细化搜索
结果 111-120 的 183
Gıda ve İçecek Tüketiminde Helal Farkındalık ve Bilinç Düzeyinin İncelenmesi: Bingöl İli Örneği
2023
Hakiye Aslan
Bu çalışmada, Bingöl ilindeki tüketicilerin helal gıda ve içecekler konusundaki bilgi düzeyenlerinin ve farkındalıklarının tespit edilmesi amacıyla tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılarak 374 kişiyle yüz yüze anket araştırması yapılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatiksel yöntemler, Mann-Whitney U ve Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; tüketicilerin satın alırken helalliği konusunda en çok şüphe duydukları ürün grubunun et ve et ürünleri olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, tüketicilerin %61,2’sinin helal gıda sattığını beyan eden marketlere güvenmediği, %81,3’ünün ambalajlı ürünlerin helalliği konusunda şüphelerinin olduğu belirlenmiştir. Tüketiciler, helal gıdaları, %80,7 oranında kaliteli ve %77,0 oranında sağlık ürünler olarak düşündüğünü ifade etmişlerdir. Tüketicilerin helal ürün satın alma eğiliminde ise dini hassasiyet, aileden gelen alışkanlık ve helal gıdaların daha sağlıklı olduğu düşüncesi en önemli üç faktör olarak belirlenmiştir. Tüketicilerin bir gıda ürününü satın alınırken, sırasıyla ürünün fiyatına, güvenilirliğine, kalitesine ve helal olmasına önem verdiği saptanmıştır. Kadın tüketicilerin helal gıda konusunda daha hassas davrandığı tespit edilmiştir. Helal gıda satın alırken tüketicilerin en çok ürünün helal sertifikalı olmasına dikkat ettikleri belirlenmiştir. Bu çalışmaya göre marketlerde satılan gıda ürünlerinin helalliğine yönelik ciddi şüphelerin olduğu ve Müslüman tüketicilerin güvenini artırmak için helal sertifikalı ürünlerin satılması gerektiği belirlenmiştir. Türkiye’de gıdaların helalliğinin belirlenmesinde ve belgelendirilmesinde genel bir helal standardın uygulanması tüketicilerin helal sertifikalı gıdalara güvenini arttıracak ve oluşan şüpheleri azaltacaktır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Paklitaksel’e Maruz Bırakılan Sıçan Akciğerinde Misoprostol’ün Koruyucu Etkisinin Biyokimyasal ve Histopatolojik Olarak İncelenmesi
2023
Sedat Bilgic | Fatih Mehmet Gur | Ibrahim Aktas
Sıçanlarda paklitaksel (PTX) kaynaklı akciğer hasarına karşı misoprostol’ün (MP) koruyucu etkilerinin incelendiği bu çalışmada, yirmi bir adet dişi Sprague-Dawley cinsi sıçan kullanıldı. Bu hayvanlardan rastgele bir seçimle Kontrol, PTX ve PTX + MP olmak üzere 3 grup (n=7) oluşturuldu. Kontrol grubuna 1 mL %0,9 NaCl intraperitoneal (i.p.) ve 1 mL %0,9 NaCl oral yolla 6 gün boyunca verildi. PTX ve PTX + MP gruplarına çalışmanın 0., 2., 4. ve 6. günlerinde her sıçana 2 mg/kg PTX i.p. olarak verildi. PTX + MP grubuna ayrıca 6 gün süreyle 0,2 mg/kg/gün MP oral olarak verildi. Doku numuneleri sıçanlardan anestezi altında alındıktan sonra bu numunelerde biyokimyasal ve histopatolojik analizler yapıldı. Yapılan analizlerde PTX grubu sıçanlarda akciğer dokusundaki süperoksit dismutaz (SOD) ve katalaz (CAT) aktiviteleri ile glutatyon (GSH) düzeyinin azaldığı, malondialdehit (MDA) düzeyinin ise yükseldiği belirlendi. Yapılan histopatolojik incelemelerde ise, PTX grubu sıçanlarda alveol yapısında düzensizlik ve kalınlaşma, perivasküler ödem ve perivasküler alanda inflamatuar hücre infiltrasyonu gibi histopatolojik değişikliklerin şekillendiği tespit edildi. PTX + MP grubunda ise, PTX grubunda tespit edilen patolojik değişikliklerin büyük oranda önlendiği görüldü. Elde edilen bu sonuçlar; PTX’in neden olduğu akciğer hasarının önlenmesinde MP’nin etkili olduğunu göstermekte olup, kanser tedavisinde bu iki ilacın birlikte kullanılmasının faydalı olacağını düşündürmektedir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Samsun İlindeki Tarım Danışmanlarının Karşılaştıkları Sorunlar ve Çözüm Önerileri
2023
Nur İlkay Abacı
