg/da). The study utilized “Çameli” variety, the only registered Nigella sativa L. variety in Turkiye. Key parameters examined over both years included plant height (cm), number of branches per plant (number), number of capsules per plant (number), number of grains per capsule (number), thousand seed weight (g), seed yield (kg/da). The results; revealed that the average plant height ranged from 39.76 to 54.33 cm, the number of branchers per plant, ranged from 6.22 to 6.35, the number of capsules per plant ranged from 13.43 to 14.88, the number of seed per capsule ranged from 98.56 to 104.00, thousand seed weight varied between 2.50 and 3.11 g, seed yield ranged from 135.26 to 135.41 kg/da. Statistically significant differences (p<0.01) were observed for all examined characteristics. Based on the two-year results the application of chicken manure at 300 kg/da was identified as the most effective treatment, significantly enhancing plant height, capsule number and thousand seed weight. This finding reveals that the use of organic fertilizer in black cumin cultivation is an important alternative for farmers who want to both increase yield and prefer a natural production method.
Показать больше [+] Меньше [-]Nutrition and Antioxidant Potential of Three Cauliflower (Brassica oleracea L. Var. Botrytis) Cultivars Cultivated in Southern Part of Bangladesh
2025
Mousumi Jahan Sumi | Sharmin Akter Serity | Tusar Kanti Roy | Keya Akter | Shishir Rasul | Mostofa Jaman Depro | Md. Masum Abdullah | Md. Nesar Uddin
This study aimed to evaluate the biochemical and nutritional profiles of three cauliflower cultivars—Valentena, Carotena, and Snow White—focusing on chlorophyll, carotenoids, anthocyanins, vitamin C, flavonoids, phenolics, and antioxidant activity. Uniform curds were harvested at 60 days post-sowing from Baratia, Dumuria, Khulna, and analyzed at Khulna Agricultural University. Valentena exhibited the highest chlorophyll content (40.06±0.39 µg/100g FW chlorophyll a, 28.98±3.35 µg/100g FW chlorophyll b), superior lycopene (8.71±0.38 µg/100g FW) levels. Carotena showed the highest total carotenoid content (60.52±1.76 µg/100g FW) and β-carotene (26.99±0.44 µg/100g FW), while Snow White had the lowest values across most parameters. Valentena also led in anthocyanins (101.56±3.9 mg/L FW) and total flavonoids (79.56±10.36 mg/100g FW), with Carotena having the highest vitamin C content (60.05±2.93 µg/g FW). DPPH assays indicated that Valentena showed the most effective antioxidant (IC50 = 43.65±3.56 mg/mL FW), followed by Carotena and Snow White. Hierarchical clustering and pricipal component analysis (PCA) revealed distinct biochemical profiles: Valentena and Carotena shared similarities in carotenoids and antioxidant activity, whereas Snow White differed significantly. Linear discriminant analysis identified lycopene, chlorophyll b, and β-carotene as major differentiators, highlighting the diverse nutritional and antioxidant properties of these cauliflower varieties. The findings highlight the potential of Carotena and Valentena for health-conscious consumers seeking nutrient-rich, antioxidant benefits in functional meals.
Показать больше [+] Меньше [-]Sulamalı Buğday Üretiminde Sulama Yönetimi Yoluyla Enerji Verimliliğinin İyileştirilmesi ve Çevresel Etkinin Azaltılması
2025
Mehmet Ali Dündar | Havva Nur Demir Deveci | Ramazan Topak
Bu çalışmanın amacı sulamalı buğday üretiminde, üretim girdilerinden kaynaklanan toplam sera gazı (GHG) emisyonlarının azaltılması da dahil olmak üzere, sulama yönetimi yoluyla buğday üretiminde enerji verimliliğini artırma ve çevresel etkiyi azaltma potansiyelini değerlendirmektir. Bu kapsamda gerekli olan üretim girdileri ve ürün verimine ilişkin veriler, 2018-2020 döneminde, Konya’da buğdayda tamamlayıcı sulama üzerine yürütülen tarla denemesinden elde edilmiştir. Bu bağlamda beş farklı sulama rejimi dikkate alınmış olup, bunlar: TTS, buğdayın üç kritik gelişme döneminde, 0-90 cm toprak katmanında eksilen nem miktarı kadar sulama; KTS-1, buğdayın üç kritik gelişme döneminde 90’ar mm su ile sulama; KTS-2, buğdayın üç kritik gelişme döneminde 70’er mm su ile sulama; KTS-3, buğdayın üç kritik gelişme döneminde 50’şer mm su ile sulama ve Y, yağışa dayalı konudur. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, en yüksek dane verimi (7918 kg ha- 1) ve enerji çıktısı (285857 MJ ha-1) TTS uygulamasında elde edilirken, en iyi enerji üretkenliği (0,935 kg MJ-1) ile enerji verimliliği oranı (12,46) ve en düşük çevre kirliliği (2272 kgCO2 eşd ha-1) KTS-3 rejimi altında gerçekleşmiştir. Çalışma kapsamındaki enerji verimliliği ve çevresel kirlilik analizi önemli bulgulara yol açmıştır. Konya gibi tarım arazisi çok, su kaynakları kısıtlı olan bölgelerde, birim alandan (1 ha) yüksek verimin elde edildiği tam sulama (TTS) yerine, aynı ürün miktarının KTS-2 altında 1,04 ha ve KTS-3 rejimi altında ise 1,09 ha’dan üretilebileceği görülmüştür. Bu yolla, ürün miktarında bir azalış olmadan, sulama suyunda %32,4 ile %49 arasında bir tasarruf sağlanırken, sera gazı emisyonu ise %10,3 ile %15,6 arasında azaltılabilecektir.
