细化搜索
结果 1-9 的 9
Türkiye’de Orman, Park ve Fidanlıklarda Görülen Phytophthora Kök Çürüklüğü Hastalıkları ve Korunma Önlemleri
2018
Seçil Akıllı Şimşek | Yakup Zekai Katırcıoğlu | Salih Maden
Phytophthora spp., Oomycetes sınıfında yer alan, tek ve çok yıllık bitkilerde kök, kök boğazı ve yaprak yanıklığı oluşturarak ani ölümlere yol açan önemli bir hastalık grubudur. Orman ağaçlarında ilk Phytophthora çalışması, Türkiye ormanlarının en yaygın ağacı olan meşelerde yapılmış ve ülkenin birçok bölgesinde, Phytophthora türlerinin bitkilerde kurumalar ve geriye ölüm belirtileri oluşturduğu, bu hastalıklara P. cinnamomi, P. citricola, P. cryptogea, P. gonapodyides, P. quercina, Phytophthora sp. 1 ve Phytophthora sp. 2’ in neden olduğu, en yaygın türün ise P. quercina olduğu belirlenmiştir. Phytophthora türlerinin yaygın olarak görüldüğü ikinci orman ağacı kestanedir ve ülkemizin hemen hemen her yöresinde Phytophthora kök çürüklüklerine rastlanmıştır. Kestanede dört türün hastalık yaptığı, bunlardan P. cambivora’nın daha çok iç bölgelerde bulunduğu, P. cinnamomi’ nin ise ılıman yerlerde sahil bölgelerde bulunduğu, P. plurivora ve P. cryptogea’ nın daha az oranda bulunduğu belirlenmiştir. Bu türlerden P. cambivora ve P. cryptogea, karaçamlarda da saptanmıştır. Diğer orman ağaçlarından Dişbudaklarda P. lacustris, Şimşirlerde P. plurivora, P. occultans; Atkestanelerinde P. citrophthora ve P. cactorum; Kokarağaçta P. nicotianae tespit edilmiştir. Ülkemizde incelenen birçok orman ve süs bitkisi üreten fidanlıklarda da Phytophthora hastalıkları belirlenmiştir. Değişik fidanlıklarda; P. cinnamomi, P. cryptogea, P. cactorum, P. citricola, P. megasperma ve P. syringae türlerinin hastalık oluşturduğu belirlenmiştir. Bu derlemede bu bulgular ile ilgili detaylı bilgi sunulmuştur.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Türkiye Su Ürünleri Dış Ticaret Eğilimleri
2018
Serpil Yılmaz | Mustafa Tunca Olguner | İbrahim Yılmaz
Türkiye’nin toplam su ürünleri üretimi son yıllarda az da olsa giderek azalmaktadır. Bu azalış avcılıktan kaynaklanmaktadır. Avcılığın tersine yetiştiricilik üretimi ise giderek hızla artmaktadır. Toplam su ürünleri üretiminin yaklaşık 1/5’i ihracata konu olurken, su ürünleri dış ticaret hacmi, miktar ve değer olarak giderek hızla artmaktadır. Tarımdaki gelişimin aksine, su ürünleri dış ticaret dengesi, ihracattaki hızlı artışa paralel olarak giderek artan bir şekilde fazla vermektedir. Bu miktar 2016 yılında yaklaşık 610 milyon $’a ulaşmıştır. Su ürünleri ihracatının kaynağını büyük ölçüde yetiştiricilik oluşturmaktadır. İhracat değeri içerisinde levrek (%24), çipura (%21) ve alabalık (%13) başta gelen türlerdir. İhracat pazarları arasında, %65’lik payı ile AB ülkeleri başta gelirken, AB’ni %6,6 ile Japonya, %5,9 ile Rusya, %3,9 ile Lübnan, %3,5 ile ABD izlemektedir. Türkiye’nin su ürünleri dış pazarlamasındaki en büyük sorunu; uluslararası normlara uygun satış ve işlemedeki eksikliklerdir. Nitekim ihracatın yaklaşık %55’ini taze ya da soğutulmuş balıklar oluştururken, %25’ini balık filetoları ve %9’unu dondurulmuş şeklindeki işlenmiş balıkların oluşturduğu gözlenmektedir. Öte yandan, özellikle son yıllarda yetiştiricilikte yem fiyatlarından dolayı yaşanan olumsuzluklar avcılık stoklarını, dolayısıyla dış ticareti de etkilemektedir. Nitekim toplam üretim içinde %49’luk paya sahip olan hamsilerin yaklaşık yarısı, çaça balıklarının ise neredeyse tamamı