Bu araştırmada Samsun ilindeki tarım danışmanlarının karşılaştıkları sorunlar ele alınmaktadır. Bu doğrultuda Samsun ilinde görev yapan 51 tarım danışmanı ile anket yapılarak, ele alınan tarım danışmanlarına ait bilgiler ve yaşadıkları sorunlar tespit edilmiştir. Araştırmanın sonuçları, Samsun ilindeki tarım danışmanlarının genç, eğitimli ve iletişim becerilerine önem veren bir grup olduğunu ve düzenli olarak kendilerini geliştirdiklerini göstermektedir. Araştırma aynı zamanda tarım danışmanlarının yaşadıkları sorunları da ortaya koymaktadır. Bu sorunlar arasında tarım danışmanlığı sisteminin yeterince kurumsallaşmamış olması, hukuki düzenlemelerin eksikliği ve görev-yetki belirsizlikleri gibi önemli konular yer almaktadır. Ayrıca çiftçilerin danışmanlık hizmetlerine olan talebinin düşük olması ve kamu kuruluşları arasındaki koordinasyon eksiklikleri de sektörün sorunları arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, tarım danışmanları için düzenli hizmet içi eğitim sağlanmalıdır. Tarım danışmanlarının saha çalışmalarını daha etkin bir şekilde sağlamak için teknolojik araçlardan yararlanılabilir. Tarım danışmanlarının çalışma usul ve esaslarını belirleyen yasal düzenlemeler daha açık ve net hale getirilebilir. Çiftçi bilinçlendirme çalışmaları ve aynı zamanda tarım danışmanlarının saha faaliyetlerini sürdürülebilmeleri için finansman kaynaklarının önceden planlanması ve güvence altına alınması önemlidir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Tuz Stresi Altında Marul Bitkisinin Gelişimi ve Bazı Besin Maddesi İçerikleri Üzerine Organik Materyallerin Etkisi
2023
Ceyhan Tarakçıoğlu
Bu çalışmada, farklı organik materyallerin tuz stresi altında yetiştirilen İceberg ve Kıvırcık marul bitkisinin gelişimi, bazı besin maddesi içerikleri ve stres tolerans parametreleri üzerine etkisi araştırılmıştır. Toprağa vermikompost, fındık zuruf kompostu, düşük ve yüksek kaliteli leonardit bazlı organik toprak düzenleyicileri %2 oranında uygulanmıştır. Tuzluluk stresi üç seviyede (0, 20 ve 40 mM NaCl) gerçekleştirilmiştir. Deneme tesadüf parselleri deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak serada yürütülmüştür. Tuzlu koşullar altında bitkilerin kuru ağırlığı, membran geçirgenliği, nitrat içeriği, K/Na ile Ca/Na oranları düzenli olarak azalırken; prolin, Na, Cl ve Ca içerikleri artmıştır. Stres tolerans parametrelerine göre değerlendirildiğinde, bitkilerin membran geçirgenliği, prolin, nitrat, K, Na, Ca içerikleri ve Ca/Na oranlarının fındık zuruf kompostu uygulamasında, yaş-kuru ağırlık ve Cl içeriklerinin vermikompost uygulamasında en iyi olduğu tespit edilmiştir. Sonuçlarımız fındık zuruf kompostu ve vermikompostun leonardite kıyasla tuzluluk stresinin etkilerini azalttığını göstermektedir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Leblebi Tozu İlaveli Glütensiz Bisküvi Üretimi: TOPSIS Uygulaması
2023
Ali Cingöz | Mehmet Güldane
Geleneksel atıştırmalıklarımızdan biri olan leblebi yüksek besleyicilik özellikleri ile ön plana çıkmaktadır. Leblebi üretiminde yan ürün olarak kırık leblebi ve leblebi tozu açığa çıkmaktadır. Ticari değeri düşük olan bu yan ürünlerin alternatif gıdalarda kullanılması katma değerini yükseltecektir. Bu çalışmada, leblebi tozu/unu beş farklı oranda (%0, 10, 20, 30 ve 50) glütensiz un ile ikame edilmiş ve elde edilen karışımlardan glütensiz bisküvi üretimi gerçekleştirilmiştir. Üretilen bisküvilerin fiziksel (çap, yükseklik, yayılma oranı, renk vb), kimyasal (protein, yağ, kül vb), fonksiyonel (toplam fenolik madde, toplam antioksidan kapasite), tekstürel ve duyusal özellikleri tespit edilmiştir. Ayrıca örneklerin duyusal analiz sonuçları çoklu karar verme yöntemi (TOPSIS) ile de değerlendirilmiştir. Yapılan analizler sonucunda glütensiz una leblebi tozu/unu ilave edilmesi örneklerin protein, kül, toplam fenolik madde ve antioksidan kapasite değerlerini yükseltmiştir. Bisküvi örneklerinin kabarma dereceleri düşmüş, yayılma dereceleri ise artış göstermiştir. Ayrıca leblebi tozu/unu ilavesi örnekleri daha sert bir yapıya dönüştürmüş, %30 ve üzerinde leblebi tozu/unu ilave edilen örneklerin fiziksel özelliklerinin olumsuz etkilendiği belirlenmiştir. Yapılan duyusal değerlendirme de %20 leblebi tozu/unu ilaveli örneklerin kontrol örneğine en yakın genel beğeni puanı aldığı, çoklu karar verme yöntemi (TOPSIS) ile değerlendirilen duyusal analiz verilerinin de benzer sonuçlar verdiği tespit edilmiştir. Bu çalışma protein ve fonksiyonel bileşenlerce zengin glütensiz bisküvi üretiminde leblebi tozu/ununun alternatif ürün olarak kullanılabileceği göstermektedir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Transmission of Flower Traits and Fertility in Black Rose x Hybrid Tea Rose Cross Combination