Показать больше [+] Меньше [-]Bıldırcın Rasyonlarına Kekik Yağı İlavesinin Yumurta Verimi ve Kalite Özelliklerine Etkisinin Diskriminant Analizi ile İncelenmesi
2025
Şevket Evci | Erva Eser | Rabia Olgun | Ayça Melisa
Çalışmada, Japon bıldırcınlarının (Coturnix coturnix Japonica) yemlerine farklı oranlarda kekik yağı ilavesinin yumurta kalite parametreleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışma, 6 haftalık yaşta 72 dişi Japon bıldırcını üzerinde gerçekleştirilmiştir ve bıldırcınlar kontrol, düşük kekik yağı (150 mg/kg) ve yüksek kekik yağı (300 mg/kg) gruplarına ayrılmıştır. Rasyona farklı oranlarda kekik yağı eklenmesinin bazı yumurta dış ve iç kalite parametreleri üzerine etkileri istatiksel olarak incelenmiştir. Yapılan tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucundayumurta kabuk oranı, şekil indeksi ve sarı rengi gibi parametrelerin gruplar arasında istatiksel olarak anlamlı farklılıklar gösterdiği belirlenmiştir (P<0,05). Çalışmada elde edilen veriler, ANOVA sonrasında, Diskriminant analizi ile de incelenmiş ve grupların yumurta kalite parametreleri bakımından gruplanmaları belirlenmiştir. Diskriminant analizi sonucunda iki fonksiyon tanımlanmıştır. İlk fonksiyonda, düşük kekik grubunun diğer gruplardan belirgin bir şekilde ayrıldığı; özellikle kabuk ağırlığı ve pH bakımından farklılık olduğu belirlenmiştir. İkinci fonksiyonda ise kontrol ve yüksek kekik grupları arasında önemli ayrım tespit edilmiştir. Her iki fonksiyonda da ANOVA sonuçlarına benzer şekilde yumurta sarı rengi bakımından gruplar arasında farklılık gözlenmiştir. Sonuçlar, kekik yağının 150 mg/kg dozunda yem katkı maddesi olarak kullanılmasının yumurta kalitesini olumlu yönde etkileyebileceğini, ancak bıldırcın rasyonuna 300 mg/kg kekik yağı ilavesinin olumsuz sonuçlar doğurabileceğini göstermektedir.
Показать больше [+] Меньше [-]Bazı Melez Patates (Solanum tuberosum L.) Genotiplerinin Karakterizasyonu
2025
Nazire Gülşah Kütük Dinçel | Güngör Yılmaz | Şaziye Dökülen
Bu araştırma, melezleme ıslahı yöntemi ile elde edilen 12 melez patates ailesine ait 714 klon arasından uygun özelliklere sahip çeşit adaylarının belirlenmesine, erken dönem seleksiyonlarının katkı sağlaması için yürütülmüştür. Araştırma 113O928 nolu TÜBİTAK-TOVAG projesi kapsamında polikarbon sera şartlarında yürütülmüştür. Araştırma sonucunda melez ailelerinin ortalama çıkış süresi 10,92 gün, bitki boyu, 55,24 cm, ana sap sayısı 1,75 adet olarak belirlenmiştir. Melez aileleri, %97,60 sarı, %2,40’ı kırmızı benekli kabuk rengine sahip iç rengi bakımından ise %75,85’i açık sarı, %13,05’i sarı ve %11,10’u beyaz olduğu belirlenmiştir. Çalışmada yer alan 12 melez ailesinin ocak başına ortalama yumru verimleri 133,93-410,97 g/ocak arasında değişmiş olup, ortalama 267,24 g/ocak şeklinde gerçekleşmiştir. Söz konusu melez ailelerinin bitki başına yumru sayıları 5,99-15,03 arasında değişmiş olup, ortalama 9,97 yumru/ocak olmuş, ortalama yumru ağırlıkları ise 12,58-37,37 g arasında ve ortalaması 24,77 g olarak gerçekleşmiştir. İncelenen 714 klondan 23’ü ele alınan kriterler bakımından daha üstün bulunarak, yapılan erken dönem seleksiyonlarında öne çıkmıştır. Üstün özellik gösteren bu 23 klon, devam eden ıslah süreçlerinin ileri aşamasında ümit var klon olarak değerlendirilmişlerdir.
Показать больше [+] Меньше [-]Doğu Akdeniz Bölgesinde Yetiştirilen Jersey Sığırların Süt Yağ Asitleri Kompozisyonu ve Yağ Asitleri Kompozisyonuna Mevsim Etkisi
2025
Gökhan Gökçe | Gökhan Tamer Kayaalp
Bu çalışmada Jersey ırkı sığırların süt yağı asit profili ve mevsimsel değişimi incelenmiştir. Araştırmada ilkine buzağılamış 15 baş Jersey ırkı sığır kullanılmıştır. Süt örnekleri yaz ve kış mevsimi olmak üzere iki defa alınmıştır. Yapılan analizler neticesinde mevsimin süt yağının yağ asitleri profili üzerinde sınırlı bir etkisi olduğunu tespit edilmiştir. Sadece 3 yağ asidinde (C21:0, C23:0, C18:1 trans11) mevsimsel değişkenlik gözlemlenmiştir (p<0,05). İstatistiksel olarak önemli çıkmasa da yaz mevsiminde çoğu doymuş ve çoklu doymamış yağ asitlerinin içeriğinin daha düşük ve çoğu tekli doymamış yağ asitleri içeriği kış mevsimine göre daha yüksek olduğu görülmüştür.
Показать больше [+] Меньше [-]