balık unu ve yağı için kullanıldığından herbivor ve omnivor türlerin yetiştiriciliği gündeme gelmektedir. Bu çalışmada daha çok istatistiksel kaynaklardan sağlanan ikincil veriler ve bu konuda yapılmış çalışma sonuçlarından yararlanılmıştır. Bu çerçevede su ürünleri üretim ve dış ticaretindeki gelişmeler değerlendirilerek, su ürünleri dış ticaretinde karşılaşılan sorunlar ile bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinin tartışılması amaçlanmıştır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Organic Viticulture Recent Status in Turkey and Development Opportunities
2018
Murat Akkurt | İrem Mutlum Şenses | Ümmügülsüm Erdoğan
Anatolia has a wide range of variety and species of grape due to its location is within the native lands of the grape. Turkey is one of the world’s major winegrowing centre because it has an important potential in terms of vineyards area and grape production. Today, people have turned to organic farming due to unbalanced population movements, depletion of natural resources, climate change, conscious consumption and food security. Organic agriculture is an agricultural system that aims to evaluate the future of human and ecosystem as an indivisible whole with healthy plant and animal production. Grape is in the first place in terms of trade among horticultural plants worldwide. In this context, grape is one of the most important of the 197 organic crops grown in our country. The large proportion of organic grapes produced in our country is dried and the organic dried grape is exported abroad. Therefore, the demands of the foreign market are great importance. With this research, the recent situation of organic viticulture in our country has been reviewed and suggestions have been made for improvements.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Şanlıurfa İli Mısır Tarlalarında Bulunan Yabancı Otların Yaygınlık ve Yoğunlukları ile Mücadele Sorunlarına Çözüm Önerileri
2018
Zübeyde Filiz Arslan
Şanlıurfa ili, ülkesel ve bölgesel mısır üretiminde önemli bir paya sahiptir. Bu çalışma, bölgede ekim alanı giderek artan mısır tarlalarında üretimi kısıtlayan yabancı otlara karşı en uygun mücadele stratejilerinin belirlenebilmesi amacıyla yürütülmüştür. Bu amaçla Şanlıurfa ili mısır tarlalarındaki yabancı ot türlerinin yaygınlık ve yoğunlukları ilk kez belirlenmiştir. Çalışma kapsamında, 2015 yılında ildeki 61 mısır tarlası incelenmiştir. Çalışma sonucunda tarlalardaki en yaygın ve yoğun türler; Portulaca oleracea L. (semizotu), Echinochloa crus-galli (L.) P.B. (darıcan), Solanum nigrum L. (it üzümü), Xanthium strumarium L. (domuz pıtrağı), Sorghum halepense (L.) Pers. (kanyaş), Physalis philadelphica Lam. (fener otu), Echinochloa colonum (L.) Link (benekli darıcan) ve Digitaria sanguinalis (L.) Scop. (çatal otu) olarak belirlenmiştir. Ayrıca, bu çalışma ile Şanlıurfa ili mısır üretim alanlarında ilk kez Cucumis melo subsp. agrestis (yabani kavun) belirlenmiştir. Sonuç olarak mısır tarlalarında yabancı ot populasyonunun izlenmesi, herbisitlerin etki mekanizmasına göre dönüşümlü olarak uygulanması ve herbisitlere alternatif yöntemler ile ilgili araştırmalar yapılması önerilmektedir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Türkiye Peynir Sektörünün Uluslararası Rekabetçiliğinin Avrupa Birliği Ülkeleriyle Karşılaştırılmalı Analizi
2018
Mustafa Terin | Fahri Yavuz