2023
Tuğba Kılıç | Soner Kazaz
Breeding studies of scented cut roses have gained significance recently. The Black rose, a naturalized old garden rose in Türkiye, is a valuable genetic resource for breeding programs due to its pleasant scent. This study investigated the fertility of the Black rose (Rosa odorata cv. Louis XIV, Halfeti rose) as a seed parent and its ability to transmit flower traits to offspring. Four commercial cut rose varieties with known pollen germination rates were used as pollen parents. Each combination underwent at least 33 pollinations, and the fruit set rate, the average seed number per fruit, and the seed germination rate were examined. Both parents and one-year-old F1 progeny were evaluated for petal number, scent, and flower color traits during two flowering periods. Cross-pollination resulted in fruit set rates ranging from 70.21% to 100.0%, average seed numbers per fruit ranging from 5.0 to 10.0, and seed germination rates ranging from 4.42% to 21.69%. Morphological characterization revealed that 5.05% of the progeny exhibited moderate to intense scent, 42.42% had sour cherry-colored petals, and petal numbers ranged from 9 to 54. Considering the overall efficiency of rose breeding programs, the findings demonstrate the promising fertility of the Black rose and its relative success in forming efficient combinations with hybrid tea roses. However, it also suggests that the Black rose is not as successful in transmitting the scent to its offspring as in transmitting the flower color.
显示更多 [+] 显示较少 [-]The Comparative Analysis of a Developed Swing Beater and Conventional Beater of a Palm Nut Cracking Machine
2023
Oluwatobi Okunola | Olawale John Olukunle | Oluwafemi Adeyemi Adetola | Waleola Akinfiresoye
Based on high dependent of many processing company on palm kernel oil, high quality palm nut cracking machine is not only necessary but also important to revitalize the production of palm kernel in other to meup with ever increasing industrial demand. Different palm kernel beaters; Swing beater (SB) and the conventional type known as rigid beater (RB) of an existing palm kernel cracker were investigated using the moisture content (7, 17, 26% (db)), five different speeds (970, 1200, 1450,1750, 2430rpm) and three different average nut sizes (14.5, 22.15, 29.43mm) of palm kernel nut. Approximately, six thousand palm nuts of Tenera specie were collected, dried, cleaned and sorted to evaluate the machine. Result shows that, the maximum quality efficiency recorded for Swing beater was 89.5% at 17% moisture content (db), 29.4 mm average nut size and 970 rpm machine speed. Similarly, for the performance of rigid beater, the maximum quality efficiency of 71.5% was recorded at 26% moisture content (db), 29.4 mm average nut size and 970 rpm machine speed. The effect of nut size was however not significant on the quality efficiency however it was generally observed that quality efficiency increased with increase in the nuts size. The machine speed has a significant effect on the quality efficiency. Generally, the quality of the kernel recovered decreased as the machine speed decreased. Beater configuration has significant effect on the quality efficiency of the palm nut cracking machine at 5% significant level. Swing beater can be used instead of conventional beater (rigid beater) to crack palm nut for higher quality of whole kernel recovery.