Peynir, protein ve kalsiyum bakımından zengin bir gıda maddesi olmasının yanı sıra, uluslararası ticarette de önemli bir yere sahiptir. Dünya süt ürünleri ihracatının %40,3’ü peynir ticaretinden oluşmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya ve Danimarka yanında Amerika Birleşik Devletleri, Yeni Zelanda ve Avusturalya uluslararası peynir ticaretinde önemli bir paya sahiptir. Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya ve Danimarka 2016 yılı itibariyle dünya peynir ticaretinin %54,8’ini ve Avrupa Birliği toplam peynir ihracatının %71,8’ini gerçekleştirmektedir. Türkiye 2016 yılındaki 150 milyon dolar peynir ihracatı ile dünya sıralamasında 25. sırada yer almaktadır. Türkiye süt ürünleri ihracatının %45,0’i peynir ihracatından oluşmaktadır. Türkiye ve AB uluslararası peynir ticaretinde net ihracatçı konumdadır. Çalışmanın amacı, Türkiye peynir sektörünün uluslararası ticaretteki rekabet gücünü belirlemek ve AB ve seçilmiş AB üyesi ülkelerle karşılaştırmaktır. Çalışmanın verileri Uluslararası Ticaret Merkezi veri tabanından (2001-2016) derlenmiştir. Uluslararası rekabet gücünü ölçmede Balassa (RCA) ve Vollrath (RXA, RTA, RC) indeksleri kullanılmıştır. Çalışmada bu indekslerin yanı sıra uluslararası rekabet gücünün karşılaştırılmasında Ticaret Dengesi İndeksi de kullanılmıştır. Araştırmada, Türkiye’nin ortalama RXA, RTA, RC ve TBI indeks sonuçları sırasıyla 0,44, 0,34, 1,51 ve 0,49 ve AB-28’için bu sonuçlar sırasıyla 2,21, 0,34, 0,17 ve 0,10 olarak hesaplanmıştır. Türkiye uluslararası peynir ticaretinde karşılaştırmalı avantaja sahip olmasına rağmen, AB’nin avantajı, Türkiye’ye göre daha fazladır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Antalya İli Otbiçen Faunası (Arachnida: Opiliones)
2018
İlkay Çorak Öcal
Antalya ilinin otbiçen faunası 2005-2009 yılları arasında ilkbahar, yaz ve sonbahar aylarında bölgenin vejetasyon tipleri, habitatı, rakımı ve denize olan uzaklığı gibi faktörler dikkate alınarak incelenmiştir. Çalışmada 538 dişi, 186 erkek ve 46’si nimf olmak üzere toplam 770 adet otbiçen incelenmiştir. Ergin bireylere ait örneklerin sistematik ve biyoekolojik yönden değerlendirilmesi sonucu, 5 familya içinde 19 otbiçen türü tespit edilmiştir. Bu araştırmada Leibunum albigenum türü Türkiye otbiçen faunası için yeni kayıttır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Evaluation of The Factors Affecting the Benefiting Level from The Young Farmers Project Support in TR 71 Region of Turkey
2018
Hasan Gökhan Doğan | Arzu Kan | Mustafa Kan | Fatma Tosun | İlkay Uçum | Cengiz Solmaz | Duygu Birol
In Turkey, various agricultural support policies were applied some time to increase the production, sometimes to reduce the over-production and to compensate the production. However, these policies have not been fully attained since they have been implemented without first solving the major structural problems of agriculture. Parallel to developments in the world's countries, entrepreneurship needs to be embraced by the young population and young entrepreneurs must be supported. Turkey attaches great importance to the supports in recent years regarding the determination of entrepreneurial individuals, and the promotion of entrepreneurship. For this purpose, in order to support young people in the agriculture sector, "Young Farmer Projects Support (YFPS)" was added to the "National Agricultural Project" in 2016. This support policy aims to encourage young farmers to stay in agriculture by supporting young farmers and to prevent migration from the village to the city. In this context, a survey has been carried out in the TR 71 Region of Turkey (Aksaray, Kırıkkale, Kırşehir, Nevsehir and Nigde provinces), and a total of 248 young farmers (139 supported, and 109 non-supported) were interviewed. The logit model was used in the analysis of the data. According to Logit model results, the factors such as gender, marital status, farming situation of young farmer, farming situation of young farmer’s family, residence population, social security status, agricultural education certificate status and ownership of property which are influencing on individuals benefiting from young farmer support were found statistically significant.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Kırmızı Et Fiyatlarının GARCH Yöntemiyle Analizi: Türkiye Örneği
2018
Merve Ayyıldız | Adnan Çiçek
Türkiye’de kırmızı et tüketiminin yaklaşık %90’ını sığır eti oluşturmaktadır. Tüketim bazında ele alındığında sığır eti daha çok dana eti ile eş tutulmakta ve bu nedenle fiyat değerlendirmelerinde dana eti fiyatları yaygın olarak kullanılmaktadır. Dana eti fiyatlarındaki değişimin tüketim üzerinde oldukça etkin bir faktör olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada dana eti fiyatlarındaki dalgalanmaların araştırılması amaçlanmıştır. 2005 Ocak- 2017 Aralık dönemini kapsayan süreçte dana eti fiyat belirsizliğinin tespitinde GARCH(1,1) modeli kullanılmıştır. Model sonucuna göre dana eti fiyatlarının ekonomik ve siyasi istikrarsızlık, gıda krizi, doğa olayları vb. herhangi bir şok karşısında büyük sıçramalar ile tepki verdiği ve dana eti fiyatlarının ortalama fiyata göre uzun bir zaman sürecinde normale dönebileceği tespit edilmiştir. Çalışmada, Türkiye’de kırmızı et fiyatlarının istikrarlı bir yapı kazanmasına yönelik dış ticaret politikaları ile birlikte büyükbaş hayvancılığa ilişkin arz politikaları ile tamamlayıcı olarak küçükbaş arzını destekleyici politikaların geliştirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Türkiye’de Organik Bal Üretiminin Yıllara Göre Değişiminin Regresyon Analizi ile İncelenmesi Üzerine Bir Çalışma
2018
Şenol Çelik | Turgay Şengül | Bünyamin Söğüt | A. Yusuf Şengül
Bu çalışmada, Türkiye’de 2004-2016 yılları arasındaki organik bal üretimdeki değişimler regresyon analizi ile incelenmiştir. Regresyon analizinde, lineer, kuadratik, kübik, logaritmik ve ters regresyon modelleri karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu modeller ile elde edilen R2 değerleri sırasıyla; 0,16; 0,62; 0,70; 0,37; 0,52, R ̅^2 değerleri 0,08; 0,54; 0.60; 0.31; 0.48 ve hata kareler ortalaması (HKO) değerleri 48743,01; 24376,61; 21228,61; 36580,48; 27563,47 olarak bulunmuştur. Parametre tahminleri anlamlı bulunan, R ̅^2 değeri en yüksek ve HKO değeri en düşük olan kuadratik regresyon modeli en uygun model olmuştur. Bu regresyon modeline göre, 2017 ve 2018 yıllarında organik bal üretim miktarının sırasıyla; 693 ve 891 ton olacağı tahmin edilmiştir. Ayrıca, aynı dönem içinde organik olmayan bal üretiminin regresyon analizi de yapılmış ve lineer regresyon modeli en uygun model olarak belirlenmiştir. Bu model için R2=0,77 ve R ̅^2=0,75 olarak hesaplanmıştır. Sonuç olarak, organik ve organik olmayan bal üretim miktarlarının farklı regresyon modelleri ile tahmin edilebileceği kanısına varılmıştır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]