显示更多 [+] 显示较少 [-]A Production Analysis of Dry Onion Powder from the Water Perspective
2023
Oyelayo Ajamu Oyedele | Olusegun Adeoti | Funke Florence Akinola
Nigeria’s dry onion production amounted to 1.38× 106 metric tonnes (t) in 2020. Roughly 50% of yearly production do not reach the table. An option lies in converting fresh dry onions to dry onion powder to mitigate postharvest losses. This study explores the possibility of producing dry onion powder from fresh dry onions using a pre-tested locally fabricated direct-mode solar tent dryer. The outcome of processing revealed a product yield of 8.09%, while there was no statistically significant difference between the measured proximate contents of powder and fresh dry onions (t(28)=0.04, p=0.97, two-tailed; eta square=5.71 × 10-5). Overall, the production of dry onion powder was not water neutral. About 4.5 cubic metres (m3) of freshwater per tonne of cleaned onions were needed during processing. Dry onion powder production (from field to table) freshwater use amounted to 31879.6 m3/t. Converting 40 - 60% of national average dry onion production (2000-2020) to dry onion powder would consume 14.05 - 21.08 × 109 m3 of Nigeria’s freshwater. This study affirms that dry onion powder production is technically feasible and can help to minimise dry onion production postharvest losses in Nigeria.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Effect of Different Hormones Concentration on In vitro Regeneration of Apricot Cultivars
2023
Muzaffer İpek | Şeyma Arıkan | Ahmet Eşitken | Servet Aras
The use of modern breeding methods along with appropriate cultivation techniques facilitates the acquisition and multiplication of varieties that possess the desired characteristics. Therefore, efforts towards the in vitro propagation of woody plants are increasing day by day. Today, plants such as Malus, Prunus, Pyrus, Ribes, Rubus, etc., can be successfully propagated in vitro. Apricot stands out as a stubborn species among Prunus types for shoot regeneration and genetic transformation. In this context, this study aims to determine how different plant growth regulators affect shoot regeneration of some native apricot varieties, which hold significant importance in apricot cultivation in our country. In the conducted study, mature cotyledons of Kabaaşı, Hacıhaliloğlu, and Hasanbey apricot varieties were used along with the culture medium consisting of MS. Different doses and ratios of plant growth regulators, including BAP and TDZ, in combination with NAA and GA3, were added to the culture media. At the end of the in vitro study, the callus and primordium formation rate (%), bud and shoot formation rate (%) and number of shoots per explant were recorded. According to the results, the variety with the highest callus formation was Kabaaşı, followed by Hasanbey and Hacıhaliloğlu. In all three varieties, the rate of callus formation decreased in media containing GA3. Regarding the stage of shoot regeneration from callus, the highest shoot formation with an average of 4 shoots per explant was observed in the Kabaaşı variety in the TDZ (1.0 mgL-1) + NAA (0.25 mgL-1) and TDZ (1.0 mgL-1) + NAA (0.50 mgL-1) media. Looking at the other varieties, the highest number of shoots, 1.6 shoots per explant, was obtained from the TDZ (2.0 mgL-1) + NAA (0.25 mgL-1) medium in Hasanbey and Hacıhaliloğlu varieties. As a result of the findings, the Kabaaşı variety showed the best result in terms of the regeneration capacity of apricot varieties. In contrast the best regeneration medium was obtained from the combinations of TDZ and NAA.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Economic Analysis of Seed Inoculation and Phosphorus Doses Application in Cowpea (Vigna unguiculata L.)
2023
Ankita Poudel
The study about the economic returns of cowpea (Vigna unguiculata) by the use of rhizobium seed inoculation and different phosphorus doses was conducted at Bharatpur, Chitwan, from February to May 2022. The experiment was conducted in a two-factor randomized complete block design (RCBD) with three replications and eight treatments. Treatments were set as factor A: seed inoculation i.e., un-inoculated and inoculated; and factor B: four different phosphorus doses (20, 40, 60, 80 kg ha-1). The cowpea variety ‘Prakash’ was used. Results revealed that the application of seed inoculation provides the highest returns compared to an un-inoculated one; similarly, in case of phosphorus dose of 40 kg P2O5 ha-1 gives the maximum economic returns compared to other phosphorus doses. Furthermore, the interaction of rhizobium inoculation with 40 kg ha-1 gives the highest gross income (NRs. 216005), net return (NRs. 110829.39) and B: C (2.05) compared to all other single inoculation or phosphorus or interaction treatments ( 1 $ = NRs. 132.53) . From the result, it is concluded that the use of rhizobium inoculation along with 40 kg P2O5 ha-1 would be economically profitable for the farmers under the Terai conditions of Nepal.
显示更多 [+] 显示较少 [-]